mürmüdük
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 7 Tem 2009
- Mesajlar
- 6,952
- Tepki puanı
- 1
- Puanları
- 0
- Yaş
- 53
- Web Sitesi
- anadoluhaber.blogcu.com
Salih Mirzabeyoğlu'na Yapılan İşkence Kabul Edilemez!
Faaliyetlerini Salih Mirzabeyoğlu'na uygulanan işkenceden herkesi haberdar etmek, Telegram'a ilişkin kim, ne tepki veriyor, buna dair tarihe naçizâne bir not düşmek olarak özetleyen ve gittikleri her yerde büyük bir alâka ile karşılaşan grup, 6 Aralık 2010'da, saat 14'de Saadet Partisini ziyaret etti.
Cumhuriyet Halk Partisi’nde Genel Sekreterlik, Milliyetçi Halk Partisi’nde Genel Başkan Yardımcılığı seviyesinde ağırlanan grubu, Saadet Partisi’nde Teşkilatlardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Birol AYDIN karşıladı.
Kendisini ziyarete gelen grubu büyük bir ilgi ve alâka ile dinleyen Birol AYDIN; Salih Mirzabeyoğlu’na yapılan işkencenin kabul edilemez olduğunu belirtti, “Allah yardımcısı olsun.” temennilerinde bulundu.
Saadet Partisi’nin Salih Mirzabeyoğlu’na dair bir taleple ziyaret edildiğini öğrenen Milli Gazete de gruba ayrı bir ilgi ve alâka gösterdi, kendilerini ağırladı, grup üyelerinden Adeviye Yeşiloğlu ve Gönül Bulut ile bir röportaj yaptı.
Gönül Bulut konu hakkında şu açıklamayı yaptı:
“Niçini ve nasılı artık herkesçe bilinen ziyaretlerimizi bu hafta da gerçekleştirdik. Saadet Partisi’ni ziyaret ettik. Böyle bir ilgi ve alâkayı işin açıkçası bekliyorduk. Sayın Birol Aydın’a hem Salih beye yapılan hukuksuzluk ve hem de işkence hakkında malûmat verdik. Büyük bir dikkatle bizleri dinleyen Birol Aydın son derece içten gelen bir tavırla; “Yıllardır işkence gören Salih beyin Alllah yardımcısı olsun” dedi ve hemen partinin iki numaralı ismi ve Anayasa Profesörü Mustafa Kamalak beyefendiyi aradı. Sayın Mustafa Kamalak’dan bizim adımıza randevu aldı. Bu arada pek de beklemediğimiz bir gelişme oldu. Mirzabeyoğlu’na dair bir taleple Saadet Partisi’ni ziyaret ettiğimizi öğrenen Milli Gazete’nin muhabirleri bizi gazetelerinde ağırlamak istedi. Kısa bir görüşmenin ardından, röportaj da yapmak istediklerini belirttiler. Biz de bu teklifi kabul ettik, Salih Mirzabeyoğlu’na uygulanan hukuksuzluk ve işkence hakkında hem yazılı ve hem de sözlü malûmatlar verdik.”
“Ziyaretlerde aldıkları intibaların ne yönde olduğu” sorusuna Gönül Bulut;
“Hem kendim ve hem de grup üyeleri adına söylersem; şimdiye kadar hep iyi karşılandık. Bu ziyaretlerimizde, meseleye dair gerekli duyarlığın şimdiye kadar pek de gösterilmemesinden dolayı, duyulan derin bir mahcubiyeti sezdik. Mevzu; bir insanlık, ahlâk, vicdan sorunudur. Meseleyi böyle vaz’ettiğimiz zaman daha bir fark ederiz ki; işkenceyi kimin dile getirdiğinden daha ziyade, ehemmiyet belirten husus Telegram ve Telegram’a 11 yıldır maruz kalan Salih Mirzabeyoğlu’dur. Bahse mevzu olan Salih Mirzabeyoğlu ise; gerisi teferruattır. Biz sadece ve sadece O’na bakarız. Ve O’nu esaretten kurtulmuş görene kadar, faaliyetlerimize devam edeceğiz.” dedi.
SAADET PARTİSİNE SUNULAN DİLEKÇE:
SAADET PARTİSİ GENEL BAŞKANLIĞINA
ANKARA
KONU : Bolu F Tipi Cezaevi’nde tutulan Salih Mirzabeyoğlu’nun maruz kaldığı Telegram işkencesi hakkında.
AÇIKLAMALAR:
1. Salih Mirzabeyoğlu; şiirden hikayeye, romandan resime, mitolojiden fiziğe, estetikten hukuka, iktisattan edebiyata kadar birçok alanda yazılmış 56 tane kitabın altında imzası olan, eserleri yurtiçinde ve yurtdışında birçok kişi tarafından takip edilen bir fikir ve sanat adamıdır.
2. Adil bir hukukun üstün olduğu ülkelerde asla yaşanmayacak bir haksızlığa maruz kalan S. Mirzabeyoğlu, amir-memur, ast-üst ilişkilerinin hukukta daha bir belirgin hâle geldiği, hukukun bütün kurum ve kuruluşlarıyla rafa kaldırıldığı, Müslümanlara yönelik sürek avının başlatıldığı bir süreç olan 28 Şubat sürecinde tutuklanmış, davasının İddianame ve Gerekçeli Kararı'nda da geçtiği şekilde, “her ne kadar bir eylemi ve eylem talimatı olduğu tespit edilememiş olsa da” idam kararı almıştır.
3. Mirzabeyoğlu Davası'nda kararın nasıl verildiğini davanın eski hâkimi Sedat Karagül şöyle ifade etmektedir:
“Susurluk (...) ve İBDA-C gibi büyük davalara bakan Karagül dönemin Adalet Bakanı Türk`ün ricalarını önemsemediği için `defterinin dürüldüğünü` söylüyor. Ben yargının bağımsız olduğunu zannediyordum. Anadolu'da kendimi `Bağımsız` biliyordum. Ta ki DGM'ye gelene kadar. Sonrasında anladım ki, yargı bağımsız değilmiş. Daha önceleri bu soruyu bana sorsanız, size kızıp `Şüpheniz mi var?` derdim. Ama şimdi diyemiyorum. DGM`de büyük davalar, büyük menfaat çatışmaları vardı. Bağımsız olmayan bir yargıçtan ne beklenir? (...)Yargının siyasallaşması konusunun en güzel örneğini ben yaşadım.”(Sabah/ 12/ 01/ 2006)
4. Kendisi tam 12 yıldır cezaevindedir. 12 yıllık cezaevi hayatının son 6 yılını tek kişilik hücrede geçirmekte, 11 yıldır da Telegram –Zihin Yönlendirme- işkencesine maruz kalmaktadır.
5. Bir fikir adamına yapılan işkenceyi önlemek; hükümetin en temel görevlerinden biri olsa da mevcut hükümet bu konuda son derece duyarsız bir tavır sergilemektedir.
6. İsminde “Adalet” gibi ulvî bir ideal geçen Hükümet Partisi’nin isminin tam zıddı yönünde icraatların altına imza atmasının, Başbakan, Bakan ve milletvekilleri başta olmak üzere AKP’nin bütün üyelerinin Telegram işkencesinden haberdar olmasına rağmen işkenceyi önlemeye dair hiçbir şey yapmamasının, işkenceye karşı ısrarla sessiz kalmasının, dünyanın hiçbir yerinde görülmeyecek bir şekilde kanunu geriye yürüterek O’nu tek kişilik hücreye koymasının en önemli sebebi; Siyonistlerin Müslümanlara yönelik bir oyunu olan Büyük Ortadoğu Projesi’nin uygulanmasına karşı duran herkesi mahkûm etme arzusu olabilir.
7. “Amerikancı değilse yok say”, “BOP’a karşıysa herşey mübahtır”, “Pazarlıksız İslâm diyorsa, vurun söyletmen” anlayışını temsil eden hükümet üyelerinin yapılmasına tam 9 yıldır göz yumduğu Telegram işkencesi;
- Mevzuunda otorite olanlar tarafından da ifade edildiği üzere; 'modern
bilim'in bir neticesi ve toplamı olup, çok veçhelidir.
- Felsefî, fizikî, ruhî, ilmî, tıbbî, teknik, mühendislik, metafizik, psikolojik, parapsikolojik, nörofizyolojik, vd. disiplinler zaviyesinden izah bekleyen birçok hususiyeti vardır.
- Hedef; insan iradesi olup, gaye; insan iradesini parçalamak, şahsiyetini ezmek ve onu tedricî olarak “güdülmeye teşne bir nesne” hâline getirmektir.
- İşkencenin birçok çeşidi olup, isbatı en zor ve bu yüzden de en dayanılmaz olanı; elektro-manyetik dalgalarla yapılanıdır.
- Elektro-manyetik dalgalarla yapılan işkenceyi bildik ve hâkim ispat
mantığıyla ispatlamak mümkün değildir.
- Telegram -Zihin Yönlendirme- işkencesini ispatlama külfetinin, son derece kolaycı ve zalimane bir tavır sergileyerek, işkenceye maruz kalan kişiye yüklenmesi, şu ân itibariyle reddi mümkün olmayan ve artık iyice avamîleşen meselenin psikiyatrik bir vakıa gibi algılanması, meselenin taraflarına baştan savıcı bir tavırla “bir dilekçeyle müracaat edin, gereğini yapalım, gerekirse doktora sevkedelim” gibi laflar edilmesi; işkencenin önemli bir unsuru ve hatta bizatihi kendisidir.
8- Bütün dünyada birçok mağduru olan Telegram işkencesine maruz kalan Salih Mirzabeyoğlu, yaşadığı işkenceyi “Telegram”, “Ölüm Odası” eserleri başta olmak üzere birçok kitabında yazmış, onu temellendirmiş, tafsilatlı bir şekilde anlatmış, bütün bu süreçte de 15 tane kitaplık çapta eser vermiştir.
9- Salih Mirzabeyoğlu'nun mesnetsiz bir şekilde cezaevinde tutulduğu, kanunun geriye yürütülmek suretiyle tam 6 yıldır 3 metrekarelik bir hücrede yaşamak zorunda bırakıldığı yetmiyormuş gibi bir de yıllardır Telegram işkencesine maruz kalmasına mukabil Hükümet Partisi’nin gösterdiği âciz tavır, herkes gibi, O'nun kitaplarını yakından takip eden bizleri de derin bir üzüntü, kaygı ve çeşitli arayışlara sokmaktadır.
10- İşkenceyi önlemek hükümetin; hükümetin her türlü izahtan vareste olan âcizliğini dile getirmek, yanlışlarını göstermek, diktatörlük heveslerine engel olmak ise muhalefetin, bilhassa da Müslümanların hak ve hukukunu her şeyden aziz bilerek yıllarca siyaset yapmaya çalışan Saadet Partisi’nin görevidir.
TALEP :
Aşağıda imzası olan bizler son derece kritik bir dönemde İslâmî- millî bir misyonla muhalefet yapan Sayın partinizin Sayın yetkililerinden;
Sırf fikirden dolayı cezalandırmanın geri dönüşü olmayacak bir şekilde tarihe karışması gerektiği bir dönemde hükümet olan, ancak diktatörlük hevesinin tezahürü hâlinde kendinden olmayan ne kadar gazeteci, yazar, sanatçı, akademisyen ve fikir adamı varsa hepsini mahkûm etmeye çalışan, “her türden işkenceye sıfır tolerans” diyen, ancak yıllardır uygulanan birçok işkenceye göz yuman Hükümet Partisi’ni;
- Salih Mirzabeyoğlu'nun şartlarının iyileştirilmesi,
- Maruz kaldığı işkencenin son bulması,
- İşkencecilerin bir ân önce bulunup, Türk yargısının önüne çıkarılması
hususunda gerekli çalışmaları ivedilikle yapması yönünde uyarmasını,
- Kendinden olmayanı yok sayan, Müslümanları kıyım projesi olan BOP’u uygulamakla kendini mükellef gören, bunun için de her türden hukuksuzluğu yapan Amerika/İsrailsever hükümetin hukuksuz icraatlarına engel olmanın gereği hâlinde bir fikir adamına uygulanan işkenceyi her mahfilde dile getirmesini talep eder, gereğinin yapılmasını saygılarımızla arzederiz. 06/12/2010.
EK-1: İmza listesi.
EK-2: Salih Mirzabeyoğlu'nun avukatlarının mevzuyla alâkalı olarak yaptığı
açıklamaların metinleri.
Yapılan
Faaliyetlerini Salih Mirzabeyoğlu'na uygulanan işkenceden herkesi haberdar etmek, Telegram'a ilişkin kim, ne tepki veriyor, buna dair tarihe naçizâne bir not düşmek olarak özetleyen ve gittikleri her yerde büyük bir alâka ile karşılaşan grup, 6 Aralık 2010'da, saat 14'de Saadet Partisini ziyaret etti.
Cumhuriyet Halk Partisi’nde Genel Sekreterlik, Milliyetçi Halk Partisi’nde Genel Başkan Yardımcılığı seviyesinde ağırlanan grubu, Saadet Partisi’nde Teşkilatlardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Birol AYDIN karşıladı.
Kendisini ziyarete gelen grubu büyük bir ilgi ve alâka ile dinleyen Birol AYDIN; Salih Mirzabeyoğlu’na yapılan işkencenin kabul edilemez olduğunu belirtti, “Allah yardımcısı olsun.” temennilerinde bulundu.
Saadet Partisi’nin Salih Mirzabeyoğlu’na dair bir taleple ziyaret edildiğini öğrenen Milli Gazete de gruba ayrı bir ilgi ve alâka gösterdi, kendilerini ağırladı, grup üyelerinden Adeviye Yeşiloğlu ve Gönül Bulut ile bir röportaj yaptı.
Gönül Bulut konu hakkında şu açıklamayı yaptı:
“Niçini ve nasılı artık herkesçe bilinen ziyaretlerimizi bu hafta da gerçekleştirdik. Saadet Partisi’ni ziyaret ettik. Böyle bir ilgi ve alâkayı işin açıkçası bekliyorduk. Sayın Birol Aydın’a hem Salih beye yapılan hukuksuzluk ve hem de işkence hakkında malûmat verdik. Büyük bir dikkatle bizleri dinleyen Birol Aydın son derece içten gelen bir tavırla; “Yıllardır işkence gören Salih beyin Alllah yardımcısı olsun” dedi ve hemen partinin iki numaralı ismi ve Anayasa Profesörü Mustafa Kamalak beyefendiyi aradı. Sayın Mustafa Kamalak’dan bizim adımıza randevu aldı. Bu arada pek de beklemediğimiz bir gelişme oldu. Mirzabeyoğlu’na dair bir taleple Saadet Partisi’ni ziyaret ettiğimizi öğrenen Milli Gazete’nin muhabirleri bizi gazetelerinde ağırlamak istedi. Kısa bir görüşmenin ardından, röportaj da yapmak istediklerini belirttiler. Biz de bu teklifi kabul ettik, Salih Mirzabeyoğlu’na uygulanan hukuksuzluk ve işkence hakkında hem yazılı ve hem de sözlü malûmatlar verdik.”
“Ziyaretlerde aldıkları intibaların ne yönde olduğu” sorusuna Gönül Bulut;
“Hem kendim ve hem de grup üyeleri adına söylersem; şimdiye kadar hep iyi karşılandık. Bu ziyaretlerimizde, meseleye dair gerekli duyarlığın şimdiye kadar pek de gösterilmemesinden dolayı, duyulan derin bir mahcubiyeti sezdik. Mevzu; bir insanlık, ahlâk, vicdan sorunudur. Meseleyi böyle vaz’ettiğimiz zaman daha bir fark ederiz ki; işkenceyi kimin dile getirdiğinden daha ziyade, ehemmiyet belirten husus Telegram ve Telegram’a 11 yıldır maruz kalan Salih Mirzabeyoğlu’dur. Bahse mevzu olan Salih Mirzabeyoğlu ise; gerisi teferruattır. Biz sadece ve sadece O’na bakarız. Ve O’nu esaretten kurtulmuş görene kadar, faaliyetlerimize devam edeceğiz.” dedi.
SAADET PARTİSİNE SUNULAN DİLEKÇE:
SAADET PARTİSİ GENEL BAŞKANLIĞINA
ANKARA
KONU : Bolu F Tipi Cezaevi’nde tutulan Salih Mirzabeyoğlu’nun maruz kaldığı Telegram işkencesi hakkında.
AÇIKLAMALAR:
1. Salih Mirzabeyoğlu; şiirden hikayeye, romandan resime, mitolojiden fiziğe, estetikten hukuka, iktisattan edebiyata kadar birçok alanda yazılmış 56 tane kitabın altında imzası olan, eserleri yurtiçinde ve yurtdışında birçok kişi tarafından takip edilen bir fikir ve sanat adamıdır.
2. Adil bir hukukun üstün olduğu ülkelerde asla yaşanmayacak bir haksızlığa maruz kalan S. Mirzabeyoğlu, amir-memur, ast-üst ilişkilerinin hukukta daha bir belirgin hâle geldiği, hukukun bütün kurum ve kuruluşlarıyla rafa kaldırıldığı, Müslümanlara yönelik sürek avının başlatıldığı bir süreç olan 28 Şubat sürecinde tutuklanmış, davasının İddianame ve Gerekçeli Kararı'nda da geçtiği şekilde, “her ne kadar bir eylemi ve eylem talimatı olduğu tespit edilememiş olsa da” idam kararı almıştır.
3. Mirzabeyoğlu Davası'nda kararın nasıl verildiğini davanın eski hâkimi Sedat Karagül şöyle ifade etmektedir:
“Susurluk (...) ve İBDA-C gibi büyük davalara bakan Karagül dönemin Adalet Bakanı Türk`ün ricalarını önemsemediği için `defterinin dürüldüğünü` söylüyor. Ben yargının bağımsız olduğunu zannediyordum. Anadolu'da kendimi `Bağımsız` biliyordum. Ta ki DGM'ye gelene kadar. Sonrasında anladım ki, yargı bağımsız değilmiş. Daha önceleri bu soruyu bana sorsanız, size kızıp `Şüpheniz mi var?` derdim. Ama şimdi diyemiyorum. DGM`de büyük davalar, büyük menfaat çatışmaları vardı. Bağımsız olmayan bir yargıçtan ne beklenir? (...)Yargının siyasallaşması konusunun en güzel örneğini ben yaşadım.”(Sabah/ 12/ 01/ 2006)
4. Kendisi tam 12 yıldır cezaevindedir. 12 yıllık cezaevi hayatının son 6 yılını tek kişilik hücrede geçirmekte, 11 yıldır da Telegram –Zihin Yönlendirme- işkencesine maruz kalmaktadır.
5. Bir fikir adamına yapılan işkenceyi önlemek; hükümetin en temel görevlerinden biri olsa da mevcut hükümet bu konuda son derece duyarsız bir tavır sergilemektedir.
6. İsminde “Adalet” gibi ulvî bir ideal geçen Hükümet Partisi’nin isminin tam zıddı yönünde icraatların altına imza atmasının, Başbakan, Bakan ve milletvekilleri başta olmak üzere AKP’nin bütün üyelerinin Telegram işkencesinden haberdar olmasına rağmen işkenceyi önlemeye dair hiçbir şey yapmamasının, işkenceye karşı ısrarla sessiz kalmasının, dünyanın hiçbir yerinde görülmeyecek bir şekilde kanunu geriye yürüterek O’nu tek kişilik hücreye koymasının en önemli sebebi; Siyonistlerin Müslümanlara yönelik bir oyunu olan Büyük Ortadoğu Projesi’nin uygulanmasına karşı duran herkesi mahkûm etme arzusu olabilir.
7. “Amerikancı değilse yok say”, “BOP’a karşıysa herşey mübahtır”, “Pazarlıksız İslâm diyorsa, vurun söyletmen” anlayışını temsil eden hükümet üyelerinin yapılmasına tam 9 yıldır göz yumduğu Telegram işkencesi;
- Mevzuunda otorite olanlar tarafından da ifade edildiği üzere; 'modern
bilim'in bir neticesi ve toplamı olup, çok veçhelidir.
- Felsefî, fizikî, ruhî, ilmî, tıbbî, teknik, mühendislik, metafizik, psikolojik, parapsikolojik, nörofizyolojik, vd. disiplinler zaviyesinden izah bekleyen birçok hususiyeti vardır.
- Hedef; insan iradesi olup, gaye; insan iradesini parçalamak, şahsiyetini ezmek ve onu tedricî olarak “güdülmeye teşne bir nesne” hâline getirmektir.
- İşkencenin birçok çeşidi olup, isbatı en zor ve bu yüzden de en dayanılmaz olanı; elektro-manyetik dalgalarla yapılanıdır.
- Elektro-manyetik dalgalarla yapılan işkenceyi bildik ve hâkim ispat
mantığıyla ispatlamak mümkün değildir.
- Telegram -Zihin Yönlendirme- işkencesini ispatlama külfetinin, son derece kolaycı ve zalimane bir tavır sergileyerek, işkenceye maruz kalan kişiye yüklenmesi, şu ân itibariyle reddi mümkün olmayan ve artık iyice avamîleşen meselenin psikiyatrik bir vakıa gibi algılanması, meselenin taraflarına baştan savıcı bir tavırla “bir dilekçeyle müracaat edin, gereğini yapalım, gerekirse doktora sevkedelim” gibi laflar edilmesi; işkencenin önemli bir unsuru ve hatta bizatihi kendisidir.
8- Bütün dünyada birçok mağduru olan Telegram işkencesine maruz kalan Salih Mirzabeyoğlu, yaşadığı işkenceyi “Telegram”, “Ölüm Odası” eserleri başta olmak üzere birçok kitabında yazmış, onu temellendirmiş, tafsilatlı bir şekilde anlatmış, bütün bu süreçte de 15 tane kitaplık çapta eser vermiştir.
9- Salih Mirzabeyoğlu'nun mesnetsiz bir şekilde cezaevinde tutulduğu, kanunun geriye yürütülmek suretiyle tam 6 yıldır 3 metrekarelik bir hücrede yaşamak zorunda bırakıldığı yetmiyormuş gibi bir de yıllardır Telegram işkencesine maruz kalmasına mukabil Hükümet Partisi’nin gösterdiği âciz tavır, herkes gibi, O'nun kitaplarını yakından takip eden bizleri de derin bir üzüntü, kaygı ve çeşitli arayışlara sokmaktadır.
10- İşkenceyi önlemek hükümetin; hükümetin her türlü izahtan vareste olan âcizliğini dile getirmek, yanlışlarını göstermek, diktatörlük heveslerine engel olmak ise muhalefetin, bilhassa da Müslümanların hak ve hukukunu her şeyden aziz bilerek yıllarca siyaset yapmaya çalışan Saadet Partisi’nin görevidir.
TALEP :
Aşağıda imzası olan bizler son derece kritik bir dönemde İslâmî- millî bir misyonla muhalefet yapan Sayın partinizin Sayın yetkililerinden;
Sırf fikirden dolayı cezalandırmanın geri dönüşü olmayacak bir şekilde tarihe karışması gerektiği bir dönemde hükümet olan, ancak diktatörlük hevesinin tezahürü hâlinde kendinden olmayan ne kadar gazeteci, yazar, sanatçı, akademisyen ve fikir adamı varsa hepsini mahkûm etmeye çalışan, “her türden işkenceye sıfır tolerans” diyen, ancak yıllardır uygulanan birçok işkenceye göz yuman Hükümet Partisi’ni;
- Salih Mirzabeyoğlu'nun şartlarının iyileştirilmesi,
- Maruz kaldığı işkencenin son bulması,
- İşkencecilerin bir ân önce bulunup, Türk yargısının önüne çıkarılması
hususunda gerekli çalışmaları ivedilikle yapması yönünde uyarmasını,
- Kendinden olmayanı yok sayan, Müslümanları kıyım projesi olan BOP’u uygulamakla kendini mükellef gören, bunun için de her türden hukuksuzluğu yapan Amerika/İsrailsever hükümetin hukuksuz icraatlarına engel olmanın gereği hâlinde bir fikir adamına uygulanan işkenceyi her mahfilde dile getirmesini talep eder, gereğinin yapılmasını saygılarımızla arzederiz. 06/12/2010.
EK-1: İmza listesi.
EK-2: Salih Mirzabeyoğlu'nun avukatlarının mevzuyla alâkalı olarak yaptığı
açıklamaların metinleri.
Yapılan