Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Benimle her gün düzenli olarak ilmihal okumaya var mısınız? (1 Kullanıcı)

tevbeYA-HAK

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Kas 2007
Mesajlar
2,050
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Konum
TÜRKİYE'NİN UZAK DOĞUSUNDAN
14 eylül 2009 pazartesi

bismillahirrahmanirrahiym

İman ile İslâm'ın Şartları
İslâm dininde Yüce Allah'a, meleklere, Allah'ın kitablarına, peygamberlere, âhiret gününe, kaza ve kadere iman etmek esastır. Bunları bilip kabullenmek imanın temel şartıdır. Onun için imanın şartları altıdır, denilir. Bu şartlar müslümanlıkta kesinlikle mevcut esaslardır. Bunlara, inanılması zorunlu din ilkeleri denir. Bunlara inanmak mecburiyeti vardır. Bunları doğrulamadıkça iman gerçekleşemez. Bunlardan herhangi birini inkâr etmek Allah korusun insanı hemen dinden çıkarır.
Biz bu imanımızı: "Amentü billâhi..." sözlerini okumakla daima açıklıyor ve isbat ediyoruz. Bu sözleri okuyan şöyle demiş oluyor:
"Ben Yüce Allah'a, O'nun meleklerine, O'nun kitablarına, O'nun peygamberlerine, âhiret gününe, kaderin (iyi ve kötü her şeyin yaratılışı) Allah'dan olduğuna inandım. Öldükten sonra dirilip mahşerde (hesab yerinde) toplanmak hakdır ve gerçektir. Şahidlik ederim ki, Allah'dan başka İlâh yoktur ve yine şahidlik ederim ki, Hazret-i Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem) O'nun kulu ve peygamberidir."


İslâm'ın şartları ise, beştir. Peygamber Efendimiz'in bir hadislerinin manası şudur: "İslâm dini beş şey üzerine kurulmuştur: Şehadet sözünü getirmek (Eşhedü en lâ İlâhe İllallah ve Eşhedü enne Muhammeden Resulüllah, demek), namaz kılmak, zekât vermek, ramazan ayı oruç tutmak ve hac etmek."

İşte bu beş şey İslâm'ın şartıdır. Bu şartları gözetip onları yerine getiren insan, İslâm şerefine ermiş, Müslüman rütbesini kazanmış olur.
"Eşhedü en lâ İlâhe İllallah ve Eşhedü enne Muhammeden Abdühu ve Resulühu = Allah'dan başka İlâh olmadığına şahidlik ederim. Yine Muhammed'in (A.S.) Allah'ın kulu ve elçisi olduğuna şahidlik ederim." sözlerine "Kelime-i Şehadet" denir. "Lâ İlâhe İllallah, Muhammed'ün Resülüllah" sözüne de "Kelime-i Tevhid" denir. Biz bu mübarek kelimeleri daima okuruz.
 

gülsengül

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Eyl 2008
Mesajlar
5,816
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
"Eşhedü en lâ İlâhe İllallah ve Eşhedü enne Muhammeden Abdühu ve Resulühu = ALLAH'dan başka İlâh olmadığına şahidlik ederim. Yine Muhammed'in (A.S.) ALLAH'ın kulu ve elçisi olduğuna şahidlik ederim." sözlerine "Kelime-i Şehadet" denir. "Lâ İlâhe İllallah, Muhammed'ün Resülüllah" sözüne de "Kelime-i Tevhid" denir. Biz bu mübarek kelimeleri daima okuruz.
 

-Burcu-

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Eyl 2008
Mesajlar
2,493
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
42
bugunku biraz gec okuyabildim ama cok şükür Rabbime okuduguma okadar seviniyorumki anlatamam Rabbim rsazı olsuın vesile olan kardeşimizden ve katılan diğer kardeşlerimizden
 

tevbeYA-HAK

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Kas 2007
Mesajlar
2,050
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Konum
TÜRKİYE'NİN UZAK DOĞUSUNDAN
Mühim değil kardeşim neticede okumuşsun...zaten önemli olan da okumak değil mi?
Ben de zaten artık okulum açıldığı için geç yayınlamaya başladım...
Selam...dua....
 

_şimal_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Tem 2008
Mesajlar
3,231
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
35
Allah c.c razı olsun kardeşim...
 

tevbeYA-HAK

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Kas 2007
Mesajlar
2,050
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Konum
TÜRKİYE'NİN UZAK DOĞUSUNDAN
15 eylül 2009 salı

bismillahirrahmanirrahiym...

Yüce Allah'a ve O'nun Sıfatlarına İman
İmanın temelini teşkil eden altı şart vardır. Bunlardan birincisi Yüce Allah'a iman etmektir. Şöyle ki: "Allah Tealâ (Yüce Allah) diye ismini andığımız şanı büyük olan Yaratıcı vardır. Eşi ve benzeri olmayan o varlık bütün kemal sıfatları ile vasıflanmıştır. Bütün noksanlıklardan beri (münezzeh)'tir. Bütün âlemleri yoktan var eden O'dur. O'nun kudret ve büyüklüğüne denk hiçbir şey yoktur. Bizleri ve bizim gördüklerimizle görmediğimiz sayısız âlemleri yaratan, yetiştirip besleyen ancak O'dur.


Yüce Allah'ın "Rahman, Rahim, Halık, Rezzak, Hakîm, Rabb, Mübdî, Azîz, Gaffar, Tevvab, Hak" gibi daha birçok mübarek isimleri ve büyük sıfatları vardır. Özellikle Vücud (Varlık) sıfatı vardır. Bundan başka mübarek sıfatları iki kısma ayrılır. Bir kısmı Selbi Sıfatlar'dır ki, Kıdem, Beka, Havadise Muhalefet (hiç bir yaratığa benzer olmamak), Kıyam Bizatihi (varlığı kendiliğinden oluş), Vahdaniyet (ortağı olmamak) sıfatlarından ibaret olmak üzere beştir.
Diğer kısmı da Sübut Sıfatları'dır ki, bunlar Hayat, İlim, İrade, Kudret, Semi, Basar, Kelâm, Tekvîn sıfatları olmak üzere sekizdir. Bu sıfatların hepsine birden "Kemal Sıfatları" denir.
İşte biz, böyle kemal sıfatları ile vasıflı bulunan şanı yüce bir Allah'a ve O'nun bu büyük sıfatlarına iman ederiz. Bu büyük sıfatlarla ilgili biraz bilgi vereceğiz.
 

tevbeYA-HAK

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Kas 2007
Mesajlar
2,050
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Konum
TÜRKİYE'NİN UZAK DOĞUSUNDAN
16 eylül 2009 çarşamba

bismillahirrahmanirrahiym

Vücud
Allah Tealâ'nın varlığı demektir. Allah Tealâ'nın varlığı hakdır ve en büyük varlık O'na mahsustur. O'nun varlığı, yarattığı şeyler bakımından yaratıkların hepsinden daha açık ve zahirdir. Çünkü Yüce Allah olmasaydı, hiç bir şey olmazdı. Gerek bizim varlığımız ve gerekse herhangi bir şeyin varlığı Yüce Allah'ın varlığına birer şahiddir.
Biliyoruz ki, bu âlemde hiçbir şey kendiliğinden var olacak bir durumda değildir. Bunlardan hiç biri ne kendi kendine var olabilir, ne de kendi kendine yok olabilir. Başka bir deyişle, hiç bir şey kendi kendine yokluktan varlığa gelemez. Varlıkdan da yokluğa gidemez. Hiç bir yaratık da ne bir zerreyi var edebilir, ne de onu yok edebilir. İçinde yaşadığımız bu dünya ile beraber sonsuz âlemler meydana gelmiş, birbiri ardınca vücuda gelip devam etmektedir. Nice şeyler de varken yok olmuştur.
İşte bütün bunları yokluktan var eden ve sonra yok eden, kuvvet ve hikmet sahibi Yüce bir yaratıcının varlığından asla şübhe edilemez.
Yüce Allah'ın varlığını isbat için Kelâm (Akaid) ilminde ve felsefe kitablarında pek çok delil yazılıdır. Bunlardan bir kısmını "Muvazzah İlm-i Kelâm Dersleri" adındaki eserimizde açıklamış bulunuyoruz. Şimdi burada:
"Şübhe yok ki, göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün değişmesinde akıl sahibleri için (Allah'ın varlığını, kudret ve azametini gösteren) büyük işaretler vardır." (Al-i İmran: 190) âyetini okuyup yüksek anlamını düşünmek yeterlidir.
Bu âyet-i kerime güzelce düşünülürse, Yüce Allah'ın varlığına, kuvvet ve kudretinin büyüklüğüne dair sayısız deliller önümüze çıkar. Bizim bu eserimiz onları açıklamaya yeterli değildir. Ancak astronomi, kozmoğrafya, biyoloji, kimya, ruhiyat (psikoloji) ve anatomi gibi ilimlerin verdiği bilgileri göz önüne getirenler, bu âyet-i kerimenin işaret ettiği delillere pek güzel akıl erdirebilirler. Her sağduyu sahibi insan düşündükçe, Yüce Allah'ın varlığını kabule mecbur olur.
İşte yukarıda Türkçe anlamını verdiğimiz âyet-i kerime, bu gerçekleri haber veriyor ve bizi uyarıyor. Bundan sonra gelen:
"Akıl ve anlayış sahibleri o kimselerdir ki, ayakta iken, otururken, yanları üzere yatarken (her hallerinde) Allahı anarlar; göklerin ve yerin yaratılışı üzerinde düşünürler (ve derler): Ey Rabbimiz; Sen bunları boşuna yaratmadın.(Boşuna bir şey yaratmaktan) sen münezzehsin. Bizi ateş azabından koru," anlamındaki âyet-i kerime, gerçek anlayış ve akıl sahibi kimler olduğunu bize bildiriyor.
Bütün bu âyetler, İslâm dininde aklın ve düşüncenin ne kadar büyük önem taşıdığını da bize göstermiş oluyor. Bir hadis-i şerifde de:
001.gif

"Düşünce gibi bir ibadet yoktur," buyurulmuştur.
Gerçekten İslâm dininde aklın ve düşüncenin büyük yeri vardır. İslâm dini tamamen akla ve hikmete uygundur. Muhakeme ve eleştirme, onun hak ölçülerini değiştiremez. İslâmiyet düşünen insanların dinidir.
İşte akıllı insanlar o kimselerdir ki, gökleri, arzı, gece ve gündüzleri, göklerde parıldayan ve her biri güneşten binlerce defa daha büyük yıldızların ihtişamını düşünürler, yeryüzündeki sayısız canlı ve cansız yaratıkları gözönüne alırlar. Hoş göndüzlerin, sakin gecelerin ne kadar sağlam bir düzen ve ölçü içinde yaratılış kanununa uyarak birbirini kovalayıp durduklarını düşünürler. İbret bakışları ile yapılan böyle düşünceler sonunda, bu âleme bu düzen ve ölçüyü vermiş olan Yüce Allah'ın kudret ve azametini insanlar isteyerek ve teslimiyetle kabule mecbur olurlar.
Hatta böyle büyük varlıkları değil, bir zerreden küçük olduğu halde büyük bir duygu ile hayat ve görevini sürdürmeye çalışan bir mikrobu, yine bir zerreden küçük olduğu halde başlı başına bir kuvvet hazinesi olan bir atomcuğu düşünmek bile, gerçek akıl sahibi bir insan için Allah'ın yüce kudret ve hikmetini tasdik etmeye yeterlidir.
Büyük bir nizam ve intizam içinde yaratılan bütün bu güzel ve acaib varlıklar rasgele mi olmuştur? Bunlar bilgi ve hikmetten yoksun olan yahut hayal edilen bir tabiatın eseri midir? Asla böyle yanlış bir hükme hiçbir akıl sahibi varamaz.
Yine tekrar ederek diyoruz ki, Yüce Allah'ın varlığını ve büyüklüğünü anlamak ve kabul etmek için, bundan önceki maddede anlamını yazdığımız âyet-i kerimeyi güzelce düşünmek yeterlidir. Bunun içindir ki, Peygamber efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) buyurmuştur: "Yazıklar olsun o kimseye ki, bu âyeti okumuş da üzerinde düşünmemiştir
 

tevbeYA-HAK

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Kas 2007
Mesajlar
2,050
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Konum
TÜRKİYE'NİN UZAK DOĞUSUNDAN
17 eylül 2009 perşembe
bismillahirrahmanirrahiym


Kıdem
Ezeliyyet, evveli olmamaktır. Evveli olmayana Kadim denir. Sonradan meydana gelene de Hadis denir. Allah Tealâ Kıdem sıfatı ile vasıflanmıştır. Çünkü Allah ezelîdir, kadîmdir, varlığının başlangıcı yoktur. O'ndan önce yokluk geçmemiştir. O'nun varlığı yanında milyonlarca seneler bir saniye bile sayılmaz. Yine gördüğümüz âlemler, milyarlarca seneden beri mevcut bulunsa, yine Yüce Allah'ın ezeliliği yanında bir saniyelik bir hayata sahib sayılmaz.
Allah Kadîmdir, sonradan var olan şey Allah olamaz. Yüce Allah'dan başka ne varsa, bunların hepsi hâdistir (sonradan olmuşlardır). Bunlar Allah'ın kudreti ile yaratılmışlardır. Artık şübhe yoktur ki, yaratılanlar yaratana mahsus Kadîm sıfatını taşıyamazlar. Onun ezelî varlığı ile beraber hiçbir şey yoktu, âlemler sonradan yaratılmıştır.
 

GEVHER

Yönetici
Katılım
9 Eyl 2008
Mesajlar
3,971
Tepki puanı
2,515
Puanları
163
Eline , emeğine sağlık kardeşim.
İş yoğunluğundan giremedim , iki günü birleştirip okudum ancak. :a03:

Devamını takip ediyorum inşaAllah , iyi bir öğrenciyimdir.
Allah Celle Celalühe emanet ol değerli kardeşim.
 
K

KırıkTesti

Allah razı olsun, hergün uğraşıp yazıyosunuz.
Malesef Kadir gecesinden sonra hiç okuyamadım ama yarın hepsini toplu okuycam inşallah.
 

tevbeYA-HAK

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Kas 2007
Mesajlar
2,050
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Konum
TÜRKİYE'NİN UZAK DOĞUSUNDAN
allah razı olsun sizin takip ettiğinizden em,nim zaten...
inanırmısınız dün çok rahatsızdım...bilgisayarı açıpta eklemeye dermanım yoktu..
dinlendim biraz ama dinlenirken içim içimi yedi ekleyemedim diye...sonra kalkıp ekledim..
allah razı olsun sizlerden...
 

_şimal_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Tem 2008
Mesajlar
3,231
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
35
selamun aleykum kardeşim..
Allah c.c razı olsun ben de ancak bu gece okudum
ilmihali mazur gör ama hepsını okuycam
benden kaçmaz :a12:
selam ve dua ile..
 

VaVeyla

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
11,102
Tepki puanı
22
Puanları
38
Konum
Mevlana diyarı
allah razı olsun değerli hocam
okulda öğrencilere burda bize öğretiyosunuz ne güzel:)
Rabbim mükafatını kat kat versin...
 

_şimal_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Tem 2008
Mesajlar
3,231
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
35
güzel kardeşim bugun ilmihal okuyamadık
nedendir:(:(
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt