Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

[mürmüdük]

Furkan'ın Gerçek Hayat Dergisi'nde Çıkan İlanı

TELEGRAM; elektro-manyetik dalgalarla yapılan, bir İŞKENCEdir.
TELEGRAM; 'modern bilim'in toplamı ve daha fazlası olan, bir İŞKENCEdir.
TELEGRAM; siyasî, ahlâkî, içtimaî, ilmî, felsefî, tıbbî, fizikî, psikolojik, para-psikolojik, nöro-fizyolojik, teknik, mühendislik... gibi birçok yönü olan, bir İŞKENCEdir.
TELEGRAM; insan iradesini kırmak, onu zapt ve tesir altına alıp, güdülmeye teşne bir nesne hâline getirmek için yapılan, bir İŞKENCEdir.
TELEGRAM; hedef kişinin etrafına, çevresine, ailesine ve en nihayetinde kendi benine yabancılaşmasını sağlamak maksatlı olarak yapılan, bir İŞKENCEdir.
TELEGRAM; Prof. Dr. Nevzat Tarhan'ın da ifade ettiği üzere; "devlet içinde devlete rağmen varolan çeteler tarafından yürütülen", bir İŞKENCEdir.
TELEGRAM; bildik ve hâkim ispat mantığıyla ispatlanamayan ve bu yüzden de ısrarla üzeri örtülmek istenen, bir İŞKENCEdir.
TELEGRAM; Ergenekon Davası'nın sanıklarından Doç. Dr. Ümit Sayın'ın; "verirsin dalgayı İsa olur, Musa olur... Anlatmaya kalksalar anlatamazlar, deli diye tımarhaneye tıkarlar" şeklinde özetlediği, bir İŞKENCEdir.
TELEGRAM; yakma, şok verme, bloke etme, uyutmama, kalp ritmini bozma, vücutta olan bir ağrıyı azdırma, görüntü verme gibi çeşitli şekillerde de yapılabilen, bir İŞKENCEdir.
TELEGRAM; dünyada da yaygın olarak kullanılan, birçok mağduru olan, bir İŞKENCEdir.
TELEGRAM; Holywood'un da özellikle son zamanlarda oldukça fazla işlediği, bir İŞKENCEdir.
TELEGRAM; Türkiye'de bizzat maruz kalan/ yaşayan tarafından yazılmış, temellendirilmiş, tafsilatlı olarak ve kitaplık çapta ortaya konulmuş, bir İŞKENCEdir.
TELEGRAM; şiirden sanata, hikâyeden romana, fizikten matematiğe, hukuktan estetiğe, iktisattan ahlâka, felsefeden dile, mitolojiden resime kadar birçok alanda 56 eser veren, Gerekçeli Karar'da da geçtiği şekliyle; sübut bulan tek eylemi kitap yazmak olan, "olsa olsa budur" mantığı üzerine bina edilen bir hükümle sırf fikirlerinden dolayı idam cezası verilen, 12 yıldır cezaevinde, 6 yıldır da tek kişilik hücrede tutulan Salih MİRZABEYOĞLU'na tam 11 yıldır kesintisiz olarak uygulanan, bir İŞKENCEdir.

Gör(mey)en, duy(may)an, bil(mey)en var mı?!.

Furkan Dergisi
http://www.furkandergisi.com

 

[mürmüdük]

28 Şubat Zulmü Ve Direnen Müslümanlar
YouTube - ‪Kumandan Mirzabeyoğlu - STAR (2)‬‏

 

[kimkimdir]

 

[mürmüdük]

 

[kimkimdir]

1999 yılında YUSUFİYEDEYDİ,
2011 yılında hala YUSUFİYEDE...
SELAM ŞANLI KUMANDANA...
ALLAH VE RESUL YOLUNUN MÜEBBETLİĞİNE SELAM...
ANADOLUNUN YİĞİT KUMANDANINA SELAM...

 

[tabiinoğlu]

Davamız neydi? Allah ve Resulü davası. Ama heyhat, bu ülkede yaşayan müslümanlar artık kapitalizmle öylesine içli dışlı olmuşlar ki, mesaj alıcıları yok! Bu din garip başladı, garip bitecek. Karanlık dönemlerdeyiz. Anaakım medyada şeriat kavramıyla ilgili hiçbir şey yok. Gömleği çıkararak bu ülkeyi yönetenlerin ılımlı zulmü bir gün bitecek elbet. Demokratım deyip demokrat, cumhuriyetçiyim deyip cumhuriyetçi, islamcıyım deyip islamcı olamayan ikiyüzlü topluluklar. Allah celle celalühü yeryüzünü salih olmayanlara bırakmayacaktır. Allah en iyisini bilir.

 

[kimkimdir]

Herkes kendi zaviyesinden ayrı ayrı görüyor ki, biz bu işin ne fikir ne de fiil olarak şakasında değiliz..."Boşgörü"yü "hoşgörü" adı altında pazarlayan "mamacı" tipi değiliz..."Cek" ve "cak" gibi nisbet ekleriyle İslam davasının "fikir" ve aksiyon" cephesini daima uzak istikbale ısmarlayan ve daima "çile" ve "risk"ten kaçan "teyze adam" tipinin tersine, idealizmin ne demek olduğunu kaskatı bir vakıa halinde meydan yerine dikeniz...Gözümüz büyük İslam inkılâbında...
S.Mirzabeyoğlu

 

[kimkimdir]

Hadi 3 maymunu oynayalım...Yeryüzünde Türkiye diye bir ülke olmasın... Ora da Bolu diye bir kent... O kent de bir cezaevi olmasın mesela...o cezaevinde ise 500 yıldır beklenen mütefekkir 13 yıldır yatıyor olmasın...Sahi Salih Mirzabeyoğlu hayatımızda hiç olmamış olsaydı, görmemiş, duymamış, okumamış olsaydık...bağlılık iddiamız olmasaydı...O bizler için, ümmet için, insanlık için kendini feda etmiş olmasaydı...Sahi Salih Mirzabeyoğlu hiç olmasaydı?

 

[İPARHAN]

Korkakların korkması gereken her şey onda mevcut..iman,itikad,istikrar,akıl/fikir,kavga..vs..
Onu Boludaki tek kişilik hücrede tüm insanlık hakları elinden alınarak neden mahkum etmesinler ki..Ona delirmesi için telegram işkencesini neden reva görmesinler ki..Onu hiç kimseyle görüştürmeyerek yalnızlığa ölüme neden terk etmesinler ki..O kafir için küfür için münafık için çok büyük bir tehlike..
Biz bu uğurda ölümü göze almışız..gerisi boş vesselam

EY TAĞUTUN NEFERİ MERMİN GELSİN GÖĞÜSÜME / BİZ ÖLÜME AND İÇTİK SENİN GÖZ DAĞIN KİME ?
..

 

[kimkimdir]

Mirzabeyoğlu'na Ceza Dayatıldı mı?​

Metin Çetinbaş'ın itirafı üzerine Salih Mirzabeyoğlu'nun Avukatı. Ali Rıza Yaman'ın Yaptığı Açıklamalar​

İBDA-C davasında uyduruk gerekçelerle idam cezasına çarptırılan Salih Mirzabeyoğlu’nun avukatı Ali Rıza Yaman’la, eski hakim yeni Ergenekon avukatı Metin Çetinbaş’ı ve 28 Şubat cuntacılarının hayali bir örgüt inşa etme serüvenini konuştuk.

Yaman, gözaltı sürecinde imal edilen hayali delilerin dava dosyasına konulduğunu ve davaya bakan mahkeme başkanın, yıllar sonra bir sohbet ortamında davaya ilişkin söylediği, “Bizim önümüze 2 dosya gelirdi. Birinde ceza belliydi, diğerinde inisiyatif bize bırakılmıştı” sözlerinin, davada kararın nasıl alındığına ışık tuttuğunu söyledi.

MURAT ALAN’IN RÖPORTAJI

İBDA-C davasında uyduruk gerekçelerle idam cezasına çarptırılan Salih Mirzabeyoğlu’nun avukatı Ali Rıza Yaman’la, eski hakim yeni Ergenekon avukatı Metin Çetinbaş’ı ve 28 Şubat cuntacılarının hayali bir örgüt inşa etme serüvenini konuştuk.

Mirzabeyoğlu’nun avukatı Ali Rıza Yaman, yüzlerce silah ve bombaya rağmen “Ergenekon yok” diyen hakimin bir av tüfeği ile Mirzabeyoğlu’nu örgüt yöneticisi yapıp idam cezasına çarptırdığını belirtti. Yaman, gözaltı sürecinde imal edilen hayali delilerin dava dosyasını konulmasından, davaya bakan mahkeme başkanın yıllar sonra bir sohbet ortamında davaya ilişkin söylediği şok sözlere kadar bilinmeyen bir çok hususu Akit’e anlattı.

İşte röportaj:

- Salih Mirzabeyoğlu’na idam cezası veren Metin Çetinbaş’ın Ergenekon Davası sürecindeki rolünü nasıl değerlendiriyorsunuz?

- Bilindiği gibi Metin Bey, Salih Mirzabeyoğlu’na fikrinden dolayı idam cezası veren heyetin başındaydı. Emekli olduktan sonra avukatlık yapmaya başladı. Ergenekon davası sürecinde de Kemal Alemdaroğlu’nun avukatlığını yapmak suretiyle aktif rol aldı. Müvekkilinin gözaltına alınmasının ardından yaptığı bir açıklamayı seyretmiştik... Polisin K. Alemdaroğlu’nu arabaya koyarken elini başına koymasını tarihin gördüğü en büyük hukuksuzluklardan biri olarak nitelendirmişti. M. Çetinbaş’ın rutinleşmiş bir eylemden yola çıkarak, “bu tarihin gördüğü en büyük hukuksuzluklardan biri” feveranı doğrusu çok ironikti.

KARAGÜL’ÜN SONRA GELEN ÇETİNBAŞ HEMEN İDAM VERDİ

- Çetinbaş, Mirzabeyoğlu davasında nasıl bir rol üstlenmişti?

- Belirttiğimiz gibi, kendisi Salih Bey’e idam cezası veren heyetin başkanıydı. Dosyayı ivedilikle bitirmesi için görevlendirilmişti. Kendisinden önce davaya, “İBDA-C davası da dahil olmak üzere baskı görmediğim hiçbir dava olmadı, hep baskı gördüm” diyen Sedat Karagül bakıyordu. M. Çetinbaş, Sedat Karagül’den sonra göreve getirildi ve hemen idam hükmünü verdi.

- Hükmün gerekçesi neydi?

- Hükmün gerekçesi sarih bir şekilde ifade edilmedi. “Her ne kadar bir eylemi ve eylem talimatı olduğu tespit edilememiş olsa da (...) eylemlerini TCK.’nun 146/I maddesinin ihlali şeklinde vasıflandırılması gerektiğinden...” Kitap yazmaktan ibaret olan eylemin niçin böyle vasıflandırılması gerekiyor? Açıklama yok. “Her ne kadar bir eylemi ve eylem talimatı olduğu tespit edilememiş olsa da, örgüt lideri olduğu açıktır.” Açık olan ne? Cevap yok. Hem hiçbir eylemi ve eylem talimatı yok ve hem de örgüt lideri? Nasıl oluyor? Yine cevap yok. Açık olan; Salih Bey’in eserleridir. O gün için 41 tane eseri olan ve eserleri yüz binlerce satan bir yazarın tesirinin olmasından daha tabiî ne olabilir? Ve ayrıca kendilerinin de atıf yaptığı Adana DGM’nin verdiği karar açık: “İçişleri Bakanlığı’ndan gelen yazı, adı geçen şahsın örgüt üyesi ve lideri olduğuna dair bir delil teşkil etmez.” M. Çetinbaş’ın verdiği kararda geçen başka bir ifade: “Sanıkların üzerlerinde ve evlerinde yapılan arama sonucunda ele geçirilen materyaller ve tüm dosya kapsamı ile sübuta ermiştir...” Bu dosyada nedir sübuta eren? En başta sabit olan tek eylemi kitap yazmak olan Salih Mirzabeyoğlu da, avukatları da en tabiî olan savunma hakkını kullanmak için bile ayrı bir mücadele verdi. Salih Bey tarihî önemi haiz savunmasını malûm Noel Baba Operasyonu’ndan sonra, o öldürücü şartlarda yazdı. Duvarların delinerek içeri girildiği, eldeki stokların bitecek kadar kimyevî gazların kullanıldığı, bir kişinin öldüğü, birçok kişinin ağır yaralandığı, Salih Bey’in kafasına öldürücü darbeler aldığı bir operasyondan sonra yapılan bir savunma... Ve fakat bütün bunlar yok sayılıyor ve dosya sübuta eriyor.

İSTESEYDİK EVİNE EROİN GÖMER, EROİN YAKALARDIK

- Av tüfeğinden yola çıkarak verilen idam cezasını nasıl değerlendirmek lazım ve bir de emniyet safhasını anlatır mısınız?

- Efendim, Salih Bey, çocuğunu almak üzere gittiği ilkokulun önünde gözaltına alındı. Kendisine hiçbir izin gösterilmeksizin üzerine saldırıldı ve eşiyle birlikte emniyete götürüldü. Evi ve arabası da bu arada arandı. Zaten ev arama tutanağı da şubede imzalatıldı. Av tezkeresiyle alınan ve başkasına ait olan av tüfeğinin bulunduğu söylenen ve karara gerekçe teşkil eden hususlardan biri olan ev arama tutanağı bu şekilde hazırlandı ve imzalatıldı. Bunu Metin Çetinbaş da çok iyi biliyor. Emniyette Salih Bey’e, “Kimseyle görüşmediğini, kimseye emir ve talimat vermediğini biliyoruz, ama yapacak bir şey yok, yukarıdan bastırıyorlar, örgüt lideri olduğunu mecburen kabul edeceksin” deniliyor. Salih Mirzabeyoğlu fikir adamı olduğunu ısrarla belirtince o dönemde hukukun nasıl işlediğini gösteren harika bir cevap alıyor: “Savcı senin kitaplarını okuyacak değil ya, buradan ne giderse o, hem isteseydik evine eroin gömer, ‘Evinde eroin yakaladık’ derdik.” Mantık bu. “Bahçene eroin bile gömer, seni eroin kaçakçısı olarak evvelâ medyada, ardından da mahkemeler önünde yargılarım.” Nitekim gerçekten de öyle oluyor. Oradan ne gittiyse aynen iddianame hâlini alıyor ve hüküm yukarıdakilerin istediği gibi veriliyor. Şubedeki polis de, Sedat Karagül de, belli bazı meclislerde Metin Çetinbaş da yukarıdan gelen emirler doğrultusunda Salih Mirzabeyoğlu’na idam cezası verildiğini ikrar ediyor.

İKİ DOSYA GELİR, BİRİNDE HÜKÜM VE CEZA BELLİ, DİĞERİ BİZİM İNSİYATİFİMİZDE

- Bir de dost meclisinde söylediği iddia edilen bir sözü var Çetinbaş’ın, o nedir?

-Değerli bir meslektaşımız anlatmıştı... Meslektaşım, Metin Çetinbaş mağduru olan birinin avukatı olarak kendisiyle emekli olduktan sonra konuşuyor... Metin Çetinbaş; “Bizim önümüze iki dosya gelirdi. Birinde ne zaman hüküm verileceği, ne kadar ceza verileceği... Hepsi belirtilmiştir... Diğerinde ise insiyatif bize bırakılmıştır... Biz buna göre kararlar verirdik” meyanında laflar ediyor. Tarihin gördüğü en büyük hukuksuzlukların izi sürülürse, karşımıza emir alan hukukçu kisveli bu memur zihniyet çıkar.

Kaynak : Yeni Akit Gazetesi

 

[kimkimdir]

 

[kimkimdir]

Zamanının star paçavrası Müslüman Lidere reva görülen zorla sakal kesilmesini dalgaya alıyor...
HESAPLAR GÖRÜLÜR DEFTERLER DÜRÜLÜR...
YA MUNTAKİM-İNTİKAM ALICI ALLAH...
BİZİ İNTİKAMINA MEMUR ET...
ÖTEYE YÜZÜKARA GİTMEYELİM...

 

[kimkimdir]

Kim gördü?

BİR ADAM, dünyanın bütün hantal gövdelerine, vahşi kuvvetlerine, pis alışkanlıklarına ve insanı insanlıktan uzaklaştıran putlaştırdıkları herşeye kafa tutuyor. BİR ADAM, meydan okuyor asırlardır biriken zulme, kıtalararası dolaşan korkulara, ruhtan ruha sepen hastalıklara... BİR ADAM, yapayalnız, tek başına, güneş gibi solmaz ışıklarıyla, dünya meydanında kollarını açarak tekbir getiriyor!

Kim gördü, o en büyük kavgayı?

 

[kimkimdir]

Kim gördü?

BİR ADAM, dünyanın bütün hantal gövdelerine, vahşi kuvvetlerine, pis alışkanlıklarına ve insanı insanlıktan uzaklaştıran putlaştırdıkları herşeye kafa tutuyor. BİR ADAM, meydan okuyor asırlardır biriken zulme, kıtalararası dolaşan korkulara, ruhtan ruha sepen hastalıklara... BİR ADAM, yapayalnız, tek başına, güneş gibi solmaz ışıklarıyla, dünya meydanında kollarını açarak tekbir getiriyor!

Kim gördü, o en büyük kavgayı?

 

[Horanta]

Kırgızistan TAZA DİN gördü...Salim Muhammed Nuri (Çakal Carlos) gördü...

Büyükdoğu-İbda bağlıları gördü...

Nakşibendiler gördü...

Cihad eden mücahidler gördü...

...

İşbirlikçiler görmedi (görmezden geldi)

Ruhu bitmiş korkaklar görmezden geldi...

kör gözler görmedi...

 

[Horanta]

Gören biri hem de evliya, buyrun:

Gören biri hem de evliya, buyrun:

BARAN Dergisi
Kırgız Evliya: Halife İstanbullu Salih İzzet'tir!
Kırgızstan'daki Harta

Bilim tarihi uzmanı olan Aysulu hanımla bir saat önce dağlardan indik. Dün sabah buradak evliya-Aksakal ile görüşmek için yola çıkmıştık.Detayları şimdi anlatıyorum : Temmuz ayında Güven Bey'e (sevgili arkadaşımız avukat Güven Bey) üzerinde br dünya haritasi çizilmis tarihî bir at terliği fotoğrafı yollamıştım

Türkiye'de Hun tarih uzmanı çok olduğundan, bu fotoğraf hakkında araştırma yapmasını rica etmiştim.Bu arada, Aysulu Hanım bir Fransız uzmanıyla görüşüyordu. 19 Temmuz'da anlaşma yapılmıştı.

Bu tarihçi antik haritayı Fransa'ya götürmek için dağlara, harita sahibi evliya aksakalın yanına gitmiş. Evliya, Fransız tarihçi ve arkadaşlarına haritayi vermemiş. Zorla almaya çalışmışlar, o anda deprem olmuş. Deprem o kadar güçlüydü ki, Özbekistan, Tackistan ve Kırgızistan'da evler yıkıldı, insanlar öldü.(bu deprem bilgilerini internette bulursunuz 20 Temmuz gece saati 1:30 dakikada) Geçen hafta o bölgede Fransız ve Amerikan özel timleri bir şey aradılar ve o günlerde ardı ardına o bölgede depremler oldu.

Aysulu Hanım, evlyanın durumundan endşe ettiği için sürekli beni arıyordu.Dün sabah Aysulu Hanımla evliyayı bulmak için yola çıktık.O küçücük vadide, dağla arasında, ayrıca söylendiğine göre evilya sadece Cuma günleri gelip, meleklerle namaz kılıyor olmasından dolayı, onu aramak ayrı bir macera... Pazar günü evliyayı bulduk. Aslında o bizi buldu. Evliya, bu haritayı Hz. Ali'ye Türk babalarımızın vermiş olduğunu ve çağlar sonra ALLAH'ın izniyle babalarımızın topraklarına döndüğünü söyledi.

BU harita aynı halifeye ait, kimin eline geçse dünyaya o hâkim olacak vekâfirlern elne geçerse birçok Müslümanın kanının döküleceğini söyledi. Ben evliyaya kendi hikâyemi anlattım (18 Ağustos 2007 tarihindeki Baran Dergisinde "Kırgızstan: Altının Sırrı" yazısı): "Halife İstanbul'dan bekleniyor ve bence o Kumandan Salih Mirzabeyoğlu" dedim. Bunları anlattıktan sonra, "evet, İzzet Bey" dedi. Ben, Kumandan'ın İzzet ismini söylemediğim halde, bu ism söylemesi karşısısnda şaşırdım.

Daha sonra şunları söyledi: "Bu haritanın sırrını kâfirler de biliyor. Br şart var, bu harta Tayuba (galiba başbakan Tayyip Erdoğan) gidecek, Tayub Halifeye yardımda bulunacak. çok büyük hatalar da yapacak. Geçen hafta kâfirler bu haritayı almaya çalıştı fakat Allah izi vermedi. Halife temsilcisinin bu haritayı buradan alması lazım" dedi.

Kendisinden ayrılıp, döndükten sonra, Aysulu Hanım bana Kırgız blmadamı Cusupakmatnuv'mun 246 sayfalık bir kitabını verdi. Yazar kitabta bu harita için "bu haritada Büyük Asya sırrı var" diyor.

Bu harita 2005'te Bakyev'n eline geçtiğinde ktidar oldu. 2010 yılında harita tekrar evliyanın eline geçtiğnde Bakiyev iktidardan düştü. Bu mevzu hakkında size anlatacaklarım bunlar.

Abdülbaki Dilmuratb Yvasev

Baran dergisi, 249. sayı. 20 Ekim 2011

 

[kimkimdir]

Daha sonra şunları söyledi: "Bu haritanın sırrını kâfirler de biliyor. Bir şart var, bu harita Tayuba (galiba başbakan Tayyip Erdoğan) gidecek, Tayub Halifeye yardımda bulunacak. çok büyük hatalar da yapacak. Geçen hafta kâfirler bu haritayı almaya çalıştı fakat Allah izi vermedi. Halife temsilcisinin bu haritayı buradan alması lazım" dedi.

"evet, İzzet Bey" dedi. Ben, Kumandan'ın İzzet ismini söylemediğim halde, bu ismi söylemesi karşısısında şaşırdım.

 

[Horanta]

 

[kimkimdir]

 

[kimkimdir]

Kim gördü?

BİR ADAM, dünyanın bütün hantal gövdelerine, vahşi kuvvetlerine, pis alışkanlıklarına ve insanı insanlıktan uzaklaştıran putlaştırdıkları herşeye kafa tutuyor. BİR ADAM, meydan okuyor asırlardır biriken zulme, kıtalararası dolaşan korkulara, ruhtan ruha sepen hastalıklara... BİR ADAM, yapayalnız, tek başına, güneş gibi solmaz ışıklarıyla, dünya meydanında kollarını açarak tekbir getiriyor!

Kim gördü, o en büyük kavgayı?

13 Yıldır Cezaevinde.
Tek Suçu İSLAMIN HAKİMİYETİNİ İSTEMEK.
ANNESİ VEFAT ETTİ.
13 YILDIR GÖRÜŞTÜRMEDİLER.
DOYA DOYA SARILAMADI ANASINA.
ALLAHCC EN GÜZEL VEKİLDİR.