Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

GÜNLERDEN BİR GÜN KURBAĞA YARIŞI DÜZENLENMİŞ!!! (2 Kullanıcı)

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

AFRA_NUR

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 Ocak 2007
Mesajlar
2,128
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
54
RE: BELKİ DE HAYAT(kendi yazım)

RE: BELKİ DE HAYAT(kendi yazım)

hayat belki annenizin dizinde geçirdiğiniz zamandan ibarettir ya da kimi zaman onun özlemiyle akıttığınız gözyaşlarından..
s.a.kardeşim emeğine sağlık
selametle
A.E.O.
 

HuzurisLamDa

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Eyl 2006
Mesajlar
34
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: İstanbul İntihar Etti

RE: İstanbul İntihar Etti

SélamunAleykum..benefsecun kardeşim çok güzel bir yazı allah razı olsunB)..gerçektende bizim kanayan bir yaramızı anlatmışsın.allah razı olsun.Yazıyı kopyaladım hakkını helal et..
 

RECEB-I KAMER

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Nis 2007
Mesajlar
3,767
Tepki puanı
72
Puanları
48
Yaş
38
Konum
vakt-i seher
RE: İstanbul İntihar Etti

RE: İstanbul İntihar Etti

Fatih söz vermişti halbuki fethetmeden önce. Fatih güvenmişti torunlarına. İstanbul Fatihe verdiği sözü tuttu ama Fatihin torunları ihanet etti İstanbula verilmiş bir söze.
Başında tesettür altında kot pantolon, başında tesettür dudağı boyalı, başında tesettür yürüyüşü oynak, başında tesettür ama trende tramwayda yada otobüste bir diğer tesettürlü ile kahkaha ata ata konuşacak kadar küstah.


S.ALEYKÜM ALLAH(c.c.)RAZI OLSUN ÇOK GÜZEL VE ANLAMLI BİR YAZIYDI..İNTİHAR EDEN SADECE İSTANBUL DEĞİL TÜM İNSANLIK OLARAK BİR İNTİHARA DOĞRU SÜRÜKLENİR OLDUK MALESEF..BİZE MİRAS BIRAKILANLARA SAHİP ÇIKAMADIK MALESEF..HELE O BAŞÖRTÜLÜ OLUPTA HAREKETLERİYLE AÇIKLARDAN Bİ FARKI KALMAYANLAR YOKMU ONLARA NASIL KIZIYORUM ANLATAMAM..BAŞÖRTÜLÜ BİRİSİ EDEPLİDİR VE EL İLE GÖSTERİLİR ÖRNEK ALINMASI İÇİN..AMA GÜNÜMÜZDEKİLERİN Bİ KISMINDA BU OLGUNLUĞU GÖREMİYORUZ MALESEF..NE DEMELİ RABBİM YAR VE YARDIMCIMIZ OLSUN..ALLAHA(c.c.)EMANET OLUN..
 

nigdeli

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Şub 2007
Mesajlar
4,908
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
RE: İstanbul İntihar Etti

RE: İstanbul İntihar Etti


Ve İstanbul kaybedip bütün ihtişamını. Bırakarak ardında bir günah selini. Son bir defa okuttuktan sonra ezânları Minareden. Dayanamadı Ve İstanbul !

İstanbul intihar etti


selamun aleyküm..Allah razı olsun..çok anlamlı bir paylaşımdı gerçekten...Rabbim yar ve yardımcımız olsun inşaAllah..

üyeliğiniz de hayırlı olsun inşaAllah..selametle kalın kardeşim..B)
 

enise karadeniz

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
31 Tem 2006
Mesajlar
480
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
Konum
bursa
RE: BELKİ DE HAYAT(kendi yazım)

RE: BELKİ DE HAYAT(kendi yazım)

AFRA_NUR yazdı:
hayat belki annenizin dizinde geçirdiğiniz zamandan ibarettir ya da kimi zaman onun özlemiyle akıttığınız gözyaşlarından..
s.a.kardeşim emeğine sağlık
selametle
A.E.O.
aleykümselam kardeşim.rica deerim ne demek:)selametle..
 

ferit

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2006
Mesajlar
1,723
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: BELKİ DE HAYAT(kendi yazım)

RE: BELKİ DE HAYAT(kendi yazım)

Selamün Aleyküm

Kardeşim MaşAAllah...çok güzel yazmışsın...emeğine sağlık...bizlerle paylaştığın için Allah c.c. razı olsun...

Ama kesin olan tek gerçek hayat ölüme giden bir tren; bu yolculuktan kaçmaya çalışan tüm yolcuların aksine...

Selam ve dua ile...
 

enise karadeniz

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
31 Tem 2006
Mesajlar
480
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
Konum
bursa
RE: BELKİ DE HAYAT(kendi yazım)

RE: BELKİ DE HAYAT(kendi yazım)

ferit yazdı:
Selamün Aleyküm

Kardeşim MaşAAllah...çok güzel yazmışsın...emeğine sağlık...bizlerle paylaştığın için Allah c.c. razı olsun...

Ama kesin olan tek gerçek hayat ölüme giden bir tren; bu yolculuktan kaçmaya çalışan tüm yolcuların aksine...

Selam ve dua ile...

aleykümselam..allah cümlemizden razı olsun inşallah.beğendiğinize çok sevindim.selametle...B)B)
 

Mustafa Cilasun

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Haz 2007
Mesajlar
4,488
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
67
Konum
Kayseri
Web Sitesi
www.facebook.com
Ne kadar hazin bir uğraşın içinde olduklarını bir bilseler!

Ne kadar hazin bir uğraşın içinde olduklarını bir bilseler!

Ne hazindir ki bazı kimseler mukallitliği hala bir telakki zannetmekteler.

Mefkûre hazzına vakıf olmadıkları sürece bu illet hastalık
onları yalnız bırakmayacaklardır.

Hala zannın “ön” takısıyla sefih bir hal ile yaşamaktalar.

Dayatma egolarını salgılarken güya bazı mahfillere hizmet gayretin delerdir.

Kişiliğini beyan ederlerken, kimliğin sığlığında koruma aracı lükslerinden taviz vermezler.

Aidiyetin ne olduğunu bilmek bunlar için sadece gereksiz bir bölümdür.

Vicdan yalnızca kanaatin sürümü olmak durumunda anlaşılır.
İzimler en değerli sığınaklarıdır, onlarsız bir hayat anlamlı olmayandır.

Din zihinleri uyuşturan bir afyon durumunda anlaşılır.
Kişi sadece vicdanı ölçüsünde bunu yaşaya biliri salgılarlar.

Ne ariften ne abitten ve ne de erenden hiç haz almazlar.

Dini mübin için, bir çöl kanunu diyebilecek kadar zihin ve sinelerini parselleştiren bu sefih hezeyan tacirleri,

Yılarca narkozda kaldıkları kültür yozlaşması karşısında,
savunma hassasiyetinde şekillenen biçarelerdir.

Gönlü, kalbi, ruhu ve vicdanı sadede yürek telakkisinde yorumlayan dolayısıyla hayata, aşka ve sevdaya keyfiyet mantığında değerlendirenlerdir.

Gariptir ki bizzat kandırılan oldukları halde, takiyyeler sebebiyle münevverliği kimseye kaptırmak isterler.

Kendileri gibi düşünmeyen insanları kandırılan, aldatılan göre bilecek kadar zillet içinde kalmaktan asla kaçınmazlar.

Diplomaları en büyük payeleridir.

Bu necip millet her seferinde bir ders verse de bu kez aziz milletin cahilliğinden dem vurmaya başlarlar.

Sosyolojik olarak her dönemlerinde ağır bir sarsıntı yaşadıklarını nara atarak atlatmaya gayret ederler.

Din adına, Allahın rızası doğrultusunda canını feda edecek kadar hanif olan canları bir zavallı olarak değerlendirmekten asla kaçınmazlar.

Üstelik bu garipliklerini serde derken bu milletin âli menfaatlerinin en fanatik savunuculuğunu kimselere bırakamazlar.

Zaten bu maksada binaen bu aziz milleti keriz, devleti de deniz anlayışıyla sürekli soymayı bağışıklık kazanan bir hastalık vuzuhuyla başarırlar.

Sanki akortsuz bir saz misali kulağı cırmalayan hezeyanlarını bir orkestra savıyla adlandırarak zavallılıklarını alalamaya gayret ederler.

Mümin, mücahit, mücahide sıfatları yalnızca kandırılmış insanlarındır anlayışından asla vazgeçemezler.

Atatürk haricinde hiçbir lider şayet solcu, komünist veya ateist değilse hiçbir önemi olmayan maşalar anlayışına saplanırlar.

Bir canın emanetçisi olarak, inancım için feda olacak kadar basiretli değil isem bu akidenin hiçbir faydası olmayacağına inanırım.

Müminler yaşamak ve yaşatmak için hizmet telakkisinde olan, evrensel mesajla donatılan ve rahmet peygamberini bir önder olarak gören kutlu insanlardır.

Asırlarca izmleri ihdas ederek inananları sömüren ve nifak tohumlarını zerk ederek

Bir zavallı konuma düşüren başta Siyonizm ve onun şubeleri konumunda bulunan müstekbirler,

En hazin ki tağuti emellerini Müslümanlar üzerinde yıllarca
Uygulayarak birbirlerine düşürdüler.

Kur’anı kerimle bağlantılarını keserek sürekli israliyet zerk ederek hikâye ve masallarla uyuttular.

Bu emellerine milletin içinden seçtikleri mukallitlerle başardılar.
 

Mustafa Cilasun

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Haz 2007
Mesajlar
4,488
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
67
Konum
Kayseri
Web Sitesi
www.facebook.com
Bir hakiki yaren için yazılanlardı.

Bir hakiki yaren için yazılanlardı.

Bir iç sızısıdır işte yaşadığım…

Vicdanları azapla tanış kılmak zorunda bıraksam da.

Bu muhayyile karşısında zalim olmak korkusunu yaşıyorum.

Arzı mekânın her bir boylamında onca insan yaşarken niye ki…

Öyle mütemadiyen soruyorum, adımladığım kaldırımlarda…

Sessizliğim ayak vurgularında…

Vadinin solan çayırında…

Ağaçlardan düşen yapraklarda hep kendimi görürken yine bir esrarın tahayyülü…

Zorunda kaldığım halin müşkülatını yazmak hevesinden vazgeçecek kadar.

Yazılanları yetti artık yaşattığın azap diyerek, hepsini birden imha edecek kadar…

Ama niye bunlar, bilinmezlerin her merak dilimlerinde!

Neden zulmün abadı olayım, ne kadar büyük bir hadsizlik değil mi?

Şu okunan ezanlar suyu hürmetine hiçbir dahlim olmadan bunlar niye?

Neden cezbe tutulmuş bir halin müdavimi olmak zorunda kalıyorum?

Yalnızca bu sebeple hiçbir suçu olmayan bir canı neden üzmek zorunda bırakayım.

Bu kadar sefil bir canın hamalı olmaktan bir bilinse ne kadar bizarım.

Ne pazardayım ne mezardayım, acizliğinin her katresini haykırmak için bu saflardayım.

Olamadım işte ne abit ve ne de zahit.

Olsam olsam hederde ki bir viraneyim.

Ama biliyorum ki bu müşkülüm olan konuda asla ve hassaten bir şey yapmış değilim.

Ne edepten anlarım ve ne de edebiyattan

Ve hatta safhalarından anlayışı kıt bir girdabın pençesinde nefeslenen hissiz bir illetim.

Efendim, her aklıma geldiğimde gözlerimden süzülenlere yanarım, mukallit olduğuma inananlardanım.

Hakkın kelamı karşısında okumak için otururken teganniye kaçacak kadar bağıran bir ahmağım.

Gülden anlamam, koparmak için can atanlardanım.

Enaniyetim takiyye kalkanımdır, ar içindir bütün gayretim, hak rızası nerde bilmeyenlerdenim.

İşte demem o ki ey can;

Sizi yetiştiren eve beyniniz meğer en güzel ziynetle müşerref kılmış.

Bir emanetin itminanlığında sizi abit yapmayı başarmış.

Biliyorum ki sizde ki ruh güzelliği,

Zaten sizin için hususen verilen bir nimetti.

Ve siz bunu en güzel bir biçimde deruhte ederek lütfederek bizi ihya ettiniz.

Bilseniz ki ne kadar müşfiksiniz, ibreti âlemsiniz bir mücahide siniz.

Sizin için sarf edilen beyanlar biliniz ki yetersiz çünkü siz bir erensiniz.

Aslına bakarsanız bu risaleyi yazmayacaktım lakin gönlüm elvermedi.

Hakikat karşısında susmanın bir zillet olacağının idrakine vardırdı.

Eğer hiç bir karşılık yoksa alınan nefeslerde etkileşim niyedir bilinmez.

Her etki bir tetik mi asla ve fakat sinede ki cana ne demeli hak için salıvermeli değil mi?

Lakin eğer bu hissiyat bir azap olacaksa Allaha sığınmam mutlaktır.

Çükü esrarın perdesini aralayanda odur, kalplere ilga edende odur.

Onca yaşayan canlar arasında bu hususilik ne ile anlamlıdır

Bilmek isterdim doğrusu lütfederseniz ayrıca mesrur olurum.

Bir azapsa asla, bir hazsa illa diyerek, geldik ki elbet bir gün gideceğiz.

Verdiğimiz o sözle imtihandan geçeceğiz ama sevdiğimiz için yerilmeyeceğiz.

Bir hoş seda olarak kalabilmem imkânsız…

Bunu ancak mana derinliğine haiz olan gönüller başarabilirler…

Lakin bir hüznü yaşatan olmayı asla tercih edemem…

Gönüller ancak görmeden de kalp diliyle kemalatı yaşaya biliyorlarsa…

Sevgi ve muhabbet ve hatta aşk bu manada çok yücedir hal ehli olan gönüller için bulunmaz bir nimettir…
 

mersel

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Eki 2006
Mesajlar
19
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: BEN SENİ UNUTMAK İÇİN SEVMEDİM

RE: BEN SENİ UNUTMAK İÇİN SEVMEDİM

selamun eleylukm B)Sevmek B)gözB)yaşiB)değildirB)akıpB)gitmezB)B)mevsimB)değildirB)zamanıB)gelinceB)bitmezB)B)hevesB)değildirB)gelipB)geçmezB)B)veB)sevmekB)ömürB)değildirB)ölünceB)billeB)bitmezB)B)B)B)gülüm
 

Mehmet

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
10 Ara 2005
Mesajlar
73
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: BEN SENİ UNUTMAK İÇİN SEVMEDİM

RE: BEN SENİ UNUTMAK İÇİN SEVMEDİM

A-Ş-K


a-ş-k
Bir devri seninle anlatmış arifler
Asr-ı Saadet bütünüyle "aşk"tı derler
Gözlerim şimdi bu üç harfin üstünde
Ruhum harflerin ruhunu özler
Aşktın;
Ebubekirde sadakat oldun
Dostluğu anlattın
Ömerde adalet oldun
Hakları eşit dağıttın
Osmanda hayaydın
Dostlarının önünde eğildin
Alide bitmez kuvvettin
Hasımlarını yok ettin
Aşktın;
Yüreklere merhamet katan
Gönülleri göz yaşıyla yeşerten
Yürekleri Hakka bağlayan
Mukaddes bir emanettin
Ne kadar güzel ahlak varsa
Senden almıştır ruhunu
Şimdi ahir zamanda
Kaybettik arıyoruz ruhunu
 

Mustafa Cilasun

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Haz 2007
Mesajlar
4,488
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
67
Konum
Kayseri
Web Sitesi
www.facebook.com
Hafta sonu tatilinden sonra tuhaf bir yorumu sildim.

Hafta sonu tatilinden sonra tuhaf bir yorumu sildim.

Haftanın tatil gününü efradım ve dostlarımla önceki bir zaman diliminde bir programlanan haliyle icara etmek için hazırlıklarımızı olanca titizliği ile yapmıştık.

O vakte kadar gelen dost ziyaretçi ahbaplarla genel değerlendirmek için sohbeti koyulaştırmıştık.

Bu arada arkadaşlarım olan en sevgili çocuklar kendileri için hasredilen bir zaman için sürekli müracaat yapıyorlar ve melülleşerek o güzelim yüzleriyle bana nazar ediyorlardı. Artık mazeretim tükendiği için müsaade almak durumunda kaldım dostlarımdan.

Nasıl bir oyun oynayalım deyince, hep bir ağızdan yakın temas, bir saldırıya kaşı yapılacak mutat çalışmalar idi. Tabiî ki güreş, judo ve kültürfizik çalışmaları her zaman yapılanlardı.

Zihni fırtına ve bir anlamıyla beyin jimnastiği en çok yaptığımız ve fevkalade beğenilen gayretlerimizdendi, çocuk (10–15) arkadaşlarım sanki bir yarış içine girerlerdi.

Resim, musiki ve konuşama dilinde ki beceriler de ayrıca bu çalışmadan olanlardı.
Ama onların gülmelerine ve sevinmelerine vesile olmak benim yorgunluğumu ve stresimi tahliye etmem için çok güzel uğraşlardı.

Müşterek ve kolektif çalışmaların zenginliğinin tesisi için fedakârlığın, sabrın, nezaketin, paylaşımın ne kadar elzem olduğunu ve bunu tercih ederken neleri illet için kullanacağımızı konuşarak paslaşırdık.

Nihayet bir ter atmak ve muhabbete katkı sağlamak çalışmalarımız ikram ve izzet için ara verilmişti program için gitme vaktimizde gelmişti.

Dört aileden müteşekkil bir kalabalıkla (16 kişi) yola koyulmuştuk saat 17.00 civarında. On kilo metre uzaklıktaki mesafede bulunan mekâna doğru gidiyorduk.

Çok müstesna bir yer, sanki terkedilmiş bir harman yeri, havlayan köpekler, ötüşen kuşlar, selviler, alkım söğütler, susuz kalan dereler, oylayan hayvanlar, kadim dostlarımız buluna karıncalar.

Çocuklar şehir kültürünün yaşatmamak için uğraş verdiği bir monotonluktan kurtararak çok hoş çalınan bir kavalın sesine, akşamın hüznüne, gecenin matemine, nazar eden mahın hayranlığına, umudu muştulayan yıldızlara, hicaz makamında okunan muhteşem ezana hayran kalmamak mümkün olmayan hallerdi.

Yamaçlarda etrafımızı çevreleyen mamurluğum ve sabrın muhayyilesinde ki dağlar tam kaşımızda bir Erciyes, yanı başında âli dağ, onun eteklerinde hasan dağ, batısında yılanlı dağ, kuzeyinde Erkilet tepesi o kadar çok mana haykırıyordu ki sinemdeki tefekkürü kamçılıyordu, hasretlerime, özlemlerime, reddiyelerime, temennilerime, unutmaya çalıştığım hatıratlarıma, akıbetim için bekleyen zamana derken…

Gece saat 24.00 kadar yazının ortasına, ışıkların aydınlığında yapıla bilecekler dâhilinde her şey yeri geldikçe yaşanıyordu.

Muhabbetimiz zirve yapmıştı finale doğru yaşlaşırken hazan ve hüznü kamçılayan nağmeler bir biri ardı sıra mırıldanmaya başlamıştı, gönül fırtınasını dindiremeyenlerde.

Neler yoktu ki bu nağmeler arasında, gecenin matemi, çaresiz derdimin, böylemi esecekti, anlatamam derdimi, ömrümüzün son demi, benzemez kimse sana v.s.

Derken ateşte pişirilen kahvelerimizi içiyorduk, fevkalade güzel ikramlardı.
Toparlandık ve geldiğimiz istikamete doğru vedalaşarak yola koyulduk.

Haylide yorulmuştuk top (maç) oynamak en zevkli ve yarış için seferber olunandı. Tezahürat yapanlarda eksik olmuyordu.

Hafta başı olduğundan, çok önemsediğim işgünü başlamıştı. Tekit ve organizeden sonra hafta başının ilk toplantısı daire başkanlığı nezaretinde ifa edilmişti.

Artık hafta içi planları ve kahve içimi için bilgi sarayı açtığımda biriken mailleri ve yapılan yorumlarla karşılaşmıştım. Ortalama yüz yorumdan 98 i fevkalade müspet olan ve takdirin beyanı niteliğinde yapılanlardı.

Ancak iki yorum vardı ki bu talihsiz yorum haleti ruhiye mi tahrip etmeye yetmişti. Çünkü bu yorumu yapanın güya bir sıfatı vardı, toplum adına çaresiz kalan hastalara ilaç yazandı.

Fanatik bir ruh haleti içinde sürekli saldırılarla okur kitlesine bir türlü ulaşamıyordu, sanki bir zavallılık içinde hamaseti önceliyordu. Kullandığı tabirler, seçtiği kelimeler asla bir tefekkür ehlinin halini yansıtmayandı.

Tahakküm etmek en büyük marifet olandı kendi zannı galibine göre.
Bir paylaşımı bile erkeklik ölçüsü yapabilecek yiğitlik fakiriydi.
Kalıbını şişirirken namertliği marifet telakki ediyordu.

Aslında bu ana kadar kendisini asla muhatap almadım, gerekli görmedim çünkü çok sığlık vardı, ön yargı en çok başvuru kaynağıydı.

Tarihten, maziden atiden, erdemlikten nezaketten anlamayan bir eşkâli gayri kabil olandı. Kişilik zafiyeti bulunduğundan, makamını ve diplomasını ön plana çıkartan bir zavallıydı. Kendisini muhatap almayınca sanki çıldırıyordu ve hala yorum yazmaya devam ediyordu.

Ağzından çıkanı kulağı duymayan birinin yorumun nasıl yayınlardım. Galiz ve hiddet kokan kelimeleri nasıl sayfama koyardım, oysaki bu hadsizliği yapan tıp doktoru olduğunu beyan eden biriydi.

Yani beni tercih hakkımdan dolayı, bir önemli yazarın makalesini paylaştığımdan ötürü o kadar şiddetle ve ağzından saçılan salyalarla hakaret ediyordu ki şaşkınlığım peyda etti.

Çünkü be ne yapmıştım ki bu insana, onu bu kadar kızmasına ve ağza alınmayacak küfürler yapmasına vesile olmuştum.

Sadece bir yazarın makalesini yayınlamak bu kadar mı delirtir insanı, sonra bu ruh haliyle nasıl hasta muayene edecek şaşırdım kaldım.

Beni yiğitliğe davet eden bu kişiyi düşünürken, halindeki perişanlığı için bir kez mazur görmenin gereğine inandım.

Çünkü aynaya bakan birçok insan kendini yiğit zanneder, ta ki hakiki yiğidin sillesini enesinde görünceye kadar.

Yiğitler bağırmaz, akortsuz konuşmaz, halin ne olduğunu bilirler, hareket ve kuvvetin kime ait olduğundan habersiz değillerdir.

Başaklar dolu ise başlarını öne eğerler, boş olanlar ise cahilliğin simgesi olarak sinelerinin boşluğunu dik durmaya çalışarak tatmin olmaya çalışırlar.

Lakin açtır bu insanlar toprağın suya hasreti gibi, yeşilin yağmura ihtiyacı gibi, cahilliğin nişanesi olan serkeşlik gibi…

Eğer bir insan saygıyı zedeliyorsa, nezaketi dışlıyorsa bir militaristtir. Mukallittir.

Hürriyet yalnızca hür olduğunu zannedenlerin değildir.

Hürriyet hür olmanın ne olduğunu idrak edenlerin işidir.

Bu da ancak kulluk bilincinin tezahür iletidir.
Cenabı Hakka karşı kulluk problemi yaşayan canlar, kimlere kulluk ettiklerini çok iyi bilmeliler.

Bu bakımdan huzurunuzdan ayrılırken ayrıştırmak için değil, şoven duygular için değil, tahakküm için değil paylaşım için burada olmalıyız.

Tartışmaktan makat nedir? Delillerin getirilerek doğruların tasdiki ve yanlışların tashihi için verilen bir gayrettir.
 

FEYZAADALI

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Tem 2007
Mesajlar
218
Tepki puanı
1
Puanları
0
NEDEN (SAĞIR) LAKABI TAKILDI?

NEDEN (SAĞIR) LAKABI TAKILDI?

B)B) ASAM (SAĞIR) LAKABINI HATEME ŞU MÜNASEBETLE TAKTILAR.......
ZAYIF, DERTLİ, PERİŞAN BİR KADINLA KONUŞUYORDU. KADIN DERDİNİ, YANA YAKILA ANLATIRKEN; OHEYECAN İÇİNDE,ÇOKJ ÇİRKİN BİR SES DUYULDU. KADIN MUM GİBİ ERİDİ,EZİLDİ,BİTTİ, MAHVOLDU. ÖLDÜRÜCÜ BİR SUKUT.... ŞEYH, BİR HEYKELDEN DAHA HİSSİZ MUAZZAM BİR VAKARLA KADINA BAKTI:
_SÖYLEDİKLERİNİZİ DUYMUYORUM,ÇOK AĞIR İŞİTİYORUM YÜKSEK SESLE KONUŞUNUZ, BAĞIRINIZ!BEN SAĞIRIM!
SUÇUNUN GİZLİ KALDIĞINI ANLAYAN ZAYIF, DERTLİ, PERİŞAN KADIN BİR ANDA SANKİ YENİDEN HAYATA DÖNDÜ.
HİÇ BİR MİLLETİN EDEBİNDE MİSLİ GÖRÜLMEMİŞ DERECEDE BU HARİKALAR HARİKASI İNCELİK ONA "ASAM" (SAĞIR) LAKABINI TAKTIRDI. İŞTE GERÇEK İSLAM ZERAFET VE AHLAKI.
BİRİ ONDAN NASİHAT İSTEDİ VE ALDI.
_
İSYAN EDCEĞİN ZAMAN ÖYLE BİR YERDE ETKİ ALLAH ONU GÖRMESİN.!................


ALINTI.
A.E.O.B)B)
 

nuresma

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Eki 2006
Mesajlar
2,975
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Konum
ankara
Seni seven Senin gibi olmalı...

Seni seven Senin gibi olmalı...

Seni seven Senin gibi olmalı
Senin gibi Sultanım, cömert olmalı.
Sen halkın faydalanması için esip duran rüzgardan daha cömerttin.
Dünyalık bir şey istense senden; asla olmaz demezdin.
Çünkü Sen infakla emrolunmuştun.Yoksulluktan korkmazdın.
Kim bilir kaç geceyi aç olarak geçirdin.
İsteseydin dağlar yürürdü yanında, İsteseydin Sana cennet sofraları açardı Hz. Meryem.
Sen isteseydin Ebu Talib'in sofrası gibi, Senin uzanmadığın yemeğe hiç kimse uzanmaz, Senin oturmadığın sofralara oturmazdı hiç kimse.
Ama Sen kimbilir kaç gece açlığından uyuyamadın.
Çünkü Sen öylesine cömerttin.

Bir gün Bilal'in evini şereflendirmiştin. Bilal odanın bir köşesinde hurma biriktirmişti.
Bu nedir? diye sormuştun ona.
Hurmadır Ya Rasulullah, Senin misafirlerin için saklıyorum demişti.
Ve Sen konuştun sonra.
Öyle bir konuştun ki, sesin dalga dalga, asırlarca çarpa çarpa Bilallere ulaştı:
İnfak et Bilal, infak et. Arşın Rabbi eksiltir diye korkma...
Sen cömert üstü cömerttin.


Seni seven Senin gibi olmalı
Senin gibi Sultanım, ümmetine düşkün olmalı.
Ümmetii diye doğdun.
Kendi nefislerimizden bir Rasuldün.
Günah işlememiz hep güç geldi Sana..
Bize pek düşkün, müminlere karşı çok şefkatli ve merhametliydin.
Sadece mübarek nazarlarınla büyüyenleri değil, sonradan gelecek ümmetini de düşündün.
Ya Rasulallah,bir gün arkadaşlarını selamladığında buyurmuşsun:
Siz de şahit olun ki kıyamete kadar bana tabi olacak müminlere de selam...
Selamın geldi bize, cana can katan selamın geldi.
Şimdi bizden de Sana selam...
Selam senin üzerine olsun Ey Allah'ın Habibi
Selam senin üzerine olsun Ey Allah'ın Rasulü
ve selam olsun al ve ashabına...
Sahabe Seni gördü, Seni sevdi ve yüceldi.
Bizse Seni sevenleri gördük, adın anılınca yaşaran gözler gördük..
Allah denilince sararan yüzler gördük..
Tesellimiz bu oldu...

ve asıl tesellimiz Ya Rasulallah..
Sen ki bu kadar merhametlisin..
bu kadar cömertsin..bu kadar düşkünsün bize..
Ya Seni yaratan Allah C.C.
Seni merhametli yaratan Allah, Seni merhametle yaratan Allah...
Nasıl merhametli, nasıl cömert, nasıl kullarına düşkündür...


Dursun Ali Erzincanlı
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
RE: Seni seven Senin gibi olmalı...

RE: Seni seven Senin gibi olmalı...

selamün aleyküm kardeşim..

çok manalı ve güzel bir paylaşım olmuş Allah razı olsun.. daima hayırlı kullarla karşılaşmak ümidiyle.Rabbime emanet ol. dua ile.B)
 

desertrose

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Eki 2006
Mesajlar
3,480
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
Konum
İstanbul
RE: Seni seven Senin gibi olmalı...

RE: Seni seven Senin gibi olmalı...

Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala ali seyyidina Muhammed
:(:(:(
 

RECEB-I KAMER

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Nis 2007
Mesajlar
3,767
Tepki puanı
72
Puanları
48
Yaş
38
Konum
vakt-i seher
RE: Seni seven Senin gibi olmalı...

RE: Seni seven Senin gibi olmalı...

Siz de şahit olun ki kıyamete kadar bana tabi olacak müminlere de selam...
Selamın geldi bize, cana can katan selamın geldi.
Şimdi bizden de Sana selam...
Selam senin üzerine olsun Ey Allah'ın Habibi
Selam senin üzerine olsun Ey Allah'ın Rasulü
ve selam olsun al ve ashabına...

S.ALEYKÜM ALLAH(c.c.)RAZI OLSUN ELİNİZE,EMEĞİNİZE SAĞLIK..GERÇEKTEN ÇOK GÜZELDİ..:(:(İNŞAALLAH ALEMLERİN RABBİ ALLAHA(c.c.)LAYIK BİR KUL,EFENDİLER EFENDİSİNE(s.a.v.)LAYIK BİR ÜMMET OLABİLİRİZ..ALLAHA(c.c.)EMANET OLUN..
 

m_muaz

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Eki 2006
Mesajlar
7,359
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Seni seven Senin gibi olmalı...

RE: Seni seven Senin gibi olmalı...

selamun aleykum


Rahman razı olsun selametle..
 

nuresma

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Eki 2006
Mesajlar
2,975
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Konum
ankara
RE: Seni seven Senin gibi olmalı...

RE: Seni seven Senin gibi olmalı...

aliye_aliye yazdı:
selamün aleyküm kardeşim..

çok manalı ve güzel bir paylaşım olmuş Allah razı olsun.. daima hayırlı kullarla karşılaşmak ümidiyle.Rabbime emanet ol. dua ile.B)
aleykum selam.. B)amin kardeşim. Allah'a emanet..B)B)
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt