Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

namaz (3 Kullanıcı)

nakşibendi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Mar 2006
Mesajlar
1,946
Tepki puanı
0
Puanları
0
Ahmet Yasin'in Direnişinden Notlar

Ahmet Yasin'in Direnişinden Notlar

Ahmed Yasin'in Direnişinden Notlar
Şeyh Ahmed Yasin 1983'te Gazze'de kurduğu İslam Merkezi'nde yaptığı konuşmalardan dolayı İsrail işgal kuvvetleri tarafından polis merkezine götürülür. Orada komiserle aralarında şöyle bir konuşma geçer:

Komiser: Şeyh Ahmed! Peygamberinizin Hayber'de atalarımıza karşı zafer elde ettiği gibi sizin de bize karşı zafer elde edeceğinizi ileri sürmüyor musunuz? Hadi öyleyse yanında ne varsa ortaya dök ve bizimle savaşmak için silahını çıkar.

A. Yasin: Hayber çok uzak değildir. Günü geldiğinde bizim size ne yapacağımızı görürsünüz.

Komiser: Ne demek istiyorsunuz?

A. Yasin: Demek istiyorum ki, sizin gerçek savaşınız İslâm'la ve Muhammed'in askerleriyle olacaktır.

Bu olaydan kısa bir süre sonra Ahmed Yasin tutuklandı. Daha sonra mahkeme önüne çıkarıldığında yargıçla arasında şöyle bir konuşma geçti:

Yargıç: Sen İsrail devletini yıkarak yerine İslâmi bir devlet kurmak için çalışan İslami bir askeri örgütün başkanlığını yapmakla suçlanıyorsun.

A. Yasin: Onların üzerlerindeki zulmün kaldırılması için kendilerine yardımcı olmam benim vatanıma ve halkıma karşı bir görevimdir.

Yargıç: Sen aynı zamanda kanundışı yollarla silah temin etmekle ve İsrail'e karşı kullanılması durumunda büyük bir felakete sebep olabilecek kadar silah biriktirmekle suçlanıyorsun.

A. Yasin: Her gün bizi öldürmek isteyene, vatanımızı ve kutsal varlıklarımızı işgal edene karşı canlarımızı ve kardeşlerimizi savunmak bizim hakkımızdır.

Bu olaydan sonra, İsrailli yargıca gazeteciler Ahmed Yasin'in felçli ve oturak biri olduğunu hatırlattıklarında yargıç şöyle demişti: "O felçli ve oturak bir adam ama onun felçli ve oturak olmayan aklı ve dili var. Aynı zamanda bir örgüt adamı ve lider konumunda. Etkinlik sahibi biri. İsrail açısından ona güvenilemez."

Ahmed Yasin, ilk tutuklanışından sonra İsrail'i yıkarak yerine İslami bir devlet kurmak için çalışmaktan ve bu amaç için silahlı örgüt kurmaktan 13 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Ancak 1985'te Filistinlilerle İsrail arasında bir esir değişiminde serbest bırakıldı. İkinci kez; intifadanın başlamasından bir buçuk yıl sonra 18 Mayıs 1989'da tutuklandı. Bu tutuklamadan sonra mahkeme önüne çıkarıldığında şöyle demişti:

"Bu mahkeme beni kanuni olarak yargılama hak ve yetkisine sahip değildir. Çünkü bu mahkeme işgalciler tarafından kurulmuştur. Dolayısıyla tamamen gayri meşru ve hukuka aykırıdır."

Bu duruşmada yargıçla arasında şöyle bir konuşma geçti:

Yargıç: Sen HAMAS hareketini kurmakla, taş atanları idare etmekle, onları İsrail devletine karşı savaşmaya teşvikle ve onlara bazı İsrail askerlerini ve yahudilerden bu topraklara yerleştirilenleri öldürme emri vermekle suçlanıyorsun.

A. Yasin: Ben HAMAS'ı kurmakla şeref duyarım. Yaptıklarım işgale karşı direnmem için dinime karşı görevimdir. Bunu yapmak ise Filistin'deki halkımın haklarını korumam için meşru bir hakkımdır.

İsrail mahkemesi 16 Ekim 1991 tarihinde Ahmed Yasin'i "ömür boyu + on beş yıl" hapis cezasına çarptırdığını açıklayınca Şeyh Yasin kahkahayla güldü. Onun bu kahkahasının mahkemenin kararını alaya almak anlamına geldiğini düşünen İsrailli yargıç hiddetlendi. Ama Ahmed Yasin yargıcın tavırlarını hiç ciddiye almadı.

Siyonistler onu zindana attıktan sonra felçli olmasına rağmen insanlık dışı uygulamalara maruz bıraktılar. Ama buna rağmen onun kararlı tavrını değiştiremediler. Bir ara bazı şartlarla serbest bırakmayı teklif ederek onunla pazarlığa girişmek istediler. Amaçları onun yönlendirdiği kalabalık kitlenin azmini zayıflatmaktı. Ama o kararlı tutumundan hiçbir şey kaybetmeksizin şu açıklamayı yaptı: "Benim için hapiste 100 yıl kalmak karşılığında birtakım tavizler vererek çıkmaktan daha iyidir."

İşgalciler pazarlık tekliflerini daha sonraları da sürdürdüler. Ama ondan hiçbir taviz koparamadılar. Onun işgalcilere en son söylediği söz şu olmuştu: "Bana dışarı çıktığımda karpuz yemememi şart koşsanız bile yine kabul etmem. Çünkü ben işgal rejimini muhatap kabul etmiyorum ki onun şartını kabul edeyim."

Yüce Allah, Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurur: "Bizim uğrumuzda cihad edenleri biz elbette yollarımıza iletiriz. Muhakkak ki Allah iyilik edenlerle beraberdir." (Ankebut, 29/69) Allahu teala, onu felçle imtihan etmiş ama ona cihad ve mücadele konusunda üstün bir azim ve direniş gücü lütfetmiş.
 

~Elçi~

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Haz 2007
Mesajlar
2,893
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
44
Allah şüphesiz hiçbirşeyi sebepsiz farz kılmamıştır.Dünyadaki her varlığın her canlının nasıl bir yaradılış amacı varsa yapılan ibadetlerinde mutlaka bizlere maddi ve manevi faydası vardır.Rabbim bize zararı dokunacak hiçbirşeyi emretmemiştir.Çünkü O bize bizden daha çok merhamet eder...Böyle bir konuyla da bizi aydınlattığın için sağol.Allah razı olsunn.


Allah razı olsun yorumunuzda haklısınız.Muhakkak Rabbim bütün güzellikleri bizim için bahşetmiştir.Yeryüzünde en değerli canlı bizleriz.
sağolun selam ve dua ile...
 

~Elçi~

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Haz 2007
Mesajlar
2,893
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
44
Selamünaleyküm....

ALLAH c.c. razı olsun namazın bilinen yada bilinmeyen o kadar çok sırrı mükafatı var ki Rabbim o sırlara mükafatlara bizleride nasil eylesin inşALLAH paylaşımınız için teşekkür ederim emeğinize sağlık selam ve dua ile kalınız fe emanillah


Aleyküm selam Rahman sizdende razı olsun sağolun.Namazdaki bilmediğimiz daha nice sırları bilsek secdeden kalkmazdık.Rabbim bizleri bilen kullarından eylesin inşaallah selam ve dua ile...

Fi emanillah
 

istikbal

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Ağu 2006
Mesajlar
1,236
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Konum
Uzun ve düşünülmüş yoldan.
Namaz herşeyi güzelleştirir...

Namaz herşeyi güzelleştirir...

________________________________________
“Ben de mü’minim, ben de ALLAH(c.c.)’ımı seviyorum” deyip de Kur’an’dan ve namazdan kopuk yaşamak ne kadar mantıklı. Namaz, öncelikle duyarsızlığımızı, ruhi sıkıntılarımızı giderir ve ahlakımızı güzelleştirir.
Namaz, ahlakı güzelleştiren, keşfedilmeyi bekleyen bir hazinedir. Namaz hazinesini keşfetmeye başladıkça, onun ahlakı nasıl güzelleştirdiğini anlamaya başlarız. “Sabır ve namazla ALLAH(c.c.)’tan yardım dilemeye” namazla alışan bir kişi, her namazında “Yalnız sana ibadet eder, yalnız senden yardım dileriz.” diyerek sabır ahlakını gönlüne hapseder. Sabırla hayatın zorluklarına karşı metanet, azim ve dirayetle yaklaşır.

Her namazında “O, hesap gününün sahibidir.” ayetini hisseden bir kul, yapacağı her iyiliğin ve kötülüğün hesabını vereceği bilinci içerisinde ALLAH(c.c.)’a ve insanlara karşı vicdanlı olmaya çalışır. Hatalarını tekrar etmeme yeteneğini kazanan insan, ALLAH(c.c.)’a ve insanlara karşı sorumluluğunun da bilincindedir. Hatalarına ve isyanlarına rağmen kendisini huzuruna namazla davet eden Rabb’inin hoşgörüsünü gören bir kul, namaz sayesinde hoşgörüyü öğrenir.

Her namazda “Rabb’im beni, annemi-babamı ve bütün inananları hesap gününde bağışla.” duasıyla Rabb’inin kendisini bağışladığını hisseden bir insan, engin bir hoşgörüyle insanları bağışlamayı tecrübe edebilir. Rabb’imiz “namaz kılan kimselerin emanetlerine riayet edeceklerini, şahitlikte dürüst olacaklarını” vurgular.

Namaz hazinesini keşfeden bir insan, “Rabb’imiz bizi doğru yola hidayet et.” diyerek emanete riayette, şahitlikte ve hayatın her aşamasında dürüst olmaya çalışır. ‘Rükû’da “Yüce olan Rabb’imi kullara ait bütün eksik sıfatlardan uzak tutarım.” diyerek Rabb’ine karşı saygı içerisinde eğilen kul, insanlarla ilişkilerinde de mütevazı davranmaya çalışabilecektir. Secdede Rabb’ine olan tevazunun zirvesini hisseden bir kul, insanlara tevazuda da zirveyi yakalayabilir. Rabb’imiz “namaz kılan bireylerin iffetlerini koruduklarını” ifade eder.

Akla ve sağduyuya aykırı her fiilden, “Bizi doğru yola hidayet et.” diyerek uzaklaşmaya çalışan namaz kılan bir kişi, böylece sosyal ve ahlaki değerleri koruma hassasiyeti kazanır. Namaz kılan insanların namaza devamlarının akabinde en önemli özelliklerinden ikincisi, “mallarında dilenen ve dilenmekten utanan fakir insanlar için hak olduğuna” inanmalarıdır.

Namaz esnasında Rabb’i ile her şeyi paylaşan, “Bize dünyada da iyilik ver ahirette de iyilik ver ve bizi ateşin azabından koru.” diye duada bulunan insan, bütün insanlık ailesiyle sevgisini, ilgisini, bilgisini ve malını paylaşabilir. Namaz, hayat ve disiplin programı olarak vakti ve hayatı düzenler. Bu gerçeği Rabb’imiz “Şüphesiz ki namaz, inananlar üzerine vakitli olarak farz kılınmıştır.” ayetiyle belirtmiştir. Namazla zamanını ve çalışmasını programlayan kişi, Rabb’iyle beraber olmanın hazzını yaşar.

Namazda, “Şükür, alemlerin Rabb’i ALLAH(c.c.) içindir.” diyerek namaz kılan insan, Rabb’ine her nefesi için şükrünü haykırır. Namaz esnasında “Rabb’inden başka ibadet edilecek ve dostluğuna başvurulacak hiçbir kaynağın olmadığını” keşfeden insan, tövbeyle Rabb’ine yönelme isteği duyabilir.

Ailem- Esma Sayın Ekerim
 

pasakadir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
10 Eki 2007
Mesajlar
1
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
43
Sabah namazı vakti

Sabah namazı vakti

Merhabalar,
sabah namazı ne zamana kadar kılınabilir..

teşekkürler
 

haktas

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
1 Eki 2007
Mesajlar
34
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
48
Merhaba Sevgili Kardeşim,

Sorunun cevabı özetle;
Sabah namazı vakti fecir ile başlar. Fecir; doğuda yanlara doğru açılan ve yayılan bir beyazlıktır. Güneşin doğması ile sabah namazı vakti sona ermiş olur.

Başka konularla ilgili sorularınızı "Sorularla İslamiyet" bölümüne sormanız daha faydalı olur.

Vakit ile İlgili Detaylı Bilgi:

Sabah vaktine yaklaştıkça gökyüzünde her zaman görülmemekle beraber iki tarafı karanlık ortası aydınlık bir olay meydana gelir. Bir süre sonra bu aydınlık kaybolur ve yerini yine karanlık alır. Bu geçici aydınlığa yalancı tan, fecr-i kazib veya geçici tan olayı denir. Bu olaydan bir müddet sonra doğu tarafından yayılan bir aydınlık başlar.
Buna da hakiki tan, fecri sadık adı verilir. İşte sabah namazının vakti gerçek tan ile başlar, güneş doğana kadar devam eder, güneşin doğması ile biter.

Şafiîler sabah namazını daha gerçek tan başlar başlamaz, ortalık aydınlanmadan kılarlar.

Hanefîler ise ortalığın biraz aydınlanmasını beklerler. Yurdumuzun coğrafi konumuna göre takvimlerde yazılı olan imsak vaktinden ortalama 20-30 dakika sonra Şafiî vakti nazara alınarak sabah namazı kılınabilir (Hadîse göre imsak vaktinin başlangıcı sabah namazı vaktinin de girişidir. Burada geçen 20-30 dakika ihtiyat için olmalıdır).

Kaynak: Namaz Vakitleri ve Kutuplarda Namaz


Sabah Namazı ile İlgili Bazı Hadisler:

Sabah namazının vakti konusunda sevgili Peygamberimiz (sav): "Sabah namazını tan ışığı yayılmaya başladığı zaman kılınız. Çünkü bu vakitte kılmakta daha çok sevap vardır" buyurmuşlardır.

Bir başka hadîsi şerifte de "İlk vaktinde kılınan namazda Allah'ın rızası, vaktin sonunda kılananda Allah'ın afvı vardır" buyrulmuştur.

Müminler yatsı namazı ile sabah namazındaki sevabı bilselerdi emekliyerek de olsa bu namazları cemaatle kılmaya gelirlerdi. Buhari, Müslim R.S 1076


"Sabah namazını kılan kimse Allah'ın himayesindedir. Dikkat et, ey Ademoğlu! Allah, bizzat himayesinde olan bir konuda seni sorguya çekmesin." Müslim, Mesâcid 261-262. Ayrıca bk. Tirmizî, Salât 51, Fiten 6; İbni Mâce.

Muhakkak sabah namazı ile güneş doğması arasında bulunan rızık taksimi zamanını uykuda geçirmek rızkın bir kısmına mani olur," buyurmuşlardır. Ibn Hanbel, Müsned, 1/73.


Yine Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

"Gece ve gündüzde birkısım melekler nöbetleşe aranızda bulunurlar. Bunlar sabah namazı ile ikindi namazında toplanırlar. Sonra sizi geceleyin takip eden melekler (hesabınızı vermek üzere huzu-u ilahiye) yükselir. Sizi çok iyi bilen Allah, bu meleklere sorar:

"Kullarımı nasıl bıraktınız?"
"Biz onları namaz kılıyorlarken bıraktık, biz onlara namaz kılarlarken vardık!" derler."
Buhari, Mevakitu's-Salat 16, Bed'ü'l-Halk 6, Tevhid 23, 33; Müslim, Mesacid 210, (632); Muvatta, Kâsru's-Salat 82, (1, 170); Nesai, Salat 21, (1, 240, 241).
 

yui_18

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
13 Eki 2007
Mesajlar
41
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
Konum
kuşadası
namaz-okul-ben

namaz-okul-ben

selam. ben 17 yaşındayım,berna.
namaza başlamaya karar verdim. çevremde kimse bana ayak uyduramaz. öyle bir yerde yaşamıyorum. herşeyi kendi çapımda yapmaya çalışıyorum. hatta yaptıklarıma herkes gülüp geçiyor.. her neyse asıl demek istediğim; namaza başlıycam ama örneğin öğle vakitlerini nasıl kılcam? okulda mumkun değil :( okulumuzun etrafında herhangı 1 ev de yok... kaza yapsam mı die düşündüm ama zaten gectiğim 4 yılın kazasıyla kılıcam namazlarımı yablış olmaz mı hergun onunda ayrıca bi kazasını yapmak.. ne yapmalıyım? yardım edin lütfen... teşekkürler :G
 

yui_18

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
13 Eki 2007
Mesajlar
41
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
Konum
kuşadası
eveet. oluyor tabi 45 dk ara var ama diyorum ya kılabilceğim bir yer yok ki okulda... sorun bu :(
 

Kaan Erdem

Yönetici
Katılım
9 Ara 2006
Mesajlar
11,197
Tepki puanı
230
Puanları
63
kardeşim önce resminizi ordan kaldırmalısınz..burada msn adresi ve şahsi resim yayınlanması yasak..daha sonra sorularına yardımcı olalım...
 

huzunlu_gurbet

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2007
Mesajlar
1,098
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Konum
belçika
:):)selamunaleykum kardesim oncelikle sitemize hosegeldinizbayraminiz ve uyeliginiz hayirli olsun insallah ama bisey soylemek isterim bence resminizi oradan kaldiriniz eger sitede biraz dolasti iseniz gormussunuzdir ki kimse kendi resmini uye resmi olarak kullanmiyor kurallara aykirimidir bilemiyorum ama bence kendi sahsi dusuncen hos degil umarim yanlis anlamazsin selam ve dua ile insallah
 

RiSaLei-NuR

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Eki 2007
Mesajlar
301
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Web Sitesi
www.powereglence.com
Ben birşey diyebilirim yakınlarında arkadaşlarınızdan birini evi varsa eğer rica ederseniz oda olmadı hiç imkan yoksa okul sıranızda oturarak kılabilirsiniz elbette başka çaresi yok eve gider gitmez kaza edersiniz
 

Kaan Erdem

Yönetici
Katılım
9 Ara 2006
Mesajlar
11,197
Tepki puanı
230
Puanları
63
aleykümselam abla...üye kurallarında belirtiliyor..koyulması yasaktır...selametle...

:):)selamunaleykum kardesim oncelikle sitemize hosegeldinizbayraminiz ve uyeliginiz hayirli olsun insallah ama bisey soylemek isterim bence resminizi oradan kaldiriniz eger sitede biraz dolasti iseniz gormussunuzdir ki kimse kendi resmini uye resmi olarak kullanmiyor kurallara aykirimidir bilemiyorum ama bence kendi sahsi dusuncen hos degil umarim yanlis anlamazsin selam ve dua ile insallah
 

Kaan Erdem

Yönetici
Katılım
9 Ara 2006
Mesajlar
11,197
Tepki puanı
230
Puanları
63
değerli kardeşim ALLAH cc yolunuzda sabit kılsın ve daim etsin...burada bir çok üye ilim ve dini konularda bilgilidir..fakat forumlardada soru sormak doğru değildir..herkes bence,kendimce diye cevap yazabilir bu doğru olmaz...anasayfanın sağ alt köşesinde ''sorularla islamiyet'' bölümü sorularınızı oraya sorabilirsiniz.ve kaynaklara dayalı olarak cevaplar size gelecektir...selametle kalın........

selam. ben 17 yaşındayım,berna.
namaza başlamaya karar verdim. çevremde kimse bana ayak uyduramaz. öyle bir yerde yaşamıyorum. herşeyi kendi çapımda yapmaya çalışıyorum. hatta yaptıklarıma herkes gülüp geçiyor.. her neyse asıl demek istediğim; namaza başlıycam ama örneğin öğle vakitlerini nasıl kılcam? okulda mumkun değil :( okulumuzun etrafında herhangı 1 ev de yok... kaza yapsam mı die düşündüm ama zaten gectiğim 4 yılın kazasıyla kılıcam namazlarımı yablış olmaz mı hergun onunda ayrıca bi kazasını yapmak.. ne yapmalıyım? yardım edin lütfen... teşekkürler :G
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt