Hud suresi ayet 3
Ve Rabbinizden bağışlanma dileyin; sonra Ona tevbe edin. O da sizi, adı konulmuş bir vakte kadar güzel bir meta (fayda) ile metalandırsın ve her ihsan sahibine kendi ihsanını versin. Eğer yüz çevirirseniz gerçekten ben, sizin için büyük bir günün azabından korkarım.
Allah size güzel geçim vasıtaları sağlayacak şeklindeki güvence, şeytanın bu dünyaya tapan akılsızların kalbine, dindarlık, gerçi insanı Ahirette felaha ulaştırır ama dünya hayatını harap eder şeklindeki batıl fikri bertaraf etmek için verilmiştir. Allah müminleri temin etmektedir ki, rahmet ve bereketini, kendisinden korkan insanlar üzerinde tecelli ettirecek, onları mutluluk ve barış içinde yaşatacak, onurlandıracak ve her yerde saygın kılacaktır.
Böylece Allah, şeytan ve bağlılarının, dindarlığın hakkı ve doğruluğunu seçenleri kaçınılmaz olarak ızdıraba, belaya ve zorluklara sürüklediği yolundaki teorisini kesin biçimde reddetmektedir. Ve temin etmektedir ki, O kendisine inanıp doğru yaşayanların hayatını hem bu dünyada hem de ahirette felaha ulaştıracaktır.
Bilinen bir tecrübedir: gerçek ruh huzurunu tadanlar, onurlu ve saygın bir hayat yaşayanlar, yalnızca Allahtan korkanlar, nefsini temizleyenler, iş ve ilişkilerinde dürüst ve cömert olanlar, günahlardan uzak bulunanlardır. Kuran-ı Kerim e göre, hayat ve geçim vasıtaları ya iyi olur ya da aldatıcı. Burada Allaha yönelecekler için vadedilen geçim vasıtaları aldatıcı olanlar değil, iyi olanlardır. Eğer bir meta Allaha daha yakın kılıyorsa ve Allahın hukuku, insanoğlunun hakları ve bizzat nefsin hakları uğruna kullanılıyorsa iyidir. Bu tür iyi geçim kişinin hayatını bu dünyada da öbür dünyada da felaha ulaştırır. Bunun aksine, eğer bir meta' tüketim ayartısı haline gelir de insanı bir dünya perest yaparsa aldatıcıdır. Aldatıcı geçim vasıtaları her ne kadar zahirde mutluluk kaynağı ve lütufmuş gibi görünüyorsa da aslında bir kötülük, şer ve gelecek olan azabın hazırlayıcısıdır.
Bu ayet temel bir ilahi ilkeyi dile getirmektedir. Karakter ve davranışta daha üstün olan kişi Allah katında da daha üstün bir mevkiye sahiptir. Bu, şu anlama gelir ki, Allah hiç kimsenin amelinin zayi olmasına izin vermez. Herkese kazandıklarının karşılığı verilecektir.
Ve Rabbinizden bağışlanma dileyin; sonra Ona tevbe edin. O da sizi, adı konulmuş bir vakte kadar güzel bir meta (fayda) ile metalandırsın ve her ihsan sahibine kendi ihsanını versin. Eğer yüz çevirirseniz gerçekten ben, sizin için büyük bir günün azabından korkarım.
Allah size güzel geçim vasıtaları sağlayacak şeklindeki güvence, şeytanın bu dünyaya tapan akılsızların kalbine, dindarlık, gerçi insanı Ahirette felaha ulaştırır ama dünya hayatını harap eder şeklindeki batıl fikri bertaraf etmek için verilmiştir. Allah müminleri temin etmektedir ki, rahmet ve bereketini, kendisinden korkan insanlar üzerinde tecelli ettirecek, onları mutluluk ve barış içinde yaşatacak, onurlandıracak ve her yerde saygın kılacaktır.
Böylece Allah, şeytan ve bağlılarının, dindarlığın hakkı ve doğruluğunu seçenleri kaçınılmaz olarak ızdıraba, belaya ve zorluklara sürüklediği yolundaki teorisini kesin biçimde reddetmektedir. Ve temin etmektedir ki, O kendisine inanıp doğru yaşayanların hayatını hem bu dünyada hem de ahirette felaha ulaştıracaktır.
Bilinen bir tecrübedir: gerçek ruh huzurunu tadanlar, onurlu ve saygın bir hayat yaşayanlar, yalnızca Allahtan korkanlar, nefsini temizleyenler, iş ve ilişkilerinde dürüst ve cömert olanlar, günahlardan uzak bulunanlardır. Kuran-ı Kerim e göre, hayat ve geçim vasıtaları ya iyi olur ya da aldatıcı. Burada Allaha yönelecekler için vadedilen geçim vasıtaları aldatıcı olanlar değil, iyi olanlardır. Eğer bir meta Allaha daha yakın kılıyorsa ve Allahın hukuku, insanoğlunun hakları ve bizzat nefsin hakları uğruna kullanılıyorsa iyidir. Bu tür iyi geçim kişinin hayatını bu dünyada da öbür dünyada da felaha ulaştırır. Bunun aksine, eğer bir meta' tüketim ayartısı haline gelir de insanı bir dünya perest yaparsa aldatıcıdır. Aldatıcı geçim vasıtaları her ne kadar zahirde mutluluk kaynağı ve lütufmuş gibi görünüyorsa da aslında bir kötülük, şer ve gelecek olan azabın hazırlayıcısıdır.
Bu ayet temel bir ilahi ilkeyi dile getirmektedir. Karakter ve davranışta daha üstün olan kişi Allah katında da daha üstün bir mevkiye sahiptir. Bu, şu anlama gelir ki, Allah hiç kimsenin amelinin zayi olmasına izin vermez. Herkese kazandıklarının karşılığı verilecektir.