Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

SOKAKTAN MEKTUP VAR (1 Kullanıcı)

SOKAKTAN MEKTUP VAR

  • EVET OLABİLİR.

    Oylama: 0 0.0%
  • HAYIR OLAMAZ.

    Oylama: 0 0.0%
  • HİÇ Bİ FİKRİM YOK

    Oylama: 0 0.0%
  • ABD DEN HERŞEY BEKLENİR

    Oylama: 0 0.0%
  • HİÇ BİRİ

    Oylama: 0 0.0%

  • Kullanılan toplam oy
    0

ferahhfeza

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
10,922
Tepki puanı
8
Puanları
0
Yaş
47
Web Sitesi
ferahhfeza.blogcu.com
_______selamün aleyküm yasemin kardeşim..
yine etkili bir deneme yazınız emeginize saglık ..
*dünya dedigimiz bir gölgelik.*..
*her nefis ölümü tadacaktır *baki olan ALLAH(cc) dır*..
*EL BAKİ HÜVEL BAKİ..*
rabbimize emanet olunuz degerli kardeşim
selam ve dua ileB)________
 

ipekkk

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Şub 2008
Mesajlar
49
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
İfadeye "derinlik" kazandırmak bu olsa gerek...

İfadeye "derinlik" kazandırmak bu olsa gerek...

Gerçeği bir bakıma da bir baksa türde süslemek hayal ettirmektir.
Gerçeği iyimser bir acıdan dile getirmektir...
Brooklyn köprüsünde, bir bahar günü, kör bir adam dilencilik yapıyormuş.
Dizlerinin dibine bir tabela koymuş. Üzerinde "DOGUSTAN KOR" yazılı imiş.
Herkes dilencinin önünden geçip gidiyormuş.
Bir REKLAMCI bunu görmüş. Tabelayı almış arkasına bir şeyler yazmış, olduğu yere tekrar bırakmış. Ne olduysa olmuş. Gelip geçen ve bu tabeladaki yeni yazıyı okuyan herkes, başlamış dilencinin önündeki Şapkaya, habire para atmaya.
Bir cümle yetmiş, onca kişiyi etkilemeye ve dilencinin şapkasının kısa sürede ağzına kadar parayla dolup tasmasına...
"GUZEL BIR BAHAR GUNU... AMA BEN BAHARI GORMUYORUM..."


 

ferahhfeza

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
10,922
Tepki puanı
8
Puanları
0
Yaş
47
Web Sitesi
ferahhfeza.blogcu.com
"GUZEL BIR BAHAR GUNU... AMA BEN BAHARI GORMUYORUM..."


_________evet oldukça güzeldi..
bazen ifadeye derinlik katmak gerekiyor sanırım...:) yada kişilerin anladıgı lisandan konuşmak ...
emeginize saglık kardeşim
selam ve dua ile______
 

nihalim

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Eki 2006
Mesajlar
2,593
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
45
Konum
*meftun*
Web Sitesi
www.hatim-online.com
Sana Küstüm Istanbul...

Sana Küstüm Istanbul...




Sana Küstüm Istanbul


Bu defa… Sana küstüm İstanbul… Her zaman olduğu gibi, yine! Yine sana dürüsttüm… Sevda uykularına daldığım o zemheri gecesinde, ümit yorganımı çektiler ya, açıldı üstüm… Belki bu sebepten tutuktur şimdi, şakımaktan yorgun düşmek bilmez dil belası! Hani bir vakitler… Salacak sahilinde raks eden lacivert hayallerin saçına taktığı bir süstüm… Hani cânım bilirsin ya! Senin o çok sevdiğin, gam bronzundan hüzün kalıplarına dökülerek, hasret kaideleri üzerinde, kızıl ufkunda ayağa kalkan biçare büstüm… İşte o da nâr-ı aşk ile berhevâ oldu nitekim… Evet İstanbul, seninle baş başa kaldık yine… Seni saymazsak ömür denen bu garip oyunda… Kelimenin tam mânâsıyla tekim!

Bütün güvercinlerin bana acıyarak baktı fark ettin mi? Dokuz gün dokuz gecelik halvetimizin ardından, bir lokma vuslat geçmemiş boğazımda, katar katar uzayan düğümlerden bahsetmeme ne gerek var? Âh İstanbul… Bu dünya neden bu kadar dar! Hisarlar, Dolmabahçe, Çamlıca ve Üsküdar! Ruhuma
saplanan bu kaçıncı kıymıktı aceb? Bahtiyâr olamayacak kadar ihtiyarlamışım meğer… Kara kalem hayallerimin ne hükmü var ki âti denizinde? Hem… Bir akşam üstü, Salacak’tan Galata’ya su üzerinde yürüsem ne olacak ki Şeyh Galib’in izinde? Sihirli parmaklarla buluşamamış zavallı bir kamıştan öte neyiz kederin fevkinde? Meğer İstanbul… Maalesef ki meğer! Gözyaşımızın müsebbipleri, uğruların otağ kurduğu bir zeminde, kanımızı câm-ı cem için akıtmanın zevkinde…

Haliç… İmkânsızlıklarımın dedikodusunda tüketti o günü… Eyüp Sultan şadırvanının sakini güvercinler elimden tutmadı! Ve bir acı veren hayal, kendisinden on adım geride yürüyen bir mahcubiyetle bir olup beni gecelerce uyutmadı! Maziye dönüp baktım ağladım… Ânı soludum… Nefesim kesilir gibi olduğunda bir sigara yaktım ağladım… Âti denen karanlığın içine çivilediğim gözlerimde salınan bir nâzenin rüyâya çok ama çok ıraktım… Ağladım… Ağladım İstanbul! Senin o kutsanmış topraklarına düşen her damla göz yaşıma hürmet etmek adına, gökkubbende semah eden bulutlar yağmaya ar ettiler! Âh İstanbul! Yine mi? Yine mi sevdâ kâtibi melekler, beni bir olmaz, olsa da vuslatı cân şişeme dolmaz bir aşkın menzilinde bekleyen bir güzele mi yâr ettiler? Çile-i güzîn diyârına firar eden gönlümün, yırtılmış yelkenleriyle hasarını gidermesi için, Hak tersanesine yanaşması gerekirken, tekrar ve tekrar, hem de zorların zoru bir gönül harbine girişmek üzere, ummanlara açılması akıl alır gibi değil! İstanbul! Gel kulağına fısıldayayım, korku, merak, ümitsizlik ve ateşlerle sarmalanmış sırrımı…

Zıtları taşıyorum şimdi gözbebeklerimde… İki bakış mesela… Biri pençelerini ruhuma geçirmiş, aman dilemektense ayakta ölmeyi yeğleyen varlığımın temeline dinamitler döşeyen… Biri… İçimdeki hayallerin hararetinde bile üşüyen… İki bakış… Biri ak… Biri kara… Biri derman… Biri yara… Biri zemheriler ekerken hoyratça, biri bahar vadeden… İçimde ki o sahipsiz diyâra… Söyle İstanbul! Bu ifritten hâl âşikâr edilir mi? Dosta ya da âğyâra… Şairâne duyuşlarla baktığım güllerin rengi bulaştı tıraşsız yanaklarıma… Mor akşamlara sızan kan çizgisi, hayalimin kör yatağanı marifetiyle âşikâr edilmiş bir meftun oluşun ta kendisidir! İstanbul duydun mu? Bundan böyle hakikati aramaktan yorgun bakışlarım, yirmi dört ayar hayallerin, sedef kakmalı avuçlarında tuttuğu o açmaya mütereddit goncanın, ansızın sultan olduğu diyârın, asılda köle ve surette efendisidir!

Bu yükü taşımaya muktedir değilim İstanbul… Bilirsin… Neticesi belli mağlubiyetlerin adresidir bizim hanemiz… Hem… Bir vuslat daha ummaya kaldı mı bahanemiz? Israr etme İstanbul… Hicran ile kirlenmiş gözlerimiz, nasıl baksın ki tertemiz? Bak İstanbul… Dinle artık beni… Kabul etsen de etmesen de… Biz seninle, iki deli, iki şaşkın, iki aşk fakiri ve bilmem kaç defa daha hüzün dehlizlerinde kaybolmaya aday iki görünümlü lâkin yek vücut olmayı başarmış bir sersemiz! İki yoktan bir var elde edecek şiiriyet, bende yok âh gönlümün şehri… Gel etme eyleme… Yudumlamayalım bu baldan tatlı zehri! Tamam İstanbul! Tamam… Yaradan’a sığınalım her daim olduğu gibi, lâkin, bu defa aşktan firar etmek üzre sığınalım Rabbimize… Aşktan kaçalım bu sefer… Bizim ateşimizle kül olmasın çağla renkli o yürek! Hem ateş-i sûzân ile hazan inşâ etmeye ne gerek… Hey aşk! Sen de duy bu sözümü… Evet sen ey aşk… Nâm-ı diğer engerek… Sarılma, kurumaya yüz tutmuş cân ağacımın dallarına! Yine Kerem etme beni, Aslı’nın masallarına…
[/COLOR]………/………

Selâtin bir sırsın sen, âşikâr etmek müşkül…

İçimdeki ateşi yâdigâr etmek müşkül…



Minâreler dinledi ateşten lisânımı,

Lâkin bu gönlü sana hükümdâr etmek müşkül…



Gam devrinde keşfettim o yitik nisanımı,

Üzülmekten korkalı, gönlü nâr etmek müşkül…



Zulmeylemezsin elbet… Yakan yakmış cânımı!

İbtidâyı aşkımı der-kenâr etmek müşkül…



Devrilirken kubbeler, mânâ meftunu başa,

Ey Bayâtî bak yine… Yâri yâr etmek müşkül!

………/………

Âh İstanbul bak… Sözümü dinlemedin yine… Yine senden ırakta kalmaya tahammülü olmayan bu şair müsveddesine belayı revâ gördün… Beni rüsvâ eylemek sana hoş geliyor amma, unutma! Her sonbaharın ardından bir kara kış geliyor… Nehr-i âziz’i dondurmaktan ve o güzel başına perişanlık tacını kondurmaktan imtinâ etmemeye yeminli gibisin İstanbul… Lâkin ikaz etmedi deme seni bu kemter kul! Ben cehennemin ayak seslerini duyar gibiyim usul usul…


“Çekdiğim derdi ne hem hâne ne hem râh bilir

Âşıkım hâl-i dil-i zârımı Allâh bilir



Dâd o zâlimden eğer böyle kalırsa nâzı

Ne figân-ı şeb ü ne âh-ı seher-gâh bilir



Söyleşilmez nigeh-i şûhu acep müstağnî

Nezabân-ıdil ü ne şîve-i dil-hâh bilir



Gamzesi âteş-i sûzana girer bir câdû

Ne dil-i şu’le-feşân ne alev-i âh bilir



Böyle dilber ne belâdır başına ey Nef’î

Her nigâhını kazâ âfet-i cân-gâh bilir”(1)

Bu ateşten ayak seslerine aldırmaksızın, Nef’î üstâdın gazelini mi terennüm edersin İstanbul? Gazel okumakla, gazelleri önüne katıp gideceğini sanan rüzgârdan, kehribar ümitler mi beklersin? Ayzıt fırtınasında kırlangıç kanadıyla uçmak, bağbozumunda murâdın hasadına bel bağlamak mıdır İstanbul? Bu defa başka bir lisân ile konuşursun ey saadet yurdu! Yoksa… Yoksa aşkın hakiki sahibi, bize de mi… Bize de mi sevdâ sofrasından bin bir hamd ile kalkmayı nasip buyurdu? Neden sustun Âsitâne’m? Bu sükût ikrârın mıdır yoksa? Âh keşke Şehri yâr! Âh keşke…

Dil, şâd olmaya susamış… Gönül sazı, hem âvâz bir meşke… Öyle bakma bana İstanbul… Söz kifayet etmiyor bu hususu deşmeye… Bak! Hayaliyle bile dönüverdi iki gözüm çağıldayan bir çeşmeye… Dedim ya hasretimin tutuşturduğu şehir! Âh keşke....

alıntı
[/SIZE][/B]
 

ferahhfeza

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
10,922
Tepki puanı
8
Puanları
0
Yaş
47
Web Sitesi
ferahhfeza.blogcu.com
________selamün aleyküm çok çok degerli bir paylaşım olmuş...
begenerek okudum... emeginize yüreginize saglık olsun
rabbimize emanet olunuz
selam ve dua ile________
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com


yorgunbilge_istanbul1_j.jpg



~*~*~*~*~*~*~*~

Selamün Aleyküm Değerli Nihal Ablam..
Çok güzel bir paylaşımdı yine, Rahman c.c razı ve memnun olsun sizden ebeden inşallah.. Bir İstanbul sevdalısı olarak severek okudum..Emeğinize, gönlünüze sağlık olsun.. İstanbul dendiğinde aklıma gelenler, Sarayburnu ve Eminönü.. Bir de Fatih'i unutmamak gerek:).. Oralarla sevdim şehr-i İstanbul'u..İstanbul'a küsmek ne mümkündür değerli Nihal ablam? Ama şair duygularını çok nadide bir şekilde samimiyetle dile getirmiş.. İlla ki küstürecek bizleri İstanbul'a:)...Latife bir yana beğeniyle okudum ablam..Rabbimiz c.c daimi eylesin bu güzel paylaşımlarınızı inşallah..En Emin'e emanetimsiniz..Hayırlı ve bereketli Cumalar dilerim..Selam ve baki dua ile inşallah..

~*~*~*~*~*~*~*~
 

nihalim

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Eki 2006
Mesajlar
2,593
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
45
Konum
*meftun*
Web Sitesi
www.hatim-online.com
Sana Küstüm Istanbul


Bu defa… Sana küstüm İstanbul… Her zaman olduğu gibi, yine! Yine sana dürüsttüm… Sevda uykularına daldığım o zemheri gecesinde, ümit yorganımı çektiler ya, açıldı üstüm… Belki bu sebepten tutuktur şimdi, şakımaktan yorgun düşmek bilmez dil belası! Hani bir vakitler… Salacak sahilinde raks eden lacivert hayallerin saçına taktığı bir süstüm… Hani cânım bilirsin ya! Senin o çok sevdiğin, gam bronzundan hüzün kalıplarına dökülerek, hasret kaideleri üzerinde, kızıl ufkunda ayağa kalkan biçare büstüm… İşte o da nâr-ı aşk ile berhevâ oldu nitekim… Evet İstanbul, seninle baş başa kaldık yine… Seni saymazsak ömür denen bu garip oyunda… Kelimenin tam mânâsıyla tekim!
 

ysmnkaos

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
13 Ağu 2007
Mesajlar
1,327
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
16
Konum
kaosşehristanbul
_______selamün aleyküm yasemin kardeşim..
yine etkili bir deneme yazınız emeginize saglık ..
*dünya dedigimiz bir gölgelik.*..
*her nefis ölümü tadacaktır *baki olan ALLAH(cc) dır*..
*EL BAKİ HÜVEL BAKİ..*
rabbimize emanet olunuz degerli kardeşim
selam ve dua ileB)________


Aleykümselam aminemur kardeşim...
okuduğunuz ve beğendiğiniz için teşekkür ediyorum...
hatrımızdan bir an olsun çıkmaması duası ile...
ALLAHA EMANET OLUNUZ
 

Delete

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Mar 2008
Mesajlar
6,076
Tepki puanı
15
Puanları
38
Esselamun aleyküm ve rahmetullahi ve berakatühü.
Allah razı olsun kardeşim,
Selam ve baki dua ile kalın.
 

Nevin_1982

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Eyl 2006
Mesajlar
5,000
Tepki puanı
8
Puanları
38
Yaş
42
Konum
sakarya
fotoğraflardada gülümseriz... peki neden?
güzel bir anda flaş tam patlayacakken bilinçli olarak somurtan birini hiç gördünüzmü?
demekki geçmişe baktığımızda, kendimizi hatırda kalmasını istediğimiz anlardan biri ile hatırlamak istiyoruz...tebessümle... mutlulukla...
tabii herkes gibi...

SELAMUN ALEYKUM KARDEŞİM.bizi gülümsettin sağol:)Tebessüm peygamber efendimizin de sünneti.Ve ayrıca sadaka sevabı vardır.

Emeğinize sağlık.Rabbime emanetsiniz.
 

gecem

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Eyl 2006
Mesajlar
1,631
Tepki puanı
0
Puanları
0
lııse ogretmenım içten sıcak bır gulucukk hasta ınsanı ıyı eder hayata tutunması ıcın destek verır derdı....

emegıne saglıkk
 

Resul Aydın

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
17 Eyl 2006
Mesajlar
4,770
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
61
Konum
DÜNYANIN BAŞKENTİNDEN
Beklemek....!!

Beklemek....!!



Yüreğimde kopan fırtınayı gönderiyorum sana sevgili, çocuksu bakışlarımın ardından,… Ellerimi kesen ayazlarımı gönderiyorum sana; aşkın akıp gidişini seyret diye iç ülkemden iç ülkene.…




Her şeyi koca bir yokluk gören gözlerimi gönderiyorum sana, yeşile çalan yanından umut bul diye.… Koca şehri bomboş gören kalbimi gönderiyorum sana, içindeki ateşle ısıt diye.…




Bütün mektuplarım geri dönüyor sevgili şehrime,… yoksun. Bu koca yoksunluğun içinde kaybolmuşsun. Hayat bizi terk edeli çok olmuş, ben aynalarda kaybolmuşum, sen hayallerime bile uğramaz olmuşsun.





Bir masalmış her şey bir bakmışım uyumuşsun. Ne masalın sonunu dinleyecek kadar uyanık kalmayı başarabilmişsin, ne de bana yeni masallar anlatacak kadar âşık olmayı.



Hasret yüklü gemilerim yollarını bulamadı. Ben Leyla'nın cisminde taşıdığım mecnun kalbi ile bir başına kalıverdim aşk diyarında.… Ne gemilerimi indireceğim sahillerim oldu, ne de karadan yüzdürebilecek cesaretim. Aşk bitti. Toprak oldu bakışlarımda ki umut.




“Kalmak, gitmekten vazgeçmektir” derdi atam. Be ne gitmeyi becerebiliyorum topraklarından ne de yaşamayı senin kurallarına göre… İsyanlarım var, eylemsiz, sessiz isyanlarım.




Bir gök düşlüyorum, mavisi adam gibi mavi , siyahı adam gibi siyah.. Ama gündüzleri gri bulutlar kaplıyor göğümü, geceleri şehrin isi. Mavisi griye çalıyor hüzünle gökyüzümün, yıldızları gam yansıtıyor puslu bakışlarla.




Her şey bir tebessümünde gizli kalıyor bazen. Züleyha' nın gülümsemesi kadar sıcak, Yusuf'un duruşu kadar soğuk. Aşk sana da bana da ne uzak sevgili.…





Şimdi sukut limanlarına demirledim gemilerimi. Sadece bekliyorum.…

Güneşin doğuşunu nasıl beklerse yüce dağlar, yağmurun yağışını nasıl beklerse çiçekler, öylece hasret gemilerimi aşk denizine indireceğin anı bekliyorum.




"Beklemek sabretmektir". Dedi ustam, "kalbim üstüne " dedim, büküldü boynum
 

fevzisultansu

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Eyl 2006
Mesajlar
262
Tepki puanı
0
Puanları
0
Allah Razi Olsun Kardeş
Hakkini Helal Et Bir Kitasini
Değer Verdiğim Birine Yollucam.
Selametle.
 

Emanet

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Nis 2008
Mesajlar
3,573
Tepki puanı
32
Puanları
48
Yaş
38
Her şey bir tebessümünde gizli kalıyor bazen. Züleyha' nın gülümsemesi kadar sıcak, Yusuf'un duruşu kadar soğuk. Aşk sana da bana da ne uzak sevgili.…



......................................
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt