Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

NAMAZ VAKİTLERİNİN SIRRI.... (1 Kullanıcı)

TUBİX

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 May 2008
Mesajlar
62
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
namaz kıldığım için çok şükrediyorum çünkü biliyorum ki bu her kula nasip olmuyo ben namaz kılmazsam yaşayamam beni ayakta tutan tek şey yüce rabbim ile bağım ona seslenişim namaz namaz....ne kadar önemli ne kadar güzel ne kadar huzur verici ah 1 bilse insanlar 1 anlasalar bırakamazlar zaten 1 noktadan sonra namaz da onları bırakmaz dua ile....
 

hafizkiz

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Ağu 2007
Mesajlar
1,923
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
Konum
manevi iklimden selamlar
namaz kıldığım için çok şükrediyorum çünkü biliyorum ki bu her kula nasip olmuyo ben namaz kılmazsam yaşayamam beni ayakta tutan tek şey yüce rabbim ile bağım ona seslenişim namaz namaz....ne kadar önemli ne kadar güzel ne kadar huzur verici ah 1 bilse insanlar 1 anlasalar bırakamazlar zaten 1 noktadan sonra namaz da onları bırakmaz dua ile....

slamün aleyküm ÇOK HAKLISINIZ ALLAH RAZI OLSUN
SİZİN GİBİ DÜŞÜNMEYİ CÜMLEMİZE NASİB ETSİN SLM WE DUA İLE
 

ferahhfeza

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
10,922
Tepki puanı
8
Puanları
0
Yaş
46
Web Sitesi
ferahhfeza.blogcu.com
İmam Ebu Hanife (rh)'ye göre namazı terk eden kimse namaz kılıncaya kadar hapis edilir. Kan çıkıncaya kadar dövülür. Tevbe edip namaz kılıncaya kadar tutuklu kalır. (Reddü'l-Muhtar Haşiyesi)

İmam Safi (rh) ve İmam Malik (rh)'e göre bir vakit namazı terk eden ya ela zaruret vaktinden çıkaran kimse tevbeye çağırılır. Namazı terk üzerinde ısrar ederse hadd cezası olarak öldürülür. (Umdetu'I-Kari 24/81)

İbn-i Hazm (rh) şöyle diyor:"Namazın terki konusunda bize Umer İbn-i Hattab (ra), Muaz İbn-i Cebel (ra), Abdurrahman İbn-i Avf (ra), Ebu Hureyre (ra) ve daha bir çok sahabelerden namazı terk eden kimsenin kafir ve mürted olduğuna dair bir çok rivayetler gelmiştir. Sahabelerin bu konudaki görüş birliğine aykırı hiç bir şey duyulmamıştır." (Muhalla)

İmam Ahmed ibn-i Hanbel'e göre namazı terk eden kafir ve mürteddir. Malı varsa İslam devletinin hazinesine kalır. Öldürülür ve öldürüldükten sonra da müslümanlara ait kabristanlara gömülmez. Namazı inkar ederek terk etmesi ile tembellik yüzünden terk etmesi arasında fark yoktur.
Ahmed İbn-i Hanbel (rh)'de şöyle eliyordu:"Namazı terk eden kimse kafirdir ve dinden dönmüş bir mürteddir. Kendisinden tevbe etmesi istenilir. Eğer tevbe etmezse öldürülür. Yıkanmaz, cenaze namazı kılınmaz ve Müslüman kabristanlığına gömülmez."

Safilerden Mansuru'l-Fakih ve Maliki'lerden İbn-i Habib'de İmam Ahmed İbn-i Hanbel (rh) ile aynı görüştedirler.

Şeyhu'l-İslam İbn-i Teymiye (rh) de şöyle diyor."Ergenlik yaşına ermiş birisi farz namazlarından birisini terk eder veya farz olduğu kesin olan kısımlarından birisini terk ederse, tevbe ettirilir, eğer tevbe etmezse öldürülür." (Vasiyyetü'l- Kübra 320)
SON SÖZ
Konuşulan ve anlatılan sözleri dinlemek ve sözlerin en güzeline uymak mü'minlerin özelliklerindendir.
İslam'ı anlamak için hiç kimseye aklımızı kiraya vermemiz gerekmez. Duyduklarımızın ve dinlediklerimizin sağlamasını mutlaka İslam'ın gerçek kaynaklan olan Kur'an ve Sünnetle yapmalıyız. Gerekli sağlamayı yaptıktan sonra da Allah (cc)'a sığınarak İslam'a uygun bulduklarımızı almalı ve İslam'a aykırı bulduklarımızı da atmalıyız. Çünkü Allah (cc) ve O'nun Rasulü (sav)'nden başka herkesin sözü alınabilir ve atılabilir. İnsanların sözleri incelemeye ve değerlendirmeye tabi tutulabilir. Ancak bundan Rasulullah (sav) müstesnadır.
Unutmayalım ki sözlerin en güzeli Allah (cc)'m Kitabı'ndaki sözler ve geriye bırakılan hediyelerin en güzeli ele Muhammed (sav)'in geriye bıraktığı sahih sünnetidir.
Kur'an ve Sünnet kaynaklarında asla tezat ve birbirleriyle çelişen hükümler yoktur. Çelişkileri ve tezatları ortaya atanlar fikirleri bulanık, geleneksel bilgi birikimlerini sahiplenen bağnaz kimselerdir.
Bu yazıyı okuyunca çok iyi anlamış olduk ki, namaz kılmayan ya da farz olan namazlardan herhangi birisini zaruret vaktinden çıkaran ve kılmayan bir kimse ne kadar tevhid akidesi üzerinde olduğunu iddia ve zann etse bile kafir, müşrik, dinsiz ve imansız olmuştur. Bile-bile geçirilen hiçbir namazın kazası da yoktur. İslam'da kaza edilebilmesi caiz ve mümkün olan namaz, ancak uyku ya da unutma halinde geçirilen namazdır ki, bunu da uyuyan kişi uyandığında, unutan kişi de hatırladığında hemen kılacaktır. Bunun dışında bile-bile geçirilen hiçbir namazın kazası olamaz. Uyku ve unutma gibi iki özür halinin dışında namazının kazasının olabileceğini ve yapılabileceğini söyleyen kimseler asla bu tutarsız ve mesnetsiz iddialarına Kur'an ve Sünnet'ten delil getiremeyeceklerdir.
Çok iyi bilinmelidir ki, İslam sadece kendi kaynaklarından öğrenilir. Bu meseleyi de İslam'ın temel kaynaklarından doğru bir öğrenme ve algılama yöntemi ile araştıran ve aklını bir başkasına kiraya vermeyen kimseler bu mesele hakkında da sağlıklı bir düşünceye sahip olacaklardır.
Namazın kazasına fetva veren gayretsizler, meşru mazeretler olduğunda caiz olduğu ve bizzat da Rasulullah (sav) sağlığında bu konuda tüm ümmete pratik yaşantısı ile örnek olmuş olduğu halde birleştirilmesi mümkün olan namazları birleştirmeyi caiz görmemişler ve hatta haram kabul etmişlerdir. Böylesi bir düşünceye sahip olan cahil ve bağnaz kimselerin bile bile geçirilen ve vakti dışına çıkarılan namazların kaza edilebileceğine dair İslam dışı fikirler ortaya atarken ele, birleştirilerek kılınması caiz ve mümkün olan namazların birleştirilmesini haram kabul ederken de tutundukları tek dayanakları geleneksel bilgi birikimleri ve batıl mezheplerinin bu konudaki mesnetsiz fetvalarıdır. Bunların bu gibi söz ve davranışlarının sebeplerinin en başlıcalarından bir tanesi mezhep taassubudur.
Teshillerimizden dolayı Allah (cc) bizden razı olsun, inşaallah (cc). Hatalarımızdan dolayı ela O'nun rahmet ve mağfiretine sığınırız.
Rabbimizden sözlerimizin ve yazılarımızın ıslahını, amellerimizin doğru ve makbul olanını yapmaya bizi muvaffak kılmasını dileriz.
Dualarımızın sonu alemlerin Rabbi olan Allah (cc)'a hamd etmektir.
Hidayete tabi olanlara selam olsun.
Esselâmü aleyküm ve rahmetullàhi ve berekâtühû!..

Allah, hepimizin muîni olsun!.
 

osmanyusuf

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ara 2007
Mesajlar
387
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
54
Nafileyi Evde Kılmanın Fazileti

Nafileyi Evde Kılmanın Fazileti

1447. ...Zeyd b. Sabit (r.a.)'clen; demiştir ki:

Resulüllah (s.a.) mescidde bir oda edindi. Geceleyin çıkıp orada namaz kılar, erkekler de onunla birlikte onun (kıldığı) namazı kılar*lardı. Cemaat her gece ona gelirdi. Bir gece Resülullah (s.a.) yanları*na çıkmadı. Bunun üzerine onlar öksürdüler, seslerini yükselttiler ve Resulullah (s.a.)'ın kapısına çakıl (taşlan) attılar, Efendimiz öfkeli bir halde yanlarına çıkıp;

"Ey insanlar! Sizin şu yaptığınız o kadar devam etti ki, bu na*mazın size farz kılınacağını zannettim, (korktum). Siz bu namazı ev*lerinizde kılınız. Çünkü kişinin farz namazın hâricinde kıldığı namazların en hayırlısı, evinde kıldığı (namaz)dır" buyurdu.[
 

osmanyusuf

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ara 2007
Mesajlar
387
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
54
Gece Namazına Teşvik

Gece Namazına Teşvik

1450. ...Ebu Hureyre (r.a.)'den; demiştir ki:

ResuluIIah (s.a.) şöyle buyurdu:

"Geceleyin kalkıp namaz kılan ve karısını uyandırarak ona da kaldıran, şayet kalkmak istemezse, yüzüne su serpen erkeğe Allah rah*met etsin (günahlarını bağışlasın). Yine geceleyin kalkıp namaz kılan ve kocasını uyandıran, kalkmak istemezse yüzüne su serpen kadına da Allah rahmet etsin.”
 

bir mekke aşığı

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Ocak 2008
Mesajlar
39
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
42
Çok güzel paylaşım, bilgiler Rabbim (cc) razı olsun Abi emeğine sağlık.

Selametle......
 

Nevin_1982

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Eyl 2006
Mesajlar
5,000
Tepki puanı
8
Puanları
38
Yaş
41
Konum
sakarya
selamun aleykum

teeccüt namazı hakikaten çok kıymetli bir nafile namaz allah bizlere geceleyin beni anan yokmiki dualarını kabul edeyim diye çağrıda bulunuyor.Selamtle kalın.Emeğinize sağlk
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
~*~*~

Selamün Aleyküm kardeşim.
Allah c.c razı olsun hadisi hatırlattığınız için.. Tefekkür ve dua için, münacaat için en güzel ve en münasip vakitler olan geceleri, hakkıyla ihya etmek duası ile..
Selametle kalın.

~*~*~
 

TUBİX

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 May 2008
Mesajlar
62
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
bende namazlarımı kılıyorum alllaha çok şükür ama bu şeytan varya hala vesvese veriyor özellikle sabah ve yatsı namazlarında ama aklım erdiğince dilim döndüğünce yenilmiycem şeytana kulaklarımı sağır dilimi de lal yapmıycam bakarken görmeyi de bilicem zikredicem rabbimi allah ayrımasın ibadetlerimizden....yoksa nasıl yaşarız bizler...
 

uzgun_42

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Mar 2008
Mesajlar
1,218
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
40
Konum
KONYA
bende Namazlarımı Kılıyorum Alllaha çok şükür Ama Bu şeytan Varya Hala Vesvese Veriyor özellikle Sabah Ve Yatsı Namazlarında Ama Aklım Erdiğince Dilim Döndüğünce Yenilmiycem şeytana Kulaklarımı Sağır Dilimi De Lal Yapmıycam Bakarken Görmeyi De Bilicem Zikredicem Rabbimi Allah Ayrımasın Ibadetlerimizden....yoksa Nasıl Yaşarız Bizler...

Evet Kardeşim çok Haklisin.namaz Kilarken şeytan önümüzden, Arkamizdan, Sagimizdan, Solumuzdan Ayrilmiyor.vesvese Ile Namazimi Kilmamizi Sagliyor. Bazen Bende De Olur. Hemen Besmele çekiyorum, Yada ölümü Aklima Getiriyorum.
Allah C.c. Bizi şeytanin Hilelerinden Korusun. Amin.
Selam Ve Dua Ile...
Allaha C.c. Emanet Olun.
 

Bywinston

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Haz 2008
Mesajlar
129
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
Web Sitesi
namazvebiz.tr.gg
Nicin Namaz Kilalim??

Nicin Namaz Kilalim??

Her insan, hayatın coşkun denizinde, özellikle zorluk ve sıkıntı anlarında, kendi deruni ıstırap ve kaygılarını yatıştırmak için sağlam bir manevi sığınağa ihtiyaç duyar. Gerçek şu ki bu sığınak Allah’ı anmaktan başka bir şey olamaz.

Allah Teala çöyle buyurur:

...Bilin ki, ancak Allah’ı anmakla kalpler güvene kavuşur.

Yüce Allah’ın bizim ibadetimize hiçbir ihtiyacı yoktur; ama bizler, Allah’a ve onunla ilişki vesilesi olan ibadet ve namaza muhtacız. Namaz, kul ile Yüce Allah arasında sürekli bir irtibat vesilesidir. Zayıf ve güçsüz insanın, güçlü ve kadir olan Allah Teala ile bu manevi ilişkisi, çeşitli zorluklar karşısında insana güç verir. Hayatın zorluklarında şaşkınlığa uğramış insan, sadece Allah’a yönelmekle huzura kavuşabilir ve namaz insanın Allah’a yönelmesini, O’na bağlanmasını sağlar. Çünkü niyet, iftitah tekbiri, fatiha ve fatihadan sonra bir surenin okunması, rüku, secde, teşehhüt, selam ve namazın diğer vacip ve şartları insanın kalbini Allah’a yönlendirecek özelliğe sahiptir. Namaz kılan bir mümin, her gece ve gündüz, beş defa bütün varlığıyla Allah’a yönelmektedir.

Bir pusulanın denizdeki gemiye hedefe doğru kılavuzluk etmesi gibi namaz da mümini, sürekli olarak, en yüce hedef olan lıkaullahh’a (Allah’a kavuşmaya) doğru kılavuzluk etmekte ve onu yanlış yollara sapmaktan korumaktadır.

Resulullah (Allah’ın salat ve selamı ona ve Ehl-i Beyt’in’e olsun) şöyle buyuruyor:

“Mümin namaza başladığında, Allah Teala, namazı bitirinceye kadar lütuf ve merhamet ile ona bakar ve o ilahi merhamet gölgesinde yer alır; onun etrafını göğün ufuklarına kadar melekler sarar ve Yüce Allah bir meleği onun baş ucunda durup şöyle demekle görevlendirir: Ey namaz kılan! Eğer kimin sana baktığını ve kiminle raz-u niyaz ettiğini bilseydin, asla bu yerinden ayrılmazdın ve başka bir şeye ilgi göstermezdin.''

Başka bir hadiste de şöyle yer almıştır:

“Eğer namaz kılan Allah’ın azamet ve yüceliğinin ne derecede onu sardığını bilseydi, başını secdeden kaldırmak istemezdi.

Sekizinci İmamımız Rıza (a.s) namazın farz oluş hikmetini açıklarken şöyle buyurmuştur:

“Namaz, kulun kendi Mevla ve yaratıcısını unutmayarak kendi haddini aşmaması için gece-gündüz Allah Teala’yı anmasını sağlar. Allah’ı hatırlamak ve O’nun huzurunda ibadet için kalkmak, insanin günaha düşmesine engel olur ve onu çeşitli fesatlara düşmekten kurtarır.''

Yine Resulullah (Allah’ın salat ve selamı ona ve Ehl-i Beyt’in’e olsun) namaz hakkında soran birisine şöyle buyurmuştur:

“Namaz dinin hükümlerindendir; Yüce Allah’ın hoşnutluğunu kazanmak vesilesi ve peygamberlerin apaçık yollarındandır. Namaz kılan, melekler tarafından sevilir. Namaz; hidayet, iman, marifet ve rızkının bol olmasına vücudunun sıhhatine vesiledir. Namaz, şeytanı üzer ve kafirlere karşı da bir silahtır. Namaz, duanın icabet olmasına ve diğer amellerin kabul olmasına vesile olur; namaz müminin ahireti için bir azık, ölüm meleğine karşı şefaatçi, kabirde yoldaşı ve sergisi, nekir ve münkerin kabirdeki sorularına karşı cevabı, kıyamet günü namaz kılanın tacı, yüzünün nuru ve elbisesi, ateşe karşı korunağı Yüce Rabbine karşı delili ve bedeninin ateşte yanmaktan koruyucusu, sırattan geçiş izni, hurilerin mihri ve ebedi cennetin karşılığıdır. Kul, namaz ile yüce makamlara ulaşır; çünkü namaz, Allah’ı her eksiklikten tenzih etmek, O’nun tekliğine şahadet getirmek, O’na hamd etmek, tekbir getirmek O’nu övgüyle anmak, takdis etmek, zikir ve dua etmektir.

Namaz, Yüce Allah’a karşı şükür etmektir. Allah’ın bize verdiği nimetleri saymak mümkün değildir; bu nimetler karşısında namaz küçük bir teşekkür mesabesindedir.

Dördüncü Masum İmam Zeyn’ul Abidin (a.s) şöyle naklediyor:

Büyükbabam Resulullah (s.a.a), çok ibadet eder ve namaz kılardı; namaz için ayakta durmaktan ayakları şişmişti. Kendisine, “Senin geçmiş ve gelecek tüm günahlarını Allah Teala, bağışlamış olmasına rağmen neden bu kadar kendini zorluğa düşürüyorsun?” denince, Resulullah, “Acaba ben şükür eden bir kul olmayayım mı?” diye cevap verdi.
 

Bywinston

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Haz 2008
Mesajlar
129
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
Web Sitesi
namazvebiz.tr.gg
Allah ibadet ve kulluğa layıktır. Hz. Ali (a.s) kendi duasında şöyle diyor:

“Allah’ım ben sana cehennemin azabının korkusundan veya cennete olan özentiden ibadet etmiyorum. Seni kulluk edilemeye ve ibadet olunmaya layık bulmuşum; sana ibadetim bu yüzdendir.

Namaz kılmak erginlik çağına ulaşan akıl sahibi her insana, tüm şartlarda farzdır. Hatta savaş meydanında savaş halindeki bir kimsenin veya suda boğulmakta olan bir insanın bile namazı belirlenen kısa şekilde yerine getirmesi gerekir.

Namazın dindeki manevi önemi yüzünden din önderleri namazı dinin direği olarak nitelendirmiş ve bilerek namaz kılmayanın, dinini tahrip ettiğini açıklamışlardır.

İmam Cafer Sadık (a.s)’dan Yüce Allah’a en güzel yakınlaşmak vesilesi nedir diye sorulunca “Allah’ı tanımaktan sonra Allah’a yakın olmak için namazdan daha önemli bir şey olduğunu bilmiyorum” demiştir.

Yine buyurmuşlar ki:

“Hesap anında her şeyden önce, kul namaz yönünden hesaba çekilecek; eğer namazı kabul olursa, diğer amalleri de kabul olur; eğer namazı reddedilirse, diğer amelleri de reddedilir.''

İmam Cafer Sadık (a.s) vefat zamanı yaklaşınca tüm akraba ve yakınlarını çağırarak onlara şöyle demiştir:

“Bizim şefaatimiz, namaza önem vermeyen kimseye ulaşmaz.”

Namaz, Hz Muhammed’in ( Allah’ın salat ve selamı ona ve Ehl-i Beyt’in’e olsun) peygamberlikle görevlendirildiği ilk günlerden itibaren, teşri edilen hükümler arasındadır. Peygamber Hz. Hatice ve o zaman on yaşında olan Ali (a.s) ile birlikte müşriklerin çeşitli eziyetlerine aldırmayarak, Kabe’nin etrafında bu ilahi farizayı yerine getiriyorlardı.

Kur’an-ı Kerim’de namaza çok önem verilmiştir. Kur’an’da, on dört yerde hakkınca namazı yerine getirin, ayakta tutun anlamına gelen ekimu veya ekimne tabirleri ve beş yerde namazı ayakta tut anlamına gelen ekim tabiri yer almıştır. Bir çok ayette de Akame yukımu, yukımune ve mukimin tabirleriyle namazı hakkınca yerine getiren müminlerden söz edilmiş ve övülmüşlerdir.

Bazı ayetlerde namazı hakkınca kılanlardan manevi ticaretlerinde asla zarara uğramayanlar olarak söz edilmiş.Ve bir ayette de müminlerin, sadece namaz kılan zekat veren ve ahirete yakinleri olan kimseler oldukları açıklanmıştır.

Taif Şehrinin halkı İslam’a girmeleri için bazı koşullar öne sürmüş ve bu koşullar arasında namazın kendilerine farz olmaması talebinde bulunmuşlardı; Peygamber onlara verdiği cevapta: “Ama namaz ile ilgili koşulunuza gelince, namazsız bir dinin hayrı yoktur” diye buyurmuştur.(15)

Namazı terk etmek büyük bir günahtır ve insanın dini yönden tamamen düşüşüne ve cehennem azabına duçar olmasına sebep olur.

Allah Teala, Kuran-ı Kerim’de buyuruyor ki, Ahirette bazı suçlulara şöyle sorarlar:

“Sizi cehenneme düşüren nedir? Onlar şöyle derler: ‘Biz namaz kılanlardan değildik...''
 

Bywinston

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Haz 2008
Mesajlar
129
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
Web Sitesi
namazvebiz.tr.gg
Din Önderleri ve Namaz

Din Önderleri ve Namaz

Tarih ve siyer kitapları incelendiğinde, Peygamber (Allah’ın salat ve selamı ona ve Ehl-i Beyt’in’e olsun) ve Ehl-i Beyt imamlarının her amelden daha çok namaza önem verdikleri anlaşılır. Biz bu konuda bazı örneklere işaret edeceğiz:

Zalim Abbasi Halifesi Me’mun bir plan çerçevesinde birkaç defa İslam aleminde o güne kadar eşine rastlanmayan toplantılar düzenlemiş ve bir çok mezhep ve dinlerin büyük bilginlerini bir araya getirerek İmam Rıza aleyhisselam ile tartışmalarını kararlaştırmıştı; onun gayesi bu yolla İmam’da ilim yönünden bir eksiklik yakalayıp İmam’ın manevi ve ilmi makamına gölge düşürmekti. Ama İmam Rıza (a.s) Allah’ın verdiği vehbi ilimle tek başına onların tüm sorularına cevap vererek hepsini delillerle ikna edip susturmuştur.

Tarihte nakledildiğine göre, bunca önemli bir toplantı esnasında, İmam Rıza (a.s) namaz vakti olunca Memun’a yönelerek ‘Namaz vakti olmuştur’ dedi ve namaz için toplantıya ara verilmesini istedi; bu sırada büyük bir bilgin olan İmran, İmam ile konuşmaktaydı. İmam’a yönelerek “benim cevabımı yarıda bırakma; kalbim yumuşamıştır ve senin sözlerini kabul etmeye hazırlıklıyım diye ricada bulundu, ama İmam bu isteği kabul etmedi ve namaz kılıp geri dönerim” diye karşılık verdi ve sonra namaz için ayağa kalktı.

İmam Sadık, dört gün sabahtan öğleye kadar tevhit hakkında öğrencilerinden biri olan Mufazzal b. Ömer’e özel olarak ders veriyordu. Ama namaz vakti olur olmaz derse ara veriyor ve namaz kılıyordu.

Sıffın savaşının en çetin muharebe gecelerinden biri olan Leylet’ul-Harır’de, savaşın, amansız şekilde sürmesine ve bizzat Hz. Ali aleyhisselam’ın da savaşa katılmasına ve şiddetle çatışmasına rağmen gece namazını bile terk etmedi ve meydanda gece namazını kıldı.

Yine Sıffin savaşında bir başka gün, İbn-i Abbas, Hz. Ali aleyhisselam’ın meydanın ortasında bir yandan savaşırken ara sıra göğe baktığını gördü; İmam’a yaklaşarak ne yapıyorsunuz? dedi İmam ‘güneşe bakıyorum ki, öğle olduysa namaz kılayım’ dedi. İbn-i Abbas şaşkınlıkla “Acaba savaşın bu kızgın zamanı namaz kılmak olur mu?! Muharebe, namaz kılmamıza engeldir” dedi. Ama İmam Ali (a.s) “Biz onlarla ne için savaşıyoruz?! Biz sadece namaz için savaşıyoruz” dedi...”

Kerbela’da Hz. Hüseyin (a.s)’la Yezid’in ordusu karşı karşıya gelmişti; Aşura gününün öğle vaktiydi. O gün sabah erkenden Kerbela kahramanları, düşmanın kalabalık ordusuna ve kendi sayılarının az oluşuna bakmayarak, en zor şartlarda bile mümin kimsenin hak ve İslam yolunda her türlü fedakarlığa hazır olması ve Allah yolunda her şeyini vermekten çekinmemesi gerektiğini göstermek için eşsiz bir yiğitlik destanını sergiliyorlardı. Bazıları şahadet şerbetini içmiş ve geri kalanlar da Hz. Hüseyin ile birlikte tüm varlıklarıyla düşmana karşı savaşmaktaydılar. İmam’ın ordusundan olan Ebu Semame Seydavi Hz Hüseyin’e yaklaşarak şöyle dedi:

“Canım sana feda olsun. Düşmanlar bize yaklaşmış bulunuyorlar; ama ben şehit olmadan onlar sana dokunamazlar; seni şehit edemezler. Allah’a kavuşmadan önce öğle namazımı seninle kılmak istiyorum” dedi.

İmam aleyhisselam, başını kaldırıp göğe baktı ve “Namazı hatırlattın; Allah seni namaz kılanlardan etsin. Evet, şimdi namaz vaktidir; düşmandan namaz için muharebeye ara verilmesini isteyin” dedi Düşman bu isteği kabul etmedi. Buna rağmen, İmam (a.s) henüz şehit düşmemiş olan ashabıyla İslam’da muharebe vakti için belirlenen şekilde namazlarını kılmaya başladılar. Bu halde İmamı korumak için ashaptan bir grup düşmanın önünde durup kendi canlarını siper ettiler ve bir grup İmam’ın eşliğinde namaz kıldılar. Ve sonra bu grup öne geçtiler ve birinci grup İmam’la namazlarını kıldılar.”
 

Bywinston

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Haz 2008
Mesajlar
129
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
Web Sitesi
namazvebiz.tr.gg
Namazın Ferdi Etkileri

Namazın Ferdi Etkileri

müminler ve Ehl-i Beyt şiası namaza gereken önemi vermeliyiz. Namaz bir örf ve ananeden ibaret değildir. Namaz, ister bireyin kendisi açısından ve ister toplumsal açıdan çok önemli semerelere sahip ilahi bir görevdir.

Namaz, insanın hem ruhunu, hem vücudunu, hem de fikrini etkilemekte ve tüm bunları insanın mutluluğu için devreye sokmaktadır.

Namazın en önemli sonuçlarından biri, insanı kötülüklerden korumasıdır. Allah Teala buyuruyor ki

“...Namazı hakkınca kılın. Gerçekten namaz (insanı) kötülüklerden sakındırır...''

Namaz, ruhun kemale ermesi ve insanın kötülüklerden arınması ve fikrin olgunlaşması için Yüce Allah tarafından konulmuş eğitici bir programdır ve aynı zamanda sürekli olarak kul ile Allah’ın ilişkisini sağlayan bir vasıtadır.

Namaz, insanın iradesini zayıflatan ve onu cebren günahtan koruyan muhtevasız bir ibadet değildir; namaz doğru şekilde kılınırsa, insana ruhi yönden öyle bir aydınlık ve güç kazandırır ki, insan kendi iradesiyle iyi işlere daha fazla önem vermeye başlar ve kötülüklerden kaçınır. Ama namaz kılamayan bir kimsede böyle bir ruhi hazırlık ve güç bulunmaz bu yüzden namaz kılmayan birisinin kötülüklerden kendi isteğiyle kopması ve iyiliklere yönelmesi kolay değildir.

Namaz mümin kimsenin doğruluk ve takvasının artmasına sebep olur. Namazı kılmamak ise kişinin kalbinin kararmasına ve daha fazla günaha yönelmesine ve nihayet kurtuluş yollarının yüzüne kapanarak cehennemlik olmasına sebep olur. Elbette namazın insanı kötülüklerden korumasının değişik aşamaları vardır ve bu namaz kılanın iman derecesine, namaza gerçek manada yönelişine, namazda kalbinin huşu ve huzu içerisinde olmasına bağlı olarak değişmektedir.

Namazı, kural ve adabını riayet ederek tam olarak yerine getirmek, insanın yüce ilahi makamlara ve insani erdemlere erişmesinde büyük bir rol oynamakta ve birey ve toplum olarak insanın sağlıklı bir hayata kavuşmasına yardımcı olmaktadır.

Namaz kılan kimse, gasp olan bir elbiseyle ve gasp olan bir yerde namazın geçersiz ve batıl olduğunu bildiği için, hatta abdest ve gusül almak için kullanılan suyun bile temiz ve helal olmasının şart olduğunu nazara alarak başkalarının hakkına riayet etmeye, onların malına el uzatmamaya ve sürekli olarak gasp olan bir şeyden sakınmaya dini bir görev olarak özen gösterir.

Namazdaki rüku, secde ve diğer farzları emir olunduğu şekilde yerine getirmek, namaz kılanı sürekli olarak düzenli olmaya ve işlerinde ihmalkarlık ve başıboşluktan uzak olmaya alıştırır.

Yüce Allah huzurunda boyun eğme ve onun verdiği nimetleri anmak gayesini taşıyan namaz, kişinin mütevazı ve başkalarının iyiliği karşısında duyarlı olmasına ve tekebbür, çekemezlik, bencillik ve diğer kötü huylardan uzak olmasına sebep olur.

Hz. Fatıma (s.a) şöyle buyurmuştur:

“Allah, imanı sizler için şirkten temizlenme ve namazı kibirden korunmak vesilesi kılmıştır...''

Namaz kılan bir kimse, namazının Allah katında kabul olması için diğer davranışlarını da düzeltmeye çalışır. Çünkü namazının kabul olmadığı taktirde -Hz. Ali (a.s)’ın buyurduğu gibi- insanın diğer amellerinin de bir değeri kalmaz.
 

Bywinston

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Haz 2008
Mesajlar
129
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
Web Sitesi
namazvebiz.tr.gg
Namazın Toplumsal Etkileri

Namazın Toplumsal Etkileri

Dinde namazın cemaatle kılınmasına çok önem verilmiştir. Cemaat namazı, İslam’ın muhteşem ibadi merasimlerinden sayılır. İslam’da cemaat namazına önem verilmesi, bu mukaddes dinin birlik ve beraberlik dini olduğunu Müslümanlar arasında sürekli bir dayanışmanın sağlanmak istendiğini açıkça göstermektedir.

Cemaat namazı, soy ve toplumsal sınıflardan kaynaklanan ayrıcalık ve imtiyazları ortadan kaldırmaktadır. Hangi soy renk ve milletten olursa olsun tüm Müslümanlar namaz safında aynı sırada beraberce yer alır; hep birlikte aynı kıbleye yönelerek tek vücut olarak ibadet eder ve birlikte yere kapanıp kalkarlar.

Cemaat namazı toplumun kaynaşması için en güzel vesiledir. Müminlerin birbirlerinin halinden haberdar olmaları için en iyi fırsattır. Özellikle düşmanlar karşısında Müslümanların birlik ve beraberlik içerisinde olduklarını gösteren Cuma namazı toplumsal bir ibadet merasimi sayılır. Bu namazda okunması gerekli olan iki hutbe namaza katılanları, bir yandan takva iman ve Allah’a yönelmek konusunda yönlendirdiği gibi onları toplumsal ve siyasi konularda da bilinçlendirmektedir.
 

derya86

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Tem 2007
Mesajlar
349
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
Selamun Aleykum Kardeşim.rabbim Razi Olsun Yazinin Hepsini Okuyamadiğim Için çiktisini Aldim Hakkini Helal Et. Bir Arkadaşim Var Namaza Başlamak Istiyor Onada Vericem Iznin Olursa .selam Ve Dua Ile Rabbimize Emanet Ol...
 

Bywinston

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Haz 2008
Mesajlar
129
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
Web Sitesi
namazvebiz.tr.gg
İzin Ne Kelime Ablacim

Allah Sendende O Arkadasındanda Razi Olsun

İnşallah Başlar

İnsallah Allah Senin Mekanini Cennet Eyler Böyle 1 Hayır Yaptıgın İcin (Amin)
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
~*~

Selamün Aleyküm değerli Nihal ablam.B)
Çok güzel bir paylaşımdı. Emeğinize, yüreğinize sağlık olsun inşallah.. Dünya hayatında bulunuş gayesi Bir olan Rabbini memnun etmek olan insanoğlu, Rahman c.c ile pazarlığa girmekten hiçbir zaman haya duymadı..Kur'an'da yahudilerle ilgili kıssaların anlatılmasında bizlere ne kadar da ibretler var. Ben-i İsrail, imanda ve amelde Rabbimizle pazarlığa giriştikleri için yahudileşmişlerdi.. İnsanoğluna tüm nimetleri ''peşinen'' engin rahmet ve merhametiyle sunan Rabbimize, insanoğlunun şükran borcu ise hep taksit taksit oldu.. Taksitleri dahi vadesinde veremedi insanoğlu.. Buna en çok kurban edilen de, kalplerimizin nuru olan namazlar oldu..Rabbimiz c.c namazlarımızı hakkıyla eda edenlerden eylesin bizleri inşallahü Teala..Allah c.c razı olsun sizden daimen değerli Nihal ablam..Baki dualarım ile Kalbinizin Sahibine Emanetimsiniz..B)

~*~
 

TEVHİD_GÜLÜ

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Nis 2008
Mesajlar
78
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
Sırdaşım Sensin, bir Sana açabilirim içimi, bir Senin beni ayıplamandan
korkmam.
esselamun aleykum ve rahmetullahi ve barekatuhu mağfireti..
ben de bugün bu yazıyı dinlemiştim senai demirciden tevafuk oldu...
emeğine sağlık ALLAH seni razı olacağı şekle bürünmeyi nasip etsin
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt