Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

GÜNLERDEN BİR GÜN KURBAĞA YARIŞI DÜZENLENMİŞ!!! (2 Kullanıcı)

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Ecrin Hicran

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
19 Nis 2006
Mesajlar
2,624
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: affetmenin hafifligi

RE: affetmenin hafifligi

gul-rana yazdı:
Rabbim cümlemizden razı olsun kardeşim..Mutlaka ki yaşanan her şey ama her şey insanda iyi ya da kötü de olsa bir iz bırakıyor.Ama bu izlere takılırsak fazla da yol alamıyoruz.
efendimiz demiş ya Rabbim onlar cahiller,bilmiyolar diye.Kendisine zulüm edenlere hidayetleri için dua buyurmuş ya belki çok zor ama Onun ahlakıyla ahlaklanabilmemiz için de bazı şeylere sünger çekmek gerekiyor sanırım yanlış mıyım?:)

selametle güzel kardeşim hayat dilerim hep güzellikler getirir sana ve güzel izler kalır yaşamında....B)B)
haklısın kardeşim hemde ne çok haklı..sağolasın kardeşim..Allahım razı olsun.selam ve dua ile
 

heval495

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Haz 2006
Mesajlar
34
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: affetmenin hafifligi

RE: affetmenin hafifligi

<a href="http://img292.imageshack.us/my.php?image=123456789eu8tg1.gif" target="_blank"><img src="http://img292.imageshack.us/img292/1445/123456789eu8tg1.th.gif" border="0" alt="Ima ge Uploaded by ImageShack Toolbar"/></a> tşk ler baylaştıgın için
 

god one

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
14 Tem 2006
Mesajlar
440
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: affetmenin hafifligi

RE: affetmenin hafifligi

allah razı olsun kardeşim.çok anlamlı bi hikaye
 

VEYS

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
1,350
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: affetmenin hafifligi

RE: affetmenin hafifligi

affetmek en başta kendimize yaptığımız bir iyiliktir.

unutmamak lazım

hoşçakalın
 

gul-rana

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 Tem 2006
Mesajlar
112
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: AĞLAYAN ÇİÇEK KERBELA ÇİÇEĞİ

RE: AĞLAYAN ÇİÇEK KERBELA ÇİÇEĞİ

Gerçekten çok güzel ve etkileyici..ilk defa gördüm çiçeği Rabbim nelere kadirsin

muhammet kardeşim paylaştığın için sağol,selametle..Rabbim o duyguyla ağlayabilecek gözler versin bizlerede inşallah
 

gul-rana

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 Tem 2006
Mesajlar
112
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: YAZILIDAN SESLER

RE: YAZILIDAN SESLER

Okul yıllarıma döndürdün beni,sağol kardeşim:)
ee yapmadık desek yalan olur neyse hocalarımız duymasın:);)
 

gul-rana

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 Tem 2006
Mesajlar
112
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: BU RESMİ YAPAN ÖLMÜŞ!!!!

RE: BU RESMİ YAPAN ÖLMÜŞ!!!!

İyiki de ölmüş yaşaması pek de hayrına olmazdı heralde:mad::mad::mad:
 

gul-rana

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 Tem 2006
Mesajlar
112
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: GÖZ YANILMASI

RE: GÖZ YANILMASI

Kafamı sallamaktan bihal oldum:)ama sonunda güzelliği fark ettim sağol kardeşim::D:D:D
 

sumeyra_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
29 Ağu 2006
Mesajlar
142
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: GÖZ YANILMASI

RE: GÖZ YANILMASI

çok ilginç bir şey..
paylaştığınız için teşekkürler..
 

sumeyra_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
29 Ağu 2006
Mesajlar
142
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: BU RESMİ YAPAN ÖLMÜŞ!!!!

RE: BU RESMİ YAPAN ÖLMÜŞ!!!!

ALLAH ISLAH ETSİN ....................................................................................................................................:(
 

zeynep1111

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Tem 2006
Mesajlar
477
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: GÖZ YANILMASI

RE: GÖZ YANILMASI

çok güzel;)
allah razı olsun g
 

@ebruli

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
25 Ağu 2006
Mesajlar
811
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
52
Konum
belcika /bursa
RE: BU RESMİ YAPAN ÖLMÜŞ!!!!

RE: BU RESMİ YAPAN ÖLMÜŞ!!!!

islam dinine nasil saldiracaklarini iyice sasirdilar ne diyeyimki yuce ALLAHIM oyle buyukki her gunah bu dunyada cezasini er veya gec buluyor.ALLAHIM sen firsat verme ya rabbi dinimize dil uzatanlari
 

gul-rana

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 Tem 2006
Mesajlar
112
Tepki puanı
0
Puanları
0
İNANCIN GÜCÜ=DOĞAL MOTİVASYON

İNANCIN GÜCÜ=DOĞAL MOTİVASYON

Jerry, çevresindekilerin çok sevdiği insanlardan biriydi.
Keyfi her zaman yerindeydi. Her zaman söyleyecek olumlu
bir şey bulurdu. Hatta bazen etrafındakileri çıldırtırdı bile.
Bu adam, bu halde bile nasıl iyimser olabiliyor? Birisi nasıl
olduğunu sorsa; “Bomba gibiyim” diye yanıt verirdi hep..
“Bomba gibiyim.” Jerry bir doğal motivasyoncuydu...

Yanında çalışanlardan biri, o gün, kötü bir günündeyse,
Jerry yanına koşar, duruma nasıl olumlu bakılacağını anlatırdı.

Bu tarzı fena halde düşündürüyordu beni... Bir gün Jerry’ye
gittim. Anlayamıyorum dedim.. Nasıl olur da, her zaman,
her koşulda bu kadar olumlu bir insan olabiliyorsun...
Nasıl başarıyorsun bunu?

Her sabah kalktığımda kendi kendime Jerry bugün iki
seçimin var: Havan ya iyi olacak, ya kötü.. derim.
Havamın
iyi olmasını seçerim. Kötü bir şey olduğunda gene iki
seçimim var: Kurban olmak, ya da ders almak.

Ben başıma gelen kötü şeylerden ders almayı seçerim.
Birisi bana bir şeyden şikayete geldiğinde, gene iki seçimim var..
Şikayetini kabul etmek ya da ona hayatın olumlu yanlarını
göstermek. Ben hayatın olumlu yanlarını seçerim.

Yok yahu, diye protesto ettim. Bu kadar kolay yani?
Evet.. Kolay dedi Jerry.. Hayat seçimlerden ibarettir.
Her durumda bir seçim vardır. Sen her durumda nasıl
davranacağını seçersin. Sen insanların senin tavrından nasıl
etkileneceklerini seçersin. Sen havanın, tavrının
iyi ya da kötü olmasını seçersin...
Yani sen, hayatını nasıl yaşayacağını seçersin!..

Jerry’nin sözleri beni oldukça etkiledi. Onu, uzun yıllar
görmedim. Ama, hayatımdaki talihsiz olaylara dövünmek
yerine, seçim yapmayı tercih ettiğimde hep onu hatırladım.

Yıllar sonra, Jerry’nin başına çok tatsız
bir şey geldi. Soygun
için gelen hırsızlar, paniğe kapılıp, Jerry’yi delik deşik etmişler...
Ameliyatı 18 saat sürmüş, haftalarca yoğun bakımda kalmış.
Taburcu edildiğinde, kurşunların bazıları hala vücudundaymış.

Ben onu, olaydan altı ay sonra gördüm.
Nasılsın? diye sorduğumda, Bomba gibiyim dedi
Bomba gibi. Olay sırasında neler hissettin Jerry dedim.
Yerde
yatarken, iki seçimim var diye düşündüm..
Ya yaşamayı seçecektim, ya ölümü.. Ben yaşamayı seçtim.

Korkmadın mı, şuurunu kaybetmedin mi !..
Ambülansla gelen sağlık görevlileri harika insanlardı.
Bana hep İyileşeceksin merak etme dediler.
Ama acil servisin koridorlarında sedyemi hızla
sürerlerken, doktorların ve hemşirelerin yüzündeki
ifadeyi görünce ilk defa korktum.Bu gözler
bana; Bana adam ölmüş diyordu. Bir şeyler yapmazsam,
biraz sonra ölü bir adam olacaktım gerçekten..

Ne yaptın? diye merakla sordum..
Kocaman bir hemşire yanıma yaklaştı ve bağırarak
herhangi bir şeye alerjim olup olmadığını sordu..
Evet diye yanıt verdim.. Var.. Doktorlar ve hemşireler
merakla sustular.. Derin bir nefes alarak kendimi
toparladım ve bağırdım: Benim kurşunlara alerjim var !..

Doktorlar ve hemşireler gülmeye başladılar. Tekrar bağırdım..
Ben yaşamayı seçtim. Beni bir canlı gibi ameliyat edin.
Otopsi
yapar gibi değil..

Jerry, sadece doktorların büyük ustalıkları
sayesinde değil, kendi olumlu tavrının büyük
katkısı ile yaşadı. Yaşaması bana yeni ders oldu.

Hergün, hayatımızı dolu dolu yaşamayı seçme şansımız
ve hakkımız olduğunu ondan öğrendim..
Ve her şeyin kendi seçimimize bağlı olduğunu..
YÜCE BİR DİNE SAHİP OLAN BİZLERİN ÇOK DAHA ÜMİT DOLU OLMASI GEREKİR ZANNIMCA.HEM KAZANMAK HEM DE KAZANDIRMAK İÇİN OLAYLAR KARŞISINDA HEP POZİTİF OLMALI,HAYATTAN YILMAMALIYIZ...
 

gul-rana

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 Tem 2006
Mesajlar
112
Tepki puanı
0
Puanları
0
Sevginin değerini ölçmek imkansızdır...

Sevginin değerini ölçmek imkansızdır...

Sevginin değerini ölçmek imkansızdır...

Kıza bir partide rastlamıştı.. Harika birşeydi. O gün peşinde o kadar delikanlı vardı ki.. Partinin sonunda kızı kahve içmeye davet etti. Kız parti boyu dikkatini çekmeyen oğlanın davetine şaşırdı, ama tam bir kibarlık gösterisi yaparak kabul etti. Hemen köşedeki şirin kafeye oturdular. Delikanlı öyle heyecanlıydı ki, kalbinin çarpmasından konuşamıyordu. Onun bu hali kızın da huzurunu kaçırdı.. “Ben artık gideyim” demeye hazırlanırken, delikanlı birden garsonu çağırdı.. “Bana biraz tuz getirir misiniz” dedi.. “Kahveme koymak için..” Yan masalardan bile şaşkın yüzler delikanlıya baktı.. Kahveye tuz!.. Delikanlı kıpkırmızı oldu utançtan, ama tuzu kahvesine döktü ve içmeye başladı.

Kız, merakla “Garip bir ağız tadınız var” dedi.. Delikanlı anlattı: “Çocukken deniz kenarında yaşardık. Hep deniz kenarında ve denizde oynardım. Denizin tuzlu suyunun tadı ağzımdan hiç eksilmedi. Bu tatla büyüdüm ben.. Bu tadı çok sevdim. Kahveme tuz koymam bundan. Ne zaman o tuzlu tadı dilimde hissetsem, çocukluğumu, deniz kenarındaki evimizi ve mutlu ailemi hatırlıyorum. . Annemle babam hala o deniz kenarında oturuyorlar.. Onları ve evimi öyle özlüyorum ki..” Bunları söylerken gözleri nemlenmişti delikanlının.. Kız dinlediklerinden çok duygulanmıştı. İçini bu kadar samimi döken, evini, ailesini bu kadar özleyen bir adam, evi, aileyi seven biri olmalıydı. Evini düşünen, evini arayan, evini sakınan biri.. Ev duyusu olan biri.. Kız da konuşmaya başladı.. Onun da evi uzaklardaydı.. Çocukluğu gibi..

O da ailesini anlattı. Çok şirin bir sohbet olmuştu.. Tatlı ve sıcak.. Ve de bu sohbet öykümüzün harikulade güzel başlangıcı olmuştu tabii.. Buluşmaya devam ettiler ve her güzel öyküde olduğu gibi, prenses, prensle evlendi. Ve de sonuna kadar çok mutlu yaşadılar. Prenses ne zaman kahve yapsa prensine içine bir kaşık tuz koydu, hayat boyu..

Onun böyle sevdiğini biliyordu çünkü.. 40 yıl sonra, adam dünyaya veda etti. “Ölümümden sonra aç” diye bir mektup bırakmıştı sevgili karısına.. Şöyle diyordu, satırlarında.. “Sevgilim, bir tanem.. Lütfen beni affet. Bütün hayatımızı bir yalan üzerine kurduğum için beni affet. Sana hayatımda bir tek kere yalan söyledim.. Tuzlu kahvede..

İlk buluştuğumuz günü hatırlıyor musun?.Öyle heyecanlı ve gergindim ki, şeker diyecekken ‘Tuz’ çıktı ağzımdan.. Sen ve herkes bana bakarken, değiştirmeye o kadar utandım ki, yalanla devam ettim. Bu yalanın bizim ilişkimizin temeli olacağı hiç aklıma gelmemişti. Sana gerçeği anlatmayı defalarca düşündüm. Ama her defasında korkudan vazgeçtim. Şimdi ölüyorum ve artık korkmam için hiçbir sebep yok.. İşte gerçek.. Ben tuzlu kahve sevmem. O garip ve rezil bir tat.. Ama seni tanıdığım andan itibaren bu rezil kahveyi içtim. Hem de zerre pişmanlık duymadan.

Seninle olmak hayatımın en büyük mutluluğu idi ve ben bu mutluluğu tuzlu kahveye borçluydum. Dünyaya bir daha gelsem, herşeyi yeniden yaşamak, seni yeniden tanımak ve bütün hayatımı yeniden seninle geçirmek isterim, ikinci bir hayat boyu daha tuzlu kahve içmek zorunda kalsam da..” Yaşlı kadının gözyaşları mektubu sırılsıklam ıslattı. Lafı açıldığında birgün biri, kadına “Tuzlu kahve nasıl bir şey” diye soracak oldu.. Gözleri nemlendi kadının.. Çok tatlı!.. dedi..
 

nurten

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Ağu 2006
Mesajlar
9
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Sevginin değerini ölçmek imkansızdır...

RE: Sevginin değerini ölçmek imkansızdır...

parçada okuduğumuz bu yalanın sonu güzel bitmiş.AMA bu her zaman böyle olmaya bilir.
 

haticekubra_87

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Ağu 2006
Mesajlar
47
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: ÖĞRENCİ SÖZLÜĞÜ

RE: ÖĞRENCİ SÖZLÜĞÜ

öğrencilik herşeye rağmen çok güzel ellerine sağlık her insan yaşadıklarından bir parça bulmuştur eminim... Hep dersi kaynatan çalışmadığı halde inek damgası yiyen 14 yıldır okullarda sürünen ve sürünmekten zevk alan bir öğrenci olarak teşekkür ederim çok güzel ama ben okulun demirbaşı olmamak için elimden geleni yapacağım
 

haticekubra_87

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Ağu 2006
Mesajlar
47
Tepki puanı
0
Puanları
0
sevginin değerini biliyor muyuz?

sevginin değerini biliyor muyuz?

SEVGİYİ BİLENLER
Bir gün sormuşlar ermişlerden birine: "Sevginin sadece sözünü edenlerle, onu yaşayanlar arasında ne fark vardır?"diye. "Bakın göstereyim" demiş ermiş.

Önce sevgiyi dilden gönüle indirememiş olanları çağırarak onlara bir sofra hazırlamış. Hepsi oturmuşlar yerlerine. Derken tabaklar içinde sıcak çorbalar gelmiş ve arkasından da "derviş kaşıkları" denilen bir metre boyunda kaşıklar. Ermiş "Bu kaşıkların ucundan tutup öyle yiyeceksiniz" diye bir de şart koymuş. "Peki" demişler ve içmeye teşebbüs etmişler. Fakat o da ne? Kaşıklar uzun geldiğinden bir türlü döküp saçmadan götüremiyorlar ağızlarına. En sonunda bakmışlar beceremiyorlar, öylece aç kalkmışlar sofradan.

Bunun üzerine "Şimdi..." demiş ermiş. "Sevgiyi gerçekten bilenleri çağıralım yemeğe." Yüzleri aydınlık, gözleri sevgi ile gülümseyen ışıklı insanlar gelmiş oturmuş sofraya bu defa. "Buyurun" deyince her biri uzun boylu kaşığını çorbaya daldırıp, karşısındaki kardeşine uzatarak içmişler çorbalarını. Böylece her biri diğerini doyurmuş ve şükrederek kalkmışlar sofradan.

" İşte" demiş ermiş. "Kim ki hayat sofrasında yalnız kendini görür ve doymayı düşünürse o aç kalacaktır. Ve kim kardeşini düşünür de doyurursa o da kardeşi tarafından doyurulacaktır şüphesiz.

Şunu da unutmayın: Hayat pazarında alan değil, veren kazançlıdır her zaman..."
 

cigdem

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 May 2006
Mesajlar
548
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: sevgiyi doğru anlamda mı kullanıyoruz?

RE: sevgiyi doğru anlamda mı kullanıyoruz?

ALLAH RAZI OLSUN ÇOK GÜZEL BİR MESAJ.
 

haticekubra_87

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Ağu 2006
Mesajlar
47
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: DOSTLUK İPLERİMİZ...

RE: DOSTLUK İPLERİMİZ...

dostlukların baki kalması dileğiyle...
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt