Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Ailenin Önemi (2 Kullanıcı)

gul_sevgiliye

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Kas 2006
Mesajlar
129
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Ailenin Önemi

Amacı sağlam bir toplum kurmak olan İslam, aileye çok önem vermiştir. Çünkü aile, toplumun temel taşıdır. Toplumlar ailelerden oluşur. Aile sağlam olursa toplum da sağlam olur.
Müslüman anne - babalarin yapmalari gereken sey, çocuklarini dogru seçim yapabilecek sekilde egitmek, bilgilendirmek ve onlarin Islam'i saglam bir sekilde yasamalarini saglamaktir. Bunu saglayabilmek için de öncelikli olarak aile fertlerinin çocugun etrafini kavramaya basladigi dönemden itibaren gerek örnek olma yoluyla gerekse bilgilendirme yoluyla Islam'i çocuklarina ögretmeleri ve çocuklariyla aralarindaki bagi onlarin her dönemlerinde sicak ve yakin tutmalari, özellikle de bulug çaginin inisçikislarinda çocuklarina daha yakin ve destek olmalari lazimdir. Kendini sicak ve güvenli bir ortamda hisseden çocuk, ailesi Müslümanca bir hayat sürüyor ve kendini bu yolda bilgilendiriyorsa, Islam'a karsi saglam bir inanisa sahip olmakta, bulug çagi dönemini daha sakin ve problemsiz geçirmekte ve yetiskin olarak da Müslüman toplumda aktif bir rol almaktadir.
 

konak

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Tem 2006
Mesajlar
1,186
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Ailenin Önemi

gul_sevgiliye yazdı:
Amacı sağlam bir toplum kurmak olan İslam, aileye çok önem vermiştir. Çünkü aile, toplumun temel taşıdır. Toplumlar ailelerden oluşur. Aile sağlam olursa toplum da sağlam olur.
Müslüman anne - babalarin yapmalari gereken sey, çocuklarini dogru seçim yapabilecek sekilde egitmek, bilgilendirmek ve onlarin Islam'i saglam bir sekilde yasamalarini saglamaktir. Bunu saglayabilmek için de öncelikli olarak aile fertlerinin çocugun etrafini kavramaya basladigi dönemden itibaren gerek örnek olma yoluyla gerekse bilgilendirme yoluyla Islam'i çocuklarina ögretmeleri ve çocuklariyla aralarindaki bagi onlarin her dönemlerinde sicak ve yakin tutmalari, özellikle de bulug çaginin inisçikislarinda çocuklarina daha yakin ve destek olmalari lazimdir. Kendini sicak ve güvenli bir ortamda hisseden çocuk, ailesi Müslümanca bir hayat sürüyor ve kendini bu yolda bilgilendiriyorsa, Islam'a karsi saglam bir inanisa sahip olmakta, bulug çagi dönemini daha sakin ve problemsiz geçirmekte ve yetiskin olarak da Müslüman toplumda aktif bir rol almaktadir.

Ne kadar güzel ifade etmişsiniz. Rabbim sevabınızı yazsın İnşallah.
Selam ve dua ile.
 

konak

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Tem 2006
Mesajlar
1,186
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Ailenin Önemi

gul_sevgiliye yazdı:
Amacı sağlam bir toplum kurmak olan İslam, aileye çok önem vermiştir. Çünkü aile, toplumun temel taşıdır. Toplumlar ailelerden oluşur. Aile sağlam olursa toplum da sağlam olur.
Müslüman anne - babalarin yapmalari gereken sey, çocuklarini dogru seçim yapabilecek sekilde egitmek, bilgilendirmek ve onlarin Islam'i saglam bir sekilde yasamalarini saglamaktir. Bunu saglayabilmek için de öncelikli olarak aile fertlerinin çocugun etrafini kavramaya basladigi dönemden itibaren gerek örnek olma yoluyla gerekse bilgilendirme yoluyla Islam'i çocuklarina ögretmeleri ve çocuklariyla aralarindaki bagi onlarin her dönemlerinde sicak ve yakin tutmalari, özellikle de bulug çaginin inisçikislarinda çocuklarina daha yakin ve destek olmalari lazimdir. Kendini sicak ve güvenli bir ortamda hisseden çocuk, ailesi Müslümanca bir hayat sürüyor ve kendini bu yolda bilgilendiriyorsa, Islam'a karsi saglam bir inanisa sahip olmakta, bulug çagi dönemini daha sakin ve problemsiz geçirmekte ve yetiskin olarak da Müslüman toplumda aktif bir rol almaktadir.

İnanç boyutunda ve gelecek boyutunda çocuklarına gereken rehberliği yapan, onlarla birebir ilgilenen ve sizin de belirttiğiniz gibi özellikle inanç boyutu gelişmiş çocukların çok daha başarılı, huzurlu ve mutlu bir yaşam sürdürdüklerini görmekteyiz. Gelin hep birlikte bu güzel yavrularımızın geleceği ve imanı adına olumlu adımlar atalım.
 

konak

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Tem 2006
Mesajlar
1,186
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Ailenin Önemi

Güzel kardeşim katkılarından ve güzel duandan dolayı çok teşekkür ederim. Rabbim senden razı olsun.
Selam ve dua ile.
 

konak

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Tem 2006
Mesajlar
1,186
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Ailenin Önemi

Elbirliği ile aile ve önemini ele alırsak, bunu söylemlerimizde ifade edersek, yaşadığımız çevrede iyi bir aile modeli oluşturursak inanıyorum ki toplumsal anlamda dejenere olmuş, yıkılmaya yüz tutmuş bu güzelim müeseseyi kurtarabiliriz.
 

konak

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Tem 2006
Mesajlar
1,186
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Ailenin Önemi

SAYGI: AİLESİNİN SAYGI DUYMADIĞI AİLESİNE SAYGI DUYMAYAN BİRİNDEN HİÇ KİMSEYE KARŞI SAYGI DUYMASINI BEKLEYEMEZSİNİZ.

SEVGİ: AİLESİNİN SEVMEDİĞİ ve AİLESİNİ SEVMEYEN BİRİNİN HİÇ KİMSEYİ SEVMESİNİ BEKLEYEMEZSİNİZ

GÜVEN: AİLESİN BİLE GÜVENMEDİĞİ BİRİNE KİMSENİN GÜVENMESİNİ BEKLEYEMEZSİNİZ
 

Ravza_Nur

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
8,116
Tepki puanı
3
Puanları
0
RE: Mahremiyet nedir? Çocuklara nasıl öğretilmeli

RE: Mahremiyet nedir? Çocuklara nasıl öğretilmeli

Dışarıda nasıl ki mahremiyetimizin sınırları varsa evimizde de mahremiyetin bazı sınırları olmalıdır. Odalara girerken kapı vurmak ve sesli olarak izin istemek, ev içinde de kılık kıyafetlere dikkat etmek gibi aile içinde mahremiyet sınırlarına özen göstermek hem tarafların birbirine hem de Yüce Mevlâya saygının bir gereğidir. Ebeveynler bu mahremiyet anlayışını, başka bir ifade ile utanma (haya) duygusunu, küçük yaşlardan itibaren çocuklarına kazandırmakla yükümlüdürler. Çünkü sağlıklı bir mahremiyet duygusu geliştiren çocukların taciz riski daha azdır ve sağlıklı bir cinsel kimlik gelişimi için temel oluşturur.


Sağlıklı bir mahremiyet gelişimi için neler yapabiliriz?

Çocuğa ayrılmış olan odaya büyüklerin girerken kapıyı çalarak sesli olarak izin istemeleri çok önemlidir. Böylece çocuk, hem kendisine değer verildiğinin farkına varacak, hem de özel odalara girerken izin istenmesi gerektiğini büyüklerinden görerek öğrenmiş olacaktır.

Çocuğunuza 4 yaşından itibaren giyinirken bazı hususlara dikkat etmesini sağlayın. Özellikle misafirlerin yanında giyinilmemesi gerektiğini öğretin. Odasında giyinen çocuğunuza kapısını ve penceresini kapalı tutmasını isteyin.

Çocuğunuzun tuvaletteyken kapısını kapalı tutması gerektiğini, banyo veya tuvalete girmek istediğinde kapıyı mutlaka çalması gerektiğini öğretin. Böylece banyo ve tuvaletin özel bir alan olduğu fikri kafasına yerleşecektir. Eğer çocuğunuz lazımlığa tuvaletini yapıyorsa dikkat edeceğiniz nokta, lazımlığı herkesin görebileceği bir yere koymamanızdır.

Çocuğunuza siz yatak odasındayken kapının vurulmadan girilmeyeceğini öğretin. “Ben giyiniyor olabilirim. Ve giyinirken yalnız kalmalıyım.” gibi açıklamalar yapabilirsiniz. Ancak, zaman zaman çeşitli nedenlerle geceleri yatak odanıza gelebileceğini düşünerek dikkatli olmanız gerekir.

Ev içi kıyafetlerinizde de dikkatli olmalısınız. Sizin kıyafetlerinize dikkat etmeniz çocuk için en iyi eğitimdir.

Mahremiyet anlayışını kazandırmaya çalışırken, zorlayarak, korkutarak katı bir disiplinle yaklaşmamaya dikkat etmelisiniz. Aksi takdirde ya söylenenin zıddını yapan ya da konuşmayan, özgüveni eksik bireyler karşımıza çıkabilir.

12. ayından sonra eğer çocuğunuzla beraber yıkanıyorsanız bunda mutlaka dikkat edeceğiniz hususlar olmalı. Çocuk kendi bedeniyle anne ve babasının bedeni arasında sınırlar olduğunu bilmelidir.


ABDULLAH PURTAŞ, ADANA ÖZGÖREN LİSELERİ PSİKOLOJİK DANIŞMANI
 

konak

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Tem 2006
Mesajlar
1,186
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Ailenin Önemi

Ravza_Nur yazdı:
Dışarıda nasıl ki mahremiyetimizin sınırları varsa evimizde de mahremiyetin bazı sınırları olmalıdır. Odalara girerken kapı vurmak ve sesli olarak izin istemek, ev içinde de kılık kıyafetlere dikkat etmek gibi aile içinde mahremiyet sınırlarına özen göstermek hem tarafların birbirine hem de Yüce Mevlâya saygının bir gereğidir. Ebeveynler bu mahremiyet anlayışını, başka bir ifade ile utanma (haya) duygusunu, küçük yaşlardan itibaren çocuklarına kazandırmakla yükümlüdürler. Çünkü sağlıklı bir mahremiyet duygusu geliştiren çocukların taciz riski daha azdır ve sağlıklı bir cinsel kimlik gelişimi için temel oluşturur.


Sağlıklı bir mahremiyet gelişimi için neler yapabiliriz?

Çocuğa ayrılmış olan odaya büyüklerin girerken kapıyı çalarak sesli olarak izin istemeleri çok önemlidir. Böylece çocuk, hem kendisine değer verildiğinin farkına varacak, hem de özel odalara girerken izin istenmesi gerektiğini büyüklerinden görerek öğrenmiş olacaktır.

Çocuğunuza 4 yaşından itibaren giyinirken bazı hususlara dikkat etmesini sağlayın. Özellikle misafirlerin yanında giyinilmemesi gerektiğini öğretin. Odasında giyinen çocuğunuza kapısını ve penceresini kapalı tutmasını isteyin.

Çocuğunuzun tuvaletteyken kapısını kapalı tutması gerektiğini, banyo veya tuvalete girmek istediğinde kapıyı mutlaka çalması gerektiğini öğretin. Böylece banyo ve tuvaletin özel bir alan olduğu fikri kafasına yerleşecektir. Eğer çocuğunuz lazımlığa tuvaletini yapıyorsa dikkat edeceğiniz nokta, lazımlığı herkesin görebileceği bir yere koymamanızdır.

Çocuğunuza siz yatak odasındayken kapının vurulmadan girilmeyeceğini öğretin. “Ben giyiniyor olabilirim. Ve giyinirken yalnız kalmalıyım.” gibi açıklamalar yapabilirsiniz. Ancak, zaman zaman çeşitli nedenlerle geceleri yatak odanıza gelebileceğini düşünerek dikkatli olmanız gerekir.

Ev içi kıyafetlerinizde de dikkatli olmalısınız. Sizin kıyafetlerinize dikkat etmeniz çocuk için en iyi eğitimdir.

Mahremiyet anlayışını kazandırmaya çalışırken, zorlayarak, korkutarak katı bir disiplinle yaklaşmamaya dikkat etmelisiniz. Aksi takdirde ya söylenenin zıddını yapan ya da konuşmayan, özgüveni eksik bireyler karşımıza çıkabilir.

12. ayından sonra eğer çocuğunuzla beraber yıkanıyorsanız bunda mutlaka dikkat edeceğiniz hususlar olmalı. Çocuk kendi bedeniyle anne ve babasının bedeni arasında sınırlar olduğunu bilmelidir.


ABDULLAH PURTAŞ, ADANA ÖZGÖREN LİSELERİ PSİKOLOJİK DANIŞMANI


Bu güzel katkılarınızdan dolayı Rabbim sizden razı olsun. Gerçekten çok özel bir konudan giriş yapmış ve yapılması gerekenleri detaylı bir şekilde ifade etmişsiniz.
Selam ve dua ile.
 

konak

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Tem 2006
Mesajlar
1,186
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Ailenin Önemi

Sağlıklı bir aile ortamının oluşmasında çevre faktörünü de göz önünde bulundurmamız gerekir. Özellikle çevremizde aile bağları güçlü olmayan ve bakış açısı da olumsuz olan gençler, çocuklarımızın arkadaşları varsa çocuklarımızı onlardan da korumak için çareler düşünmeli bir yandan da o tarz yetişen çocuklara sıcaklık göstermeliyiz.
 

konak

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Tem 2006
Mesajlar
1,186
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Ailenin Önemi

Çocuğa ayrılmış olan odaya büyüklerin girerken kapıyı çalarak sesli olarak izin istemeleri çok önemlidir. Böylece çocuk, hem kendisine değer verildiğinin farkına varacak, hem de özel odalara girerken izin istenmesi gerektiğini büyüklerinden görerek öğrenmiş olacaktır.

Çocuğunuza 4 yaşından itibaren giyinirken bazı hususlara dikkat etmesini sağlayın. Özellikle misafirlerin yanında giyinilmemesi gerektiğini öğretin. Odasında giyinen çocuğunuza kapısını ve penceresini kapalı tutmasını isteyin.
 

konak

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Tem 2006
Mesajlar
1,186
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Ailenin Önemi

Rabbim evlerimizin içindeki ile dışındakini aynı şekilde yaşamayı bizlere nasip et. Bizleri ikiyüzlülükten alıkoy.
 

konak

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Tem 2006
Mesajlar
1,186
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Ailenin Önemi

Halife Hazreti Ömer (r.a.) Eshab-ı Kiram'dan bir zatı vali tâyin etmek üzere huzuruna çağırmıştı. Hazreti Ömer'in torunlarından biri çıkageldi. Hazreti Ömer torununu kucakladı, öptü ve onun gönlünü hoş etti. Orada bulunan zat Hazreti Ömer'e (r.a.):

— Ya Ömer! Sen çocukları sever misin? Halbuki ben, on tane torunum olduğu halde hiç birisini bu zamana kadar kucağıma almadım ve öpmedim, dedi.

Hazreti Ömer ona:

— Allah senden merhameti kaldırmışsa ben ne yapayım? dedikten sonra «Kendi çocuğunu ve torununu sevmeyen, halkı hiç sevemez» diyerek vali tâyin etmekten vazgeçti.
 

konak

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Tem 2006
Mesajlar
1,186
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Ailenin Önemi

Bir akşam geç saatte karanlık sokakta yürürken çalılıkların arkasından boğucu çığlık sesleri duydum. Yavaşlayıp sesi dinlediğimde, duyduklarımın boğuşma sesleri olduğunu anladım. Ağır hırıltılar, yırtılan kumaş sesleriydi bunlar. Bir kızın saldırıya uğradığını fark ettim. Müdahale etmeli miydim? Kendi güvenliğim için endişelenmiştim ve bu gece yeni yolu tercih ettiğim için lanet okudum. Sadece, en yakın telefona gidip polisi mi aramalıyım diye düşündüm. Sonsuza kadar sürecekmiş gibi gelmesine rağmen, aklımı başıma almam sadece birkaç saniyemi almıştı. Bu arada kızın sesi gittikçe zayıflıyordu. Hızlı bir şekilde hareket etmem gerektiğini biliyordum. Nasıl bırakıp gidebilirdim?

Sonunda kararımı verdim. Kendi hayatımı riske atsam bile, bu meçhul kıza sırtımı dönemezdim.

Cesur ve atletik bir erkek değildim. Güçlü biri olduğumu söylemek de imkânsızdı. O gücü nereden bulduğumu bilmiyorum; ama kıza yardım etmeye karar verdikten sonra gücümün arttığını hissettim. Çalılıkların arkasına koştum ve saldırganı kızın üstünden çektim. Yere düştük, biraz boğuştuk, sonra da saldırgan benden kurtulup kaçtı.

Ağır ağır soluyarak yukarı tırmandım ve ağacın arkasına çömelmiş hıçkırarak ağlayan kıza yaklaştım. Karanlıkta yüzünü tam seçemiyordum. Onu daha çok korkutmamak için biraz uzaktan konuştum.

"Tamam, geçti" dedim yavaşça. "Adam gitti. Şimdi emniyettesin."

Uzun bir sessizlik oldu. Sonra, hayret ve şaşkınlıkla şu sözleri duydum:

"Baba, sen misin?"

Sonra da, ağacın arkasından küçük kızım Selime çıktı.
 

konak

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Tem 2006
Mesajlar
1,186
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Ailenin Önemi

Japon çocuğun tek hayali çok ünlü bir karateci olmaktı. Fakat ailesi buna izin vermezdi. Bir gün talihsiz bir kaza sonucu çocuk sol kolunu kaybetti.

Ailesi çocuğun moralinin çok kötü olduğunu görünce ona bir karate hocası tuttu. Hoca ilk dersinde çocuğa karşısındakini sağ koluyla tutup üstünden savurmayı gösterdi. Hatta ikinci, üçüncü ve sonraki bütün derslerde hep ayni hareketi yapıyorlardı.

Çocuk bir gün hocasına

- "Hocam ben çok sıkıldım, artık başka hareketlere geçsek" dedi.

Hoca ise bunu kabul etmeyerek dünyada bu işi en hızlı yapan kişi olmadıkça bitirmeyeceğini söyledi. Çocuk o kadar hızlanmıştı ki, hocasını bile göz açıp kapayıncaya kadar yerden yere vuruyordu.

Bir gün hoca elinde bir kâğıtla geldi kâğıtta çocuğun gençler karate şampiyonasına katılabileceği yazıyordu. Çocuk çok şaşırdı.

Ertesi gün salonda ilk rakibinin karşısına çıkacakken heyecanla hocasına sordu,

- "Hocam bu iş nasıl olur? Ben sadece tek hareket biliyorum kesin kaybederim". Hocası ise "sen sadece hareketi yap" cevabını verdi.

Çocuk ringe çıktı ve hareketiyle rakibini eledi. Hatta tek hareketle finale kadar çıktı. Finalde karşısında kendisinin iki kati birisi vardı. Önce çok korktu ama gene bildiği hareketi yaparak son rakibini de yendi ve şampiyon oldu.

Sevinçle hocasının yanına koştu ve sordu,

- "Hocam nasıl olur anlamıyorum, sadece bir hareket biliyorum, tek kolluyum ve şampiyon oldum". Hocası çocuğa baktı ve dedi ki,

- "Senin yaptığın hareket karatedeki en zor hareketlerden biridir... Ve bir tek savunması vardır o da, rakibin sol kolunu tutmak".
 

Ravza_Nur

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
8,116
Tepki puanı
3
Puanları
0
RE: Ailenin Önemi

Çocuklar, bayramın en güzel yönünü tadarlar. Bayramdan günler öncesinde alınan rugan pabuçlar, fırfırlı dantelli giysiler, çoraplarına kadar yeni kıyafetler Bayram şekerleri, harçlıklarının konulacağı çantalar Hatta arife gününden dayanılamayıp giyilen elbiseler. Gece yerinde duruyor mu? diye birkaç kere kontrol edilen ayakkabılar
Çocuklara bakan yönü ile bu şekilde olan bayramlar, biz ebeveynler için de çok yoğun duygular yaşatır. Çocuklarımızın mutluluğu için kendi ihtiyaçlarımızı çoğu zaman erteleriz. Kıyafetlerimizi daha itinalı ütüleyerek giymeyi, yeni almaya tercih ederken, ayakkabılarımızı da arife günü almak üzere tamire verdiğimiz bile olur. Anneler, günler öncesinden başladıkları temizliğin son rutuşlarını tamamlar.

Bayram sabahı bir gece öncesinden kaçta yatılmış olursa olunsun tüm ev ahalisi erkenden uyanmıştır. Uzun süredir kahvaltıda bir araya gelememiş aile fertleri birlikteliğin tadını çıkarırlar.

Bayram günleri, hayatın zorlukları kısa süreli de olsa yakamızı bırakır. Çevremize karşı daha hoşgörülü, çocuklarımızın sair zamanlarda yaptıkları yaramazlıklara karşı daha anlayışlı oluruz. Birkaç günlük zihnimizi meşgul eden pekçok sıkıntı tazeliğini korurken bizler bayramın özelliği sebebiyle çoğunu askıya almışızdır. Çünkü bugün bayramdır!.. Bayramlarda yaşadığımız güler yüz, misafirperverlik, olaylara olumlu bakış açısı geliştirmeyi, ümit ederiz ki senenin her gününde yaşayalım

Çocuklarınızla muhtaç ailelere de bayram etme sevincini yaşatabilirsiniz. Birlikte harçlıklarını biriktirebilir, ona bayramlık kıyafet veya şeker alırken -imkanlarınız ölçüsünde- bir de arkadaşına paket hazırlatabilirsiniz. Kardeş aileler, bayramda yaşayacakları damak lezzeti ile birlikte, değer verilme mutluluğunu yaşarken diğer taraftan da minik minik elleriyle yardım getiren çocukları görme şaşkınlığını yaşayacaklardır. Temennimiz tüm bu güzelliklerin dünyaya yayılması, çocuklarımızın küçükken de yaşadıkları bu güzellikleri yaşamlarının her karesinde canlı tutmaları




Hangi bayram hazırlıkları yapılabilir?


Bayram alışverişine çocuğunuzla birlikte çıkın. Çocuğunuza alacağınız bayram kıyafetlerini, sunacağınız seçenekler içinden onun tercih etmesine müsaade edin.

Arife günü de dahil olmak üzere çocuğunuza 5 adet zarf hazırlayın. Zarfların içinde her gün için güzel bir bayram mesajı, bayram armağanı (balon, harçlık, kitap), bayram önerisi (şekerleri sen misafirlere tutabilirsin gibi.), günün planını yerleştirin. Her gün sabah kalktığında yastığının altında zarfları bulmasını sağlayın. Bayramı tüm coşkusu ile çocuğunuzun hissetmesine zemin hazırlayın.

Kız çocukları bayram temizliği ve ikram hazırlamada annelerine yardım ederken, erkek çocukları da alışverişte babalarına yardımcı olabilirler.

Erkek çocukları babalarıyla bayram namazına gidebilir.

Akraba, dost ziyaretinizi çocuğunuzla birlikte yapın.

Aile büyükleriniz şehir dışında ise telefonla tebriklerinizde çocuğunuzun da konuşmasına fırsat tanıyın.

Çocuğunuzun geçmiş senelerdeki arkadaşlarına kartla veya telefonla bayram mesajı göndermesinde ona yardımcı olun.

Eve gelen misafirlerinize hoş geldin’ demek, terlik vermek, şeker-kolonya sunmak konusunda bayram öncesinde ailecek dramatizasyon yapın. Siz de bu konuda onu teşvik edin. Ufak da olsa adımlarını takdir edin.


Kurban Bayramına özel olarak neler yapılabilir?

Çocuk sorarsa kurbanın neden kesildiği anlatılabilir. Ancak Hz. İbrahimin kıssası 7 yaştan itibaren anlatılmalıdır. Daha küçük yaşlarda kıssa hikayeleştirilmelidir.

Çocukların, kurbanın kesilişini görmesine asla izin verilmemelidir.

Çocuk, kurbanlık hayvanın bu işlemden dolayı canının acıyıp acımadığı sorarsa Senin saçından ufak bir tel koptuğunda nasıl canın acımıyorsa onun da canı acımıyor! denilebilir.

Kurban Bayramı vesilesi ile kesilen kurbandan tüm fakirlerin faydalandığı, et yedikleri konusunda sohbet edilebilir. Böylelikle bayramın toplumsal faydaları anlatılmış olur.

Biz insanlar başkalarına faydalı olduğumuzda nasıl mutlu oluyor isek kurbanlık hayvanların da insanlara yararlı olduklarında aynı şekilde mutlu oldukları söylenebilir.

Çocukların, kurbanlık hayvanı sevmesine yetişkin kontrolünde izin verilmelidir.
 

konak

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Tem 2006
Mesajlar
1,186
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Ailenin Önemi

Ravza Hanım katkılarınızdan ve paylaşımınızdan dolayı Rabbim sizden razı olsun. Gerçekten bayram arefesinde çocuklarımıza bayram kültürü kazandırmamız son derece önemlidir. Sizde bu anlamda çok özel mesajlar bizlerle paylaşmışsınız, sağolun.
Selam ve dua ile.
 

konak

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Tem 2006
Mesajlar
1,186
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Ailenin Önemi

Ahmediye ve Envârûl Âşıkıyn isimli meşhur iki eserin yazarları, Ahmed Bîcan ve Mehmed Bîcan isimli iki kardeştir, ikisi de evliyalık derecesine erişmiş mübarek kişilerdir.
Bunlardan birisi bir gün camide vaaz ediyor ve Hızır Aleyhisselam'dan bahsediyormuş. Cami tıklım tıklım dolu, cemaat da dikkatle vaazı dinlemekteymiş. Bu sırada diğer kardeş camiye girmiş ve vaazı dinlemeye başlamış. Dinlerken bir ara gülmüş.
Buna bozulan kardeşi durumu annesine anlatmış. Annesi de oğluna:
- Evladım, kardeşinin vaazına niçin güldün? diye sormuş. O cevaben:
- Anneciğim, ben kardeşimin vaazına gülmedim. Gayet güzel konuşuyordu. Vaazı da çok tesirliydi. Ancak Hızır Aleyhisselam'dan bahsettiği halde onu dinleyenler içersinde Hızır Aleyhisselam'ın da bulunduğunu bilmiyordu. Ben ona güldüm, demiş. Annesi oğluna:
- Evladım, kardeşin senin vaazına değil, Hızır Aleyhisselam orada olduğu halde farkında olmamana gülmüş, deyince oğlu:
- Hızır Aleyhisselam demek ki benim vaazımı dinlemeye geliyor, diye sevineceği yerde üzülmüş ve annesine:
- Anneciğim, öbür kardeşim Hz. Hızır'ı görüyor da ben niye göremiyorum?
Sebebi nedir. Bir düşün, diye annesini zorlamaya başlamış.
Annesi düşündükten sonra şu cevabı vermiş:
- Evladım, ne size hamileyken ve ne de sizi emzirip büyütürken kötü bir şey yapmış değilim. Asla böyle bir şey yapmadım. Ancak seni sadece bir defaya mahsus olmak üzere abdestsiz emzirdim. Senin Hızır Aleyhisselam'ı görmemenin sebebi olsa olsa budur, demiş.
 

konak

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Tem 2006
Mesajlar
1,186
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Ailenin Önemi

Râbia-tül Adeviyye,
-Niçin evlenmiyorsun?" diye ısrâr edenlere şöyle söyledi:
-Benim üç büyük derdim var. Bunların sıkıntısından kolayca kurtulmamı garanti ederseniz, o zaman evlenirim.
Birincisi, acabâ son nefesimde îmânımı kurtarabilecek miyim?
İkincisi, Kıyâmet gününde amel defterimi sağ tarafımdan mı, yoksa sol tarafımdan mı verecekler?
Üçüncüsü, herkesin hesâbı görüldükten sonra bir grup Cehennem'e ve bir grup Cennet'e giderken, acabâ ben hangi grupta bulunacağım? dedi.
O kimseler;
-Biz bu suâllerin cevâbı olarak size bir şey söylemekten âciziz" dediler.
-O halde önümde böyle dehşetli günler varken ve bu günlere hazırlanmak elbette lâzım iken, evlenmeyi nasıl düşünebilirim? buyurdu.
 

Ravza_Nur

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
8,116
Tepki puanı
3
Puanları
0
RE: Kimse başkasının hatasıyla suçlanamaz

RE: Kimse başkasının hatasıyla suçlanamaz

Furkan ve Mustafa Ahmed dışarıda arkadaşlarıyla oynuyorlardı. Bilin bakalım, ne oynuyorlardı? Tabii ki futbol. Bir ara topları komşu teyzenin bahçesine düşmüş. Aslında top bahçedeki bitkilere zarar vermemiş ama komşu teyze büyük bir öfkeyle topu ellerinden almış. Söylediği acı sözler de cabası olmuş. Oysa, çok dikkat ediyorlardı top bahçeye düşmesin diye ama oyun heyecanı işte! Kontrolü kaybediyorlar, hızlarını alamıyorlardı. Sonunda topu kaptırmışlardı işte.
Arkadaşlarından birisi biz de bu gece onun domateslerini yolalım diye bir fikir ortaya atmış. Çünkü oyunlarının bozulmasına, toplarının ellerinden alınmasına çok içerlemiş. Hem o zaman top oynarken zarar vereceğimiz bir şey kalmaz!diye de eklemiş. Böylece intikam almayı umuyormuş Görsün bakalım, topumuzu almak, bize bunca sözü söylemek nasıl oluyormuş?

Hep birlikte karar verdiler. Gece olunca domatesler ve diğer sebzeler sökülecek. Bütün bu konuşmalara Furkan ve Mustafa Ahmedin annesi kulak misafiri olmuştu. Müdahale etmesi gerektiğini düşündü. Ama çocukları kırmadan nasıl uyarabilirdi.

Aklına Kurânda en az beş defa geçen bir ayet geldi. Bu ayette bir kimsenin suçu yüzünden bir başkasının cezalandırılamayacağı söyleniyordu. Kızdıklarında büyüklerin bile unuttuğu bu uyarıyı çocuklara sıcağı sıcağına hatırlatmak güzel olacaktı.

Çocukları yanına çağırdı. Hepsine birer birer öpücük verdi. Konuşmaya başladı Biraz önce konuşmalarınızı işittim. Planınız beni üzdü. Teyzenin sizi üzmüş olmasına üzüldüm. Ama onun intikamını domateslerden almak iyi bir fikir değil. Sizin topunuzu domatesler almadı ki?

Çocuklar mahcup bir edayla kendilerini savundular Ama teyze de bizi üzüyor hep. Domatesler yüzünden doğru dürüst oynayamıyoruz. Onlar ortadan kalkarsa biz de rahat rahat oynarız. Hem teyze de yaptığının karşılığını bulmuş olur.

Anne konuştu Anladım, teyzeyi cezalandırmak istiyorsunuz. Sizin gibi teyze de acı çeksin istiyorsunuz. Peki domateslerin suçu ne?

Çocuklar bunun üzerine domatesleri yolmaktan vazgeçtiler. Bu güzel davranış karşısında, Furkan ve Mustafa Ahmedin annesi de onlara evde sakladığı topu hediye etti. Kaldıkları yerden neşeyle oynamaya devam ettiler.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt