Selamun aleyküm kardeş;
Bende çok kararsız kalmıştım bu konuda,ama şu link de okuduklarımdan sonra fikrim değişti.
Buyrun link'i sizede vereyim...
Ben bu site'den okuyup uygulamaya başladım kaza namazlarımı bu şekilde kılmaya.
Ama bilmiyorum bu site ne kadar güvenilir bir sitedir!
Bu site hakkında görüşü veya bilgisi olan varsa,olumlu olumsuz yazarsa sevinirim bu arada .
svg...
Elhamdülilllaaaah
Ben bu site'den okuyup uygulamaya başladım kaza namazlarımı bu şekilde kılmaya.
Ama bilmiyorum bu site ne kadar güvenilir bir sitedir!
Bu site hakkında görüşü veya bilgisi olan varsa,olumlu olumsuz yazarsa sevinirim bu arada .
svg...
Hanefilere göre:
Kaza namazı borcu olanlar beş vakit namaz öncesi ve sonrası sünnetleri kılmalı, kaza namazı kılmak için bu sünnetleri terk etmemelidir. Ayrıca, kılınması için hakkında hadis bulunan diğer kuşluk, tesbih, evvabin, teheccüd namazları da kılınmalı, kaza namazı için bunlar da terk edilmemelidir!.
Bunların dışında kendiliğinden kılınan nafile namazlar olacaksa, işte bunların yerine kaza namazı kılınması uygun olur. Ama namaz öncesi sonrası sünnetlerle, kılınması için Efendimizin tavsiyeleri bulunan sünnetler kaza namazı için terk edilmemelidir.
Peki, kaza namazı için Sünnetler terk edilirse ne olur? Hiçbir şey olmaz. Sadece bir farz kılınmış, bir sünnet de terk edilmiş, yani bir kazanılmış, bir de kaybedilmiş olunur.
Malikilere gelince:
Kaza namazı olanlar, sabah namazı sünneti, vitir, bayram, tahiyyetül�mescid gibi haklarında hadis bulunan sünnetleri kılmaları (efdal değil) caizdir, kılabilirler. Kılmayıp ta kaza kılsalar efdalini yapmış olurlar.
Hanbelilere göre ise:
Farz namaz borcu olanların namaz öncesi ve sonrası sünnetleri kılmaları caizdir. Ancak kazalarını kılmaları ise efdaldir, daha iyisidir. Başka nafile kılmaları ise haramdır.
Sabah namazının sünneti bütün mezheplerde müstesna. O, çok kuvvetli bir sünnet olduğundan her zaman kılınır, hiçbir durumda ihmale uğratılamaz.
Şafiiye gelince:
Onda farz namaz borcu olanların sünnet kılmaları caiz olmaz. Bir an evvel farzları kılıp borçlarından kurtulmalı, ondan sonra sünnetleri kılma imkanı elde etmiş olmalılar.
� �Görüldüğü üzere dört mezhebden üçüne göre, üzerinde kaza namazı borcu bulunan kimselerin sünnet kılmaları caiz olup, Hanefilere göre de üstelik efdaldir, yani daha iyi ve faziletli bir davranıştır, kılınmalıdır.
Hayreddin Karaman
Şahsi Notum: Hadislerden ve sünnetten alınan alıntılarla kimse kendi başına hüküm veremez. Muhakkak bu konuda ilim sahibi olan, işin öncesini sonrasını, hadislerin vürud sebeplerini, ayetlerin nüzul sebeplerini bilen, Siyere tam hakim olan, Kur'an tefsirleri konusunda bilgisi olan ve çok iyi derecede Arapça bilen alimlerin yorumlarına bakıp, onlara güvenmek akıllı kişinin kârıdır. Aksi takdirde tek başına çekilip alınan bilgi herkes için yanıltıcı olur. Konuya tam hakim olmayan ve bu konuda ilim almamış kişilerin sözlerine uyarak amel edilmemesi zannımca Hak katında da efdaldir.
Allah razı olsun kardeşim,sağolasın
Birde şu cemaat hususunda karar verebilsem tam süper olacak
svg...
S.A benim yine de kafam karışık yıllardır anlatılanların
yalnış olduğunu söylüyorsunuz.ben hanefi mezhebindenim
şafi mezhebi zaten sadece farz kılıyo ama bizim için sözkonusu değil
en azından ben öğle biliyorum ama bu konuyu araştırıcam derinlemesine selam ve dua ile
Kastettiğiniz şey şu yani:
"Biz Allah'ın farz kıldığı ibadeti vaktiyle kılmadık. Ya bilmiyorduk, ya önemsemedik, ya da bir mani çıktı.. Kılmadık.
Sonra da şimdi onları kaza etmeniz gerekiyor. Eh Rasululahın sünneti kenarda beklesin biraz."
Ben bunu anlarım çıkarılan hükümden. Ve İslam alimleri de bunu anlıyorlar. Sünnete ne kadar sarılırsanız Allah o kadar mağfiret eder.
Namazı kaza etmenin ancak ölüm kalım gibi bir mazereti olabilir aslında. Çünkü keyfi olarak kılınmamış namazlar için, hele de içinde yeterli pişmalık yoksa kazası olmadığı söylenir bir kısım alimlerce.
Çünkü Kaza namazı ismeye istemeye mecburiyetlerin zuhur etmesi ile kılınamayan namazın, daha sonra binbir pişmanlık ve gönül yanıklığı ile Allah'a tevbeler ederek ve göz yaşları içinde ifa edilmesidir. Aksi bir sebep kazayla telafisi edilemeyecek kadar büyük bir hatadır. Ancak Ehli Sünnet alimlerinin görüşü, her ne olursa olsun Allah'tan ümit kesilmez. Yine de kazalar kılınsın, Rabbimiz kabul edecektir" şeklinde belli deliller ile ortaya kazaların kılınması gerektiği hükmünü koyarlar.
Şimdi bu sebeplerle kaza namazının kılınması gerektiğini düşünerek, nasıl olur da Rasulullah sünneti esgeçilebilir?
Ayrıca bir şeyi redderderken lütfen biraz insaflı olunuz. Burada ilmin snouçlarından bahsediyoruz. Düşmanca ve insafsızca reddettiğiniz şeyin doğruluğu ihtimalini düşünmüyorsanız bile lütfen saygıyı ihmal etmeyiniz. O sonuçlara varan alimler de Allah rızası için çaba srafeden, ictihad alimleri idi. Sıf bu sebeple bile görüşleri saygıyı hakeder. Biz burada insanların itikadını bozacak bir şeyden değil, Rasulullahın sünnetinin alimlerce uygulanması gerektiği görüşünün varlığından bahsediyoruz. Reddediyorsanız bile ilminin üstüne çıkamadığınız alimlere saygı ile hitapta bulununuz. Aralarında büyük görüş ayrılıkları bulunan ve fazilet bakımından sizden kat kat üstün olan müctehid imamlar bile birbirlerine saygıda kusur etmezken, siz neden bu tarz bir tavır içindesiniz?
Bahsi geçen konu ile alakalı derin araştırmalarımız olmuştur vaktiyle. Ve elde ettiğimiz sonuç sünnetlere de ihtiyacımız olduğundan dolayı, keyfi terkettiğimiz namazların kazalarını tamamlamak uğruna diğer sevaplardan olmamaktır. Kaza namazları ile birlikte sünnet namazların kılınmaması gibi bir gereklilik söz konusu değildir.
selamunaleykum,
konu dikkatimi çekti ve nacizane birşeyle söylemeden geçmek istemedim. öncelikle şunu belirtmek isterim ki bu söyleyeceklerim kendi fikirlerimdir. her türlü eleştiri ve varsa yanlışların düzeltilmesine açıktır. kimseyi söylediklerini de yermek amacıyla yazmıyorum.
şöyle başlamalıyım ki: birşeyin herkes tarafından yapılıyor olması onun doğruluğunu göstermez. doğru olanı yapmak doğrudur. ayrıca islam mantık dini değildir. İslam mantığa hükmeder. yani birşeyleri biz anlamıyoruz diye öyle olmaması anlamını taşımaz. bizim anlamamız aklımızın yetersizliğindendir. birşey kafamıza yatmadı diye haşa İslam'da yoktur diyemeyiz.
Asıl konuya geldiğimizde ise, en çok ikilemde kaldığım konulardan biridir kaza, nafile ve sünnetler. birşey dikkatimi çekti yukarıdaki konularda. yatsı namazının son sünneti için deniyor ki vitire niyet edilir ve 3 rekaat kılınarak hem sünnet hem de kaza eda edilmiş olur. anlayamadığım nokta şu ki: Allah c.c neden yatsı namazının son sünnetini 3 değil de 2 olarak kılınmasını emretmiş ve Rasulune böyle uygulatmıştır. akşam namazı için de aynı durum söz konusudur. eğer sünnetler kaza yerine geçiyorsa bize bu ruhsat zaten verilirdi en azından bu ruhsatı kullanmaya dair koşullar hazırlanırdı. somut örnek verecek olursak teşbihte hata olmasın namazı kompozisyon olarak düşünebiliriz. Ana fikri verdiğimizde sadece konu anlaşılmıştır aslında. ama giriş ve sonuçları olduğunda daha anlaşılır olur. kaldı ki kompozisyonda kontrol insanken ibadette Rabbimdir ve O'nun rahmeti sonsuzdur. Şüphesiz O çok bağışlayandır.
Hepimizin iyi bildiği bir hadiste de dediği gibi: Hz. Ali r.a. (yanılıyor olabilirim) müşriklerden biriyle konuşurken diyor ki varsayalım haşa Allah yok ahiret diye bir şey de yok. Bu durumda ben dünyada fazladan biraz gayret göstermiş olurum birşey kaybetmem diyor. Ama Ya Allah ve ahiret varsa ben zaten birşey kaybetmemişken kazanan da olurum diyor.
Ben önceden sünnet yerine kaza kılıyordum. bi abimle oturduk hesapladık benim namazdan sonra kaza kılmam ortalama 3 dakikamı alıyor. yani 3 dakika için sünnetten vazgeçmiş oluyorum. yine belirtiyorum şahsi fikrimdir kimseyi etkilemek niyetinde değilim kesinlikle doğrudur veya yanlıştır demiyorum ki burda bunu yazma sebebim daha net bir karar vermemde yardımcı olmanız inşallah. nihayetinde En doğrusunu Rabbim bilir. O bizi yanlış yolda olanlardan eylemesin...her iki şekilde de namaz kılmış biri olarak Rabbim eksiklerimizi rahmetiyle tamamlasın inşallah.
Sonuç olarak hiçbir iyiliğin hiçbir ibadetin -bazı kurallar çerçevisinde- Allah c.c. katında zayi olacağını düşünmüyorum. inşallah karşılığını mükafatını alacağızdır.
bu linkte her iki görüşü de destekleyen bilgiler bulunmaktadır. benden daha açıklayıcı
Lütfen aksini düşünen veya bir yerde yanlış düşündüğümü yanlış birşey söylediğimi gören arkadaşlar uyarsınlar çünkü bunları söylemekle beraber yanlışlık da varsa kabulumdür.herkes hakkını helal etsin inşallah...
Selam ve Dua ile
Kastettiğiniz şey şu yani:
"Biz Allah'ın farz kıldığı ibadeti vaktiyle kılmadık. Ya bilmiyorduk, ya önemsemedik, ya da bir mani çıktı.. Kılmadık.
Sonra da şimdi onları kaza etmeniz gerekiyor. Eh Rasululahın sünneti kenarda beklesin biraz."
Hiç bir alim öyle bir şey demiyor bizde öyle demedik zaten. Yukarıdaki yazıları ve linkleri iyi okumadığınız anlaşılıyor. Bir kere sünnetleri kılarken kazaya niyet edildiği zaman sünnetler terk edilmiş olmuyor. Sünnetten kasıt o vakitte farzdan başka bir namaz kılmak. İşte kaza namazı borcu olan sünneti kılarken kazaya niyet edicek . Öğleyi yine 10 rekat kılacak.
Fıkhta bir kaide vardır. Bir ibadetten üzerimizde farz olan borç varsa o cins olan ibadetin nafilesi kabul olmaz. Mesela Zekat borcu olanın sadakası kabul olmaz. Önce zekat borcunu ödemesi gerekir. Oruç borcu olanın tuttuğu nafile oruçlar kabul olmaz. Önce farz olan borcunu ödemesi gerekir. Kimse sünneti kenara atın demiyor. Eğer biz sünneti kenara atın dediysek sizde farzı kenara attırıyosunuz. Hangisi daha büyük suç. Adamın borcu var siz borcunu ödeme nafile sünnet kıl diyorsunuz. Yani farzı geciktir diyorsunuz adama.
Ben bunu anlarım çıkarılan hükümden. Ve İslam alimleri de bunu anlıyorlar. Sünnete ne kadar sarılırsanız Allah o kadar mağfiret eder.
Farza sarılmadan sünnete sarılmanın bir kıymeti olmaz. Namaz kılmayan adamın sokakta cübbeyle sarıkla gezmesine benzer. Nasılki imanı olmayanın hayrı hasenatı hatta cami yapması ona faide vermez. Farz borcu olanında o cinstan olan nafile ibadetleri kabul olmaz. Kağıtta 1 rakamı yoksa isterseniz 1000 tane 0 yazın yine sıfırı elde edersiniz.
Namazı kaza etmenin ancak ölüm kalım gibi bir mazereti olabilir aslında. Çünkü keyfi olarak kılınmamış namazlar için, hele de içinde yeterli pişmalık yoksa kazası olmadığı söylenir bir kısım alimlerce.
Namaza ehemmiyet vermiyen kafir olur. Kafire namaz farz değildir. Bu sebebden kazasıda gerekmez.
Çünkü Kaza namazı ismeye istemeye mecburiyetlerin zuhur etmesi ile kılınamayan namazın, daha sonra binbir pişmanlık ve gönül yanıklığı ile Allah'a tevbeler ederek ve göz yaşları içinde ifa edilmesidir. Aksi bir sebep kazayla telafisi edilemeyecek kadar büyük bir hatadır. Ancak Ehli Sünnet alimlerinin görüşü, her ne olursa olsun Allah'tan ümit kesilmez. Yine de kazalar kılınsın, Rabbimiz kabul edecektir" şeklinde belli deliller ile ortaya kazaların kılınması gerektiği hükmünü koyarlar.
Şimdi bu sebeplerle kaza namazının kılınması gerektiğini düşünerek, nasıl olur da Rasulullah sünneti esgeçilebilir?
Es geçilmiyor lütfen yukarıda yazdığımız cevablara bir göz atın.
Aşağıdaki linke bakarmısınız size zahmet.
Sünnet terk edilmiş olmaz .:.: www.dinimizislam.com :.:.
Ayrıca bir şeyi redderderken lütfen biraz insaflı olunuz. Burada ilmin snouçlarından bahsediyoruz. Düşmanca ve insafsızca reddettiğiniz şeyin doğruluğu ihtimalini düşünmüyorsanız bile lütfen saygıyı ihmal etmeyiniz.
Saygısızlık ettiysek özür dileriz.
O sonuçlara varan alimler de Allah rızası için çaba srafeden, ictihad alimleri idi.
İctihad alimleri yani müctehid dediğiniz Hayrettin karaman mı? Aynı kişi Allahı bir bilen hristiyanların cennete girebileceğini sitesinde yazmış. Biz onu müctehid olarak kabul etmiyoruz ki. Yok hakiki müctehid alimleri kastediyorsanız hepsinin başımızın üstünde yeri var.Biz hiç birine dil uzatmadık
Sıf bu sebeple bile görüşleri saygıyı hakeder. Biz burada insanların itikadını bozacak bir şeyden değil, Rasulullahın sünnetinin alimlerce uygulanması gerektiği görüşünün varlığından bahsediyoruz. Reddediyorsanız bile ilminin üstüne çıkamadığınız alimlere saygı ile hitapta bulununuz. Aralarında büyük görüş ayrılıkları bulunan ve fazilet bakımından sizden kat kat üstün olan müctehid imamlar bile birbirlerine saygıda kusur etmezken, siz neden bu tarz bir tavır içindesiniz?Müctehid alimlere hiç bir saygısızlığım olmadı. Ama müctehid olmayanları müctehid olarak tanıtırsanız ona bir şey diyemem.
Bahsi geçen konu ile alakalı derin araştırmalarımız olmuştur vaktiyle. Ve elde ettiğimiz sonuç sünnetlere de ihtiyacımız olduğundan dolayı, keyfi terkettiğimiz namazların kazalarını tamamlamak uğruna diğer sevaplardan olmamaktır. Kaza namazları ile birlikte sünnet namazların kılınmaması gibi bir gereklilik söz konusu değildir.