Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

DAVAMIZI hatırlıyor musunuz? (2 Kullanıcı)

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
Salih Mirzabeyoğlu'na Yapılan İşkence Kabul Edilemez!

14ccc2bee62c5d.jpg


Faaliyetlerini Salih Mirzabeyoğlu'na uygulanan işkenceden herkesi haberdar etmek, Telegram'a ilişkin kim, ne tepki veriyor, buna dair tarihe naçizâne bir not düşmek olarak özetleyen ve gittikleri her yerde büyük bir alâka ile karşılaşan grup, 6 Aralık 2010'da, saat 14'de Saadet Partisini ziyaret etti.


Cumhuriyet Halk Partisi’nde Genel Sekreterlik, Milliyetçi Halk Partisi’nde Genel Başkan Yardımcılığı seviyesinde ağırlanan grubu, Saadet Partisi’nde Teşkilatlardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Birol AYDIN karşıladı.

Kendisini ziyarete gelen grubu büyük bir ilgi ve alâka ile dinleyen Birol AYDIN; Salih Mirzabeyoğlu’na yapılan işkencenin kabul edilemez olduğunu belirtti, “Allah yardımcısı olsun.” temennilerinde bulundu.

Saadet Partisi’nin Salih Mirzabeyoğlu’na dair bir taleple ziyaret edildiğini öğrenen Milli Gazete de gruba ayrı bir ilgi ve alâka gösterdi, kendilerini ağırladı, grup üyelerinden Adeviye Yeşiloğlu ve Gönül Bulut ile bir röportaj yaptı.

Gönül Bulut konu hakkında şu açıklamayı yaptı:
“Niçini ve nasılı artık herkesçe bilinen ziyaretlerimizi bu hafta da gerçekleştirdik. Saadet Partisi’ni ziyaret ettik. Böyle bir ilgi ve alâkayı işin açıkçası bekliyorduk. Sayın Birol Aydın’a hem Salih beye yapılan hukuksuzluk ve hem de işkence hakkında malûmat verdik. Büyük bir dikkatle bizleri dinleyen Birol Aydın son derece içten gelen bir tavırla; “Yıllardır işkence gören Salih beyin Alllah yardımcısı olsun” dedi ve hemen partinin iki numaralı ismi ve Anayasa Profesörü Mustafa Kamalak beyefendiyi aradı. Sayın Mustafa Kamalak’dan bizim adımıza randevu aldı. Bu arada pek de beklemediğimiz bir gelişme oldu. Mirzabeyoğlu’na dair bir taleple Saadet Partisi’ni ziyaret ettiğimizi öğrenen Milli Gazete’nin muhabirleri bizi gazetelerinde ağırlamak istedi. Kısa bir görüşmenin ardından, röportaj da yapmak istediklerini belirttiler. Biz de bu teklifi kabul ettik, Salih Mirzabeyoğlu’na uygulanan hukuksuzluk ve işkence hakkında hem yazılı ve hem de sözlü malûmatlar verdik.”

“Ziyaretlerde aldıkları intibaların ne yönde olduğu” sorusuna Gönül Bulut;
“Hem kendim ve hem de grup üyeleri adına söylersem; şimdiye kadar hep iyi karşılandık. Bu ziyaretlerimizde, meseleye dair gerekli duyarlığın şimdiye kadar pek de gösterilmemesinden dolayı, duyulan derin bir mahcubiyeti sezdik. Mevzu; bir insanlık, ahlâk, vicdan sorunudur. Meseleyi böyle vaz’ettiğimiz zaman daha bir fark ederiz ki; işkenceyi kimin dile getirdiğinden daha ziyade, ehemmiyet belirten husus Telegram ve Telegram’a 11 yıldır maruz kalan Salih Mirzabeyoğlu’dur. Bahse mevzu olan Salih Mirzabeyoğlu ise; gerisi teferruattır. Biz sadece ve sadece O’na bakarız. Ve O’nu esaretten kurtulmuş görene kadar, faaliyetlerimize devam edeceğiz.” dedi.



SAADET PARTİSİNE SUNULAN DİLEKÇE:



SAADET PARTİSİ GENEL BAŞKANLIĞINA



ANKARA


KONU : Bolu F Tipi Cezaevi’nde tutulan Salih Mirzabeyoğlu’nun maruz kaldığı Telegram işkencesi hakkında.

AÇIKLAMALAR:

1. Salih Mirzabeyoğlu; şiirden hikayeye, romandan resime, mitolojiden fiziğe, estetikten hukuka, iktisattan edebiyata kadar birçok alanda yazılmış 56 tane kitabın altında imzası olan, eserleri yurtiçinde ve yurtdışında birçok kişi tarafından takip edilen bir fikir ve sanat adamıdır.

2. Adil bir hukukun üstün olduğu ülkelerde asla yaşanmayacak bir haksızlığa maruz kalan S. Mirzabeyoğlu, amir-memur, ast-üst ilişkilerinin hukukta daha bir belirgin hâle geldiği, hukukun bütün kurum ve kuruluşlarıyla rafa kaldırıldığı, Müslümanlara yönelik sürek avının başlatıldığı bir süreç olan 28 Şubat sürecinde tutuklanmış, davasının İddianame ve Gerekçeli Kararı'nda da geçtiği şekilde, “her ne kadar bir eylemi ve eylem talimatı olduğu tespit edilememiş olsa da” idam kararı almıştır.

3. Mirzabeyoğlu Davası'nda kararın nasıl verildiğini davanın eski hâkimi Sedat Karagül şöyle ifade etmektedir:

“Susurluk (...) ve İBDA-C gibi büyük davalara bakan Karagül dönemin Adalet Bakanı Türk`ün ricalarını önemsemediği için `defterinin dürüldüğünü` söylüyor. Ben yargının bağımsız olduğunu zannediyordum. Anadolu'da kendimi `Bağımsız` biliyordum. Ta ki DGM'ye gelene kadar. Sonrasında anladım ki, yargı bağımsız değilmiş. Daha önceleri bu soruyu bana sorsanız, size kızıp `Şüpheniz mi var?` derdim. Ama şimdi diyemiyorum. DGM`de büyük davalar, büyük menfaat çatışmaları vardı. Bağımsız olmayan bir yargıçtan ne beklenir? (...)Yargının siyasallaşması konusunun en güzel örneğini ben yaşadım.”(Sabah/ 12/ 01/ 2006)

4. Kendisi tam 12 yıldır cezaevindedir. 12 yıllık cezaevi hayatının son 6 yılını tek kişilik hücrede geçirmekte, 11 yıldır da Telegram –Zihin Yönlendirme- işkencesine maruz kalmaktadır.

5. Bir fikir adamına yapılan işkenceyi önlemek; hükümetin en temel görevlerinden biri olsa da mevcut hükümet bu konuda son derece duyarsız bir tavır sergilemektedir.

6. İsminde “Adalet” gibi ulvî bir ideal geçen Hükümet Partisi’nin isminin tam zıddı yönünde icraatların altına imza atmasının, Başbakan, Bakan ve milletvekilleri başta olmak üzere AKP’nin bütün üyelerinin Telegram işkencesinden haberdar olmasına rağmen işkenceyi önlemeye dair hiçbir şey yapmamasının, işkenceye karşı ısrarla sessiz kalmasının, dünyanın hiçbir yerinde görülmeyecek bir şekilde kanunu geriye yürüterek O’nu tek kişilik hücreye koymasının en önemli sebebi; Siyonistlerin Müslümanlara yönelik bir oyunu olan Büyük Ortadoğu Projesi’nin uygulanmasına karşı duran herkesi mahkûm etme arzusu olabilir.
7. “Amerikancı değilse yok say”, “BOP’a karşıysa herşey mübahtır”, “Pazarlıksız İslâm diyorsa, vurun söyletmen” anlayışını temsil eden hükümet üyelerinin yapılmasına tam 9 yıldır göz yumduğu Telegram işkencesi;

- Mevzuunda otorite olanlar tarafından da ifade edildiği üzere; 'modern

bilim'in bir neticesi ve toplamı olup, çok veçhelidir.

- Felsefî, fizikî, ruhî, ilmî, tıbbî, teknik, mühendislik, metafizik, psikolojik, parapsikolojik, nörofizyolojik, vd. disiplinler zaviyesinden izah bekleyen birçok hususiyeti vardır.

- Hedef; insan iradesi olup, gaye; insan iradesini parçalamak, şahsiyetini ezmek ve onu tedricî olarak “güdülmeye teşne bir nesne” hâline getirmektir.

- İşkencenin birçok çeşidi olup, isbatı en zor ve bu yüzden de en dayanılmaz olanı; elektro-manyetik dalgalarla yapılanıdır.

- Elektro-manyetik dalgalarla yapılan işkenceyi bildik ve hâkim ispat

mantığıyla ispatlamak mümkün değildir.

- Telegram -Zihin Yönlendirme- işkencesini ispatlama külfetinin, son derece kolaycı ve zalimane bir tavır sergileyerek, işkenceye maruz kalan kişiye yüklenmesi, şu ân itibariyle reddi mümkün olmayan ve artık iyice avamîleşen meselenin psikiyatrik bir vakıa gibi algılanması, meselenin taraflarına baştan savıcı bir tavırla “bir dilekçeyle müracaat edin, gereğini yapalım, gerekirse doktora sevkedelim” gibi laflar edilmesi; işkencenin önemli bir unsuru ve hatta bizatihi kendisidir.

8- Bütün dünyada birçok mağduru olan Telegram işkencesine maruz kalan Salih Mirzabeyoğlu, yaşadığı işkenceyi “Telegram”, “Ölüm Odası” eserleri başta olmak üzere birçok kitabında yazmış, onu temellendirmiş, tafsilatlı bir şekilde anlatmış, bütün bu süreçte de 15 tane kitaplık çapta eser vermiştir.

9- Salih Mirzabeyoğlu'nun mesnetsiz bir şekilde cezaevinde tutulduğu, kanunun geriye yürütülmek suretiyle tam 6 yıldır 3 metrekarelik bir hücrede yaşamak zorunda bırakıldığı yetmiyormuş gibi bir de yıllardır Telegram işkencesine maruz kalmasına mukabil Hükümet Partisi’nin gösterdiği âciz tavır, herkes gibi, O'nun kitaplarını yakından takip eden bizleri de derin bir üzüntü, kaygı ve çeşitli arayışlara sokmaktadır.

10- İşkenceyi önlemek hükümetin; hükümetin her türlü izahtan vareste olan âcizliğini dile getirmek, yanlışlarını göstermek, diktatörlük heveslerine engel olmak ise muhalefetin, bilhassa da Müslümanların hak ve hukukunu her şeyden aziz bilerek yıllarca siyaset yapmaya çalışan Saadet Partisi’nin görevidir.



TALEP :

Aşağıda imzası olan bizler son derece kritik bir dönemde İslâmî- millî bir misyonla muhalefet yapan Sayın partinizin Sayın yetkililerinden;

Sırf fikirden dolayı cezalandırmanın geri dönüşü olmayacak bir şekilde tarihe karışması gerektiği bir dönemde hükümet olan, ancak diktatörlük hevesinin tezahürü hâlinde kendinden olmayan ne kadar gazeteci, yazar, sanatçı, akademisyen ve fikir adamı varsa hepsini mahkûm etmeye çalışan, “her türden işkenceye sıfır tolerans” diyen, ancak yıllardır uygulanan birçok işkenceye göz yuman Hükümet Partisi’ni;

- Salih Mirzabeyoğlu'nun şartlarının iyileştirilmesi,

- Maruz kaldığı işkencenin son bulması,

- İşkencecilerin bir ân önce bulunup, Türk yargısının önüne çıkarılması

hususunda gerekli çalışmaları ivedilikle yapması yönünde uyarmasını,

- Kendinden olmayanı yok sayan, Müslümanları kıyım projesi olan BOP’u uygulamakla kendini mükellef gören, bunun için de her türden hukuksuzluğu yapan Amerika/İsrailsever hükümetin hukuksuz icraatlarına engel olmanın gereği hâlinde bir fikir adamına uygulanan işkenceyi her mahfilde dile getirmesini talep eder, gereğinin yapılmasını saygılarımızla arzederiz. 06/12/2010.


EK-1: İmza listesi.

EK-2: Salih Mirzabeyoğlu'nun avukatlarının mevzuyla alâkalı olarak yaptığı

açıklamaların metinleri.



Yapılan
 

Horanta

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 Şub 2008
Mesajlar
225
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
52
Hemen her siyasi parti Mirzabeyoğlu'nun işkence gördüğünü kabul ediyor, hapis şartlarının iyileştirilmesini istiyor.

Ama İŞKENCE HALA DEVAM EDİYOR !

Bu nasıl iştir !!!!!!!!!!!!!!!!!!!??????????
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com


BİR TURNUSOL KAĞIDI OLARAK İBDA FiKRİYATI VE MİRZABEYOĞLU

Abdülbasit Körük
Salih İzzet Erdiş. Böyle yazıyor kafa kağıdında. Resmi kayıtlara göre 1959 Erzincan doğumlu. Aslen Bitlis'li. Kürt. Aşiretlere dayanıyor geçmişi. En fazla işkenceye tabi tutulan ailelerden birinin oğlu.

Resmi ideolojinin insanın soyadına varıncaya kadar olan tahakkümüne Mirzabeyoğlu’nu kullanarak karşı çıktı.

Akıncı Güç hareketini kurdu. Yayıncılık ve yazarlıkla uğraştı. Gençler onu bu yıllarda tanımaya başladı. Lise yıllarında iken tanıştığı Üstad’ın ‘Rapor’ isimli dergilerinde ideolojik-politik perspektiflerini kaleme aldı.

Bir dönem ülke gündeminde yaptığı eylemlerle ismini duyuran “İbda-C”lerden tamamen ayrı bulunmasına ve illegal hiçbir eylemde rolü olmamasına rağmen, fikir-sanat-aksiyon mihrakı “İbda”yı temsil eden Mirzabeyoğlu, hukuk devletinin gereği olarak(!) idamla yargılanmıştır. Bir grup arkadaşıyla birlikte Bolu F Tipi Cezaevi’nde ömür boyu hapse mahkum.

Telegram… Mirzabeyoğlu ile birlikte Türkiye’nin tanıştığı yepyeni bir mefhum. Küresel emperyalizmin ‘’gebersen de ispat edemezsin’’ anlayışının mahsulü bir neo-işkence yöntemi. Çıldırtmak ve sonunda deli damgası vurup fikriyatını toprağa gömmek. Yıllardır süren bu işkenceye Mirzabeyoğlu’nun avukatları defalarca kez dikkatleri çekiyor fakat İslamcı(!) camia başta olmak üzere tüm insan hakları(!) dernekleri sessizliğini koruyor. Zihin kontrolü ve düşünme kabiliyetini yok etme. Bunca işkenceye rağmen yazılan yeni eserler hem de o şartlarda!...

Bir kedinin ağaçta kalmasına belediyeler seferber edilirken bir insanın işkenceyle adım adım ölüme götürülmesine kimse ses çıkarmıyor. Hani ne demişti şair Tenekeci ‘’Kaçan bir gol kadar üzülmedik değil mi, ölürken çocuklar o güzel Afrika’da?’’. Ahvalimizin idrakinde bir yazarın söylediği bu cümle ne kadar süklüm püklüm Müslüman olduğumuzun da ifadesi.

Elliden fazla eser vermiş bir terörist(!). Milyonlarca insanı fikirlerine bağlamış bir katil(!). Yasa dışı örgüt lideri olma iddiası ile tutuklanmış ve ardından müebbet hapse mahkum edilmiş bir güzel insan. Mefkuresinin ne mana ifade ettiğini dahi anlatmasına izin vermeden zindanlarda çürümeye itilmiş gerçek bir mütefekkir. Onu en güzel tavsif eden kelime budur kanaatimce. Üstad Necip Fazıl Kısakürek’in talebesi olma şerefine nail olanlardan. Üstad’ın bir çok iltifatına mazhar olan gerçek bir sanatçı. Doğru manada anlamaya çalışılmamış ve en kolayından bir terörist yaftası yapıştırılarak kenara atılmış bir büyük adam. Davasının remz şahsiyeti olmayı başarmış gerçek bir lider. Bağlılarının birbirine gönüldaş kendisine kumandan dediği hakiki mütefekkir. Üç ışığın üçüncüsü.(Üç ışık tanımlamasının ne olduğunu merak edenler ibda fikriyatının temellerini araştırabilirler).Bolu f tipi cezaevinde yaşam mücadelesi veriyor.

Ve yıl 2010… Yıllar sonra birileri Mirzabeyoğlu’ndan bahseder oldu. Teröristlerin(!) mağduriyetinden bahsetmek ne zamandan beri moda oldu bilemiyorum. Lakin bu aralar birilerinin ‘sevimli’ görünme amacında oldukları kesin.

Konuya orta yerden girelim. Meclis İnsan Hakları Komisyonu gelen şikayetler üzerine Bolu F Tipi Cezaevi’ne bir ziyaret gerçekleştirerek durumu yerinde inceledi. Cezaevi şartlarının kötülüğünü ve işkenceye maruz kaldığını her fırsatta dile getiren Mirzabeyoğlu’nun söyledikleri bu ziyaretle tasdik edilmiş oldu. Elbette komisyonun ‘Mirzabeyoğlu doğru söylüyor’ dediğini söylüyor değiliz. Lakin komisyonun yayınladığı rapora göz atıldığında bu gerçek gün gibi ortaya çıkıyor.

Sanal dünyanın bilgi küpü Google’a ‘Bolu F Tipi Cezaevi Raporu’ yazan herkes raporu en ince ayrıntısına kadar okuyabilir. Raporun tamamını buraya almanın gereksiz olacağından hareketle genel fikrimizi destekleyici şu maddeyi almanın kafi olacağı kanaatindeyim. Bu maddenin raporun ilk maddesi olması da ayrıca önem arz ediyor.

Raporda; ‘’ Cezaevinde yaygın olmayan bir şekilde ferdi bazda da olsa kötü muamele devam etmektedir. Bu durumun kötüleşmesinde cezaevi idaresinin inisiyatifi kullanmaması önemli bir etkendir. Durumun düzelmesi için mahkumların da çaba göstererek sağlıklı bir iletişimin sağlanması gerekmektedir. Aynı zamanda infaz koruma memurlarının eğitimine de gerekli önem verilmelidir.’’ deniyor.

Üstü kapalı da olsa bu ifadelerden de açıkça anlaşılacağı üzere Bolu F Tipi Cezaevinde mahkumlar açısından ortam hiç de iç açıcı değil.

Meclis İnsan Hakları Komisyonu’nun yayınladığı raporda ‘’Heyet 9 Ekim 2003 tarihinde sabah 7.30’da Meclis tarafından tahsis edilen araçla yola çıkarak 10.00 civarında Bolu F-Tipi Cezaevine intikal etmiştir’’ deniyor. Ancak ulusal gazetelerden bazıları bunu ancak haftalar sonra haberleştiriyor.

Neden mi? Malumunuz oldu mu bilmiyorum. Geçen haftalarda bir grup ‘gönüldaş’ AKP, MHP ve CHP’yi ziyaret ederek Mirzabeyoğlu’nun maruz kaldığı işkenceden ve cezaevi şartlarının olması gerekenden çok daha kötü olduğundan bahsettiler. Chp’li Gürsel Tekin’in ve Mhp’li Mehmet Ekici’nin Mirzabeyoğlu’na dair ümit veren, samimi açıklamaları birilerini rahatsız etmiş olmalı. Yoksa bu ziyaretin haftalar sonra haberleştirilmesinin ne manası olabilir ki?

Hükümetin oy kaygısı ile bir fikir adamının maruz kaldığı işkenceye kulak kesilmesi hiç de hoş değil. Hele de ‘’en çok ben Müslümanım’’ naraları ile oy topluyorsa. Medyasıyla, meclisteki milletvekilleriyle, mal varlıklarıyla hükümet büyük bir güce sahip. Ve bana göre eğer Mirzabeyoğlu özgürlüğüne kavuşturulacaksa - ki bir an önce bunun için çalışma yapılmalıdır- bunu ancak hükümet yapabilecektir.

Velhasıl bir mütefekkirin ‘öldürülüyorum’ çığlığına sessiz kalmak şeref yoksunluğu ile ifade edilebilecek bir durumdur!... Fikirlerini beğenirsiniz ya da beğenmezsiniz ancak insan olarak hepimizin görevi bugün Mirzabeyoğlu’nun yanında olmaktır.
 

Horanta

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 Şub 2008
Mesajlar
225
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
52
Mirzabeyoğlu'nu dikkate almayan, görmezden gelen her kim varsa bırakın müslümanlığı, insanlığı bile tartışmalıdır.
 

İPARHAN

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
19 Ağu 2010
Mesajlar
279
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
46
Röportaj gerçekleri tüm çıplaklığıyla gözler önüne sermiş...Emeği geçenlerden Allah razı olsun...

Kumandanın biran önce çilesini tamamlayıp zalimlerin tahakkümünden kurtulması için dua ediyoruz...
 

Kaim

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
11 Ocak 2010
Mesajlar
2,197
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
Allah kurtarsın
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
Mirzabeyoğlu'nun fikrî yönü örtülmek istenmektedir


Türkiye Partisi Genel Başkanı Doç. Dr. Abdüllatif Şener:Mirzabeyoğlu'na yapılan Telegram işkencesi kabul edilemez!

31 Aralk 2010

Anadolu Haber
Ankara’da parti genel merkezlerini gezen ve şimdiye kadar Abdülkadir Aksu, Gürsel Tekin, Mehmet Ekici, Temel Karamollaoğlu ve Yalçın Topçu ile görüşüp onlara Salih Mirzabeyoğlu’na yapılan Telegram işkencesini anlatan grup, 28 Aralık 2010 günü, saat 15.30’da Türkiye Partisi’ni ziyaret etti.

Oldukça samimi bir havada geçtiği öğrenilen ziyaret, iki saate yakın sürdü.

Salih Mirzabeyoğlu’na uygulanan Telegram işkencesinin yanı sıra Mirzabeyoğlu Davası hakkında da bilgilendirilen Abdüllatif Şener;

trkiyepartisitelegramzi.jpg



“Salih Bey'e yapılan işkence kabul edilemez bir durumdur. Yaşadığı hukuk süreci ise, bir hukuksuzluk örneğidir.” diyerek, Salih Mirzabeyoğlu’nun da uygun görmesi hâlinde, cezaevine bir ziyaret gerçekleştirebileceklerini ifade etti.

Salih Mirzabeyoğlu’na uygulanan ağır tecrite de değinen Genel Başkan A. Şener; “Mirzabeyoğlu’nun fikrî yönü örtülmek istenmektedir” dedi.

Büyük Doğu ekolünden gelen bir siyasetçi olduğunu belirten ve birçok şiiri ezbere bildiği kamuoyunca malûm olan Doç. Dr. Abdüllatif Şener; Salih Mirzabeyoğlu’nun “Aydınlık Savaşçıları” isimli eserini ezbere okudu.

Has Parti ve BDP’den randevu talep ettiklerini, randevu taleplerine cevap gelir-gelmez Has Parti ve BDP başta olmak birçok partiyi ziyaret etmek istediklerini belirten grup üyeleri şu açıklamayı yaptı:

“Sayın Şener’le oldukça samimi bir sohbet gerçekleştirdik. Gerek Abdüllatif bey ve gerekse eşi Berrin hanım bizi büyük bir dikkatle dinlediler.

Hem Telegram işkencesinden, hem Mirzabeyoğlu Davası’ndan ve hem de Salih Bey’in son eserlerinden kendilerini haberdar ettiğimiz için bizlere teşekkür ettiler.

Abdüllatif Bey’in sohbet esnasında Aydınlık Savaşçıları’nı okumaya başlaması, günün en güzel sürprizlerinden biriydi.

Konuya büyük bir duyarlılık sergileyerek bizi çok iyi ağırlayan Türkiye Partisi Genel Başkanı Abdüllatif Şener Beyefendi'ye ve eşi Berrin Hanım'a, teşekkür ediyoruz.”
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
file.php

Kim gördü?

BİR ADAM, dünyanın bütün hantal gövdelerine, vahşi kuvvetlerine, pis alışkanlıklarına ve insanı insanlıktan uzaklaştıran putlaştırdıkları herşeye kafa tutuyor. BİR ADAM, meydan okuyor asırlardır biriken zulme, kıtalararası dolaşan korkulara, ruhtan ruha sepen hastalıklara... BİR ADAM, yapayalnız, tek başına, güneş gibi solmaz ışıklarıyla, dünya meydanında kollarını açarak tekbir getiriyor!


Kim gördü, o en büyük kavgayı?

images
 

İPARHAN

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
19 Ağu 2010
Mesajlar
279
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
46
Üstad’dan:
Bu zamana kadar başımıza ne geldiyse,şaşırtıldığımız,bezdirildiğimiz ve yıldırıldığımız için geldi.
Şaşırmayacağız,bezmiyeceğiz,yılmayacağız. Şaşırtırlar; şaşırmamanın devâsı zekâdır.
Bezdirirler; bezmemenin ilâcı aşktır.
Yıldırırlar; yılmamanın merhemi imandır.
(N-F-K)​
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
Üstad’dan:​


Bu zamana kadar başımıza ne geldiyse,şaşırtıldığımız,bezdirildiğimiz ve yıldırıldığımız için geldi.
Şaşırmayacağız,bezmiyeceğiz,yılmayacağız. Şaşırtırlar; şaşırmamanın devâsı zekâdır.
Bezdirirler; bezmemenin ilâcı aşktır.
Yıldırırlar; yılmamanın merhemi imandır.

(N-F-K)
Allahcc razı olsun gönüldaş...
Rabbimize emanetsin...
O EN GÜZEL VEKİLDİR...
BESMELE...SELAM...DUA...
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
GÖNÜLDAŞA MEKTUPLAR - LA






Aşkı kaybetmiyor , yitirmiyorsak sevdayı ve düştüysek renkli bir rüyanın ardına ; hedonist yaşama sahte cennetlere LA diyen kerem gözlü pirdendir..

nankör olup eğlenmiyorsak ve kaybolmuyorsak Haramzade sofralarda ; yalan tarihin sokaklarında karanlık çağın monologlarına LA diyen fikir endazesindendir..

Düşmüyorsak ahbes düzenin çukurlarına ve boğulmuyorsak yobaz vartalarında; kalbi mühürlü rejime LA diyen sıla imanlı hallaç meşrepli akıncıdandır..

Kaybolmuyorsak, Kıpti labirentlerinden ve ezemiyorsa sapkın Ankara denklemleri ; yezidi zulümlere LA diyen kıyamı hüseyni , asil ruhlu şairdendir..

bilgi kıtlığını yaşamıyor ve olmuyorsak muhtaç batının ve kuzeyin çıplak ruhlu adımlarına ; mihraksız fikirlere LA diyen mütefekkirdendir..

korkmuyorsak hilkat mahluklarından ve çekinmiyorsak, doğunun ve güneyin şerli büyücülerinden ; telegram- kahinlerine LA diyen karizmatik ıstıraplı müstağriptendir..

korkutmuyorsa müstemleke yönetimin alaca kuşağı ve yok edemiyorsa işgalci parya düzen; Türk düşmanlarına LA diyen Anadolu bellekli çilecidendir..

Kirlenmiyorsa saf yürekler ve zedelenmiyorsa berrak sineler ; belamlara LA diyen : yaşayan şahit ,yürüyen derviştendir..

Düşmüyorsak çukurlarına ve benzemiyorsak kara kalpli hilkat mahluklarına ; ucubelere LA diyen : rahmet damlası yağmurcudandır..

Olmuyorsak Miras kalan zenginliğin müflisi ve etmiyorsak inkar köklerden gelen bakiyeyi ; Saltuk Buğra Han düşmanlarına LA diyen : Türkistan gözlü alperen’dendir…

Perdelemiyorsa, gözlerimizi kıblesiz pusula ve dağıtamıyorsa, ekinlerimizi kabala sihirbazları ; mezhebi genişlere LA diyen istikamet üzre yürüyen zamanın öncüsündendir..

soluk benizlere dönüşmüyor ve koşmuyorsak ,parsa peşinde ; kiralık yüreklere LA diyen hakikati ferdiyye’nin ayak izlerinde yürüyendendir..

idrakler aldanmıyor ve kanmıyorsak göz bağcılarına ; iğdiş beyinlere LA diyen akedemya inşacısındandır..

çürümüyorsak dayatılan münafık seslerle ve bürünmüyorsak alacalı bulacalı renklere; aidiyet düşmanlarına LA diyen İstanbul beyzadesindendir…

skolastik çelmelere takılmıyor ve yüzmüyorsa ruhumuz tahripkar günah denizinde ;tefekkür düşmanlarına LA diyen hikmet ehlindendir..

tepinmiyorsak nefsi arzular peşinde ve yuvarlanıp debelenmiyorsak çukurlarda ; ruh kutbu düşmanlarına LA diyen aydınlık savaşçısındandır..

bekçisi değilsek virane dünyanın, köhne eşyanın ve düşmüyorsak ardına sahte tanrıların , put adamların ; diriliş inkarcılarına LA diyen ebediyet yolcusundandır..

Geçmiyorsa , günümüz ruhsuz yürüyüşlerde ve sabahlamıyorsak yarasa kovuklarında ; ışığın düşmanlarına LA diyen nur ipliğindendir..

Algılar düalist sezgiler ikircikli anlayışlar seküler değilse ; vahdaniyet düşmanlarına LA diyen rabbani alimdendir..

Korkutmuyorsa, Atlantik ötesi küresel ehram ve aldatmıyorsa , kahire firavunlarının fetvaları; Medine düşmanlarına LA diyen kavi imanlı,yunus gönüllüdendir..

Zehirlemiyorsa, batı mahreçli mitomani masalları ve kirletmiyorsa semtimizi doğu menşeli sapkın hikayeler ; istikamet düşmanlarına LA diyen Allah kulu KİM-dendir..

Kör gecenin kör cephesinde karanlıkta kalmıyor ve düşmüyorsak lümpen çelmelerine ; ruh düşmanlarına LA diyen MİM sırtında secde eden ehlibeyt aşığındandır -MİM sırtında secde eden ehlibeyt aşığındandır wesselam..


B.Halit KOŞAN

 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
ben doğduğumda cezaevine girmiş ,hala hapishanede. Allahın Cenneti ucuz kazanılmıyor. Mirzabeyoğlu ve onun yaşadığı kötü olaylar hiçbir insan aklının makul bulmayacağı necislikte. Şimdiden bakıyorum. Sökmez canım , kaybolan değerleri hatırlatan ölen duyguları canlandıran her fikir adamı başımızın tacıdır. Hele ki bu fikir adamı kelimeye vurulmayan işkenceleri de yaşamışsa iki elimizi başımıza raptedip düşünmemiz gerek : bir böcek gibi yaşayıp silinip gitmek mi hayat ? kalıcı eserler bırakmak mı? cevabı mirzabeyoğlunun eserlerinde.

 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
müebbet.Çünkü Çocuk pornocusu degil...
Salih Izzet Erdis.
Nami diger Salih Mirzabeyoglu..Yillar boyu onu yazilari ile taniriz. Kimseyi vurmadi.."Vur" emri vermedi..
Simdi "baslardan yagli lekeler"in oldugu bir peykede ömür çürütmekle mesgul.
Salih Mirzabeyoglu'nun suç dosyasi mi?...
Bu ise muammadan öte degil..
Fakat, Çocuk pornoculari, kahrolasi düzen(baz)lar her zaman hür...
O, ne gariptir ki ;PKK lilari ve DevSol'culari affediveren Cumhurbaskani Vicdaninin ugramadigi bir köhnede ve belkide çildirtan bir yoksulluk içinde...
Yazik..
Sadece yazik..
Ihaledaslar, yoldaslar..Beynini Belediye Vidanjörüne kaptirip gidenler..Hey... hey..
Ve ikiye ayrilan insanlik...Sakali bir mahzenin islak duvarlari arasinda zorla kesilenler..
Sakalini hayata(!) tercih ediverenler...

--- alıntı ---



 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
Onlar sanıyorlar ki, biz sussak mesele kalmayacak. Hâlbuki biz sussak, tarih susmayacak. Tarih sussa, hakikat susmayacak. Onlar sanıyorlar ki, bizden kurtulsalar mesele kalmayacak. Hâlbuki bizden kurtulsalar, vicdan azabından kurtulamayacaklar. Vicdan azabından kurtulsalar, tarihin azabından kurtulamayacaklar. Tarihin azabından kurtulsalar, Allahın gazabından kurtulamayacaklar.
--- alıntı ---


(anna
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
o değil daha dün bu adamın peşinden gidenler, bugün cumhurbaşkanı, başbakan, başbakan yardımcısı, bu adam terör örgütü lideri olmaktan içeride.

suçu ne hiç.

 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt