Gözyaşına akar yüreğim...
Gözyaşına akar yüreğim...
Gözyaşına Akar Yüreğim...
Gözyaşı; gönüller iklimine sunulan nimetlerden sa-dece bir tanesidir. Kalbi yumuşaklara, merhamet dolu olanlara Allah'ın bahşettiği güzel bir nimet. Hem de bedeli ödenmeyen ödenemeyecek olan bir nimet.
Biz biliriz ki, Her nimetin bir külfeti, her külfetinde bir nimeti vardır.
Gözyaşı; göklere uçurur gecelerde kendini bileni, ka-ranlık sandığımız geceleri aşk ve ateşin rengine boyar, kıp-kızıl yapar.
Gözyaşı yıldızlara alırda götürür, götürürde yakar se-ni. Sevda ağacının meyvesidir en tatlı en sade ve en güzel. Aynı zaman da sevda tohumunun yegane can suyudur.
Gözyaşı yıldızları tanımaya doğru çıktığımız yolculuk-ta; dünyada üşüyen bedenimizi ve yüreğimizi ısıtabilen bir güç, acizliğimizi ispatlayan bir sevdadır.
Akar, gözyaşı gözlerimizden ince ince ve tane tane
Sevda tohumunu ektiysen kalbe, merhamete, vicda-na; yazdıysan acılar içinde bir mektup gel diye, yıldızlar haydi uçurun beni göklere dediysen ve her şeyin, herke-sin sevgisini çıkarıp, tek O'nun sevgisini doldurduysan beynine, kalbine, tüm hücrelerine… İşte o zaman çağır ve başla yüreğindeki sevda ağacını gözyaşlarıyla sulamaya.
Her gece çökerken yavaş yavaş yüreğine, yalnızlığa adım atarken; dertlerinle, aşklarınla, sevinçlerinle ve hü-zünlerinle baş başa kalmaya başlayınca, seni terk etme-yen tek dostun, tek yoldaşın gözyaşıdır. O her yerde her zaman seninledir. Yeter ki iste, yeter ki çağır. O hemen gelir.
Gözlerine yaş dolduysa üzülme iyi bak, gözlerinden damlayan gözyaşına. İyi bak neler diyor sana. İyi bak, ne diyor sana…
“Ben gözyaşıyım.
Allah'ın ilk yarattığı gibi tertemiz, günahsız ve safım.
Bana nice hasret sığmış, tasa yerleşmiş. Sizinle var ol-muş, sizinle yaşamışım. Eğer beni sizlerin gözlerine geti-ren yüreğinizin derinliklerinden çıkıp en Yüce makama çı-kan tövbenizse; ben yıldız olur yağarım yüreğinize. Yıldız olur dizilirim kirpiklerinize. Gözlerinizden başlayarak be-deninizi meleklerden bile daha saflaştırır hafifletirim. Uzayın bilinmeyen, bilinmesi de mümkün olmayan noktalarına ışınlarım sizi. Fark edemezsiniz bile. Ben senin Yaradan'ın önündeki acizliğinin şahidi, ispatı-yım..Yüreğindeki kibri, kibirden doğan kötü duygula-rı, hastalıkları yıkar, ruhunu temizlerim.
Ben gözyaşıyım.
Ayrılmaz dostunum senin. Kötü günde de iyi gün-de de hep gözlerindeyim. Sevincinizde de hüznünüz-de de ben varım. Benimle paylaşırsınız her şeyi.. Ben hep gözlerinizdeyim. Yeter ki çağırın beni, yeter ki isteyin beni.
Ben gözyaşıyım
Allah'ın ilk yarattığı gibiyim hâlâ. Tertemiz ve gü-nahsızım.
Dualarınız benimle ulaşır Yaradan'a. Ben varsam siz değerlisiniz. Ben varsam siz rahmete nail olursunuz. Ben varsam merhamet ve vicdanınız sizinle konuşur.
Bazen mazluma eşlik ederim, bazen bir anneye. Bazen zenginler çağırır, beni bazen fakirler. Ben kim-seye küsmem, zalime bile. Yeter ki çağırsın beni, yeter ki isteyip yüreğini açsın bana. Yeter ki “gel” desin.
Ben gözyaşıyım.
Hemen gözlerinde biterim. Bensiz yapamazsınız. Nasıl ki toprağın bağrına ekilmiş bir tohum, gökyü-zünün ağlamasına ihtiyaç duyarsa, kalbinizdeki sevda ağacı da beni ister. Pınar olur, beslerim ben onu.
Merhamet benle başlar. Sevda benimle hayat bu-lur. Kalpler benimle büyür. Hayat benimle güzeldir. Peygamberler bile vazgeçmedi benden. Ben onların mirasıyım. Kıymetimin farkına varın ve çağırın beni.
Unutmayın, ben gözyaşıyım”
Biraz olsun huzura kavuşmak için gözyaşı vazge-çilmez bir güzellikse eğer; yüreğimizde saklı kalmış ne varsa apaçık bırakalım gözyaşlarını. O anlatsın suçla-rını, sevdalarını. Yüreğinde saklayamayız ki.
Gözümüzden yaş akmasa, divane olduğumuz ge-celerde yürek neye dayanabilir ki?
Bir damla gözyaşı, yüreğini, duygularını yaşat-maktır.
Kararan, çıkmazda olan sözlerini bırak, bir damla gözyaşına…
Seyit Ayvaz