Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

SOKAKTAN MEKTUP VAR (1 Kullanıcı)

SOKAKTAN MEKTUP VAR

  • EVET OLABİLİR.

    Oylama: 0 0.0%
  • HAYIR OLAMAZ.

    Oylama: 0 0.0%
  • HİÇ Bİ FİKRİM YOK

    Oylama: 0 0.0%
  • ABD DEN HERŞEY BEKLENİR

    Oylama: 0 0.0%
  • HİÇ BİRİ

    Oylama: 0 0.0%

  • Kullanılan toplam oy
    0

nigdeli

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Şub 2007
Mesajlar
4,908
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
Adın ne güzel Rabbim!





İki hece, tek yürek atışı...

Selamun Aleyküm


ALLAH (c.c) Razi Olsun Paylasimin Icin cok Güzel bir yazi__B)

ve aleyküm selam kardeşim.Amin, cümlemizden inşaAllah..Beğenmiş olmana sevindim canım..Selametle kal inş.B)
 

eminn_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eki 2007
Mesajlar
380
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
Anne şefkati...

Anne şefkati...

ANNE ŞEFKATİ "Bebeğimi görebilir miyim" dedi yeni anne.
Kucağına yumuşak bir bohça verildi ve mutlu anne, bebeğinin minik yüzünü görmek için kundağı açtı ve şaşkınlıktan adeta nutku tutuldu! Anne ve bebeğini seyreden doktor hızla arkasını dondu ve camdan bakmaya başladı. Bebeğin kulakları yoktu...
Muayenelerde, bebeğin duyma yetisinin etkilenmediği, sadece görünüşü bozan bir kulak yoksunluğu olduğu anlaşıldı.
Aradan yıllar geçti, çocuk büyüdü ve okula başladı. Bir gün okul dönüşü eve koşarak geldi ve kendisini annesinin kollarına attı.
Hıçkırıyordu... Bu onun yaşadığı ilk büyük hayal kırıklığıydı; ağlayarak
"Büyük bir çocuk bana ucube dedi..."
Küçük çocuk bu kadersizliğiyle büyüdü. Arkadaşları tarafından seviliyordu ve oldukça da başarılı bir öğrenciydi. Sınıf başkanı bile olabilirdi; eğer insanların arasına karışmış olsaydı. Annesi, her zaman ona
"Genç insanların arasına karşımalısın"
diyordu, ancak aynı zamanda yüreğinde derin bir acıma ve şefkat hissediyordu.

Delikanlının babası, aile doktoru ile oğlunun sorunu ile ilgili görüştü;
"Hiçbir şey yapılamaz mı?" diye sordu.
Doktor
"Eğer bir çift kulak bulunabilirse, organ nakli yapılabilir" dedi.
Böylece genç bir adam için kulaklarını feda edecek birisi aranmaya başlandı. İki yıl geçti bir gün babası
"Hastaneye gidiyorsun oğlum, annen ve ben, sana kulaklarını verecek birini bulduk ancak unutma bu bir sır" dedi.

Operasyon çok başarılı geçti ve adeta yeni bir insan yaratıldı. Yeni görünümüyle psikolojisi de düzelen genç, okulda ve sosyal hayatında büyük başarılar elde etti. Daha sonra evlendi ve diplomat oldu. Yıllar geçti, bir gün babasına gidip sordu:
"Bilmek zorundayım, bana bu kadar iyilik yapan kişi kim? Ben o insan için hiçbir şey yapamadım..."
"Bir şey yapabileceğini sanmıyorum" dedi babası.
"Fakat anlaşma kesin, şu anda öğrenemezsin, henüz değil..."

Bu derin sır yıllar boyunca gizlendi. Ancak bir gün açığa çıkma zamanı geldi... Hayatının en karanlık günlerinden birinde, annesinin cenazesi başında babasıyla birlikte bekliyordu. Babası yavaşça annesinin başına elini uzattı; kızıl kahverengi saçlarını eliyle geriye doğru itti; annesinin kulakları yoktu.
"Annen hiçbir zaman saçını kestirmek zorunda kalmadığı için çok mutlu oldu" diye fısıldadı babası.
"..ve hiç kimse, annenin daha az güzel olduğunu düşünmedi değil mi?"

Gerçek güzellik fiziksel görünüşe bağlı değildir, ancak kalptedir!





.
<IMG height=1 width=1>
 

<DAMLA>

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Eki 2007
Mesajlar
6,461
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
ELLERİNE SAGLIK KARDEŞİM...ALLAH RAZI OLSUN...
RABBİMİZE EMANETSİNİZ...
 

etruce

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Ağu 2006
Mesajlar
192
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
En büyük vatansever kimdir?

En büyük vatansever kimdir?

En büyük vatansever kimdir?





Biz cephelerde hiç kaybetmedik.

Sokaklarda ise hiç kazanamadık.

Bunu çok iyi bildikleri için cephede vur-kaç taktiği yapanlar, gençlerimizi sokağa döküyor. Ülkemize yapılan haince saldırılara elbette tepki verilmeli. Ancak duygusal anda tepki vermek “vatanseverliğin” sadece bir parçasıdır.

“En büyük vatansever” şehit cenazeleri olunca tepki veren kişi değildir!






“Bizi de askere alın. Bu vatan için ölmeye hazırız! Bizde devletin emrindeyiz” gibi cümleleri bugün herkes söylüyor.

Devlete hizmet edip, şehit olmaya hazırız diyen bir esnaf, müşterilerine kazık atıyorsa, yalan-dolanla iş yapmaya çalışıyorsa “vatanseverliği” sloganda kalmış olmaz mı?

Her ay devletten vergi kaçıran bir esnafın, “Vatan sana canım feda!” sloganları atıyor olması bir çelişkiyi göstermez mi?

“Bende ölmeye hazırım!” diyen bir doktor, hastanesine gelen hastalarla ilgilenmeyip, hastalarını muayenehanesine yönlendirip, özel muayene olanlarla daha çok ilgileniyorsa buna “vatanseverlik” diyebilir misiniz?

Tapu müdürlüğünde memur olan birisi “Bende ölmeye hazırım!” dedikten sonra “rüşvetsiz” imza atmıyorsa ülkesine olan sevgisi sorgulanmaz mı?

Devletin herhangi bir kademesinde çalışan “devlet memuru” beni de askere alın!” dediği halde, yanına gelen vatandaşla ilgilenmiyor yada işlerini aksatıyorsa “Vatan sana canım feda!” cümlesini haykırması çelişki değil midir?

“Biz bir ölür, bin diriliriz!” sloganı atan bir öğretmen, sınıfındaki öğrencilerle yeterince ilgilenmiyorsa, fidanların kurumasına göz yuman bir bahçıvan kadar suçlu olmaz mı?

Öğretmenler lokalinde her akşam “okey” oynayan bir öğretmenin, öğrencilerine sınıfta “vatan, millet, Sakarya” edebiyatı yapması sadece edebiyattan ibaret kalmaz mı?

Bir meslektaşım bana gönderdiği mail de diyor ki;

“Sabah 1. dersin ortasında sınıftan çıkıp, öğretmenler odasında TV karşısına geçip, magazin programları izleyen bir Öğretmen “Her şey Vatan için!” sloganı atıyor. Bu olayı bizzat kendi gözümle gördüm.”



Yazıma başlık olan sorunun cevabına gelelim.

“Hepimiz Mehmetçiğiz!” sloganını bende çok seviyorum. Peygamberinin ismini ordusuna veren bir medeniyetin çocuklarıyız. Toplum olarak “Hepimiz Mehmetçiğiz” sloganı attıktan sonra, gerçekten vatansever olup olmadığımızı ispat etmek istiyorsak “işimizi” doğru yapmak zorundayız.



En iyi doktor, hastalarıyla en çok ilgilenen, hastanın cebine değil, kalbine bakan doktordur. “Bende Mehmetçiğim!” sloganını atan doktor, hastalarıyla ilgilenmiyorsa, hem kendini hem başkalarını kandırıyor demektir.

En iyi esnaf, vergi kaçırmayan, müşterisini kazıklamayan esnaftır. “Bende teröristlerle çatışıp ölmeye hazırım!” sloganlarını attıktan sonra vergi kaçırmaya devam ediyor, müşterilerini kandırmaktan vazgeçmiyorsa neye yarar?

En iyi devlet memuru, vatandaşın işini en hızlı halleden memurdur. Çalıştığı devlet dairesini “Türk bayraklarıyla” donatan bir memur, rüşvet almak için kırk takla atıyorsa, ben o memura “keşke o bayrağı yüreğine de takabilseydin!” desem yanlış mı yapmış olurum?

Belediye sarayının girişine “rüşvet alan da verende melundur” hadisini astıran belediye başkan veya yardımcıları, çorba parası adı altında rüşvet yiye yiye göbeklerini ve cüzdanlarını şişirmişseler, belediye binasına astıkları Türk bayrağıyla kimi kandırmış olurlar

Bana sorarsanız en büyük vatansever, işini en iyi yapan insandır!



En doğru tepki!

Slogan atılmasına, tepki gösterilmesine karşı değilim. Kimse yanlış anlamasın. Elbette “milli” bir tepki verilecek.

Yüz tane genç düşünün. Her hafta başka bir mahallede düzenlenen mitinglere katılıp saatlerce slogan atıyorlar. Milli duygularımız okşanmış olur.

Bu yüz tane genç aralarında para toplasalar. İçlerinde üç kişi bu paralarla şehit ailesini ziyarete gitse ve ailenin ihtiyaçlarını karşılamaya yardımcı olsa, “saatlerce slogan atmaktan” daha anlamlı bir tepki vermiş olmaz mı?

Şehit askerin eşi evinin elektrik faturasını ödeyemiyorsa “slogan” atan insanlar bundan utanmaz mı?

Şehit askerin çocuğu okul kıyafetlerini alamıyorsa ve siz, evinizin balkonuna kadifeden yapılmış bir Türk bayrağı asıyorsanız, düşünmek zorunda değil misiniz?



1984 yılından bu yana terör örgütüne şehit verip, her şehit cenazesinde “şehitler ölmez, vatan bölünmez!” diye slogan atıyoruz.

Yirmi yıl önce şehit olmuş bir askerin, genç yaşta dul kalmış eşi bugün ne yapıyor acaba?

On yıl önce daha kundakta “yetim” kalmış bir çocuk bugün hangi şartlarda yaşıyor acaba?

Ben bunları düşününce utanıyorum.

Ya siz?





Sait ÇAMLICA

Eğitimci - Yazar
 

mervece

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Eki 2007
Mesajlar
1
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Harika bir yazı olmuş emeğinize sağlık.Dua ile kalınız.
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
selamün aleyküm canım kardeşim.. yüreğimizi ısıtan mükemmel bir paylaşım olmuş..Rabbimiz c.c razı olsun inşallah senden.. Rahman'ın isimlerinin bizim kimyamızı, hayal alemimizi, düşüncelerimizi ve duygularımızı böylesine derinden etkileyeceğini bu güzel paylaşımla bir kez daha tefekkür ettik..Rabbim ecrini versin inşallah güzel kardeşim. O'nun ismi bir şifa, bir kurtuluş, bir ferahlama, bir zafer..selamet... her daim kalbimizi zikrullahla coşturalım inşallah..O'nun ismiyle hayat bulalım her daim..Rahman'ın 99 Esma'sı üzerine derin derin düşündüren bu değerli paylaşım için teşekkürler..

yüreğine sağlık..Rahman'a emanetsin canım kardeşim.selam, dua ve muhabbetle inşallah..B)B)B)
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
-- Diziliyoruz....Mavi yazıların tümü dizi ismi ...
en iyi arkadaşım diyen sıla ve selena , bizim mahalle 'nin

arka sokaklar 'ında binbir gece geçirdikleri

karınca yuvası gibi evlerindeki

sağır oda 'da sürdürdükleri, acı hayat 'larıyla

ters köşe 'lere yatarak

şöhret 'i yakaladılar.

bunu duyan cennet mahallesi 'nin maçolarkaragümrük yanıyor zannederek, çiçek taksi 'ye atlayıp

avrupa yakası 'ndan köprü 'yü geçerek

gönül yokuşu 'ndaki ıhlamurlar altında 'n

fırtına gibi bizim mahalle 'ye geldiler.

bu arada kırık kanatlar gümüş renkli

yanık koza 'nın, kaybolan yıllar 'ına

doktorlar, hayatım sana feda deseler de

kadın böyle sever diyen beyaz gelincik, ezo gelin 'e gider.

bizim evin halleri'ni hatırla sevgili arkadaşım diyen candan öte iki dost, çareyi önce acemi cadı 'ya, ardından hırsız polise sorar.

ablam böyle istedi diyen kaynanalar, en son babalar duyar diyerek iki aile arasına yalancı yarim diye bir yabancı damat sokarak yolcu eder.

dede korkut hikayeleri 'ndeki gibi geniş zamanlar 'da

gelişen olayın arkası yaprak dökümü gibi gelir...

devamını merak mı ediyorsunuz?

televizyonun karşısına

dizilin… dizilin…


selamün aleyküm kardeşim. nükteli bir anlatım ama çok acı gerçeklere değinilmiş.. yazık ki bu tür aldatmacalarla insanları Tv başına mahkum edip, manevi bir erozyon gerçekleştiriyorlar derinden..bu tür manzaraları gördükçe insanoğlunda, içerliyoruz.. bir dizinin bir hafta sonraki bölümünü aklını kaçırmışçasına merak eden bir insan, aynı merakı Kur'an'ı öğrenmek ve anlamak yolunda göstermiyor..oradaki parçalanmış hayatlara özeniyorlar.. kısacası uyuşturuluyoruz..

Rabbimiz bir an önce uyanmamızı nasip eylesin bizlere...selam ve dua ile.
 

nigdeli

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Şub 2007
Mesajlar
4,908
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
paylaşımınız için tşk ederim kardeşim

Ne olur gelin gece gündüz allahı zikredelim içimizden hep allaha diyelim ve kalbimizin üzerinde birikin nefsi yok edelim allah razı olsun inş..

AHZAB - 41
Yâ eyyuhellezîne âmenûzkûrullâhe zikren kesîrâ(kesîran).
Ey âmenû olanlar! Allah'ı çok zikirle (günün yarısından fazla) zikredin.

ALLAH ALLAH ALLAH ALLAH ALLAH

HER DAİM ALLAH ALLAH


Rabbul alemin cümlemizden razı olsun inş.Katkınız için ben teşekkür ederim kardeşim, eyvallah
Rabbim her daim "O" nun c.c zikriyle meşgul olanlardan eylesin bizleri inşaAllah..Fii emanillah..
 

gul tanem

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Eyl 2007
Mesajlar
776
Tepki puanı
0
Puanları
0
allah razı olsun bu hikayede çok güzelmiş anne yüreği işte selam ve dua ile....
 

eminn_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eki 2007
Mesajlar
380
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
Bakiş Açisi...

Bakiş Açisi...

BAKIŞ AÇISI

Amerikada ünlü bir avukatın kaybettiği tek dava....
Ünlü bir futbolcu karısını öldürmekle suçlaniyordu.
Futbolcu yakalanmıştı.
Ama karısının cesedi ortada yoktu.
Duruşma Amerikan filmlerindeki gibiydi.
Futbolcu sanık sandalyesinde oturuyordu.
Kucak dolusu parayla tuttuğu avukatı jüriyi ikna etmeye uğraşıyordu:
"Sayın jüri üyeleri, müvekkilimin suçsuz olduğuna yürekten inaniyorum.
Buna az sonra sizler de inanacaksiniz.
Neden mi?
Bakın, şimdi 1' den 10' a kadar sayacağım ve müvekkilimin öldürdüğü iddia edilen karisi bu kapidan içeri girecek... 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10..."
Bütün jüri kapiya döndü.
Kimse girmedi içeri.
Avukat bir savunma dahisiydi, öldürücü hamlesini yaptı :
"Bakın, siz de kadının öldüğüne inanmıyorsunuz.
Çünkü hepiniz içeri girecek diye kapıya baktınız.
İşte kararı buna göre vermenizi talep ediyorum."
Ancak jüri ünlü futbolcuyu suçlu bulduğunu bildirdi ve dava bu sekilde sonuçlandi.
Mahkeme çıkışında avukat, bayan jüri başkanına yaklaştı :
"10' a kadar saydığımda siz de diğer üyeler gibi kapıya bakmıştınız.
Neden böyle bir karara imza attınız?"
"Doğru" dedi jüri başkanı; "Ben de kapıya baktım, ama müvekkiliniz kapıya bakmıyordu!.."

NOT:
· Bakış açınızı ne kadar geniş tutarsanız, doğruya ulaşmanız o kadar hızlı olur.
· En iyi analist herkes bir noktaya bakarken, o noktaya yönelen bakışları izleyen kişidir.
 

Nikko

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Nis 2007
Mesajlar
370
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
51
S.a.

Çok doğru ve açık bir açıklama. Bu belirtilen düşünce yolu ile insan, gayet doğru hareket edebilir, doğru kararlar verebilir. Fakat günümüzde ne yazık ki çok az düşünüyoruz.
 

talipamca

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Eki 2007
Mesajlar
1,472
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
66
Hayatin Yankisi

Hayatin Yankisi

Bir baba ile oğlu dağlık bir bölgede yürüyüşe çıkmışlar. Bir ara nasıl olduysa çocuğun ayağı kaymış ve ayağı incinmiş.
Çocuk acıyla;

-Aaahhh!!! diye bağırmış.

Karşı dağlarda ses yankı yapmış:

-Aaahhh!!!

Daha önce böyle bir durumla karşılaşmamış çocuk önce şaşkınlıkla,sonra da merakla bu kez ;

-Sen kimsin ? diye sormuş..

-Sen kimsin ?.. diye cevap gelmekte gecikmemiş.

Çocuk sinirlenmiş;

-Sen bir korkaksın, çık karşıma ! diye bağırmış.

-Sen bir korkaksın, çık karşıma !yanıtı gelmekte gecikmemiş

Bu olanlara bir anlam veremeyen çocuk babasına bakmış. Bu arada babası da gülümsemekteymiş.

-Kim bu baba ve benden ne istiyor ? diye sormuş.

Baba; "Şimdi dikkatlice beni izle oğlum"demiş, ve yüksek sesle bağırmış...

-Merhaba !!! diye bağırmış.

Karşı dağlardan aynı ses yankı yapmış;

-Merhaba !!!

Baba:Sen bir harikasın !

Yankı:Sen bir harikasın !

Baba:Teşekkür ederim !

Yankı:Teşekkür ederim !

Çocuğun şaşkınlığının daha da arttığını gören baba, oğluna durumu şöyle açıklamış;

-Bu, yankı adı verilen bir tabiat olayıdır.Ama hayatı da çok iyi anlatır.Daha açıkça şöyle ifade edeyim evladım;

Yani hayattan ne istiyorsan önce onu sen vermelisin.

Verdiklerin aldıkların olacaktır.

Tatlı sözler tatlı yankılar oluşturur.

Sevilmek istiyorsan önce sen sevmelisin.

Saygı istiyorsan önce sen saygı duymalısın.

Anlayış bekliyorsan bunu önce sen göstermelisin...
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt