Aşkâ Mecnun
Kayıtlı Kullanıcı
Ben sokak çoçuğuyum
Biliyorum, sizin çocuğunuza benzemiyorum.
Çocuğunuz gibi, Aksamları Döndüğüm Bir evim Yok.
Evin Kapısından veya Pencerelerinden Bakıp Yolumu Bekleyen ANNE gözlerinden yoksunum.
Oturduğum bir BABA kucağıda yok. saçlarda dolasan bir baba ellerinin güvenini, Yanaklara Kondurulan ANNE öpücüğünün SEvgisini derseniz hiç BİLMEM.
Hem annesiz, hem Babasız, hemde evsizim...
Oysa benimde bir evim vardı. O evde bir anne ve bir babam....Biliyorum ki her anne gibi, annemde hamile kaldığında heycanlanmıştır.Her anne gibi o da umutlanmıştır. Doğacak ve onları sevindirecektim.
Ama öyle olmadı.
Hayatın sert rüzgarları evimizi, anne ve babamı yaralayıp gecti.Artık ne evimiz vardı, ne de anne ve babam...Evimiz ne kendini, ne de beni koruyabildi. Ev olmayınca, aile dağılmışsa, anne-baba da , anne ve baba olmaktan cıkıyorlar.
Evden koptum.
Koptum ve Sokağa Düştüm.
Sokak evim oldu.
Yirmidört saat sokaktayım.Anne kucağına Kosmadan, Baba elini öpmeden günlerim geçiyor.
Sokakta Köprü altlarında, Parklarda uyuyyor, Buralarda uyanıyorum.Gecenin Karanlığında Kimsesizliğe sarılarak uyuyorum. Kaldırım Taşları yastığımdır.Soğuklarla, Hastalıklarla sarmaş dolaş Büyüyorum.
Ailesiz ve okulsuzum. Ne yanı basında oturduğum bir soba, ne tuttuğum bir kalem, nede güsel rüyalar çizdiğim Bir defterim var. Okşanmamış kirli saçlarım, Yıkanmayı unutmuş kirli vucudum, açlık içinde küçülmüş midem ve yüreğimle sokaktayım...
....
Sokaklar..
Ummadığınız kadar soğuk, ummadığınız kadar katı, ummadığınız kadar zordur..Sokaklarda ne evlerin sıcaklığı, Nede güveni var, Soğuk ve güvensizler. Her sokak basında bir tehlike gizlidir. Sokağa düştünüz mü tehlike baslamıs demektir.
Bizi koruyan anne babalardan yoksun olduğumuzdan, Kendimizi tehlikelerden korumak için gruplar olusturur, böylece kendimizi güvene alırız. guruplarında kuralları vardır. Bunları çiğnemek guruptan çıkarılmak demektir; Guruptan cıkarılmaksa hayattan düşmek gibidir.
zayıf bedenlerimizle ve güçsüz kollarımızla sokağın zorluklarına direnmek için, uçucu maddelere sığınıyoruz. acılara karşı hissizleşmek için.... Utanma duygumuzu yitirdiğimizde dilenciliğimiz Saldırganlıga dönüşüyor. belkide bu duyarsızlıga olan bıclkın tepkimizdir.
HAYIR, sokakta yasamayı-sokak çocuğu olmayı biz tercih etmedik...
sokağa gelmedik, Sokağa düştük!
ilk önce evimizi yitirdik, Sonra anne ve babamızı..
.......
Kim ister ki sokak çocuğu olmak..
HAYIR, bir sokak cocuğu olan ben, sokak cocuğu olan arkadaşlarım, bizler sokağı sevmiyoruz..
hepimiz huzur veren yerler ve gözler istişyoruz..
sokakta yasayarak, sokakta kötü bir hayatı devam ettirerek kendimizi öldürüyoruz.. ve biliyaoruz ki, biz böyle olmeye devam edersek, siz de öleceksiniz. Çünkü bizim sayemizde(!) sokaklar yasanmaz bir hal alacak...ve adım atamayacaksınız oralara...
....
Biz sokak cocukları ... Huzurunuzu kacırıyorken huzurumuz kacıyor.. Cocukca yüreğimizle biz bile bunun böyle gitmeyeceğini hissediyoruz...
.....
(sızıntı dergisinden alıntıdır)
Biliyorum, sizin çocuğunuza benzemiyorum.
Çocuğunuz gibi, Aksamları Döndüğüm Bir evim Yok.
Evin Kapısından veya Pencerelerinden Bakıp Yolumu Bekleyen ANNE gözlerinden yoksunum.
Oturduğum bir BABA kucağıda yok. saçlarda dolasan bir baba ellerinin güvenini, Yanaklara Kondurulan ANNE öpücüğünün SEvgisini derseniz hiç BİLMEM.
Hem annesiz, hem Babasız, hemde evsizim...
Oysa benimde bir evim vardı. O evde bir anne ve bir babam....Biliyorum ki her anne gibi, annemde hamile kaldığında heycanlanmıştır.Her anne gibi o da umutlanmıştır. Doğacak ve onları sevindirecektim.
Ama öyle olmadı.
Hayatın sert rüzgarları evimizi, anne ve babamı yaralayıp gecti.Artık ne evimiz vardı, ne de anne ve babam...Evimiz ne kendini, ne de beni koruyabildi. Ev olmayınca, aile dağılmışsa, anne-baba da , anne ve baba olmaktan cıkıyorlar.
Evden koptum.
Koptum ve Sokağa Düştüm.
Sokak evim oldu.
Yirmidört saat sokaktayım.Anne kucağına Kosmadan, Baba elini öpmeden günlerim geçiyor.
Sokakta Köprü altlarında, Parklarda uyuyyor, Buralarda uyanıyorum.Gecenin Karanlığında Kimsesizliğe sarılarak uyuyorum. Kaldırım Taşları yastığımdır.Soğuklarla, Hastalıklarla sarmaş dolaş Büyüyorum.
Ailesiz ve okulsuzum. Ne yanı basında oturduğum bir soba, ne tuttuğum bir kalem, nede güsel rüyalar çizdiğim Bir defterim var. Okşanmamış kirli saçlarım, Yıkanmayı unutmuş kirli vucudum, açlık içinde küçülmüş midem ve yüreğimle sokaktayım...
....
Sokaklar..
Ummadığınız kadar soğuk, ummadığınız kadar katı, ummadığınız kadar zordur..Sokaklarda ne evlerin sıcaklığı, Nede güveni var, Soğuk ve güvensizler. Her sokak basında bir tehlike gizlidir. Sokağa düştünüz mü tehlike baslamıs demektir.
Bizi koruyan anne babalardan yoksun olduğumuzdan, Kendimizi tehlikelerden korumak için gruplar olusturur, böylece kendimizi güvene alırız. guruplarında kuralları vardır. Bunları çiğnemek guruptan çıkarılmak demektir; Guruptan cıkarılmaksa hayattan düşmek gibidir.
zayıf bedenlerimizle ve güçsüz kollarımızla sokağın zorluklarına direnmek için, uçucu maddelere sığınıyoruz. acılara karşı hissizleşmek için.... Utanma duygumuzu yitirdiğimizde dilenciliğimiz Saldırganlıga dönüşüyor. belkide bu duyarsızlıga olan bıclkın tepkimizdir.
HAYIR, sokakta yasamayı-sokak çocuğu olmayı biz tercih etmedik...
sokağa gelmedik, Sokağa düştük!
ilk önce evimizi yitirdik, Sonra anne ve babamızı..
.......
Kim ister ki sokak çocuğu olmak..
HAYIR, bir sokak cocuğu olan ben, sokak cocuğu olan arkadaşlarım, bizler sokağı sevmiyoruz..
hepimiz huzur veren yerler ve gözler istişyoruz..
sokakta yasayarak, sokakta kötü bir hayatı devam ettirerek kendimizi öldürüyoruz.. ve biliyaoruz ki, biz böyle olmeye devam edersek, siz de öleceksiniz. Çünkü bizim sayemizde(!) sokaklar yasanmaz bir hal alacak...ve adım atamayacaksınız oralara...
....
Biz sokak cocukları ... Huzurunuzu kacırıyorken huzurumuz kacıyor.. Cocukca yüreğimizle biz bile bunun böyle gitmeyeceğini hissediyoruz...
.....
(sızıntı dergisinden alıntıdır)