Müslüman’a güzel konuşmak yakışır
Müslüman’a güzel konuşmak yakışır
Güzel söz söylemek denince akla ilk önce iltifat etmek, sevgiyi dile getirmek ya da umut veren konuşmalar yapmak gibi şeyler geliyor.
Oysa Allah’ın Kur’an’da bizlere öğrettiği güzel söz, her ne kadar bu sayılanları içine alsa da, çok daha farklı ve geniş bir anlam içerir. Allah güzel sözü bizlere “Allah’a çağıran, salih amelde bulunan ve ‘Gerçekten ben Müslümanlardanım’ diyenden daha güzel sözlü kimdir?” (Fussilet Sûresi, 33) ayetiyle tarif eder. Yani asıl güzel söz insanları Allah’a çağıran, Kur’an’a uymaya davet eden sözdür. Güzel sözü söyleyen, yani Allah’a çağıranlar ise yalnızca iman edenlerdir.
İnsanlara karşı iyi muamele ve güzel söz söyleme İslam’ın prensiplerindendir. Güzel söz: Gönül alan, onur kırmayan, hak ve doğruyu gösteren bütün sözlerdir. Sözlerin en güzeli, insanları hakka, doğruya, olgunluğa, insanca yaşamaya sevk eden Allah’ın kelamıdır. “Allah, ayetleri birbirine benzeyen ve yer yer tekrar eden Kitab’ı sözlerin en güzeli olarak indirmiştir.” (Zümer/23) Sözlerin en güzeli olan Allah’ın kelamını ümmetine tebliğ eden Hz. Peygamber (sas) de birçok hadislerinde insanlara karşı güzel söz söylemeyi emir ve tavsiye etmiş ve bizzat kendisi de hayatı boyunca kaba sözden sakınmış; şahsına hakaret eden insanlara bile; “Allah’ım onlara hidayet et. Çünkü onlar gerçeği bilmiyorlar.” diyerek duada bulunmuş ve yumuşak, güzel muamele etmiştir.
Müslüman elinden ve dilinden zarar görülmeyen insandır; başkalarına dil uzatmak, lanet etmek, kötü iş yapmak ve kötü söz söylemek Müslüman’a yakışmayan hallerdir. Mümin dil uzatıcı değildir, lanet okuyucu değildir, kötü iş yapan, kötü söz söyleyen değildir.
Allah’ın dinini anlatmak, Kur’an ile öğüt vermek, iyiliği emredip kötülükten men etmek, Allah’ın ayetlerini hatırlatmak; bunların hepsi birer çağrıdır ve bir insana söylenebilecek en hayırlı, en güzel sözlerdir.
Müminlerin insanları Kur’an ahlâkına yönelten bu sözleri, doğrudan karşılarındaki kişiyi hoşnut etmeye yönelik olmadığı gibi, herhangi bir menfaate yönelik de değildir. Tüm bu sözlerin tek bir hedefi vardır; Allah’ı razı etmek ve karşıdaki kişinin de Allah’ın razı olacağı ahlâkta bir insan olmasına vesile olmak... Hedef bu olunca Allah’ı zikretmek, güzel ahlâkı anlatmak ve ahireti kazanmaya çağırmak gibi, kimi zaman kişiye eksik olduğu yönlerde öğüt vermek, Kur’an ayetleri doğrultusunda hatalarını eleştirmek, korkup sakınmasını hatırlatmak da aynı şekilde güzel sözdür.
Bir söz bir insanın hayatını değiştirebilir. Cehenneme doğru yuvarlanmaktayken, elinden tutup cennet muştuluları arasına sokabilir. Günahlar içinde kaybolup gitmiş, “Artık bu iflah olmaz” sandığınız insanlar bile bir güzel söz, bir tatlı dil ile hakikat ışığını bulabilir. Ve siz “Adam sen de..” demeyip de birkaç saniyenizi alacak güzel bir söz söyleyerek dünyalara değer bir sevaba erişebilirsiniz.
Bir kişinin size Kur’an ile öğüt vermesi, hataya düşebileceğiniz bir tavra karşı sizi uyarması ya da Allah’ın rızasına yönelik hatırlatmalarda bulunması size söylenebilecek en güzel, en hayırlı ve en hikmetli sözlerdir. O anda hatalarınızı düzeltmenin ne kadar hayati önemde olduğuna samimi olarak kanaat getirdiğiniz için her türlü öğüde açık olursunuz. Daha duyduğunuz anda sizin hayrınız için söylenen bu sözlere can u gönülden uyar, karşınızdaki kişiye ise bu yaptıkları nedeniyle çok büyük bir minnettarlık duyar ve hatta ondan size yeni öğütler vermesini talep edersiniz.
Dünya hayatında Allah’a çağıran, Kur’an ahlâkını yaşamayı hatırlatan her söz kaçırılmaması gereken fırsatlardandır. Dünyada henüz vakit varken Kur’an ahlâkının yaşanması için verilen her öğüt, hayra ve iyiliğe yönelik her çağrı ve hesap gününe karşı yapılan her uyarı, insanların azaptan korunmasına ve cenneti kazanmasına vesile olacaktır: Allah (cc), “... Sonra onları cehennemin çevresinde diz üstü çökmüş olarak bulunduracağız.” (Meryem Sûresi, 68) ve “Sonra, takva sahiplerini kurtarırız ve zulmedenleri diz üstü çökmüş olarak bırakıveririz.” (Meryem Sûresi, 72) ayetleriyle, tüm insanların her an cehennemle yüz yüze gelebileceğini ve ancak iman edenlerin cehennemden kurtarılacağını haber vermiştir.
Evet, çocuklar, gençler ve yaşlılar olarak, okulda, mahallede, evde ve işyerlerinde güzel konuşmak, güzel şeylerden bahsedip, boş sözlerden uzak durmak karakterimiz haline gelmeli.
GÜZEL SÖZLE KARŞILIK VER!
“Rahman’ın
kulları yeryüzünde mütevazı yürürler. Bilgisizler kendilerine takıldıkları zaman onlara güzel ve yumuşak sözle karşılık verirler.” (Zümer, 63)
BOŞ SÖZE YÜZ ÇEVİRİN!
“Onlar, boş söz işittikleri vakit ondan yüz çevirirler. ‘Bizim işlediğimiz bize, sizin işlediğiniz sizedir. Size selam olsun, cahillerle ilgilenmeyiz.’ derler.” (Kasas, 55)