Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

"SORULARLA DİNİMİZİ ÖĞRENELİMMİ?" (1 Kullanıcı)

xdaisy

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Ocak 2007
Mesajlar
20
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
118
RE: "SORULARLA DİNİMİZİ ÖĞRENELİMMİ?"

s.a abıler ablalar benım sorum sıze bıraz sacma gelebılır cevremde olsun ailemde olsun bu soruyu yoneltecek bır ınsan yok ben 5 vakıt namaz kılmayı dusunuyorum fakat dua bılmıyorum sımdı dıyorum buyuk bır kagıda namazda okunan duaları yazsam namazı kılarken o kagıdı onume koysam oraya bakarak duaları okusam bır sakıncası varmıdır hem 5 vakıt namazımı kılmıs olurum (tabı kabul oluyorsa) hemde boylelıkle zamanla ezberlemıs olurum? sız ce bır sakıncası varmıdır? yardımlarınız ve cevaplarınız ıcın sımdıden allah razı olsun
 

karapece

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
29 Eki 2006
Mesajlar
332
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: "SORULARLA DİNİMİZİ ÖĞRENELİMMİ?"

xdaisy yazdı:
s.a abıler ablalar benım sorum sıze bıraz sacma gelebılır cevremde olsun ailemde olsun bu soruyu yoneltecek bır ınsan yok ben 5 vakıt namaz kılmayı dusunuyorum fakat dua bılmıyorum sımdı dıyorum buyuk bır kagıda namazda okunan duaları yazsam namazı kılarken o kagıdı onume koysam oraya bakarak duaları okusam bır sakıncası varmıdır hem 5 vakıt namazımı kılmıs olurum (tabı kabul oluyorsa) hemde boylelıkle zamanla ezberlemıs olurum? sız ce bır sakıncası varmıdır? yardımlarınız ve cevaplarınız ıcın sımdıden allah razı olsun
a.s şimdilik bir sakıncası olucağını sanmam ama böyle yaparak zamanla ezberleyemezsin sürekli dersinmiş gibi eline al ve ezber yap taki öğrenene kadar aslında bir hocadan mahrec ve tevcidi ile öğren derim ama istersen şimdi hocaların toplantısı var akşam oraya gidicem orda hocalarıma sorarım akşam döndüğümde yada yarın sabah cvb verebilirim tam manasıyla öğrenip...dediğim gibi islamiyet zorluk dini değildir öğrenene kadar sen öğle devam et çünkü ha bugün ha yarın derken ömür sermayesi tükeniyor ALLAH YAR VE YARDIMCIN OLSUN YOLUNDAN AYIRMASIN SELAMETLE KAL İNŞ.
 

evindar

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2006
Mesajlar
1,413
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: "SORULARLA DİNİMİZİ ÖĞRENELİMMİ?"

xdaisy yazdı:
s.a abıler ablalar benım sorum sıze bıraz sacma gelebılır cevremde olsun ailemde olsun bu soruyu yoneltecek bır ınsan yok ben 5 vakıt namaz kılmayı dusunuyorum fakat dua bılmıyorum sımdı dıyorum buyuk bır kagıda namazda okunan duaları yazsam namazı kılarken o kagıdı onume koysam oraya bakarak duaları okusam bır sakıncası varmıdır hem 5 vakıt namazımı kılmıs olurum (tabı kabul oluyorsa) hemde boylelıkle zamanla ezberlemıs olurum? sız ce bır sakıncası varmıdır? yardımlarınız ve cevaplarınız ıcın sımdıden allah razı olsun

selamünaleyküm kardeşim,

bende namaz kılmaya ilk olarak sabah namazı ile başlamıştım ve aynen sizin denemeyi düşündüğünüz metodla bir kaç sabah kıldım sonra ALLAH-Ü TEALA'nın yardımı ile bütün duaları ezberledim.Siz yeterki isteyin ALLAH-Ü TEALA yardımcınız olacaktır.

selamünaleyküm
 

xdaisy

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Ocak 2007
Mesajlar
20
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
118
RE: "SORULARLA DİNİMİZİ ÖĞRENELİMMİ?"

saolun allah razı olsun cevaplarınız ıcın

ayrıca

karapece sorarsan cok sevınırım tekrar saolun
 

karapece

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
29 Eki 2006
Mesajlar
332
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: "SORULARLA DİNİMİZİ ÖĞRENELİMMİ?"

xdaisy yazdı:
saolun allah razı olsun cevaplarınız ıcın

ayrıca

karapece sorarsan cok sevınırım tekrar saolun
s.a biraz önce eve teşrif ettim hatta ordayken hoca hanımlar yemekteyken girdim fakat sorunuza cevap veremedim şimdi inş. hocaların cevabını aynen ileteyim dediler ki bildikleri varsa diğer sureleri öğrenene kadar bildikleri ile kılsın eğer ki hiç bilmiyorsanız dediğiniz gibi yapabilirmişsiniz ama öğrenmeye başlamanız gerek yani öğrenene kadar şuanda nasıl kılıyorsanız öyle devam edin size dediğim gibi onlarda Elhamdülillah beni yalancı çıkarmadılar İSLAM DİNİ ZORLUK DİNİ DEĞİLDİR RABBİ O KADAR MERHAMETLİ Kİ KULLARINA SAYISIZ NİMET VE KOLAYLIK BAHŞETMİŞ KIYMETİNİ BİLENE RABBİM ŞİMDİDEN BÜTÜN HAYRINIZI KABUL ETSİN...DEVAMI GELİR İNŞAALLAH allah-üteala hazretlerine emanet olun...
SELAM VE DUA İLE
 

xdaisy

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Ocak 2007
Mesajlar
20
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
118
RE: "SORULARLA DİNİMİZİ ÖĞRENELİMMİ?"

saolun allah razı olsun sızlerden
 

mtekik

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Ağu 2006
Mesajlar
2,702
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
islamiportal.net
RE: "SORULARLA DİNİMİZİ ÖĞRENELİMMİ?"

xdaisy yazdı:
s.a abıler ablalar benım sorum sıze bıraz sacma gelebılır cevremde olsun ailemde olsun bu soruyu yoneltecek bır ınsan yok ben 5 vakıt namaz kılmayı dusunuyorum fakat dua bılmıyorum sımdı dıyorum buyuk bır kagıda namazda okunan duaları yazsam namazı kılarken o kagıdı onume koysam oraya bakarak duaları okusam bır sakıncası varmıdır hem 5 vakıt namazımı kılmıs olurum (tabı kabul oluyorsa) hemde boylelıkle zamanla ezberlemıs olurum? sız ce bır sakıncası varmıdır? yardımlarınız ve cevaplarınız ıcın sımdıden allah razı olsun

a.s. kardeşim,
Öncelikle aramıza katılımından dolayı çok memnun olduk, hoş geldin safalar getirdin. İnşallah beklentilerine cevap verebiliriz. Burada kafana takılan her şeyi çekinmeden sorabilirsin.
Şİmdide esas soruna cevap verelim inşallah, sorunu ben komple namazı bozan şeyler diye aldım ve genel bir bilgi oldu, bunun içinde sorunun cevabıda var
28. madde sanırım soruna ceavp olur.

Namazı Neler Bozar?
1. Namazda konuşmak. (Bilerek, bilmeyerek, yanılarak ve uyuklayarak nasıl olursa olsun insan sözü namazı bozar.)

2. İnsan sözüne benzeyen dua. (Ya Rab! beni şöyle giydir, şöyle yedir veya falan kadını bana nasip eyle! gibi.)

3. Namazda iken birine selam vermek veya başkasının verdiği selamı almak. Verilen selamı, el, baş veya parmak işareti ile atmak namazı bozmaz, ancak mekruhtur.

4. Namazda namaza ait olmayan bir iş yapmak. Buna "amel-i kesir" denir ki anlamı, "çok iş" demektir. Namazın bozulmasına sebep olan bu "çok iş" in belirlenmesindeki ölçü şudur

Namaz kılan bir kimse namazla ilgili olmayan bir işle uğraşırken onun namaza durduğunu bilmeyen ve bu halde gören bir insan şüphe etmeden, "Bu adam namazda değildir, çünkü namaz kılan bu kadar işle uğraşmaz" derse, dışardan bakan insanı bu kanaate vardıran işlere, "amel-i kesir=çok iş" denir.

Namaz kılan kimse, namazda olup olmadığında şüphe edilecek bir işle uğraşırsa buna da "amel-i katil" denir ki "az iş" demektir. Bu ise namazı bozmaz, fakat mekruhtur.

Namazda saç ve sakal taramak, vücudun herhangi bir yerini üç kere kaşımak namazı bozar. Bir veya iki kere kaşırsa bozulmaz. Vücudun herhangi bir yerini el kaldırmadan üç defa kaşımak bir defa kaşıma sayılır ve bu kaşıma da namazı bozmaz,

Çocuğu alıp emzirmekle namaz bozulur. Eğer çocuk, namaz kılan kadının memesini emip süt çıkarsa namaz bozulur, bir veya iki defa emmekle süt çıkmazsa namaz bozulmaz. Süt çıkmasa bile iki defadan fazla emmekle de bozulur.

Namazda özürsüz olarak peş peşe ve durmadan üç adım atmak namazı bozar.

Bir kimsenin çarpması veya çekmesi ile namaz kılınan yerden istemeyerek üç adım yürümekle namaz bozulacağı gibi, namaz kılınan yerden çıkarılmakla da namaz bozulur.

Namazda sadece bir defa bir el ile başındaki sarık veya takkeyi alıp yere koymak, yahut bunları yerden alıp basma giymek namazı bozmaz. Namazda sarığı çözülüp bunu tek elle bir veya iki kere düzeltmekle namaz bozulmaz, Namaz kılan, el veya kamçı ile birisine vurursa namazı bozulur.

Namazda bulunan bir erkeği, karısı öpse veya okşasa namazı bozulmaz. Ancak bununla şehvet meydana gelirse bozulur. Namazda olan bir kadına kocası şehvetle dokunsa veya şehvetle olsun, olmasın öpse kadının namazı bozulur. Ancak bakmak veya düşünmekle bozulmaz. Çünkü bunlardan kaçınmak mümkün değildir.

Namaz kılan bir kimseye "ileri git" veya yanında namaz kılacak olana "yer aç" denilse, o da başkasının emrine uyarak bunları yapsa namazı bozulur. Çünkü namazda başkasının emriyle hareket etmiştir. Ancak kendi kendine ileri gitmesi veya safta yer açması ile namaz bozulmaz.

Namazda güneşten rahatsız olan kimse bir veya iki adım yürüyerek gölgeye çekilse namazı bozulmaz. Namazda pantolonunu bağlamak namazı bozar, çözmek ise bozmaz. Namazda olan kimseden bir şey istenip o da, evet veya hayır anlamımda işarette bulunsa namazı bozulmaz.

5. Kıbleden göğsünü çevirmek,

6. Dışardan bir şey yemek,

7. Dişleri arasında kalan -nohut tanesi kadar- şeyi yutmak,

8. Ağızda sakız veya başka bir şey çiğnemek.

Ağza alınan şeker, eridikçe tadı boğaza gitse namaz bozulur. Namazdan önce tatlı bir şey yiyen kimse, namaz kılarken bunun tadım ağzında hissedip yutsa namazı bozulmaz.

9. Namazda bir şey içmek,

10. Özürsüz olarak öksürmek,

Bir özürden dolayı öksürmek namazı bozmaz. Okuyuşuna engel olan balgamı gidermek, sesini düzeltip güzelleştirmek, yanlış okuyan imamın hatasını doğrultmak ve namazda olduğunu bildirmek için öksürmek namazı bozmayan özürlerdir.

11. Bir şeye üflemek,

12. Ah diye inlemek,

13. Ah, oh demek,

14. Ağrıdan veya olmayan ait bir musibetten dolayı sesle ağlamak. (Cennet veya cehennemi hatırlamaktan dolayı ağlamak namazı bozmaz.)

15. Aksırana "Yerhamukellah", kötü bir habere "Inna lillahi ve İnna ileyhi raciun"., iyi habere "Elhamdü lillah", hayret edilecek bir habere "Sübhanellah" demek, Allah'ın adını işitince "celle celalühü", Peygamberimizin adını işitince "Salat ve selam" okumak.

Başka bir namaz kılanın "vele'ddallin" okuduğunu içitip "Amin" deyen kimsenin de namazı bozulur.

16. Birine cevap vermek maksadıyla ayet okumak. (Cevap maksadıyla değil de namazda olduğunu bildirmek için okursa namaz bozulmaz.) Namazda olduğunu bildirmek için yüksek sesle okumak da namazı bozmaz.

17. Teyemmümle namaz kılanın suyu görüp kullanmaya gücü yetmesi,

18. Ayaklara giyilen mestlerin mesh müddetinin namazda sona ermesi,

19. Ayağından az bir uğraşma ile de olsa mestleri çıkarmak,

20. Rükû ve secdeleri ima ile yapmakta olan kimsenin namaz içinde rükû ve secde yapmaya gücü yetmesi,

21. Sabah namazını kılarken güneşin doğması,

(Bayram namazı kılarken zeval vaktinin gelmesi ve cuma kılarken ikindi vaktinin girmesi ile de bu namazlar bozulur.)

22. Özür sahibinin özrünün ortadan kalkması

23. Kasten veya bir başkası tarafından abdestin bozulması,

24. Bayılmak ve çıldırmak,

25. Ergenlik çağında olan bir kız veya kadının, cemaatle kılınan namazda erkeğin yanında veya önünde durması. Buna "muhazatı nisa" denir. Bu durumda erkeğin namazının bozulması için bazı şartların bulunması gerekir. Bunlar:

a) Namaz kılanın mükellef olması. (Çocuğun namazı bozulmaz.)

b) Erkek ve kadının ikisinin de namazda olması.

c) Namazın rükûlu ve secdeli namaz olması (cenaze namazı böyle bir durumda bozulmaz.)

d) Erkek ve kadın, ikisinin de aynı namazı beraber kılması.

e) Her ikisinin de arada perde olmadan bir mekanda bulunması. (Eğer biri bir adam boyu yüksekte, diğeri alçakta olur ve organları birbirinin hizasında bulunmazsa namaz bozulmayacağı gibi ikisi aynı yerde bulunup aralarında bir perde veya bir adam sığacak kadar açıklık olursa yine namaz bozulmaz.)

f) İmam namaza başlarken kadın cemaate de imam olduğuna niyet etmek.

g) Erkek, yanna gelen kadına geride durması için işaret etmiş olmak.

Erkeğin işaret etmesine rağmen kadın Geri Dönde durmamışsa, kadının namazı bozulur, erkeğin namazı bozulmaz.

ğ) Muhazatın (yani; kadının, erkeğin yanında veya önünde durması) bir rükûnde olmak.

Sayılan bu şartların bulunması halinde erkeklerin namazı bozulur.

Eğer kadın, namazda uyduğu imamın hizasında veya önünde durursa imamın namazının bozulması ile kendi namazı da bozulmuş olur.

26. Bir namazı kılarken başka bir namaza geçmek maksadıyla tekbir almak.

Bu durumda ikinci bir namaza başlamış olduğundan, önceden kıldığı namaz bozulmuş olur.

27. Vücudunda örtünmesi gereken yerin bir rükûn (üç teşbih) miktarı açık kalması veya üzerine namaza mani pislik bulaşması. Açılan yer hemen örtülürse namaz bozulmaz.

28. Ezberinde olmayanı namazda mushafa bakarak okumak. Yazılı bir şeye bakıp manasını anlamak namazı bozmaz.
29. İmama uymuş olan kimse bir rükûnda imamla birlikte olmayarak onu geçmek.

(Mesela: imamdan önce rükûa varıp kalktıktan sonra bu rükûnu, imam ile beraber yapmaz veya imamdan sonra iade etmeyerek namaza devam edip imam ile selam verirse namazı bozulmuş olur.)

30. Namazın sonunda teşehhüd miktarı oturduktan sonra namaz içindeki secdelerden birini veya tilavet secdesini yapmadığını hatırlayan kimse yapmadığı secdeyi yerine getirdikten sonra "Kade-i ahire"yi iade etmezse namazı bozulmuş olur.

31. Üç ve dört rekatlı farzlardan (mukim olduğu halde) kendini misafir zannederek iki rekatın sonunda selam vermekle namaz bozulacağı gibi öğlenin farzını cuma, yatsının farzını teravih zannederek veya bilmediği için dördü iki rekat zannederek birinci oturuşun sonunda selam vermek de namazı bozar. Çünkü bu selam, namazı bitirmek için bilerek yapılmıştır.

Dört rekâtlı bir namazı kılarken ikinci rekatın sonunda, bunu son rekât zannederek yanlışlıkla selam vermekle namaz bozulmaz, îmama birinci rekâttan sonra yetişen kimse, imam selam verirken kendisi selam vermeyip kılamadığı rekatları tamamlamak üzere ayağa kalkması gerekirken yanlışlıkla imamla beraber selam verse yine namazı bozulmaz.

* Şafiî, Maliki ve Hanbeli mezheplerine göre, imamın arkasında namaz kılan erkeklerin yanı başında veya önünde kadının namaz kılması halinde, kadının namazı bozulmadığı gibi erkek olan cemaatin de namazı bozulmaz,

32. Manası değişecek şekilde Kur'an'ı yanlış okumak.

Buna: "Zeileîü'l-Karî" denir. Anlamı: "Okuyanın surçmesi", yani yanlış okuması demektir. Namazı bozup bozmaması yönünden bu konunun kısaca açıklanması gerekir. Şöyle ki:

Kur'an, kasten yanlış okunur ve bununla mana değişirse namaz bozulur. Hata veya unutarak yanlış okunduğu takdirde:

a) Eğer yanlışlık kelimelerin hareke veya sükununda ise manada bir değişiklik olsun veya olmasın namaz bozulmaz. Şeddeli olan harfi şeddesiz, şeddesizi şeddeli okumak, uzatılarak okunması gerekeni kısa, kısa okunması gerekeni uzatarak okumak, idğam yapılacak yerde yapmamak, yapılmayacak yerde idğam yapılarak okumakta da hüküm böyledir, yani namaz bozulmaz.

b) Vakıf, ihtida ve vasıl hallerinde yani durulacak yerde geçmek, geçilecek yerde durmak gibi hatalı okuyuşlarda da mana değişikliği olsa bile namaz bozulmaz. Çünkü bunlara riayet ederek okumak da halk için zorluk vardır. Kelimeyi bölerek okumak mesela, "Elhamdü" kelimesin! önce "Efham" deyip kalan kısmım sonra tamamlamak da namazı bozmaz,

c) Eğer bir harf yerine başka bir harf okuyup bununla mana değişmez ve Kur'an'da o kelimenin benzeri bulunursa namaz yine bozulmaz. "Zalimin" yerine "zalimun" okumak gibi. Eğer harfin değişmesiyle kelimenin manası değişmez, fakat o değişik kelimenin bir benzeri Kur'an'da yoksa imam Azam ile imam Muhammedi'ye göre namaz bozulmaz, imam Ebû Yusuf'a göre bozulur. "Kavvamine " yerine "Kayyamine" gibi,

Eğer harfin değişmesiyle mana da değişir ve o kelime Kur'an'da bulunmazsa namaz bozulur.

Bir kelimede okunması gereken harf yerine başka bir harf okuyan ve bazı harfleri çıkaramayan peltek kimsenin doğru okumak için gayret göstermesi ve telaffuz edemediği harflerin bulunmadığı ayetlerden namaz caiz olacak kadar ezberlemesi gerekir. Bu olmadığı takdirde okuyabildiği kadarı ile namazım kılar, fakat başkasına namaz kıldıramaz.

Namazda Abdestin Bozulması

Namazda abdestin bozulması iki şekilde otur. Biri isteği olmayarak, diğeri de kendi isteği ile abdestin bozulması. Namazda kendi isteği olmayarak abdesti bozulan kimse, hiç konuşmadan hemen en yakın bir yerde abdest alır ve bıraktığı yerden namazını istediği yerde tamamlar. (Buna namazı bina etmek denir.) Hangi rükunde abdesti bozulursa onu -rükû veya secde gibi- iade ederek namazı tamamlar. Eğer namazda abdesti kasten kendi isteği ile bozmuşsa namazı yeni baştan kılar. (Buna istinaf denir.) ihtilaftan kurtulmak için en faziletli olan, her iki durumda da namazı yeni baştan kılmaktır.

K.S.A.O. (KALBİNİN SAHİBİNE EMANET OL)
 

xdaisy

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Ocak 2007
Mesajlar
20
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
118
RE: "SORULARLA DİNİMİZİ ÖĞRENELİMMİ?"

hersey ıcın cok saolun allah sızlerden razı olsun ıcımı rahatlattınız
 

ADALETIMAHZA

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Eyl 2006
Mesajlar
3,630
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
55
Web Sitesi
www.islamiportal.net
RE: "SORULARLA DİNİMİZİ ÖĞRENELİMMİ?"

SELAMÜNALEYKÜM ARKADAŞLAR KARDEŞLER,XDAİSY KARDEŞİMİZ ÇOK SEVİNDİM GAYRETİNE,RABBİM İLİMDE ÖNE GEÇİRSİN İNŞAALLAH BU GAYRETLERİN HATIRINA.RABBİM DAİM KILSIN NAMAZLARINI.

ARKADAŞLAR BİR SORU SORABİLİR MİYİM.SORDUM GİTTİ:

TEBLİĞ VE İRŞAD NE DEMEKTİR?BUNLARA AİT KURAN-I KERİM AYETLERİ VE HADİSLERLE,AYRICA ULEMA GÖRÜŞLERİ VARSA ALABİLİR MİYİM?
 

hilfulfudul21

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 Ara 2006
Mesajlar
54
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: "SORULARLA DİNİMİZİ ÖĞRENELİMMİ?"

selamün aleyküm...
Tebliğ ve irşad ben müslümanım diyen her inananın,evvela inadıklarını hayatında tatbik edip sonrada dili döndüğünce iman noktasında zayıf yada bilmeyen kişilere hakkı ve hakikati bildirme vazifesidir...Bu vazife kadın erkek her müslümanın görevidir...
Allahhu Teala Kur'anı Kerimde mealen''siz insanların iyiliği için ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz;iyiliği emreder,kötülükten meneder ve Allaha inanırsınız.''
''mü'min erkekler ve mü'min kadınlar birbirlerinin yardımcılarıdırlar,iyiliği emreder kötülükten nehyederler.''
 

ADALETIMAHZA

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Eyl 2006
Mesajlar
3,630
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
55
Web Sitesi
www.islamiportal.net
RE: "SORULARLA DİNİMİZİ ÖĞRENELİMMİ?"

hilfulfudul21 yazdı:
selamün aleyküm...
Tebliğ ve irşad ben müslümanım diyen her inananın,evvela inadıklarını hayatında tatbik edip sonrada dili döndüğünce iman noktasında zayıf yada bilmeyen kişilere hakkı ve hakikati bildirme vazifesidir...Bu vazife kadın erkek her müslümanın görevidir...
Allahhu Teala Kur'anı Kerimde mealen''siz insanların iyiliği için ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz;iyiliği emreder,kötülükten meneder ve Allaha inanırsınız.''
''mü'min erkekler ve mü'min kadınlar birbirlerinin yardımcılarıdırlar,iyiliği emreder kötülükten nehyederler.''

ALLAH RAZI OLSUN KARDEŞİM,BİRAZ DAHA AYRINTILI İSTESEM KONUYU,ÇOK MU AYIP OLUR?A.E.O.SORU HAKKI SİZDE,HADİ BAKALIM.
 

-Esmani-

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Eki 2006
Mesajlar
2,169
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
43
Web Sitesi
islamtarihim.com
RE: "SORULARLA DİNİMİZİ ÖĞRENELİMMİ?"

S.A
BU KONUDA DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞININ HUTBESİNİ PAYLAŞMAK İSTİYORUM.TEBLİĞ VE İRŞADIN (EMRİ BİL MARUF, NEHYİ ANİL MÜNKER) FARZ OLDUĞUNU HATIRLATMAK İSTERİM.SELAM VE MUHABBETLE


İnsanlar, tabiatları gereği her zaman irşad ve davete, öğüt ve nasihate muhtaçtırlar. “Öğüt ver;doğrusu öğüt inananlara fayda verir.” [1] âyeti, irşad ve davetin gerekli olduğunu vurgulamaktadır. Gerçekten sıkıntı ve problemlerle bunalan gönüller, katılaşan kalpler, rahmet yüklü ilahi mesajlarla huzur bulmakta, zihinler berraklaşmaktadır. Yeter ki gönül ve zihinler, insana hayat verecek, hayatı ve ölümü, varlık ve yokluğu, dünya ve ahireti anlamlandıracak, ilahi mesajlara açık olsun…Bu mesajlara kapalı kulak ve gönüller ise, elbette rahmetten gerekli haz ve huzuru alamayacaklardır. Rahmet elçilerine gönüllerini açma yerine sırt dönecekler ama kaybedenler kendileri olacaklardır.


Dinimiz İslâm, iyiliklerin ve ahlaki değerlerin yaygınlaştırılması ve kötülüklerle mücadele konusunda, bütün fertlere bir sorumluluk yüklemiştir. Nitekim “Siz, insanların iyiliği için ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz; iyiliği emreder, kötülükten men eder ve Allah’a inanırsınız...” [2] âyeti, bu konudaki sorumluğu dile getirmektedir. Her sözü bizler için mesaj yüklü Sevgili Peygamberimiz de “Sizden kim bir kötülük görürse, eğer gücü yetiyorsa, onu eliyle değiştirsin. Buna gücü yetmiyorsa diliyle o kötülüğü değiştirsin. Buna da gücü yetmiyorsa, o zaman kalbiyle buğzetsin. İmanın gerektirdiği en alt sorumluluk bilinci budur.” [3] buyurarak bu hususa işaret etmiştir. Buna göre hepimizin, eşimize, evladımıza, komşularımıza, arkadaşlarımıza karşı bir sorumluluğumuz vardır. Sorumluluğun gereği yerine getirildiği takdirde, kötülükler ve ahlaksızlıklar zemin bulamayacak, kök salamayacaktır. Sorumluluğun ihmali durumunda ise, ortaya çıkacak olumsuzluklara bütün toplum olarak bedel ödenecektir. Alemlere rahmet olarak gönderilen Peygamberimiz (s.a.s) gayet dikkat çekici bir üslupla, kötülüklerle mücadele edilmesini vurguluyor: “Nefsim kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki, ya iyiliği emir ve kötülükten men edersiniz, yahut Allah Teâla size toplumsal kargaşa (azap) verir. Sonra kurtulmak için Allah’a yalvarırsınız da duanız kabul edilmez.” [4]


İnsanlık geçmişte nasıl peygamberlere muhtaç idiyse, bugün de dinin emir ve yasaklarını, güzelliklerini insanlara anlatacak din hizmetini ihlas ve samimiyetle yerine getirecek gönül erlerine muhtaçtır. Yaratılanı yaratandan ötürü hoş gören Yunuslar, kapısını ve gönlünü herkese açan Mevlanalar, baba şefkatiyle herkesi kucaklayan Hacı Bektaş-ı Veliler misali, özü-sözü, eylem ve söylemi birbiriyle uyumlu gönül erleri, bir toplum için büyük kazanımdır. Unutulmamalıdır ki, irşad ve davet belirli liyakate sahip fertlerin ifa edeceği bir görevdir. “Sizden, hayra çağıran, iyiliği emreden ve kötülükten men eden bir topluluk (sınıf) bulunsun. İşte kurtuluşa erenler onlardır.” [5] buyurulmak suretiyle irşad ve davetin genelin değil bu hususta ehliyet sahibi kimselerin görevi olduğu vurgulanıyor.

Hutbemi irşad ve davette temel esasları içeren bir âyet mealiyle bitirmek istiyorum: “Ey Muhammed! Rabbinin yoluna hikmetle, güzel öğütle çağır, onlarla en güzel şekilde mücadele et; doğrusu Rabbin kendi yolundan sapanları daha iyi bilir.” [6]


Dr. Yaşar YİĞİT

Din İşleri Yüksek Kurulu Uzmanı

_________________________

[1]Zâriyât, 55.

[2]Âl-i imran, 3/110.

[3]Tirmizi, Fiten, 11.

[4]Tirmizi, Fiten, 9.

[5]Al-i İmrân, 4/104.

[6]Nahl, 16/125.
 

ADALETIMAHZA

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Eyl 2006
Mesajlar
3,630
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
55
Web Sitesi
www.islamiportal.net
RE: "SORULARLA DİNİMİZİ ÖĞRENELİMMİ?"

ALLAH RAZI OLSUN MK5834 KARDEŞİM,EMEĞİNE SAĞLIK SEN DE SOORABİLİRSİN SORUN VARSA,ALLAHA EMANET OLUN.
 

-Esmani-

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Eki 2006
Mesajlar
2,169
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
43
Web Sitesi
islamtarihim.com
RE: "SORULARLA DİNİMİZİ ÖĞRENELİMMİ?"

s.a
Fecr Sûresinin ikinci âyeti olan "On geceye yemin olsun" ifâdelerinde belirtilen günler hangileridir.ve bu günlerde müminlerin yapması gereken ibadetler nelerdir???
 

-Esmani-

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Eki 2006
Mesajlar
2,169
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
43
Web Sitesi
islamtarihim.com
RE: "SORULARLA DİNİMİZİ ÖĞRENELİMMİ?"

s.a
Fecr Sûresinin ikinci âyeti olan "On geceye yemin olsun" ifâdelerinde belirtilen günler hangileridir.ve bu günlerde müminlerin yapması gereken ibadetler nelerdir???


S.A
SORUMU EKSİK SORDUM KUSURA BAKMAYIN YUKARIDAKİ SORUYA İLAVETEN ŞUNUDA EKLEYEYİM.


BU GÜN ON AYRI PEYGAMBERE ALLAH ON LÜTUFTA BULUNMUŞTUR.BUNLARIN NE OLDUĞUNU SORMAK İSTİYORUM.
 

sevvalmina

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Eyl 2006
Mesajlar
1,747
Tepki puanı
1
Puanları
0
RE: "SORULARLA DİNİMİZİ ÖĞRENELİMMİ?"

2. Ve on geceye yemin olsun. Çünkü her hangi bir kayıt koymadan "on" denilince Zilhicce'nin on günü, yani birinden bayram günü olan onuncu gününe kadar on gün akla geldiğinden "on gece" bu on gece demek olur. Bununla beraber Ramazan'ın son on günü ve Muharrem'in Aşure (onuncu) gününe kadar on'u da sayılı on'lardandır. Bunlar hakkında da rivayet vardır. Gerçi burada ahdi gösteren "lâm" getirilmeyip belirsiz olarak denilmesi, belirli bir "on" kastedilmeyip bunların herbirine ve belki de her ayın koyu mehtabından önce gelen ilk on gecesine ihtimalini hissettirebilirse de "Mutlak bir söz şüpheye düşürücü bir mânâ ifade ettiği zaman, ifade ettiği mânâlardan en mükemmeli ne ise ona yorumlanır." kuralına göre, bunun "lâm"sız kullanılarak ençok bilinen "Zilhicce'nin on günü" şeklinde yorumlanması ilk akla gelen mânâ olduğu gibi, sonundaki tenvinin de sadece belirsizlik için değil bir ululama mânâsı ifade ederek bu gecelerin özel şerefine daha ziyade dikkat çekme mânâsı taşıdığı da açıklanmıştır. Bir de denilebilir ki bu kelimenin belirsiz olarak kullanılması, belli bir senenin Zilhicce'sinin on günü kastedilmeyerek belli olmayan bir on'a işaret olmak içindir. Başka bir "on" olma ihtimali akla gelse dahi her halde maksat, sonunda fecir gibi neşe ve sevinç bulunan bir on gece olmalıdır. Onuncu sabahı Kurban bayramı olan Zilhicce'nin on gecesi olması da buna daha uygun, ayrıca Kadir gecesini kapsamış olması ihtimali ve sonunda Ramazan bayramı gelmesi itibarıyla Ramazan'ın son on gecesi olması da uygundur. Bu şekilde "on gece" dünya ömrü derecesinde olarak sûrenin sonuna bir "beraat-i istihlâl" mânâsında da olmuş olur.

Bu "on gece"nin Kurban bayramından önceki on gece olduğuna Hakim "sahih" diyerek ve daha başka bir topluluk İbnü Abbas'tan rivayet etmişlerdir. İbnü Zübeyr, Mesruk, Mücahid, ikrime ve daha başkalarından da rivayet olunmuştur. İmam Ahmed, Nesai ve Hakim sahih diyerek ve Bezzar, İbnü Cerir, İbnü Merduye ve "Şuab"ta Beyhakî Hz. Cabir'den de Resulullah (s.a.v.)

"On gece, Kurban bayramının on gecesidir." buyurdu, diye merfu olarak rivayet etmişlerdir. Bundan dolayı İbnü Cerir şöyle demiştir: "Doğru olan görüş, bunların Kurban bayramından önceki on gece olmasıdır. Zira yorumculardan gelen delil bunun üzerine icma etmiştir. Denilmiştir ki, Hz. Musa'nın mikatında "Ve ona on gece daha ilave ettik. Böylece Rabb'inin tayin ettiği vakit kırk geceye tamamlandı."(A'râf, 7/142) buyurulan on da Zilhicce'nin on gecesidir."

Bu on gecenin fazileti hakkında hadisler de vardır. Bunlar arasında Ahmed ve Buhârî'nin İbnü Abbas'tan merfu olarak rivayet ettikleri şu hadisi sayabiliriz: Resulullah (s.a.v.) buyurdu ki: "Günlerden hiçbiri yoktur ki onlarda yapılan bir iş "on gün"de yapılan işten daha faziletli ve yüce Allah'a daha sevgili olsun. Ashab: 'Ey Allah'ın Resulü! Allah yolunda cihad da mı değil?' dediler. 'Allah yolunda cihad da değil, buyurdu. Ancak malıyla ve canıyla Allah yolunda cihad edip de onlardan bir şey ile dönmeyen hariç." Bununla beraber İbnü Münzir ile İbnü Ebi Hatim İbnü Abbas'tan Ramazan'ın son on gecesi olduğunu da rivayet etmişlerdir. Dahhak'tan da böyle rivayet olunmuştur. Hatta bazıları bunun müttefikun aleyh olduğu görüşünü benimsemiş ve Hz. Aişe'den gelen ve sıhhati üzerinde ittifak edilen bir hadisi delil göstererek bu sonuca varmışlardır. Hz. Aişe demiştir ki: On, yani Ramazan'ın son on'u gelince Resulullah kuşağını sıkar, gecesini ihya eder, ailesini de uyarırdı." Fakat bu hadis burada rivayet edilen "on"u açıklamak için değil, özellikle kadir gecesinin faziletini araştırmadan söz edilirken söylenmiş olması, ayrıca peygamberin sözünü değil de fiilini hikaye etmiş olması nedeniyle tefsir açısından Cabir hadisinin tercihi gerekir. Bununla beraber görülüyor ki âyette de rivayetlerde de ihtimal eksik değildir. "On gece"nin Kurban bayramından önceki on gece olması daha kuvvetli olmakla beraber, ikisini de, hatta Muharrem'in on gecesini de ifade etmesi mümkün ve doğru olabilir. Hangisi olursa olsun, yeminden anlaşılan asıl mânâ, dünya değişimlerinin hükmünü anlatmak üzere, neticesinde bir başarı ve neşe ile rahatlama ve dolayısıyla bir bayrama erme durumu ortaya çıkan geçici, sıkıntılı ibadet ve gayret saatlerinin kıymetine ve bunları gaflet ve isyan ile geçirenlerin sonsuz olarak uğrayacakları zarara dikkatleri çekmektir. Nitekim sûrenin içinde anlatılan konular da bu mânâyı açıklayacaktır.



elmalı hamdiyazır tefsiri bu konuyla ilgili özel bölümdeki bilgilerden yararlanabilirsiniz selamünaleyküm.
 

-Esmani-

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Eki 2006
Mesajlar
2,169
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
43
Web Sitesi
islamtarihim.com
RE: "SORULARLA DİNİMİZİ ÖĞRENELİMMİ?"

S.A
ALLAH RAZI OLSUN KARDEŞİM DEDİĞİNİZ GİBİ BU ON GÜN MUHARREM AYININ İLK ON GÜNÜDÜR.VE MUHARREM AYININ ONUNCU GÜNÜ OLAN AŞURE GÜNÜNDE ALLAH ON PEYGAMBERİNE LÜTUFTA BULUNMUŞTUR.BUNLARIDA CEVAPLAYABİLİRSENİZ SEVİNİRİM.
 

sevvalmina

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Eyl 2006
Mesajlar
1,747
Tepki puanı
1
Puanları
0
RE: "SORULARLA DİNİMİZİ ÖĞRENELİMMİ?"

1. Allah, Hz. Musa'ya (a.s.) Âşura Gününde bir mucize ihsan etmiş, denizi yararak Firavun ile ordusunu sulara gömmüştür.
2. Hz. Nuh (a.s.) gemisini Cûdi Dağının üzerine Âşura Gününde demirlemiştir.
3. Hz. Yunus (a.s.) balığın karnından Âşura Günü kurtulmuştur.
4. Hz. Âdem'in (a.s.) tevbesi Âşura Günü kabul edilmiştir.
5. Hz. Yusuf kardeşlerinin atmış olduğu kuyudan Âşura Günü çıkarılmıştır.
6. Hz. İsa (a-s.) o gün dünyaya gelmiş ve o gün semâya yükseltilmiştir.
7. Hz. Davud'un (a.s.) tevbesi o gün kabul edilmiştir.
8. Hz. İbrahim'in (a.s.) oğlu Hz. İsmail o gün doğmuştur.
9. Hz. Yakub'un (a.s.), oğlu Hz.Yusuf'un hasretinden dolayı kapanan gözleri o gün görmeye başlamıştır.
10. Hz. Eyyûb (a.s.) hastalığından o gün şifaya kavuşmuştur.



cevabım inşallah istediğiniz gibidir.
 

-Esmani-

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Eki 2006
Mesajlar
2,169
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
43
Web Sitesi
islamtarihim.com
RE: "SORULARLA DİNİMİZİ ÖĞRENELİMMİ?"

S.A
SEVVAL KARDEŞİM EMEĞİNİZE SAĞLIK.CEVAP TAM OLARAK BUDUR.

AŞURE GÜNÜ İLE İLGİLİ BİR EKLEMEDE BEN YAPAYIM MÜSADENİZLE.

HİÇ BİR KAVİM YOKTURKİ RABBİMİN UYARDIĞI GAZABA UĞRAMASIN.AMA BİR KAVİM HARİÇ ODA HZ.YUNUSUN KAVMİ.ONLAR YAPTIKLARINDAN PİŞMAN OLDULAR VE TOPLUCA RABBİME TEVBE İSTİĞFAR ETTİLER.BU SAYEDE RABBİM ONLARA HÜKMETTİĞİ GAZABI ONLARIN ÜZERİNDEN KALDIRDI.BU KONUDA HADİSLERDE MEVCUT AMA ŞU AN BULAMADIM.BİZLERDE BU GÜNDE BOLCA TEVBE EDELİM TOPLUCA TEVBE EDELİM.İNŞAALLAH RABBİM BİZİM TOPLUMUMUZUDA AFFEDER VE ISLAH EDER.

.SORU SIRASI SİZDE.
SELAM VE MUHABBETLE
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt