Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

๐● Sordum ÇEÇENLİME ●๐ (2 Kullanıcı)

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
77411058zj3.gif





Sordum Çeçenlime, dedim: NASILSIN?
Dedi ki: MAHŞERE KALSIN.

Dedim: BEKLEYEMEM, ŞİMDİ SÖYLESEN?
Dedi: SABREDERDİN BU DAVA AŞKINI BİLSEN..


Dedim: KIŞIN HAVA SOĞUK, DONARSIN..
Dedi: BU AŞK SENDE OLSA YANARSIN..

Dedim: YALNIZ KALDIN, HİÇ YOKMUŞ ŞANSIN..
Dedi: GAFİL MÜSLÜMANLAR UTANSIN.

Dedim: BU SAVAŞIN NİCE SÜRECEK?
Dedi: İMAN, KÜFRÜ YERE SERECEK..

Dedim: ZAFERİN İŞARETİ NE?
Dedi: PEK YAKINDA HERKES GÖRECEK..

Dedim: MİRASIN NE?
Dedi: CİHAD..


Dedim: NE KAZANDIN?
Dedi: MİYAD..

Dedim: VARİSİN KİM EY KARDEŞİM?
Dedi: YAVRUM GELİR, ONU GÖZLERİM..


Dedim: YAVRUNDAN NASIL AYRILDIN?
Dedi: HASRETİ KALBE GİZLERİM..


Dedim: YAVRUN SENİ NASIL BULACAK?
Dedi: KANIM AKAR, BELLİ İZLERİM..

Dedim: BU CEFADAN ALDIN MI BİR TAT?
Dedi: BELLİ ETMİYOR MU SÖZLERİM?



Dedim: OTUR DİNLEN, HİÇ Mİ YORULMADIN?
Dedi: DAHA YORULMADI DİZLERİM!

Dedim: ZAFER?
Dedi: HAKK'IN OLACAK!

Dedim: TANKLAR?
Dedi: YOLDA KALACAK!

Dedim: EVİN VAR MI?
Dedi: VİRAN..

Dedim: REHBERİN?
Dedi: KUR'AN!

Dedim: ŞU GÜNEŞ NE?
Dedi: KANIM!


Dedim: YA ŞU YARA?
Dedi: NİŞANIM!...

Dedim: AZİMLİSİN..
Dedi: BİLDİN..


Dedim: BIKMADIN MI?
Dedi: YANILDIN!

Dedim: BU SİLAH NE?
Dedi: KARDAŞIM..


Dedim: YA BU OTLAR?
Dedi: AŞIM..

Dedim: YA ÖLÜM NE?
Dedi: NİŞANLIM!...


ANLADIM SENİ ÇEÇENLİM...
ALEVLENDİ KALBİMDEKİ KÖZLERİM...






77411058zj3.gif
...ALLAHIM....AYAKLARIMIZI SABİT EYLE...DÜŞMEYELİM NEFSİN PUSUSUNA...CİHAD EDEN MÜCAHİDLER HÜRMETİNE...Allahcc yar ve yardımcınız olsun gönüldaş...BESMELE...SELAM...DUA...
 

<DAMLA>

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Eki 2007
Mesajlar
6,461
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
Çeçen mücahidlerimizden hatıra fotoları

Çeçen mücahidlerimizden hatıra fotoları

cihaderi.net_1201470865.jpg



362vw7.jpg



komutan Mahran (gözlüklüde Yakup



361mn5.jpg




361mn5.jpg
 

<DAMLA>

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Eki 2007
Mesajlar
6,461
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
Şehid Mücahid Şener

Şehid Mücahid Şener

Şehid Mücahid Şener


mucahid04.jpg




mucahid01.jpg




mucahid02.jpg





VASİYETİ

Euzu billahimineşşeytanirracim. Bismillahirrahmanirrahim…

Elhamdulillahi rabbil a’lemin vessalatü vesselamu a’la Muhammed

Hamd olsun Allah’a ki, bize İslâm nimetini bahşetti. Bizleri Karanlıklardan nur’a çıkaran Allah’a hamd olsun.

Elhamdulillah ki, Rabbimiz bize İslâm’ı, O’nu yaşamayı, Allah’a kulluk etmeyi,, peygamberi önder seçmeyi nasip etti.

İsmim Mücahid, yaşım 19. Bende bir zamanlar Türkiye’deki gençler gibi, gezen, oynayan, hayallere dalan biriydim. Rabbim, bana 15 yaşımda hidayet nasip etti Elhamdulillah. Kur’an okumaya, Peygamberi tanımaya başladım. Tabi ki, peygamberi tanımakla, Allah’ı tanımakla bu işin biteceğini zannetmiyorum. Muhakkak ki Allah yolunda bir şeyler yapılmasının gerektiğine inandım. Ve benim Kur’an’dan öğrendiğim, Peygamber (s.a.v.)’den öğrendiğim şey buydu. Muhakkak ki, bir şeylerin yapılması gerekiyordu. Allah yolunda çaba göstermemiz gerekiyordu. Allah bizden Kur’an’da, O’nun yolunda cihad etmemizi, O’nun yolunda kanımızı akıtmamızı istiyor. Peygamber (a.s.)’da bize cihadın faziletlerini anlatıyor. Bende bundan yola çıkarak Allah yolunda cihad etmeye, Allah yolunda savaşmaya niyet ettim. Ve Rabbim bana Elhamdulillah, 4 sene de olsa beklememe rağmen kendi yolunda cihad etmeyi nasip etti.

Kişinin iyilik yaptığında cennete gideceğini, kötülük yaptığında cehenneme gideceğini Allah bize, Kur’an’da söylüyor. Ve Allah öyle bir grup anlatıyor ki Vakıa Suresinde, önde gidenlerden bahsediyor. O önde gidenler her zaman başı çeken insanlardır. O önde gidenler Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihad edenlerdir. Biz İslâm’ı seçen müslümanlar olarak gerek medyadan, gerekse çevremizden aldığımız duyumlarla müslümanlara yapılan zulümleri gördük. Bazı gazetelerden, televizyonlardan seyrettik. Filistin’de, Çeçenistan’da, Keşmir’de ve dünyanın çeşitli bölgelerinde müslümanlara yapılan zulümleri gördük ve bunların bir an önce önlenmesi, adaletin sağlanması ve Allah-u Teala’ nın Nisa Suresinde buyurduğu gibi, (Nisa 75) savaşmamız gerektiğini anladım. Elhamdulillah ki, Allah bize bu bilinci verdi. Allah yolunda cihad etmeye 4 yıl önce karar vermiştim. Niyet ettim, dua ettim Elhamdulillah Rabbim, dualarımı kabul etti. Ve Rabbim bana görünmez ordularını indirdi, Elhamdulillah ki yolum açıldı. Tabiri caizse cennetin vizesi olan Allah yolunda cihadı nasip etti. Rabbim ayaklarımızı sabit kılsın ve kendi yolunda şehid olmayı, cennetine girmeyi nasip etsin.

Kardeşlerime vasiyetim.

Sabırlı olsunlar, geride kaldık diye üzülmesinler, dualarında ısrarlı olsunlar. Peygamberimizin bir hadisi var. “Kul benim duam kabul edilmedi demeden önce Allah O’nun duasını muhakkak kabul eder” . Elhamdulillah, Allah bana bunu gösterdi.

İnşallah geride kalan kardeşlerim bana dua ederler, ben de onlara dua edeceğim. Rabbim hepimizi cennetinde, Peygamber (as.)’in etrafında, sıddıklarla, salihlerle ve şehidlerle beraber oturmayı, muhabbet etmeyi ve cennette sefa sürmeyi nasip eder inşaAllah.

Amin…
 

<DAMLA>

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Eki 2007
Mesajlar
6,461
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
mucahid02.jpg





Şehadeti:

Mücahid’in şehadetine tanık olan arkadaşı anlatıyor.

"Bismillahirrahmanirrahim…

O hayatının baharında şehadeti kazanan yiğit bir gençti. O, Rabbinin cennetine aşıktı... Rabbi’de O’nun isteklerini kabul etti ve O’nu şehidlerin mertebesine çıkardı. Bu asil genci nasıl anlatacağımı bilemiyorum. O’nu anlatırken aciz kalsam da anlatmaya çalışacağım.

“Ben bugünleri çok bekledim. Bugüne kadar sırtüstü çok yattım. Bugün ecir alma ve cennet için yatırım yapma zamanı” derdi.

Vallahi, O’nu, uzak-yakın hiçbir iş için üşengeçlik yaparken görmedim. O, Allah Rasulunun şu hadisi hep tekrarlardı. “Allah yolunda tozlanan ayağa cehennem ateşi değmeyecektir.”

Mücahid’i ya cephane taşırken, ya sığınak kazarken, ya da mücahidleri gıda ve su taşırken görürdük. O, kendisinin boşa geçecek vaktinin olmadığına şartlandırmıştı.

21 Ağustos’ta, tedavi için giden emirimiz Bilal ile gelmişti. Mücahid aramıza gelişinden bir ay sonra, emirimiz Bilal ile bir operasyona katıldı.

Mücahid, 2003’ün Ramazan ayının 27. gecesini nöbette geçirmişti. Sabah 8:30 sıralarıydı. Sığınakta kimimiz Kur’an okuyor, kimimiz ibadetle, kimimizde günlük işleriyle meşgul oluyordu. Nöbetçi; Rusların etrafımızı sardığını ve saldırıya geçmek üzere olduklarını haber verdi. Hemen hazırlandık. Fakat Ruslar saldırıya başlamışlardı. Emirimiz Bilal, sığınaktan çıkar çıkmaz vurularak şehid oldu. Dışarıya çıkanlar iki-üç saniyede şehid oluyorlardı. Sığınağın önünde bir metrelik bir çukur kazmıştık. Dışarı çıkıp ateş ederek o çukura atlamayı düşündüm ve atladım. Bacağımdan ve yanağımdan hafif şekilde yaranlanmıştım. Benden sonrada Mücahid, benden tarafa doğru gelmeye başladı. Çukura tam atlarken diz kapağına büyük bir kurşun isabet etti. O’nu çukurun içine çektim ve çatışmaya oradan devam ettik. Mücahid’in dizkapağına isabet eden kurşun O’nu ağır bir şekilde yaralamış ve dizkapağı arka tarafa doğru kırılarak dönmüştü. Ruslarla aramızdaki çatışma devam ederken, Mücahid’in alnına bir kurşun daha isabet etti. O anda Rabbine ve özlemini duyduğu şehadete kavuştu. O ve diğer kardeşler Kadir gecesinin sabahı şehid düştüler.

Mücahid, çok takvalı, cesur bir gençti. O hepimizden yaşça küçük olmasın rağmen davranışlarıyla bize örnek oluyordu. Yaşına oranla Kur’an ve Hadis bilgisi çok iyiydi. Akşamları Kur’an ve hadis dersleri verirdi. Rabbim, O’nu Firdevs’i A’la’da ağırlasın inşaAllah. Elazığlı Bilal kardeşin emirlik yaptığı, benim ve Mücahid’in içinde bulunduğu grup, Allah’ın dinin üstün tutmak için, malı ve canı ile farklı ülkelerden gelen 14 yiğitten oluşuyordu. Bu gruptan şehid olamayan tek kişi benim.

O, peygamberin de dediği gibi, “Az zamanda çok iş yapan” birisiydi. Aramıza katılalı 4 ay olmuştu.
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
Çeçenistan'da direniş bitmedi: Çatışmalar sürüyor Çeçenistan'da Rus güçleri ile Çeçen direnişçiler çatıştı
18/04/2009
1926.jpg
Rusya'nın Çeçenistan'da operasyonlarının sona erdiğinin açıklanmasından birkaç saat sonra Çeçenistan'da Rus güvenlik güçleri ve Çeçen direnişçiler arasında çatışma çıktığı bildirildi.

Çeçenistan güvenlik birimlerinden bir kaynak Rus haber ajansı RİA Novosti'ye yaptığı açıklamada, Çeçenistan'ın dağlık Şatoy bölgesinde çıkan çatışmada Rus güvenlik güçlerinden kayıp olmadığını iddia etti.

İtar-Tass'a bilgi veren bir başka yetkili de, Şatoy bölgesinde güvenlik güçlerinin bulunduğu yere ağır silahlarla ateş açıldığını belirterek, direnişçilerin olay yerinden kaçmayı başardığını kaydetti.

Yetkili, güvenlik güçlerinin saldırganların ateş açtığı bölgede yaptığı aramada direnişçilere ait bir barınak bulunduğunu ve bu barınağın imha edildiğini öne sürdü.

Kremlin, dün yaptığı açıklamada, Çeçenistan'daki 10 yıllık olağanüstü hal durumunun kaldırıldığını duyurmuştu. Rusya, Çeçenistan'daki birçok birimlerini geri çekerken, özel kuvvetlere ait yaklaşık 20 bin güvenlik görevlisi hala bölgede bulunuyor. Kaynak: Ajanslar
 

<DAMLA>

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Eki 2007
Mesajlar
6,461
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
2009_17_04_4_01_26_turkiyeli-komutan-talut-sehiddd.jpg





Türkiyeli mücahid Talut şehid!
Türkiyeli mücahit Talut, 14 Nisan 2009 günü Çeçenistan- Dağıstan sınırında beraberinde 3 mücahit ile bulunduğu aracın pusuya düşürülmesi sonucu şehitler kervanına katılmıştır.
2009-04-17


ALLAHU EKBER! TÜRKİYELİ MÜCAHİDLER DÜNYANIN DÖRBİRYANINI KANLARIYLA SULUYORLAR...
Yıllardır süren Rus işgaline karşı Çeçenistan ve Kafkasyalı kardeşleri ile özgürlük mücadelesi veren Türkiyeli mücahit Talut, 14 Nisan 2009 günü Çeçenistan- Dağıstan sınırında beraberinde 3 mücahit ile bulunduğu aracın pusuya düşürülmesi sonucu şehitler kervanına katılmıştır.



Allah şehadetini kabul, cennetdeki derecesini yüksek kılarak peygamber efendimiz(sav) e Firdevs i ala da komşu kılsın. ÂMİN
 

VaVeyla

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
11,102
Tepki puanı
23
Puanları
38
Konum
Mevlana diyarı
77411058zj3.gif





Sordum Çeçenlime, dedim: NASILSIN?
Dedi ki: MAHŞERE KALSIN.

Dedim: BEKLEYEMEM, ŞİMDİ SÖYLESEN?
Dedi: SABREDERDİN BU DAVA AŞKINI BİLSEN..


Dedim: KIŞIN HAVA SOĞUK, DONARSIN..
Dedi: BU AŞK SENDE OLSA YANARSIN..

Dedim: YALNIZ KALDIN, HİÇ YOKMUŞ ŞANSIN..
Dedi: GAFİL MÜSLÜMANLAR UTANSIN.

Dedim: BU SAVAŞIN NİCE SÜRECEK?
Dedi: İMAN, KÜFRÜ YERE SERECEK..

Dedim: ZAFERİN İŞARETİ NE?
Dedi: PEK YAKINDA HERKES GÖRECEK..

Dedim: MİRASIN NE?
Dedi: CİHAD..


Dedim: NE KAZANDIN?
Dedi: MİYAD..

Dedim: VARİSİN KİM EY KARDEŞİM?
Dedi: YAVRUM GELİR, ONU GÖZLERİM..


Dedim: YAVRUNDAN NASIL AYRILDIN?
Dedi: HASRETİ KALBE GİZLERİM..


Dedim: YAVRUN SENİ NASIL BULACAK?
Dedi: KANIM AKAR, BELLİ İZLERİM..

Dedim: BU CEFADAN ALDIN MI BİR TAT?
Dedi: BELLİ ETMİYOR MU SÖZLERİM?



Dedim: OTUR DİNLEN, HİÇ Mİ YORULMADIN?
Dedi: DAHA YORULMADI DİZLERİM!

Dedim: ZAFER?
Dedi: HAKK'IN OLACAK!

Dedim: TANKLAR?
Dedi: YOLDA KALACAK!

Dedim: EVİN VAR MI?
Dedi: VİRAN..

Dedim: REHBERİN?
Dedi: KUR'AN!

Dedim: ŞU GÜNEŞ NE?
Dedi: KANIM!


Dedim: YA ŞU YARA?
Dedi: NİŞANIM!...

Dedim: AZİMLİSİN..
Dedi: BİLDİN..


Dedim: BIKMADIN MI?
Dedi: YANILDIN!

Dedim: BU SİLAH NE?
Dedi: KARDAŞIM..


Dedim: YA BU OTLAR?
Dedi: AŞIM..

Dedim: YA ÖLÜM NE?
Dedi: NİŞANLIM!...


ANLADIM SENİ ÇEÇENLİM...
ALEVLENDİ KALBİMDEKİ KÖZLERİM...






77411058zj3.gif

emeğine sağlık kardeşim çok güzel bir paylaşımdı
allah razı olsun
 

sınan_06

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Şub 2009
Mesajlar
466
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
[ı]''allahu ekber'' krdsim guzel paylasım allaha emanet ol...[/ı]
 

<DAMLA>

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Eki 2007
Mesajlar
6,461
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
1461_1.jpg



Dudayev'ler ölmez!



21 nisan 1996, Çeçenistan’ın efsanevi lideri Cevher Dudayev’in şehadet tarihidir.

Halkının özgür olması için, şan, şöhret, para, kısaca aklınıza gelebilecek bütün maddi değerleri terk eden yiğit adam, onuruyla şehadet şerbetini içti. Göğsünü gere gere hak divanına yürüdü.



Dudayev 1944 yılının ocak ayında dünyaya geldi.On üç kardeşin en küçüğü idi.Doğum gününü tam olarak bilmiyordu.Çeçen sürgünü sırasında kundakta bir bebekmiş.Buna göre 1943 yılı sonu ya da 1944 yılı başlarında doğmuş olsa gerek. Doğumu ikinci dünya savaşının bitimine rastladı. Gözlerini dünyaya açtığında yokluk, kıtlık ve sefalete merhaba dedi.

Dudayev'in dünyaya gelişi sırasındaki yokluk ve sefalet sürprizine, bir de sürgün sürprizi ekleniyordu.

İkinci dünya savaşında Alman işgaline uğrayan Kırım ve Kuzey Kafkasya'nın batısındaki yenilgilere suçlu aranıyordu. Suçlu hemen bulundu. Çeçenler, Kırım Tatarları, Karaçay ve Balkar halkları idi bu suçlular.

Alman işgali altına girmeyen Çeçenistan ve Çeçen halkının, Almanlara nasıl işbirliği yaparak Rusya'ya ihanet ettiği bir türlü anlaşılamadıysa da, Çeçen halkı sürgünden kurtulamadı.

Rus yönetimi, yüzlerce yıldır kin beslediği Çeçen halkını, fırsat bu fırsattır diyerek tarih ve coğrafya sahnesinden silmeye teşebbüs etti.

21 şubat 1944 tarihinde Çeçen halkı top yekun olarak, 24 saat içinde elverişsiz şartlar altında ülkesini terke zorlandı. 850 bin Çeçen sürgün edildi. Bu sürgün sırasında Çeçen halkının yarıya yakını hayatını kaybetti.

Cevher Dudayev, suçlu olarak dünyaya geldi. Sürgün kararı verildiğinde yaklaşık 40 günlük bir bebekti. Annesinin kucağında sürgüne giden, belki de en küçük Çeçendi.

Sağlam bünyeli insanların dayanamadığı kış şartlarına, mucizevi bir şekilde direnen küçük Cevher (Dudi) sağ salim Kazakistan'a ulaşıyordu. Hz. Musa'yı en büyük düşmanı firavundan koruyan, hatta onun sarayında büyüten Rabbim, Cevher Dudayev'e de meleklerinin kanatlarını gererek onu büyük tehlikelerden koruyordu.

Dudayev Kazakistanın Çimkent şehrinde 13 yıl yaşadı. O, anne ve babasının anlattığı Çeçenistan'ı hep rüyasında görerek büyüdü. Kanlı diktatör Stalin'in ölümünden sonra Rus yönetimi, Çeçenlerin haksızlığa uğradığını kabul edip geri dönüşlerini serbes bıraktı.

1957 yılında gerçekleşen bu geri dönüş kervanına, Dudayev ve ailesi de katıldı.Dudayev ve ailesi, evlerine yerleşen Rusları, kazma ve küreklerle kovarak evlerine yeniden sahip oldular.

Çok zeki bir çocuk olan Dudayev, sınavlarını başarıyla verdiği Tambov Hava Harp Okuluna kaydoldu. Okulu başarıyla bitiren Cevher Dudayev, Sovyet ordusunda genç bir savaş uçağı pilotu olarak görev aldı.

Mesleğindeki başarısı ve dürüstlüğü ona hızla yükselme kapılarını açtı. Dudayev, kendisi gibi havacı bir Rus subayının kızına gönlünü kaptırdı.

Ona daha sonraki çileli yolunda hayat arkadaşı olacak Alla Dudayeva ile evlendi. Alla, Çeçen olarak doğmamıştı ama, Dudayev'in şehadetinden sonra onurlu duruşuyla gerçek Çeçen gelinleri aratmadı.

1989 yıllarına gelindiğinde, Sovyet sistemi çatırdamaya çaşlamıştı.Gorbaçov'un uyguladığı Glasnost ve Prestroyka politikaları Komünizme gün saydırıyordu.

1991 yılının Aralık ayında beklenen son gerçekleşti. Komünizm çökmüştü. Komünizmin sancılı çöküşü öncesinde Dudayev, Tuğgeneral rütbesiyle Estonya'da görev yapıyordu.

Estonya'da görev yaptığı sırada, stadyumdaki bir tören anında Estonyalı gençler, Eston bayrağı açarak bağımsızlık gösterisi yaptılar. Dudayev bu gösteriye sempatiyle baktı.

Ardından Estonya'da başlayan bağımsızlık yanlısı gösterilere müdahale etmesi talimatını dinlemeyerek "Asi General" adını aldı.

Bu sırada kendi ülkesi Çeçenistanda da hareketli günler yaşanıyordu. Zelimhan Yandarbiyev önderliğinde kurulan Çeçen Halk Kongresi hareketi Sovyet kalıntısı yönetimi sarsıyordu.

Dudayev, Zelimhan Yandarviyev'in davetine düşünmeden evet dedi.Sovyet ordusundan ayrılan Dudayev için yeni bir dönem başlıyordu.Çeçen Halk Kongresi 6 Eylül 1991 yılında Dudayev'in başkanlığında Çeçenistan'ın bağımsızlığını ilan etti. 27 Kasım 1991 yılında yapılan seçimde de halkın yüzde doksanından fazlasının oyunu alan Dudayev Çeçenistan'ın devlet başkanlığına seçildi.

Rusya Federasyonuna dahil olmadan,yolunu bağımsızlıktan yana çeviren Çeçen halkının iradesine karşı, Rus yönetimi iyi şeyler düşünmüyordu.

Rus yönetimi, Çeçen halkının bağımsızlık talebine karşı sert çıktı. Çeçenistanı tehdit ederek kanlı bir müdahele sinyali verdi.

Dudayev, bilinenlerin aksine Rus yönetimiyle savaşmak istemiyordu. Savaşın Çeçen halkına vereceği zararın farkındaydı.

Dudayev, dönemin Çerkes asıllı Adalet Bakanı Kalmuk Yura'nın arabuluculuğunu kabul ederek onunla görüştü. Bu görüşmede savaş olmadan Rus yönetimiyle anlaşmaya varılabileceğini bile söyledi.

Kalmuk Yura bu öneriyi devrin başbakanı Viktor Çernomirdin'e iletti.Çernomirdin savaşın önlenmesinden dolayı çok mutlu olduğunu ifade ederek Dudayev'le telefonla görüştü.

Yukarıdaki bilgiler hem merhum Kamuk Yura hem de Viktor Çernomirdin tarafındanda teyit edilen bilgilerdir.

Dudayev'in barış masasına oturma çağrısına olumlu cevap vermesi, Kremlin tarafından dikkate alınmadı.

Viktor Çernomirdin daha sonra hatıratında belirttiği gibi "Rus derin devleti iç politikaya yönelik, kamuoyunu memnun edecek, 24 saatte kazanılacak bir zafer istiyordu".

Rus yönetimi Çeçenistan'ı vurarak, Slav unsurlarının motivasyonunu yükseltecek, Rus ordusu, kazandığı bu zaferle otoritesini yeniden tesis edecekti.

Kısacası savaşı çıkaran taraf ne Dudayev ne de Çeçen halkıydı. Gerek Dudayev gerekse Çeçen halkı, ülkelerine saldıran Rus işgalcilerine karşı savunma savaşı vermek zorunda kalmışlardı.

Dudayev'in efsanevi kişiliği etrafında birleşen Çeçen halkı, bütün dünyaya parmak ısırtan bir bağımsızlık mücadelesi örneği sergilediler.

Dudayev dehasıyla Ruslara ağır kayıplar verdiriyordu.Uluslararası emperyalizm, Çeçen savaşının Dudayev'in ortadan kaldırılmasıyla sona ereceğini düşünüyordu.

Dünyayı tapulu arazileri olarak gören karanlık güçler, Dudayev'in kullandığı uydu telefonunun frekansını Rus yönetimine bildirdiler.

Rus Duma'sından bazı milletvekilleri ile barış konusunu görüşen Dudayev, kendisine kurulan tuzaktan habersiz uydu telefonunu çalıştırarak görüşmelerde bulunduğu sırada, uzaktan kumandalı nokta hedefe kilitlenen bir roketle şehit edildi.

Dudayev Çeçen halkının kalbinde derin izler bırakan karizmatik bir liderdi. Her Çeçen onu örnek almaktadır.Yeni doğan bir bebeğin öğrendiği ilk kelimelerden biri Dudayevdir.

Dudayev'in şehadeti ile Çeçen bağımsızlık savaşı sona ermedi.10 yıla yaklaşan bu mücadelede Dudayev'in ardından Devlet Başkanları Zelimhan Yandarbiyev ve Aslan Mashadov da şehit olmuşlardır.

Rusların anlayamadığı husus, Çeçen bağımsızlık mücadelesi şahıslara bağlı bir mücadele değildir. Bu mücadele topyekün bir özgürlük savaşıdır.

Ölümünün üzerinden dokuz yıl geçmesine rağmen Dudayev'in küçük Çeçenistan'ı halen savaşıyor.

Dudayev'i öldürmekle savaşı kazanacağını sananlar hala anlayamadınız mı

DUDAYEV'LER ÖLMEZ!
 

<DAMLA>

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Eki 2007
Mesajlar
6,461
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
"Cihad'ı Anlımızın Çatına Vurduk Ve Her Sabah Şehadeti Koyduk Dua'mızın Başına."
Cevher DUDAYEV


"Üzerimdeki üniformam kefenim, şehadete talibim. Şehitliği rütbe ve şeref kabul ediyorum. Kanımın son damlasına kadar ülkemin bağımsızlığı ve milletimin hürriyeti için savaşmaya hazırım''
CEVHER DUDAYEV



"Yüz Yıl Köle Olarak Yaşamaktansa Birgün Şerefli Ve Başı Dik Durmayi Tercih Ederim..."
Cevher DUDAYEV



Ölecek kadar yaşlı savaşacak kadar gencim
Cevher Dudaev



Bizi Öldürabilir Ezebilirr Üstümüzde Tanklarla Dans Edebilir Vücudumuzu Parçalayabilirler Fakat Bizim Özgürlük Ve Bağımsızlık Ruhumuzu Asla Yok Edemezler
Cevher DUDAYEV




 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
Çeçenya`da cihadın gidişatı.



Kafkasya Emirliği’nin Yurtdışı Genel Temsilcisi ve Çeçenistan İçkerya Cumhuriyeti Şeriat Mahkemeleri’nin eski Başkanı Şemsettin Batukayev: Vakit’e konuşan Kafkasya Emirliği’nin Yurtdışı Genel Temsilcisi ve Çeçenistan İçkerya Cumhuriyeti Şeriat Mahkemeleri’nin eski Başkanı Şemsettin Batukayev, “Rusları defalarca yendik. Bugün de yeneceğiz. Fakat biz Rusya’yı kendi gücümüzle yenmeyi düşünmüyoruz. Biz Allah’ın yardım ve kudretine güveniyoruz” dedi.

Kafkasya direnişi, her zaman İslami mücadelenin tetikleyici unsurlarından birisi oldu. İmam Şamil’den Şamil Basayev’e, Ömer Hattap’tan Salman Raduyev’e ve elbette Cevher Dudayev’e kadar gerçekten büyük komutanların kahramanlıkları ve Çeçen marşları ile büyüdü nesillerimiz. Fakat bugün Çeçenya, kelimenin tam anlamı ile mahzun. Dağlarda binlerce mücahit, hem Ruslara hem de işbirlikçilerine karşı direniyor. Yine destansı bir mücadele var ve yine Çeçen halkı atalarına layık bir şekilde direniyor. Çeçenya gündemimizi sıcak tutmak adına biz de Kafkasya Emirliği’nin Yurtdışı Temsilcisi ve Çeçenistan İçkerya Cumhuriyeti Şeriat Mahkemeleri’nin eski Başkanı Şemsettin Batukayev ile Çeçenya’yı, cihadın gidişatını, Çeçen mültecileri ve suikastları konuştuk. Buhara ve Taşkent’te eğitim alan Batukayev, Çeçen cihadının efsanevi liderleri olan Cevher Dudayev, Şamil Basayev ve Salman Raduyev ile beraber direniş hareketinin içerisinde olmuş ve onları yakinen tanımış bir isim. Buyurun;


 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
BU KAVGA HAK BATIL MÜCADELESİDİR

- Çeçenya neden direniyor?
- Bu büyük bir dava. Büyük İslam Davasının Çeçenya ayağında yüzyıllardır Ruslara karşı bir Çeçen direnişi söz konusudur. Bu kavga hak ile batılın mücadelesidir ve Çeçen halkı yine böyle büyük bir davayı omuzlamaktadır.

- Rusya büyük bir devlet...

- Allah daha büyük.

- Çeçenleri yüzlerce yıldır yok edemediler...

- Evet. Yüzyıllardır dünyanın en büyük devletlerinden ve süper güçlerinden biri olan Rusya, bir avuç Kafkas halkını dize getiremedi. Ne İmam Şamil’e diz çöktürebildiler, ne de şimdiki yiğitlerimize.

- Rusya’yı yenebilir misiniz?

- Defalarca yendik. Bugün de yeneceğiz. Fakat biz Rusya’yı kendi gücümüzle yenmeyi düşünmüyoruz. Biz Allah’ın yardım ve kudretine güveniyoruz. Mücahitler; “Onlara karşı gücünüzü hazırlayın ve Allah’a güvenin. Allah kendisine güvenenlere yardım eder” ayetine riayet etmektedirler.

- Peki direniş?

- Tüm hızı ile devam ediyor. Mücahitler dağlarda... Mücahitler canlarını dişlerine takarak zalimlere, işbirlikçilerine ve kafirlere karşı direniyorlar. Allah yolunda cihattan geri dönmeyen onurlu yiğitlerimiz yüzümüzü ak ediyorlar.

- Sizin göreviniz nedir?

- Biz, Kafkasya Emirliği’nin yurtdışı vekili olarak görev yapıyoruz.

- Bir dönem de Çeçenistan İçkerya Cumhuriyeti Şeriat Mahkemeleri’nin Başkanı olarak görev yaptınız...

- Evet. Şeriat, Kur’an-ı Kerim ve Allah Resulü’nün (sallallahu aleyhi ve sellem) sünnetidir. Müslüman’ın özel ve sosyal hayatında bir kılavuzdur. Müslümanlar için emir ve yasakları içerir. İslam’ı hayatlarında pratize etmelerini sağlar. Biz de bu mahkemelerde görev aldık.

BİZİ TERÖRİZE ETMEYE ÇALIŞIYORLAR DİYE CİHADDAN VAZ MI GEÇELİM?

- Rusya tarafından devlet başkanlığına atanan Ramzan Kadirov mücahitlere neden bu kadar düşman?

- Babası Ahmet Kadirov da benim gibi Buhara ve Taşkent’te okudu. Hatta 1. Çeçen-Rus savaşında da mücahitlerin safında yer aldı. Sonra Ruslarla anlaştı ve işbirlikçi hükümetin başına geçti. Şimdi de oğlu Ramzan tam bir işbirlikçi olarak babasının izinden gidiyor. Vahşi uygulamaları ile terör estiriyor. Korku İmparatorluğu kurdu Çeçenya’da. Lakin bu dünyadan ondan çok daha büyük zalimler geldi geçti. Firavunlara, Nemrutlara kalmayan tahtlar Kadirov’a mı kalacak?

- Sizi nelerle suçluyorlar?

- İslam’ı terörize etme çabaları için bizi kullanıyorlar. Fakat birileri bizi terörize etmeye çalışıyor diye biz cihattan, direnişten vaz mı geçelim? Biz, vatanımızı koruyoruz. İslam topraklarını korumak tüm Müslümanlara farzdır. Bize ‘Vahhabi’ filan diye saldırıyorlar. Cihad kesinlikle daha büyük önceliğimizdir, fakat şunu da belirtmek lazım ki biz Şafiyiz. Ehl-i sünnet vel cemâ`at’iz. Bize yanlış söylemlerle saldırıyorlar. İşbirlikçiliklerini açığa vuruyorlar.

- Çeçenya cihadında hatalar yok mu?

- Vardır elbette. İmtihan dünyası bu. Hazreti Peygamber döneminde, halifeler döneminde hata yapan olmadı mı? Resulullah’a ihanet edilmedi mi? Cihattan vazgeçen, korkan, kaçan olmadı mı? Bu herkes ve her devir için geçerlidir.
Fakat mücahitler İslam hukukuna uygun hareket ediyorlar. Bilmiyorlarsa soruyorlar, öğreniyorlar. İslam’ın kötü muamele ve ayrımcılığa izin vermemesi mücahitlerin de öncelikli şiarıdır.

DİRENİŞ TÜM HIZI İLE DEVAM EDİYOR

- Ruslar’ın zulümlerinden bir şekilde haberdarız. Neler yapıyorlar?

- Rusya, nükleer silah kullanımı hariç her şeyi yapıyor Kafkasya’da. Gerek fert fert, gerekse tüm toplumu kendince cezalandırdı. İşbirlikçileri aracılığı ile mücahitlerin ailelerine saldırdı. Katlettiler, tecavüz ettiler, kaçırdılar, hapsettiler. Tüm insani değerleri ayaklar altına aldılar. Zulüm tüm hızı ile devam ediyor. İnsanlardan korkuyorlar, halka güvenmiyorlar. Bu nedenle koca bir korku imparatorluğu ortaya çıktı. Demir Perde ile yönetiyorlar. Can ve mal güvenliği asla yok.

- Direniş devam ediyor mu?

- Kesinlikle. Mücahitler dağlarda. Direniyorlar. Allah yolunda cihat ediyorlar. Binlerce mücahit mücadelesine devam ediyor.

- Oysa Kadirov ve Rusya savaşın bittiğini ilan etmişlerdi.

- İşgal bitmeden, Ruslar çekilmeden direniş biter mi? Sizinle görüşmeden az önce gelen habere göre yeni bir çatışma daha olmuş. Dünyayı kandırdıklarını sanıyorlar ama kendi halklarını dahi inandıramıyorlar.

- Fakat Çeçenya cihadı eskisi kadar gündemde değil. Bu da aşikar. Türkiye’de dahi önemli bir Çeçenya gündeminden söz etmek mümkün değil.

- Maalesef. Çünkü Çeçenya hakikaten Rusya’nın ve Putin’in başını çok ağrıttı. Eski taktiklerini değiştirdiler. Önceliği bilgi kirliliğine verdiler. Her şeyi gizliyorlar. Dışarıya haber akışını engelliyorlar. Rus gazetecileri dahi bölgeye sokmuyorlar. Bölgeye dair tüm haberleri sansürlüyorlar. Hiçbir sese müsaade etmiyorlar. Çeçenya’yı konu alan Rus gazetecileri dahi yıldırdılar. Hapsettiler, işkence yaptılar. İnsanlar Çeçenya’yı ağızlarına alamıyorlar. Dolayısı ile direnişten de haberleri yok.

- Türkiye’de de...

- Evet. Türkiye kamuoyu için özellikle çalıştılar. Çünkü Kafkasya cihadına en büyük desteği Türk halkı veriyor. Her şekilde... Ve bu desteği kesebilmek için müthiş bir bilgi kirliliği yapıyorlar. Savaşın bittiğine dair iddiaları da bunlardan birisidir.

TÜRKİYE, ÇEÇEN MÜLTECİLERİ GÖRMEZDEN GELİYOR

- Genel anlamda Türkiye’deki Çeçenlerin durumu nasıl?

- Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde 110 bin civarında Çeçen mülteci var. Çok iyi durumdalar. Fakat Türkiye, 800 Çeçen mülteciye sahip çıkamıyor.

- Ensar olamadık mı?

- Hayır, oldunuz. Türk halkı kucak açtı Çeçenlere. 12 yıldır Türkiye’de olan Çeçenlere sahip çıktınız. Fakat aynı kardeşliği yasal anlamda Türk hükümetlerinden de beklerdik. Bugün Çeçen sığınmacıların hiçbir güvencesi yoktur. Vatandaşlık, oturma izni, çalışma izni.. Yetkililer tamamen görmezlikten geliyorlar. Duymuyorlar.

- Sıkıntılar yaşanıyor...

- Maalesef. Her türlü sıkıntıyı yaşıyoruz. Türkiye’deki Çeçen kamplarına gidin, sıkıntıyı görürsünüz. Biz çocuklarımızın “istemeye” alışmasını istemiyoruz ama maalesef buna gidiyor durum. Bu dehşet bir şey bizim için.
- Neden “istemeye” alışma ihtimalleri var?

- Çünkü elleri kolları bağlı. Evin erkeği şehit düşmüş, anne 4 çocuğu ile Türkiye’de. İş yok, hiçbir güvenliği yok. Sadece hayırsever Türk halkının verdikleri ile ayakta duruyor. Ne yapacak bu annenin çocukları?

- Maalesef...

- Evet. Biz, onurumuzu korumak için savaşıyoruz Çeçenya’da. Onursuz bir hayatı istemediğimiz için direniyoruz ama çocuklarımızın böyle bir onursuzluğa alışması bizim için felakettir.

- Ne yapmak gerekli?

- Buna imkan vermesin Türk Hükümeti. Çeçen mültecileri görmezden gelmesin. Eğer Çeçenlere ensar olamayacaksa, olacak bir yere göndersin. Çeşitli nedenlerle halkı gibi bağrına basamıyorsa bile Çeçenleri muhatap alsın, görsün.

Kukla Kadirov’da 5000 kişilik suikast listesi var

- Peki, Türkiye’deki Çeçenlerin güvenliği var mı?

- Maalesef yoktur. Rus İstihbaratı ve Kadirov’un adamları tüm dünyada direniş önderlerine saldırıyor. Suikastları biliyorsunuz...

- Çeşitli iddialar ortaya atılıyor...

- Evet, maalesef. Kirletmeye çalışıyorlar tertemiz gerçekleri fakat her şey ortada. Bakın, katledilen Çeçenlerin hepsi cihada katılan isimlerdir. AİHM’e müracaat eden Çeçenleri de katlediyorlar. En son biliyorsunuz Kafkasya Emirliği temsilcisi Musa Atayev’i de şehit ettiler.

RUS ELÇİLİĞİ TERÖR MERKEZİ GİBİ

- Şehit edenler yakalandı mı?

- Türkiye’de yakalanamadı. Fakat Avusturya’da yakalandılar. Ömer İsrailov, 13 Ocak 2008`de Viyana`da katledildi. İsrailov, Rusya`dan kaçabilen eski bir güvenlik birliğinin çalışanı idi. Avusturya`da yaşamaya başlayan İsrailov, Çeçenya devlet başkanı aleyhinde Strasbourg mahkemesine başvurmuş ve onu insanların işkence ve cinayetlerine bizzat katılma ile suçlamıştı. Öldürüldü. Avusturya`da 8 kişi bu nedenle gözaltına alındı. Asıl organizatör Rus Büyükelçilik görevlisi İdilov da tutuklandı. Bunun üzerine Avusturya`da polis yüzlerce Çeçen’i ziyaret etti, onlara koruma teklif etti. Çünkü bu isimler Kadirov’un suikast listesindeydiler. İddilara göre tüm bunlar Rusya elçiliği danışmanı olarak çalışan Peşhoyev tarafından organize edildi.

- Her şey bu kadar açık...

- Evet, Avusturya polisi bu işin üstünde durdu. Andrey Babitski adında bir gazeteci özellikle bu işlerle ilgileniyor.

- Gazeteciler de katledilmişti.

RUS AJANLARININ HEDEFİNDEYİZ

- Evet. Çeçenya`yı işgal için Rus istihbarat servisi FSB`nin kirli ve kanlı tezgâhlarını ortaya serince hedefe oturtulan eski KGB ajanı Aleksander Litvinenko ve Çeçenya`daki çığlığın sesi olan Rus gazeteci Anna Politkovskaya da daha önce katledilmişti.

- Hedefte çok insan olmalı.

- Elbette. Geçtiğimiz yıl Avusturya Terörle Mücadele Şubesi, Artur Kurmakayev isimli bir Çeçen itirafçıyı konuşturmuştu. Kurmakayev, Kadirov`un talimatı doğrultusunda sürgündeki Çeçenleri Çeçenya`ya döndürmek ve dönmek istemeyenleri de öldürmek için Kadirov`un iki korumasının da kendisine yardımcı olarak görevlendirildiğini itiraf etmişti. Kurmakayev; “Kadirov`un Gudermes`teki konutunda 5 bin Çeçen`in isminin yazılı olduğu bir suikast listesi gördüm. 5000`den 300`ü öncelikli öldürülecekler listesindeydi” demişti Sonradan tamamen ortadan kaybolan ve akıbeti meçhul olan bu adam Çeçenleri geri döndürme görevini tam olarak yerine getirmediği takdirde Kadirov`un Çeçenya`daki ailesini öldürmekten kaçınmayacağını da söylemişti.

- Türkiye’deki Çeçenlerin durum nasıl?

- Maalesef olay ciddiye alınmıyor. Derdimizi anlatamıyoruz. Hepimiz hedefteyiz ve bize hiçbir bilgi verilmiyor. Fransa bile şu ana kadar herhangi bir olay yaşanmamasına rağmen ihtimali var diye Çeçenleri koruma altına aldı. Çünkü biliyorlar ki Rusya ve Kadirov’un adamları tüm dünyada muhalif Çeçenlerin peşinde ama Türkiye’de tamamen tehlikedeyiz.
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
Kafkasya’nın yiğit şehidi Cevher DUDAYEV


Çeçenlerin bağımsızlık mücadelesinde yeni bir meşale yakan Cevher Dudayev 13 yıl önce bugün Rusların füzesiyle şehid oldu. İşte

cahardudayev.jpg

Rusya'nın 11 Aralık 1994 tarihinde, Çeçenistan'a karşı başlattığı işgal ve soykırım hareketine karşı Cehar Dudayev, "Son Çeçen canını vermeden, Ruslar ülkemize hakim olamaz" diyerek, halkına "Cihad" emrini verdi. 21 Nisan 1996 günü Ruslar, Dudayev'in bulunduğu yeri füzelerle vurdular, Dudayev şehid oldu. Dudayev, milletinin bağımsızlığı için, türlü meşakkatlere katlandı. Sıkıntılı ve zorlu bir hayatın sonunda Rabbi’ne kavuştu. O da şehidler arasına katıldı.

ÇEÇEN SAVAŞINDAN KARELER

Kafkas halkları asırlardır Ruslarla mücadele içerisindeler. Tarihte olduğu gibi, bugün de Ruslar ile Kafkas halkları arasındaki mücadele, eşit olmayan şartlarda sürmekte. Günümüzde devam eden Rus Çeçen mücadelesinde de bu açıkça görülmekte. Bir tarafta 140 milyonluk Rusya, diğer tarafta ise birbuçuk milyonluk Çeçenler. Ruslar birinci ve ikinci Çeçen savaşında iki yüz elli binin üstünde Çeçen’i öldürdüler. Bunun 40 bine yakını çocuk. Hâlâ, öldürmeye devam ediyorlar. Bütün bu olumsuzluklara rağmen Çeçenler Ruslara karşı mücadeleden yılmamaktalar.

Günümüz mücadele öncülerinden Şehid Cehar Dudayev de; İmam Mansur, Gazi Muhammed, İmam Şamil gibi, atalarının açtığı çığırdan ilham alarak; Sovyetler Birliği'nin dağılmasını da bir fırsat olarak değerlendirip, Çeçenlerin bağımsızlık mücadelesinde yeni bir meşale yaktı. Tüm Çeçenler, bu meşalenin altında toplandı ve tek bir yürek oldular. Uluslararası İnsan Hakları Komitesi'nin gözetiminde, 27 Ekim 1991 günü yapılan seçimlerde, Cehar Dudayev'i Devlet Başkanı seçerek, kendisine bağlılıklarını tüm dünyaya ilan ettiler. Yüzde 92 oyla Devlet Başkanlığı'na seçtikleri Cehar Dudayev kimdi?

Çeçenistan'ı özgürlüğe kavuşturma mücadelesinde şehid olan Cehar Dudayev, 1944 yılının Şubat ayında, Çeçenistan'ın Yalho köyünde doğdu. Hayata gözlerini açar açmaz, Rus baskısı ile tanıştı. 23 Şubat 1944'te Sibirya'ya sürgün edilirken, daha annesinin kucağında 15 günlük bir bebekti.

ATEİST ORDUDAN GENERALLİĞE

Cehar Dudayev, çok kalabalık bir ailenin, on üçüncü ve en son çocuğuydu. Babası Musa'nın iki karısı vardı. İlk karısı Danna'dan dört oğlu, iki kızı olmuştu: Beksolt, Bekmurza, Murzabek, Retsem ve Albika ile Nurbika. İkinci karısı Rabiat'tan (kısaca Labi) da dört oğlu, üç kızı olmuştu: Maharbi, Bashan, Halmurz, Cehar, Bazu, Basira ve Hazu. Labi'nin çocukları, Danna'yı da öz anneleri gibi severlerdi. Danna, Labi'nin çocuklarını ömür boyu sevgiyle ve şefkatle karşılamıştı. Hasta yatağından kalkar, onlara yemek hazırlar, ziyaret edildiğinde onları ayakta karşılardı. Bu derin muhabbetin anısına, Cehar ilk kızına Danna adını verdi; bu asil kadının adını yaşatmak için. Sürgünde geçen bu çocukluk günleriyle ilgili olarak Cehar Dudayev şunlan söylüyordu:
"Ben dinimi annemin koynunda öğrendim. Ben ateist bir eğitim aldım ve ateist bir ordu olan, Kızılordu'da generalliğe kadar yükseldim. Burada size tarihi bir hakikati nakledeyim. Okul öncesi çok iyi bir terbiye aldım. Sürgünde olduğumuz o yıllarda, neden anavatandan çok uzaklarda olduğumuzu, sürgün edilişimizi ve halkımıza yapılan zulmü, rahmetli anam başta olmak üzere büyüklerimden öğrendim. Çocukluğumda, arkadaşlarımla oyun aralarında, hep bunları konuşurduk. Aramızda hep anavatanı hayal eder, mutlaka bir gün kendi vatanımızda, özgür olacağımıza olan inancımızı söyleşirdik. Bugün o çocukluk yıllarımı hatırladığımda düşünüyorum... Bugün Çeçenistan'da olanlar, geleceğin büyükleri olacak çocuklarımız nasıl değerlendirecek acaba? Bu işgali ve zulmü unutmayacakları bir gerçek! Ben Müslüman olduğumu, hiçbir zaman unutmadım."
Çocukluk yılları, Sibirya bozkırlarında, çok güç şartlar altında geçti. Orta öğrenimini burada tamamladı. 1962 yılında Tambov Askeri Pilot Yüksek Okulu'ndan, 1966 yılında da Uzak Mesafe Uçakları Pilot ve Mühendis Yetiştirme Yüksek Okulu'ndan mezun oldu. 1974 yılında Gagarin Hava Harp Akademisi'ni de bitiren Dudayev, 1. Sınıf pilot ve mühendis unvanını kazandı. S.S.C.B. hükümeti tarafından kendisine, 12 madalya verildi. Tümgeneralliğe yükseldi. Sovyet tarihinde, Stratejik Hava Kuvvetleri'nde, Tümen Komutanı olmayı başaran, İlk Müslüman olarak, adından bahsettirdi. Çeçenistan Devlet Başkanı olmadan önce, Baltık Cumhuriyetleri'nde yaşanan bağımsızlık hareketlerini bastırmadığı için, adı isyancı generale çıktı. 1989'da Estonya'da Stratejik Hava Kuvvetleri Filoları Komutanlığı'nda görev yaparken; Baltık ülkelerinde başlayan bağımsızlık hareketlerinin, kuvvet kullanılarak bastırılması için, Moskova'dan emir aldı. Ancak bu emri, "Yurdunun bağımsızlığı için mücadele eden bir halkın, üstüne bomba atmam" diyerek, yerine getirmedi. Moskova bu itaatsizliği hazmedemedi ve Dudayev'i ceza olarak, askeri birliği ile birlikte Caharkale'ye sürgüne gönderdi. 1990 yılının Mayıs ayında, görevinden istifa etti.

cevherdudayeveenistansimw0.jpg
HALK HAREKETİNİN BAŞINA GEÇTİ

Rusya, bu "isyancı" komutanın önderlik edeceği birçok olaya gebeydi. Kasım 1990'da toplanan Çeçen Halkının Kurultayı'na davet edildi ve sonradan "Çeçen Ulusal Kongresi" adını alan bu halk meclisinin, icra kurulu başkanlığına seçildi. 19-21 Ağustos 1991'de Gorbaçov'a karşı girişilen, başarısız darbe teşebbüsü sırasında; darbecilerin karşısında yer aldı. Akabinde, darbecilerle işbirliği yapan, Çeçen-İnguş Cumhuriyeti Hükümeti'ni düşürmek için, başlatılan halk hareketinin başına geçti. Demokratik güçler, aydınlar ve tüm Çeçen halkı, kendisini destekledi.

27 Ekim 1991'de yapılan seçimlerde, yüzde 85 oranında aldığı oyla, Çeçenistan Cumhurbaşkanlığı'na seçildi. Cumhurbaşkanı seçildikten sonra yapılan, yemin merasimi ile ilgili olarak, daha sonraları, bir gazeteciye şöyle diyecekti: "Namaz kılmasını ve Kur'an okumasını okul öncesi ve okul sırasında, annem ve diğer büyüklerimden öğrendim. Düzenli bir dini bilgi almam imkânsızdı ve zaten yasaktı. Çocukluğumda geceleri yatakta annem okur, ben tekrarlardım. Namaz surelerini böyle öğrendim. Allah'ın birliğine, Hz. Muhammed Aleyhisselam O'nun kulu ve resulü olduğuna; kendimi bildim bileli, iman etmiştim ve bu imanımı, o günden bugüne, Allah'a çok şükür muhafaza ettim. Bu inancım sayesinde, ateist okulların ve komünistlerin etkisinde kalmadım. İnanıyorum ki inanç, insanların mücadele gücüdür. Toplumların birlik ve beraberliğini sağlar. Cumhurbaşkanı seçildiğimde, kendime taraftar toplamak için değil, inandığım için yemin törenimi, İslâm'a göre yaptım ve Kur'an üzerine yemin ettim. Bu vesileyle, yüce Allah'a hamd ediyor ve bu iman ve inançla O'na kavuşmamı bana nasip etmesini niyaz ediyorum."

Rusya'nın 11 Aralık 1994 tarihinde, Çeçenistan'a karşı başlattığı işgal ve soykırım hareketine karşı Cehar Dudayev, "Son Çeçen canını vermeden, Ruslar ülkemize hakim olamaz" diyerek, halkına "Cihad" emrini verdi. Dudayev'in önderliğindeki Çeçen halkı, iki yıla yakın bir süre devam eden şanlı bir istiklal mücadelesi verdi. Sonunda Mayıs 1996'da Çeçenistan, Ruslardan temizlenerek Kafkas tarihine yeni bir altın sayfa eklendi.

CEHAR DUDAYEV NASIL ŞEHİD EDİLDİ

"Üzerimdeki üniformam kefenim, şehadete talibim. Şehidliği rütbe ve şeref kabul ediyorum. Kanımın son damlasına kadar, ülkemin bağımsızlığı ve milletimin hürriyeti için savaşmaya hazırım."

21 Nisan 1996 günü Ruslar, Dudayev'in bulunduğu yeri füzelerle vurdular, Dudayev şehid oldu. O günlerde Rusların, Dudayev'in yerini nasıl bulduğu, nasıl tespit edebildiği anlaşılamamıştı. Ruslar, defalarca Dudayev'i öldürmeye teşebbüs etmiş, her defasında yanlış yeri vurmuşlardı. Bu sefer, nasıl oldu da, bulunduğu yer, tam olarak tespit edilip, nokta atışı yaparak, füzeyle vurulabilmişti. Bu muamma, yıllar sonra çözüldü. Gerçi o günlerde de gözler Amerika'ya çevrilmişti, ama kimse kesin bir bilgiyi, kamuoyuna sunamıyordu. 4 Haziran 2001 tarihli Hürriyet gazetesinde, Washington'dan Kasım Cindemir'in geçtiği haber şöyleydi:
sufihayat_Dudayev@.jpg
"ABD istihbarat servislerinin süper gizlisi olarak bilinen, National Security Agency (NSA)'da çalışmış olan Wayne Madsen; Çeçen lider Cehar Dudayev, uydu telefonunu kullanıyordu. NSA yerini ve koordinatlarını belirledi ve Başkan Clinton'a bildirdi. Bill Clinton, Moskova'da idi, Boris Yeltsin'in yeniden Başkan seçilmesini istiyordu. Çeçen lider Cehar Dudayev'in yerini ve koordinatlarını, Yeltsin'e bildirdi. Ruslar Dudayev'i hemen öldürdü. Boris Yeltsin de, Clinton da yeniden seçildiler. Aslında Başkan Clinton'nın yaptığı yasalara aykırıdır." Cehar Dudayev, Çeçenlerin hür ve bağımsız yaşaması için, hayatını milletine adadı. Dudayev isteseydi, Rus ordusundan emekli olduktan sonra, bir kenara çekilip refah ve rahatlık içerisinde, hayatını idame ettirebilirdi. Ama o, sıkıntılı ve meşakkatli bir yolu, milletine öncülük ve cihadı seçti. Milletinin bağımsızlığı için, türlü meşakkatlere katlandı. Sıkıntılı ve zorlu bir hayata katlandı ve sonunda Rabbi’ne kavuştu. O da şehidler arasına katıldı.


alıntı..
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt