Bir Kedi Araniyor
Bir Kedi Araniyor
Her yıl olduğu gibi,bu yıl da ilkokullar kapanır kapanmaz yazlığa çıkıyoruz.Evimiz,beş-altı dönüm içindeki büyük akasya ağaçları arasında yer alıyor.Gerçek bir dünya cenneti burası.Mahallemizin kedileri de bizimle aynı görüşte oldukları için,kapımızın önünden ayrılmak bilmiyorlar.
Yazlığa geldiğimizde,tam"ondört" kedi sayıyorum havuzun kenarında.Büyükten küçüğe doğru sıralanmış durumda ve "hazrol" vaziyetinde bekliyorlar.İlk teftişi kızkardeşim yapıyor ve en yakın ağaçtan kopardığı bir fışkınla düşüyor peşlerine.
Kızcağızın kedilere karşı müthiş bir allerjisi var.
Yemek yerken masa altında dolaşan kedilerden biri kazayla ayağına sürtünse,o anda elinde bulunan şey ne olursa olsun bir kenara fırlatıp basıyor çığlığı.Bu arada sıcak çay veya çorbayla haşlanan aile fertlerini de enyakın "sağlık ocağına" taşıyoruz.
Kızkardeşim kedileri kovaladıktan sonra yanımıza gelip;
-Bu sene taviz yok ! Hiçbirini sokmayacağım bahçeye... diyor
Kedilerin hepsi,korkudan darmadağın plmuş.Sadece bir tanesi hiç kımıldamadan yatıyor yerinde.Yanına gittiğimde,derince bir "yarık" görüyorum hayvancağızın başında.Birisi taş atmış veya sopayla vurmuş olmalı.Yara,birkaç günlük görünmesine rağmen henüz kapanmamış.Hayvan,bir şeyler mırıldanıyor sanki.Kulak veriyorum;
-YA RAHİM,YA RAHİM ! diye tekrarlayıp duruyor.
Herkesi çağırıyorum yanıma.Hayretler içindeyiz ! Hayvanı bir müddet dinledikten sonra,kızkardeşimin "red" oyuna rağmen koruma altına alıyor ve ona "DERVİŞ" ismini veriyoruz.
Ahir zaman işte ne yapalım..!
Dervişlik,insanlardan çok "kedilere mi" kaldı ne ?
Kızkardeşim dediğim,kırkbeş yaşında bir hanım.Büyük oğlu Mehmed,fakülte öğrencisi.Dervişin başındaki yarayı güzelce temizliyor ve annesinden aldığı eski bir "türbanla" sıkı sıkıya sarıyor.
Ertesi sabah,korkunç bir gürültüyle fırlıyoruz yataklarımızdan..!
Bir de bakıyoruz ki,mahallede ne kadar azgın köpek varsa,hepsi "Derviş" in peşinde.Hayvancağız korkudan bir ağacın tepesine atmış kendini,her zaman "Ya Rahim" zikrindeyken,şimdi "Ya Sabır" çekiyor.
Köpekler,adeta kudurmuş gibi salyalarını akıtıp duruyorlar.Ellerine geçse,parça parça edecekler zavallıyı.
Hemen Belediye'ye telefon edip durumu anlatıyor ve acil yardım istiyoruz.Görüştüğümüz "yetkililerin en etkilisi" bize çıkışıp ;
-Kabahat sizde be kardeşim ! Köpeklerin en sevmediği şeyin "TÜRBAN" olduğundan haberiniz yok mu sizin ? Derviş midir nedir açın başını, olsun bitsin..!
Mübarek adam,çok şey biliyor belki ama,Derviş'in başındaki Türban'ın onun için hayati değer taşıdığının farkında bile değil.Teklifi "OY BİRLİĞİ" ile reddettiğimiz sırada,kızkardeşim fışkıniyle beraber çıkagelipdarmadağın ediyor o azgınları.
Mehmed,hayvanı indirmek için ağaca çıkıyor.Çıkıyor ama kedicik henüz kendine gelebilmiş değil.Mehmed'e bir tırmık attığı gibi kayboluyor ortalıklardan.İki-üç gün geçiyor,görünürlerde yok.
Kızkardeşimin iki gözü iki çeşme ;
-Körolası hayvan..Aslan gibi evladımı tırmalayıp kayboldu.Mutlaka bir yerlerde "kudurup" kalmıştır..
Kuduz ihtimali,bir anda hepimizin keyfini kaçırıyor.Derviş'in izine bile rastlamak mümkün değil.Herkes çılgınlar gibi onu arıyor.Komşularımızdan biri;
-Derviş'in "YA RAHİM" çekerek ZİKİR yaptığını söylemiştiniz ya..LAİKLİK falan deyip atmasınlar içeri..!!!
-Zannetmem...Mübarek hayvan, bence İTİKAFA çekilmiştir..!! diyor
Her kafadan bir ses yükselirken,kızkardeşim ağlamasına devam ediyor Bakıyoruz ki, kediyi bulamazsak onu kaybedeceğiz, Belediye'ye telefon edip,ilan verdiriyoruz hoparlörden..:
-Dikkat...dikkat..!! KAYIP İLANI..falancanın oğlu filancayı tırmalayan sarı renkli bir dişi kwdi aranmaktadır.Kedinin başında derin bir yara izi vardır.Bulana yüz bin lira mükafat verilecektir.
Konu komşu,ilanı duyar duymaz geçmiş olsuna geliyor akın akın. Kimisi "kuyu suyu merhemini" beraberinde getirmiş,kimisi de "kurşun dökmek" için bir sürü malzeme.Biz iğne vurulmasından yanayız ama Mehmed;
-Siz gazete okumuyorsunuz galiba..O iğneleri vurduran sağlam insanlar bile kuduruyorlarmış..!!!
Bir saat kadar sonra,Derviş'i bulduklarını söyleyen üç kişi çalıyor kapımızı.Hepsinin elinde de birer kedi,çırpınıp duruyor.Adamlar bakmışlar ki yüz bin lira iyi para, rastladıkları ilk sarı kediyi yakalamış ve verilen tarife uygun olması için de başlarına indirmişler odunu. Hayvancıklar,kan revan içnde çırpınıyor.
Kedi neslinin yok olma tehlikesiyle başbaşa olduğumuzu anlayıp , acilen bir ilan daha verdiriyoruz;
-DİKKAT..! Aranan KEDİ bulunmuştur,ilgilenenlere duyurulur..!
Daha ilan bitmeden büyük bir kıyamet kopuyor bahçemizde.Çoluk-çocuk;"DERVİŞ-DERVİŞ " diye tezahurat yapıyor.Dışarı fırlayıp bakıyorum,gerçekten de DERVİŞ'in ta kendisi bu..Peşinde de sarı-sarı beş tane yavru.Neden bir haftadır görünmediğini anlıyoruz.
Kızkardeşim,yavruları kabüllenmiş görünüp büyük bir sevinçle;
-Geldiler..geldiler..bir daha kedilere sataşırsam ellerim kırılsın..!!
Derviş ve yavrularına ziyafet üstüne ziyafet çekilirken,gözüm Mehmed'e takılıyor.Adamların getirdiği kedilerin tedavilerini yapıp başlarını sarmakla meşgul.
Anlaşılan o mazlumları da korumaya almamız gerekecek.Ve bu yaz da böyle geçecek,dokuz kediyle birlikte... (ALINTI)