Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Müziği dine sokmak (2 Kullanıcı)

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Huyela

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Eki 2006
Mesajlar
2,345
Tepki puanı
1
Puanları
36
Yaş
41
Konum
İstanbul
Hz Mevlana Hz Yusun Emre Imam Gazali harami sevdiren muzik haramdir dediler
hepsi nefis ile savastilar Allah dostlaridirlar

Müziğin her türlüsü haramdır dediler. Müziksiz yani çalgısız insan sesi ise harama yol açarsa haram olur dediler.


fiziki bilmyen hizmet yapamaz sende fizik yoluyla bogazin deriden neyin kamistan oldugunu anla...:)

Hakkında nass olan bir şey için senin yaptığın yorumun bir kıymeti yok.


din uzerinden siyaset yapan sendin, `Ehli sunnet ehli sunnet basbakani ` diyerek yahudi usaklarinin lobiliciligini yapan sendin

Buda iftira bunun hesabını mahşer günü verirsin. Çamur at izi kalsın.


( siyaseti bilmeyen hizmet yapamaz ) bu lafini aciklar misin ?

Siyaseti bilmeyen demedim. İlm-i siyaseti olmayan hizmet edemez dedim. Siyasete karış demedik. İlmi siyaset ayrı bir ilimdir. Bu ilimden bi haber olduğunuz için yanlış anlamanız normal.

Allaha kul olmak icin siyaseti mi ogrenmek lazim once ?!
Hayır lazım değil. Ama ilm-i siyaseti olmayan bir cahil cahilliğininde farkında olmadan doğru yolda olanlara dil uzatırsa bu cehaletinin cezasını çeker.



simdi biraz daha acik konustun `tasavvufcular` demeye basladin

koskoca bir tarihi mi inkara kalkistin ? bil ki o tarihi yipratmana gucun yetmez kendin yipranirsin

Ne kadar iftiracısın.

Birincisi bu soz imam-ı rabbani hazretlerine ait. Bu zat tasavvuf büyüklerinin baş tacıdır. Tasavvufu inkar eden sapıktır. Bu yazıyı iyi oku tasavvuf büyüklerini inkarmı ediyor yoksa onların üstünlüklerinimi anlatıyor. Elbette sekr halinde olan bir zatın sözü kendisini bağlar o yaptı diye herkese mubah olmaz. Mesela sen şimdi 'Enel Hak' desen kafir olursun. Ama o büyükler tasarruf sarhoşluğu ile bunu söylediği zaman mazurdur. Çünkü o an aklı örtülüdür. Burada o anlatılıyor. Bir daha okuda iftiran için tevbe et.

Tesavvufcuların birşeyi yapıp yapmaması, halâl veyâ harâm olmasını göstermez. Onlara bakılmaz. Yapdıklarına da birşey demeyiz. Ma’zûr görürüz. Onların hâlini, Allahü teâlâ bilir ve bildiği gibi karşılar. Birşeyin halâl veyâ harâm olduğunu anlamak için, imâm-ı a’zam Ebû Hanîfenin, imâm-ı Ebû Yûsüf Ensârînin ve imâm-ı Muhammed Şeybânînin sözlerine bakılır. Ebû Bekr-i Şiblî ve Ebül-Hüseyn-i Nûrî ve Cüneyd-i Bağdâdî “rahmetullahi aleyhim” gibi, tesavvuf büyüklerinin yapıp yapmadıklarına bakılmaz. [Fekat, bunların islâmiyyetden verdikleri haberler çok doğrudur. Bildirdiklerinin hepsine inanmak ve uymak lâzımdır.] İslâmiyyetden ve tarîkatden haberi olmıyan, ham sofular, pîrimiz böyle yapdı diye, behâne ederek, hayhuy etmeği, tegannî ve dans etmeği, din ve ibâdet hâline sokmuşlar. Bunlarla sevâb kazanıyoruz sanmışlar. En’âm sûresinin yetmişinci ve A’râf sûresinin ellinci âyetinde meâlen, (Ey sevgili Peygamberim “sallallahü aleyhi ve sellem”! Dinlerini, ibâdetlerini, [şarkı ile, mûsikî ile] oyun ve eğlence hâline sokanlardan uzak ol! Onlar Cehenneme gideceklerdir) buyurulmuşdur.




teganni dunyevi sarkilar demektir sozluk acip bak once kelimelerin anlamini ogren ki neden bahsedilgini anliyasin Neyin ne demek olduğunu şundan veya bundan değil ehli sünnet alimlerinden öğrenmek lazım.

Hz Davud as saz calarak ilahiler soyluyordu hatta kuslar bile ona katiliyordu
huyelaya sormayi unuttular mi

Buna delilin ne ? velev ki doğru diyelim. Biz davut aleyhisselamın değil, Muhammed aleyhisselamın ümmetiyiz. Ona bakarsan Adem aleyhisselam zamanında kardeşlerin birbirleriyle evlenmeleride caiz idi.

Imam Rabbani de tasavvuf ehli bir insandi haram olan sey hevadir nefistir

Madem bu zatın büyüklüğünü kabul ediyorsun neden onun buyurduğuyla amel etmiyorsunda hâlâ kendi aklına güveniyorsun.

cok yemek yemek cok eglenmek vs haramdir cunku insani hevaya uyduruyor

Allahi unutturuyor her olcusuzluk asirilik kotudur sonu kotudur

Azıcık zina etmek helaldir diyebilirmisin. Haramların zerreside haramdır. Mubah olanların ise fazlası harama götürebilir.

Hz Muhammedi sav Medinide karsilayan Ensar def calarak ilahi soyledi `Taleal bedru` soyledi

Sual: Beyheki bildiriyor ki: Resulullah, hicret esnasında Medîne’ye teşrif buyurduğu zaman, kadınlar dam başlarında defli ve sesli olarak, “Taleal-bedru aleynâ….” diyerek sevinçlerini göstermişlerdir. Bu da, her çeşit çalgının helal olduğunu göstermiyor mu?
CEVAP
Kesinlikle göstermez. Bu olay, henüz İslamiyet’in başında olmuştur. O zaman henüz hicab âyet-i kerimesi inmemişti. Yani kadınların kapanmaları yasak edilmeden, kadın erkek beraber oturulması yasak edilmeden önce idi. Kadın sesinin haram edilmediği vakitte idi. Eshabı-ı kiram, içki yasak edilmeden önce içki içip namaz kılarlardı. Bunu örnek gösterip de içki içmenin caiz olduğunu söylemek nasıl yanlış ise, hicab âyetinden önceki olayları gösterip, kadınların şarkı söylemesine cevaz vermek de o kadar yanlış olur.



Imam Gazalinin bu sozunu bimeyen yok `MUZIK diyor ASIKIN ASKINI FASIKIN DA FISKINI ARTTIRIR

Onu müzik(çalgı) için söylemede .Çalgısız insan sesi için söyledi.


simdi cihazlarin aletlerin hukmu ne ? matbaanin vs bilgisayarin hukmu ne ses cikariyor o da ?

Onu buradan okuyun inşaallahü teala.

İnternet ve diğer yayın vasıtaları .:.: www.dinimizislam.com :.:.


absurd seyler soyluyorsun alakasiz mantik disi

Kendi mantığının ne kadar islam dışı olduğunu mahşer günü anlıyacaksın.

İslamiyet nakil dinidir selim olan akla uygundur.
 

El_Kassam

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Ocak 2009
Mesajlar
232
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
42
Rabbim c.c Razı Olsun Huyela Kardeşim....
 

Erzurumli

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Ağu 2007
Mesajlar
1,455
Tepki puanı
1
Puanları
0
Esselamu aleykum,

ben bu sitede ki çok kişiyi hiç mi hiç anlamıyorum sanki başka bir gezegenden gelmiş gibiler,ortaya birşey atıyorlar,konuşuyorlarda konuşuyorlar neden? çünkü kendilerini hep doğru söyleyen ve doğru düşünen kişiler olarak görüyorlar,bu dünyanın en doğru düşünen zatı Efendimiz (s.a.v) di ve ondan daha doğru düşünen ne kimse geldi nede gelecektir, o zaman o dar kafanda haramı helali ayırırken sende istersen mantıklımı mantıksızmı,falanca filanca böyle yaptı diyerek konuşma-yın bakın bakalım Efendimiz (s.a.v) yapmışmı yapanlarla beraber olmuşmu,yapılmasına ses çıkarmışmı,Allah'ın (c.c) kelamını ondan daha güzel kim anlatabilir,O (s.a.v) nasıl anlatmış,O nasıl yaşamış,Allah (c.c.) demiyormu,<< Ya Habibim >> diye,bu sevgili olmayı yapıkları yada yapmadıklarından dolayı hak etmemişmidir,O nun yaptıklarını yapmak sünnet ise yapmadıklarını yapmamak da sünnet değilmidir, acaba Kainatın sultanı zamanında yokmuydu günümüzde olan şeyler,Rabbim hepimize akıl versin,bizi Habibine tam manasıyla uyan kullar etsin,gerçek manada Onun (s.a.v) hayatnı araştırıp öğrenen ve öğreten kullar etsin.
Size kısaca bir soru Müzik hakkında atıp tutanlar için,Peygamber Efendimizin en sevdiği makam yada şarkı NEYDİ?
Cevap; HİÇBİRİ
O zaman sen niye dinliyorsun?
 

OkanDemir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
10 Eyl 2008
Mesajlar
177
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
Esselamu aleykum,

ben bu sitede ki çok kişiyi hiç mi hiç anlamıyorum sanki başka bir gezegenden gelmiş gibiler,ortaya birşey atıyorlar,konuşuyorlarda konuşuyorlar neden? çünkü kendilerini hep doğru söyleyen ve doğru düşünen kişiler olarak görüyorlar,bu dünyanın en doğru düşünen zatı Efendimiz (s.a.v) di ve ondan daha doğru düşünen ne kimse geldi nede gelecektir, o zaman o dar kafanda haramı helali ayırırken sende istersen mantıklımı mantıksızmı,falanca filanca böyle yaptı diyerek konuşma-yın bakın bakalım Efendimiz (s.a.v) yapmışmı yapanlarla beraber olmuşmu,yapılmasına ses çıkarmışmı,Allah'ın (c.c) kelamını ondan daha güzel kim anlatabilir,O (s.a.v) nasıl anlatmış,O nasıl yaşamış,Allah (c.c.) demiyormu,<< Ya Habibim >> diye,bu sevgili olmayı yapıkları yada yapmadıklarından dolayı hak etmemişmidir,O nun yaptıklarını yapmak sünnet ise yapmadıklarını yapmamak da sünnet değilmidir, acaba Kainatın sultanı zamanında yokmuydu günümüzde olan şeyler,Rabbim hepimize akıl versin,bizi Habibine tam manasıyla uyan kullar etsin,gerçek manada Onun (s.a.v) hayatnı araştırıp öğrenen ve öğreten kullar etsin.
Size kısaca bir soru Müzik hakkında atıp tutanlar için,Peygamber Efendimizin en sevdiği makam yada şarkı NEYDİ?
Cevap; HİÇBİRİ
O zaman sen niye dinliyorsun?

Kuran ın ve ezanın makamı var öncelikle bunu gözardı etmeyin.Peygamber efendimizin yaptıklarını zamanın şartlarına göre değerlendirmek esastır sakal ve bıyık bahsinde Müşriklerin sakallarını kesip bıyıklarını uzatmaları üzerine kendisi byıklarını kısaltıp mübarek sakallarını uzatmış ve Ashab ına da böyle uygulamasını emretmiştir.

İslamiyet evrensel bir dindir zaman ilerledikçe yürürlüğünü kaybetmez aksine zaten içeriğinin tüm zamanlarına ışık tutması Kuran ın başlı başına bir mucize olduğunun göstergesidir.Peygamber Efendimizin müsaade ettiği normlar bellidir bunlar Buhari nin naklettiği ravilerde sabittir.(müzik konusunda ) İçimizi dökelim lakin dikkat edip taşırmayalım..Saygılar.
 

Huyela

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Eki 2006
Mesajlar
2,345
Tepki puanı
1
Puanları
36
Yaş
41
Konum
İstanbul
Kuran ın ve ezanın makamı var öncelikle bunu gözardı etmeyin.

Burada haram olan müzik çalmak yani çalgı aletleri bununla onun ne alakası var.

Peygamber efendimizin yaptıklarını zamanın şartlarına göre değerlendirmek esastır sakal ve bıyık bahsinde Müşriklerin sakallarını kesip bıyıklarını uzatmaları üzerine kendisi byıklarını kısaltıp mübarek sakallarını uzatmış ve Ashab ına da böyle uygulamasını emretmiştir.

İslamiyet evrensel bir dindir zaman ilerledikçe yürürlüğünü kaybetmez aksine zaten içeriğinin tüm zamanlarına ışık tutması Kuran ın başlı başına bir mucize olduğunun göstergesidir.Peygamber Efendimizin müsaade ettiği normlar bellidir bunlar Buhari nin naklettiği ravilerde sabittir.(müzik konusunda ) İçimizi dökelim lakin dikkat edip taşırmayalım..Saygılar.

Ezmanın tegayyürü ile ahkâmın tegayyürü inkâr olunamaz. (Mecelle madde 39)
Dürer-ül-hükkam şerhinde bu maddenin açıklaması şöyle:
(Zamanın değişmesi ile, örf ve âdete ait ahkam değişebilir. Nassa, delile dayanan ahkam, zamanla değişmez.)

Mubah olan âdetlerde ve fen bilgilerinde zamana uyulur. Teknikte ilerleyenlere ayak uydurulur. Din bilgilerinde, ibadetlerde zamana uyulmaz. Din bilgileri zamanla değişmez. Bunları değiştirmek, zamana uydurmak isteyen Ehl-i sünnetten ayrılır.


Bu konudaki ayeti kerime ve hadisi şeriflerin hepsi çalgı çalmayı ve dinlemeyi yasak etmekte. siz neyden bahsediyorsunuz

Musikinin dindeki yeri .:.: www.dinimizislam.com :.:.

http://forum.islamiyet.gen.tr/dini-sohbet/74259-dinde-sahsi-gorus-olmaz.html
 

OkanDemir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
10 Eyl 2008
Mesajlar
177
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
Ezmanın tegayyürü ile ahkâmın tegayyürü inkâr olunamaz. (Mecelle madde 39)
Dürer-ül-hükkam şerhinde bu maddenin açıklaması şöyle:
(Zamanın değişmesi ile, örf ve âdete ait ahkam değişebilir. Nassa, delile dayanan ahkam, zamanla değişmez.)

Mubah olan âdetlerde ve fen bilgilerinde zamana uyulur. Teknikte ilerleyenlere ayak uydurulur. Din bilgilerinde, ibadetlerde zamana uyulmaz. Din bilgileri zamanla değişmez. Bunları değiştirmek, zamana uydurmak isteyen Ehl-i sünnetten ayrılır.


Bu konudaki ayeti kerime ve hadisi şeriflerin hepsi çalgı çalmayı ve dinlemeyi yasak etmekte. siz neyden bahsediyorsunuz

]



Orda verdiğim örnek İslam da makam ın olduğu ve Kuran ın ve Ezanın dahi bir makamla okunduğu belirtmekti siz oradan neden çalgı ve Müzik le ilgili bir anlam çıkardınız anlamadım .Arkadaş Peygamber Efendimizin hangi makamı sevdiğini sormuş bende Ezan da ve Kuran ı Kerim okunmasında kabul buyurduğu makamlar olduğunu ifade ettim idrak etmesi zor olmasa gerek.

Din bilgilerinde veya İbadette yenilik konusuna gelince şahsi olarak ibadet noktasında yeni birşeyler icat etmek gibi bir gayretim yok birbirimizi doğru anlamakta fayda var sadece zamanın ilerlemesi ile bazı ihtiyaçların gerekli olduğu örnek vermek gerekirse Müslümanlar artık çoğalıp şehirlerde yaşamaya başlayınca herkese ezan sesinin duyurulması için Minare ve daha da ilerleyince ses düzeninin gerekliliği gibi .

Dikkat ederseniz Peygamber Efendimizin yaptıklarının zamanın şartlarına göre
değerlendirmek gibi bir ifade kullanmışım Peygamber efendimizin yaptıklarını bu zamanın şartlarına göre değerlendirmek gerekir dememişim.Bu bir kısım münafıkların yaptğı Efendimizi suçlama adına ortaya koydukları safsataların dayanak kaynağıdır.(O zamanki olayları şimdiki yargılarınla yargılamak )
Müzik konusunda benim naçizane fikrimi zaten son cümlelerime doğru belirrim Peygamber Efendimizin müsaade ettiği normlar hariç uygulama bizi doğru yola götürmez ile sanırım çelişkide bırakmıyorum kimseyi..Misal olarak izin verdiği normlardan birini örnekleyeyim :

Resulullah (sav), benim yanımda iki cariye, Buas (savaşı ile ilgili hamasi) türküler söylerken çıkageldi. Gidip yatağın üzerine (yan üstü uzandı ve yüzünü de (aksi istikamete) çevirdi. Derken (babam) Hz. Ebu Bekr (ra) girdi. Derhal beni azarladı ve: "Resulullah'ın hane-i saadetlerinde şeytan çalgısı ha!" dedi. Bunun üzerine Resulullah (sav), ona yönelip: "Bırak onları (söylesinler!)" buyurdu. (Onlar sohbete dalıp, bizden) dikkatlerini çekince, ben cariyelere göz işareti yaptım, kalkıp gittiler." Hz. Aişe devamla der ki: "Bir bayram günüydü. Siyahiler, mescidde kılıç-kalkan oyunu oynuyorlardı. Ben mi Resulullah (sav)'dan taleb etmiştim (bilemiyorum), yoksa o (kendiliğinden) mi, "Seyretmek ister misin?" buyurdular. Ben: "Tabii!" dedim. Kalktı, beni geri tarafına aldı yanağım yanağının üstünde olduğu halde durduk. "Ey Erfideoğulları göreyim sizi (oynayın)!" diyordu. Ben usanınca(ya kadar böyle devam ettik. Usandığımı farkedince): "Yeter mi?" buyurdular. Ben: "Evet!" dedim. "Öyleyse git!" dediler.
Buhari, İydeyn 2, 3, 25, Cihad 81, Menakıb 15, Menakıbu'l-Ensar 46, Nikah 82, 114; Müslim, İydeyn 19, (892); Nesai, İydeyn 35-36, (3,195-197)

Saygılar.
 

Huyela

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Eki 2006
Mesajlar
2,345
Tepki puanı
1
Puanları
36
Yaş
41
Konum
İstanbul
Orda verdiğim örnek İslam da makam ın olduğu ve Kuran ın ve Ezanın dahi bir makamla okunduğu belirtmekti siz oradan neden çalgı ve Müzik le ilgili bir anlam çıkardınız anlamadım .Arkadaş Peygamber Efendimizin hangi makamı sevdiğini sormuş bende Ezan da ve Kuran ı Kerim okunmasında kabul buyurduğu makamlar olduğunu ifade ettim idrak etmesi zor olmasa gerek.

Din bilgilerinde veya İbadette yenilik konusuna gelince şahsi olarak ibadet noktasında yeni birşeyler icat etmek gibi bir gayretim yok birbirimizi doğru anlamakta fayda var sadece zamanın ilerlemesi ile bazı ihtiyaçların gerekli olduğu örnek vermek gerekirse Müslümanlar artık çoğalıp şehirlerde yaşamaya başlayınca herkese ezan sesinin duyurulması için Minare ve daha da ilerleyince ses düzeninin gerekliliği gibi .

Hoparlör hakkında daha önce yazmıştık. Kimsenin ibadetleri değiştirme hakkı yok ki. Lütfen likten okuıyunuz.

http://forum.islamiyet.gen.tr/fikih-ve-akaid/71070-hoparlorden-cikan-sesin-mahiyeti.html

Dikkat ederseniz Peygamber Efendimizin yaptıklarının zamanın şartlarına göre
değerlendirmek gibi bir ifade kullanmışım Peygamber efendimizin yaptıklarını bu zamanın şartlarına göre değerlendirmek gerekir dememişim.Bu bir kısım münafıkların yaptğı Efendimizi suçlama adına ortaya koydukları safsataların dayanak kaynağıdır.(O zamanki olayları şimdiki yargılarınla yargılamak )
Müzik konusunda benim naçizane fikrimi zaten son cümlelerime doğru belirrim Peygamber Efendimizin müsaade ettiği normlar hariç uygulama bizi doğru yola götürmez ile sanırım çelişkide bırakmıyorum kimseyi..Misal olarak izin verdiği normlardan birini örnekleyeyim :

Resulullah (sav), benim yanımda iki cariye, Buas (savaşı ile ilgili hamasi) türküler söylerken çıkageldi. Gidip yatağın üzerine (yan üstü uzandı ve yüzünü de (aksi istikamete) çevirdi. Derken (babam) Hz. Ebu Bekr (ra) girdi. Derhal beni azarladı ve: "Resulullah'ın hane-i saadetlerinde şeytan çalgısı ha!" dedi. Bunun üzerine Resulullah (sav), ona yönelip: "Bırak onları (söylesinler!)" buyurdu. (Onlar sohbete dalıp, bizden) dikkatlerini çekince, ben cariyelere göz işareti yaptım, kalkıp gittiler.

Sual: Buhari ve Müslim’de bildiriliyor ki: Hazret-i Âişe anlatır:
"Bayram günü iki cariye, kahramanlık şiirlerini def çalarak terennüm ediyordu. Resulullah yatağına yatıp yüzünü öbür tarafa çevirdi, sonra babam [Hazret-i Ebu Bekir] içeri girdi. (Bu ne hâl, Resulullahın huzurunda şeytanın düdüğü ve sesi ne arıyor?) diye beni azarlayınca, Resulullah (Bırak onları, her milletin bir bayramı vardır, bu da bizim bayramımızdır) buyurdu. Babam başka şeyle meşgul olunca cariyelere işaret ettim, dışarı çıktılar.”
Bu olay, kadınların erkeklerle beraber oturmasının, çalgı çalmasının, şarkı söylemesinin ve seslerini erkeklere duyurmasının helal olduğunu gösteriyor mu?
CEVAP
Kesinlikle göstermez. Yukarıdaki ifadeleri İslam âlimleri nasıl açıklıyor, ona bakalım:
1- Şiir okuyan veya şarkı söyleyenler, hür kadın değil cariyedir. Cariyelerin saçlarını, kollarını açmaları seslerini erkeklere duyurmaları günah değildir. Hatta efendisiyle nikaha lüzum görmeden ilişkiye girmeleri de caizdir. Çünkü cariyenin dindeki statüsü farklıdır. Cariyeyi örnek gösterip, hür kadınlara da bunların mubah olacağını söylemek Müslüman’ım diyen kimseye yakışmaz.

2- Hazret-i Ebu Bekrin, def için şeytanın düdüğü demesi, çalgının mubah olmadığını gösterir. Bu ve benzeri hadis-i şeriften İslam âlimleri şu hükmü çıkarmışlardır:

Bayramda, savaşta, hac yolunda, sahurda, düğünlerde ve askerlikte davul çalmak, kahramanlık türküleri söylemek, okullarda, millî ve siyasi toplantılarda bando, mızıka, mehter marşı çalmak caizdir. Kadınların düğünlerde ve bayramlarda kendi aralarında def çalması caizdir. Bunun dışındakiler haramdır. (Hadika)

Kahramanlık şarkılarının, mehter marşlarının, düğünlerde davul ve def çalmanın caiz olması, diğer şarkı ve türkülerin de caiz olmasını gerektirmez.

3- Def ile şarkı türkü söylenir, ilahi söylenmez. Çünkü ilahi ibadettir. İbadete çalgı karıştırılmaz. Tasavvuf müziğinin dinde yeri yoktur. Resulullah efendimizin geldiği bir evde, küçük zenci kızları [cariyeler] def çalıp şarkı söylüyorlardı. Şarkıyı bırakıp, Resulullahı övmeye başladılar. Resulullah efendimiz, (Onu bırakın, oyun arasında beni övmeyin. Beni övmek [ilahi söylemek] ibadettir. Eğlence, oyun arasında ibadet caiz değildir) buyurdu. (K. Saadet)




" Hz. Aişe devamla der ki: "Bir bayram günüydü. Siyahiler, mescidde kılıç-kalkan oyunu oynuyorlardı. Ben mi Resulullah (sav)'dan taleb etmiştim (bilemiyorum), yoksa o (kendiliğinden) mi, "Seyretmek ister misin?" buyurdular. Ben: "Tabii!" dedim. Kalktı, beni geri tarafına aldı yanağım yanağının üstünde olduğu halde durduk. "Ey Erfideoğulları göreyim sizi (oynayın)!" diyordu. Ben usanınca(ya kadar böyle devam ettik. Usandığımı farkedince): "Yeter mi?" buyurdular. Ben: "Evet!" dedim. "Öyleyse git!" dediler.
Buhari, İydeyn 2, 3, 25, Cihad 81, Menakıb 15, Menakıbu'l-Ensar 46, Nikah 82, 114; Müslim, İydeyn 19, (892); Nesai, İydeyn 35-36, (3,195-197)

Burada çalgı filan yok sadece kılıç kalkan oyunu söz konusu . Yani konumuzla alakalı değil.

Saygılar.

Doğru yolda olanlara selam ederim.
 

OkanDemir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
10 Eyl 2008
Mesajlar
177
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
Doğru yolda olanlara selam ederim.

hoparlor konusunda sunduğunuz alternatif bana cidden enteresan geldi itiraf etmeliyim yani içime nerdeyse vesvese düşecek acaba Kabe i Muazzama da Sudais mikrofon kullandığı için kıldığımız namazlar kabul olmayacak mı ?

Müzik konusuna gelince sizin tam olarak İlahilerin mi çalgılı olmasına yoksa çalgının komple kullanılmasına mı orasını pek çözemedim.Yada siz o nüans ı verdiniz ben yakalayamadım.Dediğiniz gibi birkaç yerde icazet verildiğini bende gördüm ama düğünlerde çalınan def ve davulun sade enstrümental olarak mı çalındığı yoksa bu çalgılar kullanılarak türküler söylenip söylenmediğini biraz daha açarsanız sevinirim.

Şu cariye konusundaki fikirler bana enteresan geldi.Belirtmeden geçemeyeceğim ..SAYGILAR.
 

Erzurumli

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Ağu 2007
Mesajlar
1,455
Tepki puanı
1
Puanları
0
Kuran ın ve ezanın makamı var öncelikle bunu gözardı etmeyin.Peygamber efendimizin yaptıklarını zamanın şartlarına göre değerlendirmek esastır sakal ve bıyık bahsinde Müşriklerin sakallarını kesip bıyıklarını uzatmaları üzerine kendisi byıklarını kısaltıp mübarek sakallarını uzatmış ve Ashab ına da böyle uygulamasını emretmiştir.

İslamiyet evrensel bir dindir zaman ilerledikçe yürürlüğünü kaybetmez aksine zaten içeriğinin tüm zamanlarına ışık tutması Kuran ın başlı başına bir mucize olduğunun göstergesidir.Peygamber Efendimizin müsaade ettiği normlar bellidir bunlar Buhari nin naklettiği ravilerde sabittir.(müzik konusunda ) İçimizi dökelim lakin dikkat edip taşırmayalım..Saygılar.


Efendi güzel söylüyorsunda keyfine uydurmaya çalışıyorsun herşeyi Resulullah (s.a.v) acıklı okuyun demiştir Kur-an kıraatını sesinizi öttürün dememiştir,zati musiki makamı ile okunmadığı içinde hiç musiki hakkında Kur-an ı kerimle alakalı bir şey dememiştir,ancak sen Kur-an ı acıklı okumaya da müzik diyorsan insanın ağlamayarak konuşması,gülerek konuşması,öfkeli konuşmasıda senin için musiki olmalı değilmi,insanın ağzından çıkan söz ile aletten çıkan arasında dünya kadar fark vardır,insan dan çıkan ses zaruriyetten dir,ancak aletten çıkan zaruriyet değil bilakis zorlama sonucu çıkar ve belli bir ihtiyaç da değildir,insan sesi eğer eğilir bükülürse müzik olur,cami kapısında halini acındırıpta << Allah Rızası için bir sadaka ver >> diyen için musiki yapma demek ne kadar aptalcadır,aynı şekilde de azap surelerinde kendini acındırmak O azaptan pay almamak için kulun Rabbinden dileğidir,şükür suresi okunurken şükretmek için ayrı bir tavır gösterir kul lisanı ile keza diğer haller içinde başka başka ancak bizler Araplar gibi surelerin manalarını anlayamadığımız için okunana nerede hüzünlenip nerede coşacağımızı bilemeyiz,sağdan soldan duyduğumuz ile taklit ederek söyleriz senin benim gibi cahillerde bu kıraate << Kur-an ın bir makamı var >> deriz,ne makamı bu Kürdi Hicaz makamı mı? tövbe tövbe,cahil cahil konuşmayalımda gidip arapça tahsil edelim belki okurken Rabbimiz ne emretmiş ne buyurmuş bilirde ona göre okuruz.
Selamlarımla...
 

OkanDemir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
10 Eyl 2008
Mesajlar
177
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
Efendi güzel söylüyorsunda keyfine uydurmaya çalışıyorsun herşeyi Resulullah (s.a.v) acıklı okuyun demiştir Kur-an kıraatını sesinizi öttürün dememiştir,zati musiki makamı ile okunmadığı içinde hiç musiki hakkında Kur-an ı kerimle alakalı bir şey dememiştir,ancak sen Kur-an ı acıklı okumaya da müzik diyorsan insanın ağlamayarak konuşması,gülerek konuşması,öfkeli konuşmasıda senin için musiki olmalı değilmi,insanın ağzından çıkan söz ile aletten çıkan arasında dünya kadar fark vardır,insan dan çıkan ses zaruriyetten dir,ancak aletten çıkan zaruriyet değil bilakis zorlama sonucu çıkar ve belli bir ihtiyaç da değildir,insan sesi eğer eğilir bükülürse müzik olur,cami kapısında halini acındırıpta << Allah Rızası için bir sadaka ver >> diyen için musiki yapma demek ne kadar aptalcadır,aynı şekilde de azap surelerinde kendini acındırmak O azaptan pay almamak için kulun Rabbinden dileğidir,şükür suresi okunurken şükretmek için ayrı bir tavır gösterir kul lisanı ile keza diğer haller içinde başka başka ancak bizler Araplar gibi surelerin manalarını anlayamadığımız için okunana nerede hüzünlenip nerede coşacağımızı bilemeyiz,sağdan soldan duyduğumuz ile taklit ederek söyleriz senin benim gibi cahillerde bu kıraate << Kur-an ın bir makamı var >> deriz,ne makamı bu Kürdi Hicaz makamı mı? tövbe tövbe,cahil cahil konuşmayalımda gidip arapça tahsil edelim belki okurken Rabbimiz ne emretmiş ne buyurmuş bilirde ona göre okuruz.
Selamlarımla...

efendi efendi bişe yazacaksan edebinle yaz terbiyenle yaz kim ne uyduruyor sen ne saçmalıyorsun?! aç bak araştır bakalım bir kıraat ı yok mu Kuran ın tillaveti yok mu ? Okurken bir makama riayet edilmiyor mu Arapça tahsil ettik Elhamdulillah sizin ışık saçan fikirlerinize ihtiyacımız yok biz birşeyleri yapmak için emek sarfedersek bunu ALLAH rızası için yaparız adamın teki yazdığı için değil.İnsanda ne sabır ne hoşgörü bırakıyorsunuz helal olsun yani.

BUYRUN;
stanbul ve Mısır tavrı arasındaki fark nedir?

Mısır okuyuşunda makam zenginliği fazla yok. Üç beş makamın dışında Kur’an okumuyorlar. Bizde makam zenginliği çok fazla. Gerek ana gerek ara olmak üzere 30-40 makam söz konusu. Önemli olan Kur’an-ı Kerim’e kendisine has ölçülerinden taviz vermeden makamı giydirebilmektir. Kur’an’ı kurallarına göre okumaya önem veren bizden başka millet yoktur. Arap olmadığımız halde ve İslam’ı sonradan kabul ederek ona büyük hizmetler etmiş bir millet olarak Kur’an-ı Kerim’i okurken kurallara tam riayet etmeye büyük önem veririz. Biz hep şunu söyleriz okurken, makamı Kur’an’a uydurmak lazım, Kur’an’ı makama değil. Yani kurallar önde, makam arkada olacak. Tecvid kuralları lokomotif, makamlar vagon olmalı.(reissul Kurra Abdurrahman Gurses)


Demek ki neymiş bir makam dahilinde kuran okunabiliyormuş bu makamlarda Kurra ların değişik uygulamaları var mesela benim en beğendiğim Sumeyye Ed-Diyb hüzün olan ayetleri Saba makamında müjde ayetlerini ise Nihavend makamında okuduğunu belirtiyor maalesef galiba senin favorin olan Kürdili Hicazkar makamında okumamış ama bir şekilde ulaşabilirsen senin için onu da yapabilir mi bilemem.

ALLAH senin gibilere akıl fikir ihsan etsin başka herhangi bir dileğim yok.Müzik konusunu ne kadar büyüttünüz hayretler içinde okuyorum.Yani bu Dursun Ali erzincanlı bu Mehmet Emin ay bu Abdurrahman Önül hiç araştırıp sormamış kafalarına göre musiki ile ilahi okuyup haram a devam ediyorlar öyle mi ?
Hiç onların aklına acaba haram mıdır değil midir sorusu gelmemiş ...Bu kadar İslam ın içinde yoğrulmuş insanlar topluma milli manevi değerlerini bu gibi yollarla hatırlatmaya çalışan insanlar nasıl böyle bir konuyu es geçmiş hayret etmemek elde değil..!
 

OkanDemir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
10 Eyl 2008
Mesajlar
177
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
ALINTIDIR

İslâm Dini, Peygamber Efendimizin (A.S.) Sünnetine uygun eğlenmeyi ve çalgıyı haram kılmamıştır. Çünkü insanın bazen bu gibi şeylere de ihtiyacı vardır. Dinî musikî ruhun gıdasıdır. İlahîler bu cümledendir. Halk arasında «Musikî ruhun gıdasıdır» sözü meşru ölçüler içinde düşünülürse, bir bakıma doğrudur.

Ancak hangi ölçülerdeki musikî, müzik ve çalgılar mubahtır? Bunun için konulan genel kaide nelerdir? İslâm'ın bu husustaki koymuş olduğu genel anlamda ölçüleri şöyle sıralayabiliriz.

— Şehveti tahrik edici, ahlâk bozucu her türlü saz ve çalgı,

— Kadın - erkek karışık bir şekilde toplanıp herhangi bir çalgı çalmak,

— Kadınları sahneye çıkarıp şarkı - türkü söyletmek, şantözlük yaptırmak,

—Toplum yapısında çalışma, ibâdet ve düşünme ruhunu öldüren, insanı havaî şeylere itip zamanı boşa harcamayı aşılayan her türlü eğlence ve çalgı haramdır.

Bunun dışında mubah olan musiki ve çalgılar :

— Kafayı dinlendiren musiki; ruha gıda veren dinî musiki,

— Allah'ı, âhireti ve sorumluluğu hatırlatan veya vatan ve millet aşkını uyandıran, kahramanlık ruhunu aşılayan her türlü şarkı, türkü ve çalgı.

— Ahlâkî kurallara bağlı kalınarak kadınların kendi aralarında eğlenip çalgı çalmaları, şarkı ve türkü söylemeleri,

— Ayni ölçüler içinde erkeklerin kendi aralarında bu kabil eğlence tertiplemeleri -ibâdet ve çalışmayı engellemediği sürece- mubahtır.

Bunun için fukaha genel anlamda şu hükmü koymuşlardır :

Söylenen şarkı - türkü ve şiirler ahlâk bozucu, ilâhî sınırları aşıcı ve şehveti gayr-i meşru yola itici olmadığı takdirde mekruh değildir. İçki, kadın ve benzeri şeyleri över mahiyette ise, mekruhtur. (El-Muhit - Radiyüddin Serahsî)

Düğünlerde Tef, Darbuka ve Benzeri Aletleri Çalmak:

Düğün ve derneklerde bu kabil âletleri çalmaya cevaz verilmiştir. Nitekim. Peygamber (A.S.) Efendimiz zamanında bayram günleri kadınların biraraya gelip bu tür çalgı çalıp eğlendikleri sahih rivayetlerle sabit olmuştur. Hattâ bir bayram günü Hz. Âişe Validemizin evinde kadınlar toplanıp tef çalıp eğlenirlerken Resûlüllah (A.S.) Efendimiz içeri girmiş, onlara bir şey demeden çekilip bir köşede uzanarak uyumak istemişti. Tam bu sırada Ebûbekir Sıddık içeri giriyor ve çalgı seslerini işitince üzülüyor, onları azarlayarak «Peygamber Efendimizin huzurunda caz ve sazın yeri mi olur?» diye uyarıda bulunuyor. Bunun üzerine Efendimiz yüzünün üstündeki örtüyü kaldırarak, «Ya Ebabekir! Herkesin bir bayramı var, onda eğlenirler, vazgeç bunlar da kendi bayramlarında eğlensinler.» buyurarak bunun bir aşırılık olmadığını belirtiyor.

Efendimiz Mekke'den Medine'ye hicret edip Medine'ye girerken coşkun bir tezahüratla karşılandı, bunların arasında neşide söyleyen kızlar ve kadınlar da. bulunuyordu. Efendimiz onların bu davranışını o gün için yadırgamadı. Sonraları, kadınların erkekler arasında neşide, (şarkı ve türkü) söylemelerini yasakladı.

Aşırı şekilde çalıp oynamak ise mekruh kabul edilmiştir. İmam Ebû Yusuf bu görüştedir. (El-Muhit - Radiyüddin Serahsi)

Hızanetü'l-Müftîn adlı eserde bu konuya temas edilerek deniliyor ki: «Bayram ve benzeri günlerde tef ve benzeri şeyleri çalmakta dinen bir sakınca yoktur.»

Kaynak: Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı
 

gencns

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Ocak 2009
Mesajlar
1
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
müzik haram diyerek kesin bir cevaz vermeyi doğru bulmuyorum ben.. gerçektende müziğin haram olduğunu açıkça söyleyen bir hadise rastlamadım varsa arkadaşlar ulaştırın lütfen. Birde müziğin çeşitine göre değişir şarkılar insanın dünyevi duygularını etkiliyor ama ilahiler ise manevi duygularını kabartıyor..........
 

OkanDemir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
10 Eyl 2008
Mesajlar
177
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
ALINTIDIR
Değerli Kardeşimiz;

Musikî hususunda umumî ölçümüz şu ifadeler olmalıdır:

“Şeriatça bazı savtlar (dinî bakımdan bazı sesler) helâl, bazılar ıharam kılınmıştır. Evet, ulvî hüzünleri, Rabbanî aşkları iras eden (hatırlatan) sesler helâldir. Yetimane hüzünleri, nefsanî şehevâtı tahrik eden sesler haramdır. Şeriatın tayin etmediği kısım ise senin ruhuna, vicdanına yaptığı tesire göre hüküm alır.” (İşaratü’l-İ’câz, s. 78; Sözler, s. 382, 687-688)

Musikîde iki ses kullanılır: insan sesi ve âlet sesi. Bir eser icra edilirken ya tek başına insan sesi veya müzik âletleri kullanılır; çok kere de her ikisinden birden istifade edilir. Her üç halde de insanın hoşuna giden, onun zevk duyduğu ve tesirinde kaldığı ölçülü, belli bir makamda ses çıkarılır. Bu sesler mahiyetine, mevzuuna ve tesirine göre değerlendirilir. Ya insanın ruhuna tesir eder, onda ulvî, dinî, hamâsî hislerin canlanmasına sebep olur; ya da dinlediği bir musikî parçası, nefsine ve süflî hislere hitap ederek yüce hislerin körelmesine sebebiyet verir. Yukarıdaki ifadelerde de açıkça görüldüğü gibi, meşru olan, dinlenilmesinde bir mahzur bulunmayan ses, insana ulvî hüzünleri, yani dünyanın fâniliğini, ölümün her an gelebileceğini, insanın bir gün gelip toprak olacağını, Allah korkusunu hatırlatmalı veya ilâhî aşkı, Allah sevgisini, dünya üzerinde Cenab-ı Hakkın güzel sanat eserlerindeki yüce isimlerinin ve sıfatlarının tecellîlerini hatıra getirmeli. Bu hisleri tahrik eden her türlü sesi dinlemek helâl ve caizdir. Fakat yetimane hüzünleri; insana ümitsizlik veren, sevdiği kimselerden ve nimetlerden ayrılmanın ıztırabını hatırlatan, insanı bedbinliğe, karamsarlığa iten; insanın şehevanî hislerine hitap eden, dinlediği zaman nefsin hoşuna giden sesler ise haramdır, dinlemek caiz değildir.

Bu iki sınıfa girmeyen birtakım sesler de vardır ki, insandan insana değişir. Meselâ aynı musikî parçasını dinleyen iki kişiden birisi nefsânî bir his duyarken, diğeri ondan daha ulvî bir mânâ çıkarmaktadır. Meselâ “İncecikten bir kar yağar, tozar elif elif diye/Deli gönül abdal olmuş, gezer elif elif diye” parçasını bir musikî eşliğinde dinleyen iki kişiden birisi “elif”ten Allah’ı hatırlayıp, ilâhî aşkı düşünürken, öbürü zahirî mânâsına bakarak “elif”ten bir kadını hatırlar, mecâzî bir aşk düşünür.

Bir başka misâl: Yunus’un, “Aşkın aldı benden beni/ Bana Seni gerek Seni/Ben yanarım dünü gün/Bana Seni gerek Seni/Aşkın şarâbından içem/Mecnûn olup dağa düşem/Sensin dünü gün endîşem/Bana Seni gerek Seni” şiiri bugün hem ilâhî olarak, hem de türkü olarak söylenmektedir. Şimdi biri burada geçen “aşk”tan ilâhî aşkı düşünürken, diğeri zâhirî mânâsına bakarak mecâzî bir aşkı hatırlar.

İmam Gazalî Hazretleri ise (İhyâ, 2: 279-81) musikîyi, haram, mekruh ve mubah olmak üzere üç ana başlık altında inceleyerek şöyle der:

Dünya arzusu ve şehvet hisleri ile dolup taşan kimseler için yalnızca bu duyguları tahrik eden sesler haramdır.

Vakitlerinin çoğunu buna veren, meşguliyeti âdet haline getiren kimse için mekruhtur.

Allah sevgisi ile dolup taşan, duyduğu güzel ses kendisinde yalnızca güzel sıfatları tahrik eden kimse için müstehaptır.

İmam Gazalî daha sonra, musikîyi haram kılan şeyin kendisi değil, sonradan ârız olan bazı sebepler olduğunu ifade eder, bunu da şöyle tasnif eder:

Şarkı söyleyen kadın olur, dinleyen de kadın sesinin şehvetini tahrik edeceğinden korkarsa dinlemek haramdır. Burada haram hükmü müzikten değil, kadının sesinden gelmektedir.

Şarkı ve türkünün güftesi bozuk, İslâm inancına ve ahlâkına aykırı ise, bunu müzikli veya müziksiz söylemek ve dinlemek haramdır.

Gençliği icabı şehevî duyguların mahkûmu olan bir kimse aşırı derecede müziğe düşer, vaktinin çoğunu bu yolda geçirirse sefih olur.
 

Erzurumli

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Ağu 2007
Mesajlar
1,455
Tepki puanı
1
Puanları
0
Esselamu aleykum,

Ben her yazıma başlarken selamla başlarım,önce selam al sonra edep öğret,ben öncelikle haram yada helal dir diye birşey söylemedim,haram veya helaldir diyerek üstünde bukadar durulmamasını söyledim,eğerki bir konu hakkında kesin sonuca varılmıyorsa Efendimizin (s.a.v) sünnetine bakılır dedim,yapmışsa yaparsın yapmamışsa yapmazsın uzatmayın bu konuyu dedim,Kur-an Tecvidle okunur tecvidsiz,harflerine riayet etmeyen için Kur-an a saygısızlık ettiğinden dolayı << Çok okuyucu vardırki Kur-an ona lanet eder >> diye bir ayet vardır,ben makamlar ve işlevleri hakkında bir şey bilmiyorum çünkü müzik dinlemem sevmem hangi sesin makamlarda nasıl çıktığını bilmem,dolayısı ile acıklı okumanın makımın bir adı olduğunu senden duyuyorum,ancak okadar okuyucu varki dünyada herkes farklı farklı okur hatta şimdi şuraya araştırma yolu ile 100 adet farklı okuma kraati çıkarabilirim,insan kendi hüznünü kendi sesinde farklı yaşar,sen bunu falanca makam da okuyacaksın dersen bunun adı müzik olur,müzik nota gerektirir,senin o adını söylediğin kürdi hicazlarda günümüzde en çok meyhanelerde kullanılıyor,bırakın bu işleri falanca ilahi okumuş,filanca kaside okumuş müzikle bana ne ben bişe dedimmi,ben sadece bukadar sorun yaşıyorsanız cevabında bakın Efendimizin hayatına varmı müzik YOK,ne yoruyon o zaman kafanı sende dinleme dedim,biz daha Kur-an okumasını bilmiyoruz,sünnete riayet etmiyoruz kaldıki makamlardan bahsediyoruz,hemde hakkında kesin hüküm olmayan.
Selamlarla...
 

Erzurumli

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Ağu 2007
Mesajlar
1,455
Tepki puanı
1
Puanları
0
Düğün ve derneklerde bu kabil âletleri çalmaya cevaz verilmiştir. Nitekim. Peygamber (A.S.) Efendimiz zamanında bayram günleri kadınların biraraya gelip bu tür çalgı çalıp eğlendikleri sahih rivayetlerle sabit olmuştur. Hattâ bir bayram günü Hz. Âişe Validemizin evinde kadınlar toplanıp tef çalıp eğlenirlerken Resûlüllah (A.S.) Efendimiz içeri girmiş, onlara bir şey demeden çekilip bir köşede uzanarak uyumak istemişti. Tam bu sırada Ebûbekir Sıddık içeri giriyor ve çalgı seslerini işitince üzülüyor, onları azarlayarak «Peygamber Efendimizin huzurunda caz ve sazın yeri mi olur?» diye uyarıda bulunuyor. Bunun üzerine Efendimiz yüzünün üstündeki örtüyü kaldırarak, «Ya Ebabekir! Herkesin bir bayramı var, onda eğlenirler, vazgeç bunlar da kendi bayramlarında eğlensinler.» buyurarak bunun bir aşırılık olmadığını belirtiyor.


Esselamu aleykum kardeşim,

Senden rica edeyimde yukarıda yazdığın hadisin altına senedini yaz,bunca yıldır hadis kitabı okuyorum henüz rastlamadım böyle bir hadise.
 

OkanDemir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
10 Eyl 2008
Mesajlar
177
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
Efendi güzel söylüyorsunda keyfine uydurmaya çalışıyorsun herşeyi Resulullah (s.a.v) acıklı okuyun demiştir Kur-an kıraatını sesinizi öttürün dememiştir,zati musiki makamı ile okunmadığı içinde hiç musiki hakkında Kur-an ı kerimle alakalı bir şey dememiştir,ancak sen Kur-an ı acıklı okumaya da müzik diyorsan insanın ağlamayarak konuşması,gülerek konuşması,öfkeli konuşmasıda senin için musiki olmalı değilmi,insanın ağzından çıkan söz ile aletten çıkan arasında dünya kadar fark vardır,insan dan çıkan ses zaruriyetten dir,ancak aletten çıkan zaruriyet değil bilakis zorlama sonucu çıkar ve belli bir ihtiyaç da değildir,insan sesi eğer eğilir bükülürse müzik olur,cami kapısında halini acındırıpta << Allah Rızası için bir sadaka ver >> diyen için musiki yapma demek ne kadar aptalcadır,aynı şekilde de azap surelerinde kendini acındırmak O azaptan pay almamak için kulun Rabbinden dileğidir,şükür suresi okunurken şükretmek için ayrı bir tavır gösterir kul lisanı ile keza diğer haller içinde başka başka ancak bizler Araplar gibi surelerin manalarını anlayamadığımız için okunana nerede hüzünlenip nerede coşacağımızı bilemeyiz,sağdan soldan duyduğumuz ile taklit ederek söyleriz senin benim gibi cahillerde bu kıraate << Kur-an ın bir makamı var >> deriz,ne makamı bu Kürdi Hicaz makamı mı? tövbe tövbe,cahil cahil konuşmayalımda gidip arapça tahsil edelim belki okurken Rabbimiz ne emretmiş ne buyurmuş bilirde ona göre okuruz.
Selamlarımla...


Dikkat edersen Selam vermemişsin versen selamını alırdım.

Düğün ve derneklerde bu kabil âletleri çalmaya cevaz verilmiştir. Nitekim. Peygamber (A.S.) Efendimiz zamanında bayram günleri kadınların biraraya gelip bu tür çalgı çalıp eğlendikleri sahih rivayetlerle sabit olmuştur. Hattâ bir bayram günü Hz. Âişe Validemizin evinde kadınlar toplanıp tef çalıp eğlenirlerken Resûlüllah (A.S.) Efendimiz içeri girmiş, onlara bir şey demeden çekilip bir köşede uzanarak uyumak istemişti. Tam bu sırada Ebûbekir Sıddık içeri giriyor ve çalgı seslerini işitince üzülüyor, onları azarlayarak «Peygamber Efendimizin huzurunda caz ve sazın yeri mi olur?» diye uyarıda bulunuyor. Bunun üzerine Efendimiz yüzünün üstündeki örtüyü kaldırarak, «Ya Ebabekir! Herkesin bir bayramı var, onda eğlenirler, vazgeç bunlar da kendi bayramlarında eğlensinler.» buyurarak bunun bir aşırılık olmadığını belirtiyor.


Esselamu aleykum kardeşim,

Senden rica edeyimde yukarıda yazdığın hadisin altına senedini yaz,bunca yıldır hadis kitabı okuyorum henüz rastlamadım böyle bir hadise.

bu Yazın için Ve Aleykum selam aradığın senet (Buhari, İydeyn, 2750) dir.Araştırabilirsin..Saygılar .
 

titretttinhoca

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
8 Ocak 2009
Mesajlar
298
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
87
aletlerde teknikte cihazlarda seytan yoooook seytan nefistedir
diyelim ki sen aletleri kullanmiyorsun onlara haram diyorsun ne isini var bilgisayar basinda ? bilgisayar da bir alettir ..muziki aletlerde seytani goren mantik bu aletlerin hukmu nedir cevablasin ..



evet Imam Gazali vb alimler hevayi sevdiren muzik haramdir dediler
evet Peygamberimizin de sav sevdigi ilahi var `Talaal Bedru aleyna` Peygamberimizi sav karislayan Medineli Ensar bu ilahiyi def calarak soylediler
Yunus Emre ve daha nice evliyalar oturup Allahi overlerdi ilahileri ile yurekleri Allah aski ile doldururlardi

simdi bakiyorsun bu AKPli din esit siyasettir diyen ve basortusunu de siyasi simge Islami da siyasi amaclara alet olarak kullananlara yeri gelince` kilisede namaz kilinir` diyor yeri gelince `avrupada soklama ile bogazlanan etler yenir mi` sorusuna evet yenir diyor boyle bir konuda besmeleden sozetmeyi ihmal (!)
ediyor..iman eksilip artmaz diyor apacik ayetlere ragmen Ehli Sunnet alimlerinin apacik aciklamalarina ragmen
kaza kilmak sunnettir bu yuzden `bir arada hem kaza hem sunnet kilnabilir` diyor

bu arada Filistindeki katliamlara ragmen degil Israil elicligi kapatmak `bekara kari bosamak kolaydir ` diyen ve Israil ile evli olan Erdogana `ehli sunnet basbakani ` diyor...ne yapti da ehli sunnet oldu diye soruyoruz iddialiya cevab yok

Filistini vurmadan bir gun once Israilin basi Yahud Olmert Turkiyeye gelip Erdogan ile gorusuyor ertesi gun Filistini bombalamaya basliyorlar

temel meselelerde boyle kafalara sahip olanlar artik ne dese desin ...

kimi kandiriyorsunuz ? siz ancak cahilleri kandirabilirsiniz

bu arada cahil ilmi siyaseti yahut siyaseti bilmeyen demek degildir cahil HAKKI bilmeyen demektir Allahtan korkmayan..
 

gurbette

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Eki 2008
Mesajlar
2,850
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
50
Selamun Aleykum hocam
yazdiklariniz dogru
mesela ben bi örnek vermek isterim; televizyon da bir aletttir.. ama sen onun hangi kanalina baktigin önemli.... c¨nkü içerisnide haram olan göruntulerde var helal olanlarida var..
mesela bir tabanca bu da bir alettir ama katilin elinde olursa kan ve gözyasi getirir! Allahu Tealadan korkan ve O'na iman eden birinin elinde olursa huzur ve güven getirir...

bir de bu sitede dikkatimi cekti bazilari ne kadar guveniyor kendisine öbür alemde, Ahiret 'te.
sanki! oyle yazilar yaziyorlar ki mesela (Mahser de görüsürüz gibi) sadece kendileri cennete gidecek digerleri cehenneme!! bir de; yahudilerin zulmunu kinadigimizda veya boykot listeleri yazildiginda bu kisilerin nedense hic yazilari yok sesleri cikmiyor çok enterasan çok!!
beyler dikkatli olalim!!! Peygamberler' den baska kimsenin imani garanti degildir..

Allah'a cc emanet olunuz..
 

Huyela

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Eki 2006
Mesajlar
2,345
Tepki puanı
1
Puanları
36
Yaş
41
Konum
İstanbul
hoparlor konusunda sunduğunuz alternatif bana cidden enteresan geldi itiraf etmeliyim yani içime nerdeyse vesvese düşecek acaba Kabe i Muazzama da Sudais mikrofon kullandığı için kıldığımız namazlar kabul olmayacak mı ?

Olmayacak tabi. İbdetlerin sahih olması ayrıdır kabul olması farklıdır. Dikkat ederseniz işi bilenler oraya gittikleri zaman ya namazlarını iade ediyorlar, yada imama uymuyorlar, yanlız kılıyorlar.

Müzik konusuna gelince sizin tam olarak İlahilerin mi çalgılı olmasına yoksa çalgının komple kullanılmasına mı orasını pek çözemedim.Yada siz o nüans ı verdiniz ben yakalayamadım.Dediğiniz gibi birkaç yerde icazet verildiğini bende gördüm ama düğünlerde çalınan def ve davulun sade enstrümental olarak mı çalındığı yoksa bu çalgılar kullanılarak türküler söylenip söylenmediğini biraz daha açarsanız sevinirim.
Bakın öncelikle şunu belirteyim. Haşa bunlar benim kendi şahsi yorumun düşüncem değildir. Hep islam alimlerinin sözleri ve yazılarıdır. Dini konuda senin fikrim benim fikrim olmaz. Öyle olsa 1 milyar fikir ve din çıkar ortaya. Ehli sünnet alimleri ittifak halinde buyuruyor ki. Her türlü çalgı aletini çalmak ve dinlemek haramdır. Allahü tealayı peygamber efendimizi aleyhisselam medh ve sena etmek ise ibadettir. İşte ibadetlere haram karıştırmak çok çirkin bir bidattır. Bin üçyüz senesine kadar böyle bir şey yoktu. Son yüz senede gelen cahiller uydurdu. Sizin yazdığınız yazılara dikkat ederseniz ya sizin yada kendini din adamı zanneden birilerinin yorumu. Kendi mantığına yatanı söylüyor. Yok şu niyetle caizdir, şu niyetle haramdır gibi. O kadar hadisi şerif yazdım insaf ile yaklaşmanız lazım gelirdi. Düğünlerde savaşlarda izin verilmesi ayrı bir hükümdür. Bir cahil o hükmü gösteripte 'bakın def davul caizmiş hadi bunlar eşliğinde ilahiler söyliyelim derse ya çok cahil yada art niyetli olduğunu ortaya koyar.

Şu cariye konusundaki fikirler bana enteresan geldi.Belirtmeden geçemeyeceğim ..SAYGILAR.

Onlar fikir değil. İslamiyetin emir ve yasaklarından, tavsiyelerinden veya ruhsatlarından bir kaçı. İslamiyet bir kimsenin fikri düşüncesi değildir. Allahü tealanın koyduğu kurallardır.

Vesselam
 

Huyela

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Eki 2006
Mesajlar
2,345
Tepki puanı
1
Puanları
36
Yaş
41
Konum
İstanbul
Rabbim c.c Razı Olsun Huyela Kardeşim....


Cenabı hak cümlemizden razı olsun abicim.

Dualarınızı beklerim.


Esselamu aleykum,

ben bu sitede ki çok kişiyi hiç mi hiç anlamıyorum sanki başka bir gezegenden gelmiş gibiler,ortaya birşey atıyorlar,konuşuyorlarda konuşuyorlar neden? çünkü kendilerini hep doğru söyleyen ve doğru düşünen kişiler olarak görüyorlar,bu dünyanın en doğru düşünen zatı Efendimiz (s.a.v) di ve ondan daha doğru düşünen ne kimse geldi nede gelecektir, o zaman o dar kafanda haramı helali ayırırken sende istersen mantıklımı mantıksızmı,falanca filanca böyle yaptı diyerek konuşma-yın bakın bakalım Efendimiz (s.a.v) yapmışmı yapanlarla beraber olmuşmu,yapılmasına ses çıkarmışmı,Allah'ın (c.c) kelamını ondan daha güzel kim anlatabilir,O (s.a.v) nasıl anlatmış,O nasıl yaşamış,Allah (c.c.) demiyormu,<< Ya Habibim >> diye,bu sevgili olmayı yapıkları yada yapmadıklarından dolayı hak etmemişmidir,O nun yaptıklarını yapmak sünnet ise yapmadıklarını yapmamak da sünnet değilmidir, acaba Kainatın sultanı zamanında yokmuydu günümüzde olan şeyler,Rabbim hepimize akıl versin,bizi Habibine tam manasıyla uyan kullar etsin,gerçek manada Onun (s.a.v) hayatnı araştırıp öğrenen ve öğreten kullar etsin.
Size kısaca bir soru Müzik hakkında atıp tutanlar için,Peygamber Efendimizin en sevdiği makam yada şarkı NEYDİ?
Cevap; HİÇBİRİ
O zaman sen niye dinliyorsun?

Ve aleyküm selam abi. Bu yazdığınız yeterde artar aslında. Allahü teala razı olsun.
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt