Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

SOKAKTAN MEKTUP VAR (1 Kullanıcı)

SOKAKTAN MEKTUP VAR

  • EVET OLABİLİR.

    Oylama: 0 0.0%
  • HAYIR OLAMAZ.

    Oylama: 0 0.0%
  • HİÇ Bİ FİKRİM YOK

    Oylama: 0 0.0%
  • ABD DEN HERŞEY BEKLENİR

    Oylama: 0 0.0%
  • HİÇ BİRİ

    Oylama: 0 0.0%

  • Kullanılan toplam oy
    0

_-yolcu-_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 Ağu 2008
Mesajlar
155
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Yavuz'un zerafeti

Yavuz'un zerafeti

Yavuz sultan Selim Han döneminde başka bir hükümdar mücevher ile dolu bir sandık gönderir hünkara.Sandık açılır içinden çeşit çeşit mücevherler,taşlar,türlü türlü atlas,kadife kımaşlar çıkar.Fakat sandık açıldıktan sonra etrafa pek fena bi koku yayılır.Önce kimse bi anlam veremez bu kokuya.Sonra anlaşılır ki sandığın dibinde insan dışkısı doldurulmuş.Yani aklı sıra bu kral cihan hükümdarına hakaret ediyor!Cihan padışahı emir verir,''herkes düşünsün,bu edepsizliğe Osmanlı nın şanına yakışacak şekilde mukabelede bulunmalıyız.Çözümü yine kendisi bulur.Aynı şekilde değerli mücevher ve kumaşlarla süslü bir sandık hazırlatır.Sandığın içine ,o zamanların en nefis gül kokulu lokumlarından hazırlanmış bi kutu yerleştirilir.Kutunun altına da,bir satırlık yazıdan ibaret not iliştirir.Hediye sandığı itina ile süslendikten sonra gönderilir.Sandık kral'ın huzurunda açılır.
Sandık açılır açılmaz etrafa mis gibi gül kokusu yayılır.mücevher vs. gibi hediyelr takdim ediltikten sonra,Osmanlı elçisi önce kendisi tatmak kaydıyla büyük bir nezaketle,lokumdan ikram eder.Bilhare,görevliler huzurda bulunananlara teker teker ikram eder.Kral,bütün bu olup bitenlere bi anlam veremez.Osmanlı elçisi kral'ın şaşkınlığını gidermek için lokum kutusunun altına iliştirilmiş mütevazı pusulayı uzatır.
pusulayı okuyan kral'ın yüzünde bu sefer,şaşkınlığın yerini büyük bir utanç ifadesi alır.

''HERKES YEDİĞİNDEN İKRAM EDER.''
 

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
Aşk ve sevgi üzerine...

Aşk ve sevgi üzerine...

ask_nedir_copy.jpg


Aşk, görme engelli bir coşku, görmezlikten kaynaklanan bir bağdır.
Oysa sevgi, bilinçlice bir bağ; apaçık, duru bir görmenin sonucudur

Aşk genellikle içgüdüden su içer, içgüdüden kaynaklanmayan başka bütün olgular değersizdir.
Oysa sevgi ruhun içinden doğar, bir ruhun yükselebileceği bütün yerlere, sevgi de onunla birlikte doruğa tırmanır.

Aşk, gönüllerin genelinde benzer biçimler ve renklerde gözlenmekte olup, ortak nitelik, durum ve görünümler taşır.
Oysa sevgi her ruhta kendine özgü bir albeni taşır. Ruhun kendisinden rengini alır. Ruhlar da içgüdülerin tersine kendilerine özgü ayrı ayrı renk, tırmanış, boyut, tat ve kokular taşıdığından; ruhların sayısınca sevgiler olduğu söylenebilir.

Aşk, kimlikle ilişkisiz değildir. Dönemlerin ve yılların ilerleyişinden etkilenir.
Oysa sevgi; yaş, zaman ve kişiliğin ötesinde yaşar. Onun yüksek yuvasına günün, çağın eli yetişmez.

Aşk, her renkte, her düzeyde, somut güzellikle bağlantılıdır. Schopenhauer'ın deyişiyle: "Sevgilinizin yaşına bir yirmi yıl daha ekleyin de onun duygularınızda bıraktığı doğrudan etkileri gözlemleyin."
Oysa sevgi, ruhun içine öyle bir dalgınlıkla dalar; ruhun güzelliklerine öyle tutulup kendinden geçer; somut güzellikleri bambaşka bir biçimde görür.

Aşk; tufan, dalga, coşku niteliklidir.
oysa sevgi durgun, dayanıklı, ağırbaşlı, arılıkla dolup taşar bir durumdadır.

Aşk, uzaklık ve yakınlığa göre değişir. Uzaklık uzun sürecek olursa azalır. İlişki sürecek olursa değerini yitirir. ancak korku, umut, sarsıntı ve acı çekmenin yanı sıra "görüşüm-uzaklaşım"la diri, güçlü olarak kalabilir.
Oysa sevgi bu durumları bilmez. Dünyası başka bir dünyadır.

Aşk, bir yönlü bir coşkudur. Sevgilinin kim olduğunu düşünmez. "Öznel bir özcoşu"dur. İşte bu yüzden hep yanlışlık yapar. Seçimle hızla sürçer. Ya da hep bir yönlü kalır. Yine de yer yer benzeşmeyen iki yabancının arasında bir aşk kıvılcımlanır, olay karanlıklar içinde geçip birbirlerini görmedikleri için ancak bu yıldırımın düşüşünden sonra onun ışığında birbirlerini görebilirler.
Oysa sevgi aydınlıkta kök salar. Işığın gölgesinde yeşerir; büyür. İşte bu yüzen hep tanışıklıktan sonra ortaya çıkar. gerçekte başlangıçta, iki ruh birbirinin yüzünde tanıma çizgilerini okur. "Biz" oluşları ise "tanışım"dan sonra olur, iki ruh, iki kişi değil daha sonraları; birbirlerinin söz, davranış ve konuşma biçiminden yakınlığın tadını, yakınlığın kokusunu, yakınlığın sıcaklığını duyumsarlar. İşte bu konaktan sonra birden, iki yoldaş kendiliklerinden sevginin uçsuz bucaksız çölüne ulaştıklarını, sevginin karartısız açık göğünün başlarının üzerinde sere serpe serilmiş olduğunu, "inanış"ın aydın, arı içtenlikli ufuklarının kendilerine açıldığını, tatlı okşayıcı bir esintinin hep başka göklerin, başka ülkelerin yepyeni esinlerinin iletileri ve başka bahçelerin güzel, gizemli çiçeklerinin kokularının birlikteliğinde oyuncu, tatlı, şen bir sevgi ve albeniyle kendisini hep bu ikisinin yüzüne, başına vurduğunu... Kendi gözleriyle görürler.

Aşk, çılgınlıktır. çılgınlık ise "anlayış" ile "düşünüş"ün bozulmuşluk ve yıpranmışlığından başka bir şey değildir.
Oysa sevgi tırmanışının doruğunda, beyin ötesini aşar, anlamayı ve düşünmeyi de yerden çekip, doğuşun yüksek doruğuna götürür.

Aşk, sevgilide içinin çektiği güzellikleri yaratır.
oysa sevgi, içinin çektiği güzellikleri sevgilide görür, bulur.

Aşk, büyük güçlü bir kandırmacadır.
Oysa sevgi; sonsuz, salt, dosdoğru, içten bir doğruluktur.

Aşk, denizin içinde boğulmaktır.
Oysa sevgi, denizin içinde yüzmektir.

Aşk, görme duyumunu alır,
oysa sevgi, verir.

Aşk, kabadır, şiddetlidir. Bununla birlikte dayanıksız, güvensizdir.
Oysa sevgi, tatlıdır, yumuşaktır. Bunun yanı sıra dayanıklı, güven içindedir.

Aşk hep kuşkuyla bulunur.
Oysa sevgi, baştan başa kesin inançlıdır. kuşkuya yer vermez. Aşktan içtikçe kanarız, sevgiden içtikçe susarız.

Aşk korundukça eskir.
Oysa sevgi yenilenir.

Aşk, sevenin içinde varolan bir güçtür. kendisini sevgiliye çeker.
oysa sevgi sevilende varolan bir albenidir. Seveni sevilene götürür.

Aşk, sevgiliye egemenliktir.
Oysa sevgi, sevilende yok olma susuzluğudur.

Aşk, onun baskısı altında kalabilmek için sevgiliyi belirsiz, kimliksiz olarak ister. Aşk, kişinin bencilliği ile alım-satımsal, hayvansal ruhun bir çekiciliğidir. kendisi kendi kötülüğünün bilincinde olduğu için de onu bir başkasında görünce ondan nefret eder, ona kin besler.
Oysa sevgi, sevileni sevgili, değerli olarak ister.Bütün gönüllerin de kendisinin sevdiği için beslediğini , beslemelerini diler.

Aşkta, rakip sevilmez.
Oysa sevgide, "Köyünün tutkunlarını kendi özleri gibi severler." Kıskançlık aşkın özelliğidir.

Aşk, sevgiliyi kendi lokması olarak görür. Bir başkası onun elinden kapmasın diye hep acılar içinde kıvranır durur. Kapması durumunda ise ikisine de düşmanlık beslemeye başlar. Sevgiliden nefret edilir.
Sevgi ise inançtır. İnanç ise salt bir ruhtur. sınırsız bir sonsuzluktur. Bu gezegenin türlerinden değildir.

Aşk, doğanın kementidir. Doğadan almış olduklarını kendi elleriyle geri verip; ölümün aldıklarını aşkın oyunlarıyla ellerinden bıraksınlar diye başkaldıranları yakalar.
oysa sevgi, kişinin doğanın gözlerinden uzak, kendi yarattığı, kendi ulaştığı, kendi "seçtiği", bir aştır.

Aşk, içgüdünün tuzağında tutsak olmaktır.
Oysa sevgi, isteklerin baskısından kurtulmaktır.

aşk, bedenin görevlisidir.
Oysa sevgi, ruhun elçisidir.

Aşk, kişinin yaşama dalıp güncel yaşamla oyalanmasına yönelik büyük, aşırı bir"bilinçsizlendirim"dir.
Oysa sevgi, yabancılıktan dolayı yabansıllıktan doğma, kişinin bu pis, gereksiz yabancı pazar içerisindeki, korkunç özbilincidir.

Aşk, tat aramaktır.
Oysa sevgi, sığınak aramaktır.

aşk, aç bir düşkünün yemek yiyişidir.
Oysa sevgi, "yabancı bir ülkede dildaş bulmak"tır.

Aşkın yer değiştirdiği olur. soğuduğu olur. Yaktığı olur.
oysa sevgi; yerinden, sevdiğinin yanından kalkmaz. Soğumaz, kızgın değil; yakmaz, yakıcı değil.

Aşk, kendinden yanadır. bencildir, kendisi için ister. kıskançtır. Sevgiliye tapar, onu kendi için över.
Oysa sevgi, sevilenden yanadır, sevilencildir. Sevgili için ister.
Kendini sevdiği kişi için ister. Onu onun için sever. kendisi ortada değildir.


(Kevir-Ali Şeriati)
 

ferahhfeza

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
10,922
Tepki puanı
8
Puanları
0
Yaş
47
Web Sitesi
ferahhfeza.blogcu.com
selamun aleykum eyvallah kardeşim hoştur:);)

aşkın tarifi yapılamamışki...belirsizlik adı aşk .. anlaşılamıyan anlatılamayan sadece yaşanası ...yaşayan anlatır yaşayan bilir yaşamayan ne bilsin .. burda aşk ve sevgi güzel izah edilmiş parsellenmiş hudutları belirlenmiş..
baki selamlar
 

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
!!!...VeFa...!!!

!!!...VeFa...!!!

Ah vefa, nerde kaldın! Bıktık şu her gün birkaç defa yemini bozup ahdinden dönenlerden.
Her sözü mübâlağa, her davranışı sun'î nâmertlerden ve vefa duygusundan mahrum uğursuz gönüllerden!..

Ve nerdesiniz! Ey bir vefa düşüncesiyle sözleştiği yerde günlerce kıpırdamadan bekleyen vefalı dostlar!.. Nerdesiniz ruhuyla bütünleşmiş vefa timsali er oğlu erler!..
Nerdesiniz bir vefa uğruna harap olup, turâb olup gidenler ve çok bereketli bir devrin ak alınlı insanları!.. Kalkın; girin ruhlarımıza. Kamçılayın hayâllerimizi ve boşaltın vefa adına ne taşıyorsanız hepsini sînelerimize!..
Mertliği, yiğitliği, vefayı bütün bütün unutmuş sînelerimize. Bizleri bu yeniden diriliş yolunda Hızır çeşmesine ulaştırın!
Gelin, gelin de şurada burada dolaşıp duran şu üç-beş vefalı insanı, ümitsizlik ve inkisardan kurtarın!..
alıntı
 

ferahhfeza

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
10,922
Tepki puanı
8
Puanları
0
Yaş
47
Web Sitesi
ferahhfeza.blogcu.com
Tekneler kalkar gözlerimden. Kaç yolcu gider, kaçı döner... Ve hiç değişmez kalabalığım. Yollar eğrilir, silinir kimisi. Kimse değişmez, hiçbir söz hiçbir kulağa -aslında- ilişmez.


selamun aleykum kıymetli kardeşim hoşbir durak oldu paylaşım yüreginize saglık..
muhabbetle baki selamlar
 

ferahhfeza

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
10,922
Tepki puanı
8
Puanları
0
Yaş
47
Web Sitesi
ferahhfeza.blogcu.com
ASLIMA KARIŞIP TOPRAK OLUNCA (32864 Hit)

Aslıma karışıp toprak olunca
Çiçek olur mezarımı süslerim
Dağlar yeşil giyer bulutlar ağlar
Gök yüzünde dalgalanır seslerim

Ne zaman toprakla birleşir cismim
Cümle mahluk ile bir olur ismim
Ne hasudum kalır ne de bir hasmım
Eski düşmanlarım olur dostlarım

Evvel de topraktır sonra da adım
Geldim gittim bu sahnede oynadım
Türlü türlü tebdilata uğradım
Gahi viran şen olurdu postlarım

Benden ayrılınca kin ve buğuzum
Herkese güzellik gösterir yüzüm
Topraktır cesedim güneştir özüm
Hava yağmur uyandırır hislerim

Alemler alemi ölçer biçerler
Hamını hasını eller seçerler
Bu dünya fanidir konar göçerler
Veysel der ki gel barışak küslerim

sair.gif
AŞIK VEYSEL


selamun aleykum degerli katkınız için teşekkür ederim
muhabbetle baki selamlar
 

ferahhfeza

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
10,922
Tepki puanı
8
Puanları
0
Yaş
47
Web Sitesi
ferahhfeza.blogcu.com
selamun aleykun kıymetli kardeşim iskender palanın yazısı sanıyorum .. ne güzel satırlar aglamak güzeldir ;)
muhabbetle cannn :):)

Gözyaşıdır ki yıkayarak yakar, yakarak yıkar. Arıtır ve eritir; temizler ve gizler… Fazilettir, diyettir… Bu yüzden denilir ki gözyaşı yiğitler kârıdır ve civanmertler vakarıdır.

Bir gözyaşı, gül mevsiminde güle karşı akarsa aşk olur adı; sevgiyi damıtır en derin yerinden. Suçlardan sonra tenha gecelerde akarsa tevbedir tadı; gönülleri arıtır en kara kirinden. Madem ki gözyaşı bir kutlu demdir, elbette bir erdemdir.
 

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
Allah için 'seni seviyorum' ilmini sevdiğim güzel

Allah için 'seni seviyorum' ilmini sevdiğim güzel

geceesintisi_kalpjo7yw5.jpg


Sevgi,insanoğlunun var olduğu andan itibaren yasadışı ve yaşaması gereken en ulvi hislerden bir tanesidir.Allah insanlığı HABİBİNE duyduğu sevgi üzerine yaratmıştır.Biz insanın mayasında sevgi vardır.Her insan bu duyguyu yaşamayı hak ediyor.Sevgiyi bedende arayan düşünceye acıyorum.Sevgi bedenin ceset şeklinde değil,ruhun en derin yerinde yaşanan en muhteşem duygunun adıdır.

İnsan denilen varlığın bu güzel duyguyu bedende hapsettiği bir çağda yaşamak sanırım bizler için büyük bir talihsizlik olsa gerek.Şükürler olsun ki;gerçek sevgiyi bulabileceğiniz bedeni değil,gönlü görebilen yapıda insanda var.Gönül gözünüzü görebilen insanları bulmanız dileğiyle…

Sevdiğini menfaatsiz,karşılıksız Allah için sevebiliyorsan;bu gerçek sevgidir.Onun bedenini görmeden,yüzünü görmeden,gönül gözünü görebildiysen,ne mutlu sana!Hamdolsun Mevlaya gönül gözüyle bakan birini gösterdi bana.İlmini sevdiğim güzel diyorum!Seni Allah için seviyorum.Nefsim için değil.
Eşer sende beni Allah için seviyorsan?Mevla bu sevgiyi,sevgi pınarlarının en güzeli olan Salih bir yuvada birleştirecektir.Niyet hayır,akıbet hayır,demiş büyükler.
Sevdigine ‘’seni Allah için’’ seviyorum diyebilmekten ve ondan bunu duymaktan daha güzel ne olabilir ki?
Allah’ım!Senin kudretinden,kuvvetinden sual olunmaz.Sen ‘ol’ dersen her şey oluverir.Senin rızanı kazanmak niyetiyle,Salih bir yuva kurmayı,bu yuvada senin rızanı kazanmak için çalışacak hayırlı evlatlar yetiştirmeyi hedefleyen insanlara ,Rasulüne yardım ettiğin gibi yardım eyle!Bu yolda önlerine çıkacak her engeli ,gönülleri yıkmadan,güzellikle,sevgiyle,hoşgörüyle aşabilmeyi nasip eyle.Yardımını üzerimizden esirgeme YARAB!Hakkımzda hayırlısı neyse,onu nasip eyle.Verdigin mutluluklara şükredebilmeyi,vereceğin her türlü sıkıntıya sabredebilmeyi nasip eyle.

MEVLAM NEYLER ,NEYLERSE GÜZEL EYLER.
İktibas
 

feylosof851

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Tem 2008
Mesajlar
16
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
53
Deyneğin karşiliği

Deyneğin karşiliği

DEĞNEĞİN KARŞILIĞI

Yaşadığımız şu garip dünyada ne kadar çok insanla karşılaşıyoruz değil mi? Evde, okulda, yolda, işyerinde yani her yerde. Kimi dikkatimizi çeker, kimi çekmez, kimini hiç konuşmasak ta ruhumuz sever ona yakınlık duyarız, kiminden nefret ederiz. Tabiat meselesi yani.
Ama ben, bu yazımda özellikle her zaman karşılaşıp, hal hatır sorup merhaba ettiğimiz fakat kalplerini, gönüllerini kırıp kırmadığımızın farkına bile varmadığımız dostlarımızdan bahsetmek istiyorum. Dostlarımızla hemen her şeyleri paylaşırız, konuşuruz. Onlara sıcak ya da soğuk şakalar yaparız, kalplerini kırdığımızın veya kırmadığımız farkına bile varmayız.
Çok samimi candan görüştüğünüz bir arkadaşınız size karşı soğuk davranıyor, araya mesafe koymaya çalışıyorsa, ortada düzeltmeniz gereken bir mesele olduğunu anlamanız gerekir. Artık gerisi sizin maharetinize kalmış demektir. Ne yapıp, ne edip onun gönlünü kazanmanız gerekmektedir. Bu bir özürle mi olur veya bir hediyeyle mi olur orası bilinmez.
Aklıma çok sevdiğim bir arkadaşımın sözü geliyor, onu sizlerle paylaşmak istiyorum.”Kardeşlerimi Allah yarattı, Dostlarımı ben seçtim”İşte dost ve arkadaş bu derece önemli bir mesele. Hele de bizim üzerimizde hakları varsa .
İşte tam bu noktada sözü Asr-ı Saadet döneminde yaşanan bir olaya getirmek istiyorum. Olay Hz. Ömer’in Halife olduğu dönemde geçmektedir. Sahabe’den İyas b.(oğlu) Seleme anlatıyor:
“Bir gün ben çarşıda yolun ortasında beklerken elinde değneğiyle Ömer geldi ve bana değneğin ucu ile dürtüp,
-‘Yolun ortasında durma! ‘dedi.
Ben’de kenara çekildim. Aradan epey zaman geçmişti. Hz. Ömer bir gün bana,
— Duydum ki Hac’ca gitmek istiyormuşsun, doğru mu? Diye sordu.
—Evet, Hac’ca gitmek istiyorum dedim. Elimden tutup,
—Öyleyse gel benimle dedi ve beni evine götürüp 600 dirhem para verdikten sonra,
-Bunu kendine yol masrafı yap. Biliyor musun bunu sana ne diye veriyorum?’dedi. Bende
—Bilmiyorum. Dedim,
—Hani geçen sene sana değneğimin ucuyla vurmuştum ya, onun için veriyorum, dedi.
-Ya Emir al Mümin’in ben o olayı çoktan unutmuştum bile, dedim.
-Ben, unutmamıştım, dedi.”
İşte, sevgili dostlar olay böyle. Bu insanlar boşuna Allah’ın ve Resulü’nün sevgisini kazanmadılar. Aslında Hz. Ömer kötü bir şey yapmadı. Efendimizin emrine uyarak Emr-i bil maruf nehyi anil Münker (iyilikleri emretmek, kötülüklerden sakındırmak) yapmak istemişti. Çünkü Efendimiz çarşılarda, yol ortasında beklemeyi, insanlara engel olacak şekilde durmayı yasaklamıştı. İşte Ömer’de bunu yapmak istemişti. Ama demek ki değneği dostuna biraz fazla kaktığını, onun canını acıttığını düşünmüş olacak ki ondan özür dilemek ve helallik almak için, Hac parasını vererek bunu yapıyor. Yani ondan bu yolla özür diliyor.
Dostlarımızın, arkadaşlarımızın kıymetlerini bilelim asla onların kalplerini kırmayalım.
Selam ve Dua ile..
HİKMET KAÇMAZ
Salı, Ağustos 12, 2008
 

nihalim

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Eki 2006
Mesajlar
2,593
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
45
Konum
*meftun*
Web Sitesi
www.hatim-online.com
Tekneler kalkar gözlerimden. Kaç yolcu gider, kaçı döner... Ve hiç değişmez kalabalığım. Yollar eğrilir, silinir kimisi. Kimse değişmez, hiçbir söz hiçbir kulağa -aslında- ilişmez.


selamun aleykum kıymetli kardeşim hoşbir durak oldu paylaşım yüreginize saglık..
muhabbetle baki selamlar

aleykümselam güzel kardeşim teşekkür ederim ...selam ve dua ile...
 

nihalim

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Eki 2006
Mesajlar
2,593
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
45
Konum
*meftun*
Web Sitesi
www.hatim-online.com
selamun aleykun kıymetli kardeşim iskender palanın yazısı sanıyorum .. ne güzel satırlar aglamak güzeldir ;)
muhabbetle cannn :):)

Gözyaşıdır ki yıkayarak yakar, yakarak yıkar. Arıtır ve eritir; temizler ve gizler… Fazilettir, diyettir… Bu yüzden denilir ki gözyaşı yiğitler kârıdır ve civanmertler vakarıdır.

Bir gözyaşı, gül mevsiminde güle karşı akarsa aşk olur adı; sevgiyi damıtır en derin yerinden. Suçlardan sonra tenha gecelerde akarsa tevbedir tadı; gönülleri arıtır en kara kirinden. Madem ki gözyaşı bir kutlu demdir, elbette bir erdemdir.

Aleykümselam değerli kardeşim özürdilerim inanın şuan hatırlayamadım...
evet güzel kardeşim ağlamak güzeldir ...
selam ve dua ile...
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
Gönül hayret vadisinde… Gönül, heybesi sırtında bir abdal; gecenin koynunda, rüzgârın kanatlarında, bir ney tadında akreple yelkovanın peşi sıra sonu vuslat bir hicrana yürür… Zira her ayrılık, bir vuslat içindir.

Evet, gece güzeldir. Maharet görebilmekte…


Selamün Aleyküm duruşu ve timsali ''Elif'' misali olan, gönlü latif ablam..
Yüreklere dokunan çok güzel paylaşımlarınızdan idi yine..Beğeniyle okudum..Güzel yüreğinize ve değerli emeğinize sağlık olsun inşallah.. Gecelerin, anlam kattığı ve güzel'in kat kat derecelerle daha da güzelleştiği o derin ama maneviyat ve iştiyak dolu zaman dilimini, Hakk'a kulluk yolumuzun hayırlı merhaleleleri olarak hakkıyla ihya edenlerden oluruz inşallah.. İnsan, kendiyle başbaşa kalabildiği o en güzel anlarda yüreğini, şerh etmek istercesine İnşirah sunan Rabbine açmalı, Ay'ın ve yıldızların eşliğinde, dostluğunda.. Gecelerimizi aydınlık edebilmek duasıyla ablacım..

Kıymetli anneannem ve güzel kardeşim nasıllar ablacım? Selamlarımı söyleyiniz inşallah..Bu arada siz de inşallah iyisinizdir..İnşallah her şey yolundadır canım ablam..Alemlerin Sahibi'ne, Gecenin ve Gündüzün Rabbine emanetimsiniz..Dualar ile kalın inşallah.B)B)

 

nihalim

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Eki 2006
Mesajlar
2,593
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
45
Konum
*meftun*
Web Sitesi
www.hatim-online.com
Gönül hayret vadisinde… Gönül, heybesi sırtında bir abdal; gecenin koynunda, rüzgârın kanatlarında, bir ney tadında akreple yelkovanın peşi sıra sonu vuslat bir hicrana yürür… Zira her ayrılık, bir vuslat içindir.

Evet, gece güzeldir. Maharet görebilmekte…


Selamün Aleyküm duruşu ve timsali ''Elif'' misali olan, gönlü latif ablam..
Yüreklere dokunan çok güzel paylaşımlarınızdan idi yine..Beğeniyle okudum..Güzel yüreğinize ve değerli emeğinize sağlık olsun inşallah.. Gecelerin, anlam kattığı ve güzel'in kat kat derecelerle daha da güzelleştiği o derin ama maneviyat ve iştiyak dolu zaman dilimini, Hakk'a kulluk yolumuzun hayırlı merhaleleleri olarak hakkıyla ihya edenlerden oluruz inşallah.. İnsan, kendiyle başbaşa kalabildiği o en güzel anlarda yüreğini, şerh etmek istercesine İnşirah sunan Rabbine açmalı, Ay'ın ve yıldızların eşliğinde, dostluğunda.. Gecelerimizi aydınlık edebilmek duasıyla ablacım..

Kıymetli anneannem ve güzel kardeşim nasıllar ablacım? Selamlarımı söyleyiniz inşallah..Bu arada siz de inşallah iyisinizdir..İnşallah her şey yolundadır canım ablam..Alemlerin Sahibi'ne, Gecenin ve Gündüzün Rabbine emanetimsiniz..Dualar ile kalın inşallah.B)B)


Aleykümselam canım kardeşim ALLAH c.c. razı olsun İNŞALLAH...
canım o güzel düşünceniz için teşekkür ederim :a03:
emeğinize ,yüreğinize sağlık her zamanki gibi güzel olan yorumunuz için teşekkür ederim (MAŞALLAH)...
Anneannenizin ve kardeşinizin selamları var çok şükür iyiler...kalp kalbe karşıymış bugün Anneannenizle görüştürmek istedim ama bir fırsatı olmadı canım İNŞALLAH görüştüreceğim sizi ...teşekkür ederim bende çok şükür iyiyim...canım kardeşim siz nasılsınız !...ALLAH c.c. emanet olun...
selam ve dua ile...
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
Aleykümselam canım kardeşim ALLAH c.c. razı olsun İNŞALLAH...
canım o güzel düşünceniz için teşekkür ederim :a03:
emeğinize ,yüreğinize sağlık her zamanki gibi güzel olan yorumunuz için teşekkür ederim (MAŞALLAH)...
Anneannenizin ve kardeşinizin selamları var çok şükür iyiler...kalp kalbe karşıymış bugün Anneannenizle görüştürmek istedim ama bir fırsatı olmadı canım İNŞALLAH görüştüreceğim sizi ...teşekkür ederim bende çok şükür iyiyim...canım kardeşim siz nasılsınız !...ALLAH c.c. emanet olun...
selam ve dua ile...


Selamün Aleyküm Değerli ablacım..Aleyna ve aleyküm Selam, aldım Selamlarını:)..Allah c.c razı olsun sizlerden ebeden inşallah.Ben de iyiyim elhamdülillah.. Ablacım anneannemin sesini duymayı gerçekten çok istiyorum..Bir şekilde nasip olursa gerçekten çok mutlu olurum..Her daim siz de, anneannem de dualarımdasınız inşallah ablacım.. Her daim afiyette olmanız duası ile inşallah..Dualarımla birlikte Dualarımızın Sahibine emanetimsiniz ablam..B)
 

nihalim

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Eki 2006
Mesajlar
2,593
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
45
Konum
*meftun*
Web Sitesi
www.hatim-online.com
Selamün Aleyküm Değerli ablacım..Aleyna ve aleyküm Selam, aldım Selamlarını:)..Allah c.c razı olsun sizlerden ebeden inşallah.Ben de iyiyim elhamdülillah.. Ablacım anneannemin sesini duymayı gerçekten çok istiyorum..Bir şekilde nasip olursa gerçekten çok mutlu olurum..Her daim siz de, anneannem de dualarımdasınız inşallah ablacım.. Her daim afiyette olmanız duası ile inşallah..Dualarımla birlikte Dualarımızın Sahibine emanetimsiniz ablam..B)

Aleykümselam canım kardeşim ALLAH c.c. sizden de razı olsun...İNŞALLAH...
İNŞALLAH bir aksilik olmazsa en kısa zamanda süpriz yapmaya çalışırım...
canım Anneannenizde istiyor artık daha bekletemem :a26:
ALLAH c.c. emanet olun...selam ve dua ile...B)
 

nihalim

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Eki 2006
Mesajlar
2,593
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
45
Konum
*meftun*
Web Sitesi
www.hatim-online.com
Kalbim yanma deminde şimdi..

Kalbim yanma deminde şimdi..

Kalbim yanma deminde şimdi..

Tepeden tırnağa şenleneceğim buluşmalara saklamıştım özlemenin en masum halini… Küçücük dünyama kurulmuş büyük kelimelerin ardına sığınmıştım. Yürümek için sana… Savruk cümlelerimin elinden tutmuş ve cesaretimi koşturmuştun. Ve çözülmemiş dilimin zafer çığlıkları yetişmişti dudaklarıma…

Ve gece… Zevki, öfkeyi, sevgiyi uykuya yatırma vakti… Ölüm anı uykunun… Anahtarı gecenin senin elinde… Ve dilimde anahtarı uykunun…

“Allah’ım nefsimi sana teslim ettim. Yüzümü sana çevirdim. İşimi sana havale ettim. Rızanı umarak, azabından korkarak sırtımı sana dayadım. Sana sığındım. Sen’den başka sığınak, Sen’den başka dayanak yoktur. Allah’ım indirdiğin kitabına, gönderdiğin peygamberine iman ettim. Allah’ım kullarını dirilteceğin o gün beni azabından koru. Ben ancak senin adınla ölür yine senin adınla dirilirim.” Öğrettiğin niyazla başlayan ve biten bir geceye merhaba…

Uyandığın ve uyandırıldığım bir geceye selam… “Allah’ım sana hamdolsun. Sen semaları ve yerin içindekileri ayakta tutan Kayyum’sun. Sana hamdolsun. Sen semaların, yerin içindekilerin hakiki sahibi olan Melik’sin. Ve sana hamdolsun. Sen semaların ve yerin içindekilerin nurusun. Sana hamdolsun. Sen Hakk’sın. Vaadin haktır. Sana kavuşmak haktır. Senin sözün haktır. Cennet de cehennem de haktır. Nebiler ve Hz. Muhammed de haktır. Kıyamet günü de haktır.” Sen, her şeyi hakkıyla öğretensin canımın özü… Ve hakkını teslim edensin gecenin…

Gel dedin, geldim. Yokluğun hallerinden sıyrılarak… Senin lisanınla öğrendiğim hayatları seçerek… Avuçlarım kirlenmiş miydi? En çok korkum kirlenmiş olmaktan… Kirletilmesinden lisanımın…“Allah’ım, beyaz elbiseyi kirden temizlediğin gibi kalbimi de günahlardan arındır, hatalarımı kar ve dolu suyuyla temizle…” duan yetişti. Yetiştin imdadıma çırpınışlarımın…

Masum değildim. Üstüne yürümeye çekindiğim günahlarım vardı. Ben hep dilimin günahıyla anıldım. Kimse… Ama hiç kimse göstermedi bana yanlışlarımı… Korkutamadı kimse gömülmeyi çoktan hak etmiş dilimin isyanını… Eğip büktüğüm kelimeler sorgulayacak önce beni… Anlamsız konuştuğum her an, daha çok düşeceğim.

Senin sesin can gibi, ruh gibi sesime değdiğinde yargısı bitti insafsız cümlelerin… Gizlenecek bir kuyusu kalmadı kovulmuş kelimelerin… Lisanım hal deminde şimdi.

“Allah’ım ben kendime çok zulmettim. Günahları bağışlayacak ise yalnız sensin. Öyleyse tükenmez lutfunla beni bağışla, bana merhamet et. Çünkü affı sonsuz, merhameti nihayetsiz olan yalnız sensin.”

Kalbim kurtulsun hain yanmalardan… Meçhul küllerden kurtulsun kalbim… Kurtarılmaya en çok ihtiyacı olan yanım kurtulsun önce… Savruk cümlelerimin elinden tut ve sonra koştur cesaretimi…

Gel dedin, geldim. Kalbim, yanma deminde şimdi… Lisanım dualarının bereketinde…

-aysenur menekse-​
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt