Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

kaza namazı olan sünnet ve nafile namaz kılabilir mi (1 Kullanıcı)

gurbette

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Eki 2008
Mesajlar
2,850
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
50
Huyela kardeşim zaten osman ünlü kardeşimiz karıştırıyo bence herşeyi hem onun hocası kimmiş merak ettim nerede eğitim almış.Hocalığı nerden geliyo.anlatırsanız sevinirim.

Aşağıda yazacağım insanların hocalarıda belli eğitimleride.Bir Ömer Nasuhi Bilmen hoca diyanet işleri başkanlığından neden istifa etmiş biliyomusunuz.Ezanın türkçe okunması için imza atmamak için hem hayatını okursanız bir ehli sünnet alimi olduğunu anlarsınız.Şimdi siz diceksiniz benim yazdığım kaynaklardaki hocalarda ehli sünnet alimi diye doğrudur
onlar anlatıyoda siz anlamıyosunuz anlamak istemiyosunuz.Yada işinize geldiği gibi algılıyosunuz.Oh ne ala sünnetle beraber kazalarda düşer.Onu Allah 'a bırakalım bence biz hem sünneti hem farzları hem kazaları kılalımda ondan sonra ALLAH 'a bırakalım.Üç beş dakika için sünnet terkedilir mi

"Peygamber efendimiz ' aleyhisselam' dininizi diyanet işlerinden öğreninmi dedi "demişsin peki Peygamberimiz s.a.v sünnetlerin yerine farzlaramı niyet edin dedi.İmam Azam hazretleri zamanında eminmisin yada o zaman mı yaşadın kide kaza namazı olan yok diyosun.Bişri Hafi hazretleri içki içmiyomuydu hayatını biliyosundur belkide namazda kılmıyodu peki buna ne dersin demekki her dönem var kardeşim namaz kılmayan.Emin olki İmam Azam hazretleri diğer mezhep imamları gibi belirtirdi ama Hanefi mezhebinde bu yok sünnetler kılınacak yani.

Ömer nasuhi Bilmen hazretlerinin ilmihal kitabı heralde en çok okunan ilmihal kitabı orda açık net yazıyo Buhari Hazretleride yazmış.Allah aşkına anlamak istediğiniz gibi algılamayın bu meseleyi namazlardan sonra 3 dakikanızı ayırın kazanızı kılın zor mu ya.Eğer Hanefiyseniz tabi.Bakın MAHmud Esad Coşan hocamızında görüşleri var bu insanlara inanıyorum sizin yazdıklarınız doğru ama Hanefi mezhebine göre değil.Kaynaklarınızda doğrudur eminim ama kardeşlerim diğer üç mezhebe göre bunlar.

Şimdi Mahmud Coşan Efendinin güncel meseleler 2 adlı eserinden aşağıdaki alıntıyı okumanızı rica ediyorum
Soru:

--Namaza yeni başlayıp da kaza namazları çok olan bir kimse, vakit namazlarındaki sünnetleri terkedip kaza namazı kılabilir mi?

--Câiz değildir. Vakit sünnetlerini kılacak. Ayrıca bizim tarif ettiğimiz işrak namazı, duha namazı, evvâbin namazı, teheccüd namazı ve sâireyi de kılacak, onları da bırakmayacak. Ötekisini de ödemeye geçecek. Bizim mezhebimiz --Hanefî mezhebi-- böyledir.

Bazı başka kaviller var... Şafiî mezhebinde, "Önce farzları ödesin!" demişler ama, bizim mezhebimizde büyüklerimiz diyorlar ki: "Bu namazları vaktinde kılmadın, bir edepsizlik yaptın, bir günaha girdin, bulaştın. Şimdi o günahı telâfi edeceğim derken, bu sefer Peygamber Efendimizin sünnetlerini kılmayıp, oradan bir başka kusur yapıyorsun; uygun olmuyor.

Sen onları kıl; ötekilerini de belirli bir plan dairesinde, yavaş yavaş ödemeğe giriş. Allah nasıl olsa, rûz-i mahşerde kulların namaz ibadetlerini hesaplarken, farzlarını hesaplayacak; farzlarda eksik varsa, sünnetlerle tamamlayacak. Ondan sonra nafilelerle tamamlayacak. Hesabı Allah'a ait... Sen Allah'a güzel kulluk et; o hesabı doğrultur. Yoksa, kimse ameliyle cennete girecek değil...

Büyüklerimiz bu kanatte, bizim mezhebimiz bu... Başka mezheplerde, başka türlü düşünceler olabilir.

Soru:

--"Kazası olan kimse, akşamdan sonra evvabin namazını ve diğer nafile namazları kılamaz; kılsa bile Allah kabul etmez!" diyorlar. Lütfen bunun hakkında açıklama yapar mısınız?
-

-Muhterem kardeşlerim! Akılla mantıkla gelin bu meseleyi çözelim. "Kılsa bile Allah kabul etmez!" diyormuş. Yâhû sen Allah'ın vekili misin? Bir kul namaz kılıyor, "Kılsa bile Allah kabul etmez!" diyor. Kimsin sen yâhu, Allah'tan mesaj mı aldın? Bu ne biçim laf?

Bizim ulemamız, "Kılsa kabul olur." diyor, niye kabul olmayacakmış? Kabul olur kardeşlerim. Peygamber Efendimiz'in hadis-i şerifte, "Kılın! Denizlerin köpüğü kadar günahınız olsa bile affeder." diye teşvik ettiği bir namazı, "Rasûlüllah emretmiş, tavsiye etmiş; ben de kılayım!" diye kılsam, niye kabul etmesin Allah? Bu nerden çıkıyor, bu ne biçim laf?

Bizim Hanefî mezhebimizde böyle bir mesele yok... Kılınan nafile namazlar sevaptır, kılınır.

--Kaza borcu varsa hocam?

--Kaza borcu varsa, kaza borcunu ödesin!

Zaten namazı vaktinde kılmamış, kazaya bırakmış, bir günah işlemiş; şimdi onu ödeyeceğim diye bu sefer burdaki sevaplı işleri bırakıyor. Olur mu? Bir kabahat işlemiş, o kabahati temizlemek için, bir çok iyi şeyi yapmıyor. Olur mu? Olmaz!..

Onun için, kardeşlerimiz duha namazını kılacak, işrak namazını kılacak, evvâbin namazını kılacak, gece namazını kılacak, teheccüd namazını kılacak. Ondan sonra Allah'tan öteki borçlarını da ödemesi için yardım isteyerek, fırsat buldukça ötekileri de kılmağa girişecek. Mâdem zamanında kılmamış, bir edepsizlik etmiş; onu yavaş yavaş ödemeğe gayret edecek. Hadis-i şeriflerde kılın diye Efendimiz'in tavsiye ettiği namazları kılmamak sûretiyle, ikinci bir edepsizlik yapmayacak. İkinci bir fırsat kaçmış oluyor bu sefer elinden...
O bakımdan bu mantık mantık değildir. Bizim mezhebimizde böyle şey yok... Onları kılacak!.. Hem, kabul olmaz sözü bayağı ayıp...

--Allah bunu kabul etmez!..

--Nerden bildin? Sen Allah'ın vekili misin? Allahın gönderdiği selâhiyetli şahıs Peygamber Efendimiz, "Şu namazları kılın!" diyor. Sen de dikilmişsin kılacak insanın karşısına: "Sen kılma, kabul etmez Allah!.." diyorsun.

Tövbe estağfirullah... İnsanların aklı karıştı mı, nasıl karışıyor. Sen bizi akıl nimetinden mahrum etme yâ Rabbi

M.Esad Coşan hoca

Allahu Teala razi olsun sizden.
biz cok yazdik daha önceki sayfalara baktiysaniz ama hala bazi kardeslerimiz bizim dedigimiz dedik! yani dogru baskalarinin dedikleri yanlis el insaf insaf...
selametle kaliniz
 

gurbette

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Eki 2008
Mesajlar
2,850
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
50
Bak kardeşim Ben demiyorum bunları Alimler net şekilde diyo.Zaten ALLAH c.c inş. sünnetleri farzlar yerine tamamlıcanı söylüyo yani hanefi mezhebinde kafamıza göre sünnete niyet edemeyiz.İmam AZAM hazretleri böyle kılmış bizde O na tabi oluyasak böyle kılcaz.Peygamberimiz a.s bazen ikindi ve yatsı namazların sünnetlerini terk etmiş mesela Bedir savaşında ama bazen fakat bunu dışındaki sünnetleri terk etmemiş bizimde etmemizi istemez bence.

Biri çıkıyo hangi mezhepten olduğunu söylemeden böyle yapcaksın diyo.Kardeşlerim Alimler nafileyle uğraşmak farzlara göre denizde bir damla gibi diyolarsa doğrudur buna kimse yanlış demiyo ama Alimler sünnetleri terk edin demiyo hanefilere.Bir tane hadis getirsinler sünneti terk edildiğine dair ben tamam derim yok çünkü.Kardeşlerim osman ünlü kardeşimize inanıyoda İMam AZAM hazretlerine , M.Esad Coşan hocaya (onunda hocası hocaların hocası M. ZAHİT KOTKU hocadır) Ömer Nasuhi Bİlmen hocaya son zamanların ehli sünnet alimlerine inanmıyolarda onlar yalan söylüyoda osman ünlü birde hoca diyolar ona inanıyolar kardeşim bizim hanefi mezhebinde böyle sünnetler terk edilmez.Daha fazlada uzatmaya gerek yok ALLAH ahirette zaten tamalıcanı söylüyo nafilelerle Sen haşa ALLAH 'tan c.c daha iyimi biliyosun ki sünnet yerine kazaya niyet edilir diye.

Neymiş ben sünneti terk etmiyorumki ozaman niyetini düzgün yap sadece sünnete niyet et.ALLAH c.c demiyomu "kulum bana nafilerlerle yaklaşır" diye. Daha neyin tartışması ki bu kimse farzlardan üstün demiyoki sünnet için.Bu konular basit değil arkadaşlar Yoksa bu alimlere karşı haksızlık ederiz ALLAH c.c korusun biz kimiz ki.

Bir osman ünlüye inanıyolarda M.Esad COŞAN hocaya inanmıyolar.Hayatını ilme adamış dünyayı gezmiş ve Avusturalyada bir cami açılışına giderken trafik kazasında hayatını kaybetmiş.Hizmet yolunda istanbulda camilerde senelerce vaaz vermiş nasihat etmiş hadis okumuş.Lütfen ya biraz insaf bu insanlar osman ünlüden daha iyi araştırdıklarına eminim hocaları zaten M.Zahit KOTKU r.a biraz insaf bu insanların görüşlerini beğenmiyosunuz basit geliyo size bunlar Peygamber a.s varisleri kardeşlerim dikkat edin.

Allah Celle Celaluhu razi olsun.
 

Huyela

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Eki 2006
Mesajlar
2,345
Tepki puanı
1
Puanları
36
Yaş
41
Konum
İstanbul
Huyela kardeşim zaten osman ünlü kardeşimiz karıştırıyo bence herşeyi hem onun hocası kimmiş merak ettim nerede eğitim almış.Hocalığı nerden geliyo.anlatırsanız sevinirim.

Haşa . Kendileri doğru olanı naklediyor. Hüseyin hilmi Işık efendinin talebesidir kendileri. Hüseyin hilmi Işık efendi 'rahmetullahi teala aleyh' Seyyyid abdulhakim arvasi hazretlerinin talebesidir. Silsile olduğu gibi aşağıda mevcuttur. Yani bu büyükler hocalarından öğrendiklerini talebelerine naklediyorlar .Dolayısıyla Resulullah efendimize kadar' aleyhisselam' ulaşıyor. Peygamber efendimiz ise 'beni rabbim terbiye etti ' buyuruyor.

1- Peygamber Efendimiz
2- Ebubekr-i Sıddık
3- Selman-ı Farisi
4- Kasım bin Muhammed
5- Cafer-i Sadık
6- Bayezid-i Bistami
7- Ebul Hasan Harkani
8- Ebu Ali Farmedi
9- Yusuf-i Hemedani
10- Abdülhalık-i Goncdüvani
11- Arif-i Rivegeri
12- Mahmud-i Encirfagnevi
13- Ali Ramiteni
14- Muhammed Bâbâ Semmasi
15- Seyyid Emir Gilâl
16- Seyyid Muhammed Behaeddin Buhari
17- Alâüddin-i Attâr
18- Yakub-i Çerhi
19- Ubeydullah-i Ahrâr
20- Kâdi Muhammed Zâhid
21- Derviş Muhammed
22- Hâcegi Muhammed Emkenegi
23- Muhammed Bakibillah
24- İmam-ı Ahmed Rabbani
25- Muhammed Masum Faruki
26- Seyfeddin Faruki
27- Seyyid Nur Muhammed
28- Mazhar-ı Cân-ı Canan
29- Seyyid Abdullah Dehlevi
30- Mevlana Halid-i Bağdâdi
31- Seyyid Abdullah Şemdini
32- Seyyid Tâhâ-yı Hakkâri
33- Seyyid Muhammed Sâlih
34- Seyyid Sıbgatullah-i Hizâni
35- Seyyid Fehim-i Arvâsi
36- Seyyid Abdülhakim-i Arvâsi
37- Hüseyin Hilmi Işık Efendi

Hepsinin hayatları hakkında bilgi almak isterseniz bu linkten istifade edebilirsiniz.

Silsile-i aliyye büyükleri .:.: www.dinimizislam.com :.:.



Aşağıda yazacağım insanların hocalarıda belli eğitimleride.Bir Ömer Nasuhi Bilmen hoca diyanet işleri başkanlığından neden istifa etmiş biliyomusunuz.Ezanın türkçe okunması için imza atmamak için hem hayatını okursanız bir ehli sünnet alimi olduğunu anlarsınız.

Allahü teala gani gani rahmet eylesin. Yanlız dikkat ederseniz ilmihalinde üç konuda delil gösterememiştir. Biri kaza namazları biri diş dolgusu diğeride uşur hakkında. Diğer yazdıkları zaten başımızın üstünde.

Şimdi siz diceksiniz benim yazdığım kaynaklardaki hocalarda ehli sünnet alimi diye doğrudur
onlar anlatıyoda siz anlamıyosunuz anlamak istemiyosunuz.Yada işinize geldiği gibi algılıyosunuz.Oh ne ala sünnetle beraber kazalarda düşer.Onu Allah 'a bırakalım bence biz hem sünneti hem farzları hem kazaları kılalımda ondan sonra ALLAH 'a bırakalım.Üç beş dakika için sünnet terkedilir mi

Sünnet terkedilmiş olmuyorki bunuda siz anlıyamıyorsunuz.

"Peygamber efendimiz ' aleyhisselam' dininizi diyanet işlerinden öğreninmi dedi "demişsin peki Peygamberimiz s.a.v sünnetlerin yerine farzlaramı niyet edin dedi.İmam Azam hazretleri zamanında eminmisin yada o zaman mı yaşadın kide kaza namazı olan yok diyosun.Bişri Hafi hazretleri içki içmiyomuydu hayatını biliyosundur belkide namazda kılmıyodu peki buna ne dersin demekki her dönem var kardeşim namaz kılmayan.

Su-i zan ediyorsun. Nerden biliyorsun namaz kılmadığını. Eskiden namazını kılmayan yok gibiydi . Onlarda saklardı utanır sıkılırdı. Fasıklar çalgı türkü çalacakları zaman çuval içinde saklar ormanlara giderlermiş.Tarih kitabları ortada.Ama konumuz bu değil.


Emin olki İmam Azam hazretleri diğer mezhep imamları gibi belirtirdi ama Hanefi mezhebinde bu yok sünnetler kılınacak yani.

Ömer nasuhi Bilmen hazretlerinin ilmihal kitabı heralde en çok okunan ilmihal kitabı orda açık net yazıyo Buhari Hazretleride yazmış.
Birşeyin çok okunması çok satılması bazı şeyler için ölçü olmaz.


Allah aşkına anlamak istediğiniz gibi algılamayın bu meseleyi namazlardan sonra 3 dakikanızı ayırın kazanızı kılın zor mu ya
Zor değil tabi kimse kılmayın demiyorki ama bunu kılsan bile sünnetleri kılarkende kazaya niyet eti bir günde iki günlük borç öde .


.Eğer Hanefiyseniz tabi.Bakın MAHmud Esad Coşan hocamızında görüşleri var bu insanlara inanıyorum sizin yazdıklarınız doğru ama Hanefi mezhebine göre değil.Kaynaklarınızda doğrudur eminim ama kardeşlerim diğer üç mezhebe göre bunlar.

Lütfen sizde bunu anlayın bakın hanifi meshebinde olanları yazıyorum. Lütfen insaf ile okuyunuz.

Büyük âlim İbni Nüceym’e soruldu ki, kaza namazı olan kimse, sünnetleri kılarken kazaya niyet ederek kılsa, sünnetleri terk etmiş olur mu? Cevabında, (Sünnetleri terk etmiş olmaz. Çünkü sünnetleri kılmaktan maksat, o vakit içinde farzdan başka bir namaz daha kılmaktır. Kaza kılmakla, sünnet de yerine getirilmiş olur.) [Nevâdir-i fıkhiyye fi mezheb-il-eimmet-il Hanefiyye s.36]

Hamza Efendi hazretlerinin Bey’ ve Şir’a risalesinin şerhinde, (Kaza borcu var iken, nafile kılmak ahmaklıktır) buyuruluyor. Sünnetlere nafile denir.


(Farz namaz borcu olanın nafile kılması, doğurmak üzere olan hamileye benzer. Doğumu yaklaşmışken, çocuğu düşürür. Artık bu kadına, hamile de, ana da denmez. Bu kimse de böyle olup, farz namazlarını ödemedikçe, nafile namazları kabul olmaz.) [Fütuh-ul gayb m.48]

Hanefi âlimi Abdülhak-ı Dehlevi, (Bu hadis, farz borcu olanın, sünnetlerinin de kabul olmayacağını bildiriyor) buyuruyor. Abdülkadir-i Geylani hazretleri (Farz borcu varken sünnet ile meşgul olmak ahmaklıktır. Çünkü sünnetleri kabul olmaz) buyuruyor. (Fütuh-ul gayb ve şerhi)

Dört mezhebin fıkıh bilgilerinde mütehassıs olan Seyyid Abdülhakim Arvasi hazretleri, (Yıllarca kaza borcu olan, sünnetleri kılarken, kaza namazına niyet ederek kılmalıdır. Böyle niyet etmek, dört mezhepte de gerekir) buyuruyor.

Farzın yanında nafile ve sünnet, deniz yanında bir damla bile değildir. (Mekt. Rabbani)


Hangisi Şafii kitabı ki? Hazma efendinin Bey ve şir’a risalesi mi? Kudüs kadısının yazdığı Nevadir-i fıkhiyye fi mezheb-il-eimmet-il Hanefiyye kitabı mı? Hanefi mezhebi hadis âlimlerinden Abdülhak-ı Dehlevi mi? İmam-ı Rabbani mi? Muhammed Emin efendinin Necat-ül- mü’minin mi?


-Muhterem kardeşlerim! Akılla mantıkla gelin bu meseleyi çözelim. "Kılsa bile Allah kabul etmez!" diyormuş. Yâhû sen Allah'ın vekili misin? Bir kul namaz kılıyor, "Kılsa bile Allah kabul etmez!" diyor. Kimsin sen yâhu, Allah'tan mesaj mı aldın? Bu ne biçim laf?

Kimse kafasından söylemiyor. Dinin sahibi öyle buyuruyor. Ehli sünnet alimleride onu naklediyor. Buyurun bakın kim buyuruyor.

Peygamber efendimiz buyuruyor ki:
(Kaza namazı olanın, kıldığı nafile namaz kabul olmaz.) [Dürret-ül-fahire]

(Herkes nafile ile meşgul iken sen farzları tamamla!) [Miftah-ün-necat]

(Farz namaz borcu olanın nafile kılması, doğurmak üzere olan hamileye benzer. Doğumu yaklaşmışken, çocuğu düşürür. Artık bu kadına, hamile de, ana da denmez. Bu kimse de böyle olup, farz namazlarını ödemedikçe, nafile namazları kabul olmaz.) [Fütuh-ul gayb m.48]

Hazret-i Ebu Bekir buyurdu ki:
Allahü teâlâ, farz borcu olanın, bunları ödemeden, nafile ibadetini kabul etmez. (Kitab-ül Harac)

İmam-ı Rabbani hazretleri buyurdu ki:
Nafilelerin farzlar yanındaki değeri, okyanus yanında bir damla bile değildir. (1/260)
Nafile ibadet, bir farzı terk etmeye sebep olursa, ibadet olmaz, zararlı olur. (1/123)

Seyyid Abdülkadir-i Geylani hazretleri buyurdu ki:
(Farz namaz borcu olanın nafilesi kabul olmaz) hadis-i şerifi gösteriyor ki, farz borcu varken nafile ile meşgul olmak ahmaklıktır. Kaza borcu olanın nafile kılması, borçlunun alacaklıya hediye götürmesine benzer ki, elbette kabul olmaz. Mümin, bir tüccara benzer, farzlar sermayesi, nafileler ise kazancıdır. Sermaye kurtarılmadan kâr olmaz. (Fütuh-ul-gayb m.48)

Bilmiyorum bu kadar delil nasıl yetmiyor. Kim yanlış yoldaysa Allahü teala onu razı olduğu yolda bulundursun.
 

musabtnr

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
16 Şub 2009
Mesajlar
57
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
47
Peygamber efendimiz buyuruyor ki:
(Kaza namazı olanın, kıldığı nafile namaz kabul olmaz.) [Dürret-ül-fahire]

(Herkes nafile ile meşgul iken sen farzları tamamla!) [Miftah-ün-necat]

(Farz namaz borcu olanın nafile kılması, doğurmak üzere olan hamileye benzer. Doğumu yaklaşmışken, çocuğu düşürür. Artık bu kadına, hamile de, ana da denmez. Bu kimse de böyle olup, farz namazlarını ödemedikçe, nafile namazları kabul olmaz.) [Fütuh-ul gayb m.48]

Hazret-i Ebu Bekir buyurdu ki:
ALLAHü teâlâ, farz borcu olanın, bunları ödemeden, nafile ibadetini kabul etmez. (Kitab-ül Harac)

İmam-ı Rabbani hazretleri buyurdu ki:
Nafilelerin farzlar yanındaki değeri, okyanus yanında bir damla bile değildir. (1/260)
Nafile ibadet, bir farzı terk etmeye sebep olursa, ibadet olmaz, zararlı olur. (1/123)

Seyyid Abdülkadir-i Geylani hazretleri buyurdu ki:
(Farz namaz borcu olanın nafilesi kabul olmaz) hadis-i şerifi gösteriyor ki, farz borcu varken nafile ile meşgul olmak ahmaklıktır. Kaza borcu olanın nafile kılması, borçlunun alacaklıya hediye götürmesine benzer ki, elbette kabul olmaz. Mümin, bir tüccara benzer, farzlar sermayesi, nafileler ise kazancıdır. Sermaye kurtarılmadan kâr olmaz. (Fütuh-ul-gayb m.48)

Herşeye cevap bulmak kolaydır.Marifet bu değil.Marifet karşındakide doğru söylüyosa buda olur buda olur demekte.

Bak kardeşim burda hiçbiri sünnet yerine kaza kılın demiyo nafile ibadetle uğraşmak denizde damla gibi diyolar yani kazalar daha efdaldir diyolar.Burdaki nafileden kasıt namazlardaki sünnetler olduğunu açıkca söylenmiyoki.Tartışmamız bile yersiz sünnetleri kılcaz ve kaza borçlarımızı ödücez.Bunda anlaşılmıcak bence bişey yok kardeşim o alimler doğruları söylüyıolar ama algılama farklı.Onlar ordaki sünnet olan namazı kastetmiyolar açıkca öyle bişey yok.Ama isteyen istediği gibi yapar zorlada bişey olmaz ben diyorum ki insanlara demeyinki böyle yapın bu doğru.

Tembelliğe alıştırmayın insanları neymiş bunu yap buda olur.Bırakalım bunları alimler bile çözememiş biz aktarıyoruz sadece ama bazı kişilerin şahsi yorumları olunca iş karışıyo.adam ne güzel sünnetleride kılıyo kazalarıda ama biri çıkıyo bak böyle yapcaksın diyo sonra adam yaptığının yanlış olduğunu zannediyo.Desenize kardeşim önceki yaptığınızda doğru diye ortada yanlış varmış gibi hissediyo herkes.


Huyela kardeşim sünnetleri kılan ve namazdan sonrada kazalarını kılan yanlış mı yapıyo doğru yapıyo tabiki ama siz böyle yapanları yönlendirmeyin kardeşim sünnetler yerine kazaya niyet edin demeyin.ikiside olur deyin yada sünnet kılmayın demeyin hiçbir alim demez biz yanlış algılıyoruz sadece.İsteyen istediğini yapmakta özgür doğrusunu ALLAH bilir.
 

hanife deniz

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
29 Tem 2007
Mesajlar
4,279
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
58
Konum
Bursa
Selamunaleykum Kardeşlerim,
Allah hepinizden razı olsun,polemiğe gerek yok,efendimiz bize zaruret halinde terk edebileceğimiz sünnetleri göstermemiş mi,inş.vakit sünnetlerimizi ve kazalarımızıda layıkıyla kılmayı nasibetsin inş.
Selam ve Dua ile
 

Huyela

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Eki 2006
Mesajlar
2,345
Tepki puanı
1
Puanları
36
Yaş
41
Konum
İstanbul
Herşeye cevap bulmak kolaydır.Marifet bu değil.Marifet karşındakide doğru söylüyosa buda olur buda olur demekte.

Evet ama doğru söylüyorsa. Doğru söylemeyene doğru söylüyorsun demek dalkavukluk olur. Onuda bizden beklemeyiniz.

Bak kardeşim burda hiçbiri sünnet yerine kaza kılın demiyo nafile ibadetle uğraşmak denizde damla gibi diyolar yani kazalar daha efdaldir diyolar.Burdaki nafileden kasıt namazlardaki sünnetler olduğunu açıkca söylenmiyoki.

BAkın dikkat edersenizi bu kadar büyük alimleri kendi taleberinden daha iyi anladığınızı iddia ediyorsunuz. Sanki o kadar islam alimi hocalarının sözlerini hadisi şerifleri yanlış anlamış yanlış açıklamış bunu siz haşa düzeltmeye kalkarak "orada bunu söylemek istemiyor" gibi saçma bir söz söylüyorsunuz. Bu cesaret ister doğrusu.

Tartışmamız bile yersiz sünnetleri kılcaz ve kaza borçlarımızı ödücez.Bunda anlaşılmıcak bence bişey yok kardeşim o alimler doğruları söylüyıolar ama algılama farklı.Onlar ordaki sünnet olan namazı kastetmiyolar açıkca öyle bişey yok.Ama isteyen istediği gibi yapar zorlada bişey olmaz ben diyorum ki insanlara demeyinki böyle yapın bu doğru.

Bu büyük alimler "rahmetullahi teala aleyhim ecmain" insanların bir an önce kaza namazlarını kılıp bitirmelerini istiyor. Bu farz borcundan biran önce kurtulmaları gerektiğini anlatmak istiyorlar. Siz ise sünnetleri terk ettiriyorlar diye iftira atıyorsunuz. Doğru olan şeyi insanlara neden yapın demiyecekmişiz. En iyisini en güzelini yapması her zaman o insanın faidesinedir.

Tembelliğe alıştırmayın insanları neymiş bunu yap buda olur.Bırakalım bunları alimler bile çözememiş biz aktarıyoruz sadece ama bazı kişilerin şahsi yorumları olunca iş karışıyo.adam ne güzel sünnetleride kılıyo kazalarıda ama biri çıkıyo bak böyle yapcaksın diyo sonra adam yaptığının yanlış olduğunu zannediyo.Desenize kardeşim önceki yaptığınızda doğru diye ortada yanlış varmış gibi hissediyo herkes.

Ortada bir yanlış var zaten. Daha doğrusu bir eksik var. Adamın borcu varken hediye vermeye çalışıyor. Siz bu çıkışlarınızla bu islam alimlerine karşı çıkmış olduğunuzun farkında değilsiniz zannedersem. İsterseniz bu konu burada kapansın. Çünkü yazdıklarınız sizi tehlikeli yerlere götürüyor.
Aklı olana bir işaret yetişir. buyurulmuş. Nasibi olan okur öğrenir amel eder kurtulur.



Huyela kardeşim sünnetleri kılan ve namazdan sonrada kazalarını kılan yanlış mı yapıyo doğru yapıyo tabiki ama siz böyle yapanları yönlendirmeyin kardeşim sünnetler yerine kazaya niyet edin demeyin.

Neden demiyelim arkadaşım. Ehli sünnet alimlerinin buyurduklarını neden aktarmayalım din kardeşlerimize.

ikiside olur deyin yada sünnet kılmayın demeyin hiçbir alim demez biz yanlış algılıyoruz sadece.

Kimse sünnet kılmayın demiyor. Hâlâ anlamadığınız anlaşılıyor. Bu büyük alimleri sünnetleri kılarken kaza namazınada niyet edin diyor. Yani sünneti terk etmek filan yok ortada.

İsteyen istediğini yapmakta özgür

Özgür değil. Müslüman teslim olmuş kimse demektir. Yani her istediğini değil Allahü tealanın emrini yapmakla mükelleftir.

doğrusunu ALLAH bilir.

Amenna.....
 

aşık74

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
17 Kas 2008
Mesajlar
57
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
50
Arkadaşlar bence burada anlaşılmayacak hiçbir şey yok, olay gayet anlaşılır.

Bu şekilde kazalarımızı kılarken,sünnetleri terk etmiş olmuyoruz.
Çünkü peygamberimizin farz namazların öncesinde ve sonrasında namaz kılmalarını biz sünnet olarak uyguluyoruz.
Bu şekilde yapıp kaza namazlarımıza niyet ettiğimizde,zaten peygamberimize uymuş oluyoruz.Vakit namazlarının öncesinde ve sonrasında namaz kılmış oluyoruz.

Ama bu şekilde kıldığımızda,üzerimize farz olan kaza borçlarımızdan,daha kısa sürede kurtulmuş oluyoruz.Menfaatimize oluyor yani.

Bu arada ben bu konu yu takip ediyordum,fırsatını bulup yaşadığım yerde bilgisine güvendiğim birisine bu konuyu sordum,bu kişi mısır el eser üniversitesi islam hukuku mezunu , din bilgileri ile ilgili 2 üniversite btirmiş bir kişi.

Ve bu uygulamayı yapabileceğimizi söyledi,vakit namazlarının öncesinde ve sonrasında kaza'ya niyet edildiğinde,sünnet olanı yapmış olduğumuzu söyledi.
Artık bende bu şekilde uyguluyorum.Rabbim benim ve cümle ümmeti muhammedin samimi ibadet lerini kabul eylesin inşaallah.
sevgiler :)
 

gurbette

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Eki 2008
Mesajlar
2,850
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
50
Arkadaşlar bence burada anlaşılmayacak hiçbir şey yok, olay gayet anlaşılır.

Bu şekilde kazalarımızı kılarken,sünnetleri terk etmiş olmuyoruz.
Çünkü peygamberimizin farz namazların öncesinde ve sonrasında namaz kılmalarını biz sünnet olarak uyguluyoruz.
Bu şekilde yapıp kaza namazlarımıza niyet ettiğimizde,zaten peygamberimize uymuş oluyoruz.Vakit namazlarının öncesinde ve sonrasında namaz kılmış oluyoruz.

Ama bu şekilde kıldığımızda,üzerimize farz olan kaza borçlarımızdan,daha kısa sürede kurtulmuş oluyoruz.Menfaatimize oluyor yani.

Bu arada ben bu konu yu takip ediyordum,fırsatını bulup yaşadığım yerde bilgisine güvendiğim birisine bu konuyu sordum,bu kişi mısır el eser üniversitesi islam hukuku mezunu , din bilgileri ile ilgili 2 üniversite btirmiş bir kişi.

Ve bu uygulamayı yapabileceğimizi söyledi,vakit namazlarının öncesinde ve sonrasında kaza'ya niyet edildiğinde,sünnet olanı yapmış olduğumuzu söyledi.
Artık bende bu şekilde uyguluyorum.Rabbim benim ve cümle ümmeti muhammedin samimi ibadet lerini kabul eylesin inşaallah.
sevgiler :)

selamun aleykum
kardesim siz safi mezhebindenseniz dogrudur ama hanefi mezhebindenseniz yanlis dusunuyorsunuz..
selametle
 

aşık74

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
17 Kas 2008
Mesajlar
57
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
50
Ve aleykümselam :)
Ben hanefi mezhebindeyim,farz olan ibadet'ler mezhebe göre değişiklik gösteriyormuydu ?
sevgiler...
 

gurbette

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Eki 2008
Mesajlar
2,850
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
50
degerli kardesim onceki sayfalarda buyuk islam ilmihali'nden alintilamis oldugum bir bölumu tekrar buraya yaziyorum... zannediyorum siz tam olarak onceki yazilanlari okumadiniz eger hanefi mezhebindenseniz buyrun burayi dikkatli okuyun lutfen
selametle

Kaza namazları ile uğraşmak, nafile namazları ile uğraşmaktan daha iyi ve daha önemlidir. Fakat farz namazların müekked olsun olmasın, sünnetleri bundan müstesnadır. Bu sünnetleri terk ederek bunların yerine kazaya niyet edilmesi daha iyi değildir. Bu niyetlere niyet edilmesi evlâdır. Hatta kuşluk ve tesbih namazları gibi, haklarında nakıl bulunan nafile namazlar da böyledir. Bunlara da böyle nafile olarak niyet etmek evlâdır. Çünkü bu sünnetler, farz namazları tamamlar, bunların yerine getirilmesi mümkün değildir. Kaza namazlarının ise, muayyen vakitleri olmadığı için onların her zaman yerine getirilmesi mümkündür.

Bununla beraber namazları kazaya bırakmak günahtır. Bu günahdan mümkün olduğu kadar kurtulmak için sünnetleri feda etmek uygun olmaz. Böyle bir günahı işleyen kimsenin fazla ibadet ederek ALLAH'ın bağışlamasına sığınması gerekirken, hakkında Peygamber şefaatinin tecelli etmesine vesile olacak bir takım sünnet ve nafileleri terk etmek nasıl uygun olabilir? Hem bir kısım vakit namazlarını kazaya bırakmak, hem de diğer bir kısım vakit namazlarını, kendilerini tamamlayan sünnetlerden ayırmak iki kat kusur olmaz mı? Buna aykırı olan bazı nakiller geçerli değildir. Bunlar kabul edilen fetvaya aykırıdır.

Kaza namazlarının belli vakitleri yoktur. Üç kerahet vakti dışında, istenilen her vakitte kaza namazı kılınabilir.


kaynak: Büyük İslâm İlmihali
 

_ZÜMRA_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Eki 2007
Mesajlar
9,962
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
46
Ve aleykümselam :)
Ben hanefi mezhebindeyim,farz olan ibadet'ler mezhebe göre değişiklik gösteriyormuydu ?
sevgiler...
kardeşim abdest konusunda bazı farklar olduğunu okumuştum. aşağı kopyalıyorum


Abdestin ihtilaf edilen farzları


1- Niyet: Hanefiler dışında diğer mezheplerde farzdır.


2- Tertip (sıra) ile yapma: Hanefiler ve Malikilere göre sünneti müekkededir. Şafii ve Hanbelilere göre ise abdestte farzdır ancak gusülde farz değildir.


3- Müvalat veya Vila' (Ara vermeden yapmak): Hanefi ve Şafiilere göre sünnettir. Maliki ve Hanbelilere göre abdestte fardır ancak gusülde farz değildir.


4- Elle hafif ovma: Malikilere göre farz diğer mezheplere göre sünnettir.


İslam Fıkhı Ansiklopedisi - Prof. Dr. Vehbe Zuhayli

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet Editör
 

maydanozM

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Mar 2010
Mesajlar
1
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
53
S. A. kaza borcu olmayan kac kisi vardirki ? Vakit namazlarda bombos olan camiler teravihlerde doluyor , ne olacak simdi ? Hoca cikipta cemaata "kaza borcu olan teravih yerine kaza kilsin " dese o hocayi tefe koymazlarmi ??
Allah (C.C.) eksigi - noksani ile tamam kabul buyursun insaAllah.....
 

yakamoz-81

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 May 2010
Mesajlar
3
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
arkadaşlar ben hiç biryerden alıntı yaparak konuşmuyorum.bakın sevgili kardeşlerim arkadaşlarım tartıştığınız konular güzel bir konudur.fakat kaza namazı olanın nafile kılması ahmaklıktır falan gibi kelimeler öncelikle İSLAM DİNİMİZE ve Peygamberimiz Hz.MUHAMMET Mustafa (s.a.v.) Efendimize ters cümlelerdir. Lütfen birazdaha dikkat edelim. benim geçmişten kalma çok namaz borcum var fakat şuan nafile namazlar dahil beş vakit namazımı kılmaya çalışıyorum. "HUYELA arkadaşın demesine göre ben boşuna uğraşıyorum ve namazı bırakıyorum." nasıl olsa kabul olmuyormuş. bunun günahı şimdi banamı yoksa bana boşyere namaz kılıyorsunuz ahmaklık diyen HUYELAnınmı.
 

yakamoz-81

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 May 2010
Mesajlar
3
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Arkadaşlar bana bu konularda kulaktan duyma laflarla değil sadce ve sadece KURANI KERİM den ayet gösterriniz. ayrıca hadislerde sadece Peygamberimiz resulullah efendimizin (s.a.v.) sözleridir. ALLAH (c.c.) yanlış yönlendirenlerin günahlarını affetsin.
her müslümana namaz ergenlik çağındda farz olmuştur. ben otuz yaşındayım 15 yıl önce farz olmuş. diyelimki ben 5 yıl namaz kıldım 10 yıl kılmadım kazasına başladım fakat 5 yıl sonra vefat ettim ne olacak. çok bilmişler. ALLAH (c.c.) kul hakkı hariç bütün günahları af ediyor.Sizler elinizden geldiğince kılmaya devam edin gerisini ümmeti MUHAMMED (s.a.v.) Efendimiz ve bizleri yaratan ALLAH (c.c.) ya bırakın.ALLAH (c.c.) korusun yanlış yaparsınız.
 

Huyela

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Eki 2006
Mesajlar
2,345
Tepki puanı
1
Puanları
36
Yaş
41
Konum
İstanbul
S. A. kaza borcu olmayan kac kisi vardirki ? Vakit namazlarda bombos olan camiler teravihlerde doluyor , ne olacak simdi ? Hoca cikipta cemaata "kaza borcu olan teravih yerine kaza kilsin " dese o hocayi tefe koymazlarmi ??
Allah (C.C.) eksigi - noksani ile tamam kabul buyursun insaAllah.....

Mesele tefe konulmamaya çalışmakmı Allahü tealanın rızasını gözetmekmi ?Kimileri insanların çoğunluğun rızasına nefsine göre vetva verir ( tefe konulmamk için) kimiside ne olursa olsun Allahü tealanın rızasını gözetir. Fark şark ile garb arası kadar.
 

Huyela

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Eki 2006
Mesajlar
2,345
Tepki puanı
1
Puanları
36
Yaş
41
Konum
İstanbul
arkadaşlar ben hiç biryerden alıntı yaparak konuşmuyorum.

En büyük yanlışıda burada yapıyorsun zaten. 1400 küsür senedir gelen islam alimleri hep hocalarından üstadlarından tabi inden eshabı kiramdan efendimizden "aleyhisselatü vesselam" naklederek anlatmışlar talebelerini öyle yetiştirmişlerdir. Sizin gibi hiç bir yerden alıntı yapmadan kendi nefsine ve kıt aklına göre konuşanların sayısı son yüz senedir maalesef epey arttı.

bakın sevgili kardeşlerim arkadaşlarım tartıştığınız konular güzel bir konudur.fakat kaza namazı olanın nafile kılması ahmaklıktır falan gibi kelimeler öncelikle İSLAM DİNİMİZE ve Peygamberimiz Hz.MUHAMMET Mustafa (s.a.v.) Efendimize ters cümlelerdir.

Bunu siz mi belirliyorsunuz yoksa Peygamber efendimizmi "aleyhisselam " belirlemeli. Ahmaklık bir tabirdir. Ahmak olana ahmak demek neden suç olsun. Ahmaklık nedir ona bir bakalım. Aklı hiç olmayana deli denir. Aklı olup da aklını kullanmayana veya kullanamayana ahmak denir. Ahmak, aklı az, görüşü kısa, basiretsiz, kötü huylu kimsedir. Kârını ve zararını iyi düşünemez. Hikmet, iyiyi kötüden, hakkı bâtıldan ayıran kuvvettir. Hikmetin lüzumundan az olmasına ahmaklık denir. Ahmak, hayrı, şerri birbirinden tam ayıramaz.

Bakın Hadisi şeriflerde ne kadar kullanılmış

(Akıllı, nefsine uymaz, ibadetlerini yapar, ahmak olan da nefsine uyar, günah işler, sonra da Allah affeder diye ümit eder.) [Tirmizi]
(Ahmak, ahmaklığından fasıkın günahından daha büyük sıkıntıya düşer.) [Hakim]
(Ahmak olanla ilgini kes.) [Beyheki]

(Akşam üstü uyumak ahmaklıktır.) [İ. Maverdi]

(Sofradan düşen kırıntıyı yiyen fakirlik görmez, çocukları da ahmak olmaz.) [İ. Neccâr]

(Mümin sert değildir. Yumuşaklığından dolayı ahmak zannedilir.) [Deylemi]

(Ahmaklığın en kötüsü, Müslümanlığı bırakıp, başka dine meyletmektir.) [Deylemi]

Haşa Peygamber efendimiz yanlış tabir kullanmış dime. Allah muhafaza etsin cahillik insannıı nerelere götürüyor. Sözünüzün nereye gittiğine bir bakın.

İslam Alimleride "rahmetullahi teala aleyhim ecmain bu ifadeyi zaman zaman kullanmışlardır.


Dişi ile tırnak uçlarını ısırmak ahmaklık alametidir. (Hazret-i Ali)

Kaza borcu varken, nafile kılmak ahmaklıktır. (Hazret-i Ebu Bekir, Seyyid Abdülkadir-i Geylani)

Ahmaklığın alameti, kendi aybını bırakıp, başkasının aybıyla uğraşmaktır. (Sırri-yi Sekati)

Nefsin arzuları peşinde koşan ahmaktır. (Muhammed Masum Faruki)

Hatasında ısrar eden ahmaktır. (Seyyid Abdülhakim Arvasi)

Siz bu büyük alimlerden daha iyi biliyorsunuz dime. Bu sebebden hiç bir yerden nakletmiyorsunuz.


Lütfen birazdaha dikkat edelim. benim geçmişten kalma çok namaz borcum var fakat şuan nafile namazlar dahil beş vakit namazımı kılmaya çalışıyorum. "HUYELA arkadaşın demesine göre ben boşuna uğraşıyorum ve namazı bırakıyorum." nasıl olsa kabul olmuyormuş.

Huyela arkadaşın sana öyle bir şey demedi. Sadece islam alimlerinden nakil yaptı. Hiç bir islam alimide namazı bırakın demedi. Sünnetleri kılarken kazaya niyet edin dediler. Hem sünnet sevabı hasıl olur. Hemde kaza namazı borcu ödenmiş olur. Yukarıda bu anlatılıyor. Siz nefsinize uygun anlamak ve namazı kılmamak istiyorsanız elbette bunu bahane olarak göstermeniz normaldir.

bunun günahı şimdi banamı yoksa bana boşyere namaz kılıyorsunuz ahmaklık diyen HUYELAnınmı.

Bunun vebalinin kime olduğunu kabre indiğimiz zaman hep beraber görücez. Ahmaklık diye ben demedim. Çok kıymetli İslam alimlerinden naklettim. Hepsinin ismi yukarıda mevcuttur. Mahşer günü onlara sorarsın hesabını siz nasıl ahmaklık dersiniz diye. .. Onlardan daha alimsiniz ya..
 
E

Ebu İbrahim

NAMAZIN TERKİ İLE ALAKALI ÖNE SÜRÜLEN BAZI

ŞÜPHELERİN VE YANLIŞ İSTİDLALLERİN TASHİHİ

Ömer Radiyallahu anh'den; "Namazı terk edenin İslam' dan nasibi yoktur."490

Ali radiyallahu anh'den; "Namaz dinin direğidir. Her kim ki namaz'ı kılmazsa o kâfirdir "491

Abdullah İbnu Amr (radiyallahu anh)'dan, dedi ki: "Namaz'ı terk edenin dini yoktur."492

Ebû'd-Derda (radiyallahu anh)'dan, şöyle dedi:"Namazı olmayanın imanı da yoktur."493

Ebû'd-Derda (radiyallahu anh)'dan şöyle dedi: Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki: "Her kim farz bir namazı vaktinden çıkıncaya kadar terk ederse bütün amellerini iptal etmiştir."494

İnsanoğlu,“ LA İLAHE İLLALLAH ” sözüyle yaradanının varlığına, birliğine ve O’nun İlahlığına şehadet ettikten sonra muhakkakki Rabbisinin önünde boyun eyme ve O’na itaat etme mecburiyeti vardır… Taki kullanmış olduğu “ LAİLA HE İLLALLAH ” sözünün gerçek manası yerini bulmuş olsun.....

Allah’u Azze ve Celle :

“ Ben cinleri ve insanları ancak bana ibadet etsinler diye yarattım

ZARİYAT : 56

“ 0 hanginizin daha güzel amel işleyeceğini denemek için hayatı ve ölümü yarattı....”
MÜLK : 2


Ayet’inde olsun, ferman buyurduğu gibi “....İnsanlara verilen bu hayat sermayesi O’nun önünde eğilmek,O itaat ve ibadet etmek içindir.

Değilse - Hasseten zamanımızda olduğu gibi - İslami bir çok şeyden haberdar olduğu halde kuru kuruya “ LAİLAHE İLLALLAH ” sözünü telafuz ederek hiç bir amel işlemeyen bir insan müslüman olamayacağı gibi, sadece dili ile söylemiş olduğu bu sözün kendisine bir faideside olmayacaktır.

“ LAİLAHE İLLALLAH ” sözünün insana faidesi ancak bu kelimenin iktizasından sayılan şeylerin o insana ulaşmadığı andır. Yani insanın,bu kelimenin dışında hiç bir şeyden haberi olmaması gerekir ki, o zaman LAİLAHE İLLALLAH ın faidesini görebilsin.

LAİLAHE İLLALLAH sözünün anlatıldığı manada insana faide vereceğini anlatan şu hadisi şeriftir :

{ … Huzeyfe b .Yeman r.a dan. Resulullah s.a.v şöyle buyurdu diyor : Elbisenin nakışı eskiyip silindiği gibi İslam’da eskiyecek ve silinecektir. Hatta oruç nedir, Namaz nedir,Hacc nedir,Sadaka nedir bilinmeyecektir. Bir gece Allah’ın kitabı giderilir. Kur’an’dan yeryüzünde hiç bir ayet kalmaz.İnsanlardan bir kaç gurup kalır.Onlarda yaşlı erkek ve yaşlı kadınlardır.Bunlar :” Babalarımızı bu “ LAİLAHE İLLALLAH ” kelimesi üzere bulduk onu söylüyoruz derler.

Huzeyfe bin Yeman bu hadisi rivayet edince,orada bulunan Sila kendisine : o yaşlılar Namaz nedir,Oruç nedir,Hac ve Sadaka nedir? bilmezken “ LAİLAHE İLLALLAH ” kelimesi onlara bir yarar sağlamaz, dedi. Huzeyfe,sıla’nın bu sözünü cevapsız bıraktı. Sila bu sözü Huzeyfe”ye karşı üç defa tekrarladı.Her defasında Huzeyfe onun sözünü karşılıksız bıraktı,ona bakmadı. Nihayet üçüncü defadan sonra Huzeyfe,Sıla’ya dönerek üç defa : Ya Sıla,Tevhid kelimesi onları ateşten kurtarır, dedi “ }
İBN MACE : 10.4049.N - HAKİM : 4/473

Görüldüğü gibi,İslam’dan hiç bir şeyden haberi olmayan bu insanlara, sadece bu söz yeterli olmuştur. Neden ? … Çünkü,kendilerine ulaşan hak sadece odur. - başka bir ifadeyle - kalkıp gördükleri ve duydukları hak sadece o kelimedir….Rabbimize hamdolsunki insanlardan güçlerinin yetmeyeceği bir şeyi kendilerinden istememiştir.

Değerli kardeşlerim ! gerek zikrini ettiğimiz bu hadisi şerifi ve gerekse bununla eş manalı olan diğer hadisi şerifleri kullanarak, İslam’ın bir çok hükmünü - ve hasseten de üzerinde durmaya çalışacağımız Namaz ibadetini – yerine getirmeyenler dahi Müslüman kabul edilmektedir.. Yani bir insan sadece kuru kuruya “ LAİLAHE İLLALLAH ” dediği zaman ona da müslüman gözüyle bakılmaktadır.

İşte bu sohbetimizde, namazın terkinden dolayı ortaya çıkan cürmün ne olduğunu anlatıp ve onların öne sürdüğü hadislerin de nasıl anlaşılması gerektiğini anlatmaya çalışacağız.

Değerli kardeşlerim ! şüphesiz ki insanın Rabbisine takdim ettiği en azim ibadeti namazıdır… Ve kıyamet günü Allah’ın huzurunda ilk hesaba çekileceği ameli de namazıdır.

Rabbimiz gerek kendi kitabında ve gerekse nebisi Muhammed s.a.v’in sünnetinde bu ibadetin öneminden sık sık bahsetmiş ve onu terk edenlerin nefislerini Allah’a ortak koşarak müşrik ve dinden çıkarak kafir olacaklarını haber vermiştir.

Rabbimiz kerim kitabında şöyle buyurmaktadır :

مُنِيبِينَ إِلَيْهِ وَاتَّقُوهُ وَأَقِيمُوا الصَّلَاةَ وَلَا تَكُونُوا مِنَ الْمُشْرِكِينَ

“ Hep Allah’a dönüp itaat edin,O’ndan korkun ve namazınızı kılında müşriklerden olmayın ” RUM : 3. ay.

Bu Ayet’i celilenin açık ve net ifadesinin yanında Allah resulü s.a.v de bir çok hadisi şeriflerinde namaz kılmayanın müşrik olduğundan bahset-mektedir.

عَن أَنَس بْن مَالِك، عَن النَّبِي صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمْ قال : ليس بين العبد والشرك إلا ترك الصلاة. فإذا تركها فقد أشرك .

{ ... Enes İbn Malik r.a’dan şöyle dedi : Nebiyyi s.a.v buyurduki : Kişi ile şirk arasında namazı terketmekten başka bir şey yoktur. Onu terk ettiği zaman şirk koşmuştur. }
İBN MACE : 3.c.1080.N

{ … Ebu Süfyan’dan,dedi ki : Ben Cabir’den duydum şöyle diyordu : Ben Nebiyyu s,a.v’den işittim şöyle bururuyordu : Şüphesizki kişi ile şirk ve küfür arasındaki şey sadece namaz’dır. }

MÜSLİM : I.C.82.N - EBU DAVUD: 5.C,4678.N


NAMAZI TERKTEN DOĞAN ŞİRK, İNSANI DİNDEN ÇIKARAN ŞİRK’TİR

Zikredilen bu Ayeti kerime ve hadisi şeriflerdeki şirk, birilerinin zan-nettiği gibi küçük şirk değil, insanı İslam milletinden çıkaran büyük şirk’tir…. Bunun en güzel isbatını yapan deliller,ileride zikredeceğimiz deliller olduğu gibi, bahsini edeceğimiz şu hadisi şeriflerdir de :

ما أخاف عن محمود بن لبيد ان رسول الله صلى الله عليه وسلم قال : ان أخاف عليكم الشرك الأصغر قالوا وما الشرك الأصغر يا رسول الله قال الرياء

{ …. Mahmud İbnu Lebid r.a'dan, şöyle dedi : Resûlullah s.a.v şöyle buyurdu : " Sizin için en çok korktuğum şey küçük şirktir ". Saha-beler dediler ki :" küçük şirk nedir yâ resûlellah ? " Allah Resulü s.a.v'de cevaben " küçük şirk riyadır " buyurdular… }
AHMED : 5 / 428. 23119.N


{ … Şeddat bin Evs r.a'dan. O şöyle dedi : Bizler Allah resulü s.a.v zamanında riya’yı küçük şirk sayardık. }

M.ZEVAİD : 10/222 - BEZZAR : 3565.N - TABERANİ KEBİR : 7160 – EVSAT : 198.N

، عَنْ أَبِي سَعيِد ٍ؛ قَالَ : خَرَجَ عَلَيْنَا رَسُولُ اللهِ صلى الله عليه وسلم وَنَحْنُ نَتَذَكَرُ الْمَسِيحَ الدَّجَّالَ. فَقَالَ : أَلاَّ أُخْبِرُكُمْ بَمَا هُوَ أَخْوَفُ عَلَيْكُمْ عِنْدِي مِنَ الْمَسِيحِ الدَّجَّال ِ؟ قَالَ ، قُلْنَ : بَلَى. فَقَالَ الشِّرْكُ الْخَفِيُّ : أَنْ يَقُومُ الرَّجُلُ يُصَلِّي فَيُزَيِّنُ صلاتَهُ لِمَا يَرَى مِنْ نَظَرِ رَجُلٍ .

{ … Ebu Said el-Hudri r.a'dan, şöyle dedi : Bir gün bizler kendi aramızda mesihu'd-deccal'dan konuşurken Allah Resulü s.a.v çıka geldi. - Bize hitaben - şöyle buyurdular : " Benim yanımda sizin için mesihu'd-deccal'dan daha korkulu bir şeyi size haber vereyim mi ? " Bizde " Evet yâ Resûlellah haber verin " dedik. O " gizli şirk " tir buyurdular. Kişi namaz kılmaya kalkar da birisinin kendisine baktığını anlayınca namazını güzelleştirir " dedi. }

İBNİ MACE : 10.C.4204.N – BEYHAKİ : 2/291

İşte bu delillerden de anlaşıldığı gibi şirk,iki kısma ayrılır.Şirk’ul ekber ve şirku’l asğar… Yani insanı dinden çıkarmayan şirk ve çıkaran şirk. Bu hadislerde anlatıldığı gibi riya dediğimiz küçük şirk, insanı dinden çıkar-maz… İnsanı dinden çıkaracak olan şirk ise, büyük şirktir.

Şimdi burada eğer dikkat edilirse, namaz kılındığı halde o ibadet içeri-sinde az da olsa bir riyakarlık yapmak küçük şirk kabul edilmiştir… Dola-yısıyla, bu ibadeti toptan terk etmek herhalde ortanca şirk olmaz… - ki, böyle bir şey yok - Bu, büyük şirk’tir… Yani insanı dinden çıkaran şirk…. Binaenaleyh,bu hususta öne sürülen ; “ namazı terk etmekten doğan şirk, küçük şirktir “ sözü batıl bir sözdür…

NAMAZI TERKTEN DOĞAN KÜFÜR, İNSANI DİNDEN ÇIKARAN KÜFÜR’DÜR

{ ... Bureyde r.a’dan şöyle dedi : Resulullah s.a.v bururduki : Bizlerle onların arasındaki ahd namaz’dır. kim bu namazı terk ederse kafir olur. }TİRMİZİ : 4.C.2756.N – NESEİ : 1.C.462.N – İBNİ MACE : 3.C.1079.N

{ ... Enes İbn Malik r.a’dan.şöyle dedi : Nebiyyu s.a.v şöyle dedi : Her kim ki kasden namazı terkederse açıkca küfre düşmüştür. }
HAYSEMİ M.ZEVAİD : 1/295 - TABERANİ EVSAT



{ … İbnu Mes'ud r.a'dan, " Kim namazı terkederse kâfir olur " dedi. }

TABERANİ KEBİR : 8939 – ACURRİ ŞERİA : 133 DE SAHİH OLARAK

{ … Câbir İbnu Abdillah r.a'dan : " namaz kılmayan kâfir'dir " dedi. }

İBNU ABDİL BERR TEMHİD :4/225

{ … İbnu Abbas r.a'dan, şöyle dedi : Her kim ki namaz'ı terk ederse kâfir olmuştur. }

MUHAMMED İBNİ NASR KİTABU’S SALAT : 939 - İBNU ABDİL BERR TEMHİD : 4/225

{ … Ali İbnu Ebi Talib r.a'dan, şöyle dedi : Her kim ki namaz'ı kılmazsa o kâfirdir. }

MUHAMMED İBNİ NASR KİTABU’S SALAT : 933 - ACURRİ ŞERİA : 135 – İBNİ EBİ ŞEYBE : 10485 – ŞUABUL İMAN : 41


{ … Ebû Hureyre r.a'dan, şöyle dedi : Resûlullah s.a.v'in Ashabı namaz'dan başka hiç bir amelin terkini küfür olarak görmezlerdi. }
HAKİM : 1/7 – TİRMİZİ : 4.C.2757.N – İBNİ EBİ ŞEYBE : 10495 - S. SAHİHA : 1/130

{ … Mücahid İbnu Cebr r.a'dan, O da Câbir İbnu Abdullah r.a'dan, Allah Resulüne arkadaşlık yapmış birisidir. Kendisine dedim ki : Allah Resulü s.a.v'in zamanında, sizce amellerden, küfür ile iman'ın arasını ayıran ne idi ? .. O da : " namaz " diye cevab verdi. }

MUHAMMED İBNİ NASR KİTABU’S SALAT : 892 – HİBETULLAH ET TABERİ USULU’S SÜNNE : 1538

Bu ve emsali delillerden açıkça anlaşıldığı gibi, namazı kasden terk eden kimse kafir olur…. Hatta son zikredilen iki rivayetin mesajından da anlaşıldığı gibi bu konuda sahabenin icması vardır… Yani onların hepsi de namazı terk etmenin küfür olduğuna inanıyorlardı.

Ama ne yazık ki bu kadar delillerin karşısında - aynen biraz önceki şirk hususunda zikredilen şeylerleri ileri sürerek - , buradaki kasdedilen küfrün büyük küfür değil, nankörlük olduğu anlatılmıştır…. Halbu ki bu hususta da büyük bir yanlışlığa düşülmektedir… Nedeni ise ; bu anlayış, biraz önceki şirk hususunda zikredilen delillere muhalif olduğu gibi, şimdi zikredeceğimiz şu hadisi şeriflere de muhaliftir.
{ ... İbn Ömer r.a’ dan, şöyle dedi : Resulullah s.a.v şöyle dedi : Namazı olmayanın dini yoktur... }
TABERANİ M.SAĞİR : 1.C.60.N

{ ... Ömer İbnu’l Hattab r.a’dan,şöyle dedi : Adamın biri gelerek Resu-lullah s.a.v’e şöyle dedi : Ya Resulallah,Allah katında İslam’da en efdal olan nedir,söylermisin ? .. Resulullah s.a.v namaz kılmaktır,dedi. Zira namazı terkedenin dini yoktur. }

BEYHAKİ ŞUABU’ L İMAN – EL-KENZ : 21618.N

{ ... Ubadet İbnu Samit r.a’dan.şöyle dedi : Resulullah s.a.v bize şöyle tavsiyede bulundu : Allah’a hiç bir şeyi ortak koşmayın. Namazı’da bilerek terketmeyin. Her kim ki kasden namazı terkederse İslam milletinden çıkmıştır. }

MUHAMMED İBN NASR K.SALAT : 920 - HİBETULLAH TABERİ USULU’S SÜNNE : 1523.N

Görüldüğü gibi, namazı terk edenin düştüğü küfür, küçük küfür değil insanı İslam milletinden çıkaran küfürdür.

Ama maalesef bütün bu delillerin ortaya koyduğu gerçeğe rağmen, Namazı bilerek terketmenin şirk ve küfür olmadığını isbat için bazı hadisleri te’vil ederek veya onlara kastedilmeyen manalar yükleyerek, bu azim ibadetin insanlar üzerindeki sorumluluğu adeta sulandırılmıştır…

Hatta konu hakkındaki verilen bu yanlış fetvalardan dolayı,bu azim ibadeti terkedenler dahi görülmektedir…Nedeni ise ? … Aynen sair ibadetlerin yapılmadığında nasıl ki Allah’ın bağışlama ümidi var ise, bunda da aynı ümit taşınmakta, dolayısıyle : “ nasıl olsa kafir olmuyoruz, Allah bunu da affeder “ mantığı ile hareket edilmektedir.
Halbuki, biraz önceki delillerin de açık ifadelerinden anlaşıldığı gibi burada bahsi edilen şirk ve küfür, Allah’u Azze ve Celle’nin kesinlikle affetmeyeceği şirk ve küfürdür… Bakınız Rabbimiz ne buyuruyor :

“ Muhakkakki Allah,kendisine şirk koşulmasını bağışlamaz.Bundan başkasını dilediğine bağışlar.Kim Allah’a şirk koşarsa, doğrusu büyük bir dalalete düşmüşolur.”
NİSA 116.Ay

“ Şüphesiz ki, kim Allah’a ortak koşarsa Allah ona Cenneti haram kılmıştır. Ve barınacağı yerde cehennemdir. Zalimlerin hiç bir yar-dımcısı yoktur ” MAİDE : 72.Ay
Değerli Müslümanlar ! namazı terk etmekten dolayı düşülen küfrün, insanı dinden çıkaran küfür olduğunu isbat eden delillerden bir tanesi de,
zikredeceğimiz şu hadisi şeriftir :

{ … Abdullah İbnu Amr, İbn'l-As r.a'dan o da Resûlullah s.a.v'den, naklederek şöyle dedi : Bir gün Resûlullah s.a.v namaz'dan konuştu. Dedi ki : " Her kim şu beş vakit namazı muhafaza ederse, namazı, kıyamet gününde ona nur, burhan ve nacat olur. Her kim ki de ; beş vakit namazı muhafaza etmezse kıyamet gününde ona ne burhan ne nur ve ne de necat olur. " Kıyamet gününde de Karun'la, Haman'la, Firavn'la ve Ubeyy ibnu Halefle beraberdir " }

AHMED : 2/169 – DARİMİ : 2/301 – İBNİ HİBBAN : 1448 – ACURRİ ŞERİA : 135

İbnu Kayyım r.h " kitabu's-salat " isimli eserinde bu Hadis'i Şerifi naklettikten sonra şöyle diyor : Namazı terk edenin hasseten bu dört kişi ile beraber olacaklarının zikredilmesinin sebebi şudur ki, bu dört kişi küfür önderleridir. Burada bedi'i bir işaret vardır. Zira namazı terk eden, malının, mülkünün, riyasetinin veya ticaretinin meşkuliyyeti ile terk eder. Her kim ki, malının meşkuliyetiyle namazı terk ederse, " Karun'la " beraberdir. Mülkünün meşkuliyeti sebebiyle terk eden de " Firavn'la" heraberdir. Riyasetinin sebebiyle terk eden ise " Haman'la " beraberdir. Ticaretinin meşkuliyeti sebebiyle terk eden de " Ubeyy ibnu Halefle " beraberdir.

İşte bu hadisi şerif ve İbni Kayyım’ın o güzel izahı bizlere, namazı terkten dolayı düşülen şirk ve küfrün, büyük şirk ve küfür olduğunu açık-lamaktadır…. Çünkü burada namazı terk edenlerin küfür önderleri ile beraber haşredilecekleri anlatılmaktadır.

Ve yine ; bütün bu delillere rağmen meseleyi sağa sola çekerek, namaz kılmayanların adeta avukatlığı yapılırcasına hareket edilmekte ve hadislerde zikredilen bu küfrün, namazın farzıyetini inkar etmekten dolayı doğan küfür olduğu da söylenmektedir…. Halbu ki konu ile ilgili hadislerin hiç birisinde namazın farziyetini inkar ederek kılmayanlar kafir veya müşrik olur diye bir ifade kesinlikle geçmemektedir…. Kaldı ki bırakın namazın inkarını,islama ait en küçük bir mesele dahi inkar edilse, insan din’den çıkar

Bu konu da insaflı davranılması gereken tek şey,islamın bize tarif ettiği şeydir. Ve o da : konuyla ilgili insanların cahil oluşlarından dolayı,onları hemen şirke ve küfre nisbet etmemektir…. Çünkü bizim anlatmaya çalış-tığımız şey,islamın hükmüdür,insanların değil… Bilinen bir kuraldır ki ; İslam’da meselenin hükmü ile insanların hükmü ayrıdır…

Birilerinin zannettiği gibi bizler burada namaz kılmayan her insanın kafir veya müşrikliğinden bahsetmiyoruz…. Biz, meselenin öneminden ve islamın konuyla ilgili hükmünden bahsediyoruz…. Ve özellikle de harici zihniyeti taşımaktan da Allah’a sığınırız…..

TACUDDİN EL – BAYBURDİ

Kaza namazı ancak uyuya kalmak, bayılmak gibi durumlarda geçerlidir....
 

Huyela

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Eki 2006
Mesajlar
2,345
Tepki puanı
1
Puanları
36
Yaş
41
Konum
İstanbul
Ehl-i sünnet âlimleri sözbirliğiyle, (İbadetler imandan parça değildir) buyurdular. Yalnız, namazda söz birliği olmadı. Fıkıh imamlarından İmam-ı Ahmed ibni Hanbel, İshak ibni Raheveyh, Abdullah ibni Mübarek, İbrahim Nehai, Hakem bin Uteybe, Eyyub Sahtiyani, Davud Tai, Ebu Bekir ibni Şeybe, Zübeyr bin Harb ve daha birçok büyük âlimler, (Bir namazı bile bile, kasten kılmayan kimse kâfir olur) dedi.

El-fıkh-u alel mezahibil-erbea kitabında da deniyor ki:
Hanbelîler ile Abdullah bin Mübarek, İshak bin Raheveyh ve Şafiî’nin bazı eshabı dediler ki: Namazı mazeretsiz olarak, kasten terk eden kimse kâfir olur. Bu söz, Hazret-i Ali’den de nakledilmiştir. Bunlar, delil olarak Tevbe suresinin (Eğer müşrikler tevbe eder, namaz kılar ve zekât verirlerse serbest bırakın!) mealindeki 5. âyet-i kerimesini bildirmişlerdir. Resulullah efendimiz bu âyet-i kerimeyi açıklayarak buyurdu ki:
(Müşrikler La ilahe illallah deyinceye, namaz kılıncaya ve zekât verinceye kadar onlarla savaşmakla emrolundum.) [Buhari]

Diğer üç mezhep mensuplarıysa, (Namaz kılmayı, zekât vermeyi vazife bilmez, farz olduğuna inanmaz, bunları yerine getirmediği için üzülmez, günaha girdiğini bilmezse, kâfir olur) demişlerdir. Yani Hanefi, Maliki ve Şafii’de namaz kılmayan kâfir olmuyor; ancak önem vermezse kâfir oluyor.

NAMAZIN TERKİ İLE ALAKALI ÖNE SÜRÜLEN BAZI

ŞÜPHELERİN VE YANLIŞ İSTİDLALLERİN TASHİHİ

Ömer Radiyallahu anh'den; "Namazı terk edenin İslam' dan nasibi yoktur."490

Ali radiyallahu anh'den; "Namaz dinin direğidir. Her kim ki namaz'ı kılmazsa o kâfirdir "491

Abdullah İbnu Amr (radiyallahu anh)'dan, dedi ki: "Namaz'ı terk edenin dini yoktur."492

Ebû'd-Derda (radiyallahu anh)'dan, şöyle dedi:"Namazı olmayanın imanı da yoktur."493

Ebû'd-Derda (radiyallahu anh)'dan şöyle dedi: Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki: "Her kim farz bir namazı vaktinden çıkıncaya kadar terk ederse bütün amellerini iptal etmiştir."494

İnsanoğlu,“ LA İLAHE İLLALLAH ” sözüyle yaradanının varlığına, birliğine ve O’nun İlahlığına şehadet ettikten sonra muhakkakki Rabbisinin önünde boyun eyme ve O’na itaat etme mecburiyeti vardır… Taki kullanmış olduğu “ LAİLA HE İLLALLAH ” sözünün gerçek manası yerini bulmuş olsun.....

Allah’u Azze ve Celle :

“ Ben cinleri ve insanları ancak bana ibadet etsinler diye yarattım

ZARİYAT : 56

“ 0 hanginizin daha güzel amel işleyeceğini denemek için hayatı ve ölümü yarattı....”
MÜLK : 2


Ayet’inde olsun, ferman buyurduğu gibi “....İnsanlara verilen bu hayat sermayesi O’nun önünde eğilmek,O itaat ve ibadet etmek içindir.

Değilse - Hasseten zamanımızda olduğu gibi - İslami bir çok şeyden haberdar olduğu halde kuru kuruya “ LAİLAHE İLLALLAH ” sözünü telafuz ederek hiç bir amel işlemeyen bir insan müslüman olamayacağı gibi, sadece dili ile söylemiş olduğu bu sözün kendisine bir faideside olmayacaktır.

“ LAİLAHE İLLALLAH ” sözünün insana faidesi ancak bu kelimenin iktizasından sayılan şeylerin o insana ulaşmadığı andır. Yani insanın,bu kelimenin dışında hiç bir şeyden haberi olmaması gerekir ki, o zaman LAİLAHE İLLALLAH ın faidesini görebilsin.

LAİLAHE İLLALLAH sözünün anlatıldığı manada insana faide vereceğini anlatan şu hadisi şeriftir :

{ … Huzeyfe b .Yeman r.a dan. Resulullah s.a.v şöyle buyurdu diyor : Elbisenin nakışı eskiyip silindiği gibi İslam’da eskiyecek ve silinecektir. Hatta oruç nedir, Namaz nedir,Hacc nedir,Sadaka nedir bilinmeyecektir. Bir gece Allah’ın kitabı giderilir. Kur’an’dan yeryüzünde hiç bir ayet kalmaz.İnsanlardan bir kaç gurup kalır.Onlarda yaşlı erkek ve yaşlı kadınlardır.Bunlar :” Babalarımızı bu “ LAİLAHE İLLALLAH ” kelimesi üzere bulduk onu söylüyoruz derler.

Huzeyfe bin Yeman bu hadisi rivayet edince,orada bulunan Sila kendisine : o yaşlılar Namaz nedir,Oruç nedir,Hac ve Sadaka nedir? bilmezken “ LAİLAHE İLLALLAH ” kelimesi onlara bir yarar sağlamaz, dedi. Huzeyfe,sıla’nın bu sözünü cevapsız bıraktı. Sila bu sözü Huzeyfe”ye karşı üç defa tekrarladı.Her defasında Huzeyfe onun sözünü karşılıksız bıraktı,ona bakmadı. Nihayet üçüncü defadan sonra Huzeyfe,Sıla’ya dönerek üç defa : Ya Sıla,Tevhid kelimesi onları ateşten kurtarır, dedi “ }
İBN MACE : 10.4049.N - HAKİM : 4/473

Görüldüğü gibi,İslam’dan hiç bir şeyden haberi olmayan bu insanlara, sadece bu söz yeterli olmuştur. Neden ? … Çünkü,kendilerine ulaşan hak sadece odur. - başka bir ifadeyle - kalkıp gördükleri ve duydukları hak sadece o kelimedir….Rabbimize hamdolsunki insanlardan güçlerinin yetmeyeceği bir şeyi kendilerinden istememiştir.

Değerli kardeşlerim ! gerek zikrini ettiğimiz bu hadisi şerifi ve gerekse bununla eş manalı olan diğer hadisi şerifleri kullanarak, İslam’ın bir çok hükmünü - ve hasseten de üzerinde durmaya çalışacağımız Namaz ibadetini – yerine getirmeyenler dahi Müslüman kabul edilmektedir.. Yani bir insan sadece kuru kuruya “ LAİLAHE İLLALLAH ” dediği zaman ona da müslüman gözüyle bakılmaktadır.

İşte bu sohbetimizde, namazın terkinden dolayı ortaya çıkan cürmün ne olduğunu anlatıp ve onların öne sürdüğü hadislerin de nasıl anlaşılması gerektiğini anlatmaya çalışacağız.

Değerli kardeşlerim ! şüphesiz ki insanın Rabbisine takdim ettiği en azim ibadeti namazıdır… Ve kıyamet günü Allah’ın huzurunda ilk hesaba çekileceği ameli de namazıdır.

Rabbimiz gerek kendi kitabında ve gerekse nebisi Muhammed s.a.v’in sünnetinde bu ibadetin öneminden sık sık bahsetmiş ve onu terk edenlerin nefislerini Allah’a ortak koşarak müşrik ve dinden çıkarak kafir olacaklarını haber vermiştir.

Rabbimiz kerim kitabında şöyle buyurmaktadır :

مُنِيبِينَ إِلَيْهِ وَاتَّقُوهُ وَأَقِيمُوا الصَّلَاةَ وَلَا تَكُونُوا مِنَ الْمُشْرِكِينَ

“ Hep Allah’a dönüp itaat edin,O’ndan korkun ve namazınızı kılında müşriklerden olmayın ” RUM : 3. ay.

Bu Ayet’i celilenin açık ve net ifadesinin yanında Allah resulü s.a.v de bir çok hadisi şeriflerinde namaz kılmayanın müşrik olduğundan bahset-mektedir.

عَن أَنَس بْن مَالِك، عَن النَّبِي صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمْ قال : ليس بين العبد والشرك إلا ترك الصلاة. فإذا تركها فقد أشرك .

{ ... Enes İbn Malik r.a’dan şöyle dedi : Nebiyyi s.a.v buyurduki : Kişi ile şirk arasında namazı terketmekten başka bir şey yoktur. Onu terk ettiği zaman şirk koşmuştur. }
İBN MACE : 3.c.1080.N

{ … Ebu Süfyan’dan,dedi ki : Ben Cabir’den duydum şöyle diyordu : Ben Nebiyyu s,a.v’den işittim şöyle bururuyordu : Şüphesizki kişi ile şirk ve küfür arasındaki şey sadece namaz’dır. }

MÜSLİM : I.C.82.N - EBU DAVUD: 5.C,4678.N


NAMAZI TERKTEN DOĞAN ŞİRK, İNSANI DİNDEN ÇIKARAN ŞİRK’TİR

Zikredilen bu Ayeti kerime ve hadisi şeriflerdeki şirk, birilerinin zan-nettiği gibi küçük şirk değil, insanı İslam milletinden çıkaran büyük şirk’tir…. Bunun en güzel isbatını yapan deliller,ileride zikredeceğimiz deliller olduğu gibi, bahsini edeceğimiz şu hadisi şeriflerdir de :

ما أخاف عن محمود بن لبيد ان رسول الله صلى الله عليه وسلم قال : ان أخاف عليكم الشرك الأصغر قالوا وما الشرك الأصغر يا رسول الله قال الرياء

{ …. Mahmud İbnu Lebid r.a'dan, şöyle dedi : Resûlullah s.a.v şöyle buyurdu : " Sizin için en çok korktuğum şey küçük şirktir ". Saha-beler dediler ki :" küçük şirk nedir yâ resûlellah ? " Allah Resulü s.a.v'de cevaben " küçük şirk riyadır " buyurdular… }
AHMED : 5 / 428. 23119.N


{ … Şeddat bin Evs r.a'dan. O şöyle dedi : Bizler Allah resulü s.a.v zamanında riya’yı küçük şirk sayardık. }

M.ZEVAİD : 10/222 - BEZZAR : 3565.N - TABERANİ KEBİR : 7160 – EVSAT : 198.N

، عَنْ أَبِي سَعيِد ٍ؛ قَالَ : خَرَجَ عَلَيْنَا رَسُولُ اللهِ صلى الله عليه وسلم وَنَحْنُ نَتَذَكَرُ الْمَسِيحَ الدَّجَّالَ. فَقَالَ : أَلاَّ أُخْبِرُكُمْ بَمَا هُوَ أَخْوَفُ عَلَيْكُمْ عِنْدِي مِنَ الْمَسِيحِ الدَّجَّال ِ؟ قَالَ ، قُلْنَ : بَلَى. فَقَالَ الشِّرْكُ الْخَفِيُّ : أَنْ يَقُومُ الرَّجُلُ يُصَلِّي فَيُزَيِّنُ صلاتَهُ لِمَا يَرَى مِنْ نَظَرِ رَجُلٍ .

{ … Ebu Said el-Hudri r.a'dan, şöyle dedi : Bir gün bizler kendi aramızda mesihu'd-deccal'dan konuşurken Allah Resulü s.a.v çıka geldi. - Bize hitaben - şöyle buyurdular : " Benim yanımda sizin için mesihu'd-deccal'dan daha korkulu bir şeyi size haber vereyim mi ? " Bizde " Evet yâ Resûlellah haber verin " dedik. O " gizli şirk " tir buyurdular. Kişi namaz kılmaya kalkar da birisinin kendisine baktığını anlayınca namazını güzelleştirir " dedi. }

İBNİ MACE : 10.C.4204.N – BEYHAKİ : 2/291

İşte bu delillerden de anlaşıldığı gibi şirk,iki kısma ayrılır.Şirk’ul ekber ve şirku’l asğar… Yani insanı dinden çıkarmayan şirk ve çıkaran şirk. Bu hadislerde anlatıldığı gibi riya dediğimiz küçük şirk, insanı dinden çıkar-maz… İnsanı dinden çıkaracak olan şirk ise, büyük şirktir.

Şimdi burada eğer dikkat edilirse, namaz kılındığı halde o ibadet içeri-sinde az da olsa bir riyakarlık yapmak küçük şirk kabul edilmiştir… Dola-yısıyla, bu ibadeti toptan terk etmek herhalde ortanca şirk olmaz… - ki, böyle bir şey yok - Bu, büyük şirk’tir… Yani insanı dinden çıkaran şirk…. Binaenaleyh,bu hususta öne sürülen ; “ namazı terk etmekten doğan şirk, küçük şirktir “ sözü batıl bir sözdür…

NAMAZI TERKTEN DOĞAN KÜFÜR, İNSANI DİNDEN ÇIKARAN KÜFÜR’DÜR

{ ... Bureyde r.a’dan şöyle dedi : Resulullah s.a.v bururduki : Bizlerle onların arasındaki ahd namaz’dır. kim bu namazı terk ederse kafir olur. }TİRMİZİ : 4.C.2756.N – NESEİ : 1.C.462.N – İBNİ MACE : 3.C.1079.N

{ ... Enes İbn Malik r.a’dan.şöyle dedi : Nebiyyu s.a.v şöyle dedi : Her kim ki kasden namazı terkederse açıkca küfre düşmüştür. }
HAYSEMİ M.ZEVAİD : 1/295 - TABERANİ EVSAT



{ … İbnu Mes'ud r.a'dan, " Kim namazı terkederse kâfir olur " dedi. }

TABERANİ KEBİR : 8939 – ACURRİ ŞERİA : 133 DE SAHİH OLARAK

{ … Câbir İbnu Abdillah r.a'dan : " namaz kılmayan kâfir'dir " dedi. }

İBNU ABDİL BERR TEMHİD :4/225

{ … İbnu Abbas r.a'dan, şöyle dedi : Her kim ki namaz'ı terk ederse kâfir olmuştur. }

MUHAMMED İBNİ NASR KİTABU’S SALAT : 939 - İBNU ABDİL BERR TEMHİD : 4/225

{ … Ali İbnu Ebi Talib r.a'dan, şöyle dedi : Her kim ki namaz'ı kılmazsa o kâfirdir. }

MUHAMMED İBNİ NASR KİTABU’S SALAT : 933 - ACURRİ ŞERİA : 135 – İBNİ EBİ ŞEYBE : 10485 – ŞUABUL İMAN : 41


{ … Ebû Hureyre r.a'dan, şöyle dedi : Resûlullah s.a.v'in Ashabı namaz'dan başka hiç bir amelin terkini küfür olarak görmezlerdi. }
HAKİM : 1/7 – TİRMİZİ : 4.C.2757.N – İBNİ EBİ ŞEYBE : 10495 - S. SAHİHA : 1/130

{ … Mücahid İbnu Cebr r.a'dan, O da Câbir İbnu Abdullah r.a'dan, Allah Resulüne arkadaşlık yapmış birisidir. Kendisine dedim ki : Allah Resulü s.a.v'in zamanında, sizce amellerden, küfür ile iman'ın arasını ayıran ne idi ? .. O da : " namaz " diye cevab verdi. }

MUHAMMED İBNİ NASR KİTABU’S SALAT : 892 – HİBETULLAH ET TABERİ USULU’S SÜNNE : 1538

Bu ve emsali delillerden açıkça anlaşıldığı gibi, namazı kasden terk eden kimse kafir olur…. Hatta son zikredilen iki rivayetin mesajından da anlaşıldığı gibi bu konuda sahabenin icması vardır… Yani onların hepsi de namazı terk etmenin küfür olduğuna inanıyorlardı.

Ama ne yazık ki bu kadar delillerin karşısında - aynen biraz önceki şirk hususunda zikredilen şeylerleri ileri sürerek - , buradaki kasdedilen küfrün büyük küfür değil, nankörlük olduğu anlatılmıştır…. Halbu ki bu hususta da büyük bir yanlışlığa düşülmektedir… Nedeni ise ; bu anlayış, biraz önceki şirk hususunda zikredilen delillere muhalif olduğu gibi, şimdi zikredeceğimiz şu hadisi şeriflere de muhaliftir.
{ ... İbn Ömer r.a’ dan, şöyle dedi : Resulullah s.a.v şöyle dedi : Namazı olmayanın dini yoktur... }
TABERANİ M.SAĞİR : 1.C.60.N

{ ... Ömer İbnu’l Hattab r.a’dan,şöyle dedi : Adamın biri gelerek Resu-lullah s.a.v’e şöyle dedi : Ya Resulallah,Allah katında İslam’da en efdal olan nedir,söylermisin ? .. Resulullah s.a.v namaz kılmaktır,dedi. Zira namazı terkedenin dini yoktur. }

BEYHAKİ ŞUABU’ L İMAN – EL-KENZ : 21618.N

{ ... Ubadet İbnu Samit r.a’dan.şöyle dedi : Resulullah s.a.v bize şöyle tavsiyede bulundu : Allah’a hiç bir şeyi ortak koşmayın. Namazı’da bilerek terketmeyin. Her kim ki kasden namazı terkederse İslam milletinden çıkmıştır. }

MUHAMMED İBN NASR K.SALAT : 920 - HİBETULLAH TABERİ USULU’S SÜNNE : 1523.N

Görüldüğü gibi, namazı terk edenin düştüğü küfür, küçük küfür değil insanı İslam milletinden çıkaran küfürdür.

Ama maalesef bütün bu delillerin ortaya koyduğu gerçeğe rağmen, Namazı bilerek terketmenin şirk ve küfür olmadığını isbat için bazı hadisleri te’vil ederek veya onlara kastedilmeyen manalar yükleyerek, bu azim ibadetin insanlar üzerindeki sorumluluğu adeta sulandırılmıştır…

Hatta konu hakkındaki verilen bu yanlış fetvalardan dolayı,bu azim ibadeti terkedenler dahi görülmektedir…Nedeni ise ? … Aynen sair ibadetlerin yapılmadığında nasıl ki Allah’ın bağışlama ümidi var ise, bunda da aynı ümit taşınmakta, dolayısıyle : “ nasıl olsa kafir olmuyoruz, Allah bunu da affeder “ mantığı ile hareket edilmektedir.
Halbuki, biraz önceki delillerin de açık ifadelerinden anlaşıldığı gibi burada bahsi edilen şirk ve küfür, Allah’u Azze ve Celle’nin kesinlikle affetmeyeceği şirk ve küfürdür… Bakınız Rabbimiz ne buyuruyor :

“ Muhakkakki Allah,kendisine şirk koşulmasını bağışlamaz.Bundan başkasını dilediğine bağışlar.Kim Allah’a şirk koşarsa, doğrusu büyük bir dalalete düşmüşolur.”
NİSA 116.Ay

“ Şüphesiz ki, kim Allah’a ortak koşarsa Allah ona Cenneti haram kılmıştır. Ve barınacağı yerde cehennemdir. Zalimlerin hiç bir yar-dımcısı yoktur ” MAİDE : 72.Ay
Değerli Müslümanlar ! namazı terk etmekten dolayı düşülen küfrün, insanı dinden çıkaran küfür olduğunu isbat eden delillerden bir tanesi de,
zikredeceğimiz şu hadisi şeriftir :

{ … Abdullah İbnu Amr, İbn'l-As r.a'dan o da Resûlullah s.a.v'den, naklederek şöyle dedi : Bir gün Resûlullah s.a.v namaz'dan konuştu. Dedi ki : " Her kim şu beş vakit namazı muhafaza ederse, namazı, kıyamet gününde ona nur, burhan ve nacat olur. Her kim ki de ; beş vakit namazı muhafaza etmezse kıyamet gününde ona ne burhan ne nur ve ne de necat olur. " Kıyamet gününde de Karun'la, Haman'la, Firavn'la ve Ubeyy ibnu Halefle beraberdir " }

AHMED : 2/169 – DARİMİ : 2/301 – İBNİ HİBBAN : 1448 – ACURRİ ŞERİA : 135

İbnu Kayyım r.h " kitabu's-salat " isimli eserinde bu Hadis'i Şerifi naklettikten sonra şöyle diyor : Namazı terk edenin hasseten bu dört kişi ile beraber olacaklarının zikredilmesinin sebebi şudur ki, bu dört kişi küfür önderleridir. Burada bedi'i bir işaret vardır. Zira namazı terk eden, malının, mülkünün, riyasetinin veya ticaretinin meşkuliyyeti ile terk eder. Her kim ki, malının meşkuliyetiyle namazı terk ederse, " Karun'la " beraberdir. Mülkünün meşkuliyeti sebebiyle terk eden de " Firavn'la" heraberdir. Riyasetinin sebebiyle terk eden ise " Haman'la " beraberdir. Ticaretinin meşkuliyeti sebebiyle terk eden de " Ubeyy ibnu Halefle " beraberdir.

İşte bu hadisi şerif ve İbni Kayyım’ın o güzel izahı bizlere, namazı terkten dolayı düşülen şirk ve küfrün, büyük şirk ve küfür olduğunu açık-lamaktadır…. Çünkü burada namazı terk edenlerin küfür önderleri ile beraber haşredilecekleri anlatılmaktadır.

Ve yine ; bütün bu delillere rağmen meseleyi sağa sola çekerek, namaz kılmayanların adeta avukatlığı yapılırcasına hareket edilmekte ve hadislerde zikredilen bu küfrün, namazın farzıyetini inkar etmekten dolayı doğan küfür olduğu da söylenmektedir…. Halbu ki konu ile ilgili hadislerin hiç birisinde namazın farziyetini inkar ederek kılmayanlar kafir veya müşrik olur diye bir ifade kesinlikle geçmemektedir…. Kaldı ki bırakın namazın inkarını,islama ait en küçük bir mesele dahi inkar edilse, insan din’den çıkar

Bu konu da insaflı davranılması gereken tek şey,islamın bize tarif ettiği şeydir. Ve o da : konuyla ilgili insanların cahil oluşlarından dolayı,onları hemen şirke ve küfre nisbet etmemektir…. Çünkü bizim anlatmaya çalış-tığımız şey,islamın hükmüdür,insanların değil… Bilinen bir kuraldır ki ; İslam’da meselenin hükmü ile insanların hükmü ayrıdır…

Birilerinin zannettiği gibi bizler burada namaz kılmayan her insanın kafir veya müşrikliğinden bahsetmiyoruz…. Biz, meselenin öneminden ve islamın konuyla ilgili hükmünden bahsediyoruz…. Ve özellikle de harici zihniyeti taşımaktan da Allah’a sığınırız…..

TACUDDİN EL – BAYBURDİ

Kaza namazı ancak uyuya kalmak, bayılmak gibi durumlarda geçerlidir....
 
E

Ebu İbrahim

Diğer üç mezhep mensuplarıysa, (Namaz kılmayı, zekât vermeyi vazife bilmez, farz olduğuna inanmaz, bunları yerine getirmediği için üzülmez, günaha girdiğini bilmezse, kâfir olur) demişlerdir. Yani Hanefi, Maliki ve Şafii’de namaz kılmayan kâfir olmuyor; ancak önem vermezse kâfir oluyor.


Şimdi siz konuya nasıl bir bakış açısı ile yaklaştığınızın şuurunda mısınız...?

Size yukarda onlarca SAHİH HADİS delil gösterilmiş siz diyorsunuz ki MEZHEPLERE GÖRE... !!!!!

HADİSLER açık ve net yoksa sizce, MEZHEP, ALLAH C.C VE RESULUNUN S.A.S emirlerinden daha mı güvenilir ve itibar edilir...

Allah Azze ve Celle buyuruyor ki;

“Halbuki onlara ancak, dini yalnız O'na has kılarak ve hanifler olarak Allah'a kulluk etmeleri, namaz kılmaları ve zekât vermeleri emrolunmuştu. Sağlam din de budur.”(Beyyine 5)

“İman eden kullarıma de ki namaz kılsınlar.”(İbrahim 30)

“Doğrusu feraha ermiştir temizlenen, Rabbinin adını anıp namaz kılan.”(A'la 14-15)

İslam, seferde ve hazarda, korkuda ve güvende, namazın terkine müsaade etmemiştir;

“Namazlara ve orta namaza devam edin. Allah'a saygı ve bağlılık içinde namaz kılın. Eğer (herhangi bir şeyden) korkarsanız (namazlarınızı) yürüyerek yahut binmiş olarak (kılın). Güvene kavuştuğunuz zaman, siz bilmezken Allah'ın size öğrettiği şekilde O'nu anın (namaz kılın).”(Bakara 238,239)


Harp halinde namaz şöyle tarif ediliyor;

“Yeryüzünde sefere çıktığınız zaman kâfirlerin size kötülük etmelerinden endişe ederseniz, namazı kısaltmanızda size bir günah yoktur. Şüphesiz kâfirler, sizin apaçık düşmanınızdır. Sen de içlerinde bulunup onlara namaz kıldırdığın zaman, onlardan bir kısmı seninle beraber namaza dursunlar, silahlarını (yanlarına) alsınlar, böylece (namazı kılıp) secde ettiklerinde (diğerleri) arkanızda olsunlar. Sonra henüz namazını kılmamış olan (bu) diğer gurup gelip seninle beraber namazlarını kılsınlar ve onlar da ihtiyat tedbirlerini ve silahlarını alsınlar. O kâfirler arzu ederler ki siz silahlarınızdan ve eşyanızdan gafil olsanız da üstünüze birden baskın yapsalar. Eğer size yağmurdan bir eziyet olur yahut hasta bulunursanız silahlarınızı bırakmanızda size günah yoktur. Yine de tedbirinizi alın. Şüphesiz Allah, kâfirler için alçaltıcı bir azap hazırlamıştır. Namazı bitirince de ayakta, otururken ve yanınız üzerinde yatarken (daima) Allah'ı anın. Huzura kavuşunca da namazı dosdoğru kılın; çünkü namaz müminler üzerine vakitleri belli bir farzdır.”(Nisa 101-103)


Ey Allah'ın kulu! Yukarıdaki Âyet'i Kerîme'de gördüğün gibi, insanın devamlı ölümle karşı karşıya kalabileceği harp meydanında bile Allah Azze ve Celle namazın cemaatle kılınmasını emrediyor. Harpten daha tehlikeli namazın terkine sebep olabilecek bir mazeret yoktur. Buna rağmen namazın terkine müsaade edilmiyor. Bilakis cemaatle kılınacağı "emri ilâhi" ile sabit oluyor. Namazın kazası vardır diyenler, acaba o kaza edilecek namazın terkine hangi şer'i mazereti gösteriyorlar da, namazın kazası vardır diyerek hem Âyet'i hiçe sayıyorlar ve hem de bu azim ibadeti müslümanların nazarında basitleştirerek, binlerce insanın Âhirete müşrik ve kâfir olarak gitmesine sebep oluyorlar. Hangi cılız omuzlarına böyle bir belâyı yükleniyorlar.
 

Huyela

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Eki 2006
Mesajlar
2,345
Tepki puanı
1
Puanları
36
Yaş
41
Konum
İstanbul
Şimdi siz konuya nasıl bir bakış açısı ile yaklaştığınızın şuurunda mısınız...?

Size yukarda onlarca SAHİH HADİS delil gösterilmiş siz diyorsunuz ki MEZHEPLERE GÖRE... !!!!!

HADİSLER açık ve net yoksa sizce, MEZHEP, ALLAH C.C VE RESULUNUN S.A.S emirlerinden daha mı güvenilir ve itibar edilir...

Ey Allah'ın kulu! Yukarıdaki Âyet'i Kerîme'de gördüğün gibi, insanın devamlı ölümle karşı karşıya kalabileceği harp meydanında bile Allah Azze ve Celle namazın cemaatle kılınmasını emrediyor. Harpten daha tehlikeli namazın terkine sebep olabilecek bir mazeret yoktur. Buna rağmen namazın terkine müsaade edilmiyor. Bilakis cemaatle kılınacağı "emri ilâhi" ile sabit oluyor. Namazın kazası vardır diyenler, acaba o kaza edilecek namazın terkine hangi şer'i mazereti gösteriyorlar da, namazın kazası vardır diyerek hem Âyet'i hiçe sayıyorlar ve hem de bu azim ibadeti müslümanların nazarında basitleştirerek, binlerce insanın Âhirete müşrik ve kâfir olarak gitmesine sebep oluyorlar. Hangi cılız omuzlarına böyle bir belâyı yükleniyorlar.

Be Ey Allahü tealanın kulu . Peki sen bu ayeti kerimeleri ve hadisi şerifleri okudun öğrendinde senden yüzlerce yıl önce bin yıl önce yaşamış olan derin islam alimleri o ayeti kerime ve hadisi şerifleri okumadılarmı . Onlar kafasından mı uydurdu o kadar hükmü. Meshebsizsen açıkca meshebsizim de bitsin. Merd olmak lazım.

Kaza namazı kılmak gerekmez mi?


Sual: İbni Teymiye ve yandaşları, (Vaktinde kılınmayan namazları kaza etmek gerekmez, tevbe etmek yeterli olur) diyorlar. Namazları kaza etmek gerekmez mi?
CEVAP
İbni Teymiye, (Özürlü ve özürsüz terk edilen namazları kaza etmek gerekmez) diyor. (Mecmu-ul-Fetava 12/106.)

İbni Teymiye’nin sözü dinde senet değildir. Zaten birçok yanlış inancı yüzünden küfre düşmüştür. Vaktinde kılınmayan namazları kaza etmek gerekmez demek dini yıkmak olur. O zaman kimse namaz kılmaz, zekât vermez, hacca gitmez, oruç tutmaz, sonunda da tevbe edince oluyormuş der.

Namazları vaktinde kılmak farz olduğu gibi, vaktinde kılınmayanı kaza etmek de farz olduğu, bütün fıkıh kitaplarında bildirilmiştir. Birkaçı şöyledir:

1- Farz namazı, özürsüz vaktinden sonra kılmak, büyük günahtır. Bu günah, yalnız kaza edince affolmaz. Kaza ettikten sonra, ayrıca tevbe veya haccetmek de gerekir. Kaza edince, yalnız namazı kılmamak günahı affolur. Kaza kılmadan, tevbe edilince, terk günahı affolmadığı gibi, tehir günahı da affolmaz, çünkü tevbenin kabul olması için, günahı terk etmek şarttır. (Dürr-ül-muhtar)

2- Farzlara önem verip, tembellikle yapmayan kimse, mürted olmaz. İmanı gitmez; fakat bir farzı yapmayan Müslüman, iki büyük günaha girer: 1- O farzın vaktini ibadetsiz geçirmek yani farzı geciktirmek günahı. Bunun affolması için tevbe etmek gerekir. 2- Bu farzı yapmamak günahı. Bu büyük günahın affolması için, bu farzı hemen kaza etmek lazımdır. Kazayı geciktirmek de, ayrıca büyük günah olur. (Berika)

3- Özürlü ve özürsüz olarak namazı terk edenin, bunun farzını kaza etmesi şarttır. (Halebî)

4- Vaktinde kılınmayan her namaz, unutarak veya kasten kazaya kalsa da, o namazı kaza etmek farzdır. (Hindiyye)

5- Özürlü veya özürsüz kazaya kalan farz namazları, hemen kaza etmek farzdır. (Mezahib-i Erbaa)

Birkaç hadis-i şerif meali de şöyledir:

(Bir namazı vaktinde kılmayı unutan, hatırlayınca kılsın. Unutulan namazın bundan başka kefareti yoktur.) [Tirmizi, Ebu Davud, Nesai]

(Uyuyarak veya unutarak bir namazı vaktinde kılamayan, hatırlayınca kılsın.) [Buhari, Müslim, Tirmizi, Ebu Davud]

(Farzı unutan, imamla daha sonraki bir namazı kılarken hatırlasa, o namazını imamla kılsın, namazdan sonra, unuttuğunu kaza etsin. Sonra imamla kıldığını da iade etsin.) [Taberani, Hatib]

(Farz namaz borcu olanın, nafile namaz kılması, hamile kadına benzer. Doğumu yaklaşırken, çocuğu düşürür. Artık bu kadına, hamile de, ana da denmez. Kaza borcu olan kimse de, böyle olup, farz namazlarını kaza etmedikçe, Allahü teâlâ, onun nafile namazlarını kabul etmez.) [Fütuh-ul-gayb]

Resulullah, bir gecenin sonunda uyumuştu, güneş doğana kadar uyanamadı. Uyandı ve güneş yükselince kaza etti. (Nesai)
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt