Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

SOKAKTAN MEKTUP VAR (1 Kullanıcı)

SOKAKTAN MEKTUP VAR

  • EVET OLABİLİR.

    Oylama: 0 0.0%
  • HAYIR OLAMAZ.

    Oylama: 0 0.0%
  • HİÇ Bİ FİKRİM YOK

    Oylama: 0 0.0%
  • ABD DEN HERŞEY BEKLENİR

    Oylama: 0 0.0%
  • HİÇ BİRİ

    Oylama: 0 0.0%

  • Kullanılan toplam oy
    0

suat_sel

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
29 May 2008
Mesajlar
9
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
52
kalp kırgınlıgı

kalp kırgınlıgı

--------------------------------------------------------------------------------

Kalp Kırıldığında Nasıl Bir Ses Çıkarır Sizce ?


güvercinin telaşlı kanat çırpışındaki ses
mi?

yoksa,
kelebeğin kanadındaki inadına sessiz bir çığlık gibi mi?

ya da, tuz-buz olan bir sırçanın
haykırışı gibi mi?

nasıl bir sestir ki,perişan eder bizi duyduğumuzda??

ne kalpler kırdık
bilmeden.. ya da bile bile......

ne setler koyduk aramıza bu kırılmış kalplerden de..

sonra aşmaya çabaladık durduk çok...

dokunmak istedik,ulaşamadık....

ulaşmak istedik,kendi ellerimizle kurduğumuz

setler engel oldu yine kendimize.....

oysa,
nasıl da kolaydı yıkıvermek han duvarlarını....

sıcacık bir gülümseme,

içten bir çift gözle birleştiğinde,eritmez mi en büyük buzulları???

esirgedik birbirimizden maliyeti sıfır olan
gülümsemelerimizi...

kolay geldi bencillik en dar anlarda..koyuvermek..koyup kaçıvermek....
kaçarken bakmamak ardımıza

ya da,
bakıp da görmemek...görmek istememek...

her ne varsa...

oysa,ne de kolaydı düşmanlığı yoketmek,
sıcacıık bir gülümsemeyle...olmaz dedik.

o bana düşman

denemedik bile hiç..korktuk belki de yanılacağımızdan..

oysa hayat ne de kısa..

düşünmek
için bile vakit yokken....
bile bile zehir ettik günlerimizi..
kavgalarla..
itişip kakışmakla harcadık
dünlerimizi...
ziyan ettik hem düne.. hem bugüne.. hem de yarınlarımıza..
sahi,kalp kırıldığında nasıl
bir ses çıkarır?
duydunuz mu hiç?
ben ne zaman dinlesem bir cam parçalanışı hissediyorum
peki ya siz?

alıntıdır

 

ysmnkaos

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
13 Ağu 2007
Mesajlar
1,327
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
16
Konum
kaosşehristanbul
~*~


Selamün Aleyküm değerli Yasemin ablam.
Kaleminize, yüreğinize sağlık olsun..''Sonsuz Sonun başlangıcı''nı çok güzel bir şekilde aktarmışsınız..Bu güzel yazılarınızı okumak isteriz her daim inşallah..Allah c.c razı olsun paylaştığınız için. Rabbimize emanet olunuz inşallah..Selam ve baki dua ile.

~*~

Aleykümselam aliye kardeşim...
insanoğlu Dünyada var olduğu sürece, bu konu bize her an hatırlatılacak...
bazen amatör bir denemede... bazende hayatın içinde...
zaman ayırıp okuduğunuz için teşekkür ediyorum...
ALLAHA EMANET OLUNUZ
 

ysmnkaos

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
13 Ağu 2007
Mesajlar
1,327
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
16
Konum
kaosşehristanbul
selamünaleyküm ...
çok güzel ve düşündürücü bir paylaşımdı...
okumamıza vesile olduğunuz için teşekkür ediyorum...
yazarında emeğine sağlık diyorum...
ALLAHA EMANET OLUNUZ
 

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
32,522
Tepki puanı
7,875
Puanları
163
Yaş
53
Konum
Alanya
Allah, bana yeter!

Allah, bana yeter!

Zeynep sokağa çıktı. Arkadaşları güzel güzel oynuyorlardı. O da onlarla oynamak istedi. Hava çok güzeldi. Güneş gökyüzünde parlıyordu. Kuşlar cıvıl cıvıl ötüşüyor, kelebekler oradan oraya uçuşuyordu. Zeynep çok mutluydu. Allah çok güzel bir gün vermişti.

Arkadaşlarının yanına gitti, oynamak istediğini söyledi. Ama oyun çoktan başlamıştı. Zeynep’i almadılar aralarına. Bununla kalmadılar; ondan uzaklaştılar ve oyunlarına devam ettiler.

Zeynep’in mutluluğu bir anda sönüverdi. Çok üzüldü. Ondan uzaklaşmaları ne kadar da kötüydü. O üzüntüyle eve geldi. Küçük omuzları sanki dünyanın yükünü yüklenmiş gibi çökmüştü. Hava ona o kadar soğuk geliyordu ki... Fırtına koptu kopacak gibiydi. Gözyaşları gözlerinin kenarına geldi, durdu.

Annesi onu severek içeri aldı. Kucakladı. Anlatmasını bekledi. Zeynep annesinin kucağında bir süre öylece kaldı. Gözyaşları bir anda dökülmeye başladı, yanaklarından süzüldü. Annesi daha sıkı sarıldı Zeynep’e; şefkatle sarıp sarmaladı.
Zeynep’in gözyaşları durulunca, olanları bir bir anlattı annesine. Bir taraftan gözyaşlarını siliyor, bir taraftan soruyordu: “Neden almadılar beni aralarına? Neden arkalarını döndüler?”

Annesi onu teselli etmek istedi.
“Biliyor musun Zeynep, her şeyi bize dost eden Allah’tır. Her şeyin yüzünü bize tanıdık eyler bize. Arkadaşlarına seni sevdiren, sana arkadaşlarını sevdiren de O’dur. Ama bazen bir şeyler ters gider. Arkadaşlarımız bazen bizden yüz çevirirler. Bizden uzaklaşabilirler. Bazen de biz onları istemeden kırabiliriz, üzebiliriz. Ama Rabb’imiz bizi hiç bırakmaz; her zaman O’nun “yüzü” bize dönüktür. Bizi hiç terk etmez; kırılmaz da bize. Sen hiç merak etme, arkadaşlarını yine sana döndürecektir. Belki de sana yeni arkadaşlar gönderecektir. Bak bizi nasıl teselli ediyor Rabb’imiz: “Sana yüz çevirip giderlerse, de ki, ‘Allah ne güzel vekildir.’ Yani bizi terk edebilecek her şeyin yerine Rabbimiz vardır. Herkes bizi terk etse de O (cc) terk etmez. Yanımızda kimsecikler kalmasa da O (cc) hep yanımızdadır, yakınımızdadır.”

Zeynep biraz teselli olmuş gibiydi.
“Hadi, dua edelim!” dedi annesi. “Allah sana ve senin gibi yalnız kalan çocukları arkadaşlarını yine göndersin diye.”

Annesinin gözlerinin içine baktı. Yüzündeki sımsıcak tebessüm Zeynep’in de içini ısıttı. “Ne güzel! İyi ki Rabb’imiz var!” dedi.


SEMİNE DEMİRCİ
Ailem-Zaman
____________
 

elifimbenim(MERHUME)

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
13 Kas 2007
Mesajlar
1,642
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
64
O
ALLAH BANA YETER
O
36- Allah, kuluna yetmez mi? Seni O'ndan başkalarıyla korkutuyorlar. ,4llah kimi saptırırsa onu artık doğru yo!a ileten olmaz.
37- Allah kime de doğru yolu gösterirse; artık onu şaşırtan olmaz. Allah, galip ve öç alan değil mi?
38- Ey Muhammed! Andolsun ki, onlara, "Gökleri ve yeri yaratan kimdir?" diye sorsan; "Allah'dır" derler. De ki: "Öyleyse bana bildirin; Allah bana zarar vermek isterse, Allah'ı bırakıp da taptıklarınız, O'nun verdiği zararı giderebilir mi? Yahut bana bir rahmet di!erse, O'nun rahmetini önleyebilir mi? "Deki: Allah bana yeter. Dayananlar O'na dayanır. "
39- De ki: "Ey kavmim! Durumunuza göre bildiğinizi yapın: ben de bildiğimi yapıyorum. Yakında bileceksiniz. "
40- "Kendisini rezil edecek azap kime geliyor: Kime sürekli azab inecek?"
Bu ayetler, sağlıklı imanın mantığını bütün sadeliği, zindeliği, açıklığı ve derinliğiyle ortaya koymaktadır. Tıpkı Hz. Peygamberin kalbine yerleşen iman gibi. Bir mesaja iman eden herkesin ve bir dava sahibi olan her insanın kalbinde yerleşmesi gereken iman da bu özelliklere sahip olmalıdır. Bu imandır tek başına insana yeterli olan onu başka şeylere muhtaç olmaktan kurtaran: hedefe ulaştırıcı, değişmez ve doğru yolu önüne seren temel gerçek.
Bu ayetlerin iniş sebebi hakkında kaydedilen rivayetlere göre Kureyş müşrikleri, Allah'ın elçisi olan Hz. Muhammed'i (s.a.s.) ilahları ile korkutuyor ve onların gazabından (öfkesinden) sakındırıyorlardı. İlahlarına aşağılayıcı sözler söylemekten vazgeçmediği takdirde onların hışmına uğrayacağını söylüyorlardı.
Fakat bu ayetlerin anlamı daha kapsamlı ve daha geniştir. Bu, hakkı çağıran davetçi ile yeryüzünün ona karşı koyan tüm güçleri arasında meydana gelen savaşın gerçek yüzünü ortaya koymaktadır. Bu güçleri sağlıklı terazide tarttıktan sonra mü'min kalbteki güveni, kesin inancı ve huzuru da tasvir etmektedir.
"Allah, kuluna yetmez mi?"
Evet, yeterlidir. Öyleyse kim onu korkutabilir? Hangi şey onu korkuya düşürebilir; Allah onunla beraber olduktan sonra... Kendisi kulluk makamına yükselip, bu makamın hakkını ödedikten sonra. Bütün kullarının üstünde egemen olan, yüce kudret sahibi Allah'ın kendi kuluna kâfi olduğundan kim şüphe edebilir?
"Seni O'ndan başkalarıyla korkutuyorlar."
Nasıl korkar O? Allah'ın dışındakiler O'nun koruduğu kimseyi korkutamazlar. Yeryüzünün tamamı Allah'ın dışındaki varlıklarla dolu olmasına rağmen bunların hiçbir O'nu etkilemez.
Bu, rahat anlaşılabilecek, apaçık bir meseledir. Kafa yormaya ve tartışmaya gerek yok bu konuyu. Bir tarafta yüce Allah, diğer tarafta Allah'ın dışında kalan varlıklar. Bu konu üzerinde düşündüğümüzde artık ne herhangi bir şüpheye ne de herhangi bir karışıklığa neden olacak bir şey kalır.
Geçerli olan, Allah'ın iradesidir. Üstün olan, O'nun dilemesidir. Kullar hakkında hükmü geçerli olan O'dur. Kulların kendilerine, kalblerinin hareketlerine ve duygularına hükmeden O'dur.
"Allah kimi saptırırsa onu artık doğru yola ileten olmaz. Allah kime de doğru yolu gösterirse artık onu şaşırtan olamaz.
Kimin sapıklığa müstehak olduğunu bilip onu saptıran; kimin de doğru yola layık olduğunu bilip ona yol gösteren Allah'dır. Şu veya bu şekilde biri hakkında karar verdiği zaman artık O'nun dilediğini değiştirecek kimse olamaz.
"Allah, gâlip ve öç alan değil mi?"
Şüphesiz evet. Kuvvet ve üstünlük sahibi olan O'dur. O, herkese hakettiği karşılığı verir. İntikâma müstehak olandan intikam alır. Gerçekten Allah'a kulluk görevini yerine getiren bir insan nasıl bir kişiden veya bir şeyden korkabilir? Hem de yüce Allah onun koruyucusu ve kendisine yeterli olduğu halde!
Sonra bu gerçeği başka bir kalıpta ortaya koymaktadır. Bu kalıp, onların kendi mantıklarından ve fıtratlarında mevcut olan, Allah gerçeğine ilişkin realiteden kaynaklanmaktadır: "Ey Muhammed! Andolsun ki, onlara "Gökleri ve yeri yaratan kimdir?" diye sorsan; "Allah'dır" derler. De ki: "Öyleyse bana bildirin Allah bana zarar vermek isterse, Allah'ı bırakıp da taptıklarınız,
O'nun verdiği zararı giderebilir mi? Yahut bana bir rahmet dilerse, O'nun rahmetini önleyebilir mi?" De ki: "Allah bana yeter. Dayananlar O'na dayanır.
Onlar, sorulduğu zaman gökleri ve yeri yaratanın Allah olduğunu belirtiyorlardı. Hiçbir fıtrat bu sözün dışında başka bir şey diyemez. Hiçbir akıl, göklerin ve yerin yaratılışını, yüce, üstün bir iradenin varlığına bağlamadan açıklayamaz. İşte yüce Allah, müşrikleri ve aklı başında herkesi bu apaçık fıtri gerçekle kıskıvrak yakalamaktadır. Yüce Allah göklerin ve yerin yaratıcısı olduğuna göre, bu göklerde ve yerde yaşayan bir kimse veya bir varlık, yüce Allah'ın, kullarından birine dokundurmak istediği bir zararı önleyebilir mi? Yine bu göklerde ve yerde yaşayan bir kimse veya bir varlık, yüce Allah'ın kullarından birine dokundurmak istediği rahmetine engel olabilir mi .
Bu sorulara verilecek kesin cevap, hayırdan ibarettir. Bu gerçek kesinleştikten sonra Allah'a çağıran davetçinin, kendisinden korkacağı ne olabilir? Neden korkabilir? Neyi umabilir? Ona dokunacak zararı kim önleyebilir? Kim ona gelen rahmeti engelleyebilir? Kim onu endişeye düşürebilir veya korkutabilir, yahut yolundan alıkoyabilir?
Bu gerçek, inanmış bir kalbe yerleştiğinde onun açısından mesele bitmiş olur. Tartışma sona erer. Korku, kökünden sökülür. Bütün arzular sona erer; sadece yüce Allah'a bağlı olan umutlu kalır. O, kuluna yeter. Yalnız O'na tevekkül edilir.
"De ki: "Allah bana yeter. Dayananlar O'na dayansın"
Ayrıca bu, iç huzurdur, güvendir. Kesin kanaattir. Korkunun etkisinde kalmayan iç huzuru, sarsılmayan güven ve gevşemeyen kesin kanaat. Yolun düze çıkacağına tam bir güvenle yoluna devam etmektedir.
"De ki: "Ey kavmim! Durumunuza göre bildiğinizi yapın; ben de bildiğimi yapıyorum. Yakında bileceksiniz."
"Kendisini rezil edecek azap kime geliyor; kime sürekli azab inecek?"
Ey milletim, kendi yolunuza ve durumunuza uygun olan işleri yapmaya devam edin. Ben de sapmadan, korkmadan ve sarsılmadan yoluma devam ediyorum. Siz ilerde kime dünyada kendisini rüsvay edecek bir azabın geleceğini ve ahirette sürekli azabın kimin başına getirileceğini öğreneceksiniz.
Fıtratın, kendisini dile getirdiği ve bütün bir varlığın kendisine tanıklık ettiği, rahat anlaşılabilen gerçeğin sergilenmesinden sonra karar veriliyor. Göklerin ve yerin yaratıcısı, göklerin ve yerin üzerine egemen olan Allah'dır. Peygamberlerin insanlara ulaştırdıkları ve davetçilerin, sorumluluğunu üstlendikleri davanın sahibi de O'dur. Buna göre göklerde ve yerde olan varlıkların hangisi O'nun elçilerine ve davetçilerine hükmedebilir? Kim onların başına gelen bir zararı savabilir veya onlara gelen rahmeti engelleyebilir? Bunların hiçbiri söz konusu olmadığına göre neden korkabilirler? Allah'dan başka kimden ne bekleyebilirler?
Dikkat edin! Artık mesele aydınlanmıştır. Yol belli olmuştur. Artık tartışmaya veya bahane aramaya gerekçe kalmamıştır.
Allah'ın elçileriyle onların yolunda duran diğer yeryüzü güçlerinin konumu budur işte. Peki onların görevlerinin gerçek mahiyeti nedir? İlahi mesajı yalan sayanların konumları nedir acaba?

O
O
 

ferahhfeza

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
10,922
Tepki puanı
8
Puanları
0
Yaş
46
Web Sitesi
ferahhfeza.blogcu.com
________selamün aleyküm kardeşim
ne güzeldi ..begenerek okudum rabbim razı olsun kardeşim
Se gibi az konuşup 3 dinlemeli toplumda…
buda benim sanırım
emegine saglık olsun
selam ve dua ile________
 

nihalim

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Eki 2006
Mesajlar
2,593
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
45
Konum
*meftun*
Web Sitesi
www.hatim-online.com
Selamünaleyküm...kardeşim ALLAH c.c. razı olsun İNŞALLAH...
emeğine sağlık güzel bir paylaşım...ALLAH c.c. emanet olun...selam ve dua ile
selametle İNŞALLAH...


ayın / şın / kaf

I
-ayın-
Hasretim ölür ve gelirim ben
Yanağımda hüzne konan yaş vardır
Gecenin en zifiri yerine çekilmiş kalem. Hazzın sömürüldüğü rüyaların günahı sıçramış gök/yüzüne. Apaçık söylediğim cümlelerimde sır olmuşsun. Yüzümü döndüm sana alnım açıktır. O kadar derin bakma gözlerini görmeliyim. Ellerinden düşürme sensiz kalır Yusufum karanlıkta.
Önce sen der, sonra bir yıldız söndürürüm parmaklarında. Cani değilim cinayetim tozlanan gözlerinedir. Sahtedir güzelliğin Züleyka, inanma aynalara. Karartır gözlerini yalancı güneş. Yanağına yaslanma, inan ki anlarım dertlisindir. Acıtma sözsüz cümlelerimdeki karanfil kokan senir30;
II
-şın-
Umutlarım aç dolaşır sokaklarında
Bir kıyısından diğerine yılların
Bir anı düştü zihnime zamanım yoruldu. Durulmayan hislerimin orta yerindeydin batmaya yakın. Yıkılmadan uzaklaşandın çoğu kez Züleyka. Yerinde çılgına dönen bir selvi gibi sitemine rüzgârın. Akmaktan usanmış, yıllanmış suyu ile fakir bir dereydin. Sızardın bazı zaman gözlerimden. Yaşlanmış bir eldin bazen de teselli veren. Karanlıkta benekleşen hüzün kırıntıları arasında dolaşırken, acziyetine mahkûmdur beden. en sade keen musikisidir bu matem sesine tutulan. Ve Züleyka, ölüm mavisine açmış bir kır lalesi eşkin verir dudaklarının sessizliğinden.
Özlemim seni sarıp sarmalar ölüm mavisi. Şimdi seni giyiniyorum bu gece vaktir30;
III
-kaf-
Cinnet gülleri saçar hasretim
Benden uzakta gülerken, dudaklarına
Çocukken yazmışım seni kalbime Züleyka, çıkaramam şimdi büyüdüm sana. Çınardır yaşım. Her tarih düşüşüm ölüm vaktini haber verir yarıma. Aslı/mı arar olmuşum. Akla ziyan gelir dualarım. Sanma ki her adımım yanına olur. Aklını başına topla Züleyka sonra bana ver. Bu gidişat hayra değildir.
Rüzgâr doğurur saçların/sonbaharda
Düşer bakışlarım
Kaç mevsim geçti sıcağa hasretlik beklerim
Zannına değmedi sözlerim
Daha ne kadar susacaksın Züleyka
Sabır taşı çatlatır palazlanmış kalemim
Pişmanlık çiçeğine açarsın beni
Yine de sanadır kalemim
Ayın, şın, kaf

Sade bir gece yarısı buhranıyla
Süslendi çocuk ve
Sürüklendi sana
(alıntı)
 

nihalim

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Eki 2006
Mesajlar
2,593
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
45
Konum
*meftun*
Web Sitesi
www.hatim-online.com
selamünaleyküm ...
çok güzel ve düşündürücü bir paylaşımdı...
okumamıza vesile olduğunuz için teşekkür ediyorum...
yazarında emeğine sağlık diyorum...
ALLAHA EMANET OLUNUZ

Aleykümselam...ben teşekkür ederim okuduğunuz için
ALLAH c.c. razı olsun...İNŞALLAH...
ALLAH c.c. emanet olun...selam ve dua ile...İNŞALLAH...
 

Nevin_1982

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Eyl 2006
Mesajlar
5,000
Tepki puanı
8
Puanları
38
Yaş
41
Konum
sakarya
________selamün aleyküm kardeşim
ne güzeldi ..begenerek okudum rabbim razı olsun kardeşim
Se gibi az konuşup 3 dinlemeli toplumda…
buda benim sanırım
emegine saglık olsun
selam ve dua ile________
ve aleykum selam kardeşim.sağolasın.Rabbime emanet olun.Sağlıcakla kalın inşaallah
 

Nevin_1982

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Eyl 2006
Mesajlar
5,000
Tepki puanı
8
Puanları
38
Yaş
41
Konum
sakarya
Selamünaleyküm...kardeşim ALLAH c.c. razı olsun İNŞALLAH...
emeğine sağlık güzel bir paylaşım...ALLAH c.c. emanet olun...selam ve dua ile
selametle İNŞALLAH...

ayın / şın / kaf

I
-ayın-
Hasretim ölür ve gelirim ben
Yanağımda hüzne konan yaş vardır
Gecenin en zifiri yerine çekilmiş kalem. Hazzın sömürüldüğü rüyaların günahı sıçramış gök/yüzüne. Apaçık söylediğim cümlelerimde sır olmuşsun. Yüzümü döndüm sana alnım açıktır. O kadar derin bakma gözlerini görmeliyim. Ellerinden düşürme sensiz kalır Yusufum karanlıkta.
Önce sen der, sonra bir yıldız söndürürüm parmaklarında. Cani değilim cinayetim tozlanan gözlerinedir. Sahtedir güzelliğin Züleyka, inanma aynalara. Karartır gözlerini yalancı güneş. Yanağına yaslanma, inan ki anlarım dertlisindir. Acıtma sözsüz cümlelerimdeki karanfil kokan senir30;
II
-şın-
Umutlarım aç dolaşır sokaklarında
Bir kıyısından diğerine yılların
Bir anı düştü zihnime zamanım yoruldu. Durulmayan hislerimin orta yerindeydin batmaya yakın. Yıkılmadan uzaklaşandın çoğu kez Züleyka. Yerinde çılgına dönen bir selvi gibi sitemine rüzgârın. Akmaktan usanmış, yıllanmış suyu ile fakir bir dereydin. Sızardın bazı zaman gözlerimden. Yaşlanmış bir eldin bazen de teselli veren. Karanlıkta benekleşen hüzün kırıntıları arasında dolaşırken, acziyetine mahkûmdur beden. en sade keen musikisidir bu matem sesine tutulan. Ve Züleyka, ölüm mavisine açmış bir kır lalesi eşkin verir dudaklarının sessizliğinden.
Özlemim seni sarıp sarmalar ölüm mavisi. Şimdi seni giyiniyorum bu gece vaktir30;
III
-kaf-
Cinnet gülleri saçar hasretim
Benden uzakta gülerken, dudaklarına
Çocukken yazmışım seni kalbime Züleyka, çıkaramam şimdi büyüdüm sana. Çınardır yaşım. Her tarih düşüşüm ölüm vaktini haber verir yarıma. Aslı/mı arar olmuşum. Akla ziyan gelir dualarım. Sanma ki her adımım yanına olur. Aklını başına topla Züleyka sonra bana ver. Bu gidişat hayra değildir.
Rüzgâr doğurur saçların/sonbaharda
Düşer bakışlarım
Kaç mevsim geçti sıcağa hasretlik beklerim
Zannına değmedi sözlerim
Daha ne kadar susacaksın Züleyka
Sabır taşı çatlatır palazlanmış kalemim
Pişmanlık çiçeğine açarsın beni
Yine de sanadır kalemim
Ayın, şın, kaf

Sade bir gece yarısı buhranıyla
Süslendi çocuk ve
Sürüklendi sana

(alıntı)
çok sağol nihal kardeşim.Katkın içinde teşekkür ederim.:H
 

nihalim

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Eki 2006
Mesajlar
2,593
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
45
Konum
*meftun*
Web Sitesi
www.hatim-online.com
AŞk... Âb-ı Hayat Suyu Olmalı Tek Hecede

AŞk... Âb-ı Hayat Suyu Olmalı Tek Hecede

AŞk... Âb-ı Hayat Suyu Olmalı Tek Hecede

Hakikâti bulmanın yolu olmalı aşk
Teslim olmalı Hz.İbrahim gibi, ateşe atılacağını bile bile...

Ya ben, âş(ı)k olmalıyım
Ya aşk, ben olmalı…
Aşk...Âb-ı Hayat Suyu Olmalı Tek Hecede

Sana sıkıntıların ardından gül bahçesi gelecek demiştim
İşte gerçek olan bu…güzelliğine meftun olduğumuz dünya dikenlerle dolu.

Binlerce cümle var usumda yazılmayı bekleyen
Bir şeyleri özlüyorum, adı küllenmiş aşklarda gizli...
Duygularım eski bir liman misali saklanıyorlar yüreğimde...

Gözlerim ateş topu sanki...yanaklarım solgun...dudaklarım kupkuru
Gönlüm dert yumağının verdiği hüzünle dolu...
Ah!şu geceler...tüm maskeleri indiriyor birer birer yüzlerimizden

Keşke yağmur yağsa bu gece veya rüzgar esse delicesinden
Uğultusunu duysam, kükrer gibi gürleyen gök gürültüsü
İçimde hiç bilinmedik kıvılcımları yaksa…

Veya kar, tipi, boran olsa...korksam ve sinsem yastığımın kenarında
Bir dost sesi duysam başucumda ve saatlerce ağlasam/k

“Hayat sanki bir rüya,
Gerçeklikten de öte belki,
Dudaklarının arasından çıkan iki hecedir hayat...ö-lüm”

Uzun zaman oldu ki, yağan yağmuru sessizce izlemedim...
Gökyüzünü usanmadan seyretmeyi, gözlerimi kapayarak
Doğanın huzur veren dinginliğini içimde hissetmeyeli çok zaman oldu...

“Haykırmak geçer kalbimin hücrelerinden
Utanç duvarı misali susar dilim, çıkmazlara girer bedenim”

Yok mu dost sesi?
Yok mu aşkın sinesi?

Sahi nedir aşk?
Bu soruyu sorduğum zaman kendime, cevapsız kalıyorum.
Bir nefeslik olmamalı, bir içimde bitmemeli aşk...Hayatım olmalı

Büyütmeliyim her soluğumda, içimdeki sevdayı yaşatmalıyım...
Olumsuzluk sarmamalı benliğimi, karamsarlık uzak olmalı düşlerimden

Özgür olmalı ruhum...
Attığım her adımımla, aldığım her nefesle, yüreğimde özgür olmalı
Düşlerimden ötesini aşk süslemeli
Adım aşk olmalı hayallerimde…

Bir cevabı olmalı...noktalar konuşmamalı soruların ardından
Aşk öpmeli dudaklarımdan, aşk tutmalı elimden dost sıcaklığı ile
Âb-ı hayat suyu olmalı tek hecede…

Gülün kırmızılığında, lâlenin güzelliğinde,
Karanfilin beyazlığında görebilmeliyim aşkı…
Züleyhâ gibi yanmalıyım aşkın narından


Dağları deldirmeli Ferhat gibi
Yada mecnun gibi sevgilinin güzel yüzünde,
Hakikâti bulmanın yolu olmalı aşk
Teslim olmalı Hz.İbrahim gibi, ateşe atılacağını bile bile...

Ya ben, âş(ı)k olmalıyım
Ya aşk, ben olmalı…

alıntı
(yazan kişinin emeğine ve yüreğine sağlık İNŞALLAH)
)
 

s.s.s

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Şub 2008
Mesajlar
2,871
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
46
s.a çok güzeldi,paylaştığınız için teşekkürler,hayırlı geceler.
 

Im_muslim

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Eki 2007
Mesajlar
3,194
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
Ya ben, âş(ı)k olmalıyım
Ya aşk, ben olmalı…


Selamünaleyküm Nihal Kardeşim...hakikaten dediğiniz gibi yazan kardeşimizin yüreğine sağlık olsun. Çok güzeldi...Okumamıza vesile olduğunuz için ALLAH razı olsun...

En Sevgiliye olan AŞKı en üst seviyesinde yaşayabilmek DUAsı ile...

ALLAH (CC) cümlemizi razı olacağı şekle bürünmeyi nasip etsin ...İnşaALLAH...

ALLAHa emanet olunuz...
selam ve dua ile...
 

&mustafa&

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
10 Haz 2008
Mesajlar
12
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
61
s a kardeşim allah razı olsun çok güzel bir paylaşım....
 

nihalim

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Eki 2006
Mesajlar
2,593
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
45
Konum
*meftun*
Web Sitesi
www.hatim-online.com
Ya ben, âş(ı)k olmalıyım
Ya aşk, ben olmalı…


Selamünaleyküm Nihal Kardeşim...hakikaten dediğiniz gibi yazan kardeşimizin yüreğine sağlık olsun. Çok güzeldi...Okumamıza vesile olduğunuz için ALLAH razı olsun...

En Sevgiliye olan AŞKı en üst seviyesinde yaşayabilmek DUAsı ile...

ALLAH (CC) cümlemizi razı olacağı şekle bürünmeyi nasip etsin ...İnşaALLAH...

ALLAHa emanet olunuz...
selam ve dua ile...

Aleykümselam değerli kardeşim ALLAH c.c. sizden de razı olsun...İNŞALLAH...
AMİN...AMİN...AMİN...
ben teşekkür ederim beğendiğiniz için YAZAN KİŞİNİNDE EMEĞİNE SAĞLIK İNŞALLAH...ALLAH c.c. emanet olun...selam ve dua ile...
selametle İNŞALLAH...

ALLAH (CC) cümlemizi razı olacağı şekle bürünmeyi nasip etsin ...İNŞALLAH...:evet
 

ferahhfeza

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
10,922
Tepki puanı
8
Puanları
0
Yaş
46
Web Sitesi
ferahhfeza.blogcu.com
______selamün aleyküm güzel kardeşim ..
gecenin bu saatinde güzel oldu okumak...
Ya ben, âş(ı)k olmalıyım
Ya aşk, ben olmalı…
ikisinden biri olmalı..hakakşı olmalı rasul(sav)aşkı olmalı bürünmeli ..ki sonumuz feraha çıksın...inşallah
emegine yüregine saglık güzel kardeşim.. sonra tekRar okumayı düşünüyorum inşallah..
hayırlı geceler
selam ve dua ileB)B)B)________
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt