Mustafa Cilasun
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 22 Haz 2007
- Mesajlar
- 4,488
- Tepki puanı
- 1
- Puanları
- 0
- Yaş
- 67
- Konum
- Kayseri
- Web Sitesi
- www.facebook.com
En son giyeceğim elbisenin izlerinden!
En son giyeceğim elbisenin izlerinden!
Hepimiz gelmiştik bir şekliyle
Nasip olunacak dirliğin alınacak nefesleriyle
Hilkatin mücerret olan ve takip edilecek izlerinden giderken
En çok özlemi çekilen, yüreği ısıtan, hali donatan sevgiye kavuşabilmek…
Bu sayede aşılmayacak bir engel
Katlanılmayacak bir çile, gözden çıkarılmayacak bir varlık
Mefkûreleşen, umutlar tumağı olarak sineleri coşturan her ne varsa
Aşk ve sevdayla, vakfedilen her canla, ötelerin vaat ettiği inzivayla gidilir…
Yoksa onca çileler niye çekilir
Yaratan eza etmek için mi bizleri halk etmiştir
Niçin mübelliği göndermiştir, neden kızgın çöllerde gülü işaret etmiştir
Kalpleri neden iman hakikatine erdirmiştir, tebessümü, hoşgörüyü niye öğretmiştir…
Onu yaratan, tuğyanlara sabırla bakan
Mühleti anlamlandıran, hikâyelerle öğütler vererek uyaran
Sadece ve yalnızca mürebbiyelerle, vesilelerle aklı, izanı gerçeğe davet eden…
İnsan fıtratına uygun olmayan, edebi ve zihni tarumar eden zilleti haberdar ederek…
Azabın nihayetinde temizlenecek
Ona duçar olmayanlar, sabrı bir erdem sayan canlar
Efendiler efendisinin sancağı altında nefeslenerek bir murada erecekler
Dirilişin, ölümde süzülüşün, ten içinde bulunan kokunun, beden atıklarının bulunmadığı…
Zaman kavramının anlamının manalaştığı
Batın içinde zahire kapı aralayan ummanın ruh denkliğinde
Vuslatın işaretleri, faziletin hikmeti, çilenin keyfiyeti aşkla işliği anlaşılacak
Sabahlar, baharlar, hırslar, maksatlar, toprakla gizlenen sırlar gün gibi açığa çıkacak…
Bir yaşa kadar her türlü melaneti
Bilerek ve zevk alarak, nasıl olsa af edileceğini bekleyerek
Solgun bir çiçeğin, kökleri çürüyen bir ağacın, hissiyattan uzaklaşan uzuvların
Eşliğinde, tavaf etmeyi bekleyerek, orda tertemiz olunacağı sözünü vereni hatırlamadan
En son giyeceğim olan elbisemle
Ruhuma, aklıma, vicdanıma, izanıma sormak istiyorum
Nefsini tanıdığın kadar, seni bahşedeni neden gereği kadar öğrenmedin
Ümmetine şefaat edeceğini vaat eden bir peygamberi hırs ve zevklerinde hatırladın mı?
Diye devam edince elbise ürpertiyor
Ne kadar bembeyaz olsa da ruhumun kirliliği onu lekeliyor
Ne gözyaşlarım ve nede ahu figanım vicdanımın sızısını dinmesine muvaffak oluyor…
En son giyeceğim elbisenin izlerinden!
Hepimiz gelmiştik bir şekliyle
Nasip olunacak dirliğin alınacak nefesleriyle
Hilkatin mücerret olan ve takip edilecek izlerinden giderken
En çok özlemi çekilen, yüreği ısıtan, hali donatan sevgiye kavuşabilmek…
Bu sayede aşılmayacak bir engel
Katlanılmayacak bir çile, gözden çıkarılmayacak bir varlık
Mefkûreleşen, umutlar tumağı olarak sineleri coşturan her ne varsa
Aşk ve sevdayla, vakfedilen her canla, ötelerin vaat ettiği inzivayla gidilir…
Yoksa onca çileler niye çekilir
Yaratan eza etmek için mi bizleri halk etmiştir
Niçin mübelliği göndermiştir, neden kızgın çöllerde gülü işaret etmiştir
Kalpleri neden iman hakikatine erdirmiştir, tebessümü, hoşgörüyü niye öğretmiştir…
Onu yaratan, tuğyanlara sabırla bakan
Mühleti anlamlandıran, hikâyelerle öğütler vererek uyaran
Sadece ve yalnızca mürebbiyelerle, vesilelerle aklı, izanı gerçeğe davet eden…
İnsan fıtratına uygun olmayan, edebi ve zihni tarumar eden zilleti haberdar ederek…
Azabın nihayetinde temizlenecek
Ona duçar olmayanlar, sabrı bir erdem sayan canlar
Efendiler efendisinin sancağı altında nefeslenerek bir murada erecekler
Dirilişin, ölümde süzülüşün, ten içinde bulunan kokunun, beden atıklarının bulunmadığı…
Zaman kavramının anlamının manalaştığı
Batın içinde zahire kapı aralayan ummanın ruh denkliğinde
Vuslatın işaretleri, faziletin hikmeti, çilenin keyfiyeti aşkla işliği anlaşılacak
Sabahlar, baharlar, hırslar, maksatlar, toprakla gizlenen sırlar gün gibi açığa çıkacak…
Bir yaşa kadar her türlü melaneti
Bilerek ve zevk alarak, nasıl olsa af edileceğini bekleyerek
Solgun bir çiçeğin, kökleri çürüyen bir ağacın, hissiyattan uzaklaşan uzuvların
Eşliğinde, tavaf etmeyi bekleyerek, orda tertemiz olunacağı sözünü vereni hatırlamadan
En son giyeceğim olan elbisemle
Ruhuma, aklıma, vicdanıma, izanıma sormak istiyorum
Nefsini tanıdığın kadar, seni bahşedeni neden gereği kadar öğrenmedin
Ümmetine şefaat edeceğini vaat eden bir peygamberi hırs ve zevklerinde hatırladın mı?
Diye devam edince elbise ürpertiyor
Ne kadar bembeyaz olsa da ruhumun kirliliği onu lekeliyor
Ne gözyaşlarım ve nede ahu figanım vicdanımın sızısını dinmesine muvaffak oluyor…