Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

İŞTE MÜSLÜMANLARA YAPILANLAR...Guantamono.. (1 Kullanıcı)

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
Kurs KKTC'de yasak, Güney'de serbest



Kıbrıs Rum kesiminde Kuran kursu serbestken KKTC'de ise yasak! Kıbrıs'ta Kuran kursları C.Başkanı Talat tarafından tehdit olarak görülürken; adadaki 200'e yakın kumarhane ve kulübe ses çıkarmıyor.


KKTC'de din eğitimi almamış ilköğretim çağındaki öğrencilerin uyuşturucu tehdidiyle baş başa bırakıldığını belirten HİS Partisi Genel Başkanı Ahmet Yönlüer, "Talat; olmayan Kur'an kurslarına karşı çıkıyor" dedi. 250 bin nüfuslu Kuzey Kıbrıs Türkiye Cumhuriyeti'nde (KKTC) sürekli ve düzenli olarak Kur'an eğitiminin verildiği hiçbir kurs bulunmazken, KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat'ın bu yıl 2 okulda açılan pratik din bilgilerinin verildiği kursları kasdederek, "Son derece rahatsız edicidir. Ve bu ülkede ilk defa çıkmıştır. Bunun olmaması lazım. Bunun doğru olanı da, din eğitiminin okullarda verilmesidir. Okul zamanı verilmesidir. Yaz tatillerinde değil. Gidişatı kötü görüyorum. Kıbrıs'ta olmayan şeyler oluyor" sözleri tepkilere neden oldu. Kur'an kurslarını tehdit olarak gören Talat'ın adada bulunan 200'e yakın kumarhane ve gece kulübü için tek bir laf etmemesi dikkat çekiyor. Adada Kur'an-ı Kerim'in okutulup tecvid eğitiminin yapıldığı yıl boyu açık ve yatılı tek bir Kur'an kursu bulunmuyor. Adadaki din eğitimi yalnızca KKTC Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı okullarda din eğitimi adına yapılıyor. KKTC'de bu yaz döneminde sadece 2 okulda pratik din bilgilerinin verildiği yaz okulu açıldı. Öte yandan adadaki yalnızca gazinoların sayısı 25. Gazinolara gece kulüpleri ve kumarhaneler de eklendiğinde sayının 200'ü bulacağı tahmin ediliyor.
UYUŞTURUCU İLKOKULDA!
Olmayan Kur'an kurslarının baş düşman ilan edildiği Kıbrıs'ta büyük bir ahlaki çöküş yaşanıyor. Pratik din eğitiminin verildiği kurslar bile laikçi anlayış tarafından tehdit olarak değerlendirilirken Talat'ın gazino, gece kulübü ve kumarhaneleri görmezden gelmesi dikkat çekiyor. Sık sık kumarhane ve gece kulüpleriyle gündeme gelen KKTC'de uyuşturucu maddeler de gençliği tehdit eden zehirli maddeler arasında...
Hiçbir din eğitimi almayan ilkokul çağındaki on binlerce çocuk okullara sokulan uyuşturucu tehdidiyle baş başa bırakılıyor.
Halk İçin Siyaset (HİS) Partisi Genel Başkanı Ahmet Yönlüer adadaki İslâmi faaliyetlerin engellendiğini belirterek, "Kıbrıs'taki din eğitiminin verildiği yaz okullarını 'Kur'an kursu' şeklinde niteleyerek hedef göstermeye çalışıyorlar. Zaten bu okullarda verilen eğitimde Kur'an-ı Kerim öğretilmiyor. Yalnızca pratiğe dayalı bilgi eğitimi veriliyor. Bu kurslar camilerde de yapılmıyor. Öğrenciler Bakanlığa bağlı okullarda ders görüyorlar. Kur'an-ı Kerim dersi veren özel teşebbüslere ait kurslar da yok. Din eğitimi veren okulların üzerine bu derecede gidilirken uyuşturucu ilkokullara kadar girmiş durumda. Gece kulüplerinin sayısı oldukça yüksek. 5 yıldızlı otellerin neredeyse tamamında kumarhane var" dedi.
KUR'AN KURSLARI GÜNEY'DE SERBEST, KKTC'DE YASAK!
Tüm İlahiyat Fakülteleri ve Yüksek İslam Enstitüleri Mezunları Derneği (TİYEMDER) Başkanı Selahattin Yazıcı da KKTC Cumhurbaşkanı Talat'ın açıklamalarını eleştirerek, "Kıbrıs'ta dini ve milli değerlere sahip gençliğin yetişmesini istemeyen gruplar İslâmi çalışmaların önüne engel koyuyorlar. Şu ironiye bakınız ki, Hıristiyan olan Güney Kıbrıs Rum kesiminde Kur'an kursu açmak serbest iken, Müslüman olan Kuzey Kıbrıs'ta yasak. Bu acı bir gerçeğimizdir" dedi. Talat'ın olmayan Kur'an kurslarına yönelik düşmanlığını da eleştiren Yazıcı, "Kültür gezilerini dahi içlerine sindiremiyorlar. Bu sene 2 okuldan oluşan bir yaz okulu açıldı, bu kurslardan da küçük bir grubun gösterdiği tepkiden dolayı geri adım atıldı" diye konuştu.
Hıristiyan Güney kesiminde Kur'an kursu açmak serbestken, Müslüman KKTC'de bu girişimler zorbalar tarafından yasaklanıyor. Adada sayıları 200'ü bulan kumarhaneler ve gece kulüpleri için hiçbir yaptırımda bulunulmazken, olmayan Kur'an kursları tehdit olarak görülüyor. Adada Kur'an kursu bulunmadığı gibi bu sene ilk kez açılan pratik din eğitimi veren yaz okulları da Talat'ın tepkisini çekti



 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
70646.jpg



Afganistan'da ölenler sivil değil de militanmış



NATO uçaklarının bir petrol tankerini vurmasıyla ölen yüzlerce sivil için Afgan yönetiminden ilginç bir açıklama geldi.



06 Eylül 2009

Afganistan'ın kuzeyindeki Kunduz vilayetinde önceki gün düzenlenen NATO bombardımanında ölenerin sivil değil silahlı kişiler olduğu öne sürüldü. Saldırının yaptıldığından bu yana ölenlerin tamamına yakının sivil olduğu herkes tarafından biliniyordu. Ancak, Afgan yönetimi yaptığı açıklama ile ölenlerin sivil değil silahlı kişiler olduğunu öne sürdü.


Kunduz Valisi Muhammed Ömer, Fransız Haber Ajansına (AFP) telefonla yaptığı açıklamada, NATO uçaklarının vurduğu petrol tankerinin yanında bulunan ve hayatını kaybeden sivilleri "militan" olarak değerlendirdi.

Valinin, NATO'nun yaptığı saldırıyı rutin bir operasyonmuş gibi göstererek saldırıyı haklı çıkarmaya çalışması dikkat çekti.



Ancak bölgedeki görgü tanıkları valinin tam tersine açıklamalarda bulundu. Tanıklar, Taliban'ın sivilleri yakıt almaları için çağırdığını ve bombaların onlarca kişinin tankerler çevresinde toplandığı sırada atıldığını ifade ettiler.


İçişleri ve Savunma bakanlıklarından heyetler, Devlet Başkanı Hamid Karzai'nin talebi üzerine bombardımanı araştırmak üzere bölgede bulunuyor.


Ölenlerin ve ölen sivillerin sayısına ilişkin önceki günden bu yana farklı açıklamalar yapılıyor.


Kunduz Emniyet Müdürü Gülen Muhiddin de önceki gün yaptığı açıklamada, Taliban militanlarının tankerleri Kunduz Nehri'ni geçerken durdurduğunu, NATO'nun kaçırılan iki petrol tankerine düzenlediği hava saldırısında 90 kişinin öldüğünü açıklamıştı. NATO olayla ilgili soruşturma başlatmıştı.
 

hasgül

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
16 Mar 2009
Mesajlar
1,965
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45


ABD'li Associated Press haber ajansının bu hafta içinde Afganistan'dan geçtiği bir fotoğraf ülkede basın organlarının ikiye bölünmesine neden olurken, Amerikalı yetkililer ise ajansa sert tepki gösterdiler.AP, Afganistan'daki muhabirinin yaptığı bir haberle birlikte foto muhabiri Julie Jacobsen tarafından çekilmiş fotoğrafları da servise verdi.Ancak fotoğraflardan birinde 21 yaşındaki bir Amerikan askerinin vurulduktan sonra ağır yaralı halini gösteren fotoğrafın yer vermesi, ülkede adeta kıyameti kopardı.Er Joshua "Bernie" Bernard, bu olayın ardından kaldırıldığı hastanede üç hafta sonra hayatını kaybetti.
ABD Savunma Bakanlığı ve Bernard'ın ailesi, AP'ye sert tepki göstererek, fotoğrafı yayından çekmesini istedi.AP, talepleri reddederken, ABD basını da fotoğrafı yayınlayıp yayınlamama konusunda ikiye bölündü. Bazı gazeteler, fotoğrafı kullanmadan konuyla ilgili haberi yayına verirken, bazı yayın organları ise internet sitelerinde uyarı notuyla birlikte yayımladılar.

Haberi yayımlayan gazetelerden hiçbirisi fotoğrafa birinci sayfasında yer vermezken, bazıları resmi iç sayfalarında bastılar.ABD'nin önde gelen gazeteleri, New York Times, Washington Post ve Los Angeles Times yalnızca konuyla ilgili haberi yayına verdi.Washington Post, ilk etapta haberle birlikte servis edilen fotoğraflardan oluşan bir galeriyi, tartışmalı resme yer vermeden internet sitesinde yayımladı.Ancak daha sonra Washington Post, bir uyarı notu eşliğinde tartışmalı fotoğrafı da sitesine koydu.


BAKANDAN TELEFON

ABD Savunma Bakanı Robert Gates, AP Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO'su Tom Curley'ye Perşembe günü sert ifadelerle dolu bir mektup gönderdi.Mektupta Gates, fotoğrafı yayınlamamanın bir "muhakeme ve ortak terbiye" meselesi olduğunu söyledi. Bir Pentagon sözcüsü de Gates'in mektubun ardından Curley'yi telefonla aradığını ve fotoğrafın kullanılmaması için adeta "yalvardığını" açıkladı.AP Haber Müdürü John Daniszewski, Gates'in görüşlerine saygı duyduklarını ancak zaman zaman hükümet ile basın organlarının farklı bakış açılarına sahip olabileceklerini belirtti.Daniszewski, AP'ye ajansına konuyla ilgili yaptığı açıklamada, "Bu fotoğrafın bir fedakarlık ve cesaret öyküsü anlattığını düşündük... Fotoğrafın insanların görmeleri ve farkında olmaları gereken bir hikaye anlattığını hissettik" dedi.

BASIN BÖLÜNDÜ, HALK TEPKİ GÖSTERDİ

New Jersey'de yayımlanan Star-Ledger, birinci sayfasında Bernard'ın cenaze töreninden bir görüntü kullanırken, AP'nin tartışmalı resmine de iç sayfalarında yer verdi.Gazetenin editörü Jim Willse, bizim için "zor bir karar olmadı" dedi ve AP'nin haberinin farklı bir şekilde yazılmış olması durumunda tartışmalı fotoğrafı da birinci sayfada kullanmaktan çekinmeyeceklerini vurguladı.The Wheeling Intelligencer de fotoğrafı iç sayfalarında kullanan gazeteler arasında yer alıyor. Gazete, o günkü başyazısında saatler süren tartışmanın ardından neden fotoğrafı kullanmaya karar verdiklerini anlattı.

Yazıda, "Çoğu zaman maalesef Amerikan halkının, kayıplarını Savunma Bakanlığı tarafından yayınlanan istatistikler olarak gördüklerini düşünüyoruz" yorumu yapılırken şöyle devam edildi:"Herkesin bu rakamların arkasında zaman zaman bizim için hayatını bile ortaya koyan gerçek kadınların ve adamların olduğunu anlamasının çok önemli olduğunu düşünüyoruz."

Ancak bu açıklama okurların tamamını tatmin edemedi. Gazetede fotoğrafı gören kadın bir okur, protesto etmek için AP Sözcüsü Paul Colford'a telefon etti.Bernard'ın memleketi Portland da Press-Herald gazetesi, fotoğrafın kendisine ulaştığını ancak yayınlamanın "kötü bir davranış" olacağı gerekçesiyle sayfalarında yer vermediğini bildirdi.
 

AGD-NesLiNuR

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Eyl 2009
Mesajlar
118
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
28
rabbim,müslümanlara zulüm yapan herkesi cezalandıracaktır ama yine de içimiz rahat etmiyor.bişey olsada biz de onları üzsek diye düşünüyoruz.ben israilden nefret ediyorum,ve mallarını boykot etmeye çalışıyorum müminler olarak bize dua etmek,sabretmek,şükretmek ve bunları yapanları allaha havale etmek düşüyor...
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
Bir Siyonist organ mafyası daha ortaya çıkarıldı



bir-siyonist-organ-mafyasi-daha-ortaya-cikarildi-medium-0.jpg





Cezayirli çocukları kaçırıp Fasita organlarını çalan bir organ mafyası daha deşifre edildi



Cezayirli bir yetkili, Amerika'nın New York şehrinde, Cezayirli çocukların organlarını çalan bir organ mafyasının çökertildiğini duyurdu. Bu mafya grubuna, daha önce ortaya çıkarılan organ hırsızlığı davasında da ismi geçen Livi İsham Rozemboam adında Amerikalı bir Siyonist'in liderlik ettiği ifade edildi.

Cezayir Sağlık Araştırma ve Geliştirme Kurumu başkanı Dr. Mustafa Hayyati, önceki gün Cezayir'de çıkan el-Haber gazetesine yatığı açıklamada şunları ifade etti: "New York'taki bu şebekenin ortaya çıkarılması, Interpol'un yaptığı araştırmada Cezayirli çocukların kaçırılıp Fas'a götürüldüğünün ve burada İsrail ve Amerika'da 20 ila 100 bin dolar arasında bir fiyata satılmak üzere böbreklerinin çalındığını fark etmesinin ardından gerçekleşti." Dr. Mustafa Hayyati açıklamasında, bu şebekenin Cezayir'den kaçırdığı çocukları Fas'a götürüp, burada İsrail ve Amerika'da satılmak üzere böbreklerini aldığını söyledi. Şebekeyi tıbbi olarak destekleyen tam donanımlı bir doktor ekibinin de bulunduğunu belirten Hayyati, çocuklara operasyonları bu ekibin yaptığını ifade etti.


Amerikalı bir Siyonist'in liderlik ettiği bu şebekenin çökertilmesinin, tehlikenin geçtiği anlamına gelmediğini belirten Hayyati, bu dosyayı araştıran veya takip eden herkesin, birçok Arap ülkesinde aynı işi yapan Siyonistlere bağlı daha birçok şebekenin varlığına şahit olacağına işaret etti.


Amerika polisi, kara para aklama ve organ ticareti yapma suçlamasıyla aralarında Yahudi hahamlarla New Jersey eyaletinden Belediye başkanlarının da bulunduğu 44 kişiyi geçen Temmuz ayında tutuklamıştı.


Bir İsveç gazetesi de son haftalarda yayınladığı raporlarda işgal askerlerinin katlettiği Filistinli gençlerin organlarını çaldığını duyurmuş, raporlar dünyada büyük yankı uyandırmıştı. Gözlemciler, işgal altındaki Filistinlilerin organlarını çalanlarla New York'ta ortaya çıkarılan ve Amerikalı bir Siyonist'in liderlik ettiği organ mafyası arasında bir ilginin olabileceğine dikkat çekiyorlar.
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
8836403.jpg



Şimdi de ‘türbana vergi’ istedi




LAHEY 18 Eylül 2009






Hollanda’da İslamiyet’i hedef alan söylemleriyle tanınan aşırı sağcı PVV’nin (Özgürlük Partisi) lideri Geert Wilders, şimdi de türban takanlardan vergi alınmasını istedi.

Yeni yasama yılına girilmesi nedeniyle hükümet tarafından hazırlanan 2010 Yılı Bütçe Kanunu Tasarısı’na ilişkin mecliste yapılan görüşmeler sırasında Wilders, “Hollanda’da park ruhsatları, tütün ve alkol vergileri ile köpek vergileri var. O zaman neden türban vergisi olmasın” dedi.

Wilders, türban takmak isteyenlerin her yıl izin almaları gerektiğini belirterek, bunun için yılda bin Euro talep edilmesini savundu. Sosyalist Parti’nin (SP) Meclis Grup Başkanı Agnes Kant isteğe tepki göstererek, “Gülünç duruma düşüyorsunuz” diye tepki gösterdi. Wilders’in saç modeline işaret eden Kant, “Ben de Mozart modeli saçlardan vergi istiyorum” dedi.

Ülkenin en yüksek tirajlı günlük gazetesi De Telegraaf, öneriyi “Utanmazlık” olarak niteledi.
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
200920090919349362045_2.jpg

500 yıllık camiyi yıkacaklar
Bulgaristan’daki Osmanlı emanetlerine yönelik saldırılar hız kesmeden sürüyor. Başkent Sofya'daki metro inşaatı bahane edilerek Sofya’nın tek açık camii olan 500 yıllık Kadı Seyfullah Efendi Camii yıkılıyor.
Pazar 20.09.2009 - 10:19

Mimar Sinan tarafından tasarlanan ve Avrupa’nın en eski camilerinden biri olan caminin hemen yanında yapılan kazıların cami duvarlarında çatlaklar meydana getirdiği tespit edildi. Bulgaristan Müslümanları Başmüftülüğü bir basın açıklaması yaparken; Vakit’e konuşan Bulgaristan Başmüftü Vekili Vedat Ahmet, yaptıkları müracaatlara hiçbir cevap alamadıklarını söyledi.

Bulgaristan yine bir Osmanlı eserine yapılan saldırı ile gündeme geldi. Bulgaristan’daki Osmanlı emanetlerine yönelik saldırılar hız kesmeden sürüyor. Sofya'daki metro inşaatı bahane edilerek Sofya'daki tek açık camii olan Kadı Seyfullah Efendi Camii yıkılıyor.

SOFYA’NIN TEK VE 500 YILLIK CAMİİ TEHLİKE ALTINDA

Caminin hemen yanında yapılan kazıların cami duvarlarında çatlaklar meydana getirdiği tespit edildi. Tehlikeli inşaatın Müslümanları tahrik ederek devam etmesi üzerine Bulgaristan Müslümanları Başmüftülüğü olayla ilgili bir basın toplantısı düzenledi. Yapılan basın toplantısında Başmüftü Dr. Mustafa Hacı konuyla ilgili olarak Kültür Bakanlığı ve Ulusal Kültür Anıtları Enstitüsü'nü haberdar ettiklerini, fakat herhangi bir sonuç alınamadığını belirtti. Başmüftü Hacı; “Bütün uyarılara rağmen kazı ve inşaat işlerine devam edilmektedir. Bu da 5 asırlık bir kültür anıtı olan Kadı Seyfullah Efendi Camii’ni tehlikeye düşürmektedir” dedi.

CAMİ, ŞEHRİN EN BÜYÜK SİMGESİ

Caminin en dikkat çekici özelliği geniş kubbesi ve minare yüksekliğidir. Sofya'nın göbeğinde, şehrin en büyük caddesi olan Mariya Luiza Caddesi'nde bulunan Camii, Molla Efendi Kadı Seyfullah adında bir hayırsever kurduğu için onun adı ile anılıyor. Evliya Çelebi'nin “Sofya'da en güzel minaresi olan cami” olarak vasıflandırdığı cami dört adet köşe kubbesinin ortasında yükselen büyük kubbesi ve tek minaresiyle bugün adeta başkentin simgesi durumundadır. Caminin son temel onarımı Türkiye Büyükelçisi Fethi Bey tarafından finanse edilerek 1920'li yıllarda yapılmıştır.

OSMANLI’NIN INTIKAMINI ALMAYA ÇALIŞIYORLAR

Diğer taraftan son yıllarda Bulgaristan’da yükselen İslâm karşıtı saldırılar da büyük dikkat çekiyor. Geçtiğimiz günlerde Bulgaristan Başmüftülüğü ve 16 bölge müftülüğünün yayınladığı bildiride Osmanlı’nın emaneti olan Bulgaristan Müslümanlarının çok ciddi sıkıntılar içerisinde olduğunu dile getirilmişti. Yayınlanan bildiride Müslümanlara karşı son yıllarda hızla artan ırkçı saldırılara, Bulgaristan devletinin politikalarına ve izin verilmeyen cami ve İslâm Merkezi yapımına değinilmişti. Bulgaristan Müslümanlarına karşı sürdürülen zulmün en büyük göstergelerinden olan ve 1598 yılında Bosnalı Mehmet Paşa adında hayırsever bir zengin tarafından Mimar Koca Sinan’a yaptırılan Kara Cami, şimdilerde kilise olarak kullanılıyor.

MÜRACAATLARIMIZA CEVAP ALAMADIK

Vakit’e konuşan Bulgaristan Başmüftü Vekili Vedat Ahmet de yaptıkları müracaatlara hiçbir cevap alamadıklarını söyledi. Caminin Avrupa’nın en eski camilerinden biri olduğunu söyleyen Ahmet, Osmanlı’nın emaneti olan Bulgaristan Müslümanlarının çok ciddi sıkıntılar içerisinde olduğunu dile getirdi. Camii hakkında da bilgi veren Ahmet; “Sofya Banyabaşı Camii olarak da bilinen Kadı Seyfullah Efendi Camii, Avrupa'nın en eski camilerinden birisidir. Mimar Sinan tarafından tasarlanan camii, 1566 yılında yapıldı. Bulgar makamlarının ve ırkçı partilerin faaliyetlerine rağmen cami bugün Sofya'da ibadete açık kalabilen tek camidir. Geçtiğimiz yıllarda Bulgaristan'da ırkçı görüşleriyle tanınan ATAKA partisinin üyeleri, caminin yanına bir çadır kurarak, camilerde ezan okunmasının yasaklanması için imza kampanyası başlatmıştı” diye konuştu.

Kaynak: Vakit
 

hasgül

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
16 Mar 2009
Mesajlar
1,965
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
Camilerde ezan okunmasının yasaklanması için imza toplanmış....
O imzalar ile belki o camilerde ki ezanlar susturulabilir!
Peki ya patlamaya hazır milyonlarca mücahiti kim durduracak?
Düzenleriniz başınıza yıkılsın inşallah.


Paylaşım için Allah cc. razı olsun kardeş..
Selametle..
 

aska

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Nis 2007
Mesajlar
5
Tepki puanı
0
Puanları
0
Rabbın tez vakıtte cezalarını versın ınşallah.Muslumanlara yaptıkları zulumler yanlarına kalmaz elbet,Allah ahıret alemınde cezalarını zaten verecek ama dılerım allahtan bu dunyada ettıklerının cezasını bulsunlarda bızde gorelım.
 

zrrtt

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
3 Mar 2009
Mesajlar
118
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
104
müdür senin yapılan zulme sevinmen gerekmezmi?
belkide guantonamoda zulüm gören müslümanlar ehlisünnetdışıdır.
eğer öyleyse zil takıp oynaman gerekir.
anladığım kadarıyla sen bu müslümanlara gayrimüslimlere olduğundan daha fazla düşmansın.
ben senin yerinde olsam ooohhh ne güzel ehlisünnetdışı olan delalet ehline zulüm yapıyorlar der göbek atardım.
ama altını çiziyorum:
senin yerinde olsam göbek atardım diyorum.
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
müdür senin yapılan zulme sevinmen gerekmezmi?
belkide guantonamoda zulüm gören müslümanlar ehlisünnetdışıdır.
eğer öyleyse zil takıp oynaman gerekir.
anladığım kadarıyla sen bu müslümanlara gayrimüslimlere olduğundan daha fazla düşmansın.
ben senin yerinde olsam ooohhh ne güzel ehlisünnetdışı olan delalet ehline zulüm yapıyorlar der göbek atardım.
ama altını çiziyorum:
senin yerinde olsam göbek atardım diyorum.
O SENİN DÜŞÜNCEN,SENİ BAĞLAR..
BENİM İNANCIMDA MAZLUMUN DİNİ-İTİKADI SORULMAZ...
DÜNYANIN ÖBÜR UCUNDA,BİR ZALİM,BİR MAZLUMA ZULÜM YAPSA VE DÜNYANIN ÖBÜR UCUNDAKİ MÜSLÜMAN BU ZULMÜ ÖNLEYEBİLECEKKEN,ENGELLEMEZSE,O MÜSLÜMAN HESABA ÇEKİLECEKTİR...
Vesselam...
ALLAHCC ZULME SESSİZ KALANLARDAN EYLEMESİN..
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
Anglikanlar:İslam Afrika’da hızla yayılıyor



Afrika'daki Anglikan Kilisesi, Hristiyanlara çağrıda bulundu: Müslümanların nüfusu giderek artıyor, korkuyoruz.

Geçen yıl Afrika'da Anglikan Kilisesi'nin Başpsikoposluğuna seçilen Nicholas Okoh, Afrika'daki Müslümanların çok çocuklarının olmasının Afrika için endişe vereceğini iddia etti.

Nijerya'da Anglikan Kilisesi'nin başında bulunan 56 yaşındaki Okoh, kıtada dominant nüfusun Müslümanlar lehine pekişmesi karşısında Anglikanları zor durumda bıraktığını iddia etti.

nicholas-okoh.jpg
Okoh, Nijerya,Kenya,Raunda ve Uganda'da İslam'ın güçlenerek büyük bir tehdit oluşturduğu iddiasında bulunarak Müslümanların 'misyonerlik' yaptığını öne sürdü.

Müslüman yardım vakıflarının sürekli olarak Afrika'da bulundukları, yerli halkın İslam'la tanışmasında büyük bir çalışma yaptıklarını belirtti.

İslami vakıfların kıtada hastahane, cami ve okul inşa ederek daha fazla insanı kendilerine çektiğini belirten Okoh, İslami vakıfları 'misyonerlikle' suçladı.

Başpsikopos Okoh,
Hrıstiyanlığın gerçek bir lideri olmadığından yakınarak, batılı ülkeleri Müslümanlarla mücadeleye çağırdı


 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
CIA'den Türkiye ile ilgili ilginç iddialar



ABD Merkezi Haber Alma Teşkilatı CIA'nin ülkeler raporunda Türkiye'nin Temmuz 2009 tarihi itibariyle tahminen 76 milyon 805 bine ulaştığını bildirdi. CIA raporunda Türkiye nüfusunun etnik dağılımı ise yüzde 70 ile 75 arası Türk, yüzde 18 Kürt, yüzde 7 ila 12 arasında da diğer etnik kökenler olarak geçiyor.

Amerikan Merkezi Haber Alma Teşkilatı'na (CIA) göre Türkiye'nin nüfusu Temmuz 2009 itibariyle 77 milyona yaklaştı. Dünyadaki tüm ülkelerin coğrafi, ekonomik, siyasi, sosyal durumlarıyla ilgili olarak hazırladığı raporları sık sık güncelleyen CIA'nin Türkiye ilgili en son gözden geçirdiği raporunda Türkiye'nin nüfusunun 76 milyon 805 bin 504 olduğu belirtildi.

ORTALAMA YAŞ ORANI 27,7
CIA'nin internet sitesinde yer alan bilgilere göre nüfusu 77 milyona yakın olduğu tahmin edilen Türkiye'deki etnik dağılımla ilgili tahminler ise 2008 yılına ait. CIA raporunda 2008 yılı tahminlerine göre, Türkiye nüfusunun yüzde 70 ila 75'ini Türkler, yüzde 18'ini Kürtler, yüzde 7 ila 12'sini diğer etnik kökenler oluşturuyor. Ortalama yaş oranının 27,7 (erkekler 27,4-kadınlar 28,1) olarak gösterildiği raporda, Türkiye'deki insanların ortalama yaşam süresinin de 71.96 (kadınlar 73.89-erkekler 70.12) yıl olduğu belirtiliyor. Türkiye bu ortalamayla dünyada 122. sırada bulunuyor.

34 MİLYONDAN FAZLA ASKERE ELVERİŞLİ KADIN VE ERKEK
Raporda Türkiye'nin askeri gücü ile ilgili bölümünde, TSK'nın sahip olduğu silah ve mühimmat envanteri yer almazken, 16-49 yaş aralığında 17 milyon 223 bin 506 erkek ve 16 milyon 995 bin 298 kadının askere elverişli olduğu kaydedildi. Her yıl 692 bin 592 erkek ve 663 bin 689 kadının askerlik yaşına (20) ulaştığı belirtilen CIA'nin raporunda, Türkiye'nin askeri harcamalara ayırdığı ödenekle ilgili bilgilerde ise 2005 yılına ait rakamlar yer alıyor. Buna göre, Türkiye 2005 yılında Gayri Safi Milli Hasılası'nın yüzde 5,3'ünü askeri harcamalara ayırdı. Bu oranda dünya sıralamasında 17. sırada bulunuyor.

“ASKER SİYASETTE ÖNEMLİ ROL OYNUYOR”
CIA'nin Türkiye raporundaki askeri bölümle ilgili değerlendirmeler de dikkat çekiyor. Raporda, 2005 yılında oluşturulan Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'nin TSK'ya iç güvenlik konusundaki rolünü arttırdığı belirterek, TSK'nın siyasette önemli bir rol oynadığı ve kendisini laikliğin bekçisi olarak gördüğü yazıldı. 2005 yılında başlayan Avrupa Birliği müzakerelerine rağmen askerin hükümeti “İslami atamalar” konusunda uyardığı belirtildi.

VAKİT


 

hanzala44

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Eyl 2009
Mesajlar
268
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
Tevbe[24-]De ki: "Eğer babalarınız, çocuklarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, aşiretiniz, kazandığınız mallar, az kâr getireceğinden korktuğunuz ticaret ve hoşunuza giden evler, sizlere Allah'tan, O'nun Resûlü’nden ve O'nun yolunda cihad etmekten daha sevimli ise, artık Allah'ın emri gelinceye kadar bekleyedurun.
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
280920091101042810633_2.jpg

“Zengibar, İslam âleminin bir parçasıdır”
Bugün nüfusun yüzde 98'inden fazlası Müslüman olan Zengibar'da İslami bir uyanış yaşanıyor. 2005 yılında yapılan seçimlerin sonucu bunu kanıtlıyor.
Mustafa Sabri Demir / Milli Gazete

"2000 seçimlerinde Müslümanların seçimleri protesto etmeleri üzerine ada kuşatılarak abluka altına alındı, mescitler kundaklandı, Müslüman yerleşim bölgelerine düşmanca saldırılar yapıldı... Bugün nüfusun yüzde 98'inden fazlası Müslüman olan Zengibar'da İslami bir uyanış yaşanıyor. 2005 yılında yapılan seçimlerin neticesi bu uyanışı belgeler nitelikte gerçekleşmiştir."

Zengibar Afrika'nın doğusuna düşer. Tanzanya yönünde Hind Okyanusundaki adalardan biridir. Afrika kıtasına 35 km uzaklıkta bulunmaktadır. Bölgenin en büyük iki adasından biridir. Diğer adalar ikinci büyük ada Bamba'nın etrafında dağınık halde bulunur. Müslüman Zengibar'da insanlık ayıbı, insan hakları ihlalleri dünya kamu oyundan uzakta işlenmektedir. İslam ve Arap kamuoyu da ne yazık ki Zengibar Müslümanlarının sorunlarına eğilmekte gevşek davranmaktadır. Hatta bir çok Müslüman ülke de Zengibar'dan ve darlık çeken Müslüman halkının halinden bihaberdirler.

Yüzde 2'lik nüfuslarıyla yüzü aşkın kilise açtılar

İslam Zengibar'a Hicri birinci yılında girdi ve o zamandan bu yana İslam burada hep var oldu. Sömürgeciler eliyle 1964'de Tancanika'ya daha sonra Tanzanya'ya bağlandı. İngiltere sömürgesi 1964'de bölgeden çekilmeye karar verdiğinde arkasında kendi çıkarlarını koruyacak yöneticileri başa getirdi. Bölge dengelerini de ona göre ayarladı. Zengibar Müslümanlarını ikiye ayıran iki partinin çıkması için gerekli zemini oluşturdu. Arap olanlar ile Müslüman olup Arap olmayanlar şeklinde iki parti ortaya çıktı.

Bu yapı iç savaşların çıkması için yapılmıştı. Bazı kiralık gruplar Arap Müslümanları bölgeden silmek ve uzaklaştırmak için kıyımlar yaptı. Bu katliamlar neticesinde yirmi bini aşkın Arap Müslüman şehid edildi. Bu katliamlar sonrasında Abid Kerumi Zengibar'ın başına geçti. Ancak Kerumi Tanzanya Birliğine bağlı bir yönetimi getirdi. Bu dönemde de bölge Hıristiyanlaştırma faaliyetlerine sahne oldu. Bölgede Hıristiyan nüfus genel nüfusun yüzde 2'sini geçmezken yüzü aşkın kilise tesis edildi.

Yine bildik oyun!

Bölgede Hıristiyanlaştırma faaliyetlerinin etkisiyle milliyetçilik gururları okşanarak Müslümanlar birbirine kırdırıldı. Yüzlerce yıldır birlikte yaşayan aralarında akrabalık bağları olan iki grubu milliyetçilikle birbirine düşürdüler. İngiltere'nin Arapları köle ticaretinde satıyordu. Said Bin Sultan İngiltere'nin bu siyasetine karşı durarak aynı zamanda bölge dengeleriyle de çatışmalı bur pozisyon alıyordu. Ancak Said bin Sultan döneminde sömürgeci batı ülkelerini bölgeye çekecek bazı siyasi hatalar da yapıldı. Hıristiyanlaştırma faaliyetleri bu dönemde hiç görülmediği kadar kontrolsüz bir şekilde genişletildi. 1856 yılında Sultan öldü. Yerine oğlu geçti. Yetmiş yıl İngiltere'nin mandası altında kalan Zengibar 1963 yılında bağımsızlığına kavuştu. Tanzanya Federal Birliğine bağlı ancak özerk bir yönetim ile 1964 yılında varlığını bu güne kadar korudu.

280920091101042810633_3.jpg


Müslümanlar baskı altında

El- Müctema dergisi hasır altı yapılan Zengibar'ı kapak konusu yaparak İslam aleminin kanayan yaralarından birine daha dikkatleri çekti. Bugün dahi önceki kanlı olayları aratmayacak bir yaşamın hüküm sürdüğü belirtilen yazıda 2000 seçimlerinde Müslümanların seçimleri protesto etmeleri üzerine adanın kuşatılarak abluka altına alındığı mescidlerin kundaklandığı Müslüman yerleşim bölgelerine düşmanca muameleler yapıldığı vurgulanıyor.

Nüfusun % 98'inden fazlası Müslüman olan Zengibar'da İslami bir uyanış yaşanıyor. 2005 yılında yapılan seçimlerin neticesi bu uyanışı belgeler nitelikte gerçekleşmiştir.

İslami Şuur Derneği Genel Sekreteri Muhammed Seyyid Ali'nin şu açıklamalarına yer veriliyor: "Zengibar'da büyük bir boşluk var. Bu boşluğu ancak İslam Nizamı doldurur. Zengibar İslam alimleri hutbelerden binberlerden bu gerçeği konu ediyorlar. Dernek olarak bizler de Zengibar'ın her bir köşesinde İslami faaliyetlerimizle varız.

Hutbelerde Zengibar sorunun ancak İslami bir çözüme ihtiyacı olduğunu söylüyoruz topladğımız bağışları muhtaç olan aile ve bölgelere ulaştırıyoruz. Çocuklarımızı İslami eğitim veren okullarımızda okutuyoruz. Ancak bütün bunlara rağmen sorunlarımız ve sorumluluklarımız büyük. Bunun için İslam âleminin ilgi ve maddi-manevi desteğini bekliyoruz."
 

zrrtt

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
3 Mar 2009
Mesajlar
118
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
104
ya müdür sen neden kimkimdirken dürümcü müdür oldun?
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
Afganistan'da 40 Taliban Şehit Edildi!

Kunduz vilayetinde Taliban bölge sorumlusu Molla Selahattin ve 40 Taliban mensubunun şehit edildiği bildirildi
Afganistan’ın kuzeyindeki Kunduz vilayetinde Taliban bölge sorumlusu Molla Selahattin ve 40 Taliban militanı şehit edildi

AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, Kunduz vilayetinin güvenliğinin sorumlu komutanlardan Nadir Şeyh ve Nebi Kumandan yönetimindeki askerler ile Taliban militanları arasında dün çıkan çatışmada, Taliban’ın kuzey vilayetleri bölge temsilcilerinden Molla Selahattin ve 40 Taliban militanı öldürüldü.

Afganistan Genelkurmay Başkanı Bismillah Muhammedi, Kunduz’a gelerek Taliban örgütüne karşı göstermiş oldukları üstün cesaretten ve yapmış oldukları savunmadan dolayı Nadir Şeyh ve Nebi Kumandan’ı kutladı.
Muhammedi, orduyla işbirliği içinde vatanına hizmet eden Nadir Şeyh ile Nebi Kumandan ve askerlerine üstün cesaret madalyası verdi.

Afganistan’ın kuzeyinde yer alan Kunduz vilayetinde ağırlıklı olarak Türkmenler ve Özbekler yaşıyor.

Öte yandan Taleban direnişçi kuvvetleri uluslararası emperyalist güçlerin tüm silahlı ve donanımlı askerlerine karşı karşı amansızca saldırı ve taarruzlarını sürdürüyor.Geçtiğimiz günlerde işgalci italyan askerlerinin tabutlarını Ömer Muhtar'a ithaf eden Taleban'ın Afagnistanda ki yenilmezliği Natoyu'da sarsmaya devam ediyor.
 

seyit cemil

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Eyl 2009
Mesajlar
9
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
25
selamün aleykum kardeşim bizler burda sururuken filistindeki kardeşlerimiş çaresizliik bir halde bizden yardım istiyorlar
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt