Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Müziği dine sokmak (2 Kullanıcı)

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Huyela

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Eki 2006
Mesajlar
2,345
Tepki puanı
1
Puanları
36
Yaş
41
Konum
İstanbul
müzik haram diyerek kesin bir cevaz vermeyi doğru bulmuyorum ben.. gerçektende müziğin haram olduğunu açıkça söyleyen bir hadise rastlamadım varsa arkadaşlar ulaştırın lütfen. Birde müziğin çeşitine göre değişir şarkılar insanın dünyevi duygularını etkiliyor ama ilahiler ise manevi duygularını kabartıyor..........


Lokman suresinin 6. âyetindeki lehv-el hadis ifadesini âlimler musiki, çalgı aleti olarak bildirmiştir. İbni Mesud hazretleri yemin ederek lehv-el hadis’ten kasıt, çalgı aleti ve musiki olduğunu söylemiştir. (Tefsir-i ibni kesir, Tefsir-i medarik) [İbni Mesud gibi büyük bir zata inanmayan cahillere ne denir ki?]

(Mevahib-i aliyye) ismindeki tefsirde, lehv-el hadis âyeti şöyle tefsir ediliyor:
Yalan hikayeler yazarak veya şarkıcı kadınlar tutup herkese ses nağmeleri dinleterek, Kur’an dinlemelerine engel olmaya çalışanlara Cehennem ateşini müjdele! (Mevâkib tefsiri)

Bir hadis-i şerifte de buyuruluyor ki:
(Üçü hariç, her lehv bâtıldır.) [Deylemi]
Demek ki lehv, bir oyun, bir eğlence, bir çalgı olduğu için böyle buyuruluyor.

Müfessirler, İsra suresinin 64. âyetinde şeytana, (Vestefziz... bi savtike [Sesinle oynat]) demenin çalgı ile oynat demek olduğunu, bu âyetin, her çeşit çalgıyı haram ettiğini bildirmişlerdir. (Şeyhzade)

Müfessirler Enam suresinin 70. âyetini, (Dinlerini [şarkı ile, musiki ile] oyun ve eğlence haline sokanlardan uzak dur) şeklinde tefsir etmişlerdir.

(Şimdi siz bu söze [Kur’âna] mı şaşırıyorsunuz? Gülüyorsunuz da ağlamıyorsunuz ve siz gafletle oynuyorsunuz.) [Necm 59-61]

Medarik tefsirinde entüm samidün ifadesi, (Kur'an okunduğunu işittikleri zaman onu dinletmemek için teganniye [şarkı türkü söyleyerek şamataya] başlarlar, oynarlardı) diye açıklanıyor. İbni Abbas ve Mücahid hazretleri de bu ifadenin şarkı olduğunu söylemiştir. (İgaset-ül-Lehfan)

Şimdi Resulullah efendimiz, yukarıdaki âyet-i kerimeleri nasıl açıklamışsa ona bakalım:
(İlk teganni eden şeytandır.) [Taberani]

(Sesini gına ile yükseltene şeytan musallat olur.) [Deylemi]

(Rahmet melekleri, ceres, [çan, zil, çıngırak] bulunan yere girmez.) [Nesai]

(Rahmet melekleri, köpek ve çan bulunan kafileye yaklaşmaz.) [Müslim, Ebu Davud, Tirmizi]

(Ceres, şeytanın mizmarıdır.) [Müslim, Ebu Davud, Nesai] [Mizmar çalgıdır]

(Şarkıcı kadını dinlemek, yüzüne bakmak haramdır. Parası da haramdır. Kimin eti haramdan beslendi ise, ona Cehennem ateşi layıktır.) [Taberani]

(Cenab-ı Hak, zurna, gırnata, ud, def gibi bütün çalgı aletlerini, cahiliyet döneminde tapınılan putları kaldırmamı emretti.) [İ.Ahmed]

(Bir zaman gelecek, ümmetimden bazısı, zinayı, ipek giymeyi, içki içmeyi, mizmarı [çalgıyı] helal addedecektir.) [Buhari]

(Musiki, zinaya yol açar.) [Mektubat-ı Rabbani 3/41]

(Musiki, kalbde nifak hasıl eder.) [Beyheki]

(Suyun otu büyüttüğü gibi, şarkı, oyun ve eğlence kalbde nifakı büyütür. Allah’a yemin ederim ki, suyun otu büyüttüğü gibi, Kur’an ve zikir de, kalbde imanı büyütür.) [Deylemi]

(Rabbim bana içkiyi, kumarı, darbukayı ve şarkı söyleyen kadınları haram kıldı.) [İ. Ahmed]

(Resulullah çalgı aletleriyle para kazanmayı yasakladı.) [Begavi]

(Ümmetimden bazıları, içkilere başka isim vererek içerler. Şarkıcı kadın ve çalgı aletleriyle eğlenirler. Allahü teâlâ, onları yerin dibine batırır da domuzlar ve maymunlar kılar.) [İbni Mace]

(Şu beş şey zuhur ederse, ümmetimin helaki hak olur: Birbiriyle lanetleşme, içki içme, ipekli giyme, çalgılar ve erkeğin erkekle, kadının kadınla iktifa etmesi.) [Deylemi, Hâkim]

(Ben, mizmarları [çalgıları], putları yok etmek için de gönderildim.) [İ.Ahmed, Ebu Nuaym, İbni Neccar]

(İblis, yer yüzüne indikten sonra, ya Rabbi bana ev ver dedi. Hamamlar senin evin. Yemek istedi. Besmelesiz yenen yemekler senin denildi. Müezzin istedi. Mizmarlar [çalgılar] müezzinin denildi. Yazıların dövme, hadislerin yalandır. Resulün [elçin] kâhinler, falcılar, tuzağın da kadınlardır.) [İbni Ebiddünya, İbni Cerir]

(İblis, benim kitabım nedir dedi. Senin kitabın dövmedir, içeceğin sarhoşluk veren her içki, sadakatin yalan, müezzinin mizmarlar [çalgılar], mescitlerin de çarşılardır denildi.) [Taberani]

(İki ses, melundur: Nimete kavuşunca [mizmar]çalgı, musibete maruz kalınca feryat.) [Bezzar]

(Allahü teâlânın gazabına sebep olan şeyler: Acıkmadan yemek, uykusu yokken uyumak, tuhaf bir şey olmadan gülmek, musibette feryat etmek, nimete kavuşunca mizmar [çalgı çalmak].) [Deylemi]

(Şarkıcı ve çalgıcı kadınlar çoğalınca, içkiler her yerde içilince, yere batmalar görülecek, gökten taş yağacaktır.) [Tirmizi, Ebu Davud, İbni Mace, İ.Ahmed]

(Şunlar gelmeden önce salih amel işlemekte acele edin. Sefihler başa geçmeden, güvenlik kuvvetleri çoğalmadan, hüküm rüşvetle satılmadan, adam öldürme hafife alınmadan, akraba ziyareti kesilmeden, Kur’an mizmarlardan okunmadan, Kur’anı şarkı gibi okuyanlar öne geçmeden.) [Taberani]

(Kur'an mizmarlardan okunduğu zaman ölebilirsen öl.) [Taberani]

(Kur'anı mizmarlardan [çalgı aletlerinden] okuyanlara Allah lanet eder.) [Müsamere]

(Şu 15 kötü haslet işlendiği zaman ümmetim belaya maruz kalır:
1- Ganimete hıyanet edilince
2- Emanetin ganimet sayılınca
3- Zekat cereme kabul edilince
4- Erkek karısına itaat edince
5- Evlat ana babaya isyan edince
6- Kişi, arkadaşına itaat edince
7- Babaya cefa edilince
8- Toplantılarda yüksek sesle konuşulunca
9- En rezil kimse iş başına geçince
10- Şerrinden korkulan kimseye ikram edilince
11- Her yerde içki içilince
12- Erkekler ipek giyinince
13- Şarkıcı kadınlar çoğalınca
14- Çalgı aletleri yayılınca
15- Sonra gelenler, önceki âlimlere lanet edip onları kötülediği zaman.) [Tirmizi]

(Gözün zinası [harama] bakmak, kulağın zinası [haram şeyleri] dinlemektir.) [Müslim]

İbni Hibban’ın bildirdiği hadis-i şerifte, Resulullah, develerin boyunlarındaki ceresleri [çanları] çıkarmıştır. Halbuki çan şehveti tahrik etmez. Çan bulunan yere rahmet melekleri girmiyor. Artık çalgıyı, çalgı aletlerini siz düşünün. Şeyh-ul-İslâm Ahmed İbni Kemal efendi hazretleri Kırk Hadis kitabında buyuruyor ki:
(Mizmarları kırmak ve hınzırları öldürmek için gönderildim) hadis-i şerifindeki mizmar, bütün çalgı aletleridir. Bu hadis-i şerif, her çeşit çalgıyı ve domuz eti yemeyi yasak etmektedir.

Hazret-i Ebu Bekir, iki küçük cariyenin tef çalıp şarkı söylediklerini gördü ve onları azarlayarak “Şeytanın çalgısını mı çalıyorsunuz?” dedi. (Buhari)

İbni Ömer hazretleri, ihramlı bir toplulukta şarkı söyleyen birine, “Allah senin ibadetini kabul etmesin” dedi. (İbni Ebid-dünya)

Enes bin Malik hazretleri, “En pis kazanç, şarkı ve çalgı aletleriyle kazanılandır” dedi. (İbni Ebid-Dünya)

İbni Abbas hazretleri, “Çalgı aletleri haramdır” dedi. (Beyheki)

Âişe validemiz, bir evde şarkı söyleyen birini görünce ona, “Yazıklar olsun sana. Bu şeytandır, bunu çıkarın dışarı” dedi ve onu çıkardılar. (Buhari)

Fudayl b. İyad hazretleri, “Müzik ve şarkı, zinanın teşvikçisidir” dedi. (İbni Ebid-dünya)

Şeyhü’l İslam Ahmed İbn-i Kemal Paşazade, Risale-i Münire’de buyuruyor ki:
Cevâhir-i Fetâvâ kitabında (Raks [oyun], şarkı ve çalgı haramdır) diyor. İstihsân kitabında çalgı dinlemenin haram olduğu bildiriliyor. Hidâye kitabının sahibi, (Şarkı söyleyenin şahitliği kabul edilmez) diyor. Kurtubi’de şarkı söylemek, ney çalmak ve raks etmek icma ile haramdır deniyor. Abdülkadir-i Geylani’nin (Raksa helal diyen kâfir olur) fetvasını gördüm. (Vesiletü'n Necat kitabı)

Şeyh Muhammed Rebhami hazretleri buyuruyor ki:
Saz, tanbur, def, ney ve diğer çalgı aletlerini çalmak, Allahü teâlânın emrini tutmamak olur. (Riyad-ün-Nasıhin)

İmam-ı Şarani hazretleri buyuruyor ki:
“Hakim-i Tirmizi’nin Nevadiru’l Usul adındaki kitapta rivayet ettiği hadis-i şerifte Resul-i Ekrem efendimiz, (Her kim şarkı sesine kulak verirse, onun ruhanileri dinlemesine izin verilmez) buyurdu. Oradakilerden biri tarafından, (Ya Resulallah, ruhaniler kimlerdir?) diye soruldu. Resulullah da, (Cennet ehlinin okuyucularıdır) buyurdu. (Muhtasar-ı Tezkire-i Kurtubi)

İmam-ı Birgivi hazretleri buyuruyor ki:
Saz dinlemekten kulaklarını korumalıdır. (Risale-i Birgivi)

Mezhepsiz İbni Teymiye bile, “Şarkı ve müzik, şeytani duyguları harekete geçiren en etkili unsurlardan biridir” demiştir. (Mecmu-ul Fetava)

Şarkı, Kitap ve Sünnetle yasaklanmıştır. (İmam-ı Kurtubi)

Şarkı ve müzik aletlerinin haram olduğu konusunda icma vardır. (İbni Salâh)

İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
İmam-ı Ziyaeddin-i Şami, Mültekıt kitabında (Hiçbir âlim, teganniye mubah demedi) buyurdu.(m. 266)

Kur'an-ı kerimi musiki perdelerine uydurarak okumak haramdır. (Bezzâziyye)

Çalgı çalmanın haram olduğu, icma ile bildirildi. (Makamat-ı Mazheriyye)

Çalgı çalarak veya oyun arasında Kur'an okuyan kâfir olur. (Tergib-üs-salât)

İmam-ı Münavi hazretleri (Nikahı herkese duyurun! Bunun için de, camide yapın ve def çalın) hadis-i şerifini açıklarken, (Mescitlerde def çalınmaz. Hadis-i şerif, mescid dışında çalınmasını, mescitte yalnız nikah yapılmasını emrediyor) diyor. (Hadika)

Camide def çalmak günah olunca, başka çalgının camide çalınması hiç caiz olmaz. Kadınların düğünlerde def çalması caizdir. (Redd-ül Muhtar)

Şimdiki tarikatçıların yaptıkları gibi, dönmek, dümbelek, ney, saz çalmak haramdır. (Tahtavi şerhi)

Her çeşit çalgı dinlemek haramdır. (Fetava-i Bezzaziyye, Hadika, Ahlak-ı alaiyye)

Müzik bütün dinlerde büyük günahtır. (Dürr-ül-münteka)

İncilin yasakladığı müziği, sonradan papazlar Hıristiyanlığa soktu. (Mevahib-i ledünniyye şerhi Zerkani)


Bunlar yeterlimi daha yazıyımmı ?
 

OkanDemir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
10 Eyl 2008
Mesajlar
177
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
Onlar fikir değil. İslamiyetin emir ve yasaklarından, tavsiyelerinden veya ruhsatlarından bir kaçı. İslamiyet bir kimsenin fikri düşüncesi değildir. Allahü tealanın koyduğu kurallardır.

Vesselam


Sevgili kardeşim siz de bir alimden yaptığınız alıntıları buraya yazıyorsunuz biz de kimi alimlerin görüşlerini yansıtıyoruz .Ümmetimin ihtilafında rahmet vardır sözüne istinaden konuyu tartışma değil paylaşma seviyesinde tutmak en azından benim fikrimdir.

Ben samimiyetle Kabe de olsun Mescid i Aksa da olsun vakit namazına yetişip cemaat e katılmayan pek görmedim.Bilmiyorum siz gittiniz mi RAbbim gitmediyseniz inşallah nasip eder o lezzeti insanın tek başına veya birkaç kişi ile cemaat yapıp elde etmesi mümkün değil.İslam da kurallar nettir ama alimler kendi yorumlarını katmıştır ve bundan da Mezhepler doğmuştur hepimiz biliyoruz.O kadar hadis i şerif yazmışsınız ama bizim de yazdığımız Hadisi şerif lerde çeşitli törenlerde çalgıya icazet verildiği açık yani sadece sizin yazdığınız hadis i şerif lerin yanında bizim de yazdığımız hadis i şeriflere dikkat etmek gerekmez mi ?

Cariye konusu maalesef bir dönem ciddi şekilde istismar edilmiş bir mesele aslında bu konuya da dikkat çekmek gerekiyor.Benim sizin yazdıklarınıza takılma sebebim budur zaten daha sonra bu konuyla ilgili bir alıntımı sitede paylaştım.Sonuç olarak ben sizin gerek mikrofon aracılığıyla yapılan ibadet in kabul olmayacağına ve çalgı nın müziğin her koşulda haram olduğuna dair iddialarınıza kendi araştırmalarımda karşılaştığım alimlerin yaklaşımları daha yakın geldiği için katılmıyorum.(Doğruyu yalnız ALLAH bilir.)
Şahsınıza karşı kırıcı bir yaklaşımım olduysa hakkınızı helal edin ..Selametle.
 

Huyela

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Eki 2006
Mesajlar
2,345
Tepki puanı
1
Puanları
36
Yaş
41
Konum
İstanbul
Sevgili kardeşim siz de bir alimden yaptığınız alıntıları buraya yazıyorsunuz biz de kimi alimlerin görüşlerini yansıtıyoruz .

Güzel abim işte fark burda. Biz görüş nakletmiyoruz. Müctehid alimlerin ictihadlarını naklediyoruz. İctihadla görüş farklı şeylerdir.



Ümmetimin ihtilafında rahmet vardır sözüne istinaden konuyu tartışma değil paylaşma seviyesinde tutmak en azından benim fikrimdir.

Çok güzel . Ama bu hadisi şerifi islam alimleri açıklammış ihtilaftan maksat bizim gibi cahillerin ihtilafı değil. Müctehid alimlerin ihtilafıdır. Yani bugün bize kitabları ulaşan dört mesheb imamının ihtilafı. Yoksa bu gün bir buçuk milyar müslüman ihtilaf etsek, yada binlerce ilahiyat mezunu kendini müctehid zannedipte ihtilaf etse, bunun neresi rahmet olur. Tam bir delalet olur.

Ben samimiyetle Kabe de olsun Mescid i Aksa da olsun vakit namazına yetişip cemaat e katılmayan pek görmedim.Bilmiyorum siz gittiniz mi RAbbim gitmediyseniz inşallah nasip eder

Amin. inşaallahü teala. teşekkür ederim duanız için.

o lezzeti insanın tek başına veya birkaç kişi ile cemaat yapıp elde etmesi mümkün değil.
Buda işin ayrı bir yanı. Bizler ibadetlerimizi zevk almak için yapmıyoruz. İbadetten murad emredileni yapmaktır. Bir kimse Allahü tealanın emrettiği şekilde ibadet etse zerre kadar zevk almasa bu makbuldur. Çünkü emre itaat etmiştir. Diğeri ise emre uymamıştır, kafasına göre yapmıştır. Zevkten dört köşe olsada mahşer günü avucunu yalar. Çünkü emrettiğimiz gibi yapmadın kendi kafana göre amel ettin denir.

İslam da kurallar nettir ama alimler kendi yorumlarını katmıştır ve bundan da Mezhepler doğmuştur hepimiz biliyoruz.
İşte bunlar yorum değil, ictihadtır. İkisi çok farklıdır. Bugün ki ilahiyatçıların yaptıklarının hepsi kendi yorumudur. Nitekim bir çoğunun bu yorumaları müctehid alimlerin sözlerine uymamaktadır. Müctehid alimlerin ki ise ictihadtır. Müctehidin ictihad etmesi farzdır. Ama dine yorum yapmak haramdır. Aradaki farkı siz düşününüz.

O kadar hadis i şerif yazmışsınız ama bizim de yazdığımız Hadisi şerif lerde çeşitli törenlerde çalgıya icazet verildiği açık yani sadece sizin yazdığınız hadis i şerif lerin yanında bizim de yazdığımız hadis i şeriflere dikkat etmek gerekmez mi ?

Güzel abim bunu biz inkar etmiyoruz ki zaten yazıyoruz burada defalarca. düğünlerde savaşlarda caiz olduğunu en başından belirttik. Bizim kızdığımız ise, cahillerin bu ruhsatları alıp, ilahileri çalgı ile söyleyip bunu ibadet olarak göstermeleridir.

Cariye konusu maalesef bir dönem ciddi şekilde istismar edilmiş bir mesele aslında bu konuya da dikkat çekmek gerekiyor.Benim sizin yazdıklarınıza takılma sebebim budur zaten daha sonra bu konuyla ilgili bir alıntımı sitede paylaştım.Sonuç olarak ben sizin gerek mikrofon aracılığıyla yapılan ibadet in kabul olmayacağına ve çalgı nın müziğin her koşulda haram olduğuna dair iddialarınıza kendi araştırmalarımda karşılaştığım alimlerin yaklaşımları daha yakın geldiği için katılmıyorum.(Doğruyu yalnız ALLAH bilir.)
Şahsınıza karşı kırıcı bir yaklaşımım olduysa hakkınızı helal edin ..Selametle.

Estağfirullah.Kırılmadım elbette. Sadece insaflı birisine benziyorsunuz. Bu kişilerin bu yazılarına aldanmanıza üzüldüğüm için böyle yazdım. Sizde hakkınızı helal ediniz. Elbette istediğinize inanmakta özgürsünüz. Allahü teala razı olduğu yolun sevgisini kalbinize nakşeylesin.

Dua eder dua beklerim.
 

OkanDemir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
10 Eyl 2008
Mesajlar
177
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
Estağfirullah.Kırılmadım elbette. Sadece insaflı birisine benziyorsunuz. Bu kişilerin bu yazılarına aldanmanıza üzüldüğüm için böyle yazdım. Sizde hakkınızı helal ediniz. Elbette istediğinize inanmakta özgürsünüz. Allahü teala razı olduğu yolun sevgisini kalbinize nakşeylesin.

Dua eder dua beklerim.


Yorumla kastım ictihaddı..Dediğim gibi farklı açılardan yaklaşsak ta amacımız ALLAH ın rızasını kazanan kul olmak.. sizden de ALLAH razı olsun Rabbim hepimizi Mahşet günü adaletiyle değil merhametiyle yargılar inşallah ..Selametle.
 

Huyela

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Eki 2006
Mesajlar
2,345
Tepki puanı
1
Puanları
36
Yaş
41
Konum
İstanbul
Yorumla kastım ictihaddı..Dediğim gibi farklı açılardan yaklaşsak ta amacımız ALLAH ın rızasını kazanan kul olmak.. sizden de ALLAH razı olsun Rabbim hepimizi Mahşet günü adaletiyle değil merhametiyle yargılar inşallah ..Selametle.

Amin cümlemizi inşaallahü teala.

Ama şunu unutmayalım. Müctehidi ictihad makamına yükselmiş alimler yapar, bugünki ilahiyatçılar değil.

Vesselam
 

Erzurumli

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Ağu 2007
Mesajlar
1,455
Tepki puanı
1
Puanları
0
Dikkat edersen Selam vermemişsin versen selamını alırdım.

Düğün ve derneklerde bu kabil âletleri çalmaya cevaz verilmiştir. Nitekim. Peygamber (A.S.) Efendimiz zamanında bayram günleri kadınların biraraya gelip bu tür çalgı çalıp eğlendikleri sahih rivayetlerle sabit olmuştur. Hattâ bir bayram günü Hz. Âişe Validemizin evinde kadınlar toplanıp tef çalıp eğlenirlerken Resûlüllah (A.S.) Efendimiz içeri girmiş, onlara bir şey demeden çekilip bir köşede uzanarak uyumak istemişti. Tam bu sırada Ebûbekir Sıddık içeri giriyor ve çalgı seslerini işitince üzülüyor, onları azarlayarak «Peygamber Efendimizin huzurunda caz ve sazın yeri mi olur?» diye uyarıda bulunuyor. Bunun üzerine Efendimiz yüzünün üstündeki örtüyü kaldırarak, «Ya Ebabekir! Herkesin bir bayramı var, onda eğlenirler, vazgeç bunlar da kendi bayramlarında eğlensinler.» buyurarak bunun bir aşırılık olmadığını belirtiyor.
Hazreti Aişe validemiz rivayet ediyor: benim yanımda iki cariye, Buas savaşı ile ilgili hamasi türküler söylerken Resulullah (s.a.s) çıkageldi. Gidip yatağın üzerine yan üstü uzandı ve yüzünü de aksi istikamete çevirdi. Derken babam Hz. Ebu Bekir (r.a) girdi. Derhal beni azarladı ve "Resulullah'ın hane-i saadetlerinde şeytan çalgısı ha!" dedi. Bunun üzerine Resulullah (s.a.s), ona yönelip: "Bırak onları (söylesinler!)" buyurdu. Onlar sohbete dalıp, bizden dikkatlerini çekince, ben cariyelere göz işareti yaptım, kalkıp gittiler." (Buhari, İydeyn, 2750)
Esselamu aleykum ,okumadığın için selamı görmüyorsun kelamın sonunda vermişim selamı sana,hala benim selamlarımı almak istemiyorsun çünkü hala aleykum selam dediğini göremiyorum,neyse Allah'ın Rahmetini istemeyen birine bir şey demiyorum,verdiğin hadis hakkında farklı farklı anlatım şekilleri mevcut,burdada daha farklı anlatılıyor ve Hz.Ebubekirin Müzik için ŞEYTAN işi diye tabiri mevcut,Resulullah ın ise (s.a.v) kadınlar ve cariyelere ses çıkarmadığı görülüyor üstelik okudukları kaside türü bir şey!,bunu bütün topluma mal etmek ne kadar uygundur bilinmez,ben yinede aynı şeyi diyorum,hakkında kesin hüküm verilemeyen bir şey için Uyun Peygamberinize Onda yoksa uyun sahabenize,ama kafamıza yada keyfimize göre bir şey yapmayalım sonra çıkamayız içinde ,bir de bir yerde bir yazı vardı << Müzik ruhun gıdasıdır>> diye,değildir kardeşim onun aslı << Müzik NEFSİN gıdasıdır>> ben bunu şöyle kanıtlarım Mevla Teala kulunun Namazla,Oruçla kendine yaklaşacağını söylemiştir,Müzik dinleyen kişi için bırak o işi de 20 Rekat namaz kılalım dediğin de suratı buruşuyor,NEDEN? çünkü Nefse O namaz zor gelir,ama Ruh Nefisden soyulmuş olsa idi bu makamada NEFSİ-MUTMAİN derler,O makama gelen kişiyi nefsi değil ruhu yönetir,ama seni beni Nefsimi ya EMMARE de yada LEVVAME de olduğu için nefsimiz yönetir,Hakkında kesin hüküm verilmeyen konuları İslamın lehine yönlendirmek boynumuzun borcudur,aksi halde çalışmak derecemizi Mevlanın indinde düşürür,Kur-an 'ın makamları gibi bir laf geçtiydi,Allah aşkına bir bakam bakayım bunların hangisi Efendimiz (s.a.v) zamanında varmış?,bunların hepsi düpedüz müzik icra eden kişilerin buluşlarıdır.Yinede takdir size kalmış,Allah' emanet olun.

1.Hicaz Makamı
Kelime anlamı ile Arabistan’daki bir ilin adıdır. İlk defa 14.yy. da Urmevi’nin eserlerinde rastlanılmaktadır. Yerinde Hicaz dörtlüsüne, Neva perdesinde Rast beşlisinin eklenmesinden meydana gelir.
Hicaz Makamı kendi içerisinde Hicaz, Humayun, Uzzal ve Zirgüleli Hicaz olmak üzere dörde ayrılmaktadır.

2.Nihavent Makamı
Kelime anlamı İran’da Luristan Eyaletinde Hamedan’ın güneyinde tarihi bir şehrin adıdır. İlk defa II. Mehmet’e ait eserlerde görülmektedir.
Rast perdesi üzerinde Buselik beşlisine, Neva perdesinde Kürdi veya Hicaz dörtlüsünün eklenmesiyle meydana gelir. Seyri inici-çıkıcıdır.

3.Hüzzam Makamı
Kelime anlamı koyu hüzün anlamındadır. İlk defa Kantemur’a ait eserlerde rastlanmaktadır. Yerinde Hüzzam beşlisine, Eviç perdesinde Hicaz dörtlüsünün eklenmesiyle meydana gelmiştir. Ayrıca, Neva perdesi üzerindeki Hicaz dörtlüsünün Humayun dizisi halinde uzantısıyla da, Gerdaniye perdesi üzerinde Buselik beşlisi meydana getirir. Seyri inici-çıkıcıdır.

4.Kürdîlihicazkâr Makamı
İlk defa 1855 yılında Hacı Arif Bey tarafından kullanılmıştır. En çok şarkı formundaki eserlerde kullanılır. Rast perdesi üzerinde bir Kürdi dörtlüsüne, Çargâh perdesi üzerinde bir Buselik beşlisinin eklenmesiyle meydana gelir. Kürdi etkilerinin ve Buselik etkilerinin duyulduğu bir makamdır. Seyri inicidir.

5.Rast Makamı
Farsça doğru dosdoğru ve gerçek anlamındadır. İlk defa 14.yy da Safiyüddün Abdülmümin’in eserlerinde rastlanılmaktadır. Yerinde Rast beşlisine, Neva Rast dörtlüsünün eklenmesiyle meydana gelir. Seyri çıkıcıdır.

6.Uşşak Makamı
Arapça, âşıklar anlamına gelmektedir. İlk defa 14. yy.da Safiyüddün Abdülmümin’in eserlerinde rastlanılmaktadır. Yerinde Uşşak dörtlüsüne, Neva perdesinde Buselik beşlisinin eklenmesiyle meydana gelir. Seyri çıkıcıdır.

7.Hüseyni Makamı
Hüseyin’e ait anlamındadır. İlk defa 14.yy. da Safiyüddün Abdülmümin’in eserlerinde rastlanılmaktadır. Yerinde Hüseyni beşlisine, Hüseyni perdesinde Uşşak dörtlüsünün eklenmesiyle meydana gelir. Seyri çıkıcıdır.

8.Muhayyer Makamı
Serbest, takdir ve beğenişe kalan anlamındadır. İlk defa 14.yy. da II. Mehmet’e ait eserlerde görülmektedir. Yerinde Hüseyni beşlisine, Hüseyni perdesi üzerinde Uşşak dörtlüsünün eklenmesiyle meydana gelir. Seyri inicidir.

9.Mahur Makamı
Hindistan’ın Haydarabat Nizamlığında bir şehrin adıdır. İlk defa 14.yy. da II. Mehmet’e ait eserlerde görülmektedir. Rast perdesi üzerinde Çargâh beşlisine, Neva perdesinde Çargâh dörtlüsünün eklenmesiyle meydana gelir. Seyri inicidir.

10.Hicazkâr Makamı
Zarafet ve hayal gücü anlamına gelmektedir. 18.yy.’ın ikinci yarısında Abdulbaki Nasır Dede’de rastlanılmaktadır. Rast perdesinde Hicaz beşlisine, Neva perdesi üzerinde Hicaz dörtlüsünün eklenmesiyle meydana gelir. Seyri inicidir.

11.Karcığar Makamı
Türkçe, yırtıcı kuş anlamına gelmektedir. İlk defa 15.yy. da Kırşehirli Nizamoğlu Yusuf’a ait kuramlarda rastlanılmaktadır. Yerinde Uşşak Dörtlüsüne, Neva perdesinde Hicaz beşlisinin eklenmesiyle oluşur. Dizisi inici-çıkıcıdır.

12.Süznak Makamı
Yakıcı anlamındadır. 1785 yılında tahminen Vardokosta Seyfi Ahmet Ağa’ya ait eserlerde rastlanılmaktadır. Yerinde Rast beşlisine, Neva perdesi üzerinde Hicaz dörtlüsünün eklenmesiyle meydana gelir. Seyri inici-çıkıcıdır.

13.Muhayyer Kürdi Makamı
İlk defa 19.yy da Müezzinbaşı Rıfat tarafından bulunduğu ve II. Mahmut’a ait eserlerde görülmektedir. Yerinde Muhayyer Makamı dizisi ve yerinde Kürdi Makamı dizisinin karışımından meydana gelmiştir. Seyri inicidir.

14.Acem Kürdi Makamı
İlk defa Kavaidi Tanbur adlı yayında rastlanılmaktadır. Esas olarak Acem Makamını meydana getiren dizi ve çeşnilere yerinde Kürdi dörtlü veya beşlisinin eklenmesiyle meydana gelir. Seyri inicidir.


 

OkanDemir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
10 Eyl 2008
Mesajlar
177
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
Dikkat edersen Selam vermemişsin versen selamını alırdım.

Düğün ve derneklerde bu kabil âletleri çalmaya cevaz verilmiştir. Nitekim. Peygamber (A.S.) Efendimiz zamanında bayram günleri kadınların biraraya gelip bu tür çalgı çalıp eğlendikleri sahih rivayetlerle sabit olmuştur. Hattâ bir bayram günü Hz. Âişe Validemizin evinde kadınlar toplanıp tef çalıp eğlenirlerken Resûlüllah (A.S.) Efendimiz içeri girmiş, onlara bir şey demeden çekilip bir köşede uzanarak uyumak istemişti. Tam bu sırada Ebûbekir Sıddık içeri giriyor ve çalgı seslerini işitince üzülüyor, onları azarlayarak «Peygamber Efendimizin huzurunda caz ve sazın yeri mi olur?» diye uyarıda bulunuyor. Bunun üzerine Efendimiz yüzünün üstündeki örtüyü kaldırarak, «Ya Ebabekir! Herkesin bir bayramı var, onda eğlenirler, vazgeç bunlar da kendi bayramlarında eğlensinler.» buyurarak bunun bir aşırılık olmadığını belirtiyor.
Hazreti Aişe validemiz rivayet ediyor: benim yanımda iki cariye, Buas savaşı ile ilgili hamasi türküler söylerken Resulullah (s.a.s) çıkageldi. Gidip yatağın üzerine yan üstü uzandı ve yüzünü de aksi istikamete çevirdi. Derken babam Hz. Ebu Bekir (r.a) girdi. Derhal beni azarladı ve "Resulullah'ın hane-i saadetlerinde şeytan çalgısı ha!" dedi. Bunun üzerine Resulullah (s.a.s), ona yönelip: "Bırak onları (söylesinler!)" buyurdu. Onlar sohbete dalıp, bizden dikkatlerini çekince, ben cariyelere göz işareti yaptım, kalkıp gittiler." (Buhari, İydeyn, 2750)
Esselamu aleykum ,okumadığın için selamı görmüyorsun kelamın sonunda vermişim selamı sana,hala benim selamlarımı almak istemiyorsun çünkü hala aleykum selam dediğini göremiyorum,neyse Allah'ın Rahmetini istemeyen birine bir şey demiyorum,verdiğin hadis hakkında farklı farklı anlatım şekilleri mevcut,burdada daha farklı anlatılıyor ve Hz.Ebubekirin Müzik için ŞEYTAN işi diye tabiri mevcut,Resulullah ın ise (s.a.v) kadınlar ve cariyelere ses çıkarmadığı görülüyor üstelik okudukları kaside türü bir şey!,bunu bütün topluma mal etmek ne kadar uygundur bilinmez,ben yinede aynı şeyi diyorum,hakkında kesin hüküm verilemeyen bir şey için Uyun Peygamberinize Onda yoksa uyun sahabenize,ama kafamıza yada keyfimize göre bir şey yapmayalım sonra çıkamayız içinde ,bir de bir yerde bir yazı vardı << Müzik ruhun gıdasıdır>> diye,değildir kardeşim onun aslı << Müzik NEFSİN gıdasıdır>> ben bunu şöyle kanıtlarım Mevla Teala kulunun Namazla,Oruçla kendine yaklaşacağını söylemiştir,Müzik dinleyen kişi için bırak o işi de 20 Rekat namaz kılalım dediğin de suratı buruşuyor,NEDEN? çünkü Nefse O namaz zor gelir,ama Ruh Nefisden soyulmuş olsa idi bu makamada NEFSİ-MUTMAİN derler,O makama gelen kişiyi nefsi değil ruhu yönetir,ama seni beni Nefsimi ya EMMARE de yada LEVVAME de olduğu için nefsimiz yönetir,Hakkında kesin hüküm verilmeyen konuları İslamın aleyhine yönlendirmek boynumuzun borcudur,aksi halde çalışmak derecemizi Mevlanın indinde düşürür,Kur-an 'ın makamları gibi bir laf geçtiydi,Allah aşkına bir bakam bakayım bunların hangisi Efendimiz (s.a.v) zamanında varmış?,bunların hepsi düpedüz müzik icra eden kişilerin buluşlarıdır.Yinede takdir size kalmış,Allah' emanet olun.

1.Hicaz Makamı
Kelime anlamı ile Arabistan’daki bir ilin adıdır. İlk defa 14.yy. da Urmevi’nin eserlerinde rastlanılmaktadır. Yerinde Hicaz dörtlüsüne, Neva perdesinde Rast beşlisinin eklenmesinden meydana gelir.
Hicaz Makamı kendi içerisinde Hicaz, Humayun, Uzzal ve Zirgüleli Hicaz olmak üzere dörde ayrılmaktadır.

2.Nihavent Makamı
Kelime anlamı İran’da Luristan Eyaletinde Hamedan’ın güneyinde tarihi bir şehrin adıdır. İlk defa II. Mehmet’e ait eserlerde görülmektedir.
Rast perdesi üzerinde Buselik beşlisine, Neva perdesinde Kürdi veya Hicaz dörtlüsünün eklenmesiyle meydana gelir. Seyri inici-çıkıcıdır.

3.Hüzzam Makamı
Kelime anlamı koyu hüzün anlamındadır. İlk defa Kantemur’a ait eserlerde rastlanmaktadır. Yerinde Hüzzam beşlisine, Eviç perdesinde Hicaz dörtlüsünün eklenmesiyle meydana gelmiştir. Ayrıca, Neva perdesi üzerindeki Hicaz dörtlüsünün Humayun dizisi halinde uzantısıyla da, Gerdaniye perdesi üzerinde Buselik beşlisi meydana getirir. Seyri inici-çıkıcıdır.

4.Kürdîlihicazkâr Makamı
İlk defa 1855 yılında Hacı Arif Bey tarafından kullanılmıştır. En çok şarkı formundaki eserlerde kullanılır. Rast perdesi üzerinde bir Kürdi dörtlüsüne, Çargâh perdesi üzerinde bir Buselik beşlisinin eklenmesiyle meydana gelir. Kürdi etkilerinin ve Buselik etkilerinin duyulduğu bir makamdır. Seyri inicidir.

5.Rast Makamı
Farsça doğru dosdoğru ve gerçek anlamındadır. İlk defa 14.yy da Safiyüddün Abdülmümin’in eserlerinde rastlanılmaktadır. Yerinde Rast beşlisine, Neva Rast dörtlüsünün eklenmesiyle meydana gelir. Seyri çıkıcıdır.

6.Uşşak Makamı
Arapça, âşıklar anlamına gelmektedir. İlk defa 14. yy.da Safiyüddün Abdülmümin’in eserlerinde rastlanılmaktadır. Yerinde Uşşak dörtlüsüne, Neva perdesinde Buselik beşlisinin eklenmesiyle meydana gelir. Seyri çıkıcıdır.

7.Hüseyni Makamı
Hüseyin’e ait anlamındadır. İlk defa 14.yy. da Safiyüddün Abdülmümin’in eserlerinde rastlanılmaktadır. Yerinde Hüseyni beşlisine, Hüseyni perdesinde Uşşak dörtlüsünün eklenmesiyle meydana gelir. Seyri çıkıcıdır.

8.Muhayyer Makamı
Serbest, takdir ve beğenişe kalan anlamındadır. İlk defa 14.yy. da II. Mehmet’e ait eserlerde görülmektedir. Yerinde Hüseyni beşlisine, Hüseyni perdesi üzerinde Uşşak dörtlüsünün eklenmesiyle meydana gelir. Seyri inicidir.

9.Mahur Makamı
Hindistan’ın Haydarabat Nizamlığında bir şehrin adıdır. İlk defa 14.yy. da II. Mehmet’e ait eserlerde görülmektedir. Rast perdesi üzerinde Çargâh beşlisine, Neva perdesinde Çargâh dörtlüsünün eklenmesiyle meydana gelir. Seyri inicidir.

10.Hicazkâr Makamı
Zarafet ve hayal gücü anlamına gelmektedir. 18.yy.’ın ikinci yarısında Abdulbaki Nasır Dede’de rastlanılmaktadır. Rast perdesinde Hicaz beşlisine, Neva perdesi üzerinde Hicaz dörtlüsünün eklenmesiyle meydana gelir. Seyri inicidir.

11.Karcığar Makamı
Türkçe, yırtıcı kuş anlamına gelmektedir. İlk defa 15.yy. da Kırşehirli Nizamoğlu Yusuf’a ait kuramlarda rastlanılmaktadır. Yerinde Uşşak Dörtlüsüne, Neva perdesinde Hicaz beşlisinin eklenmesiyle oluşur. Dizisi inici-çıkıcıdır.

12.Süznak Makamı
Yakıcı anlamındadır. 1785 yılında tahminen Vardokosta Seyfi Ahmet Ağa’ya ait eserlerde rastlanılmaktadır. Yerinde Rast beşlisine, Neva perdesi üzerinde Hicaz dörtlüsünün eklenmesiyle meydana gelir. Seyri inici-çıkıcıdır.

13.Muhayyer Kürdi Makamı
İlk defa 19.yy da Müezzinbaşı Rıfat tarafından bulunduğu ve II. Mahmut’a ait eserlerde görülmektedir. Yerinde Muhayyer Makamı dizisi ve yerinde Kürdi Makamı dizisinin karışımından meydana gelmiştir. Seyri inicidir.

14.Acem Kürdi Makamı
İlk defa Kavaidi Tanbur adlı yayında rastlanılmaktadır. Esas olarak Acem Makamını meydana getiren dizi ve çeşnilere yerinde Kürdi dörtlü veya beşlisinin eklenmesiyle meydana gelir. Seyri inicidir.



ya arkadaş RAbbim seni sayıyla mı yarattı adına kurban olduğum..Rahmetini bilmediğimizi nereden çıkardın herhalde yıllardır tanıyorsun beni ki fikir yürütüyorsun .Asıl okumayan sensin okusan Selamını aldığımı görürdün ..Okuduğunu anlamıyorsun baktığını göremiyorsun sana ne desek kafiyetsiz Mübarek Ebu Hanife nin bir güzel lafı var Ben Cahillerle yaptığım her tartışmayı kaybettim diye ...
Biraz Yukarıda İmam ı Gazali nin İhya sından örnek var umarım bakar görür anlar okursun..İNŞALLAH !
 

Erzurumli

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Ağu 2007
Mesajlar
1,455
Tepki puanı
1
Puanları
0
Esselamu aleykum değerli kardeşim,sen ihya ile amel et o zaman ben de Efendimizin (s.a.v) sünneti ile ve ayrıca beni cahil sınıfına koyduğun için de sana darılmıyorum,ancak hata bir gün gelir sahibini bir yerde bulur,umarım müzik sevginiz ve onu meşru kılma çabanız size zarar vermez.
 

OkanDemir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
10 Eyl 2008
Mesajlar
177
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
Esselamu aleykum değerli kardeşim,sen ihya ile amel et o zaman ben de Efendimizin (s.a.v) sünneti ile
Ve Aleykum Selam bu cümle ile anlama yeteneğini tekrardan ortaya koyduğun için teşekkür ediyorum ..Selametle.
 

Erzurumli

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Ağu 2007
Mesajlar
1,455
Tepki puanı
1
Puanları
0
Selamun Aleykum hocam
yazdiklariniz dogru
mesela ben bi örnek vermek isterim; televizyon da bir aletttir.. ama sen onun hangi kanalina baktigin önemli.... c¨nkü içerisnide haram olan göruntulerde var helal olanlarida var..
mesela bir tabanca bu da bir alettir ama katilin elinde olursa kan ve gözyasi getirir! Allahu Tealadan korkan ve O'na iman eden birinin elinde olursa huzur ve güven getirir...

bir de bu sitede dikkatimi cekti bazilari ne kadar guveniyor kendisine öbür alemde, Ahiret 'te.
sanki! oyle yazilar yaziyorlar ki mesela (Mahser de görüsürüz gibi) sadece kendileri cennete gidecek digerleri cehenneme!! bir de; yahudilerin zulmunu kinadigimizda veya boykot listeleri yazildiginda bu kisilerin nedense hic yazilari yok sesleri cikmiyor çok enterasan çok!!
beyler dikkatli olalim!!! Peygamberler' den baska kimsenin imani garanti degildir..

Allah'a cc emanet olunuz..


Esselamu aleykum değerli kardeşim,
Haklısın aletler hakkında yazdıkların için,mesela silah Cihat etmeye yarar,televizyon dünyadan haber almaya,internet haber vermeye,bunların bir yapılış amacı vardır ,kullanmasını bilen için İslam ve hatta İnsanlığa hizmet içindir,O zaman Müzik aleti NE AMAÇLA YAPILIR? burada bu müzik aletleri İslama yada İnsanlığa ne gibi bir fayda sağlar,diyelimki sağlıyor !!!
İlahi okuyoruz,def ve ney ile Sordum sarı çiçeğe diye bir terenennen diyoruz,buradan bir manevi tad verdiğini belirtiyor ilahi gurubu,aynı ilahiyi Rock cu bir gurup çıksa okusa onlarda biz size manevi bir tad veriyoruz dese,hayır siz yalan söylüyorsunuz diyemeyiz,EĞERKİ İLK SÖYLEYENE İNANDIYSAK,ikinciyede inanmamız gerekmezmi?,müzik aleti ve O müziği icra edenin ettiği amel ben inanmıyorumki bir insanın Dini vecibelerini emellerini süslesin,bu ancak olsa olsa nefsi hoş gelen bir işdir,aramızda bulunan çoğu kişide bilirki insan aslında meleklere makam bakımından eş yaratılmıştır,ancak Mevla Teala O insanı Zulmet olan bu dünya hayatına yani aşağılara indirmiştir,NEDEN? çünkü meleklerden daha yukarıya çıkması için daha üstün olması için,bu ancak Onu (c.c) tanımak ve bilmekle olurdu ne varki bu dünyada yaşamak için insana nefsini arkadaş etmiş ve onu insana insanı nefsine aşık etmiştir,insan doğup büyür zamanla Allah Teala ona yüce zatinin varlığını bildiridiğinde nefis ile çekişmeye başlar,çünkü nefis görmediği bir şeye asla inanmaz,inanamamak onun yaratılışında vardır,velhasıl insan nefsinin arzularını kırarsa yüksek makamlara çıkar bunlar emmare den,levvameye,oradan mutmainne oradan da diğer bazı makamlardırki buralara her babayiğit ulaşamaz,emmarede olan nın ruhu sadece nefisin istediği yöne bakar,levvamede olanın ruhunun yüzü hem emmare hemde mutmainne bakar,mutmainne olan ise ancak Hak Tealaya bakar,öyleyse kendimize bir soralım benim nefsimin derecesi nedir?
Kendim için benim nefsim mutmainne de değil dedim,eğer öyle olsaydı Hergün,her an Mevla Teala ile olurdum,eğer sana haramlar hoş geliyorsa,namaz,oruç, ve diğer ibadetler zor geliyorsa aşağılardasın,insanı zulmetten çıkaran,yukarı makamlara taşıyan şeyler nefse zor gelir,kardeşim benim canım müzik dinlemek film izlemek dans etmek istiyor,ancak gel diyorum nefse bu işler maleyani namaz kılalım bana diyorki YOK.
O zaman bu işler sana tad veriyorsa benim ruhumun yukarı istikametine zarar veriyor,buna göre isteyen dinlesin isteyen dinlemesin.
Allah'a emanet ol.
 

gurbette

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Eki 2008
Mesajlar
2,850
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
50
:G
Esselamu aleykum değerli kardeşim,
Haklısın aletler hakkında yazdıkların için,mesela silah Cihat etmeye yarar,televizyon dünyadan haber almaya,internet haber vermeye,bunların bir yapılış amacı vardır ,kullanmasını bilen için İslam ve hatta İnsanlığa hizmet içindir,O zaman Müzik aleti NE AMAÇLA YAPILIR? burada bu müzik aletleri İslama yada İnsanlığa ne gibi bir fayda sağlar,diyelimki sağlıyor !!!
İlahi okuyoruz,def ve ney ile Sordum sarı çiçeğe diye bir terenennen diyoruz,buradan bir manevi tad verdiğini belirtiyor ilahi gurubu,aynı ilahiyi Rock cu bir gurup çıksa okusa onlarda biz size manevi bir tad veriyoruz dese,hayır siz yalan söylüyorsunuz diyemeyiz,EĞERKİ İLK SÖYLEYENE İNANDIYSAK,ikinciyede inanmamız gerekmezmi?,müzik aleti ve O müziği icra edenin ettiği amel ben inanmıyorumki bir insanın Dini vecibelerini emellerini süslesin,bu ancak olsa olsa nefsi hoş gelen bir işdir,aramızda bulunan çoğu kişide bilirki insan aslında meleklere makam bakımından eş yaratılmıştır,ancak Mevla Teala O insanı Zulmet olan bu dünya hayatına yani aşağılara indirmiştir,NEDEN? çünkü meleklerden daha yukarıya çıkması için daha üstün olması için,bu ancak Onu (c.c) tanımak ve bilmekle olurdu ne varki bu dünyada yaşamak için insana nefsini arkadaş etmiş ve onu insana insanı nefsine aşık etmiştir,insan doğup büyür zamanla Allah Teala ona yüce zatinin varlığını bildiridiğinde nefis ile çekişmeye başlar,çünkü nefis görmediği bir şeye asla inanmaz,inanamamak onun yaratılışında vardır,velhasıl insan nefsinin arzularını kırarsa yüksek makamlara çıkar bunlar emmare den,levvameye,oradan mutmainne oradan da diğer bazı makamlardırki buralara her babayiğit ulaşamaz,emmarede olan nın ruhu sadece nefisin istediği yöne bakar,levvamede olanın ruhunun yüzü hem emmare hemde mutmainne bakar,mutmainne olan ise ancak Hak Tealaya bakar,öyleyse kendimize bir soralım benim nefsimin derecesi nedir?
Kendim için benim nefsim mutmainne de değil dedim,eğer öyle olsaydı Hergün,her an Mevla Teala ile olurdum,eğer sana haramlar hoş geliyorsa,namaz,oruç, ve diğer ibadetler zor geliyorsa aşağılardasın,insanı zulmetten çıkaran,yukarı makamlara taşıyan şeyler nefse zor gelir,kardeşim benim canım müzik dinlemek film izlemek dans etmek istiyor,ancak gel diyorum nefse bu işler maleyani namaz kılalım bana diyorki YOK.
O zaman bu işler sana tad veriyorsa benim ruhumun yukarı istikametine zarar veriyor,buna göre isteyen dinlesin isteyen dinlemesin.
Allah'a emanet ol.

vealeykumselam degerli kardesim
 

Huyela

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Eki 2006
Mesajlar
2,345
Tepki puanı
1
Puanları
36
Yaş
41
Konum
İstanbul
Haram iyi niyetle haramlıktan çıkmaz

Haram iyi niyetle haramlıktan çıkmaz

Selamun Aleykum hocam
yazdiklariniz dogru
mesela ben bi örnek vermek isterim; televizyon da bir aletttir.. ama sen onun hangi kanalina baktigin önemli.... c¨nkü içerisnide haram olan göruntulerde var helal olanlarida var..
mesela bir tabanca bu da bir alettir ama katilin elinde olursa kan ve gözyasi getirir! Allahu Tealadan korkan ve O'na iman eden birinin elinde olursa huzur ve güven getirir...

bir de bu sitede dikkatimi cekti bazilari ne kadar guveniyor kendisine öbür alemde, Ahiret 'te.
sanki! oyle yazilar yaziyorlar ki mesela (Mahser de görüsürüz gibi) sadece kendileri cennete gidecek digerleri cehenneme!! bir de; yahudilerin zulmunu kinadigimizda veya boykot listeleri yazildiginda bu kisilerin nedense hic yazilari yok sesleri cikmiyor çok enterasan çok!!
beyler dikkatli olalim!!! Peygamberler' den baska kimsenin imani garanti degildir..

Allah'a cc emanet olunuz..

Haram iyi niyetle haramlıktan çıkmaz


Sual: Hocanın biri, ("Ameller niyetlere göredir" hadisine göre, müzik, iyi niyetle dinlenirse haram olmaz) dedi. Doğru mudur?
CEVAP
Asla doğru değildir. Bu sözü söyleyenin bir hoca olmaması gerekir. Veya bir yanlış anlama var. Cahilce bir söz olup, dinen çok yanlıştır. Çünkü müzik, haram ise, haram iyi niyetle de işlense helal olmaz. Mesela kuvvetlenmek için içki içilmez. İçki içen, namaz kılmaya kuvvet bulmak niyeti ile içiyorum dese bir kıymeti var mıdır? Bir fahişe de, niyetim sadece erkeklerin ihtiyacını gidermektir dese, iyi niyetle onlara yardım ediyorum dese, zina haram olmaz mı? Bildirilen hadis-i şerif mubahlar içindir.

Sual: Bir hoca, “Müzik, çalgı ne kadar müstehcen olursa olsun Allah sevgisini artıyorsa mubahtır, süslü, açık, güzel bayana bakmak da ferahlık veriyorsa, Allah sevgisini artırıyorsa, çiçeğe bakmak gibi mubah olur” dedi. Haram olan şey mubah olabilir mi?
CEVAP
Çok yanlış bir kıyas. Güzel bir çiçeğe bakmak, onu koklamak ruha tatlı gelir. Ruhun Allahü teâlânın varlığını, büyüklüğünü anlamasına, Onun emirlerine uymasına sebep olmaktadır. Kokulu ve açık bayana bakmak ise, nefse hoş gelir. Kulak, renkten zevk almaz. Göz de sesten zevk almaz. Çünkü, anlamazlar. Nefs, Allahü teâlânın düşmanıdır. Zevklerine kavuşmak için her kötülüğü yapmaktan çekinmez. Onun zevklerinin sonu yoktur. Karıya kıza bakmakla doymaz. Daha başka şeylerin zevkini tatmak ister. Nefsin taşkın zevkleri, insanı sefalete, hastalıklara, aile facialarına, felaketlere sürüklemektedir. Allahü teâlâ, bu facialara mani olmak için, kadınların, kızların açılmalarını, yabancı erkeklere yaklaşmalarını, içkiyi, kumarı, çalgıyı yasak etmiştir.

İmam-ı Gazali hazretleri buyuruyor ki:
Bir kimse İslamiyet'e uymaz, Allahü teâlânın düşmanı olan nefsine uyarsa, kalbi bozulur. Çalgı dinlemek ve her günahı işlemek nefsi kuvvetlendirir. Salim, temiz kalb müzikten zevk alamaz. Müzik nefsi kuvvetlendirip, harekete getirip zararlı olur. (Kimya-i saadet)

“Çalgı insanı Allah sevgisine götürüyorsa caiz olur” demek, (Zina, içki, kumar Allah sevgisine götürüyorsa caiz olur) demeye benziyor. Dinimizin yasakladığı çalgıyı böyle savunmanın sebebi nedir?
 

gurbette

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Eki 2008
Mesajlar
2,850
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
50
degerli kardesim siz konuyla alakasi dahi olmayan sorulari ve cevaplri bulup yaziyorsunuz yani benim yazdiklarmla sorulan soru ve cevaplarin ne alkasi var merak ediyorum yukardaki ikinci soru boyle soruyu kim sorabilir suslu acik guzel bayana bakmak ferahlik veriyorsa gibi kusura bakmayin ama siz karsinizdaki insani gormeden tanimadan bu tur sorulari yazip ve ayni kaynaktan cevap vererek bize uygulamayin yani öyle seyler yaziyorsunuz ki gunumuzde ki ehli sunnet alimlerini bile kabul etmiyorsunuz (sadece tam ilmihaldeki leri kabul ediyrsunuz size gore baska ehli sunnet alimi yok) cevap yazdigimdada; kim bunlar neci kime bagli muctehid mi gibi alaya alaraktan cevaplar yazmayin kendinize gelin biz cok iyi biliyoruz sizin alinti yaptiginiz kaynaklari
sizin baska kitaplarla faydalanma gibi bi aliskanliginiz yokmu!! hayir yani kucuk gormuyorum ama sanki en dogru yolda sizsiniz gibi yazilar nedir bunlar insanlari bu tur kutuplara ayirarak bir yere varamazsiniz yazilarinizin ekseriyeti bu sekilde yoksa benmi yanlis anliyorum !
“Çalgı insanı Allah sevgisine götürüyorsa caiz olur” demek, (Zina, içki, kumar Allah sevgisine götürüyorsa caiz olur) demeye benziyor. ne alakasi var boyle biseymi dedk!! kesinlikle Allahu Tealanin yasakladigi fiiller bunlar zina, içki, kumar...
bu yazdiklarim daha önce bana yzdiginiz cevaplarla az onceki yazdiklariniza cevaptir
vesselam
.
 

osman gazi

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
28 Ara 2008
Mesajlar
716
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
54
mesela ben bi örnek vermek isterim; televizyon da bir aletttir.. ama sen onun hangi kanalina baktigin önemli.... c¨nkü içerisnide haram olan göruntulerde var helal olanlarida var..
mesela bir tabanca bu da bir alettir ama katilin elinde olursa kan ve gözyasi getirir! Allahu Tealadan korkan ve O'na iman eden birinin elinde olursa huzur ve güven getirir...gurbette kardeşimizden Allahcc razı olsun....
 

gurbette

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Eki 2008
Mesajlar
2,850
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
50
Dr. Ebubekir Sifil
Milli Gazete - 26 Kasım 2005 bu konuyla ilgili yazisini aynen aktariyorum biraz uzunca ama sabirla okuyacaginizdan eminim insALLAH.
Soru:

Müzik dinlemek ve enstrüman çalmak caiz midir? Kimisi 'şehvete ve isyana götürmeyen müzik caizdir, dinlenebilir' ve 'eşyada ibaha esastır; her türlü enstrüman çalınabilir' derken kimisi de Peygamberimizin(sav.) sadece defe izin verdiğini söylüyor. Bu bağlamda neye bile karşı çıkıyorlar. Ayrıca -metni tam hatırlamamakla beraber- müzik yapmanın fısk, sesinden zevk almanın küfür olduğu şeklinde bir hadis duydum.Bu konudaki hüküm nedir?

Cevap

Günümüzde hakkında en çok soru sorulan ve cevap verilen meselelerden biri olması, müzik dinlemenin hükmünün net olarak açıklığa kavuşturulduğunu söylememize ne yazık ki yetmiyor. Konu hakkındaki sorular ve cevaplar yaygınlaştıkça, adeta kafa karışıklığı da artıyor.

Gerek basılı eserlerde, gerekse internette konuyla ilgili olarak bol miktarda delil ve yorum mevcut olduğundan, burada bunları bir defa da benim tekrar etmem zait olacak. Bu itibarla ben burada, müzik meselesine sağlıklı bakış açısının zeminine dair birkaç şey söylemeyi tercih edeceğim.

Her şeyden önce şunu söyleyelim: Dinimizin "haram" kategorisine girdiğini belirttiği hususlar iki kısımdır: Li aynihî (bizzat kendisi) haram olanlar ve li gayrihî (kendisi helal olduğu halde harama götürücü olduğunda) haram olanlar.

Birincilere domuz ve şarap örnek olarak gösterilebilir. Haramları mübah kılan "zaruret" hali ve miktarı dışında bu kategori her zaman ve zeminde haramdır.

İkincilere en iyi örneklerden biri müziktir. Düzenli, ahenkli ve güzel ses bizatihi kötü, yerilmiş ve haram değildir. Aksine, mesela Efendimiz (s.a.v)'in Kur'an'ın teganni ile okunmasını ve sesle süslenmesini teşvik buyurduğunu biliyoruz.[1]

Şu halde ahenkli ses tek başına haram ve yerilmiş olmadığına göre, müziğin ancak ilave bazı arızî özellikler taşıması durumunda haramlığından bahsedebiliriz ki bu, en genel ifadesiyle "herhangi bir gayrimeşru şeye teşvik etmek" şeklinde olabilir.

Bu özelliği taşımadığı sürece müziğin de müzik aletinin de bizatihi haramlığından söz etmenin isabetli olmayacağını söyleyebiliriz.

Öte yandan bizim geçmişimizde müziğin farklı sahalarda etkin biçimde kullanıldığını biliyoruz. Mesela bütün haşmet ve fonksiyonelliği ile Mehter Müziği, ya da bazı klasik makamların kimi psikolojik hastalıkların tedavisinde kullanılması yahut ilahi formundaki beste ve güfteler…

Bununla birlikte konunun şu boyutunu gözden uzak tutmamak durumundayız: Günümüzde müzik, geçmişteki gibi kendi sınırlı sahası içinde icra edilen ve hayatın diğer alanlarıyla pek ilgisi olmayan bir uğraşı olmaktan çıkmıştır. O, yerine göre bir hayat tarzının ifadesi, bir ideolojinin dışa vurulması, bir propagandanın yan unsuru, bir dünya görüşünün terennümü olarak vazgeçilmez bir rol oynamakta, artık onun, kitleleri sürükleyen ve sınır tanımayan gücüne kimse bigâne kalamamaktadır.

Müzikte kadın sesi ya da enstrüman çalma konusunda söylenmesi gerekenler de yukarıda çizdiğim çerçeveye dahildir. (Bu arada müzikte kadın sesi konusunda nefis bir araştırma için şu adrese bakmanızı tavsiye ederim: http://www.darulhikme.org.tr/makale/atr01.htm#_ftnref3)



[1] el-Buhari, "Tevhîd", 32, 52, "Fedâilu'l-Kur'ân", 31; Müslim, "Müsâfirûn, 232, 236; Ebû Dâvûd, "Vitr", 20; en-Nesâi, "İftitâh, 83; İbn Mâce, "İkame", 176; ed-Dârimî, "Salât", 171; Ahmed b. Hanbel, IV, 146…

devami var...
 

gurbette

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Eki 2008
Mesajlar
2,850
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
50
Milli Gazete - 27 Kasım 2005



Bir önceki yazıda söylenenlerden ortaya çıkmış olmalıdır ki, "müziğin her türlüsü her hal-u kârda haramdır" şeklinde mutlak bir hüküm vermeden önce meseleyi bütün boyutlarıyla dikkate almak durumundayız. Müziği icra edene, icra edildiği ortama, besteye, güfteye ve dinleyene göre hükmün değiştiğini gösteren en önemli nokta, meselenin Fukaha arasında enikonu bir ihtilafa medar olmasıdır.

Merhum Ahmed Davudoğlu hoca, müzik dinlemenin dört mezhebe göre hükmünü Sahîhu Müslim'e yazdığı şerhte[1] oldukça güzel bir şekilde özetlemiştir. Buna göre mezheplerin konu hakkındaki hükümleri şöyledir:

Hanefîler'e göre: Haram olan teganni, sağ olan muayyen bir kadını tavsif, içkiyi ve meyhaneleri meth, müslümanı hiciv gibi gayri meşru hususları anlatan şiirleri yanık sesle okumaktır…

Şafiiler'e göre: İmam eş-Şâfi'î'nin şarkı okumayı kerih (çirkin) gördüğü nakledilmişse de, İmam el-Gazzâlî bu rivayeti batıla benzetmiş, söz konusu hükümle, sadece müziğin yasak olan kısmını kasdettiğini söylemiştir.

Mâlikîler'e göre: İmam el-Gazzâlî'nin naklettiğine göre İmam eş-Şâfi'î, "Ben Hicaz ulemasından, şarkı söylemeyi kerih gören kimse bilmiyorum" demiştir. Özellikle nikâhı ilan etmek için kullanılan def, davul, kaval, zurna gibi müzik aletleri, lehviyyat (günaha kaçan eğlence) sınırına vardırmamak şartıyla kullanılabilir.

Hanbelîler'e göre: Ud, keman, davul, zurna gibi şeyler haramdır. B:u aletlerden birinin bulunduğu bir düğüne davet edilen kimsenin, bu davete icabet etmesi mübah değildir.

Konu hakkında daha detaylı bilgi edinmek isteyenler, İmam el-Gazzâlî'nin İhyâ'sı[2] ile es-Sühreverdî'nin Avârif'ine[3] bakabilirler…

Okuyucu sorusunda hakkında bilgi istenen hadise gelince, İmam el-Gazzâlî'nin adı geçen eserindeki hadislerin tahricini yapmış olan Hadis hafızı el-Irâkî bu rivayetin, "Ebu'ş-Şeyh" diye bilinen Ebû Muhammed Abdullah b. Muhammed b. Ca'fer el-İsbehânî tarafından Tabiun'dan Mekhûl'ün mürsel rivayeti olarak aktarıldığını söylemiştir.[4] Eğer benim muttali olamadığım bir başka tariki yok ise, bu, söz konusu rivayetin zayıf olduğunun, dolayısıyla delil olarak kullanılmaya elverişli olmadığının ifadesidir…

Sonuç olarak, iletişim vasıtalarının hayatı bütünüyle kuşattığı bir zaman diliminde müzik, bu vasıtaları kullanarak istesek de istemesek de bize kendisini –tıpkı "teknolojinin kendisi gibi– "dayatıyor". Bunun tabii bir sonucu olarak her yaş grubu, sosyal sınıf, toplumsal tabaka… ne derseniz deyin, kendi kültürünü ve müziğini üretiyor.

Yediden yetmişe büyük bir beğeniyle izlediğimiz "Çağrı", "Ömer Muhtar"… gibi filmleri (şu anda aklıma bunlar geldiği için bunları zikrediyorum, örnekler çoğaltılabilir) özel olarak bestelenmiş müzikleri olmadan bu kadar sevebilir miydik? Bu sorunun cevabının büyük çoğunlukla olumsuz olacağını kestirmek zor değil.

Halk Müziği formunda olsun, Sanat Müziği formunda olsun bizim öz kültürümüzü ve İslamî hassasiyetlerimizi yansıtan parçalara ve bunları icra edenlere bigâne kalmak, bu sahayı ve özellikle de yeni yetişen nesilleri yabancı kültür, ideoloji ve hayat tarzlarını yansıtan müzik "idol"lerinin ve onları piyasaya pompalayanların eline terk etmek demektir. "Bu piyasadan bize ne?" deme lüksümüz yok! Zira ne yaparsak yapalım bizler de, çocuklarımız da sokağa, medyaya ve yaşadığımız çevreye şu veya bu oranda "maruz" durumdayız…



[1] Sahih-i Müslim Tercüme ve Şerhi, V, 33 vd.

[2] İhyâu Ulûmi'd-Dîn, II, 266 vd.

[3] Avârifu'l-Ma'ârif, 173 vd.; Krş. Dr. Dilaver Selvi çevirisi, 219 vd.

[4] Bkz. el-Muğnî (İhyâ ile birlikte), II, 269.
 

gurbette

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Eki 2008
Mesajlar
2,850
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
50
Milli Gazete - 28 Kasım 2005



Müzik meselesinde son iki yazıda dile getirdiğim hususlara, müziğin hürmetine (haramlığına) delalet ettiği söylenerek bazı hadis metinleri hatırlatıldı ve meseleyi eksik ele aldığım söylendi bazı okuyucular tarafından. Kendilerine teşekkür ediyor, hassasiyetlerine saygı duyuyorum.

Bu konuda ulemanın ihtilaf halinde olduğunun, cevaz görüşünü benimseyenlerin de, adem-i cevaz görüşünü benimseyenlerin de delilden hareket ettiğinin elbette farkındayım. Bu köşe bunları yeni baştan ele alıp tekrar etmeye ve tartışmaya müsait olmadığından, konu hakkındaki (Cumartesi günkü) ilk yazımda şöyle demiştim: "Gerek basılı eserlerde, gerekse internette konuyla ilgili olarak bol miktarda delil ve yorum mevcut olduğundan, burada bunları bir defa da benim tekrar etmem zait olacak. Bu itibarla ben burada, müzik meselesine sağlıklı bakış açısının zeminine dair birkaç şey söylemeyi tercih edeceğim."

Burada yapılması gereken, konu hakkındaki delilleri tek taraflı değerlendirmek, bir kısmını esas alıp diğerlerini "yok saymak" değildir şüphesiz. Bu, cevaz görüşü için de, adem-i cevaz görüşü için de böyledir. Yapılması gereken, delilleri yakından inceleyip delaletlerini ortaya çıkarmaya çalışmaktır. Ezcümle eğer Hz. Peygamber (s.a.v), bazı hallerde ve belli tarzda müzik yapılmasına izin vermişse, müzik dinlemenin mutlak hürmetini (haramlığını) ifade eden rivayetlerdeki mutlaklığı takyid ederek (delaletlerini bazı kayıtlarla sınırlayarak) anlamak durumundayız. Bir diğer ifadeyle, o rivayetlerin, düğün eğlencesi, yolculukta develere ritm vermek, yalnızlık halinde duyulabilecek olumsuz hisleri dağıtmak… gibi durumlar, gayri meşruluğa yol açmayan müzik türleri ve gayrimeşru çağrışımlar yapmayan sesler haricindeki müzik türlerini anlattığını söylemek daha doğru olacaktır. Nasslardan hüküm istinbatı konusunda dikkat edilecek diğer hususlara da elbette behemehal riayet edilmelidir. Aksi halde deliller tek taraflı değerlendirilmiş olacak, bu durumda da müziğe belli kayıt ve şartlarla cevaz veren ulemanın bu tavrını izah etmek mümkün olmayacaktır.

Yazdıklarıma itiraz eden okuyucuların dikkate alması gereken önemli noktalardan biri de şu: Ben konu hakkında kendiliğimden hüküm vermedim. Bilakis ulema tarafından verilmiş hükümleri yansıtmaya çalıştım. Bu arada konu hakkında "cevaz" taraftarı olan ulemanın bu kanaati doğrultusunda günümüzde müzik sahasında dikkate alınması gereken gelişme ve oluşumlara dikkat çektim. Netice itibariyle, kendiliğimden bir hüküm vermediğim için bana yöneltilen itiraz, aslında o ulemaya yöneltilmiş olmaktadır.

Bütün bunlara rağmen yazdıklarımdan "müzik dinlemek mutlak surette caizdir" şeklinde bir anlam çıkarılması ihtimalini ortadan kaldırmak için cevaz görüşünü benimseyen ulemanın söylediklerini tekraren özetleyeyim: Söyleyen, söylenen, söyleyiş tarzı, söylendiği ortam ve dinleyen bakımından herhangi bir şekilde gayri meşruluğa yol açmayan, aksine, İslam'ın güzelliklerini terennüm eden, kültürümüzün İslamî motiflerini yansıtan ve Müslüman'a sorumluluklarını hatırlatan müzik türlerinin bir ibtila ve terk edilemeyen tutku haline dönüşmemesi kaydıyla yapılması da dinlenilmesi de caizdir. Vallahu a'lem…
 

Huyela

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Eki 2006
Mesajlar
2,345
Tepki puanı
1
Puanları
36
Yaş
41
Konum
İstanbul
degerli kardesim siz konuyla alakasi dahi olmayan sorulari ve cevaplri bulup yaziyorsunuz yani benim yazdiklarmla sorulan soru ve cevaplarin ne alkasi var merak ediyorum yukardaki ikinci soru boyle soruyu kim sorabilir suslu acik guzel bayana bakmak ferahlik veriyorsa gibi kusura bakmayin ama siz karsinizdaki insani gormeden tanimadan bu tur sorulari yazip ve ayni kaynaktan cevap vererek bize uygulamayin

Yanlış anlamışsınız .

Orada örnek veriliyor. Mesela siz diyorsunuz ki ' müzikte bıçak gibi televizyan gibidir. İyiye kullanılırsa iyi kötüye kullanılırsa kötü olur vs.' bizim o örneği vermemiz haramlar ne niyetle işlenirse işlensin caiz olmayacağını belirtmek için.

Yani siz haram olan müziği kullanılması mubah olan bıçak pc. gibi şeylere benzetiyorsunuz. Evet mubahlarda niyete ve nerede kullanıldığına bakılır. Ama haramlar iyi niyetlede helal olmaz. Siz müziği mubah bir şey zannettiğiniz için haramlığını kabul etmediğinizden niyete göre değişir diyorsunuz. Yukarıda ki örnekte bunu bir nebze anlamanız için verildi.


yani öyle seyler yaziyorsunuz ki gunumuzde ki ehli sunnet alimlerini bile kabul etmiyorsunuz

Tevbe de. İftira ediyorsun bak her zaman söylerim. Adı sanı ne olursa olsun. Ne kadar ehli sünnet alimi varsa ne kadar ehli sünnet müslüman varsa başımın üstünde yeri vardır.

(sadece tam ilmihaldeki leri kabul ediyrsunuz size gore baska ehli sunnet alimi yok) cevap yazdigimdada; kim bunlar neci kime bagli muctehid mi gibi alaya alaraktan cevaplar yazmayin kendinize gelin biz cok iyi biliyoruz sizin alinti yaptiginiz kaynaklari
sizin baska kitaplarla faydalanma gibi bi aliskanliginiz yokmu!!

yukarıda belirttiğim gibi bütün ehli sünnet kaynaklarıda başımın üstünde. Ama isterseniz acaba birde kendinizi yoklayın bu anlamda. Yukarıda o kadar hadisi şerif ve islam alimlerinin kitablarından çalgı çalmanın yani müzik çalmanın ve dinlemenin haram olduğuna dair delil getirildi. Sade insan sesine (yabancı kadın sesi hariç) biz zaten bir şey demek.

Siz ehli sünnet olmayanları ehli sünnet zannediyorsanız ben buna bir şey diyemem. Alim diye hocasından nakledene denir. Yorum yapana yani kendini ortaya koyana değil. Bu inceliği ayırmanızı rica ederim. Bizim icazet ve üstadlarını sormamız bu sebebten. Şeytanın ilmi çoktu ama mürşidi yoktu.



hayir yani kucuk gormuyorum ama sanki en dogru yolda sizsiniz gibi yazilar nedir bunlar insanlari bu tur kutuplara ayirarak bir yere varamazsiniz yazilarinizin ekseriyeti bu sekilde yoksa benmi yanlis anliyorum !

Zannedersem yanılıyorsunuz. Dikkat ederseniz sitede ki ehli sünnet olan arkadaşlarla hiç bir sorunumuz yok. Bunların içinde çok başka yerlere bağlı arkadaşlarda var. Meshebsiz birine sen veya hocan meshebsizdir demiycekmiyiz. Bunu söylemek tek doğru benim demek değildirki. Hem doğru az olur . Bu çok normal .Ahir zamanda yaşadığınızı unutmayınız. Bir de kutublara filan ayırmıyoruz. Sadece meshebsizlikte birleşilmez gelin ehli sünnette birleşelim diyoruz.


“Çalgı insanı Allah sevgisine götürüyorsa caiz olur” demek, (Zina, içki, kumar Allah sevgisine götürüyorsa caiz olur) demeye benziyor. ne alakasi var boyle biseymi dedk!! kesinlikle Allahu Tealanin yasakladigi fiiller bunlar zina, içki, kumar...

İşte sorun burda başlıyor. Çalgıda Allahü tealanın kesinlikle yasakladığı şeylerden. Bu sebebden sizin o cümlenizin bunlardan farkı kalmıyor. Davul ve defe sadece düğün bayram ve savaşlarda izin verilmesi tamamem mubah olduğunu değil aksine diğer zamanlarda haram olduğunu gösterir.

bu yazdiklarim daha önce bana yzdiginiz cevaplarla az onceki yazdiklariniza cevaptir
vesselam
.

Bizim amacımız cevab yazmak değil. Sadece doğru bilgilerin yayılması, din kardeşlerimizin cahillere , meshebsizlere aldanmaması için küçük bir uğraştır.

Ve aleyküm selam.
 

titretttinhoca

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
8 Ocak 2009
Mesajlar
298
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
87
simdi ben sunu merak ediyorum bu huyelaya gore (dinimize gore demiyorum cunku zaten biliyorum )
hareket etmek spor yapmak gunah midir ? Mevlana donmedi mi Yunus Emre saz calip ilahiler calmadi mi ? yoksa onlar huyela kadar anlamamis mi ?
aletler kullanmak gunahsa huyelanin ne isi var pc basinda ilk once kendini sorgulasin ..dimi ..:D
 

Huyela

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Eki 2006
Mesajlar
2,345
Tepki puanı
1
Puanları
36
Yaş
41
Konum
İstanbul
simdi ben sunu merak ediyorum bu huyelaya gore (dinimize gore demiyorum cunku zaten biliyorum )
hareket etmek spor yapmak gunah midir ? Mevlana donmedi mi Yunus Emre saz calip ilahiler calmadi mi ? yoksa onlar huyela kadar anlamamis mi ?
aletler kullanmak gunahsa huyelanin ne isi var pc basinda ilk once kendini sorgulasin ..dimi ..:D

Abi istersen karışıklık olmasın tek tek gidelim olurmu.

Şimdi Mevlana celaleddini rumi hazretleri ve yunus emre hazretleri 'rahmetullahi teala aleyhim ecmain' evliyayı kiramdan mıdır yoksa değilmidir.

Birde Allahü teala haram işlemeyi adet edinen bir kimseyi kendine dost eylermi ona evliyalık verirmi ?
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt