Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

SOKAKTAN MEKTUP VAR (1 Kullanıcı)

SOKAKTAN MEKTUP VAR

  • EVET OLABİLİR.

    Oylama: 0 0.0%
  • HAYIR OLAMAZ.

    Oylama: 0 0.0%
  • HİÇ Bİ FİKRİM YOK

    Oylama: 0 0.0%
  • ABD DEN HERŞEY BEKLENİR

    Oylama: 0 0.0%
  • HİÇ BİRİ

    Oylama: 0 0.0%

  • Kullanılan toplam oy
    0

sivetok

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Kas 2007
Mesajlar
1,251
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
17
Web Sitesi
img141.imageshack.us
En büyük sevinç

En büyük sevinç



Gelin! Biz aydın kişiler, nefret eden insanlar arasında sevgi ve sevinç içinde yaşayanlardan olalım. En büyük kötülük nefrettir.

Gelin! Biz aydın kişiler, hastalıklı insanlar arasında sağlık ve sevinç içinde yaşayanlardan olalım. En büyük hastalık şehvettir, doyumsuz isteklerdir.

Gelin! Biz aydın kişiler, çatışan insanlar arasında huzur ve sevinç içinde yaşayanlardan olalım. En büyük acı uyumsuzluktur.

Gelin! Biz aydın kişiler, hiçbirşeye sahip olmasak da sevinç içinde yaşayalım. En büyük mülk mutlu olmasını bilmektir.

Bunları iyice anladığınız zaman en büyük sevince erişeceksiniz.

Buddha
 

Bahar_58

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Ocak 2007
Mesajlar
3,673
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
Gelin! Biz aydın kişiler, hiçbirşeye sahip olmasak da sevinç içinde yaşayalım. En büyük mülk mutlu olmasını bilmektir.

:evet

Güzel bir Paylasim ALLAH (c.c) Razi Olsun__Emeginize SaglikB)
 

sivetok

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Kas 2007
Mesajlar
1,251
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
17
Web Sitesi
img141.imageshack.us
Aşk ve akıl

Aşk ve akıl

askarslan.JPG
askarslan.JPG
askarslan.JPG
askarslan.JPG


Arslanla pençeleşen bir yiğit elindeki demir kolçağa güvenerek saldırdı. Arslan güçlü pençesiyle kolçağı çekip alıverdi elinden. Adamı yere serdi.

Arslanın pençesine yenik düşen ve zavallı bir şekilde yerde yatan adama, birisi: “Öyle uyuşuk uyuşuk durmak yakışıyor mu sana? Bir pençe de sen vursana.” diye seslendi. Adam, yerdeki kolçağı göstererek: “Bu pençe arslanla savaşmak için uygun değil.” diye cevap verdi.

Aşk arslan, akıl ise demir pençe gibidir. Aşka karşı aklın yapabileceği bir şey yoktur. Çevgahın topu çeldiği gibi, aşk da aklı çeler.

Sâdi-i Şirazi
 

fu zuli

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eki 2007
Mesajlar
44
Tepki puanı
0
Puanları
6
Yaş
48
elimde kaliteli bir senaryo var rol almak isteyen var mı

elimde kaliteli bir senaryo var rol almak isteyen var mı

Kardeşlerim aklıma senaryo yazmak geldi yalnız bu senaryodaki kahramanlar rollerini kendileri seçecek. Rol almak isterlerse kendileri oynayacaklar. Kardeşlerim kendimle baş başa adlı seviyesiz yazının içerisinde kendimce durumumuzu anlatmaya çalışmıştım. Şimdi de yaşanan bu olaylardan çıkış senaryosu nedir ona değinmek istiyorum. Senaryo benden oynaması gerçek kahramanlarımızdandır. Senaryo hazır olursa belki film çekilir.


Senaryo ilk önce bir olumsuzlukla başlıyor. Batı ülkelerinden birinden yine Hz Muhammed Mustafa (s.a.v) hakaret ederler. Bu doğal bir şeydir. Onların bütün eserleri Allah ve resulüne hakaretle doludur. Onların bütün tavırları isyandır. Gözünüzü kulağınızı gerçeklere kaparsanız onların size hep iltifat ettiğini görür duyarsınız. Sen kışkırtıcısın yalancısın diyebilirsiniz. Size bir kanıt sunmak istiyorum yalnız gözünüzü ve kulağınızı açın.


88. "Rahman çocuk edindi" dediler.89. Hakikaten siz, pek çirkin bir şey ortaya attınız.90. Bundan dolayı, neredeyse gökler çatlayacak, yer yarılacak, dağlar yıkılıp düşecektir!91. Rahman’a çocuk isnadında bulunmaları yüzünden.92. Hâlbuki çocuk edinmek Rahman’ın şanına yakışmaz.93. Göklerde ve yerde olan herkes istisnasız, kul olarak Rahman’a gelecektir.94. O, bunların hepsini kuşatmış ve sayılarını tespit etmiştir.95. Bunların hepsi de kıyamet gününde O'nun huzuruna tek başına (yapayalnız) gelecektir.


Bu her gün yapılan bir hakaret her gün tekrar edilen bir isyan değil mi?


Türkiye’deki kanaat önderleri, dünya üzerindeki Müslümanların işkence çektiklerini İslam’ın bütün değerlerine peygamberine saldırıldığını hakaret edildiğini söyleyip sivil üstünlüğü ele alarak Türkiye den bütün mensuplarıyla birlikte ayrılıp sevdikleri orada yaşamakla ancak huzur bulacakları kutsal topraklara gitmek için bütün mal mülk bütün maddi değerlerini satmalarını mensuplarından isteyen bir karar alırlar. Ve kısa bir sürede kimisi arabasıyla kimisi yürüyerek uzun bir yolculuğa hazırlanırlar. Bu arada hükümet üyeleri muhalefetin tezlerini kabul edip başarısız olduğunu söyleyip istifa eder. Onlardan da bazıları bu kervana katılırlar. Türkiye de ki muhalefet bu durumdan memnun olur. Netice itibarı ile yönetim kendilerinde kalmıştır. Hem de içlerinde kendilerine ileride de sorun olabilecek grup cemaat ve tarikatlardan kurtulmuş olmaktadırlar. Bu sebepten dolayı memnun olurlar. Bu arada müslüman liderler toplanır aralarından birini imam seçerler. Bu imam hiçbir şekilde silah kesici ve delici alet almadan yola çıkılmasını ister. Ve tüm kendilerine katılmak isteyen Müslümanları sınır kapılarından birinde bekleme kararı alır. Aynı zamanda bütün dünya Müslümanlarına bir çağrıyla Mekke den değerlerimize sahip çıkılması çağrısını yapar. Ve bütün dünya Müslümanları yola çıkar. Amerika ve batı ülkeleri bu Müslümanların kendilerine tehdit olduğunu görerek ikinci dünya savaşında olduğu gibi bir atom bombasıyla çoluk çocuk kadın ve yaşlı hepsini şehit ederler.



Veya bu kimselerin yaptığı dualar kabul olur ve Allah kâfirlere fırsat vermeden gidecekleri yere ulaşırlar. Ulaştıkları yerin yöneticilerinden bu gelen müslümanlar bazı taleplerde bulunurlar. Bunlardan bazıları yabancı askerlerin ülkeyi hemen terk etmelerini petrol kuyularının yeryüzündeki Müslümanlara yapılan zulümler bitene kadar kapatılmasını üretimin durdurulmasını ekonomik siyasi ve diplomatik bütün ilişkilerin batı ülkelerinden kesilmesini isterler. Bu yönetim bunu kabul etmez ve müslümanlar kendileri karar alarak petrol kuyularını kapatırlar. Ve batı ülkelerinden bütün işgallerine son vermelerini isterler. Bu olaylarda müslümanlar hiçbir şekilde kaba kuvvete başvurmazlar. Bu durumda batı ve Amerika burayı işgale kalkar. Ama bu senaryonun sonunda ilginç bir şekilde her halükarda kazananlar müslümanlar olur. Öldürülürlerse şehit kalırlarsa zafer Müslümanların olur.



Senaryonun değerlendirmesinde gelebilecek itirazlara şöyle cevap vermek istiyorum. Birincisi İslam toprağı olan Türkiye’nin terk edilmesinin doğru olmayacağı yönünde olacaktır. Camilerin ibadethanelerin boşalacağı müslüman bir ülkenin Hıristiyanlara terk edileceği gündeme getirilecektir. Bu doğru değildir. Çünkü ibadet eden bu toprağa hizmetleriyle sahip çıkan insanlar kalacaktır. Buradan gidecek olanlar bunu göze alanlar küçük bir grup olacaktır.



İkinci itiraz Müslümanların arasında fitne çıkmasına sebep olacağı konusudur. Böyle bir olay gerçekleşmez sebebi bu insanlar ülkelerindeyken de çıktıktan sonrada silaha başvurmayacakları için devamlı kendileri şehit olmayı istedikleri için fitne çıkmayacaktır. Eğer ülkelerinden çıkmadan azınlık iseler orada işleri halledilecektir. Şehit edilecekler veya tutuklanacaklardır. Fitne bunun neresinde bu insanlar kesinlikle karşılık vermeyeceklerdir.



Neden kutsal topraklara gidilmelidir. Olduğumuz yerden bunlara muhalefet etsek olmaz mı? Kardeşlerim bu olduğumuz yerden yapacağımızdan daha erdemli bir harekettir. Rabbimize biz senin yolunu tercih ediyoruz dememenin açık ifadesidir bu. Bütün insanlığa hepimiz şehit olarak bir insanın kanının ne kadar değerli olduğunu göstermiş oluruz. Bir insanın kanı dökülmesin diye hiçbir şey yapmadan koca bir topluluk canını veriyor. Hepsi namaz kılan dürüst teröre (!) bulaşmamış içinde kadın ve çocukların bulunduğu bir topluluk. Kardeşlerim bu hareket bana elimize silah alıp karşılık vermekten üzerimize bomba bağlayıp patlatmaktan daha erdemli geliyor. Karşılık verecek gücünüz olsa başarabilsek bu güzeldir. Ama yok hep çıkmaza giriyoruz. Arada bir birimizi kırıyoruz.



Bu senaryoda hiç kurtuluş yok. Biz böyle bir senaryoda oynayamayız. Biz şu anda elde ettiğimiz milyon dolarları ikiye üçe katlayacak bindiğimiz arabalardan daha üstün modelde olan araba vaat eden bütün senaryoya katılanlara saray gibi villalar. Avrupa’nın göbeğinde birkaç gecelik aşk sunan senaryo da oynarız. Bir kere bizim oynadığımızı senaryolaştırmalısın. Yani şu anda oynadığımız oyunun içindeki cemaatimize liderine zenginliğimize yaşadığımız mekânlara kullandığımız arabalara uçaklara karışmadan nereden kazanıldığını sormadan bunlardan daha fazlasını bu kardeşlerime nasıl kazandırırım diyen bir senaryo yazmalısın. Daha fazla refah daha fazla mutluluk getiren senaryo bu senaryo karamsardır. İtirazına cevap vermeme bile gerek yok. Beklediğimiz kurtarıcılarda zaten öyle gelsin biz hiçbir şey yapmadan bize hak etmediğimiz ne kadar şey varsa versin. Ve gitsin. Şimdi yaptığımız bütün faaliyetleri de onaylasın. Bunların hiçbirine itiraz etmesin.



Bu senaryoda bizim şeyhimiz liderimiz nerde olacak. En önde olmazsa biz yokuz. Bizim büyüğümüzden daha âlim daha takvalı kimse yoktur bu âlemde. İlla olacak önde olacak yoksa oynamıyoruz. Kardeşlerim hepimizin büyükleri nerede yer almak istiyorlarsa orda yer alırlar ister en ön safta ister sizin aranızda sizin korumanızda. Burada şehit olmama gibi bir ihtimal çok azdır. Bir kere elinizde silah yok iştah kabartır. İkincisi bir tek ülke sizi şehit etmek istemeyecek bölgedeki bütün devletler sizi şehit etmek için yarışacaklar. Hatta safaride ki avcılar gibi gittiğiniz yere kadar kovalayacaklardır. Buna teminat veriyorum. Yani büyüklerimizin ve sizlerin şehit olamaması imkansız gibi bir şeydir.


Senaryo da neden toplanan Müslümanları ırakta bulunan amerikan askerlerinin üzerine yöneltmedin. Elleriyle o askerleri boğacak potansiyel var senaryo da. Önemli olan bunun yapılacak durumdayken yapmamaktır. Onları öldürmek bir karşılıktır. Yaptıklarına zulümlerine cevaptır. Ama erdemli olan davranış bunu yapabiliyorken kendi ölümündür. Düşünün bazı balinalar oksijensiz kaldıklarında şehirlere gelse orada ki insanlara iki tokat atsa bu bir karşılıktır. Ama toplu intiharları daha acıklı ve erdemlidir.


Bu yukarıda yazılan senaryo iyimser olan bir senaryodur. Bunu kardeşlerime seslenerek göz ardı etmemelerini istiyorum.


Bu senaryo şimdi yazacağım gerçek olana karşı iyimserdir. Hepinizin ve bazen benim de hissetmeye başladığım tabii afetlerin başında sellerin ve büyük depremlerin yaşandığı milyonlarca insanın öldüğü korkulan bilinen gerçeklere karşı iyimserdir. Bu cümleleri sizleri korkutmak veya sizleri tehdit etmek için kurmadım. Daha iyi daha güzel müslümanca bir yaşam sürmemiz için bir araç olarak kullandım. Kullanacağım. Bunu bazıları hisseder. Bende hissediyorum. Hemen şimdi vakit geçirmeden konumunuzu belirleyin. Yoksa hiçbirimizin kurtuluşu yoktur.



Bu gerekli mi gibi bir soru akla gelebilir. Bu kadar müslümanın korumasız silahsız yola çıkmaları ve düşmanlar tarafından şehit edilmeleri toplu intihardır. Oksijen yok kirlenmiş bir dünya yapacak bir şey de yok çaresizlik. Bir defa peygambere hakaret bunun için yeterli sebepti. Yapmadık Şimdi hakaret her gün her saat yapılmaktadır. Bir müslüman çocuk kanı bunun yapılması için yeterli sebepti. Yapmadık bu gün ölen müslüman çocuk ve kadın masum sayısı binlerle ifade ediliyor. Bir tane çete bunun için yeterli sebepti. Yapmadık Şimdi çeteler bindir. Bir tane yolsuzluk dolandırıcılık faiz yeterli sebepti yapmadık şimdi sayısızdır.


Not: bu senaryoda yüz de yüze yakın şehit olmak vardır. Yola çıkıldığında şehit düşülebilir. Hedefe varmak için giderken yoldaki pusularda şehit düşülebilir. Hedefe vardıktan sonra düşmanların açacağı savaşta şehit düşülebilir. Ben size bir şey söyleyeyim mi. Böyle bir hareketliliğe kimse göz yummaz. Onunun için senaryonun her aşamasında şehitlik yüz de yüze yakındır.

NOT: ben kendi yazdığım senaryoda oynayamacak kadar korkak birisiyim. (FU ZULİ)
 

-Ammar Bin Yasir-

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Eyl 2007
Mesajlar
4,864
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
36
selamun aleyküm insanı bu dünyadaki aşklar yorar üzer hayata küstürür sonları hüsranla biter Rabbim Allah aşkı iman aşkı Peygamber aşkı versin
 

kalbin zümrüt tepesi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
17 Ocak 2007
Mesajlar
395
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
43
Kelebekler Sonsuza Uçar

Kelebekler Sonsuza Uçar

Annesi ile Çocuğu arasında Şöyle bir konuşma geçer:
Çocuk:
--Anne?
Annesi:
--Evet yavrum
Çocuk:
--Koza ne demek?
Annesi:
--Bir nevi hücre. İpek böceğinin içine kendi kendisini hapsettiği duvar.
Çocuk:
--Ya ipekböceği kozasını kıramazsa?
Annesi:
--Kaç defa söyledim?
Çocuk:
--Olsun gene söyle.
Annesi:
--Öylece alıp kaynar suya atarlar.
Çocuk şaşırmış vaziyette:
--Atarlarmı?
Annesi:
--Himm Atarlar.
Çocuk:
--Ağlamaz mı peki? bağırıp çağırmazmı?
Annesi:
--Ağlar bağırır haykırır inler..... Fakat iş işten geçmiştir artık.
Çocuk:
--Anne?
Annesi:
--Evet yavrum
Çocuk:
---Ben kelebek olmak istiyorum


çünkü biliriz kelebekler sonusuza uçar..
 

gece gözlüm

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Kas 2007
Mesajlar
12
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
Devrim Yeryüzüne Yalin Bir Bakiştir

Devrim Yeryüzüne Yalin Bir Bakiştir

Gözlerin alabildiğine uzakları görebilmeli her baktığında...

Şehrin herbir köşesini ve her köşesinde başka bir hayata dönüşen gölgeleri farkedebilmeli.
Sahici olan ne varsa ve içinde yaşamak adına bir giz taşıyan ne varsa farkedebilmelisin.
Böylece zaman senin kollarına uzamalı...
Bazen akrebi sımsıkı avuçlarında tutmalısın.Kimi zaman da bir yelkovanın sırtında savaşmalısın arasokakların içinde...
Gözlerin alabildiğine uzağı görebilmeli her baktığında...

Gizli akıtılan gözyaşlarının yarım kalmış hesabı hırslandırmalı yüreğini.
Soğuk bir odada eskimiş bir yatağa uzanmış ve kısık yanan bir lambaya saatler boyunca bakan bir adamın incinmişliğine dikkat kesilmelisin.
Onurlu bir adamın incinmişliğiyle puslanmış sokaklarda yürüyüp,ihanetin ayak izlerinde okumalısın hayatın kaypak yüzünü...
Çekip giden bir kadının geride bıraktığı son hicaz hüzünleri özenle toplamalısın odanın içinde.
Bir kristal bardağı tutuyormuşçasına özenle toplamalı ve mümkün olduğunca gözlerden uzakta tutmalısın.
Hırçın bir kuzey rüzgarı gibi esmeli bakışların kentin sokaklarında...
Bir kadının saçlarından ateşi çalmalı ve yoksul erkeklerin parmak aralarına sarmalısın.
Yoksul evlerin ocaklarında kaynayan yalancı tencereleri görmeli ve tahta atını yitirmiş çocuklarla yürümelisin savaş alanına.
Bir gece vakti en ışıltılı sokaklara dalmalı çocuklar ve zengin korkulardan pay kapmalı gecekondu sokaklarına.
Zengin düşlerden doldurmalılar kirli avuçlarına.
Sen sokak başlarını tutmalısın ve aynasızların sirenlerine kulak kabartmalısın.
Gözlerin alabildiğine uzakları görebilmeli her baktığında...

Herkes elayak çektiğinde sokaklardan yüksekçe bir yere çıkmalı ve KUDÜS'ü izlemelisin gece yarılarında.
Kayan her bir yıldıza selam durup, taş atan avuçlarını okşamalısın çocukların.
Sonra Mekke'den gelen rüzgara yüz sürmelisin.
Eski zamanlardan kalma selamlar doluşmalı koynuna...
Taşın altındaki siyah adamın iniltilerine kulak kesilmelisin ve hayat her sabah yeniden yaratıldığında ,SEN yeniden ayaklarının altında kanayan yaralarını sarmalayıp yürümelisin...
Dikbaşlı yürüyüşlerin olmalı...
Her aşkı feda edebilecekmiş gibi duran çelik bir kalp taşıyormuş gibi asi, umarsız ve ifadesiz bakışlarla yürümelisin...
Fakat hiç kimse bir yaprağa gözyaşı dökebilecek olmanı anlamamalı!
Güçlü ve direngen yürüyüşlerin olmalı...
Gözlerin alabildiğine uzakları görebilmeli her baktığında...

Bir gece kimselere farkettirilmeden kimsesizler mezarlığına gömülen bir genç kızın cesedini görmelisin.
Gözleri bağlanmış bir adamın, çığlıklar gelen bir odaya adım atarken irkilmesini görmelisin.
İki adımlık bir voltanın ürküten yalnızlığına dikkat kesilmeli bakışların .
Tecrit edilmiş hayatların kimselerin duyamadığı iç çekişlerine çevirmelisin bakışlarını...
Acıyı farketmeli gözlerin...
Bir okulun önünde utanca dönük genç kız adımlarını farketmeli...
Fabrika önünde üç kuruşluk boyun eğmeleri farketmeli...
Hayata yalın bir bakış fırlatmalısın!!!
Ne varsa etrafında, şehri istila etmiş ne varsa...
Bir yaşama şahitlik etmenin yorgunluğuna aldırmadan yalın bir bakış fırlatmalısın uzak yerlere bile..
Senin farketmediğin hiç bir soğuk ev kalmamalı...
Gözlerin alabildiğince uzağı görebilmeli her baktığında....

ve.. Devrim;Yeryüzüne yalın bir bakıştır!
 

reyyan34

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Eki 2007
Mesajlar
180
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
En Güvenilir Yerin Yüreğindir

En Güvenilir Yerin Yüreğindir

Dostum, güneşe bak, toprağa bak,suya bak,buluta bak; fakat, arkana bakma....
Kimin geldiği önemli değil,kimin gelmediği de...
Unutma, yolcu değişir, yol değişir, ama menzil değişmez.
Yolcuya bakıp, yolunu tanıma.
Yola bak, yolcuyu tanı, yolcu hakkındaki kıymet hükmünü ona göre ver.
Vahim olan, yolun yolcusuz olması değil; Asıl vahim olan yolcunun yolsuz olmasıdır;
Yolsuz, hedefsiz, amaçsız, şaşkın, hercai ve seyyal.....
' En doğru yol:En dikensiz yoldur' diyenler seni aldatıyorlar.
Onlar, karanlık evlerinde kaybettiklerini sokak lambasının altında arayan şaşkınlardır.
Aldırma....
Ayağına batan dikenler, aradığın gülün habercisidir.
Dikenine katlanmaktan söz edenler, aşıkmış gibi davrananlardır.
Gerçek aşık olanlarsa, dikenini de seveler.
Dostum, yollar yürümek içindir.
Fakat,şu gerçeği de hiç unutma:
Yürümekle varılmaz, lakin varanlar yürüyenlerdir.
Yol boyunca; Yola çıkıp da yürümeyenleri, yola oturup, gelen-geçenin ayağına çelme takanları, yoldan metafizik uyuşturucularla keyif çatanları, tel
örgülerle çevirdiği yolu kendisine zindan edip volta atanları, maratona 100 metre koşucusu gibi hızlı gidip, 50.metrede yola yatanları, yürüyüşün uzun
ve yolun zahmetli olduğunu görünce, yolculuk üzerine zar atanları, yürümeyi bırakıp, yol-yolcu ve menzil üzerine kalem oynatanları, ayağına batan tek
bir dikenin faturasını çıkarıp, ömür boyu tafra satanları, beyaz atlı kurtarıcıyı gözlemek için ufka bakıp bakıp dağıtanları, yanlış kılavuzlara
kızıp yolu satanları göreceksin.
Aldırma, yürü. Göğsüne yüreğinden başka muska takma.
Vahiy haritan,
Nebi kılavuzun,
Akıl pusulan,
İman sermayen,
Amel azığın,
Sevgi yakıtın,
Ahlâk karakterin,
Edep aksesuarın,
Merhamet sıfatın,
Şeref ve izzet adın olsun.
Doğru yol:
İnsanların çoğunun gittiği yol değildir,düşünen öz akıl sahiplerinin yoludur.
Yolda vereceğin her molayı öz eleştiri durağında vermelisin.
Unutma, tevbe özeleştiridir.
Her molada yolda olup olmadığını, yürümen gereken menzil istikametinde yürüyüp yürümediğini kontrol etmen, pişman olmaman için elzemdir.
Yön tayini sık sık gerekli olabilir.
'Haritayı saklayabileceğin en güvenilir yerin yüreğindir.'
 

cennet yolcusu

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
1 Eyl 2006
Mesajlar
1,177
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
42
s.a kardeşim çok güzel bir paylaşım rabbim razı olsun emeğinize sağlık rabbime emanet olun
 

talipamca

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Eki 2007
Mesajlar
1,472
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
66
Ellerine yüreğine saglık talip amcacım yine çok güzel bir konu açmışsın allah razı olsun...
rabbimize emanetsin...B)
EsSelamunAleyküm Gül Damla'sı Yeğenim,beğendiğine sevindim,amin sizden de inşaAllah.Selam ve dua ile Allah(CC)'a emanet olunuz.
 

talipamca

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Eki 2007
Mesajlar
1,472
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
66
ellerinize sağlık güzelmiş hayvanlarında canlı bir varılık ve Allahın yarattığını unutmayarak onlara zarar vermeyerek onları sevip koruyalım selametlekal:evet
EsSelamunAleyküm Kardeşim,Çok güzel bir konuya değinmişsiniz, iyilik,merhamet ve sevginin yaratılmışların hepsine gösterilmesi gereğini ne güzel ifade etmişsiniz,teşekkür ederim.Sizde Selam ve dua ile Allah(CC)'a emanet olunuz.
 

talipamca

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Eki 2007
Mesajlar
1,472
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
66
ESSELAMUNALEYKÜM VERAHMETULLAHİ VEBEREKATUHU..
DEĞERLİ TALİPABİ;PAYLAŞIMINIZ İÇİN RABBİM RAZI OLSUN İNŞALLAH..:G
HAYVANLAR,BİTKİLER,BÖCEKLER HATTA TEK HÜCRELİ CANLILAR ALLAH'I(CC) ZİKREDERLERKEN,BİZLERE NE OLUYOR DA DİLİMİZDEN ZİKRİ EKSİK EDİYORUZ..KARGA "ALLAH" DİYOR,ARSLAN "ALLAH" DİYOR,PAPAĞAN "EZAN OKUYOR"........YA BİZ KULLAR NE YAPIYORUZ..RABBİMİZE NE KADAR ŞÜKRETSEK AZDIR..HER NEFES ALIŞIMIZ Bİ ZİKİR OLMALI..İNŞALLAH...:evet

SELAM VE DUALARIMLA...
VeAleynaAleykümSelamVe RahmetullahiVeBerekatuhu Kıymetli FİRDES Kardeşim;Allah razı olsun..sizde olayın zikir boyutunu ne güzel tesbit etmişsiniz:GRabbim bizleri de daim zikrinden ayırmasın inşaAllah.Gösterdiğiniz samimi ilgiye çok teşekkür ederim,sağolun.Sizde Selam ve dua ile Allah(CC)'a emanet olunuz.:H
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt