Orta ikinci sınıflarda (şimdiki yedinci sınıf) meleklere iman konusunu işliyoruz. Ve öğretiyoruz ki, melekler günah işlemezler, kötülük yapmazlar. Onların her işi Allah’a ibadet ve kulluktur.
— Ama, Hocam, diye kalkıyor Oya ayağa ve şöyle diyor:
— Azrail bunların dışında değil mi?
— Niçin yavrum?
— Çünkü o, bütün insanların canını alıyor. Herkesin ruhunu vücudundan ayırıp öldürüyor. Bu işe de mi iyi diyeceğiz?
— Evet, yavrum; o da iyiliktir. Ölüm de hayırlıdır insanlar için.
Bütün sınıf, yine o çocuksu masumiyetlerini takınıp âdeta nefes almadan dinliyor.
— Evet, diyorum, ölüm de bir iyiliktir. Allah’ın insanlar için yarattığı bir hayırlı iştir.
Konuyu bu şekilde pekiştirmeye çalışırken, bilhassa kızların yüzü buruş buruş oluyor. İçlerindeki ürküntü yüzlerine yansıyor. Fakat dinliyorlar.
— Düşünün bir kere, ihtiyarlar hiç ölmezse ne olurdu?
Bu soru üzerine düşünceler birbirini kovalamaya başlıyor:
— Bu kadar çok bakıma muhtaç insana kim bakacak? Çalışan, kazanan azalacak; hazır yiyiciler, çalışamayanlar, üstelik de bakıma muhtaç olanlar çoğalacak. Sonra, bize bu kadar yük ve külfet getiren insanlara nasıl saygımız, sevgimiz devam edecek? Halbuki onlara bakmakla görevliyiz; hem de sevip saymakla. Sonsuz bir süre bakmaya mecbur olacağımız insanlara karşı bu mümkün mü? Çünkü gittikçe durumları perişanlaşacak. Elleri titreyecek, gözleri görmeyecek. Yemeklerini yiyemez, sularını içemez, kaşık tutamaz, bardak alamaz olacaklar. Yemekleri üzerlerine döküp, suları çenelerine akıtacaklar. Bu kadarla kalsalar iyi. Tuvaletlerini de yapamaz olacaklar. Her geçen gün zorlaşan hayat artık onlar için çekilmez olacak. Siz söyleyin, böylesi yaşamak mı iyi? yoksa itibarını yitirmeden ölmek mi? Hem sonra, çocuklar, Müslümanca bir hayat yaşayan, Müslümanca ölen kişiler için ölüm kötü müdür? Dürüst, namuslu ve dindar bir yaşayıştan sonra, imanla ölen kişi için ölüm korkunç bir olay mıdır?
Artık soruya cevabı kendileri veriyorlar:
— Hayır Hocam, böyle bir kimse için ölüm, şu perişan, sıkıntılı dünya hayatından kurtulup zevkli, neş’eli Cennet hayatına gitmek demektir.
Böylece gelişen sohbette onlara anlattım ki, acılı ve ıstıraplı nice hastalar, yaşlılar için ölüm bir kurtuluştur. Hele âhiretini kurtaracak güzel bir hayat yaşayışsa; ebedî bir saâdete, bitmeyen bir mutluluğa açılan kapıdır. Demek ki, Azrail kötülük yapmıyor. İmanlı insana, Cennet’in pasaportunu veriyor. Dünya hizmetinin ve külfetinin bittiğini, ebedî mutluluk ücretinin başaldığını ilân ediyor. Öyleyse şimdi söyleyin bakalım:
— Azrail isimli büyük melek, insanlara iyilik mi yapıyor, kötülük mü?
***
Bu esnada çalan zil, konumuzu noktalamıştı. Oya, sevinçle parıldayan gözlerini kırpıştırarak, bakıyor ve şöyle konuşuyordu:
— Hocam, şimdi anlıyorum ki, imanlı bir insan için ölüm kötü ve çirkin değildir. Allah herşeyi güzel yaratmıştır. Yarattığı herşey faydalı ve güzeldir.