Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

-sağlık sektöründeki son gelişmeler- (2 Kullanıcı)

torressa

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Tem 2009
Mesajlar
923
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Fazla Kilo Beyin Hücrelerini Öldürüyor

Fazla Kilo Beyin Hücrelerini Öldürüyor

ABD’de Pittsburg Üniversitesi tarafından yürütülen ve internette yayımlanan araştırmada
smilev.gif
obez kadınların özellikle menopoz döneminin ardından
smilev.gif
normal vücut ağırlığında olanlara oranla daha fazla gri hücre kaybettiği belirtildi.
’’Sağlıklı Kadın Çalışması’’ adı verilen araştırmada
smilev.gif
yıllar içinde deneklerin beyinlerindeki gri ve beyaz bölgeler incelendi ve kilo almayla ’’insan zekasının sırrı’’ olarak kabul edilen gri hücreler arasında bağlantı ortaya çıkarıldı.
Araştırma ayrıca
smilev.gif
bu bağlantının doğru orantılı şekilde geliştiğini de gözler önüne seriyor. Çalışmaya göre
smilev.gif
en fazla kilo alanlar
smilev.gif
en fazla gri hücre kaybedenler oluyor.
Araştırmayı yürüten Pittsburg Üniversitesinden Dr. Isabella Soreca
smilev.gif
internette yaptığı değerlendirmede
smilev.gif
çalışmanın küçük çapta olmasına karşın
smilev.gif
gelecek çalışmalara önemli zemin oluşturduğunu belirterek
smilev.gif
başka faktörleri olabildiğince devre dışında bırakabilmek amacıyla deneklerin yüksek tansiyon
smilev.gif
diyabet gibi hastalıkları bulunmamasına özen gösterildiğini vurguladı.
Kilo almaya bağlı olarak kan basıncının ve vücuttaki glikoz hassasiyetinin değiştiğini
smilev.gif
bunun da insan beyni üzerinde etkileri olduğunun bilindiğini ifade eden Soreca
smilev.gif
üzerinde çalıştıkları gruptaki kadınların ise kilolu olmalarına karşın hiçbir sağlık problemleri bulunmadığını
smilev.gif
buna rağmen yine de gri hücre sayılarında azalma görüldüğünü belirtti.
Soreca
smilev.gif
sağlıklı da olsa kilo alan kadınların gri hücre kaybının
smilev.gif
’’diğer faktörlerden bağımsız olarak
smilev.gif
şişmanlığın kendi başına beyni etkilediği’’ gerçeğini ortaya çıkardığını kaydetti.
Öte yandan
smilev.gif
araştırma sonuçlarının
smilev.gif
yani gri hücre kaybının
smilev.gif
kişinin günlük yaşam aktivitelerinde
smilev.gif
algısında bir değişikliğe neden olup olmadığı ise bilinmiyor.
İnsan beyni
smilev.gif
gri ve beyaz hücrelerden oluşuyor. Gri maddeler beyin hücreleri
smilev.gif
beyaz madde ise hücrelerin birbiriyle iletişim kurmasını sağlayan kablolar olarak kabul ediliyor. Beyin
smilev.gif
bilimin sırlarını tam olarak çözemediği bir organ olma özelliğini korusa da insan zekası üzerinde etkili olanın beynin hacmi değil
smilev.gif
gri hücrelerin oran ve dağılımı olduğu kabul ediliyor.
 

torressa

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Tem 2009
Mesajlar
923
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Ramazanda Ayran ve Suyu Çok Tüketin!

Ramazanda Ayran ve Suyu Çok Tüketin!

drinkwater248.jpg


Elektrolit dengesini sağlamak için daha çok ayran (hazır ayranlar içinde tuz bulunması nedeniyle yüksek tansiyon hastaları tüketmemeli) ve taze sıkılmış meyve suları için...

Bu yıl Ramazan ayının yaz ayına denk gelmesi
smilev.gif
havanın sıcak olması ve sahur-iftar arasındaki sürenin oldukça uzun olması bu ayı sağlıklı bir şekilde geçirmek için yapılan önerilerin diğer yıllara göre biraz daha farklı olmasına yol açıyor.

Peki bu yıl
smilev.gif
diğer yıllardan farklı olarak ne yapmak gerekiyor?


International Hospital Beslenme ve Diyet Uzmanı Dilem İrkin
smilev.gif
yaz aylarında sıcaklardan dolayı sıvı kaybının arttığını
smilev.gif
bu durumun su ihtiyacını artırdığını
smilev.gif
sahur ve iftar arasındaki uzun sürenin de göz önünde bulundurulduğunda en çok dikkat edilmesi gereken noktaların başında sıvı alımının geldiğini söyledi.

Uzun ramazan günlerinde vücudun sıvı dengesini sağlayabilmek için ne yapmalk gerekiyor?

 Sahur ve iftar süreçlerinde mümkün olduğunca su içmeye özen göstermek
smilev.gif

 Elektrolit dengesini sağlamak için daha çok ayran (hazır ayranlar içinde tuz bulunması nedeniyle yüksek tansiyon hastaları tüketmemeli) ve taze sıkılmış meyve suları içmek
smilev.gif

 Daha çok sebze ve meyve tüketmek
smilev.gif

 Mideyi terk etme hızı yüksek olduğundan soğuk tüketimlerden kaçınmak
smilev.gif

 İftarda ağır
smilev.gif
yağlı
smilev.gif
kızartma gibi gıdalardan mümkün olduğunca uzak durmak
smilev.gif

 İftara çorbayla başlamak
smilev.gif

 İftar öğününde mutlaka sebze yemeğine yer vermek ve mümkün olduğunca iyi çiğneyerek yavaş tüketmeye özen göstermek gerekiyor.

Susuzluğa karşı karpuz yiyin

Ramazan aylarında öğün tüketim sıklığındaki azalmayla birlikte görülen kabızlık şikayetini önlemek amacıyla ise iftardan bir-iki saat sonra yaz ayında olmanın avantajını da kullanarak meyve tüketimine özen gösterilmelidir. Özellikle yaz meyvesi olan karpuz bol su içeriği ile iyi bir seçimdir. Sıcaklar da göz önünde bulundurarak ağır egzersizlerden kaçınmak gerekir. İftardan iki saat sonra hafif yürüyüşlerle destekleyerek daha rahat bir sindirim ve daha rahat bir uyku uyumayı sağlanabilir. Özellikle yüksek tansiyon
smilev.gif
diyabet
smilev.gif
böbrek hastaları gibi ve düzenli ilaç kullanması gereken kişiler oruç tutmaktan kaçınmalıdır.

Sahura kalkmadan oruç tutmaya çalışmamalı
smilev.gif
mutlaka kahvaltı niteliğinde meyve
smilev.gif
sebze
smilev.gif
yeşillik ve bol suyla desteklenmiş bir sahur öğünü yapılmalıdır. Sahur yapmadan oruç tutmak iftar ve sahur arasındaki açlık ve susuzluk göz önünde bulundurulursa ciddi kan şekeri düşüklükleri
smilev.gif
tansiyon düşmelerine bağlı baş ağrısı
smilev.gif
uyku hali
smilev.gif
baş dönmesi
smilev.gif
tahammülsüzlük gibi sıkıntılara neden olabilmektedir.

• Mutlaka sahura kalkılmalı
• Bol sıvı alımına dikkat edilmeli
• Sebze ve meyve tüketimine öncelik verilmeli
smilev.gif

• Et grubunda tercih sırasında tavuk hindi balık dana eti olacak şekilde yapılmalı
smilev.gif

• Yemekler iyi çiğneyip yavaş tüketmeli
smilev.gif

• Ağır
smilev.gif
kızartma yağlı hamur işleri şeklindeki besinlerden uzak durmalıdır
 

torressa

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Tem 2009
Mesajlar
923
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Hangi Besinde Ne Kadar Kalori Var?

Hangi Besinde Ne Kadar Kalori Var?

MEYVELER
%5b1%5d232009142817_11515.jpg

elma 1 adet 60
kayısı 1 adet 8
muz 1 adet 100
kiraz 100 gr 40
hurma 1 adet 15
incir 100 gr 41
incir (kuru) 100 gr 59
greyfurt 1 adet 60
portakal 1 adet 50
kivi 1 adet 34
mandalina 1 adet 50
karpuz 100 gr 19
kavun 100 gr 18
şeftali 1 adet 60
armut 1 adet 70
erik 1 adet 8
üzüm 100 gr 57
çilek 100 gr 26



TAHILLAR
%5b4%5d232009142817_11515.jpg

1 dilim beyaz ekmek 28 gr 90
1 dilim kepekli ekmek 28 gr 60
1 dilim kızarmış ekmek 15 gr 35
1 adet kruasan 200 gr 200
bisküvi 100 gr 470
mercimek (kuru) 100 gr 314
arpa (kuru) 100 gr 367
bulgur (kuru) 100 gr 371
kuskus (kuru) 100 gr 367
mısır (kuru) 100 gr 342
buğday (kuru) 100 gr 364
susam 100 gr 589
makarna (kuru) 100 gr 339
makarna (haşlanmış) 100 gr 85
pirinç (kuru) 100 gr 357
pirinç (haşlanmış) 100 gr 125



SÜT ÜRÜNLERİ VE YUMURTA
%5b1%5d23200914290_11515.jpg

yoğurt (yağlı) 100 gr 95
süt (yağlı) 100 gr 68
yoğurt (yağlı
smilev.gif
meyveli) 100 gr 125
beyaz peynir (yağlı) 100 gr 275
kaşar peyniri (yağlı) 100 gr 413
parmesan peyniri (yağlı) 100 gr 440
yumurta 1 adet 80
yumurta akı 1 adet 15
yumurta sarısı 1 adet 65




YAĞLAR
%5b2%5d232009142842_11515.jpg

tereyağı 28 gr 206
margarin 28 gr 204
sıvı yağ 28 gr 130



ETLER
%5b4%5d232009142842_11515.jpg

biftek (ızgara) 100 gr 278
tavuk (ızgara) 100 gr 132
tavuk göğsü (haşlanmış) 100 gr 150
kuzu (yağlı
smilev.gif
ızgara) 100 gr 282
kuzu ciğeri (yağda) 100 gr 232
salam 100 gr 446
sosis 100 gr 295



DENİZ ÜRÜNLERİ
%5b1%5d232009142842_11515.jpg

midye 1 adet 9
istiridye 1 adet 6
karides 1 adet 144
somon füme 100 gr 171
ton balığı 100 gr 121



SEBZELER
%5b3%5d232009142817_11515.jpg

domates 1 adet 14
enginar 1 adet 10
patlıcan 1 adet 28
taze fasulye 100 gr 90
brokoli 100 gr 35
brüksel lahanası 100 gr 35
kabak 100 gr 25
havuç 100 gr 35
karnabahar 100 gr 32
kereviz 100 gr 18
salatalık 1 adet 11
marul 100 gr 15
mantar 100 gr 14
soğan 100 gr 35
bezelye 100 gr 89
taze yeşil biber 120 gr 15
patates (haşlama) 100 gr 100
ıspanak 100 gr 26
lahana 100 gr 20



KURUYEMİŞLER
%5b5%5d232009142842_11515.jpg

badem 100 gr 600
hindistancevizi 100 gr 603
fındık 100 gr 650
fıstık 100 gr 560
çam fıstığı 100 gr 600
ceviz 100 gr 549
patlamış mısır 100 gr 478
kabak çekirdeği 100 gr 571
 

torressa

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Tem 2009
Mesajlar
923
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Günlük Ne Kadar Kalori Alınmalı?

Günlük Ne Kadar Kalori Alınmalı?

%5b1%5d232009142817_11515.jpg

Yemek yeme
smilev.gif
uyuma
smilev.gif
temizlenme ve benzeri faaliyetler sırasında vücudumuz devamlı kalori yakar.

Günlük kalori ihtiyacı

Metabolizma
smilev.gif
vücudun temel fonksiyonlarını devam ettirebilmek için bir günde ihtiyacı olan minimum enerji miktarıdır. Dinlenme anında vücudun kalori harcama hızına bakılarak ölçülür ve kişiden kişiye değişiklik gösterir. Yemek yeme
smilev.gif
uyuma
smilev.gif
temizlenme ve benzeri faaliyetler sırasında vücudumuz devamlı kalori yakar.

Metabolizma hızınızı biliyor musunuz?

Metabolizma hızının kilo alıp vermede önemli etkisi var. Bazal metabolizma hızınız ne kadar düşükse
smilev.gif
kilolu olma ihtimaliniz de o kadar yüksektir. Eğer hızlıysa şanslısınızdır
smilev.gif
vücudunuz enerji sağlamak için daha hızlı kalori yakıyor demektir.

Eğer yavaşsa çok fazla kalori almamalısınız
smilev.gif
ihtiyacınızdan fazlası yağ olarak depolanacaktır. Kiloluysanız ilk işiniz metabolizmanızı hızlandırmak olmalı. Bunu yapmak için de kas dokusunu artırmanız gerekli. Kas dokunuz ne kadar fazlaysa metabolizmanız da o kadar hızlanır
smilev.gif
ince kalma şansınız artar.

Düzenli egzersiz ile hızlandırabilirsiniz

Bu nedenle düzenli egzersizle metabolizmayı hızlandırmak ve vücut fonksiyonlarının daha mükemmel olmasını sağlamak sağlıklı yaşam için bir koşuldur.

Yavaş metabolizmalı kişiler daha kolay kilo alır. Metabolizmayı hızlandırmak için düzenli olarak egzersiz yapmak ve kas dokusunu artırmak şart.

Kilo vermek için temel şart
smilev.gif
harcanan kalori miktarının alınan kalori miktarından fazla olmasıdır.
 

torressa

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Tem 2009
Mesajlar
923
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Sporu Sabah Değil Akşam Yapın!

Sporu Sabah Değil Akşam Yapın!

Saat 01.00 vücut kendini uykuya programlar. Dikkat azaldığından bu saatte çalışanların hata yapma olasılığı
smilev.gif
dolayıyla iş ve trafik kazası riski artar.

Prof. Dr. İrfan Küfrevioğlu: Saat 07.00 kan basıncının en keskin yükselmeye geçtiği andır. Vücut hala zayıf safhadadır. Bu nedenle spor yapmaktan kaçınılmalıdır.

Erzurum'daki Atatürk Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Bölümü'nden bir grup bilim adamının yaptığı araştırmayla
smilev.gif
bazı biyolojik saat genlerinin çalışma mekanizmaları belirlendi. Araştırmayı yapan ekibin başkanı Fen Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İrfan Küfrevioğlu
smilev.gif
doğru bilinen bir çok davranış yanlışlığının gen şifrelerinin çözülmesiyle anlaşılacağını söyledi.

Türkiye
smilev.gif
Almanya
smilev.gif
İtalya
smilev.gif
Fransa ve İspanya'dan bilim adamlarının 2001 yılında başlattığı çalışmayla
smilev.gif
insan yaşamına yön veren genlerin şifrelerinin çözülmesine çalışıldı. TÜBİTAK
smilev.gif
DPT ve Atatürk Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Birimi tarafından desteklenen
smilev.gif
Fen Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İrfan Küfrevioğlu
smilev.gif
10 bilim adamı ile Almanya’nın Göttingen Max Planck Enstitüsü öğretim üyelerinden Prof. Dr. Gregor Eichele'in yürüttüğü projelerle
smilev.gif
750 genin fare embriyosu üzerindeki ekspresyon haritaları çıkarıldı. Beş ülkenin 20 bin fare üzerinde ortaklaşa yürüttüğü çalışmanın sonuçları ‘Welcome at GenePaint.org' web sayfasında bilimin hizmetine sunuldu. Bu çalışmalar birçok biyokimyasal- fizyolojik olayların ve genetik hastalıkların nedenlerinin anlaşılmasına ışık tutarken yeni tedavi yöntemlerinin geliştirilmesine de katkıda bulunacak.

Küfrevioğlu ve ekibi ile Eichele
smilev.gif
fareler üzerindeki gen çalışması sonrası biyolojik saat genleri üzerine çalışmalarını yoğunlaştırdı. Proje için 2006 yılında Almanya'ya giden Fen Fakültesi Kimya Bölümü'nden Dr. Harun Budak
smilev.gif
Hannover ve Göttingen Max Planck Enstitüsü'nde “Biyolojik saatin gen seviyesinde düzenlemesi” konusunda deneysel çalışmalar yaptı. İnsan ve diğer bütün canlıların metabolik
smilev.gif
fizyolojik ve davranışsal olarak saniye
smilev.gif
dakika
smilev.gif
saatler ve günler mertebesinde ritimlere sahip olduğunu belirten Fen Fakültesi Dekanı Küfrevioğlu
smilev.gif
bu ritimlerin varlığının daha önceden bilinmesine karşın
smilev.gif
yapılan çalışmayla bu ritimlerin genetik olarak düzenlendiğinin anlaşıldığını belirtti. Sirkadien (24 saatlik) genlerinden ilk olarak 1994’de ’CLOCK’ geninin keşfedildiğini ve bugüne kadar 11 tanesinin tanımlandığını ifade eden Küfrevioğlu
smilev.gif
bu genlerin uyku
smilev.gif
tansiyon
smilev.gif
vücut sıcaklığı ve uyanma gibi yaşam ritimlerini düzenlediğini kaydetti.

Fen Fakültesi bünyesinde ‘Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü'nü kurduğunu vurgulayan Küfrevioğlu
smilev.gif
“Gerek kendi grubum ve gerekse biyoloji bölümündeki ilgili elemanlarla bu bölümü güçlendirip
smilev.gif
gen çalışmalarının yoğun yapıldığı bir merkez haline getirmeyi planlıyorum. Bu sayede gerek ülke gerekse dünya bilimine ve insan sağlığına yönelik çalışmalara büyük katkılar yapacağımızı ümit ediyorum” diye konuştu.

İşte 24 saatlik zaman dilimi

İnsanda 24 saat içerisinde faaliyet gösteren önemli sirkadien olaylarından örnekler veren Küfrevioğlu
smilev.gif
şunları söyledi:

“Saat 01.00 vücut kendini uykuya programlar. Dikkat azaldığından bu saatte çalışanların hata yapma olasılığı
smilev.gif
dolayıyla iş ve trafik kazası riski artar. Saat 02.00 en derin uyku halidir. Saat 07.00 kan basıncının en keskin yükselmeye geçtiği andır. Vücut hala zayıf safhadadır. Bu nedenle spor yapmaktan kaçınılmalıdır. Spor yapılırsa kalp ve dolaşıma gereksiz yere yüklenilmiş olur. Sindirim organları bu saatte iyi çalışır
smilev.gif
güzel bir kahvaltı için iyi bir zamandır. Saat 08.00 nikotinin sağlığa en fazla zarar verdiği saattir. Kahvaltıdan sonra içilen sigara
smilev.gif
damarları her zamankinden daha da fazla daraltır. Saat 07.30 bağırsak hareketliği hızlanır. Saat 10.00 vücut en yüksek ısısına ulaştığı için verimlilik en üst düzeydedir. Bellek dinamiktir. Ancak 10.00- 12.00 arası kalp krizi riskine sık rastlanır. Saat 17.00 tansiyon ve dolaşım çok iyi durumda olduğu için spor için en iyi saattir. Saat 18.00 akşam yemeği için iyi bir saattir. Pankreas özellikle aktiftir. Saat 21.00 uykuyu tetikleyen melatonin salgılanmasının başlanma anıdır. Sindirim organlarının günlük görevi sona erdiğinden
smilev.gif
bu vakitte yenilen her şey midede sabaha kadar hazmedilmeden kalır. Saat 22.30 bağırsak hareketliliği baskılanır.”
 

torressa

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Tem 2009
Mesajlar
923
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
"İyotlu Tuz Tüketin" çağrısı!!!...

"İyotlu Tuz Tüketin" çağrısı!!!...

Sağlık Bakanı Recep Akdağ
smilev.gif
Türkiye'de önlenebilir zeka geriliğinin en temel nedeni olan 'iyot yetersizliği' ile mücadelede halkın iyotlu tuz kullanımının önemli rol oynadığını belirtti.


Sağlık Bakanlığı'nın 'İyot Yetersizliği Hastalıklarının Önlenmesi ve İyotlu Tuz Kullanımı' programı başarıyla sürüyor. Programla
smilev.gif
iyot yetersizliğinin yol açtığı zeka geriliği ve özellikle okul çağı çocuklarında görülen
smilev.gif
öğrenme yeteneğinde azalma
smilev.gif
algılama güçlüğü gibi sorunların ortadan kaldırılması hedefleniyor.


Sağlık Bakanı Akdağ
smilev.gif
yaptığı açıklamada
smilev.gif
Türkiye'de önlenebilir zeka geriliğinin en temel nedeni olan iyot yetersizliğiyle mücadelede
smilev.gif
halkın iyotlu tuz kullanımının önemli bir rol oynadığını belirterek
smilev.gif
"İyot yetersizliğinin yol açtığı hastalıklar
smilev.gif
çocuklarımızın bedensel ve zihinsel gelişimini olumsuz yönde etkileyen önemli bir halk sağlığı sorunudur. Sadece iyotlu tuz kullanarak önlenebilecek bu sorunla mücadelede basın-yayın kuruluşlarımız başta olmak üzere konuyla ilgili tüm sektörlere önemli
görevler düşüyor" dedi.


Okul döneminde
smilev.gif
hızlı büyüme ve gelişmenin yanı sıra yoğun öğrenme süreci içinde olan çocukların
smilev.gif
yetersiz iyot alımının önemli sağlık sorunlarına yol açtığını işaret eden Akdağ
smilev.gif
"İyot yetersizliği; özellikle okul çağı çocuklarımızın öğrenme yeteneğinde azalma
smilev.gif
algılama güçlüğü ve bunun sonucunda da okul başarısında önemli azalmaya neden olmaktadır" dedi.


Akdağ
smilev.gif
iyot yetersizliğinin gerek çocuklarda gerekse yetişkinlerde guatr hastalığı olarak kendini gösterdiğini ifade ederek
smilev.gif
şunları kaydetti:
"Ülkemizde
smilev.gif
önceki yıllarda yapılan araştırma sonuçlarına göre; guatr görülme sıklığı oranı
smilev.gif
erişkin ve çocuklarda yüzde 30.3
smilev.gif
okul çağı çocuklarında ise yüzde 31.8'dir. Ülkemizde her 3 kişiden 1'inin guatr hastası olması
smilev.gif
iyot eksikliğinin ulaştığı boyutları ve iyotlu tuz kullanımının önemini gösteriyor. Bu nedenle
smilev.gif
halkımız
smilev.gif
evlerine aldıkları tuzun iyotlu olmasına
smilev.gif
tuzun iyot içeriğinin korunması için
smilev.gif
serin ve kuru yerde saklanmasına özen göstermelidir."


Türkiye'de
smilev.gif
daha zeki
smilev.gif
çalışkan
smilev.gif
başarılı
smilev.gif
üretken bir neslin yetişmesinde
smilev.gif
iyot eksikliğiyle mücadele programının çok önemli bir yer tuttuğuna dikkat çeken Bakan Akdağ
smilev.gif
"Vatandaşlarımız
smilev.gif
mutlaka iyotlu tuz tüketmelidir"
dedi.
 

sevgi.003

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2009
Mesajlar
34
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
31
paylaşımlar için teşekürler bir kaç yanlışımı farkettim sağol
 

torressa

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Tem 2009
Mesajlar
923
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Ramazan'da Beslenmeye Dikkat

Ramazan'da Beslenmeye Dikkat

“Oruç sayesinde karaciğer, mide ve sindirim sisteminin dinlendiği, vücudun toksinlerden arınmaktadır. Vücut için sağlık demek olan orucu tam tersi hale getiriyoruz, sağlıklı ve rahat ramazan geçirmek için bazı kurallara dikkat etmeliyiz. Mutlaka sahura kalkmalı ve kahvaltı şeklinde tüketim yapılmalı, gece yiyip yatıldığında bilin ki vücut o anda ihtiyaç olmayan enerjiyi yağ olarak muhafaza edecektir. Ayrıca ertesi gün 12 değil 18 sat aç kaldığınız için kan şekeriniz daha da düşük seyredecektir. Sebzelerden de iftar için çok güzel ana yemekler yapılabileceğini unutmayın. İftarla sahur arasında en iyi ara öğün tercihi meyvedir. Oruç zeytin, hurma ve su gibi hafif besinlerle açılmalı ve ılık bir çorba ile öğüne başlanmalı. Yemekler yavaş yenilmeli, mümkünse öğün iftar ile yatma saati arasında bölünmeli iftarda sofradaki yiyecekler hiçbir yere kaçmıyor. Acele etmeyin. İlk dakikalarda kan şekeriniz düşük olduğu için yemeğe saldırmak isteyebilirsiniz ama ufak bir açılıştan 15 dakika sonra daha mantıklı seçimler yapabileceğinizi unutmayın. Kepek ekmeği, sebze, meyve ve salata gibi posalı besinlerin tüketimine ağırlık verilmeli kızartmalardan uzak durulmalı, iftardan sonra mutlaka hafif egzersiz veya yürüyüş yapılmalı. Sütlü tatlılar tercih edilmeli ve bol bol su içilmelidir. Her hangi bir hastalıktan dolayı diyetteyseniz görüşüp Ramazan için düzenleme yapınız.
İftarda ilk önce bir kase çorba içilmeli, yaklaşık 10 dakika sonra yemeğe devam edilmelidir. Yemekler hazırlanırken kızartılmamalı ve kavrulmamalıdır. İftarda mutlaka bir sebze yemeği ve salata olmalı, tatlı olarak süt tatlıları tercih edilmelidir. Kansızlığı önlemek için çay, yemekten en az 45 dakika sonra içilmelidir.
İftarda hafif bir doygunluk hissedildiği zaman yemek yenilmemeli ve sofradan kalkılmalıdır. Yemekten sonra çok ağır ikramlar hazırlanmamalı ve sadece bir meyve tabağı sunulmalıdır. Yemeklerle birlikte kola, gazoz gibi gazlı içecekler tüketilmemelidir. Sahurda hafif yağsız ve tuzsuz besinler tercih edilmelidir. Peynir ve haşlanmış yumurta, uzun süre doygunluk sağladığı için tercih edilmelidir. Sahurda yemek yenildikten hemen sonra yatmamalı, en az yarım saat beklenilmelidir. Özellikle yüksek kolesterol sorunu olan hastalar, doymuş yağ içeren besinleri tüketmemelidir"


http://www.eklebunu.com/ekle.php
Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Uygulama ve Araştırma Hastanesi Diyetisyeni Gülhan Arslan, Ramazan ayı boyunca beslenmeye dikkat edilmesi gerektiğini belirterek, dengesiz beslenenlerde halsizlik, depresyon gibi birçok sağlık probleminin görüldüğü uyarısını yaptı.
Ramazanda sağlık açısından, yiyip içerken dikkat edilmesi gereken hususlar hakkında İHA'ya açıklamalarda bulunan Gülhan Arslan, "Ramazan ayında, dengesiz beslenen kişilerde halsizlik, depresyon, mide ağrısı, hazımsızlık, tansiyon düşmesi gibi birçok sağlık problemi görülebiliyor. Sahura kalkmamak veya sahurda fazla miktarda yağlı besinler almak, iftarda ise, çok miktarda ve çok çeşitli yemekler, kan şekerini hızla yükselten gıdaları almak, hızlı yemek yemek ve yeteri kadar su içmemek yanlıştır. İftar ve

sahurda ağır ve yağlı gıdalar yerine hafif, posalı ve sebze ağırlıklı besinler tercih edilmeli." dedi.
İFTARDA ÇOK YEMEK TEHLİKELİ
Ramazan ayı boyunca beslenme konusunda oruç tutacaklara tavsiyelerde bulunan Arslan, besin yönünden dengeli bir iftar sofrası hazırlamaya dikkat edilmesinin önemine işaret etti. İftarda, ilk önce hafif, az yağlı gıdalar yenmesi gerektiğine değinen Arslan, "Çok yemek, boş olan mideye yüklenilmesine sebep olur. Bu durumda sindirim zorlaşır, midede ağırlık, ekşime, yanma, bulantı, bağırsaklarda kabızlık, şişkinlik gibi sağlık problemleri yaşanır. Bunun için ilk oruç açıldığında hurma, peynir, domates,
zeytin, kepek ekmeği gibi kahvaltılıklar veya çorba, etli sebze yemeği gibi hafif yemeklerle iftara başlanmalı, sindirime zaman tanıyarak 15-20 dakika sonra az yağlı ızgara, et yemeği, kuru baklagiller, sebze yemeği, salata, ayran, cacık gibi yemeklerle devam edilmeli" diye konuştu.
YEMEKLERİ YAVAŞ YEYİN
Kan şekerini hızla yükselten beyaz ekmek, pirinç pilavı gibi glisemik indeksi yüksek olan gıdalar yerine bulgur pilavı, kepekli ekmek veya kepekli makarna gibi posalı, glisemik indeksi düşük besinlerin tercih edilmesi gerektiğini de ifade eden Arslan, "Yemekler yavaş yavaş, iyi çiğnenerek yenmeli. İftarda kızartma ve yağlı gıdalar yerine ızgara, haşlama, buğulama gibi usullerle pişirilmiş hafif yemekler tercih edilmeli. Tatlı yerine hamurlu, ağır tatlılar yerine sütlü tatlılar tercih edilmeli. İftar ile
sahur arasında 2-2,5 litre su veya sulu içecekler içilmeli. Ara öğün yenecekse, meyve yemeli. Çay ve kahve, demirin emilimini azalttığı için, yemekten 1-2 saat sonra içilmeli. İftarda henüz karın doymadan sigara içilmemeli. En az 20 dakika sonra içilmeli. Vücutta hücreler gıda beklerken birden nikotin başta olmak üzere zehir yoğunluğu ile karşı karşıya kalır. Bu durumda kan pıhtılaşır ve kalp krizi riski artar. Oksijen taşıması gereken hücreler, bir anda zehir taşımaya başladığından, beyin hücreleri başta
olmak üzere çok sayıda hücre ölür. Vücutta ciddi anlamda zarar meydana gelir" şeklinde konuştu.
MUTLAKA SAHURA KALKIN
Arslan, akşamki yemekle yetinilmemesi ve mutlaka sahura kalkılmasının da önemini vurguladı. Az da olsa sahurda yemek yenmesi ve hafif besinler tercih edilmesi gerektiğini vurgulayan Arslan, şöyle devam etti:
"Çok uzun açlıklarda kan şekeri ve tansiyon düşer, boş midede asit salgısı artar. Ertesi gün ise, aç kalma süresinin uzamasıyla metabolik hız düşer, halsizlik, baş ağrısı görülür. Bunun için geceyi ve ertesi günü aç geçirmemek için mutlaka sahura kalkılmalı. Sahurda yenilen besinlerin miktarı ve çeşidi çok önemlidir. Sahurda yağlı ve ağır besinler metabolizma hızı yavaş olduğundan vücuda alınan besinlerin yağa dönüşümü daha fazla olur. Ayrıca bu tür yağlı ve ağır besinler yenip ardından yatıldığında
ciddi mide rahatsızlıkları görülebilir. Sahurda bunların yerine daha hafif, yağ oranı düşük, günlük alınması gereken protein ihtiyacının karşılanması bakımından protein içeriği yüksek, kan şekerini hızla yükseltmeyen karmaşık şekerlerden oluşan bir öğün tercih edilmeli. Süt, peynir, zeytin, kepekli ekmek, çorba, domates, salatalık, biber, reçel gibi kahvaltılık besinler veya süt, yulaf gevreği, meyve gibi besinlerden oluşan hafif bir öğün en uygunudur. Günlük su ihtiyacı 2-2,5 litredir ve bütün gün su içilemeyeceğinden dolayı sahurda bol sıvı alınmalı."
 

torressa

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Tem 2009
Mesajlar
923
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Ramazanda Kimler Oruç Tutmamalıdır?

Ramazanda Kimler Oruç Tutmamalıdır?

Ramazan ayının bu yıl Ağustos ayına denk gelmesi nedeniyle oruç tutacak kişilerin, beslenmelerinde sıvı gıdalar ve su tüketimine ağırlık vermeleri gerektiği bildirildi

Bursa Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi İç Hastalıkları Klinik Şefi Doç. Dr. Sedat Demir, orucun usule uygun tutulursa sağlığa yararlı olduğunu söyledi.

Orucun ancak sağlıklı insanların yerine getirebileceği bir ibadet olduğuna dikkati çeken Demir, herhangi bir sağlık sorunu olanlar, yaşlı ve hamilelerin oruç tutma kararını vermeden önce doktorlarına danışması gerektiğini, özellikle bu yıl buna daha da dikkat edilmesinin çok önemli olduğunu vurguladı.

Bu yıl Ramazan ayının ağustos ayına denk geleceğini, günlerin oldukça uzun ve sıcak olmasının, gerek kan şekeri düşüklüğü gerekse ciddi sıvı kayıplarına neden olacağını belirten Demir, şunları kaydetti:
“Bu açıdan bakıldığında özellikle şeker hastaları, kalp ve tansiyon hastaları ve böbrek hastalığı olan kişilerin çok daha dikkatli olmaları gerekiyor. Bu durum göz önüne alındığında çok istisnai durumlar dışında şeker hastalarının oruç tutmamaları önemlidir. Özellikle gün boyunca oluşacak şeker düşüklüğü ciddi hayati sonuçlar doğurabilecektir. Gün içinde aşırı şeker düşüklüğü ve iftarın hemen ardından ortaya çıkacak ani şeker yüksekliği hastaları için son derece risklidir. Bu ölümle neden olabilecek sonuçlar doğurabilir. Sıvı kaybı diğer gruplarda da önemli olmakla birlikte, özellikle böbrek hastalarında çok daha önem kazanmakta, böbrek yetmezliği olan kişilerde ani böbrek fonksiyon kaybı ile birlikte ciddi böbrek yetmezlikleri ortaya çıkabilmektedir. Özellikle kalp damar, böbrek ve şeker hastaları yüksek risk altındadır ve doktorlarına danışmadan orucu düşünmemelidirler.”

Demir, ayrıca mide ve barsak hastalıkları olanların da oruç tutmamaları gerektiğini belirtti.

MUTLAKA SAHURA KALKIN
Doç. Dr. Demir, sıcak yaz günlerine denk gelen Ramazan ayında sağlıklı insanların da beslenmelerine ayrıca önem göstermelerinin önemine dikkati çekerek, sahurda “tok tutar” düşüncesiyle fazla yemek tüketilmemesi gerektiğini söyledi.

Demir, Ramazan ayında beslenmeyle ilgili önerilerini ise şöyle sıraladı:
“Mümkün olduğunca hafif ve sıvı ağırlıklı beslenin. Ağır, yağlı börekler yerine daha hafif olan makarna ve komposto tüketin. Yağlı protein içeriği yüksek gıdalar yerine, kahvaltıyı tercih edin. Süt, peynir, kepekli ekmek, çorba, domates, salatalık özellikle tercih edilebilir. Uykuyu bölmek zor gelse de mutlaka sahura kalkın. İftar yemeklerini hızlı yemeyin, yemeğin süresini mümkün olduğu kadar uzatın, gıdaları mutlaka iyi çiğneyin, hafif bir çorba ile ya da bir salata ile başlayıp bir süre ara verin ve yemeye devam edin. Lifli gıdaları özellikle tercih edin.”

SAHURDA AŞIRI ÇAY TÜKETMEYİN
İftardan hemen sonra kahve içilmemesi ve aşırı çaya tüketiminde kaçınılmasını öneren Demir, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Yemekten en az yarım saat sonra çay için ve sahurda da aşırı çay tüketmeyin. Bolca meyve ve sebze tüketin, mevsim itibariyle kavun, karpuz, üzüm iyi seçenekler olabilir. Karbonhidrat, protein ve yağ gibi her besin gurubundan ölçülü miktarlarda tüketmeye dikkat edin. Sıvı gıdalara ve su tüketimine ağırlık verin. Burada dikkat edilmesi gereken iftarda bir bardak ılık su ile başlamak ve daha sonra yemek sırasında aşırı su içmeyip bunu geceye yaymaktır. Sahurda, susama hissini azaltacağı düşüncesiyle aşırı su içmek de doğru değildir. İftar ve sahur arasını sürekli yiyerek geçirmek doğru olmamakla birlikte özellikle sıvı alımına dikkat edin. Yaklaşık 2- 2,5 litre suyu mutlaka tüketin.”

TİRYAKİLER İÇİN RAMAZAN FIRSAT
Demir, sigara tiryakileri için Ramazan ayının sigarayı bırakmak için iyi bir fırsat olduğuna da değinerek, “Çok yapılan bir yanlış da iftara hemen sigara ile başlamaktır ki, bu ciddi kalp krizi ve felçleri tetikleyebilir. İftarda içilen sigara adeta bir balyoz etkisi yaparak tüm dengeyi alt üst edebilir” dedi.

Oruçluyken ağır sporlar ve ağır bedensel aktivitelerden uzak durulmasının önemine de dikkati çeken Demir, iftardan sonra yine ağır sporlar yerine düz yürüyüşlerin tercih edilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.

Oruç tutması zararlı olabilecek hastalıklar;
* Parkinson hastaları,
* Alzheimer hastaları,
* Sara hastaları,
* Psikiyatrik bozukluğu olanlar,
* Kanser hastaları,
* Daha önce mide ülseri ve kanaması geçirmiş olan kişiler,
* Reflü şikayetleri olanlar,
* Şeker hastaları,
* Kronik böbrek yetmezliği olanlar,
* Kalp ve tansiyon hastaları,
* Yaşlı ve vücutça düşkün kişiler,
* Mide ve bağırsak hastaları,
* Düzenli ilaç kullananlar,
* Ameliyatlı veya ameliyatın dinlenme döneminde olan kişiler,
* Hamile veya çocuk emziren kadınlar,
* Grip, zatürree, yüksek ateşli ya da ishal olanlar,
* Mevsime veya vücut direncine göre ani başlayan rahatsızlığı olanlar; hiç olmazsa hastalık günlerinde oruç tutmamalılar.
 

torressa

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Tem 2009
Mesajlar
923
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Ömürü uzatan 7 besin

Ömürü uzatan 7 besin

Amerikan Kanser Araştırmaları Enstitüsü (AICR) vücudu kanser kalp krizi Alzheimer ve diyabet gibi ciddi rahatsızlıklara karşı koruyan besinlerin listesini açıkladı.




BADEM


Her gün bir çay fincanın yarısını dolduracak miktarda yani 30 gram badem yemeyi ihmal etmeyin. Omega-3 asitli yağları açısından oldukça zengin bir besin olan badem kandaki kötü kolesterol (LDL) oranını yüzde 4.4 oranında düşürüyor. Badem böylece damar tıkanıklıklarını önleyerek dolaşım sisteminin düzenli olarak çalışmasını sağlıyor; kalbi koruyor.

KAHVE


Günde iki fincan kahve özellikle orta yaşlardan sonra görülen Parkinson ve Tip-2 diyabete karşı vücudu koruyor. Kahvede bulunan kafein maddesi diyabete yakalanma riskini yüzde 35 azaltıyor. Ayrıca ağrı kesici özelliği de bulunuyor. Ancak kahveyi mutlaka kalsiyum deposu olan sütle için. Böylece kafeinin kemikleri zayıflatmasını engellemiş olursunuz.


TARÇIN


Her yemekten sonra içinde bir miktar tarçın bulunan bir tatlı yemeyi unutmayın. Tatlı yemek istemiyorsanız küçük bir çay kaşığı dolusu tarçını doğrudan suya ekleyerek içebilirsiniz. Tarçın kan şekerini düzenliyor ayrıca sinir sistemini rahatlatıyor. Öte yandan köri baharatının içinde bulunan Tumerik adlı maddenin eklem iltihabını ve romatizmayı önlediğini unutmayın.


PATATES


Antioksidanlar yönünden çok zengin. Amerikan Tarım Dairesi'ne göre en yararlı 100 besinler arasında 17. sırada yer alıyor. Akciğer kanseri diyabet ve kalp krizine karşı koruyor. Ancak patatesi kızartmak yerine yağsız bir şekilde haşladıktan veya fırında pişirdikten sonra yemeyi tercih edin.


SEBZE ÇORBASI


Doyurucu ancak kalorisiz bir yiyecek olduğu için özellikle kilo vermek isteyenlerin bir numaralı tercihi. Ayrıca özellikle sebze çorbası sodyum bakımından zengin. Bir kase sebze çorbasında 500 miligram sodyum bulunuyor. Sodyum sinir sistemi ve kasların düzenli olarak çalışmasını sağlıyor. Ayrıca vücuttaki sıvı miktarının dengesini düzenliyor. Ancak günde 1500 miligramdan fazla sodyum tansiyon ve kalp rahatsızlıkları konusunda tam bir ters etki yaratıyor.


ZEYTİNYAĞI


Zeytinyağı kanser riskini azaltıyor. Günde 25 ml. zeytinyağı alanların idrarlarında hücrelere zarar veren ";8oxodG"; adlı maddenin seviyesinin azaldığını ortaya çıkardı. Zeytinyağı kanserin yanı sıra iyi kolesterol (HDL) oranın artmasını sağla***** kalbi koruyor 1 çorba kaşığı zeytin yağında 120 kalori bulunuyor. Bu nedenle günde 6 çorba kaşığını geçmeyin.


ÇAY

Siyah veya yeşil olsun çayın her türü kanser riskinin azaltılmasında etkili bir rol oynuyor. Çay kadınlarda rahim kanserine yakalanma riskini yüzde 50 azaltıyor. Göğüs kanseri içinse bu oran yüzde 60'a kadar çıkıyor. Çay ayrıca Alzheimer ve kalp krizine karşı vücudu koruyor.
 

torressa

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Tem 2009
Mesajlar
923
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Ağız kokusu hakkında bilinmeyenler

Ağız kokusu hakkında bilinmeyenler

  • Sigara zararlıdır terk edilmelidir. Fakat sigara ağız kokusu yapmaz, sigara kokusu yapar.
  • Piyasadaki neredeyse bütün sakızlar ağız kokusu yapar.
  • Çinkolu sakızlar ağız kokusunu azaltır. Piyasamızda sadece 2 (iki) tane çinkolu sakız vardır.
  • İyileştirsin diye kullanılan sayısız gargaranın yapısında alkol bulunur. Bu gargaralar ağız kokusu yaparlar. Eczanelerimizde 1 (bir) tane alkolsüz gargara vardır.
  • Diş macunları bazik doğası sebebi ile ağız kokusuna etkisizdir. Çinkolu diş macunları ağız kokusunu azaltır. Piyasamızda 1 (bir) tane çinkolu diş macunu vardır.
  • Bitkisel ilaç kullanmanın ağız kokusuna bir mahzuru yoktur.
 

torressa

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Tem 2009
Mesajlar
923
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Hastalık hastaları neler yaşar?

Hastalık hastaları neler yaşar?

Hastalık hastaları o kadar kaygılıdır ki en ufak bir baş dönmesini kalp hastalığı olarak algılar sürekli elleri nabızlarında ve tahlillerle hastane hastane dolaşırlar.

Hastalık hastalığı yaşayanlar hem kendileri çok yıpranır çile çekerler hem de yakınlarını çok bıktırırlar. Sürekli hastalık konularında konuşan
smilev.gif
bu konuda yazılan her haberi okuyup keserek saklayan bu kişiler her toplulukta bu konuyu açarlar. Çok hastane ve hekim dolaşan bu kişiler hekimlerle de geçinemezler çoğunlukla. Beni anlamıyor kimse şeklinde düşünen bu kişiler bir türlü rahatlayamazlar. Beden dismorfik bozukluk psikotik bozukluklar depresyon ve anksiyete gibi hastalıkların eşlik edebildiği hastalık hastalığı konusunu ve bu hastaların neler hissedip yaşadıklarını Memory Center Nöropsikiyatri Merkezi’nden Psikiyatri Uzmanı Dr. Barış Önen Ünsalver ile konuştuk.

-Hastalık hastalığı nedir? Bize bunu tarif eder misiniz?
Halk arasında evhamlı olarak bilinen kişilerin çoğunda sorduğunuz bu hastalık hastalığı vardır. Kişi ağır ve ciddi
smilev.gif
bir ya da birden fazla hastalığa yakalanmış olduğu korku ve düşüncesindedir.

-Bu kişilerin temel davranışları nelerdir?
8622332.jpg

Psikiyatri Uzmanı Dr. Barış Önen Ünsalver ve Uğur İlyas Canbolat

Bu kişiler tüm dikkatini bedenine yöneltirler. Sürekli olarak bedeniyle uğraşır hale gelirler. Yoğun bir ölüm korkusu vardır.

-Aslında çoğu hastalık hastası olmayan kişilerde kendi bedenini dinler ona göre sağlık tedbirleri almazlar mı? Bu illa da bir hastalık işareti mi sayılmalıdır?
Çok önemli bir soru bu. Normalde sağlıklı kabul edilen herkeste olabilecek bedenin işlevleriyle ilgili duyumları bu kişiler hastalık lehine ve rahatsız edici olarak yanlış yorumlarlar.

-Örnekleyebilir misiniz?
Tabii. Mesela ayağa kalktığı sırada yaşanacak hafif bir başdönmesi hissi kişinin kalp hastası olduğunu düşünmesine neden olur. Elleri sürekli nabızlarında ya da kalp üzerinde olabilir. Bazı kimseler yanlarında tansiyon ve şeker ölçüm cihazlarıyla dolaşıp sürekli kendi kendilerine ölçüm yapabilirler. İdrar ya da dışkılarını kontrol edip rengine kokusuna bir anlam yüklemeye çalışabilirler. Hasta oldukları yönündeki inançları çok güçlü olduğundan sık sık hekimlere başvurarak muayene ve tetkik yaptırmak isterler.

-Hekimle güven ilişkisi yaşayabilirler mi? Yani hekime inanırlar mı?
Yapılan tetkiklerde hekim bir hastalık söz konusu olmadığını söylediğinde
smilev.gif
rahatlamadıkları gibi hekimin altta yatan hastalığı anlayamadığı düşüncesiyle sık sık hekim değiştirirler. Bu hasta hekim ilişkisinde gerilime yol açabilir. O doktordan bu doktora koşturup hastalıklarına çare bulunması için uğraşırlar. Hayatı tehdit edici nitelikte ciddi bir hastalığın varlığı ve bunun bir türlü tanınıp tedavi edilmiyor olduğu düşüncesi hastalarda gerginlik yaratır.

-Hekimin tanısına karşı direnme ve güvensizlik onlar için yıpratıcı olsa gerek.
Pek tabii. Sadece kendileri de değildir bu süreçte yıpranan. Hiçbir hastalıklarının olmadığı tekrar tekrar söylenir ama bu sözler etkisiz kalınca aile ve yakınlarda da bıkkınlık oluşur. Bu da sorunun artması ve sürmesinde etkili olabilir.

-Bu kişiler sanırım sağlık konularına herkesten daha çok meraklıdırlar. Hastalıklar konusunda az sayılmayacak bilgilere de sahiptirler değil mi?
Evet öyle. Hasta oldukları korkusunun yarattığı endişeyi rahatlatabilmek için sık sık hastalık belirtilerinden konuşabilirler. İnternette ya da kitaplarda gazetelerde korkulan hastalıklarla ilgili yazıları okurlar. Okuduklarında kendilerinden bir şeyler bulurlar. Bu kişiler kendi bedenlerine o kadar fazla odaklanırlar ki kendi bedenleri dışındaki meseleler ya da diğer insanlara olan ilgileri azalır.

-Herkesten daha fazla bir ilgi beklentisine girerler mi? Hastalık anlatma isteğinde bu tür bir amaç var mıdır?
Bu kişiler düşündükleri hastalık nedeniyle özel bir muamele
smilev.gif
özel bir tedavi beklentisi içinde olabilirler. Bu doğru. Devamlı olarak sevk alarak hastanede yatış check-up tomografi
smilev.gif
MR incelemeleri talep ederler. Hatta bu nedenle yurt dışındaki tip merkezlerine ya da tıp dışı bir takım kişilere para akıtabilirler.

-Peki bu kişiler bir evhamın peşine takılıp sürüklenen kişiler midir yoksa gerçekten hastalıkları varsa ciddiye alıp gereğini yapan kişiler midir?
Maalesef tablo bu şekildedir. Bu kişilerin zihni hasta olduklarıyla bu kadar meşgul olmasına karşın gerçek sağlık sorunlarıyla yeterince ilgilenmemeleri şaşırtıcıdır. Kalp hastalığı olduğuna inanan ancak sağlıklı olduğu söylenen bir hastaya kalp sağlığını koruması için egzersiz yapması az yağlı beslenmesi önerildiğinde bu önerileri dikkate almaz. Yani tedavinin değil açıklamaların peşindedirler.

-Hastalık hastalığı kimlerde görülür? Cinsiyet durumu ile yaş faktörü nedir?
20-30 yaşlar arasında başlar. Erkekler ve kadınlarda hemen hemen aynı oranda görülür. Sosyoekonomik düzeyi düşük kişilerde daha sık görülür. Nörotik
smilev.gif
takıntılı
smilev.gif
narsistik kişilik özellikleri sergileyen kişilerde görülür.

-Toplumda görülme sıklığı konusunda elimizdeki veriler nedir?
Toplumun yüzde 1-4.5’u psikiyatrik hastalık tanısı alırken yüzde onunda hipokondriyak uğraşlar ve inançlar vardır.

-Yıpratıcı ve bıktırıcı olan bu hastalık nasıl bir seyir izler? Alevlenme dönemleri görülür mü?
Hastalık süreklidir ancak dalgalı bir biçimde zaman zaman alevlenir. Bu kişilerin hayatındaki sıkıntı yaratan durumlar olumlu ya da olumsuz değişiklikler dengeyi bozarak atakları tetikler. Ağır iş koşulları
smilev.gif
ekonomik güçlükler aile içi sıkıntılar bedenle meşguliyeti tetikler. Yeni öğrenilen bir hastalık ya da yeni farkedilen bedensel bir değişiklik hastalıkla meşguliyeti tetikleyebilir.

-Hastalık hastalığının neden ortaya çıktığına ilişkin tıp neler söylüyor? Bu konudaki bilgiler nelerdir?
Bu konuda çeşitli görüşler vardır. Öncelikle
smilev.gif
bu kişilerin uyarı eşiklerinin düşük olduğu düşünülür. Basit bir fiziksel belirtiyi korkunç bir olaymış gibi çarpıtılmış biçimde algılarlar. Belirti korkunç bir biçimde algılanınca kişi korkar ve mevcut belirti gerçekten de şiddetlenebilir. Ve böylece kişi gerçekten bir hastalığı olduğu konusunda ikna olur. Bedendeki bir duyum algılanır bu duyum üstünde düşünülür
smilev.gif
buna bir anlam yüklenir ve bunun üstüne eyleme geçilir.

-Öğrenilmişlik durumu hastalık hastalığı içinde geçerli midir?
Evet. Sosyal öğrenmeden de bahsedilmektedir. Çocuklar sıklıkla aile bireylerinde görülen belirtileri taklit ederler. Erişkin kişilerin bedensel yakınmaları sıklıkla çocukluk çağında ebeveynlerinin dikkat ettiği belirtilere benzer. Bedenin belli bir bölgesine sürekli olarak dikkat edilirse kişi bedeninin o kısmındaki duyusal değişiklikleri daha iyi farkeder.

-Sizin Konsültasyon Liyezon Psikiyatrisi konusunda çalışmalarınız var. Bu açıdan bakarak bir değerlendirme yapar mısınız?
Psikodinamik kurama göre bir cevap vereyim bu sorunuza. Bu kişiler başkalarından duydukları kendileri farkına dahi varmadan bastırılmış olan öfke dolu ve düşmanca düşünce ve duygularını bilinçdışında farketmeden yer değiştirme mekanizmasıyla kendi bedenlerine yöneltirler. Agresif ve düşmanca duygu ve düşünceler bazı kişiler için kabul edilemezdir ancak bu duygu ve düşünceler çözümlenmedikleri sürece bir çeşit enerji olarak varlıklarını sürdürürler
smilev.gif
ve işte bu enerji esas hedef yerine kişinin bedeninde kendini gösterir. Psikolojik çatışmayla ortaya çıkan enerji bastırılmış fiziksel enerji bedensel belirtilere yol açmaktadır.
Altta yatan nedenlerden bir diğeri erken çocukluk döneminde karşılaşılan olumsuzluklardır. Anneden ayrı kalan ihmal edilen ya da kötü muamele gören bebeklerin sinir sisteminin gelişimi ve çalışmasında değişiklikler olduğu gösterilmiştir. Öyle ki
smilev.gif
bu kişiler büyüdüklerinde objektif ölçümlerle yapılan değerlendirmelere kendilerinin sağlıkları hakkındaki görüşü daha olumsuzdur.

-Bu kişiler hastalık numarası yapıyor olabilirler mi? Yakınları hekimlerin yaklaşımlardan çok kolay bu kanıya varabilirler.
Ne yazık ki
smilev.gif
sık sık doktora gidip hiçbir sonuç alınamadığından bu kişilerin yakınları öfke duymaya başlayabilir ve hastalarının numara yaptığını düşünebilirler. Oysa bu kişilerin bedensel belirtilerini açıklayacak tıbbi bir neden olmamakla birlikte yaşadıkları belirtiler gerçektir. Belirtiler kişinin bilinci dışında oluşmaktadır yani kendisi bunları kontrol edememektedir. Bu bedensel belirtiler ortaya çıkmaktadır çünkü bu kişilerin temelde yardıma ihtiyacı vardır. Aradıkları tek kazanç sıkıntılarının giderilmesidir. Oysa numara yapan kişiler para kazanmak bazı sorumluluklardan kaçmak gibi kazançların peşindedirler. Ancak sağlık sistemine binen gereksiz yük nedeniyle hekimlerin çoğu bu hastalara kızar ve numara yapmakla suçlarlar.

-Hastalık hastalığı olan kişilerde bu yakınmalarına eşlik eden başka fiziksel hastalıklar da var mıdır?
Özellikle kronik bir tıbbi hastalığı olan kişilerde hipokondriyazis görülme olasılığı yüksektir. Tıbbi hastalığı olan kişilerde
smilev.gif
hastalığın fiziksel bulguları ve belirtileri kişinin hastalıkla meşguliyetini açıklayabilir düzeyde değildir. Ayrıca başka hastalıklarını çok da önemsemezler
smilev.gif
çünkü onlar kendi kafalarındaki hastalıkla ilgili açıklama peşindedirler. Hatta tedavi edilebilir bir hastalık hoşlarına gitmez.

-Hastalık hastalığı ile karıştırabilecek durumlar ya da hastalıklar var mıdır? Varsa bunlar nelerdir?
Beden dismorfik bozukluk psikotik bozukluklar
smilev.gif
depresyon diyebiliriz. Bazen bir yakını hasta olan ya da bir yakınını ciddi bir hastalığa bağlı kaybetmiş kişilerde de ciddi bir hastalığı olduğu yönünde düşünceler olabilir ancak bu geçici bir durumdur. Örneğin tıp fakültesi öğrencilerinin % 70’i yaptıkları her stajda gördükleri hastalıkların kendilerinde olduğu düşüncesine kapılmaktadırlar.

-Hastalık hastalığı ile beraber giden buna eşlik eden psikiyatrik hastalıklar nelerdir?
Tüm anksiyete bozuklukları ve depresyon hastalık hastalığına eşlik edebilir. Depresyondaki yorgunluk kuvvetsizlik kas ağrıları gibi bedensel belirtiler nedeniyle hasta olduklarına inançları daha artabilir.

-Hastalık hastalığının tedavisi konusunda klinik pratiğinizde neler yapıyorsunuz?
Öncelikle tıbbi kayıtlar ve hikaye iyice değerlendirilir. Hastanın ve şikayetlerinin kabul edilmesi önemlidir. Hastalığının olmadığı yönünde inatlaşma
smilev.gif
dalga geçme ya da aşağılamalar kişinin onurunu kırar ve öfkelendirir. Buraya çok dikkat ederiz. İlaçlar ve psikoterapilerin faydası vardır
smilev.gif
ancak hastaların psikiyatrik tedaviyi reddine sık tanık oluruz. Kişilerin dikkatinin bedenden gündelik olaylara doğru çekilmesi teşvik edici davranırız. Bu kişilere günlük tutarak belirtilerin ortaya çıkışını ve şiddetlenmesini ve psikolojik stres yaratan olaylar arasındaki ilişkiyi gözlemelerini öneririz. Böylece kişi hangi konuların kendini endişelendirdiğini görmesini sağlarız.

-Son olarak hastalık hastalığı nasıl önlenir? Bu konuda önerileriniz nelerdir?
Günümüzde toplum sağlık konusunda sürekli bir bilgi bombardımanına tutulmuştur. Her yerde hastalıklara yönelik bilgiler ve uyarılar bulunmaktadır. Üstüne üstelik meşhur kişiler ve politikacıların hastalıkları tüm gündemi meşgul ederken hipokondriyazisten korunmak zor gözükmektedir.
 

torressa

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Tem 2009
Mesajlar
923
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
"Göz damlası orucu bozmaz"

"Göz damlası orucu bozmaz"

Dünya Göz Hastanesi'nden yapılan açıklamada
smilev.gif
Ramazan ayında oruç tutacak olan kişilerden sürekli kullandıkları göz damlalarını ihmal etmemeleri istendi
smilev.gif
göz damlasının orucu bozmayacağına dair Diyanet İşleri Başkanlığının görüşü olduğu belirtildi.

Açıklamada özetle şöyle denildi:

"Bir çok göz hastalığı ancak erken teşhis ile tedavi edilebilir. Göz muayenesi Ramazan ayı nedeni ile ertelenmemelidir. Ayrıca göz damlasının oruç bozmadığı Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından açıklanmıştır.

Periyodik göz muayenesi olması gereken ve göz damlası kullanan hastalar Ramazan dolayısıyla tedavilerini ertelememeli ve devam etmelidir."
 

torressa

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Tem 2009
Mesajlar
923
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Çocuğunuzdaki benleri önemseyin

Çocuğunuzdaki benleri önemseyin

En değerli varlıklarını sağlıklı bireyler olarak yetiştirmek isteyen anne ve babalar; çocuklarınızdaki ben oluşumlarına dikkat!

Güneşin zararlı ışınlarının etkisiyle artış gösteren benlerdeki değişimler ciddi bir sağlık sorununun da habercisi olabilir. Bu nedenle de anne ve babaların çocuktaki benleri sıkı takip etmelerinde ve gerekli önlemleri almalarında fayda var!

Anne ve babalar bilinçli davranıp gerekli önlemleri alırlarsa çocuklarının geleceğini de korumuş olurlar. Bu önlemlerin başında da çocuğun güneşten doğru yararlanmasını sağlamak geliyor. Örneğin; ilk adımı çocuğunuz altı aylık olduktan itibaren yüksek faktörlü koruyucu kremler kullanarak ve öğle saatlerinde güneşe çıkartmayarak atabilirsiniz!
Medical Park Bahçelievler Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Gökhan Okan; çocuklardaki ben oluşumuna dikkat edilmesi ve çocukların özellikle güneşten korunması gerektiğini belirterek ailelere uyarılarda bulundu:
GÜNEŞ IŞINLARI ARTIK MASUM DEĞİL

" Yaz mevsiminin gelip sıcakların artmasıyla beraber güneşin zararlı olan UV ışınlarının yeryüzüne ulaşma yoğunluğu da artıyor. Ozondaki delinme
smilev.gif
güneşin cildimize vermiş olduğu zararlı etkileri arttırıyor. Cilt lekeleri
smilev.gif
ciltteki çizgilenmeler
smilev.gif
mevcut benlerdeki değişiklikler
smilev.gif
yeni ben oluşumu ve cilt kanseri gelişimine zemin hazırlama gibi sonuçların hepsi güneşin vermiş olduğu tahribatlardır.
BENLER İLK 20 YILIN ESERİ

" Benler; melanosit denilen renk hücrelerinin oluşturduğu yapılardır. Çoğu kişide sayıları 1 ila 40 arasında değişmektedir. Vücudun her yerinde gözlenebilirler. Bir kısmı doğuştan
smilev.gif
bir kısmı ise sonradan ortaya çıkarlar. Ciltle aynı hizada olabilecekleri gibi deriden kabarık
smilev.gif
üstünde kıl gelişen formlarda bulunabilirler. Kişide ben gelişeceği doğumdan önce planlanmıştır
smilev.gif
çoğu da ilk 20 sene içinde gelişir.
YENİ BENLERİN SORUMLUSU: GÜNEŞ

" Güneş ışınları benler üzerinde önemli etkiye sahiptir. Mevcut benlerin değişimine neden olabileceği gibi
smilev.gif
yeni ben çıkmasına da neden olabilir. Hayat boyu alınacak UV dozunun yüzde 80'i yaşamın ilk 18 yılı içinde alınmaktadır. Bu nedenle bebek
smilev.gif
çocuk ve gençlerin güneşten korunmaları hayati açıdan önem taşır.
CİLT KANSERİNİN HABERCİSİ OLABİLİR

" Sonradan gelişen benler içinde displastik ya da atipik dediğimiz ben çeşidi
smilev.gif
diğer benlerden farklıdır. Atipik benler; genellikle düzensiz şekilli
smilev.gif
asimetrik görünümlü
smilev.gif
farklı renkler içerip
smilev.gif
büyüktürler. Ergenlik çağında görülmeye başlayıp
smilev.gif
en sık sırt ve bacaklarda bulunurlar. Atipik ben mevcudiyeti
smilev.gif
malign melanom dediğimiz cilt kanseri riskini arttırmaktadır. Tek bir atipik ben bulunması durumunda melanom riski az olmasına karşın
smilev.gif
birden fazla atipik bende melanom riski artmaktadır. Melanom cilt kanserleri içerisinde en tehlikelisidir ve tüm dünyada görülme sıklığı artmaktadır.
AÇIK TENLİLER DAHA DİKKATLİ OLSUN

" Melanom gelişmesinde kalıtımın da etkisi vardır. Açık tenli olmak
smilev.gif
vücutta 50'den fazla bene sahip olmak
smilev.gif
çocukluk çağında ciddi güneş yanıkları geçirmek
smilev.gif
atipik benlere sahip olmak ve ailede melanom olan bireylerin bulunması melanom açısından risk oluşturur.

" Melanom; erkeklerde en sık sırtta
smilev.gif
kadınlarda ise bacaklarda yerleşir. Melanom
smilev.gif
yüzde 30 mevcut benden
smilev.gif
yüzde 70 normal ciltten gelişir. Benler arasında doğumsal büyük benler ve atipik benlerin melanoma dönüşme riski diğer ben çeşitlerine göre daha fazladır.

ŞEKİLSİZ VE BÜYÜK BENLERE DİKKAT!
" Benlerin incelenmesinde klinik muayenenin yanı sıra benin büyütülerek görünmesini sağlayan dermatoskop isimli cihazdan da faydalanılır. Muayene ve dermatoskopik inceleme sonrasında şüpheli ben saptanırsa cerrahi olarak o ben uzaklaştırılır ve patolojik incelemeye gönderilir. Benlerin uzaklaştırılması
smilev.gif
ben açısından risk teşkil etmez. Hasta
smilev.gif
bende bulunan riske göre
smilev.gif
3 ila 12 ay arasındaki periyotlarla takip edilir.
" GÜNEŞ KORUYUCUYU ÖNEMSEYİN: Çocuğun sağlığı için öncelikli olarak güneş koruyucunun önemi vurgulanmalıdır. En az 30 faktörlü güneş koruyucular
smilev.gif
dışarı çıkılmadan 20 dakika önce sürülmeli ve her 2 saatte bir tekrarlanmalıdır.

" 6 AYLIKKEN GÜNEŞ KORUYUCU KREME BAŞLAYIN: Özellikle çocuklarda güneş koruyucu kullanımına önem verilmelidir. 6 aylıktan itibaren koruyucu kullanmasına başlanmalıdır.

" KREMLERİ KULAĞINA VE AYAĞINA DA SÜRÜN: Güneş koruyucu kullanırken kulaklar
smilev.gif
ayak sırtı ve enseye sürmeye dikkat edilmelidir.

" ŞAPKASIZ VE GÖZLÜKSÜZ ÇIKARMAYIN: Geniş şapka ve güneş gözlüğü kullanımına önem verilmelidir. Güneşin yoğun olduğu 10.00 ila 16.00 saatleri arasında zorunlu olmadıkça dışarıda bulunmamaya özen gösterilmelidir.

" GÜNEŞ YANIĞI GEÇİRDİYSE BENLERİ TAKİBE ALIN: Çocukluk çağında ciddi güneş yanığı geçirilmesinin çok sayıda atipik ve normal ben gelişimine neden olduğu ispatladığından dolayı
smilev.gif
güneş koruyucunun önemi bir kat daha artmaktadır.

" BENLER BÜYÜRSE VE KANARSA DERHAL DOKTORA GÖTÜRÜN: Mevcut benlerinin şekillerinde değişiklik
smilev.gif
büyüme
smilev.gif
kanama ve sertlik hissettiğiniz zaman vakit kaybetmeden bir cilt hastalıkları uzmanına başvurun.
 

torressa

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Tem 2009
Mesajlar
923
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Hurmanın çekirdeğini atmayın emin

Hurmanın çekirdeğini atmayın emin

Mehmet Altan'ın Altınburç Yayınevi’nden çıkan "Çölden Gelen Şifa Hurma" adlı kitabında hurmanın faydaları sıralanıyor... Araştırmalar hurmanın kalp damar hastalıklarından ve kanserden korunmada etkin rol oynadığını gösteriyor.

İşte hurmanın sağlığa yararları:

BEYNİ GÜÇLENDİRİR

Hurma
smilev.gif
baştan başlamak üzere vücudumuzun birçok organına elle tutulur
smilev.gif
gözle görülür bir yarar sağlar. Hurmada bulunan fosfor
smilev.gif
beynin ihtiyaçlarını karşılar. Yorgunluğa iyi gelir.

DİNLENDİRİR

Hurmanın etkili olduğu bir diğer alan da sinir sistemimizdir. Hurmanın dinlendirici bir özelliği vardır. Hurmada aynı zamanda B1 ve B2 vitaminleri bulunuyor. Bunlar da zihni ve sinir sistemini dinlendirici özelliğiyle de dikkat çekiyor.
ÇEKİRDEĞİNİ EMİN

Uzmanlar hurmanın aç karnına yenilmesinin daha sağlıklı olduğunu belirtiyor. Bunun yanı sıra kabuklarında ve çekirdeğine de bol miktarda vitamin olduğunu söyleyerek çekirdeğinin de emilmesini tavsiye ediyorlar.
1.20090821082754..jpg



ÖKSÜRÜĞÜN EN İYİ İLACI

Meyve olarak en iyi göğüs ilacı hurmadır. Hurma balgama
smilev.gif
nefes borusuna ve öksürüğe iyi geliyor.
DAMAR SERTLİĞİNİ ÖNLER
Hurma
smilev.gif
kan damarlarını yumuşatır ve damar sertliğini engelleri. Ayrıca kanı temizler ve tansiyonu da düzenler.

KOLESTEROL

Kahve ve yağ kandaki kolesterolün yükselmesinde etkendirler. Araplar bol miktarda kahve yerler ve araştırmalarda Araplarda bu hastalıktan eser olmadığı ortaya çıkmıştır. Bunun nedenin araştıran uzmanlar
smilev.gif
Arapların kahve ve diğer içeceklerin yanında mutlaka hurma yediklerini öğrenmişler. Bu çalışmalara göre hurma kolesterole geçit vermiyor.
2.20090821082815..jpg



BÖBREK TAŞINI ÖNLER

Hurma böbreklerin yıkanmasına da yardım ederek böbreklerin daha iyi çalışmasını sağlar. Mesane ve böbrek iltihabına şifa verir. Hurmanın suyu böbrek taşlarının da parçalanmasında çok faydalı olur. 6 - 7 hurma parçalanarak bir bardak suya konur birkaç saat sonra süzülür ve ısıtarak günde iki defa içilir. Bu 15 gün yapılırsa böbrek taşlarını yok eder.

ÇAM FISTIĞIYLA BİRLİKTE

Hurma çam fıstığıyla yenirse karaciğer
smilev.gif
temizler ve kuvvetlendirir. Aynı zamanda Şafra taşını da yok eder.
3.20090821082824..jpg



GÖZLERE VE KULAĞA BiRE BiR

hurma1.jpg
Avitamini içeren hurma
smilev.gif
gözleri kuvvetlendiriyor. Bazı kaynaklarda hurma yiyenlerde özellikle gece körlüğü ve diğer göz zaafiyetlerinin olmayacağı bilgisi yer alır. Hurmanın bunun yanı sıra göz sinirlerini kuvvetlendirici etkisi de bulunuyor. Her şeyin olduğu gibi hurmanın da fazla yenmemesi gerekiyor. İhtiyarlıkta oluşan kulak uğultusu duyma zafiyeti gibi kulak rahatsızlıklarında da faydalıdır.

İSHALE VE BASURA KARŞI!

Kişi ishal olduğu ve kustuğu zaman vücut çok su
smilev.gif
tuz
smilev.gif
potasyum
smilev.gif
sodyum ve glikoz kaybeder. Hurmada ise bu unsurlardan bol miktarda bulunur. Böyle durumlarda hurma suyu hazırlanır. Ondan yeterli miktarda alınırsa kaybedilen minareller ve güç telafi edilmiş olur. Hurma’yı düzenli yemek aynı zamanda basuru da engeller. Basuru olanlara da şiddetinin hafiflemesine yardımcı olur.
 

yesilyol

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
14 Ağu 2007
Mesajlar
258
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
Konum
mersin
Paylaşımlarınız çok güzel. Allah razı olsun Herkesin birey olarak çok bilinçli olması lazım ama Cenabı Allah yine de Ümmeti Muhammedi, para uğruna her şeyi göze alabilen, insanlığından eser kalmamış insanlardan uzak etsin. O tür insanları da hidayete erdirsin inş. RABBİM bu güzel RAMAZAN ayı hürmetine.
 

torressa

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Tem 2009
Mesajlar
923
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Ağrıları Önemseyin

Ağrıları Önemseyin

Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Ağrı Bilim (Algoloji) Dalından Doç. Dr. Arif Yeğin
smilev.gif
ağrıların önemsenmesi ve aşırı sıcaklarda baş ağrılarına dikkat edilmesi gerektiğini bildirdi.

Yeğin
smilev.gif
ağrının vücudun alarm sistemi olduğunu
smilev.gif
özellikle ilk kez karşılaşılan şiddetli ağrıların tümünde doktora başvurulması gerektiğini belirtti.

Aşırı sıcakların ense kaslarında kasılmalar meydana getirdiğini ve bu kasılmaların baş ağrılarına neden olabildiğini vurgulayan Yeğin
smilev.gif
sıcakların migren ataklarını da tetikleyebildiğine işaret etti. Parlak güneş ışıklarının migren atakları sırasında hastalarda ciddi sorunlar doğurabileceğini ifade eden Yeğin
smilev.gif
bu nedenle migrenli hastaların aşırı sıcakta kalmaması ve güneş gözlüğü olmadan dışarı çıkmamaları gerektiğinin altını çizdi.

Uzun süre güneş altında kalınması sonucu baş ağrısı hisseden ve daha önce benzer durumla karşılaşmamış kişilerin mutlaka doktora başvurmaları uyarısında bulunan Doç. Dr. Arif Yeğin
smilev.gif
bu durumun
smilev.gif
sıcak çarpmasının yanı sıra yüksek tansiyon krizi ve beyin kanamasının belirtileri olabileceğini bildirdi.

Sıcakta kalma sonucu aşırı terlemeyle su ve tuz kaybının da yaygın kas ağrılarına neden olabileceğine vurgu yapan Yeğin
smilev.gif
şu önerilerde bulundu:

“Sıcak havalarda bol su içilmeli
smilev.gif
vücuttaki tuz oranı doğru ayarlanmalı. Sıcak ve soğuk farklılıklarından korunmalı
smilev.gif
klima ve havalandırma sistemlerinin çok yakınında bulunmamalı
smilev.gif
denizden ya da havuzdan çıktıktan sonra ıslak kıyafetlerle uzun süre ve özellikle rüzgarda kalmamalı
smilev.gif
sokağa çıkarken gözlük ve şapka gibi koruyucu kullanılmalıdır.”

Eklem ağrıları olan hastalarda aşırı sıcağın algılayıcıları harekete geçirdiğini ifade eden Yeğin
smilev.gif
bu durumun eklemde ani alevlenme ile ağrıları tetikleyebileceğini söyledi.

Yeğin
smilev.gif
eklemlerinde sorunları olan kişilerin
smilev.gif
aşırı sıcakta kalmamaya özen göstermesi gerektiğini vurguladı.

Halkın genellikle
smilev.gif
basit olarak nitelendirdikleri ağrıların tedavisi için doktora gitmediğine dikkati çeken Yeğin
smilev.gif
“Ağrılar
smilev.gif
eş ve dosttan alınan ilaçlarla dindirilmeye çalışılmamalıdır. Bilinçsizce kullanılan ilaçlar
smilev.gif
gerçekte var olan sorunu maskelemekte ve hastalara zamanında müdahale edilmesini engellemektedir” dedi.

"TÜRKİYE'DEKİ ALGOLOJİ HEKİMLERİ”

Türkiye'de
smilev.gif
Dünya Ağrı Enstitüsünden girişimsel ağrı tedavisi yeterlik diploması almış
smilev.gif
aralarında kendisinin de yer aldığı 14 hekim bulunduğunu belirten Yeğin
smilev.gif
dünyadaki algoloji alanındaki tüm gelişmeleri takip ettiklerini söyledi.

Bu uygulamaları Türkiye'de de gerçekleştirmek için çabaladıklarını
smilev.gif
diğer uzman hekimlerin halledemedikleri noktada ağrılar için devreye girdiklerini belirten Yeğin
smilev.gif
ağrı konusunda kendilerine başvurulmasını istedi.
 

torressa

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Tem 2009
Mesajlar
923
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
İftardan sonra 1 şişe maden suyu!

İftardan sonra 1 şişe maden suyu!

İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Ekoloji ve Hidroklimatoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve Uluslararası Tıbbi Klimatoloji Birliği Başkanı Prof. Dr. Zeki Karagülle
smilev.gif
maden suyunun
smilev.gif
terlemeyle vücuttan atılan su ve mineral kaybını desteklerken
smilev.gif
gün boyu boş kalan ve dinlenen midenin iftar sonrası yorulmasını önleyip rahatlamasına da yardımcı olduğunu bildirdi.

Karagülle
smilev.gif
yaptığı yazılı açıklamada
smilev.gif
maden suyunun insan sağlığı için yaşamsal önem taşıyan doğal mineraller açısından zengin olduğunu belirterek
smilev.gif
minerallerin maden sularından emilerek vücuda alınmalarının diğer besinlere göre çok daha kolay olduğunun altını çizdi.

Maden suyunun
smilev.gif
vücudun günlük fizyolojik olaylarda ihtiyaç duyduğu mineralleri doğal olarak içerdiğine işaret eden Karagülle
smilev.gif
normal bir yetişkinin günlük su ihtiyacının ortalama 2
smilev.gif
5 litre olduğunu ifade etti.

Bu miktarın 1 litresinin maden suyu olarak alınmasını öneren Karagülle
smilev.gif
Ramazan'da maden suyu tüketiminin
smilev.gif
bu nitelikleri nedeniyle özellikle daha önemli bir hale geldiğini kaydetti.

Karagülle
smilev.gif
Ramazan ayının yaz mevsimine gelmesi ve sıcaklarla birleşmesi nedeniyle artacak su gereksinimini karşılamada ve terlemeyle vücuttan atılan su ve mineral kaybına karşı maden suyu içilmesinin sağlıklı olduğunu belirtti.

Sahur ve iftarda maden suyunun içecek olarak iyi bir seçim olacağını
smilev.gif
sahurda maden suyunun gün boyu ihtiyaç duyulan su ve mineral miktarını birlikte sağladığını belirten Karagülle
smilev.gif
maden suyunun sindirimi kolaylaştırıcı etkisiyle iftar sonrası da içilebileceğini
smilev.gif
iftardan sonra sürekli çay veya kahve içmek yerine maden suyu tüketiminin tercih edilmesi gerektiğini ifade etti.

Karagülle
smilev.gif
maden suyunun uygun düzeylerde bikarbonat içermesi nedeniyle midede asit fazlalığını baskılayarak
smilev.gif
yanma ve ekşimeyle seyreden mide rahatsızlıklarında yararlı etkileri olduğunu vurgulayarak
smilev.gif
şunları kaydetti:

''Maden suyu
smilev.gif
oruç tutanların sindirim sistemi fonksiyonlarını destekleme ve dengelemesi nedeniyle önemli bir rol oynayabilir. Özellikle oruç tutanlara bol doğal sular yanında mutlaka maden suyu da tüketmelerini öneriyoruz. Maden suyu
smilev.gif
terlemeyle vücuttan atılan su ve mineral kaybını desteklerken
smilev.gif
gün boyu boş kalan ve dinlenen midenin iftar sonrası yorulmasını önleyip rahatlamasına da yardımcı olur.''
 

torressa

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Tem 2009
Mesajlar
923
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Doktorsuz hastaneye bebek dostu unvanı

Doktorsuz hastaneye bebek dostu unvanı

Çocuk doktoru olmayan Yalvaç Doğum Ve Çocuk Bakımevi Hastanesi
smilev.gif
bebek dostu hastane unvanı aldı.

3339_DOKTORSUZ.jpg
Isparta Yalvaç Doğum ve Çocuk Bakımevi
smilev.gif
yaklaşık 1. 5 aydır çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanı doktor bulunmamasına rağmen 'Bebek Dostu Hastane' unvanına layık görüldü.
1. 5 aydır çocuk doktoru bulunmayan ve 2 kadın doğum uzmanının görev yaptığı Yalvaç Doğum ve Çocuk Bakımevi'ne Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) tarafından 'Bebek Dostu Hastane' unvanı verildi. İl Sağlık Müdürü Uz. Dr. Süleyman Önal
smilev.gif
Bebek Dostu Hastane unvanının yaklaşık bir yıllık çalışma performansına göre verildiğini söyledi. Yalvaç Doğum ve Çocuk Bakımevi'nin bu belgeyi almak için gerekli olan kriterleri daha önceden getirdiğini kaydeden Önal
smilev.gif
'Hastanede yapılan çalışmalar
smilev.gif
imkanlar göz önünde bulundurularak belgeye almak için başvurulur. Bu belge için de başvurulduğunda herhangi bir sıkıntı yoktu. Ayrıca bu belgeyi almak için bir yıllık bir performans değerlendirmesi yapılır. Yapılan değerlendirme sonunda Bebek Dostu Hastane belgesi verildi' diye konuştu. Sağlık Yayıncılık

Çocuk doktorunun yaklaşık 1. 5 ay önce ilçeden ayrıldığını kaydeden Önal
smilev.gif
'Uz. Dr. Hese Coşar isimli çocuk doktorumuz yan dal ihtisas sınavını kazandığı için İzmir'e gitti. Ancak mevcut hastane için Sağlık İl Müdürlüğü olarak yeni bir çocuk doktoru müracaatında bulunduk. Hatta bugün kuraları çekilmekte. En kısa zamanda görevine başlayacaktır' şeklinde konuştu.
İlçeye yeni bir hastanenin yapıldığını ifade eden Sağlık Müdürü Önal
smilev.gif
Doğum ve Çocuk Bakımevi'nin de yeni Devlet Hastanesi bünyesinde hizmet vereceğini sözlerine ekledi.
 

torressa

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Tem 2009
Mesajlar
923
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Sıcaklar anne karnındaki sıvıyı tehlikeye sokuyor

Sıcaklar anne karnındaki sıvıyı tehlikeye sokuyor

İsrailli bilim adamları
smilev.gif
bebeğin anne karnında içinde bulunduğu ve yaşaması için hayati önemi olan amniyon sıvısının
smilev.gif
sıcak nedeniyle azaldığını ve sorunlara neden olduğunu ortaya koydu.

Araştırmaya göre
smilev.gif
hamile kadınlar ''oligohidroamnion'' adı verilen
smilev.gif
halk içinde ''bebek suyunun azalması'' olarak bilinen rahatsızlığa
smilev.gif
yılın sıcak dönemlerinde daha fazla yakalanıyor.
Sıvı kaybı nedeniyle erken doğum ya da bebek kaybı
smilev.gif
mayıs-ağustos döneminde
smilev.gif
yılın 8 aylık diğer dönemine oranla daha yüksek seyrediyor.

İsrail'de 1988-2007 yılları arasında kayıtlara geçen ve takip edilen gebeliklerin incelenmesinden oluşan araştırmada
smilev.gif
amniyon sıvısı kaybına neden olacak diğer faktörleri içeren tüm hamileliklerin elenmesinden sonra
smilev.gif
sıvı kaybı nedeniyle gebelik sonlanmalarının mayıs-ağustos arasındaki 4 aylık dönemde yüzde 36 oranında fazla olduğu belirtiliyor.

HAMİLELER SUYU FAZLA TÜKETSİN

Çalışmayı yürüten ekibin başında bulunan Prof. Dr. Eyal Sheiner
smilev.gif
hamilelerin yılın her döneminde ancak özellikle yaz aylarında sıvı tüketimine çok dikkat etmeleri gerektiğini belirterek
smilev.gif
günde yaklaşık 10 bardak su tüketilmesini önerdi.

Sheiner
smilev.gif
güneş ışığına doğrudan maruz kalmanın yalnızca annenin sağlığı açısından değil
smilev.gif
sıvı kesesinin buharlaşması nedeniyle de ciddi riskler taşıdığı konusunda anne adaylarını uyardı.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt