Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Yar… Üşüyen sokaklar var Fırın önlerinde yatanlar yaşar Hangi Gar’a girsem, perişan yürekler karşılar Yurtsuz insanlar kimlerden çare arar, umut için yanarlar
Milletin Birlik ve dirliğini asla Hazmedemeyen para babaları var Garip, mazlum ve mağduru artırmak için yarışırlar Kim karşı çıkar ve tavır alırsa düşman ve hain diye anarlar
Nefsine Heva ve heveslerine Emet ve tulu hayallerine kapılanlar Hak ve hakikati dikkate almadan yaşayan zanlar Her geçen gün hiddet ve şiddeti artırıyorlar, kan akıtıyorlar
Aklı kararmış Hırs ve hınç içinde salyalarını akıtmış Milli ve dini hassasiyetleri harap ederek arlanmamış Hadsiz, edepsiz nefis sahibine karşı ne yiğitler çıkartmış O yiğit ve yürek sahipleri milleti için feda olmaya hazırlarmış
Özellikle Bir asrı aşkın zamandır Ümmet şuuru ve birlik onuru nifak sokularak Bir takım asabiyetler körüklenerek tefrikaya neden oldu Bölünen, parçalanan umut, zalimden medet umuldu, kul oldu
Hakka kul olan İndirilen kitaba bel bağlayan Tahrif ve hurafelerden arınarak şirkten korunan Ruhunu ve yüreğini hakka adayan, aşk ve sevdası olan Milleti, dini ve devleti, mazlum ve mağdur edilenler için yaşar
Dünya Dedikleri ne ki Hangi urbayı giyersen giy, kefen bil Her varlığın saadetinde sır ve hikmet vaktine eğil Leyla kim, mavera mefkûresine ne kadar kefil, heves değil Gönül hak için umudu inşa etmeli, sabırla dirilmeli, hak demeli
Efendim; Kaç zamandır Bekliyor ve düşüncelere dalıyordum Hitabetiniz ve nezaketiniz Ne kadar beliğ ve zarif Gönlümü celbe diyor ve sineme engin Bir sürur bahşettiğini ifade etmeliydim
Aslında Her zaman itiraf ettiğim üzere Ne bir şair ve ne de bir yazarım, Sadece yazanım Kalbime düşen, ruhumun hicran Damlalarımı hasretmeye çalışan bir adamım
Lakin Ne gariptir ki, ummadığım Ve hiç beklemediğim nispette Teveccühle karşılaşıyorum Evet, hem utanıyor ve hem de Mahcubiyetimle Rabbime hamt ediyorum
İnsan için En anlamlı ve değerli hediye Gönüllerde yer edinmek ve Okumaya değer görmektir Yoksa o kadar yazmak için yazan Nefesler var ki, nasıl izah edelim, ne söyleyelim
Ömrün Çoğu gitti, pek azı kaldı Kalan nefeslerde hekimin İfadesiyle uzatmalardı Daha ne olsun, Rabbim fırsat vermiş Bilinç tazelememize ve bize lütfetmiş yine
Biliyorum Yüreğinizde derin Bir hasret acısı var Ne vakit hüzün ve hicran Hissetseniz gözleriniz akar Kendini bilmez ve hadsiz kimi canlar Zan üzere yüreğini burkarlar, aldırma derim En kalbi sağlık ve afiyet dileklerimle baki olan Selam ve hürmetlerimi teslim ederim efendim
Yar, bazı Sırlar söylenmiyor Gönül yanıyor, Dil lal oluyor, gözler ağlıyor Su al etsen, meramını merak edip Gözlerine bakmayı denesen Hüzün vaktinin geldiğini hissedersin Eylül sağanağı gibi umutlar Tek tek düşüyor sararan yapraklar İçin parçalanıyor, Lakin elden bir şey gelmiyor
Günlerce Yatağa mahkûm Neyi düşlese ve düşünse, Mecalsiz hülyalar İkliminde Nefeslenmek için ümitlense Sancılar geçit vermez, gün hiç bitmez Gecenin ıssız halinde, sesler işitilse bile Yüreğe yakın gelen, gam içine zerk eden güç var Sessizlik içinde bir şeyler anlatıyor
Duyabilen Kalpler ve hissedebilen ruh için En yakından, Şefkat ve himmetin mekânından Korkma, henüz körpesin, bilgi ve irfana aç bir nefessin Çekinceler içinde erime, Rahmet sadece dünya için değildir İman eden kul için ne güzel zindeliktir
Aslında Bilmelisin ki Emellerin vardır, akranların gibi Umuda koşmaktır Meramın ve derdi endamın Koşsan ne olacak, Derdi veren sahibe yönelmedikçe Güle şakraya Yıllar geçirince, sefilleşince Kalbin ve ruhun İtminan lığından sarfı nazar edince Sağlıklı olan ne yapıyor, Kargaşa içinde yaşıyor Hangi köleliğe talip olmuşsa Onun derdiyle koşturuyor
Evet, Ne söylesem Hangi lisan ile kal edip Melalimi hasretsem Yüreğine zor gelecek Ve acın dinmeyecek Nasibe inanıyorsan Kat a kahretme derim Her çile ve derdin Bir bedeli olacaktır eminim Hastalıktan korkma, Her gün eksi olanlarla nefes alma Ölüm ve sevdası, Aşkın mefkûresinden firkattir Sahibin divanına Çıkmak için beklenen vakittir
Yar… Artık, Nisan Yağmurlarından haber yok Mart ayı elveda demişti, Üşüten esinti gitti Mayıs ah sere serpe, Bağ ve bahçelerse, gün içinde Gecenin kuşatan sessizliğinde Semaver keyfiyeti yeterdi Ötüşen haşerat zikreder, Ümitlerini aşikâr eylerlerdi Hilkatlerinin gereği rekabet içindeydi, Güç karşısında boyun bükendi
Bağ Kültürü vardır Kayseri de Bir zamanların vazgeçilmezi, Ötenin seferberliğiydi Artık kültür farkı Etkilerin altında şekil değiştirdi Saltanat ve şatafat Haneleri haline geldi Ördürülen duvarlar sur gibiydi, Sanki yıkılmamak adına ahitti Merak ederim nasıl bir sermayeyle bu hale gelindi Rikkat ve dikkat mizan Nispetinde olan hassasiyet miydi?
Kayseri de Selçuklu eseri olan birçok Cami ve medrese, İmaret hane vardır Hunat hatun manzumesi Ve özellikle camisi Ve birde Kayserili eşrafın Hasetsen önem verdiği cami kebirdir Bu camide tasavvuf ehli ve Kayserinin Yerlilerin mevtaları için tercih nedenleridir Hunat camisi ise genel halk ve yerleşik Düzene itibar eden kesimler için vesiledir
Üçer adet Musalla taşları vardır Cenaze namazı kılınacak Alan çok rahattır Hemen hemen her öğle, ikindi Namazından sonra cenaze rahat vardır Cami kebir cemaati esnaf kökenli Tarikat müntesibi kimseler olarak bilinir Hunat cami cemaati ise köyden kasabadan Ve yurt dışından gelen insanlar kesimidir
Bir kısmı İlmi siyaset yapmak adına Maslahat gözetmeyi İhmal etmek istemiyor Derin siyaset meselelerini ve keyfi Heveslerini bir arada götürüyor Ne kadar Kayserili eşraf ve bürokrat varsa, Sanki bu kesimin emir kulları zannediliyor Oysa birçok nefes kendini kandırıyor, İtibar kazanmak adına Sefilliğe rağbet ederek kalbi öldürüyor Ve fakat asla bu hakikatten rahatsızlık duymuyor, Takiye yapmayı nedense marifet zannediyor
Yar… Uzak diyarlardasın bilirim Kimi zaman üzgün Ve kimi zaman hicran içindesin Derdi gamın keskin bıçak olmuş, Efkârın artık sabrı zorlamış çilelisin Ne kadar sabretsen, Sukut etmek için bin hüzün içine girsen, Gözlerin susmaz neyleyim
Bilmem ki Sana nasıl yardım edeyim Yükünü hafifletmek için Nasıl bir gayrete gireyim Yüreğinde ki elemi Hangi deva ile gidereyim, Umutların solmuş bilelim Neden kalbinden vazgeçtin, Ruhunu bizar lığa terk ettin, Ümitlerini bir cefa için yitirdin
Kimseye Ve hatta hayallere dalıp imrenme Nefesin sahibinden Kat a umudunu kesme, Çileden yüz çevirme Dünyanın nimetine kansan, Duygularını şen şakrak yaşasan Ve kahkahaya boğulsan Gece gündüz dinmeyen Heyecanlara kapını aralasan, Cenneti yaşadığını sansan ve avunsan
Gönül verdiğin Hülyasıyla günlerini geçirdiğin Hayaller deryasında heveslerini Derlediğin günler gelecek midir? Zemherinin Titreten hüznü bitecek midir, ? Melülle şen haller huzura erişecek midir? Her hak ve doğru Dünyada öğretiliyorsa, Yalan olan nedir, kimdir, Heves ve emeller midir?
İlim sahibi değilim Nadanlığı bilinen bir zadeyim Her meşrep ve cemaatlere Mesafeli bir zavallı kimseyim Her şeyi merak etmeyen, Olur, olmaz mevzularda Ahkâm kesmeyenleri severim Özellikle insanları yargılamak Ve itham ederek tefrika yapanlarla Asla muhabbet edemem
İnsana inan Ve fakat aklıselim ve Hassasiyet üzere olanlara Takva tüccarlığı yapmayanlara, Vahdete inanan Hanif kullara Rengârenk kılık kıyafetle, Takı ve envayı çeşidiyle Görücüye çıkan her kimse yakınlaşma Sadelik evla olandır, Nefsi cezp etmeyen her şey hakikattir, Nefsini öne çıkartana bakım kanma
Yar… Bilmem ki Ruhum niye hicrana meyleder Kalbim hüzün için can çeker, Hislerim niçin derbeder Nereye baksam bir hazan var, Sararan yapraklar ayaklar altında yar, Ümit ne vakit biter
Artık Sazendede çalmaz oldu Tambur nedense Hayli vakittir susturuldu Gün içinde ki umutlar Gecede kayboldu, Gözler uykusuz, sine susuz, Düşler sahipsiz kaldı
Hangi Mevtanın elini tutsam Kapanmış gözlerine bakıp, Mazisini ansam Solgun teni, Soğumuş bedeni, İbret sunan o an ki cazibesi Kim bilir nerde kaldı, Ukde ah uzardı
Müezzin Yüksek nida ile bağırır Hoparlör olduğu halde Sağır olan mı vardır, Evet, zan için haktır Sessizlik ve sükûnet vakti Kimler için hakikattir, Yoksa ders almak Avam için zarureti icap mıdır?
Kabir açılır Açan görevli Ne kadar farkındadır Hocalar Adet olduğu üzere Yasin-i şerif okurlar, Dinleyenler anlamazlar Aslında canlılar için Okunması gereken süre ve ayetler Son vazife diye mezarlarda yapılır
Mevtanın Ruhuna gitmesi adına Yemek faslına başlanır Nasıl bir adet ve anlayıştır ki İbret ve ders İzan ve kalplerden çıkmıştır Günü birlik sohbet veya taziye için Gereken edep sıralamasında Kur’an tilavetine başlanmıştır
Yar… Yıllar Ruhunda Derin yaralar açmış Yaşadığın şartlar ve zorluklar Ah u zar olarak iz yapmış Ne vakit içini çeksen, Hüzzam bir eser dinlesen, Ney sesiyle irkilsen yaran tazelenirmiş
Sakın Kadere kahretme, Heveslenme Sünnetullah nedir Bir nebze merak edip öğrensene Sosyal hayat bir vakıadır, Şartlar ve vaziyetler açısından Bikarar olunan andır, sır vardır
Nesebin Yaşamak gerekçelerin Onda saklıdır Sabır ve kanaat, Azim ve irade Nasibe el uzatan farktır İnsan aklı ve bilgisiyle Yol alan sancaktır, İbret ve itibar İrfan dirliğinde bekleyen andır
Yaratılansın Muhatap alınmak için Umut içinde ki nadansın Şevk ve muhabbet, Sevgi ve hoşgörü toprağı Her cana nasip olmaz adaysın Hayıflanma, Yeise dalıp ağlama, Nice bilmediğin hayatlar var Senden daha beter inanasın
Değer mi? Bir heves, arzu, tutku için Nefsi hülyalar söyle ki Nasıl bir derdin inkılâbıdır Doğumuna sevinenler, Sen ağlarken gülenler, Ümit besleyenler Nasıl bir derdin içindeler
Bir canı Sevebilir ve aşk adına Dillendire bilirsin Bedeni ve hissi heves dünyasının Düşleriyle sabahlayıp, Gönlünü ihya edebilirsin Ve fakat Hangi girdabın kollarında Nefes nefese meşk edeceksin, Ahirin için hiç düşünmeyecek misin?
Yar… Konuş Kör kuyuların dilinden Yüreğinden geçen, Gözlerine buğuluk veren Başını öne eğdiren, nefesini kesen, Çaresiz sukut ettiren lahzadan söz et
Sükûtu irade Arifin, irfan talihlisinin vasfıdır Tevafuka bel bağlayan, Nasibi hak diye umutlanandır Şikâyete meyletmeyen, hakikat için Varlığından vazgeçmeyi göze alandır
Sureti irade Hilkatin ve vacibi yetin haricinde Akıl ve bilginin kulluk Edebilmenin dışında ki heveste Ruhun ve kalbin en yakından uzak Bir halde ikame edilmesinin dramıdır
Ne zaman Ten ha bir köşede kalırsan Kalbinin tellerini titreten Haşyeti iliklerinde hissedersen Ölüm korkusuyla ter dökerken, Nabzın seni sana bırakmazken bir düşün
Aşktan söz et Ruhunu ve kalbini bahşeden Hissiyatın en naif suhuletini Yüreğinde hissettiren Gözyaşını döktüren, sabrı içselleştiren, Sevdasına meftun eğleyen nasipten
Canı, cananı Yürekte çağlayan efsunlu hicranı Durmadan esen hasret Rüzgârlarının ah u zarını Anlamlı kılan, vefa adına sual ettiren, Feda olmayı gerektiren hüzün farkını
Yar… Hiç seslenme Derdi gama girerek Eseflenip üzülme Yeis içinde asla nefeslenme, Elem için kaygılara güvenme Nefes vaktine âşıktır, kalp şayet İrfanı bilirse nazar gâhtır, nisyan etme
Hiç bilir misin? Gönül niçin bazen Serhattır, ummandır İradeyi azim içinde vaziyet Alan fermandır, mizan haktır Faniliğe meyleden nefs tufana ramdır, Hiçlik içinde kalan kul’u ihsandır
Sorma tamburu Hicran zerk eden nice Saklı umudu Perdelerinde vaktini bekleyen Nice ümitler hüzün yağmuru Her vakit akmaz gözyaşı, sukut ettiren Sevgilinin ellerde giden naaş’ı
Bugün ses etme Bin bir sual ile dertlerimi deşme Hak için tefekkür eyle, kefensiz Sevdalara meyledip erime Aşkı anlayıp idrak etmeden söz etme, Halin vasfını şerh etmeden gitme
Musalla taşı Her gün ümitlenir, Hicran içindedir Kimi nazar için bir taş, Kimi kul için bir mahşer adıdır Geriden gelen kim vardır, akan gözyaşları Sadakat midir, usulü adap mıdır?
Hangi sevgili Gönlün gülü, canı makberi, Aşkını şevki Ruh ve kalp kimin için Seferber olmalıdır söyle ey sevgili Heva ve hevesler Nefsi ihya eden geçici arzular değil mi? Ölüm neyin reçetesi
Yar… Bilmem ki Nerden ve nasıl başlasam İçim kan ağlarken yazmaya çalışsam Hain ve kahpeleri lanetlemek için haykırsam Bir değil, yüzlerce olan bu zalimliğe nasıl bir çözüm bulsam Vicdanımı rahatlatsam, mazlum ve mağdurlar için bir çare olsam
Hiçbir Mazlumun ahı Yerde kalmamalı, hak alınmalı Milletin vicdanı bu kahpelerden kurtulmalı Sokağa çıkan her kimse emin ve güvenlik içinde yaşamalı Bu hakikati tesis etmek için siyasiler, yargı, yasama durmamalı Can ve mal güvenliği sağlanamıyorsa eğer, devletten söz etmemeli
Hangi Zalim ve cani olursa olsun Yaptığı, yapacağı pisliğin karşılığını bilmeli Artık onun için asla bir hayat hakkından söz edilmemeli Cemiyet içinde yaşamasına fırsat verilmemeli, men edilmeli Her birey ve cemiyetler bu gibi durumlar karşısında eğitilmeli Psikopat veya aklı kararan her kim varsa tecrit edilmesi gerekmeli
Böylesi Masum ve mazlum canlar Milletin geleceği olan umutlar ve ufuklar Unutulmamalı, umudu ve ufku cemiyetlerce yaşatılmalı Gençlik merkezlerine ve kültür evlerine ismi verilerek anılmalı Yetki sahipleri bir vazife ve millet adına bu hassasiyete talip olmalı Gelecek nesiller ve şimdiki ümitler, hak ve hakikat için aktif olmalı
Rahmet Diliyorum ve ailesine Taziyelerimi sunarak, sabır diliyorum Acılarının ne kadar derin olduğunu içimde hissediyorum Bu vahşet ve canilik karşısında duyarlı dostları yâd ediyorum Hain ve canilerin hak ettikleri cezaya çaptırtmasını bekliyorum Özgecan Aslan kardeşimiz, kızımız, evladımız ruhu şad olsun diliyorum
Her anında Şevk ve neşe ikramı bulunsun Kalbinde aşk kitabı yazılsın, Sevinç gözyaşları aksın Mütebessim eda ancak bu kadar Yakışsın, nefes sadece O’na adansın
Aşk, ne Yüce bir hece Kelimeleri içinde Barındıran bilmece Gönüllerin kitabını yazdıran Sevdayı anlatan berceste
Nefes Vaktine aktığı müddetçe Ruh ahdine Sadık olan bir emanetse Akıl, bilgi, irade, azim kalp için En masrafsız hazine, Edep hal için zaruretse
Deruni Bir hasret için Lahzalar içinde buluşalım Ruhi hassasiyetlerimizi öne çıkartalım,
Ahenksiz Ne varsa ve hayâdan uzaksa Etrafımızda barındırmayalım Evet, ne yapalım En iyisi sakin ve sessiz sahilin Efkârıyla bir akşam muhabbete dalalım
Her gamı Ve kederi unutalım, Nefes nefes koşalım Ve bazen de gökyüzüne bakarak Kumların üzerine uzanıp Hiç ses çıkartmadan içimizle konuşalım,
Faniliğin Latifliğinde İşaret taşlarını okuyalım Nazar ettiğimiz her ayette Hakikatin suhuletine uzanalım
Ölümle Her zaman arkadaşlık kuralım Emre tabi olduğunu asla unutmayalım
O’ ne Emretmişse, ruhumuz Ahdine sadık kalacaktır korkmayalım Umudun her safhasında Azim ve hassasiyetle yakaralım
Bilemiyorum, Beklide yordum sizi Vakitsiz hasrettim Düşüncelerimi, şevki emelimi Peki, kifayet eder sanırım Ve müsaadelerinizi diliyorum
Kalbinizin Sahibine emanet olmanız Temennisiyle selam eğliyorum Baki selam ve huzuru kalp içinde Bulunmanızı Rabbimden niyaz ediyorum
Esenlik Ve afiyet dileklerimle Yesari Asım Arsoy’un bestesi olan Sen olmasaydın eğer, aşka inanmazdım
Eserini Dinlemenizi isterim Zira bu beste bir umre ziyareti sırasında Gönlüne düşen aşk adına yazılmıştır
Yar… Kim bilir nerdesin Nasıl bir hassasiyetin içindesin Sanki yıllara sâri hasretsin, Firkatin ta kendisisin Ruhuma hüzün zerk eden kedersin, Hicranın derin sularındaki hecemsin
Artık Ne söylesem Elemin çilelerini derlesem Her lahzada gözyaşlarımla bestelesem, Söylesem, bu hasrete çare olacak mı, ? Baht gülecek mi, söyle umutlar yeşerecek mi?
Korkuyorum Anmaktan, rüyalarda Pürtelâş olup, fırlamaktan Sabahlara denk yâdımda saklamaktan, Yalnızlığa sığınmaktan, hazanın solgun Çehresinde umutları yoklamaktan, Baht kitabını okumaktan
Bilmem ki Şimdi neredesin Şen misin, kederin kadrinde Hasret misin? Bin hüzünle dillenen Şarkıların bestesi misin, yoksa edebin Halinde, Sabrın vadesinde, nasibin bahsinde Yıllardır yaşlarını gizleyen suhulet misin?
Ne söylesem, Biliyorum ki kar etmeyecek Sessizliğin esrarı çözülmeyecek, Yüzüm gülmeyecek, hüzün yüreğimden Silinmeyecek, gelen, gidenden sual edilmeyecek Boyun bükülecek, sabır acısı yüreğime inecek, Kalan nefesler ne kadar şevkle erecek
Ölmeden Ölmek buymuş demek Her şeyden vazgeçmek, Varlık adına umut beslememek Her an ölümle Müştereklik içinde nefeslenmek, Kimi zaman öncelemek Hevesi heva, arzu Kitabını bitirmek, ibret adına Son nefese kadar satırlara dökmek
Ey hak Demek, ruhu teslim etmek Ne kadar gün yüzüne hasret Umut kalmışsa toprakta demek Kabir ne kadar yakın halime, Derinliğimden nükseden bir hüzünle İçimde olsun dert etme halimi, Sensizlik içinde viran olan kalbimi, Ruhumdan akseden kaderleri…
Yar… Ne olur korkma Endişe içinde bakınma Seni esir eden vehimden tutunma Bilinçaltında oluşan önyargılarınla yargılama Etrafındaki her bir takım beşeri, insanmış gibi algılama
Kul Masumdur, nurdur Masum olmayan beşerdeki huydur Yaşadığı şartlarda edinilen, geliştirmeyen urdur Ancak geliştikçe farkında lığa ulaşacak akılla umuttur Yoksa içgüdülerine göre yaşayan, yaban olan korkuluktur
Sana Ne vakit bir zarar gelse Naif ve zarif olan kalbine zülüm edilse Hiçbir söz hakkı verilmeden köle gibi esir etse Yaratan tarafından verilen hak, hukuku nefsi için çiğnese Zalim olan, haddi aşan, nefsinin ilahlığına inanan zan olur
Fakat Bireysel hatalar vardır Mensup olduğu toplumun sıkıntısındandır Her meşrep ve her beşer niçin imtihan için vicdandır Ruhu ve kalbinden habersiz yaşayan zaten, kul olmayandır Edep ve ahlaktan nasipsiz olan yürek, beynine çalışanlardır
Akıl İlimle farkında lığa ulaşır İlim, irfanla ihsan yolculuğuna çıkartır Edep ve hilm zaten kalbin olmazlarındandır, haktır Nefsi için yaşayan, hevesi için var olan zan, akıllı hayvandır Umut, mizan için şafaktır, aşkı sevdası vuslat için sancaktır
Düşleyen Düşünebilen, fikir edinen Her insan içinde bulunduğu şartları bilmeli Bir tercihi yaparken kaderini yazdığını tefekkür etmeli Tesadüf diye inandığı düşünceleri silmeli, tevafuktur demeli Nasip ve fırsatın hak ve hakikat üzere tasnif edilmesi dilenmeli