Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

-sağlık sektöründeki son gelişmeler- (1 Kullanıcı)

torressa

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Tem 2009
Mesajlar
923
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
İhtiyacın Olan Uyku Saatini Hesapla

İhtiyacın Olan Uyku Saatini Hesapla

Yeterli uyku alınmaması kişinin bellek
smilev.gif
dil becerisi ile bilişsel fonksiyonların işlevlerini bozuyor


Yeterli uyku alınmaması durumunda kişinin bellek dil becerisi ile bilişsel fonksiyonların işlevlerinde bozulma meydana geldiği bildirildi...

İstanbul'daki özel bir hastanede görev yapan Nöroloji Uzmanı Dr. Ferda Korkmaz AA muhabirine yaptığı açıklamada tıp adamlarının uykuyla ilgili henüz bilmediği çok şey bulunmasına rağmen bedenin onarımı
smilev.gif
çeşitli madde ve hormonların sentezi hafızanın yapılandırılması ve psikolojik dinlenmenin
smilev.gif
uykunun belirli dönemlerinde gerçekleştiğinin bilindiğini söyledi.


Uykunun tekdüze bir süreç olmadığına
smilev.gif
''uykuya dalış'' ''yüzeysel uyku'' ''derin uyku'' ve ''rüya ile ilişkili REM (rapid eye movement- hızlı göz hareketleri)'' olmak üzere 4 dönemi bulunduğunu kaydeden Korkmaz
smilev.gif
uyku süresinin yaşla birlikte değişmekle birlikte herkesin uyku süresinin kendine has olduğunu
smilev.gif
bunu değiştirebilmenin pek mümkün olmadığını belirtti.


Korkmaz
smilev.gif
bazı kişilerin günde 12 saat
smilev.gif
bazı kişilerin ise 4 saat uykuya ihtiyaç duyduklarını bildirerek
smilev.gif
şöyle konuştu:


''Ancak toplumda birçok erişkinin ortalama uyku süresi 6-8 saattir. Yaşla birlikte hem uyku süresinde hem de uyku mimarisinde değişiklikler olur. İnsanlar yaşlandıkça
smilev.gif
toplam uyku süresinde ve rüyayla alakalı uyku evresinde geçen sürede bir düşüş başlar. Yeni doğmuş bir bebek günde 16 saat uyur
smilev.gif
rüya ile ilişkili REM dönemi oldukça yoğundur. Buna karşın bebeğin 30 yaşındaki annesi
smilev.gif
eğer şanslıysa günde 6 saat uyur ve bu sürenin sadece dörtte birlik bölümünü REM'de geçirir.''


''Uykusuz kalındığında bozulan ilk işlevlerden biri de bellek
smilev.gif
dil becerileri
smilev.gif
soyut düşünme ve değerlendirme gibi bilişsel fonksiyonlardır'' diyen Korkmaz
smilev.gif
sözlerini ''Geç saatlere dek uykusuz kalmak bir süre sonra kişide bellek sorunlarının oluşmasına yol açar. Verimli bir iş yaşamı için kişinin ortalama 8 saat uyuması gerekir'' diye sürdürdü.


Orta yaşlardan itibaren uyku süresinin azalmaya başlamasının yanı sıra uykunun karakterinin de değiştiğine dikkati çeken Korkmaz
smilev.gif
bu yaşlardaki insanların rüyayla ilişkili evrede daha az uyurken
smilev.gif
yüzeysel uyku dönemlerinin daha uzun sürdüğünü söyledi.


Korkmaz
smilev.gif
insanların yaşlandıkça daha erken uyuyup daha erken kalktıklarını
smilev.gif
gençlerde ise tam tersi bir durumun söz konusu olduğunu belirterek
smilev.gif
şöyle devam etti:


''80'li yaşlarda bu değişiklik daha belirgindir. Gün içindeki uyuklamalarla birlikte günlük toplam uyku süreleri 6-7 saat olabilir. Bu kişiler gün içinde birçok kez uyuklasalar da bunların toplamı nadiren bir saati geçer. Yaşlıların günde 8-10 saat uyumaları gerektiği söylemi doğru değildir.''

UYKUSUZLUK
Uykudan yoksun kalan kişilerin bazı olumsuzluklar yaşadığını ifade eden Ferda Korkmaz
smilev.gif
şu bilgileri verdi:


''Uykusuz kalan kişide
smilev.gif
gün içinde uykulu olma halinin yanı sıra düşünmeyle ilgili sorunlar da ortaya çıkıyor. Yeni şeyleri öğrenme daha yavaş gerçekleşiyor
smilev.gif
bellek ile ilgili ve karar verme süreçlerinde sorunlar yaşanabiliyor. Uyku yoksunluğu dışında birtakım uyku rahatsızlıklarında da özellikle uykuda solunum bozukluklarında
smilev.gif
uyku mimarisindeki ve kan oksijen düzeyindeki değişikliklerin tetiklediği olaylar
smilev.gif
ciddi bilişsel ve bedensel bozulmalara neden oluyor. Bunlar arasında kalp
smilev.gif
akciğer ve hormonal hastalıklar yer alıyor.''


Korkmaz yaşlı kişilerin uykusuzluk kalmaları halinde kendilerini gençler kadar çabuk toparlayamadıklarına işaret etti. Kişilerin 24 saat boyunca uyanık bırakıldığı bir araştırmada 70'li yaşlardaki kişilerin kendilerine gelmelerinin
smilev.gif
gençlere göre en az bir gün daha uzun sürdüğünün ortaya çıktığını bildiren Korkmaz cinsiyetin de uykusuzluğun etkisi açısından önemli olduğunu kadınların erkeklere göre uykusuzluktan daha az etkilendiğini belirtti.


UYKU SAATİ HESABI
Kişinin gerek duyduğu uyku süresinin hesaplandığını ifade eden Ferda Korkmaz
smilev.gif
bu hesaplamayı şöyle açıkladı:


''Kişi uyanık olduğu her 2 saat için 1 saatlik uykuya ihtiyaç duyuyor. Yaş ilerledikçe bu değişiyor
smilev.gif
uyanık kalınan her 2 saat için 45 dakikalık uyku gerekiyor. Başka bir deyişle gün boyunca uyanık kalınan her saat için 'uyku borcu' biriktiriliyor. 16 saatlik bir günün sonunda genç bir insanın 'uyku bankasına' borcu 8 saate ulaşıyor. Buna karşılık yaşlı bir kişinin uyku borcu sadece yaklaşık 6 saat düzeyinde bulunuyor.''
 

torressa

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Tem 2009
Mesajlar
923
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Yapılacaklar ve Yapılmayacaklar Listesi

Yapılacaklar ve Yapılmayacaklar Listesi

İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü Başkanı

Prof Dr .Erkan Topuz Tarafından Dile Getirilen

Yapılacak Ve Yapılmayacaklar Listesi


1. Günde En Az 6-7 Saat Karanlık Odada Uyumak Gerekir.



2. Haftada En Az 6 Gün Erken Yat Erken Kalk.



3. Elektronik Araçlardan Uzak Dur Kulanmadığınız Zaman Açık Ve Yanınızda Tutmayınız.



4. Bilgısayarını Açık Tutma.

5. Telefonda Kısa Konuş.

6. Cep Telefonu İle Konuşman 30 Saniyeyi Geçmesin .

7. Şampuanlar Ve Duş Jelleri Kanserojen. Vücüdunuzu Sabunla Temızleyin Ve Bol Bol Durulanın.

8. Zaman Zaman Yalın Ayak Toprakta Yürüyün.

9. Giydiğiniz Terliğin Lastik- Plastik Olmamasına Dikkat Edin.

10. Gece Uyurken Odadaki Televizyonu Bilgisayarı Vs Fişten Çekin Veya Ana Düğmesinden Kapatın.

11. Cep Telefonunuzu Gece Uyurken Yattığınız Odada Bulundurmayın.

12. Haftada 4 Kez Balık Ye Ve Balık Çorbası Iç. Balığın Kılçığı Kanser Önleyicidir. Mümkünse Balığı Kılçığı İle Ye.

13. Zerdaçal (Kori) Yi Bol Bol Kullan Salatalarına Ek
smilev.gif
Çorbana Köftene Koy Vs..


14. Günde İki Bardak Domates Suyu İç.

15. Kepek Ekmeği Ve Ekmeğin Kabuğunu Ye. Belediye Ekmeği Gençler İçin İyi.

16. Tuz Kulanmak İstiyorsan Kaya Tuzu Kullan.

17. Zeytinyağı Faydalı. Sabah Kahvaltısında Bir Çorba Kaşıgı Zeytinyağının İçine Kekik
smilev.gif
Nane
smilev.gif
Kori
smilev.gif
Koyup Ye.


18. Esmer Pirinc Tüket.

19. Zeytin Çok Yararlı Bol Bol Tüket.



20. Yağsız Peynır Ve Keçi Peyniri Ye.

21. Haftada En Çok İki Kez Kırmızı Et Ye.

22. Çay Önerisi=Yeşil Çay+Böğürtlen+Isırgan+ Limon Kabuğunu Karıştır Kaynat Günde İki Kupa İç Dikkat Bunu İlaç Almayan Insanlar İçebilir.

23. Eğer Hiç Bir İlaç İçmiyorsanız Veya İlaçtan 6 Saat Sonra Bir Su Bardagı Greyfurt Suyu İçin.

24. Bitkisel Otları Alırken İnternetten Alışveriş Yapmayın-Tarım Bakanlığı Onayı Olanları Eczanelerden Alın.

25. Sentetik Yastık Yorgan Kullanmayın Pamuk Yorgan Yastık Daha Sağlıklı

26. Özellikle Beyaz İç Çamaşırlarınızı Kaynatmadan Giymeyin Çünkü Beyazlatıcı Madde Kanserojen Bir Maddedir.

27. Mutfakta Teflon Bulundurmayın. Cam-Çelik-Porselen Kaplarda Pişirin.

28. Sentetık Malzeme İçeren Halı Kulanmayın.

29. Ayakkabı İle Evde Dolaşmayın.


30. Organik Ürüunler Tüketin En Azında Sebze Meyveyi Mevsiminde Tüketin.

31. Fastfood Kanserojendir.

32. Acı Biber Kansere Çaredir.

33. Haftada En Az Bir Köy Yumurtası Tüketin Ve Özelliklede Beyazını Daha Çok Tüketin.

34. Elma Sirkesi Metabolizmayı Hızlandırır Günde Bir Tatlı Kaşığı İçin. ( Kadinlarda Kemik Erimesine Sebep Oluyor. Dikkat Edin)

35. Her Sabah Aç Karına Bir Bardak Ilık Su Tüketin.

36. Kuru Erik
smilev.gif
Böğürtlen
smilev.gif
Çilek Tüketin.


37. Havuzlarda Kullanılan Klor Kanserojendir. Eğer Girerseniz De Hemen Duş Alın.

38. İçme Suyu Satın Alıyorsanız 3 Ayda Bir Markasını Değiştirin.

39. Kızartma Yemeyin
smilev.gif
Haşlama Buğulama Yenmelidir.


40. Mikro Dalgada Fazla Isıtma.

41. Yanmıs Yiyecekler Kanserojendir.

42. Diş Fırçalarken Kuru Fırçaya Macunu Koy Fırçala Sonra Durula.

43. Kuru Temizleme Kanserojendir.

44. Domates Organikse Veya Mevsiminde Kanser Önleyicidir.

45. Elmayı Kabuğu İle Ye.

46. Sebzeyi
smilev.gif
Meyveyi Önce Elma Sirkeli Suda 20 Dakika Beklet Sonra Durula Ye Veya Kullan.


47. Brokoli
smilev.gif
Karnıbahar Ispanak Lahana. Kırmızı Turp
smilev.gif
Kara Turp
smilev.gif
Havuç
smilev.gif
Maydanoz
smilev.gif
Rezene
smilev.gif
Tere Tüket.


48. En Yeşil
smilev.gif
En Kırmızı
smilev.gif
En Sarı Olan Yiyecekleri Ye.


49. Yesil Çayı Gündüz Tüket.

50. Kara Üzüm
smilev.gif
Karadut
smilev.gif
Böğürtlen Şurubu
smilev.gif
Ananas Tüket.


51. Çin Üretimi Hiç Bir Şey Kullanma. Şu Anda Made In Chına Yerine Prc (People Republıc Of Chına) Yazıyorlar Dikkatli Ol.

52. Süt Yerine Ayran Ve Yoğurt Tüket Çünkü Süte Hayvanın Gübreli Yediği Otların Kalıntıları Karışabiliyor.

53. Fındık
smilev.gif
Fıstık
smilev.gif
Cevizi Kabuklu Al Kır Öyle Günlük Biraz Tüket.



54. Mevsiminde Çekirdekli Karpuz Çok Faydalı

55. Şaraba Böcek İlacı Karışıyor O Nedenle Kanserojen
smilev.gif
Bira Kolon Kanserini Artırıyor
smilev.gif
Bunlar Yerine Kara Üzüum Ye.


56. Meyve Suyu Yerine Taze Meyve Tüket Meyve Suyu Şişmanlatıyor.

57. Hareketli Hayatı Tercih Et.

58. Oksijenli Ortamda Günde En Az Yarım Saat 45 Dakika Yürü.

59. Sigara İçiyorsanız Yüzde 85 Veya 90 Akciğer Kanseri Olacaksınız Ve Kalp Krizi Geçireceksiniz Demektir.
Sigarayı Bırakınca Vucut 10 Yılda Yenilenebiliyor. Hemen Sigarayı Bırakın. Bırakınca Kırmızı Olan Ürünleri Tüketin. Meyan Kökü Ve Kara Meşenin Kabuğunu Ezip Toz Olarak Alın Bu Vücudun Daha Kolay Temizlenmesini Sağlıyor . 2015 Yılında 9 Milyon Kişi Akciğer Kanseri Olacak. Yirmı Saniyede Bir Kişi Akciğer Kanseri Oluyor.

60. Akciğer Kanseri Belirtileri Omuz Ağrıları
smilev.gif
Yüksek Ateş
smilev.gif
Öksürük Ve Kanlı Balgamdan Anlaşılır.


61. Stresten Uzak Durun Kanseri Tetikliyor: Yoga
smilev.gif
Meditasyon
smilev.gif
Strese İyi Geliyor.


62. Tanrıya İnan
smilev.gif
Doktora İnan
smilev.gif
Aile Sevgisine Bağlılık Göster Ki Stresin Etkilerıni Men Et.


63. Üzüm Çekirdeği Ve Keten Tohumu Günde Bir Tatlı Kaşığı Tüket.

64. Günde Bir Su Bardağı Akşamları Kefir Tüket Günde Bir Kez Büyük Apdeste Çıkılması Gerekir Eğer Olmuyorsa İlerde Kolon Kanseri Olma Olasılığı Yüksektir. Buna Dikkat Et.

65. Menapozdaki Kadınların Vücudunda Ödem Olur Bunu Atmak İçin Kirazın Sapı+Mısır Püskülü+Maydonüz Sapı Koku+Defne Yaprağını 5 Dakika Sıcak Suda Beklet İç Günde En Çok İki Kupa Olarak Bu Biriken Ödemi Atıyor.

66. Beyaz Un Beyaz Şeker Ve Tuzdan Uzak Dur.

67. Halsiz Hissediyorsanız Günde Birer Adet B Ve C Vitamını Al.

68. Kanser Hastaları Doktoruna Danışmadan Hiç Bir Bitkisel Ot Kullanmamalıdır. İlaç İçiyorsa Asla Ot Kulanmamalıdır.

69. Bütün Petrol Ürünleri Kanserojendir. Kulandığınız Her Şeyin Petrol Ürününden Yapılıp Yapılmadığını Sorgulayınız.
 

sevgi.003

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2009
Mesajlar
34
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
31
gerçekten çok güzel paylaşım olmuş özellikle Yapılacaklar ve Yapılmayacaklar Listesi
teşekkürler :)
 

torressa

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Tem 2009
Mesajlar
923
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Çin, ilk domuz gribi aşısını üretti

Çin, ilk domuz gribi aşısını üretti

Çin'deki bir şirketin
smilev.gif
ilk A tipi H1N1 domuz gribi aşısını ürettiği ve ilk denemede aşının güvenli olduğu ve insanları virüse karşı koruduğu bildirildi.


Çin medyasının haberine göre
smilev.gif
Pekin merkezli Sinovac Biotech Co. tarafından üretilen aşı gerekli uluslararası standartları taşıyor. Sinovac tarafından yapılan yazılı açıklanmada aşının 1614 gönüllüde denendiği ve herhangi bir yan etkisinin olmadığı da ifade edildi. Açıklamada aşının farklı dozlardaki etkisi ile aşılama yöntemi hakkında bir detay verilmedi.
Sinovac
smilev.gif
19 Haziran'da ilk etapta Pekin yönetiminden 4 milyon doz aşı siparişi aldığını ve bunun Eylül sonunda teslim edilmesinin beklendiği duyurmuştu. Şirketin Eylül'de ek sipariş alacağı ve toplam dozun 10 milyonu bulacağı da dile getirildi.
 

torressa

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Tem 2009
Mesajlar
923
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Kırşehir'de şarbon virüsü paniği

Kırşehir'de şarbon virüsü paniği

Kırşehir'in Mucur İlçesi Kızıldağ Yenitapan köyünde hastalıktan ölen büyükbaş hayvanların et olarak yenilmesi sonucunda 2 kişinin deli şarbon virüsü kaptığı öğrenildi.

Olay
smilev.gif
Kızıldağ Yenitapan köyünde 3 gün önce hastalıktan öldüğü öğrenilen 10 adet büyükbaş hayvanın düğün yemeğinde tüketilmesi sonucu yaşandı. Şahısların ellerinde ve parmaklarında değişik belirtilerin çıkması ile hastaneye muayeneye geldiklerinde teşhis konuldu.

Kırşehir Devlet Hastanesi İntaniye bölümünde tedavi altına alınan 2 kişide "deli şarbon" virüsü tespit edildi. Köy muhtarı ve vatandaşlardan alınan bilgiye göre
smilev.gif
kendiliğinden ölen hayvanların
smilev.gif
ziyan olmasın diye
smilev.gif
düğün yemeğinde kullanıldığı ve yemekte 300-400 davetlinin aynı yamaktan yediği öğrenildi. Şimdilik yemekten yiyen herkese ulaşılamadığı ve olayın köyde anons edilerek herkese bilgi verilmesinin sağlanacağı öğrenildi. Köyden şimdiye kadar 35 kişinin tahlil yaptırdığı ve 2 kişide virüse rastlandığını söyleyen yetkililer
smilev.gif
hastane girişinde ağızlık dağıtarak önlem almaya başladı. Olayın duyulması ile müracaatların artacağını tahmin eden yetkililer önlemlerini almış durumda.
 

torressa

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Tem 2009
Mesajlar
923
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Doğal kozmetiklere dikkat!

Doğal kozmetiklere dikkat!

Anadolu Üniversitesi (AÜ) Eczacılık Fakültesi Eczacılık Teknolojisi Bölümü Başkanı Prof. Dr. Yasemin Yazan
smilev.gif
tüketicilerin doğal kozmetik ürün alırken üzerini iyi okuyup öncelikle deneme boyutunu kullanmaları gerektiğini söyledi.

AÜ Sağlık Enstitüsü Müdürü
smilev.gif
Farmasötik Teknoloji Anabilim Dalı Başkanı ve Kozmetoloji Bilim Dalı Başkanı da olan Prof. Dr. Yazan
smilev.gif
1970'li yıllarda tüketicilerin doğal ürünleri kullanmayı tercih etmeye başladığını
smilev.gif
doğaya dönüşün insanların giyiminden kozmetik ürünlere kadar geniş bir yelpazeyi kapsadığını belirtti.

Tüketicinin üretici üzerindeki baskısının doğal ürün kullanmaya dönüşün en temel sebepleri arasında bulunduğunu ifade eden Prof. Dr. Yazan
smilev.gif
şöyle konuştu:

“Tüketiciler kozmetik ürünlerden doğal olanları tercih etmeye başladı. Zamanla petro kimyasal özellikleri taşıyan kozmetik ürünleri tercih edilmemeye başladı. Tüketici fazla kimyasal reaksiyona uğrayan ürünlerden uzaklaştı. Ancak
smilev.gif
dünyada kimyasal reaksiyon görmeyen ürün yok. Doğal kozmetik ürün denildiğinde floradan
smilev.gif
faunadan
smilev.gif
minerallerden elde edilen amacı belli olan ve yenilenebilen kaynaklardan yapılan ürünler akla gelmelidir. Günümüzde bitkisel ve mineral kaynaklı kozmetik ürünler kullanılıyor.”

“EKSTRELERİN İÇİNDE ÇOK FAZLA BİLEŞEN VAR”

Kozmetiklerde doğal cilt bakım ürünlerinin oranının yüzde 70 olduğunu belirten Yazan
smilev.gif
bu ürünlerin de sadece yüzde 2'sinin tamamen doğallığını koruduğunu bildirdi.

Bitkisel ham maddelerin kozmetik ürünlerin içinde bitkisel ekstre olarak bulunduğunu anlatan Prof. Dr. Yazan
smilev.gif
şöyle devam etti:

“Ekstrelerin içinde çok fazla bileşen var. Söz konusu bileşenlerin bir kısmı toksik olabilir. Bu toksit maddeler cilde zarar verebilir. Bu zararlar da önceden tespit edilemez. Doğal kozmetik ürünlerdeki ekstrenin içinde o kadar çok bileşen var ki hangisini tespit edeceksiniz? Tüketici doğal kozmetik ürün kullanmak istiyor. Ancak
smilev.gif
doğal ürünler standarda bağlı olmadığından kontrol edilemiyor. Uzun yıllardan beri kozmetikte yaygın olarak kullanılan aloe veranın bile sadece bir türü standart edilebildi. Bitkisel kozmetik ürünlerde kullanılan ekstrelerin çok bileşenli olması
smilev.gif
söz konusu bileşiklerin cilt üzerindeki reaksiyonlarının önceden belirlenememesi
smilev.gif
bu ürünlerin sıkı yönetmeliklere bağlı olmaması ve standardının güç olması nedeniyle kozmetik sektörü ikiye ayrıldı. Sentetik kozmetik ürünlerin
smilev.gif
sıkı yönetmeliğe bağlı olduğu ve önceden kontrol edildiği için kullanımı tercih ediliyor. Sentetik kozmetik ürünlerin cilt üzerindeki tepkileri önceden biliniyor.”

“DOĞAL ÜRÜNLER GÜVENİLİR
smilev.gif
ETKİN VE KALİTELİ OLMALI”

Piyasadaki bazı kişi veya firmaların kozmetik ürünün içine yüzde 1-2 ekstre koyup “doğal” diyerek piyasaya sürdüğünü ifade eden Prof. Dr. Yazan
smilev.gif
doğal kozmetik ürünlerin kanserojenite
smilev.gif
mutajenite ve toksisitesinin belirlenmesinin gerektiğini bildirdi.

AB'nin
smilev.gif
kozmetik sektöründe doğal ürünlerin piyasaya hakim olmasını istediğini anlatan Prof. Dr. Yazan
smilev.gif
şunları kaydetti:

“AB
smilev.gif
doğal kozmetik ürünlerin kontrolünü yapamıyor. Bitkisel diye piyasa çıkan sadece bir kaçında söz konusu testler yapılıyor. Kontrolden geçmeyen doğal kozmetik ürünler güvenilir
smilev.gif
etkin ve ekonomik değildir. Doğal kozmetik ürünler güvenilir
smilev.gif
etkin ve kaliteli olmak zorunda. Sentetik kozmetik ürünlerdeki sıkı yönetmelik
smilev.gif
bitkisel kozmetik ürünler için yok. Bitkisel kaynaklı ham madde içeren kozmetik ürünler çok dikkatli kullanılmalıdır. Bir ürün üzerinde organik yazması ürünün organik olduğunu kanıtlamaz. Türkiye'deki üretim son derece riskli. O yüzden tüketiciler dikkatli olmalıdır. Tüketiciler doğal kozmetik ürün alırken ürünün üzerini iyi okumalı ve öncelikle ürünün deneme boyutunu kullanmalıdır. Kozmetik ürünleri tüketiciyi çok iyi bilgilendirmelidir. Doğal kozmetik ürünler sentetik ürünlerden daha zararlı olabilir. Üzerinde “doğal” yazan her ürüne de inanmamalıyız.”
 

torressa

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Tem 2009
Mesajlar
923
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Şampuan Kullanırken

Şampuan Kullanırken

Şampuan
smilev.gif
saç bakımının ilk adımıdır.
Seçerken
smilev.gif
saçınızın yapısına ve gereksinimlerine uygun olanları tercih edin. Unutmayın...seçim kadar doğru uygulama da önemlidir.

Şampuandan önce
smilev.gif
saçınızı mutlaka fırçalayın. Böylece saçınız birikmiş olan tozlardan arınacak ve şampuanın etkisi artacaktır.
Şampuanı saçınıza uygulamadan önce avucunuza dökün.
Şampuanlama sırasında
smilev.gif
parmak uçlarınızla saç derinize hafif masajlar yaparak kan dolaşımını hızlandırın.
Saçınızı
smilev.gif
şampuanlıyken
smilev.gif
seyrek dişli bir tarakla tarayın.
Ilık suyla bolca durulayın.
İyice durulandıktan sonra
smilev.gif
parlaklık kazandırmak için diplerden uçlara soğuk su tutun.
 

torressa

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Tem 2009
Mesajlar
923
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Anne sütü ilaç gibi...

Anne sütü ilaç gibi...

Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Pediatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Reha Cengizlier
smilev.gif
anne sütünün bebek beslenmesinde yeri doldurulamayacak bir besin olduğunu belirterek
smilev.gif
“Bebeğin ilk altı ay boyunca tüm ihtiyaçlarını karşılayan besindir” dedi...




Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Pediatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Reha Cengizlier
smilev.gif
anne sütünün bebek beslenmesinde yeri doldurulmayacak bir besin olduğuna dikkat çekerek şu bilgileri verdi:

Anne sütü benzersiz

Bebek beslenmesindeki bütün yan ürünler yada beslenmeye yönelik ürünlerin hepsinde `anne sütüne yakınlık` ya da `benzerlik` sözcükleri geçmektedir. Çünkü anne sütü gerçekten benzersizdir. Bebek için hayatının bir parçasıdır...
Anne sütü
smilev.gif
bir bebeğin doğduğu günden itibaren ilk altı ay boyunca su dahil tüm ihtiyaçlarını karşılayan bir besindir. 6 aydan ilk bir yaş hatta iki yaşa kadar da anne sütü yine çok önemli yer tutar bebeklerin hayatında. Bu sürelerden sonra birtakım gıdalarla desteklenmesi gerekir.
Sakın ihmal etmeyin

Yeni doğan bir bebeğin annesinin sütünün içeriği o bebek bir aylık iki aylık olduktan sonra farklılaşır. Hatta her emzirmede dahi anne sütünün içeriği
smilev.gif
bebeğin ihtiyaçlarına göre değişir. O kadar güzel bir denge söz konusudur ki başlangıçta bebeğin daha güzel emebilmesi için şekerli kıvamdadır. Artık bebeğin doyma aşamasına geldiği zaman doygunluk hissi vermek
smilev.gif
bebeği rahat bırakmak için yağ içerir. Yani tamamen bebeğin ihtiyacına göre ayarlanır. O bebeğin büyüme aşamasında da onun mutlak ihtiyaçlarını karşılamak için ayarlanır. Hatta annenin dengeli beslenmemesi durumunda bile gerekirse annenin aleyhine bile olsa bebeğin ihtiyacını ön planda tutarak bebeğe göre bir süt halini alır. Örneğin annenin kalsiyumu eksikse gerekirse annenin kalsiyumundan alır ve onu bebeğe verir. Beslenme
smilev.gif
büyüme
smilev.gif
gelişme
smilev.gif
yaşama için en ideal ve en gerekli olan anne sütü ile beslenmedir. Burada suyu vitamini
smilev.gif
proteini
smilev.gif
yağı
smilev.gif
karbonhidratı her şeyi bebeğe göre ayarlanır. Anne sütü iyi bir besin kaynağı olması dışında koruyucu maddeler de içerir. Bebek kendi koruma sistemini geliştirinceye kadar anne sütü onu hastalıklardan korur.

Emebildiği kadar emzirin

Burada çok önemli bir ayrıntı var: Denemek. Yani baştan olmuyor deyip bırakmadan denemek gerekiyor. Tabii birtakım zorunlu durumlar varsa yani birtakım hastalıklar nedeni ile bebeğe süt verilmemesi gerekebilir. Mesela anne bir takım ilaçlar kullanıyor ve bunlar bebeğe zarar verecekse o zaman bebeğe anne sütüne yakın gıdalar verilebilir. Ama eğer böyle bir mecburiyet yoksa öncelik her zaman anne sütünde olmalı. Anne süt vermeyi tekrar tekrar denemelidir. Bazı annelerin başlangıçta özellikle süt miktarı çok az olabiliyor süt yetmeyebiliyor. O zaman başlangıçta destek vermek söz konusu olabilir ama şunu anneler bilmeli: Bebek emdikçe süt artıyor. Ya da baştan itibaren süt yetmedi mama verildi. Artık anne sütü veremeyeceğim gibi bir endişe duymasın anneler. Anne sütüne sonradan da dönülebilir. Annelerin süt az bile olsa her seferinde bebeği sakin bir şekilde emzirmesi
smilev.gif
emebildiği kadar emzirmesi gerekiyor. Böyle bir strese girmemeleri gerekiyor
smilev.gif
çünkü stres anne sütünü daha da azaltabiliyor.
Anne sütünü artıran faktörler

Annenin sağlıklı olması
smilev.gif
iyi dinlenip beslenmesi önemli. Çünkü devamlı yorgun olan ve stres altında olan annelerde sütün azalması söz konusudur. Annenin aldığı gıdalar da önemlidir. Özellikle annenin sıvısız kalmaması gerekiyor. Süt üretimi için bu şart. Bir de annelerin bebekleri emzirdikleri süre içerisinde abartılı kilo vermemeleri
smilev.gif
dengeli ve doğru beslenmeleri
smilev.gif
özel diyet yapmamaları gerekir. Eskiden inanıldığı gibi “sen iki canlısın bebeğin için çok beslenmelisin” de doğru bir öneri değil. Annenin özel bir beslenme programı geliştirmesine ya da uygulamasına gerek yok.”
 

torressa

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Tem 2009
Mesajlar
923
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
kellik

kellik

Bir günde 100 saç teline kadar dökülme normal kabul edilir. Dökülen bir saç telinin yerine yenisi 6 - 10 haftada çıkar. Her bir saç kökünden insan ömrü boyunca 20 kez yeni saç çıkabilir.

Sağlıklı Saçlar İçin:
- Günlük olarak pahalı olmayan bir Vitamin alın.

- Saçınızı fazla taramayın. Sadece gerektiğinde şekil vermek için tarayın.

- Kaliteli bir tarak ya da fırça kullanın. Keskin ¤¤¤¤l ya da plastik uçlar saçlarınızın uçlarının kırılmasına neden olur.

- Kaliteli saç ürünleri kullanın. Çoğu alışveriş merkezlerinde satılan şampuan ve saç ürünleri aslında birçok kötü kimyasal maddeyi içlerinde bulunduruyor. Mesela 'ammonium laurel sulfate'
smilev.gif
ya da silikon içeren ürünler saçınızı kurutarak daha kolay kırılmasına neden olabiliyor. İçlerinde birçok koruyucu madde bulunduğunu iddia eden bu ürünler saçınız için aslında en büyük tehlikeyi oluşturuyor.

- Saçınızı sıkı bantlarla toplamayın. Bırakın rahat kalsın. Bu tür toplama şekilleri de kırılmalara neden oluyor.

Sıcak yağ tedavisi
Kurumuş ve yıpranmış saçları en iyi canlandırma yöntemi zeytinyağı tedavisidir. Saçlarınıza parlaklık vermek ve beslemek için 2 çorba kaşığı zeytinyağını ısıtın. Bunu yavaş yavaş tüm saç derinize yedirin. Sıcak suda ıslattığınız bir havluyu sıktıktan sonra bir türban gibi başınıza sarın. Havlu soğurken bu işlemi iki veya üç defa tekrarla¤¤¤¤¤
smilev.gif
başın yağı iyice emmesini sağlayın. Sonra saçlarınızı yıka¤¤¤¤¤
smilev.gif
iyice durulayın. Bu bakım türü
smilev.gif
özellikle çabuk kırılan saçlar için çok yararlıdır.

Hintyağı tedavisi
Yarım çay fincanı hintyağını ısıttıktan sonra baş derinizi ovarak saçınızın yağı emmesini sağlayın. Yavaş yavaş tarayacağınız saçlarınızı kaynar suya batırırıp sıktığınız havluyla sarın. Bu işlemi yaptıktan sonra yarım saat kadar bekleyip şampuanla yıkayın. Bu tedavi
smilev.gif
fazla ince
smilev.gif
çabuk kırılan
smilev.gif
kuru saçlara iyi gelir.

Zeytinyağı ve bal tedavisi
Yarım çay fincanı yeşil zeytinyağıyla bir çay fincanı süzme balı karıştırın. Bu sıvıyı iyice sallayıp çalkalayın ve bir kaç gün dinlenmeye bırakın. Daha sonra bu karışımı baş derisinize ovarak ve tara¤¤¤¤¤ yedirin. Ancak bu işlemi yaparken tarağın dişlerinin baş derinize batmamasına özen gösterin. Başınıza bir naylon torba geçirerek
smilev.gif
başın sıcaklığını muhafaza etmeyi sağlayın. Karışımı başınızda yarım saat beklettikten sonra
smilev.gif
saçlarınızı bol suyla durulayın. Bu işlem
smilev.gif
koyu renk saçların ışıltılı bir hal alıp parlamasını sağlar.

Protein tedavisi
Yumurta ile yapılacak protein tedavisi hemen hemen her tür saç için uygundur. İki yumurtayı çırpın ve içine yavaş yavaş bir çorba kaşığı zeytinyağı
smilev.gif
bir çorba kaşığı gliserin
smilev.gif
bir çorba kaşığı sirke (mümkünse elma sirkesi) ilave edin. Saçınızı bir kez şampuanladıktan sonra saçlarınıza bu karışımı sürüp 15-20 dakika bekleyin. Saçlarınızı iyice duruladıktan sonra saçlarınızın çok kısa sürede canlandığını fark edeceksiniz.

Kakao yağı tedavisi
Koyu renk saçlı kişilerin uygulayabileceği bir başka bakım yöntemi ise aşağıda anlatılan bu karışımdır. İçinde su kaynayan genişçe bir tencerenin içine daha küçük bir kabı oturtun. Yarım çay fincanı ayçiçeği yağını
smilev.gif
1 çorba kaşığı kakao yağını
smilev.gif
1 çorba kaşığı susuz lanolini bu ikinci kabın içinde eritin. Bütün bu yağlar eriyince
smilev.gif
kabı kaynar suyun içinden alın ve karışımı iyice çırpın. Bu karışımdan 1 çorba kaşığı kadarını alarak buna 1 çorba kaşığı su katın
smilev.gif
iyice karıştırın. Bu sıvıyı ovarak başınıza sürün ve bu durumda 15 dakika ile yarım saat arasında bekleyin. Ardından saçınızı yıkayıp durulayın. Bu tedavi koyu renk saçlara yeni bir canlılık ve parlaklık verir.
 

torressa

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Tem 2009
Mesajlar
923
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Kanser tedavilerinde neden saç dökülür

Kanser tedavilerinde neden saç dökülür

Kanser tedavisi mutlaka saç dökülmesine neden olur mu?

Kanser tedavisinde kullanılan ilaçlardan önemli bir kısmı saç dökülmesine neden olur
smilev.gif
ama her ilaç dökmez. Bir hastanın tedavisinde kullanılacak ilaç saç dökmesine veya dökmemesine göre değil ilacın etkinliğine göre seçilir. Önemli olan hastayı tedavi edebilmek
smilev.gif
enazından hastaya yararlı olabilmektir. İlaç tedavisi ile dökülen saç tedavi bitiminde tekrar çıkar hastanın saçı eski halini alır


Kemoterapi neden saç döker?

Kemoterapi kanser hücrelerini öldürmek için kansere karşı ilaçlar kullanan bir tedavi yöntemidir. İlaçlar kanser hücrelerine saldırarak büyümelerine engel olmak suretiyle çalışır. Ancak ne yazık ki kıl kökleri gibi aynı zamanda bedendeki normal hücreleri de etkileyebilir. Bu da “alopecia” olarak bilinen saç dökülmesine neden olur. Kanser hücrelerinden farklı olarak normal hücreler kendilerini çabuk yeniler. Dolayısıyla kemoterapi sonucunda saçlar döküldüğünde tedavinin bitiminde yeniden uzarlar.

Bütün kemoterapi ilaçları saç dökülmesine neden olur mu?

Hayır. Kimi zaman bu dökülme o kadar az olur ki fark edilmez bile. Ancak bazı insanlar geçici olarak kısmi ya da tam kellik yaşayabilirler. Bazı kemoterapi ilaçları ise vücudun başka yerlerindeki tüylerin dökülmesine neden olur kaşlar kirpikler göğüs koltukaltı bacak ya da pübik tüyler gibi. Dökülen tüy miktarı kullanılan ilaca kullanılan doza ve vücudun ilaca verdiği tepkiye bağlıdır... Bazı kanser tedavileri gören kadınlar kılların azalmasını “birkaç ay boyunca bacaklardaki
smilev.gif
kasıklardaki ya da koltukaltlarındaki kılları almamanın yarattığı keyif” olarak da yaşayabilirler. Eğer kıl dökülmesi ortaya çıkacaksa ki bu genellikle kemoterapiye başladıktan sonraki birkaç hafta içinde ortaya çıkar
smilev.gif
nadiren bunun ilk birkaç günde görüldüğü de olur. İlk olarak saçı tararken
smilev.gif
yıkarken ya da sabah yastığa dökülen saçlardan fark edilir. Bazı kişilerin ise saçları sadece incelir
smilev.gif
kurur ve kolay kırılır hale gelir. Bazı insanlarınki ise birkaç hafta boyunca saç kalmayana kadar dökülmeye devam eder. Kimi zaman saç kaybı bir iki gün içinde olur ancak bu pek te sık karşılaşılan bir durum değildir.


Kemoterapi ile dökülen saçlar yeniden çıkar mı?

Saçlar tedavinin tamamlanmasından önce bile yeniden çıkmaya başlayabilir. İlk başlarda saçlar çok ince olacaktır ama 3-6 ay arası bir sürede eski haline geri gelir. Saçın eskisinden daha dolgun ya da kıvırcık olması mümkündür
smilev.gif
hatta rengi de bir miktar farklı olabilir. Kimi zaman bu koyu renk ve beyaz saçın bir karışımı olarak ortaya çıkar.


Işın tedavisi – Radyoterapi de saç dökülmesine neden olur mu?

Radyoterapi kanser hücrelerini yüksek enerji yüklü ışınlarla yok etmeyi amaçlayan bir tedavi yöntemidir ve normal hücrelere mümkün olduğunca az zarar vermeye çalışır. Kemoterapiden farklı olarak radyoterapide sadece tedavinin uygulandığı bölgede tüy dökülmesi görülür. Örneğin eğer radyoterapi başa uygulanmaktaysa muhtemelen saçlarda bir miktar dökülme olacaktır. Eğer meme kanseri için tedavi yapılıyorsa ve bu koltuk altını da içeriyorsa
smilev.gif
koltuk altı kılları dökülecektir...


Saçların dökülmesinin bu tedavi sırasında psikolojik etkisi nasıl olur?

Kadın olsun erkek olsun birçok kişi
smilev.gif
saçlarını görünüşlerinin önemli bir parçası olarak algılar. Bazıları için saçlarının dökülmesi öfke kızgınlık
smilev.gif
utanç gibi duygulara neden olabilir. Tedavi süresince hastalar birçok değişiklikle baş etmek durumunda kalır bunların üzerine bir de saçların dökülmesi son damla gibi gelebilir. Bunun yanı sıra saçların kaybı kişiye “kanser” olduğunu sürekli olarak hatırlatarak kendini zayıf çaresiz ve “damgalanmış” gibi hissettirebilir. Eğer kaş ve kirpikler de döküldüyse bu daha da rahatsızlık verebilir. Gösterilen tepkiler tamamen normaldir ve saçların dökülmesini kabullenmek zaman alacaktır. Saçların dökülmesi bazı kişiler için “şok” edici olarak bazı kişiler içinse “beklediğim kadar kötü değil” şeklinde ifade edilebilir. “Beklediğim kadar kötü değildi” ifadesini kullanan bir kadın “saçların dökülmesi o kadar da kötü bir şey değil
smilev.gif
farklı peruklar ve saç modelleriyle görünüşümü hergün yenileyebiliyorum aslında daha öncekinden çok daha fazla iltifat alıyorum hatta insanlar “saçımı nerde yaptırdığımı” bile sorabiliyor peruğum için” şeklinde duygularını bizimle paylaşmıştı. Saçların dökülmesine diğer kişilerin verdiği tepkiler de bununla baş etmeyi zorlaştırabilir. Bazen saçsız görünümden rahatsız olan ve aslında ne diyeceklerini de pek bilemeyen insanlarla biraradayken
smilev.gif
bu konuyu önce sizin açmanızın faydası olabilir. Bu konuda kişinin rahatça konuştuğunu gördüklerinde muhtemelen daha fazla yardımcı olmaya çalışacaklardır. Saçları dökülmüş başka kişilerle de konuşulabilir ve muhtemelen kişiler birbirlerine işe yarayacak önerilerde bulunabilirler. Kanser tedavileri nedeniyle ortak problemler yaşayan kişiler için oluşturulan destek gruplarına katılınabilir.


Bu dönemde peruk kullanmayı öneriyor musunuz?

Elbette öneriyoruz
smilev.gif
ama bazı hastalar saçlarını iyice traş edip peruksuz dolaşmayı dahi tercih edebiliyorlar. Peruk takan kişiler her ne kadar herkesin bunu fark edeceğini varsayıyorlarsa da durum pek de böyle değildir. Günümüzde insanların saçlarının modelini ve rengini tamamen değiştirmeleri son derece normal bulunmakta hatta desteklenmektedir. İnsanlar çoğunlukla çocukları kendilerini saçsız görünce korkacak diye endişe eder
smilev.gif
ancak çocuklar genellikle bu tür değişiklikleri yetişkinlerden daha kolay kabullenir. Gerçekte saç dökülmesinde yaşanan
smilev.gif
algılanan şey bir “kayıp” yaşantısıdır. Bazı kanser hastaları ve yakınları kanser gibi bir hastalıkla yaşarken saç dökülmesine takılmanın bir ayrıntı kibir olduğunu düşünebilir. Burada önemli olan nokta şudur ki; içinde yaşanan kültürün tavrı ne olursa olsun
smilev.gif
kayıp insanları farklı şekillerde etkiler. Saçları dökülen bazı insanlar bundan rahatsız olmaz. “dazlak güzeldir” diye kafalarını kazıyabilirler. Yul Brenner “Kral ve Ben” filminden sonra bir daha hiçbir zaman saçlarını uzatmamış ve bütün kariyerini bu görünüşü üzerine kurmuştu. Bazı insanlarsa
smilev.gif
tam tersi olarak yoğun bir kayıp hissi yaşayabilirler. Kaygılı ve depresif olabilirkendine güvenlerini kaybedebilir ve kendilerini dünyadan gittikçe daha fazla çekebilirler. Peruk takmak gibi kelliği saklama çabaları
smilev.gif
koşmak
smilev.gif
yüzmek spor yapmak ya da terleyecekleri ya da rüzgarlı yerlerde olmak gibi bazı şeylere engel olabilir. Yakın ilişkiler kurmaktan kaçınır olabilirler. Bunlar da fiziksel ve duygusal sağlıkları üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir. Bu durumda saç dökülmesiyle ortaya çıkan kaybı geçiştirmeye çalışmak sadece bir “ayrıntı” bir “kibir” midir?


Saç bakımı…

Hafif saç bakım ürünleri kullanın
smilev.gif
bebe şampuanı gibi ve saçların ve saç derisinin kurumasını önleyen ürünler olmalarına özen gösterin.

Saçınızı yumuşakça tarayın
smilev.gif
bebek fırçası kullanabilirsiniz
smilev.gif
özellikle saç deriniz hassassa. Kalın taraklar kullanın.

Gece bone ya da benzeri bir şey takın. Bu kökleri gevşemiş olan saçlarınızı koruyacaktır.
Saç kurutma makinesinin fazla sıcak olmamasına özen gösterin
smilev.gif
bu saçlarınızı kurutup kırılmalarına sebep olacaktır.

Saçınızı sıkı sıkı toplamamaya özen gösterin
smilev.gif
bu saçlarınızı kırıp zarar verebilir.

Bigudi takıp yatmayın.
Dengesiz beslenme stres ve alkol saçınızı kötüleştirir
smilev.gif
dolayısıyla mümkün olduğunca iyi beslenin (bol bol meyve sebze yiyin)
smilev.gif
alkol alımınızı ve mümkünse stres yaratan durumları kontrol altına alın.

Saç derisine hafifçe masaj yapmak saç diplerindeki kan dolaşımını geliştirir.
Perma yaptırmayın bu saçınızı daha da kurutur.
Doğal saç boyaları kullanın.
 

torressa

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Tem 2009
Mesajlar
923
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Jöle gerçekten saç döker mi???

Jöle gerçekten saç döker mi???

jole kesinlikle saç döker. ayrıca jölenin hiçbir besin değeri olmamasına rağmen kimyasal yapısından dolayı deri bu maddeyi emer ve ne kadar yıkarsan yıka bir süre deride kalır. bu 1 ial 4 gün arası sürer. buraya kadar anlattıklarım kesin, ama bu durumda deri ile su teması engellenme ihtimali yüksek. eger su temsını engelliyorsa kesinlikle bu madde deride iken alınan boy abdesti kabul olmaz. yani bu durumda ne kadar boy abdesti alırsan al kabul olmaz c.likten kurtulamazsın. bu sebeple aksi kesinlikle kanıtlanmadıkca (isteyen arastırıp hepimizi aydınlatabilir, ben kesin bir sonuca ulasamadım) jole kulanılmamalıdır.

Jöle'nin Saç Döktüğü Doğrudur.. Ama Düzgün Bir Şekilde KUlandıgında Dökülme Oranını Azaltabilirsin Bunlardan En Önemlisi Kesinlikle Jöle'li Saç ile yatıp uyumamak, Kaliteli Bir Şampuan'la Adam gibi Yıkadagınız taktirde saç dökülmesini azaltabilirsin!

insan saçı normalde de dökülür. yanlış hatırlamıyorsam günde 30-40 telin dökülmesi normal. ama bu jölede bunun 4-5 katına çıkıyor. bi de sadece jöle dökmüyor, kalitesiz adi şampuanlarda saç döküyor

Jöle şaç dökebilir niye ter ile akarak derinin üstünü kaplar, ona da toz yapışır hava alamayan saç kökleri, ölür
biggrin.gif
Saç dökmez diyorum aslında bunlar benim görüşlerim. Genellikle saçlar yıkanırken belli olmuyo mu saçları döktüğü, insanlar günde bilmemkaç tane saç dökermiş. Jöle bu normalde dökülen saçları tutuyo, yıkayınca da 2-3 günlük saçlar 1 kerede dökülüyo, bize de saçlar dökülmüş gibi geliyo olabilir
tongue.gif








Jölenin marka kalitesi işi degistirir gercekten..neden;

Kalitesiz söle özellikle İNCE TELLİ saclarda (halk arasinda sekle girmeyen sactir genelde) deriye akar.Bu temas sirasinda deri hava almayi keser (yukarida bir arkdas belirtmis) ancak bu direk saçi öldürmez tabii ki.

Bu reaksiyon sonucunda sıradan bir sampuan ile yıkanan saç ve deriden jöle parcalari tamamen temizlenemez.Zaman icinde deride birikme artar ve gözenekler artık tamamen kapanir.Bundan sonra hava alamayan hücre ölür.1 daha o hücre saç üretemez...(tıbben uzun süreli bakım sonucu tekrar bu hücrelerin canlandigi görülmüstür)

Kaliteli jöle nasıl kullanilmalidir.

Parmaklarinizin ucuna sürüp elinizle bastırmadan saciniza uygulayin (biraz kullanma talimati gibi oldu kusura bakmayin
smile.gif
) derinize hic jöle temas etmemesine yada en az derecede olmasina dikkat edin...Kaliteli jöle sactan kolay kaymayacagi icin sacin yıkanma sürecine kadar minmum derecede deriye temas edecegi icin daha iyi tabii ki...

Ama..bazı bunyelerde saçı direk öldüren yada yıpratan jölelerde var.

Tavsiye;

Jöle kullaniyorsanız kalite+nasıl uyguladiginiza dikkat edin.Saçı yıkarken minmum sampuan maximum su kullanin.Çünkü sampuanda sanildigi kadar yararli birsey degil.Sürekli saç yıkamakta sacın canına okur.

Cok fazla yaglanan saç jöle kdar tehlikelidir.Cünkü yaptıgı sey aynidir.Tek farkla; deri azda olsa solunum yapar,temizlenmesi cok daha basittir.

Tavsiye 2;
elinizde ise jöle kullanmayin ve az sampuanla en az 2 günde bir saçlarini yıkayın
smile.gif


umarım yardımcı olmusumdur
smile.gif
 

YMMM

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Tem 2009
Mesajlar
33
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
allah razı olsun senden kardeşim jöle saç dökermi konusunda güzel bir paylaşımda bulunmuşsun gerçekten bazı soru işaretlerimi aydınlattın ama çıkarttığım kadarı ile iradeli kullanıldığında zararı olmadığını gördüm yani özel günlerden tut ki sabah uyandığında saçın düzgün değildir yıkamayada üşenirsin düzeltmek amacıyla veya az da olsa şekil vermek amacıyla kullanılırsa zararı olmadığını gördüm ben açıkcası emeğine sağlık
 

torressa

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Tem 2009
Mesajlar
923
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Ayva şifa dağıtıyor

Ayva şifa dağıtıyor

Ordu Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Turan Karadeniz ayva yemenin büyük yararları olduğunu söyledi.
Meyvesinde pektin tanen şeker organik asit A ve C vitamini ve mineral tuzlardan bol miktarda bulunduğunu tohumlarında ise yüzde 14-18 oranında tutkal maddeler yüzde 16-20 oranında yağ
smilev.gif
tanen
smilev.gif
renkli maddeler ve yüksek oranda protein az miktarda amygdalin ve emülsin olduğunu belirten Prof. Dr. Karadeniz ayvanın kalp akciğer boğaz mide böbrek göz bağırsak ağız rahatsızlıkları ve adet kanamalarına oldukça faydalı olduğunu dile getirdi.
Prof.Dr. Karadeniz
smilev.gif
ayvanın yararlarını şöyle açıkladı:
“Meyvelerinden hazırlanan şurup ve kompostolar çocuk ishallerine karşı çok etkilidir. Ayva meyveleri kalbe kuvvet verir ve rahatlatır. Kalpteki sıkıntıyı çarpıntıyı ve ağız kokusunu giderir. Harareti ve ishali keser. Hazımsızlığı giderir mideyi ve bağırsağı kuvvetlendirir ince bağırsak iltihabını giderir. Vücudun gelişmesine yardım eder. Ayva damar sertliğine
smilev.gif
karaciğer tembelliğine iyi gelir
smilev.gif
tansiyonu düşürür
smilev.gif
safrayı düzene sokar. Yapraklarının çayı kalp ağrılarına iyi gelmekte sakinleştirici özelliği bulunmaktadır.
Meyvesinden yapılan reçel sindirim sistemi rahatsızlıklarında tedavi edici olarak görev üstlenmekte cinsel arzuyu kuvvetlendirmektedir. Tereyağında pişirilen ayva; nefes yolu hastalıklarına
smilev.gif
müzmin öksürüğe
smilev.gif
bronşite ve tüberküloz hastalığına iyi gelmektedir. Ayva çiçeği bal ile macun yapılıp yutulursa
smilev.gif
baş ağrısını keser. Ayva çiçeği kaynatılıp içilirse
smilev.gif
kalp çarpıntısını keser
smilev.gif
kalbi kuvvetlendirir annenin sütünü artırır. Ayva kokusu kalp ve dimağı kuvvetlendirir. Ayva hoşafı yaşlıların ayaklarının tutukluk yapmasını giderir. Ayva varise karşı iyidir
smilev.gif
yorgunluğu
smilev.gif
bitkinliği giderir.”
“GRİP VE NEZLEYE BİRE BİR”
Ayva hoşafının ağız yaralarına
smilev.gif
akciğer veremine iyi geldiğini
smilev.gif
gece uyurken ağızdan salya gelmesini önlediğini de belirten Prof.Dr. Karadeniz
smilev.gif
şöyle devam etti:
“Yaprağı kaynatılıp içilirse ishali keser. Ayva yaprağı kaynatılır
smilev.gif
suyu ile gargara yapılıp
smilev.gif
pişmiş yaprakları ile de lapa yapılıp boğaza konursa boğaz ağrısını ve şişliğini giderir. Burun kanamasını önlemek için buruna ayva suyu çekilmelidir. Ayva suyu aşırı adet kanamasını önler
smilev.gif
bağırsak kanamalarını keser
smilev.gif
dizanteriye karşı çok faydalıdır. Doğumu kolaylaştırmak için ayva suyu ve ayva çekirdeği kaynatılıp içilmelidir. Ayva kabuğu veya ayva çekirdeği kaynatılıp içilirse idrar yolu iltihaplarına iyi gelir. Ayva suyu iştah açar
smilev.gif
böbrek ve sidik torbası iltihaplarını iyileştirir.
Grip ve nezle olanlar bol bol yemelidirler. Ayva suyu vücudu terletmek için çok etkilidir. Ayva böbrek zafiyetine karaciğer zafiyetine
smilev.gif
mide bulantısına
smilev.gif
deniz tutmasına
smilev.gif
mide gevşemesi ve mide düşmesine midenin kuvvetlenmesine çok faydalıdır. Pişirilmiş ayva mide zafiyetine iyi gelir. Ayva suyu vesveseye ve mide ülserine iyi gelmekte dimağı kuvvetlendirmektedir. Göz beyazı göz kapak ve kirpiklerinin iltihaplanmasında ayva yaprağı kaynatılıp soğutulduktan sonra gözler günde birkaç kez yıkanır. Ayva meyvesi üzerindeki tüyler kanayan yere konursa kanamayı durdurur. Beyaz akıntıya karşı ayva yaprağı kaynatılıp aç karnına içilmeli ve haricen yıkanılmalıdır. Ağız içi yaraları ve boğaz iltihapları için kurutulmuş ayvanın suda bekletilmesi ile elde edilen şurup gargara olarak kullanılırsa şifalı gelir”
 

torressa

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Tem 2009
Mesajlar
923
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Hayal Kurun Beyniniz Hareketlensin

Hayal Kurun Beyniniz Hareketlensin

Evet hayal kuranların beyninin bir çok bölümünde hareketlerin arttığı son yapılan araştırmalarla ortaya çıkıyor. Böylece sorunların çözülmesi kolaylaşıyor. İlginç bir sonuç. Sizlere Amerikan “Proceedings of the National Academy of Sciences” dergisinde yayınlanan bir araştırmadan bahsetmek istiyoruz.
hayalkurmak.jpg

İnsanlar hayal kurarak umutsuzluğa düşmeyi istemezdi, belki de hayallere dalarak vakitlerini boşa harcamayı düşünmüyorlardı. Bu araştırmalara bakılırsa bilim adamlarına kulak vermek gerekiyor.
Önceleri ise beynin aynı bölümleri karışık düşünceler sayesinde yavaşladığına inanılıyordu. Bu olumlu sonuçlar insanı hayal kurmaya teşvik ediyor. Sizde beyninizin bir çok bölümünün hareketlerini hızlandırmak için daha çok hayal kurmayı deneyebilirsiniz. Karışık duygu ve düşüncelerden uzaklaşarak sorunları daha kolay çözmek hayatı kolaylaştıracak gibi görünüyor..
Her insanın algılaması farklıdır. Gördüğünü, duyduğunu, okuduğunu doğru algılayabilenler için sorun yok, yalnız algıda sorun yaşayanlar özellikle bir kez düşünüp farklı algılamaya çalışabilirler. İnsanlar hayal kurarken belki fazlaca odaklanmayabilir yalnız bu sayede beyin de bir çok merkez harekete geçiyor.
 

torressa

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Tem 2009
Mesajlar
923
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
HEMOROİD (BASUR) kesin tedavi

HEMOROİD (BASUR) kesin tedavi

kesin çözüm için memelere çörekotu yağı sürülür

1 ay boyunca günde 4 kez 5 damla

iltihap varsa (İLERLEMİŞSE KESİN VARDIR)antibiyotik (hap) yazdırıyorsun beraber destekleyici kullanıyorsun tedavide tedavinin hepsi bu en pratik



HEMOROİD (BASUR) hastalığının ilaçla tedavisinin olmadığını, mutlaka cerrahi müdahele gerektiğini bildiren gazetelerde sık sık ilanlar görürsünüz.

Doğrudur. Basur hastalığını tam tedavi edebilen bir ilaç henüz bulunamamıştır. Amerika ve Almanya gibi dev ilaç Endüstrileri, Hindistan Japonya gibi nebati menşeyli ilaç üretenler de maalesef bugüne kadar bir çare bulamamışlardır. Halbuki yapılan yapılan bir istatistiğe göre insanların %35 i bir diğerine göre de %55 i bu dertten muzdariptir.

Bugün tatbik edilen cerrahi yöntemler:

1-Fistülü lastikle boğup çürüyen kısmı koparmak.

2-Bıçakla veya lazerle kesip dikmek.

3-Lazerle eritmek veya yakarak kotarize etmek.

Bulunduğu yerin hassasiyeti ve Enfeksiyonlara müsait olması nedeni ile bilhassa hanımlarda problem olmaktadır.

Halbuki Ecdadımız bunu doğal bir yolla Ağrısız,sızısız kesip biçmeden tedavi etmeyi başarmış. Şahsen ben de bu hastalıktan böyle kurtuldum. Bana yapılan tavsiye patlıcan saplarını kaynatıp içmem şeklindeydi. Kaç tanesi ne kadar suda ne kadar kaynatılıp ne kadar içilecek belli değildi.

Aşağıda tarif edeceğim kaynatma ve kullanma tariflerine lütfen aynen uyunuz. Kaynama süresinin azlığı-çokluğu,tencere kapağının açılmadan kendi kendine soğuması. Beş gün sürecek tedavinin perhiz ve Antibiyotik ile aynı zamanda yapılması çok mühim. Bunlara aynen uyulduğu taktirde Allah ın izni ile beşinci günün sonunda ne fistül ne ağrı ne kanama yani BASUR diye bir derdiniz kalmayacak.

TEDAVİNİN TARİFİ


10 adet patlıcanın (Bostan patlıcanı olmasın) yeşil sap kısmını patlıcandan ayır. Temizce yıka; bir tencerede 10 bardak suyla kaynat. Kaynamaya başlayınca tencerenin kapağını kapat.* Alevi iyice kıs, yarım saat * yavaş yavaş kaynasın sonra ocağı kapat. Kapağı açmadan * kendi kendine soğusun. Soğuyunca içindeki sapları at. Sarı rekli suyu buzdolabına koy.

-Akşam yatarken aç karnına 1 su bardağı iç.

-Sabah Kalkınca aç karnına 1 su bardağı iç.

10 bardak su olduğuna göre bu tedavi 5 gün sürecek. Bu 5 gün içinde Sirke, Turşu, Domates, Bulgur, Çilek, Acı Biber yasak sonra hepsi serbest. Demir sandelyeye, taşa oturmak bunlara çıplak ayakla basmak ebediyyen yasak.

Hamilelikten dolayı oluşan veya yakın bir zamanda meydana gelmiş Hemeroidlerde perhizi de aynı zamanda yapmanız şartı ile tedaviniz bu kadardır.

Eski Hemeroidlerde fistülün içinde muhtemelen iltihap vardır. Bu yüzden vucut onu geri çekemez. Doktorunuza danışarak uygun bir antibiyotik ile bu iltihabı bertaraf etmelisiniz. Böylece patlıcan suyunu, perhizi, antibiyotiği aynı zamanda tatbik etmelisiniz.

Allah ın izni ile zahmetsiz, masrafsız, anadan doğmuş gibi bu dertten İnşallah kurtulursunuz . Tek borcunuz sadece hayır dualarınız. Siz de etrafınızdakilere duyurarak onların da kurtulmasına vesile olun.





-------------------------------------------------------------






senelerce çok çektim basurdan en ufak bir zorlanmada dışarı fırlarlardı vede acısı beni öldürürdü ne otuarbilirdim nede yatabilirdim çok kötüydü,sonra bir gün yine bir bayramdı hiç unutmuyorum bu yine azdı annemin amca kızına gitmiştik enişte çok meraklıdır böyle şifalı bitkilere otlar falan bir kitabı vardır aynı zamanda araştırmacı gazetecidir kendisi hemen kitabını aldı eline saba dedi bir reçete yazıcam 7güne kalmaz bir daha basur neymiş unutacaksın dedi tarif aynen şöyle hazır beyaz lahana halen varken mutlaka deneyin derim

beyaz lahananın yaprağını haşlıyorsun iyice yumuşayınca süzüp soğuuyorsun sonra arasına bal koyup fitil gibi yapıyorsun ve her gün bir kere fitil olarak kullanıyorsun

7 gün sonra bir daha basur neymiş unutuyorsun
walla ben 5 gün yaptım tamamen geçti diye bıraktım devam etmedim kaç sene oldu hatırlamıyorum bile ama 10 seneyi rahat geçmiştir bir dahada hiç olmadı herkese tavsiye ederim...
 

torressa

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Tem 2009
Mesajlar
923
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
musluklardaki mikroplara dikkat!!!

musluklardaki mikroplara dikkat!!!

1247.jpg
Musluklardaki mikroplara dikkatMutfak muslukları banyonuzdaki sifon ve musluktan daha çok bakteri taşıdığı ortaya konuldu.Araştırmada, mutfak lavabosunda kullanılan bezlerin yüzde 80'inin de tehlikeli bir “bakteri karışımı” içerdiği ortaya çıktı.

Yapılan incelemeler, mutfak musluklarının üçte birinin hijyen koşullarına uymayacak biçimde bakteri taşıdığını, buna karşılık tuvaletlerdeki sifon kollarının ise yüzde 15'inde aynı durumun söz konusu olduğunu kanıtladı.

Uzmanlar, yüzde 14 oranındaki mutfak musluğunun öldürücü de olabilen koli basili taşıdığını, bu oranın tuvaletlerdeki sifon kollarında ise yüzde 6 olarak tespit edildiğini belirtti.

Zatürreye yol açan bakterinin mutfak musluklarının yüzde 8'inde tespit edildiğini söyleyen uzmanlar, mutfak musluklarının beşte birinde de
bezlerin kötü kokmasına da yol açan pseudomonas adlı bakterinin bulunduğunu kaydetti.

Bütün bu mikropların sık yıkanmayan eller vasıtasıyla yayıldığına işaret eden uzmanlar, gıda zehirlenmesine yol açan campylobacter ya da salmonella gibi bakterilen ise, en çok mutfakta kullanılan bezler aracılığıyla yayıldığına dikkat çekti.

Uzmanlar, bakterilerin en kolay yuvalanıp yayıldığı diğer ev eşyaları arasında bebeklerin mama sandalyeleri, doğrama tahtaları, TV'lerin uzaktan kumanda cihazları ve telefonların bulunduğunu da bildirdi.

Uzmanlar, inceleme yapılan evlerden yüzde 75'inde sürpriz bir sonuçla karşılaştıklarını, bu evlerde tuvaletlerin kapı kollarının son derece temiz çıktığını, bu sonucun da tuvalet kapı kollarını evlerde üzerinde bakteri araştırması yapılan en temiz yer haline getirdiğini söyledi.
Hijyen Konseyi yetkilileri, sonuçları “vahim” olarak nitelerken, özellikle bütün dünyada domuz gribiyle mücadele edilen şu günlerde, ellerin yıkanması ve evlerdeki belli yüzeylerin sık sık dezenfekte edilmesinin büyük önem taşıdığını vurguladı.

Hijyen Konseyi Başkanı John Oxford da yaptığı açıklamada, “Önemli noktaları dezenfekte etmek, bugünlerde her zaman olduğundan çok daha büyük önem taşıyor” dedi.

Herkesin hijyen koşullarına dikkat ederek kendisi ve ailesi için enfeksiyon zincirini kırmasının mümkün olduğunu da belirten Oxford, ellerin sık sık yıkanması gerektiğini hatırlattı.

Dettol adlı temizlik malzemesi üreticisi tarafından desteklenen araştırma İngiltere, Avustralya, Almanya, Hindistan, Malezya, Suudi Arabistan, Güney Afrika ve ABD'deki evlerde yapıldı.
 

sevgi.003

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2009
Mesajlar
34
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
31
teşekkürler paylaşımların için gerçekten güzel faydalı bilgiler sunmaktasın
 

torressa

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Tem 2009
Mesajlar
923
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Dostunuzu düşmanınızı tanıyın

Dostunuzu düşmanınızı tanıyın

Hayatınızın yarısı çikolatalara imrenerek bakmakla mı geçti ya da her tatlı yediğiniz bir gün için üç gün pişmanlık duyduğunuz halde yine de değil bir kilo bir gram bile vermiyorsanız bu duruma bir son vermenin vakti geldi demektir.

Her pazartesi başladığınız diyetlerin bir türlü sonu gelmiyorsa ya da yılın yarısını aç gezdiğiniz halde etrafta dolaşan incecik kadınlara kıskanç gözlerle bakmaya devam ediyorsanız bu işin içinde sadece yanlışlık değil aynı zamanda diyetinizi sabote edici etkenler var demektir.

Hayatınızın yarısı çikolatalara imrenerek bakmakla mı geçti ya da her tatlı yediğiniz bir gün için üç gün pişmanlık duyduğunuz halde yine de değil bir kilo bir gram bile vermiyorsanız bu duruma bir son vermenin vakti geldi demektir. Diyetlerinizin işe yaramadığını düşünerek beslenme düzeninizi değiştirmeden önce derinlemesine bir araştırma yapmalı yanlışın nerede olduğunu öğrenmelisiniz.

Diyetinizi sabote edecek 15 neden

1. Hızlı yemek
Hızlı yemek yemek kilo almanıza neden olur bu nedenle yavaş yemelisiniz. Yiyecekleri uzun süre çiğnedikten sonra yutmak, beynin vücuda giren besinleri kaydetmesine zaman tanımak anlamına geliyor. Bu şekilde tat alma duyusu da tatmin oluyor. Böylece doyduğunuzu anlamanızla, yemeye son vermeniz arasındaki zaman kısalıyor.

2. Teknoloji
Diyetlerinizin bir işe yaramamasının en büyük etkenlerinden biri hareketsiz yaşamdır. Eskiden bir arkadaşınızla görüşmek için belki de 10 ya da 15 dakika yürürken şimdi sadece mailleşerek görüşmüş kadar oluyor ya da internet üzerinden sohbet edebiliyorsunuz. Böyle olunca da hareket yerine oturmayı seçiyorsunuz.
 

torressa

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Tem 2009
Mesajlar
923
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Stresi Nane ve Limonla Yenin

Stresi Nane ve Limonla Yenin

Hafızayı geliştirmek ve korumak için: Arı poleni
smilev.gif
üzüm çekirdeği
smilev.gif
A
smilev.gif
E
smilev.gif
C ve B vitamini
smilev.gif
balık
smilev.gif
yeşil çay ve baharatlardan biberiye
smilev.gif
zencefil
smilev.gif
dereotu
smilev.gif
fesleğen
smilev.gif
gingo biloba
smilev.gif
ada çayı ve özellikle kakule beyni canlandırır.

Uyku bozukluğu için: Özellikle B vitamini
smilev.gif
bol sebze ve meyve tüketilmeli. Yoğurt ve süt dışında hayvansal gıdalardan kaçınılmalı. Melisa ağırlıklı
smilev.gif
içinde anason ve papatya bulunan çaylar uykusuzluğa iyi gelir.

Felce karşı etkili gıdalar: Yağ
smilev.gif
şeker ve unlu gıdalardan kaçınmak
smilev.gif
balık
smilev.gif
tavuk
smilev.gif
süt ve yoğurt tüketmek
smilev.gif
bol sebze ve meyve yemek
smilev.gif
alkolden ve fast food tarzı gıdalardan uzak durmak ve kilo almamak gerekir.

Strese iyi gelen gıdalar: Özellikle B vitamininden zengin gıdalar tüketilmelidir. Badem
smilev.gif
tahıl ürünleri
smilev.gif
makarna
smilev.gif
irmik
smilev.gif
zeytinyağlı yemekler
smilev.gif
taze süt ürünleri
smilev.gif
meyve suları ve balık strese iyi gelir. Fesleğen
smilev.gif
limon
smilev.gif
nane ve gül suyu da önerilir.
 

torressa

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Tem 2009
Mesajlar
923
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Mega Tıp Amerika'da

Mega Tıp Amerika'da

Mega Tıp Amerika'da Dünya'nın en büyük fuarına katıldı. Mega Tıp Sanayi ve Ticaret Limited şirketi Genel Müdürü Yasin Yolcu: 'Fuarda ilk ve tek Türk firması olmamız bizi gururlandırdı' dedi.

3333_aacc_phot.jpg
21-23 Temmuz tarihleri arasında Dünya’nın en büyük Tıbbi Laboratuar Fuarı Şikago’da gerçekleştirildi. Bu yıl 77’incisi yapılan American Association For Clinical Chemistry(AACC)’de Clinical Lab Expo fuarına ülkemizden Mega Tıp Sanayi ve Ticaret Limited şirketi katıldı. Her geçen yıl daha da fazla katılımın gerçekleştiği fuarda geçen yıl 600’den fazla kuruluş ve bin 800 kadar stant yer aldı. Fuarda bilim alanlındaki yenilikler
smilev.gif
tıbbi tanılardaki yeni teknolojiler
smilev.gif
otomasyon
smilev.gif
bilgi sistemi
smilev.gif
biyoteknoloji alanındaki son yenilikler sergilendi. Sağlık Yayıncılık

“Fuarda İlk ve Tek Türk Mega Tıp”
Tamamı yerli ve yüksek teknoloji ürünlerini sergileyen Mega Tıp Sanayi ve Ticaret Limited şirketi Genel Müdürü Yasin Yolcu
smilev.gif
“Üretimini yapmış olduğumuz spesifik biyokimya kitleri konusunda çok büyük bir ilgi gördük bu da şevkimizi ve heyecanımızı daha da arttırdı.
Fuar üretimini yapacağımız yeni kitler için
smilev.gif
planlarımızı hızlandırdı. Amerika kıtasından ağırlıklı olmak üzere dünyanın bir çok ülkesinden distribütörlük talebi aldık. Fuarda ilk ve tek Türk firması olmamız bizi gururlandırdı. Bundan sonra yeni Türk firmaları olmasını da arzu ediyoruz. Ar-Ge’ye önem veren bir firma olarak 25 bin civarında katılımcının bulunduğu Biyokimya alanında dünyanın en büyük fuarında standımızı bin’e yakın kişinin ziyaret etmesi bizi sevindirdi” dedi.

Teşvik Ve Destek
Bu tür fuarlara katılmanın ekonomik olarak oldukça külfetli olduğunu dile getiren Yolcu
smilev.gif
“Bu nedenle üretim alanında son zamanlarda artan teşvik ve desteklerin daha da artması gerektiğini düşünmekteyiz. Fuara katılan bir çok firma ile görüştüğümüzde kendi ülkelerinden ciddi teşvikler alarak desteklendiklerini gördük. Temel amacımız yüksek teknoloji alanında beyin gücü ile sanayinin bir araya gelip katma değeri yüksek endüstriyel ürünleri pazara sunmaktır. Ülkemize ve gelecek nesillere kalıcı eserler bırakmak istiyoruz. Ürünlerimizin dünyada emsali olmayan ürünler olması
smilev.gif
yüksek kalitesi ile yerli ürünlerin iyi olmayan imajını yükselttiğimizi düşünüyoruz” şeklinde konuştu.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt