Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

๐● Sordum ÇEÇENLİME ●๐ (3 Kullanıcı)

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
Çeçenler 6 Rus generali infaz etti



Suikastçı Rus birliklerine karşı intikam yemini eden Çeçen savaşçılar, aynı gün, üç ayrı çeçen şehrinde 3'ü general, 6 Rus subayını öldürdü. Çıkan çatışmalarda Rus ordusundan 11 asker de ağır yaralandı.

Kafkaslarda son haftalarda Rus birlikleriyle Çeçen kuvvetler arasında yaşanan çatışmalar giderek tırmanıyor. Askeri ve siyasi üst düzey Çeçen temsilcilerin çeşitli ülkelerde öldürülmesiyle başlayan gerilim kendi merkezine, Kafkaslara taşınmaya başladı. Bir yıl içerisinde Avusturya'da 1, Türkiye'de 3 ve son olarak da Dubai'de 1 çeçen komutanın ve siyasetçinin suikasta kurban gitmesi, Çeçenlerin Ruslara karşı atağa geçmelerine yol açtı. Çeçen direnişçilerin lideri Kafkas İmarat Emiri Dokko Umarov'un ordusu Çeçenistan'nın Şali, Urus ve Martan şehirlerinde 3'ü general düzeyinde olmak üzere, 6 Rus subayını düzenledikleri saldırılarla öldürdü. Rus haber kaynaklarının da doğruladığı bilgilere göre çatışmalarda 11 de ağır yaralı var.

Çeçen savaşçılar Mayıs ayında Dağıstan'nın İçişleri Bakanı Adilgiray Magomedtagirov'u öldürdükten iki hafta sonra İnguşetya Cumhurbaşkanı Yunusbek Yevkurov'un araç konvoyuna bombalı saldırı düzenleyerek çok sayıda kişinin ölmesine, Rusların tarafında olan Yevkurov'un da yaralanmasına neden olmuşlardı. Rus haber kaynaklarının da doğruladığı önceki günkü saldırı ise, Ruslar tarafından kuşatılan Çeçenistan'nın Şali, Urus ve Martan şehirlerinde gerçekleştirildi.

Geçtiğimiz haftalarda Dağıstan ve İnguşetya'daki saldırılarla düşmanlarına meydan okuyan Çeçenler işgalci Ruslara karşı operasyonlarını genişletti. Çeçen direnişçilerin lideri Kafkas İmarat Emiri Dokko Umarov'un ordusu "Bu yıl bizim Ruslara ve düşmanlarımıza karşı taarruz yılımız olacak" dedi.
Yeni Şafak


 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
İKİNCİ KAFKAS KARTALINI RAHMETLE ANIYORUZ..
Çeçenistana Adanmış Bir Ömür: Şamil Basayev



Şamil Basayev, 14 Ocak 1965 yılında Çeçenistan’ın Vedeno Köyü’nde dünyaya geldi. 20. yüzyılda, Rus işgaline karşı Kuzey Kafkasya halklarının öncüsü olan Şeyh Şamil’e atfen, kendisine “Şamil” ismi kondu.

Şamil Basayev’in ailesi Rus İhtilali’nden sonra Çeçenistan’dan Kazakistan’a sürülmüş ancak 1957 yılında Kruçev döneminde yurtlarına geri dönebilmişti. Sürgün yaşamış, işgal ve baskı görmüş bir halkın ve bu halkın bir parçası olan bir ailenin vatanlarına dönmesinden kısa bir süre sonra dünyaya gelen Basayev, Çeçenistan’da Kafkasya gerçeğiyle yüz yüze yaşadı.

1982 yılında okuldan mezun olduktan sonra Sovyet Ordusu’nda iki yıl askeri eğitim aldı. Takip eden dört yıl boyunca, güney Rusya’nın Volgograd bölgesinde çalıştı. 1987 yılında Moskova’da mühendislik eğitimine başladı. Öğrencilik yıllarında devrimci kişiliği ile ön plana çıktı ve hayatı boyunca özgür Çeçenistan için çırpındı. Abhazyalı bir hanımla evlendi, biri erkek üçü kız olmak üzere dört evlat sahibi oldu.

1991 yılının Ağustosu'nda Moskova'daki hükümet darbesi sırasında, Komünist Sovyetlere karşı Yeltsin taraftarları arasında yer aldı.

1991 yılında bağımsızlığına kavuşan Çeçenistan’a döndü ve Rusların gizli örgütleri ile mücadele etmek için kurulan özel birlikleri yönetti.
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
Sovyetler Birliği’nin dağılma süreci ile tekrar başlayan Çeçen mücadelesi, 1991 yılında Cahar Dudayev’in önderliğinde bağımsızlığın ilan edilmesiyle yeni bir döneme girdi. Çeçenistan’ı tanımayan Rusya Çeçenistan sınırına asker yığdı, Çeçenistan ile diplomatik ilişkiler geliştirmeye çalışan devletlere engel oldu ve Çeçenistan’a ambargo uygulamaya başladı. İşte bu noktada Şamil Basayev, Çeçenistan’da yaşanan insanlık dramını duyurmak için bir Rus uçağını 1991 yılında Ankara’ya kaçırdı ve böylelikle dünya kamuoyu onu tanımış oldu.

1992 yılında Cahar Dudayev'in emri ile Abhazya'ya gönderilen Çeçen birliklerin komutanı iken, Abhazya'nın Gürcü işgalinden kurtulmasında birinci dereceden etkili olan Kafkas Halkları Konfederasyonu (KHK) birliklerinin komutanlığına getirildi. Basayev, Abhazya'nın en önemli madalyası olan "Abhazya Halk Kahramanı" madalyası ile taltif edildi. Abhazya'nın ardından Çeçenistan'a dönerek Dudayev'e karşı muhalefete geçen Rus yanlısı silahlı birliklerin dağıtılmasında etkili oldu.

1994 yılı Aralık ayında Ruslar'ın Çeçenistan'ı işgal etmesiyle Dudayev'in yanında yer alarak Çeçen komutanların en önemlilerinden biri haline geldi.
1994 yılında Rusya Çeçenistan’ı işgal edince, Şamil Basayev Ruslar tarafından en fazla aranan Çeçen liderlerden biri haline geldi. Nitekim Rus savaş uçakları 1995 yılında Şamil’in Vedeno’daki evini bombalayarak ailesinden eşinin ve çocuklarının da aralarında bulunduğu 11 kişiyi şehit etti.
Rus güçlerin sivillere karşı giriştikleri katliamların en üst seviyelere ulaştığı Haziran 1995'te, Şamil Basayev ve Çeçen direnişçiler yaşananları dünya kamuoyuna duyurabilmek için Stavropol’da Budennovsk Hastanesini kuşattı. Basayev, kuşatma ile Rusya’nın Çeçenistan’dan çekilmesi yönündeki taleplerini yineledi. Bu baskının yapılmasını tetikleyen şartları görmezden gelerek baskında zarar gören siviller için ayağa kalkan Batı buna rağmen, Çeçenistan’da soykırıma uğrayan, yerlerinden edilen bir halkın zorlu yaşantısını görmemeyi tercih etti.
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
Çeçenistan’a adanmış bir hayatın taşıyıcısı Basayev, 21 Nisan 1996 tarihinde Cahar Dudayev’in şehit edilmesi sonrasında Çeçen Cumhuriyeti Silahlı Kuvvetler Komutanı oldu ve Rus güçleri Çeçenistan'ı boşaltmaya mecbur eden Cahar-Kale operasyonunu komuta etti.


Basayev’in Grozni’de elde ettiği başarı Rus güçlerinin geri çekilmesine ve I. Çeçen Savaşı’nın sona ermesine vesile oldu. Cahar-Kale operasyonundan sonra Rusya bölgeyi terk etti, 31 Ağustos 1996 yılında imzalanan Hasavyurt Antlaşması ile barış tesis edildi ve yapılan seçimler sonucunda Aslan Mashadov devlet başkanı seçildi.
Şamil Basayev, Nisan 1997’de başbakan oldu ancak kısa bir süre sonra istifa etti. Çeşitli bölgelerdeki Rus saldırılarına karşı direnen Çeçenleri yönetti ve komutanlık yaptı.
1998 yılında Cahar-Kale'de yapılan Çeçen-Dağıstan Halkları Kongresi'nde başkan seçildi. Kongrenin ikinci toplantısında alınan kararla 1 Ağustos 1999'da kurulan İslam Şûrâsı'nın başkanlığına getirildi.

Bağımsız bir Dağıstan-Çeçen İslam Cumhuriyeti’nin kurulmasını destekleyen Şamil Basayev ve Emir Hattab, komuta ettikleri 2000 mücahitle Dağıstan’daki haksız saldırıyı engellemek istediler. Ancak Rusya bölgeye müdahale etti, dahası Dağıstan ayaklanmasını bahane ederek Çeçenistan’a girdi ve böylece II. Çeçen Savaşı başlamış oldu. Rusya’nın I. Çeçen Savaşı ardından gelen barışı ihlal ederek Ekim 1999’da Çeçenistan'ı yeniden işgal etmesi üzerine, doğu cephesi komutanlığı görevini sürdürmeye başlayan Basayev, ikinci savaş sırasında Grozni'yi savunurken yaralandı ve bir ayağını kaybetti.

Bu savaşta Çeçen halkının bilançosu ağır oldu. Ambargo, kontrol noktaları, temizlik operasyonları, toplama kampları, kaçırılma, yağmalama, tecavüz, işkence gibi uygulamalar, Çeçenistan’da yaşanan dram sonucu gerçekleşen iltica olayları ağır kayıplar verdirdi. Kendi hayat hikayeleri Çeçenistan halkının yaşadığı dramın seyri ile şekillenen Basayev ve dava arkadaşları, 23 Ekim 2002’de Rus güçlerinin Çeçenistan’dan çekilmesini talep etme amacıyla gerçekleştirilen Moskova Tiyatro Baskını’nı yönetti. Bu baskını devlet başkanı Aslan Mashadov’un bilgisi dahilinde yürütmemesi Basayev ile Mashadov arasında gerilime sebep oldu.

Ayrıca, Basayev 2004 yılında Kuzey Osetya'nın Beslan kasabasındaki bir ilkokula yapılan ve Rusya’nın güya kurtarma operasyonu adı altında kendi vatanaşı yüzlerce Oset Çocuğunu katlettiği eylemin de sorumluluğunu üstlendi. Rusya, Beslan kasabasında gerçekleştirdiği trajediyi bütün dünyaya naklen vererek eylemi kendi lehine kullandı ve eylemin ardından Basayev'in başına 10 milyon dolar ödül koydu.
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
Şamil Basayev başına konan bir servete rağmen, Rus gazeteci Andrei Babitsky’e röportaj verdi. Röportajda, “bilinçli olarak” masum çocuk ve kadınların ölümüne neden sebep olduğu sorulduğunda, Rusya’nın “resmi olarak” öldürdüğü 46 bin Çeçen çocuğu hatırlattı. Basayev’in bu röportajı Amerika’nın ABC kanalında yayınlandı. Kanal’ın röportajı yayınlamasının ardından Rusya, ABC televizyonundan gazetecilerin Rusya’ya girişini yasakladı.

20. yüzyıl son çeyreğinde Avrupa’nın göbeğinde Bosna’da gerçekleşen soykırıma kayıtsız kalan dünya, Çeçen Savaşı’na da gözlerini yumdu. Çeçenistan’da yaşanan hak ihlalleri kayıtlarda yerini almazken, Basayev ve arkadaşlarının çabası terörist mücadele olarak yaftalandı.

Mart 2006’da Rus yanlısı Çeçen Cumhuriyeti başkanı Ramazan Kadirov, 3000 askerin dağlarda Basayev’i aramak için görevlendirildiğini ilan etti.
Yeryüzünde haritalar yeniden çizilirken, mazlum halklar açlık, korku, mallardan ve canlardan eksiltilme ile imtihan edilirken, Çeçenistan’da alevlenen özgürlük mücadelesi, Dudayev, Raduyev, Yandarbiyev, Mashadov, Sadullayev ve Basayev gibi liderlerin ve onların destekçilerinin omuzlarında hayat buldu. ÇeçeN halkı savaşın başladığı günden bu yana 300 bin şehit verdi.

Basayev en son Çeçen-İçkerya Devlet Başkanı Abdulhalim Sadullayev'in 17 Haziran 2006 tarihinde öldürülmesinden sonra yerine geçen Dokko Umarov'un yardımcılığını yapıyordu.

10 Temmuz 2006 tarihinde İnguşetya’nın Ekazevo köyünde askeri bir konvoyda seyreden Basayev, konvoydaki bir patlayıcının infilak etmesi sonucu şehit oldu.
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
samilbasayev.jpg
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
çeçen%20savaşçılar674.jpg


Çeçenistan'da direnişçiler iki Rus askerini ve Kadirov'a bağlı iki polisi öldürdü..



Kafkasya

15 Temmuz 2009


Rusya'nın savaşın bittiğini duyurduğu Çeçenistan'da direnişçilerle Rus askerleri arasında çıkan çatışmada Rus Ordusu 2 askerini kaybetti.

Çeçenistan’da iki Rus askeriyle Kadirov yönetimine bağlı iki polis direnişçilerle girişilen çatışmada öldü.

Bölgenin güneydoğusunda gerçekleşen çatışmalara 15 kadar direnişçinin katıldığı açıklandı.

Çatışmada üç askerle üç polis de yaralandı.

62183.jpg



Direnişçiler Kafkasya'da haftasonu dinlenmiyor!

Rus basınında Kafkasya'da direnişçilerin haftanın yedi günü eylem yaptığına dikkat çekti.
 

Çeşm-i Bülbül

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Mar 2009
Mesajlar
13,384
Tepki puanı
6
Puanları
0
allah razı olsun
çok güzel bir paylaşım
emeğinize sağlık ablam
selametle
 

Hasan011974

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Haz 2009
Mesajlar
289
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
50
Rabbım(c.c.) yar ve yardımcıları olsun inşallah.
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
“Unutma, büyük savaşlar büyük kahramanlar ister”
Aslan Mashadov
maskhadov.jpg




"Beni yiğit,beni güzel,beni insan kıldın.
Şimdi sıra bende;
seni vatan kılmak için bağrına dönüyorum.
al beni toprağım!"


Aslan Mashadov
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
Sevdalı Çiçeklere Söyle/ Bünyamin Doğruer

Yeryüzü bütün sertliğiyle karşımızda. Üstüne küller örtülmüş ey SEN: Aşkın son adamı gibi olmalısın ve böylece hüznün, acıların yönünü değiştirip tüm basitliklerin, ucuzlukların dışına çıkmalısın. Kutlu acılarına, modası geçmiş deselerde sen aldırma onlara, nefsinin ve arzularının hortlaklarına kanma. Bıçak gibi esen rüzgarlar karşısında dimdik durup, dipsiz gecelerinde bu halkın güneşi olmaya devam et.

Biliyorum ve okuyorum sisli çehrelerinde ki keskinleşmiş katları: işte zamanı, son sırrımızı yeryüzüne kazımanın, ufuksuzluğu getiren korkuların üstüne gitmenin, tüm kilitleri açmanın ve dimdik durmanın zamanı..

Bu hayat, bu yaşam bir intihardır, ya da yaşamak süsü verilmiş çılgınlık.. Bir avuç geçmişin tozu silindiğinde, elbet kendi bugününü bulacak insan ve siz sahte aşıklar birbirinize sarılarak da ölürsünüz son perde inince, yalanlar ve paralarınızda ölür...

Sen yayını çek bu dünyaya karşı yiğid delikanlım, kanın kıpır kıpı oynasın, gözlerinde feraset, sazının telleri daha bir İnlesin, vur mızrabını mazlumlardan yana... Oluk oluk kan akıyor bak ortadoğuda, asyada, orada, ekinler yok oldu, yürekler ıstırapla doldu.

Sen kükreyen fırtınalardan öğren şarkını ki, haykır inancını, bağır taki beynin kafatasında sarsılsın., bağır onlara., canilere, suçsuz masum insanları öldürenlere... var gücünle gürle çılgın ruhlara, cehenneme insan üretenlere, bağır ki görsünler sütbeyaz bir güvercinin yavaşça yere yığıldığını ve eşsiz acılarını...

Bu yaşlı dünya dönsün, arınsın vahşiliğinden, kirinden, pasından, günahından, nuh'un gemisi gelir mi dersin, yüzleri, kalpleri, yürekleri taş gibi katılaşmış insanların tam ortasına, nuh'un gemisi gelir mi dersin...

İşte böyle güzel insan, senin en doğal hakların, onların elinde ve delinde sadece kan... hayat artık içine kan konup içilecek bir şey oldu... ve bunlar varya bunlar, görülmemiş yangınların ateşlerini yakarlar bu geleneği dedeleri nemrut'dan alırlar....

/Her zorluktan sonra bir kolaylık vardır/ Amenna., gün gelir o çağ gelir, hiç kimsenin hayalinden geçmediği bir dolu güzelliklerle gelir o çağ, görürüz inşaALLAH o gelecek günleri bugünden daha iyi, geçmişten daha duru daha aydın günleri. Şimdi bütün çileler, kederler, sende ışık olsun, aydınlık olsun.

Sen türkünü söyle ki, tohumlar gibi düşsün toprağa... Hey dağlarım benim, dere boylarım özledim sizleri, görmeye geliriz yemyeşil kırlarında o güzelim çiçeklerini., size türküler getireceğim, hüzünlü bahçelerden dikenli güller arasından, darağacından, mapuslardan, mavilerden derlediğim türküler...

Sen: Yıldızların aldatmayan aydınlığında, sevdalı çiçeklere söyle:

Hayata

Zulme

haksızlığa

'dünyanın geçici güzelliklerine'

teslim olmasınlar

köle olmasınlar.

Bu tükenmez inancı sımsıcak kan gibi taşısınlar yüreklerinin kuytularında, kalplerinde. Hayata sinmiş akidenle, sabrın yanı başında dimdik dur:

Umudu vuramazlar delikanlım

sabrı vuramazlar

özgürlüğün sımsıcak terlerini vuramazlar

sevdalı çiçeklere söyle!
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
Çeçen mücahidler Türk halkına seslendi

“Allah ve Resulü'nün yanında olanlardan taraf olun” diyen Çeçen mücahid; “İmam Mansur'un, Gazi Muhammed'in, İmam Şamil'in, Baysangur'un, Şuayp Molla'nın, Hacı Murat'ın, Abrek'in, Dudayev'in, Mashadov'un, Basayev'in, Zelimhan'ın, Abdulhalimin'in, Hatttab'ın ve on binlerce şehidin ve mücahidlerin yanında yer alın. Çar Deli Petro'nun, General Meymalov'un, Çar Aleksandır'ın, Stalin'in, Lenin'in, Korkunç İvan'ın, Yeltsin'in, Alhanov'un ve Ramzan Kadirov'un yolunda yandaş olmayın”
resim98630_2.jpg
MUSTAFA R. ÖZGÜR'ün haberi...

Çeçen cihadı, Şeyh Şamil'den günümüze kadar her zaman Anadolu halkının gündeminde oldu. Çünkü bir bakıma İstanbul'un ve Erzurum'un, bütün Anadolu'nun savunması Çeçenya'dan geçiyor. Eğer Çeçen kardeşlerimiz 200 yıldır onca nesle, onca acıya ve hüzne rağmen Rusları durduramasalardı Anadolu eminim çok daha zor günler yaşayacaktı. Ama onlar yüz binlerce şehide rağmen 200 yıl boyunca Rus istilasına ve zulümlerine karşı direndiler. Son 2 savaşta tam 5 Cumhurbaşkanları art arda şehid düştü. Bu dünya tarihinde şu ana kadar görülmüş bir acı değil. İşte bu cihadda, o şehid Cumhurbaşkanları ile birlikte cihada katılan ve sonra yaralandığı için Türkiye'ye iltica etmek zorunda kalan Ş.A. ile bütün bunları konuştuk. Güvenlik nedeniyle fotoğrafının çekilmesini istemeyen Ş.A. Kadirov'un zulümlerinden Vahhabi fitnesine kadar bütün detayları Vakit'e anlattı. Buyrun;

“DİRENİŞ GRAFİĞİNİN YÜKSELMESİ ÜZERİNE KADİROV PROPAGANDA SAVAŞI BAŞLATTI”
Rus işbirlikçisi Kadirov, Çeçen cihadına tarih boyunca büyük destek sağlayan Türkiye'nin ve Anadolu halkının ilgisini kesmek için birtakım politikalar geliştiriyor.

Siz, Kadirov'un Türkiye'de son zamanlarda yaptırdığı propagandayı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Evet, maalesef böyle bir propaganda sürmektedir. Acı olan tarafı ise bunun yalan ve bazı İslami kimliği olan kişi ve gruplar üzerinden yapılıyor olmasıdır.

Bu propagandanın nedeni sizce nedir?
Aslında bu keskin propaganda savaşı, 2009'daki direniş grafiğinin yükselişi ve 2010'la alakalı haklı korkunun neticesinde ortaya çıkan paniğin göstergesidir. Şu anda Kadirov, bu işgali meşrulaştırma çabaları içerisindedir. İşgalci Rus lideri Putin için o çok iyi bir insan. Kadirov onu çok sever. Bir ara onun için; “Putin benim idolüm. Onu seviyorum. Ona saygı duyuyorum. Onun için canımı verebilirim. Ona hayatımı borçluyum” demişti. Böyle sözleri olan bir kişi, kendi halkının çıkarlarını nasıl koruyabilir?

“CESUR KALEMLER BİRER BİRER KATLEDİLDİ”
Kadirov son zamanlarda bazı kişileri gruplar halinde Çeçenistan'a çağırıyor…
Evet, fakat o gruplara kendi göstermek istediklerini, onların gözlerini boyayarak sunuyorlar. Bu gruptakiler sadece onların gösterdiği yerleri ziyaret etmekte, kendi başlarına dışarıya çıkarılmamaktadır. İstedikleri yere gitmeye ve istedikleri kişilerle görüşmeye izin verilmemektedir.
Bu kişilerin gidişlerini organize edenlerin, Türkiye'deki Kadirov ve Putin'in kötü imajını silmek için büyük paralar aldığını düşünüyorum.

Cesur kalemler yok mu?
Vardı. Bu oyunu oynamak istemeyen cesur yürek kalemler çıktığında onlar susturulmuştur.
Kadirov aleyhine söz söyleyen, insan hakları ihlallerinden bahseden herkes Kadirov'un adamları tarafından öldürülmüştür. Maalesef bunların örnekleri çoktur. Örneğin insan hakları örgütü üyesi Natalya Esteminova, “Nesilleri Koruyalım” adlı sivil örgütün lideri Zarema Saydulayeva ve eşi Alik Cabrailov kaçırılıp öldürüldü.

Peki, Çeçenistan cihadını yakinen şahit olan ve içinde olan birisi olarak mücadelede gelinen son süreci
değerlendirebilir misiniz?

Bildiğiniz üzere Kafkasya son 400 yıldır hep işgale karşı verilen direniş hareketlerine sahne oldu. Son olarak Allah'ın yardımı ve Cavher Dudayev'in dahice liderliği ile büyük bir zaferi kazanmıştık. Bu yenilginin acısını unutamayan Rusya ikinci kez topraklarımızı işgale giriştiğinde bizler çok çetin ve uzun sürecek bir savaşın içinde olduğumuzu anlamıştık. Çünkü Ruslar bütün silahlarını kullanıyor her türlü zorbalığı yapıyorlardı. Bütün bunlar bizim direnişimizi kırmamıştı. Ruslar bütün askeri gücüne rağmen direnişi bitiremeyince kendileri ile işbirliği yapacak ihanet üzere kurulacak bir sistem oluşturarak direnişi bölme girişimlerinde bulundular. Allah'a şükür bu da boşa çıktı. Aslan Mashadov'u, Abdulhalim Sadullayev'i ve efsane komutanımız Şamil'i şehid edebilmek için ordular yürüttüler. İhanet çemberleri kurdular. Bu kardeşlerimizin şehadeti ile her şeyin biteceğini zannedenler yine yanıldıklarını fazla geçmeden anladılar. Sizlerinde takip ettiği gibi Dokko liderliğinde ki, mücahidlerimiz emin adımlarla zafere yürümektedir.

“RUS İŞBİRLİKÇİSİ KADİROV BÜYÜK BİR KORUMA ORDUSU İLE GEZİYOR”

Halk?

Gençlerimiz ve halkımız her zaman olduğu gibi direnişimizin yanındadır. Tek eksiğimiz yaşanan olayları dünya kamuoyuna aktarmadaki ambargoyu kıramamamızdır. Haberlerimiz dış dünyaya gecikmeli olarak yansımaktadır. Bu da onların bütün imkanları ile gerçekleştirdikleri propaganda savaşında bizi geriye düşürmektedir.

Dağlardan haber alabiliyor musunuz? Ne durumda mücahidler?

Evet, şu an dediğim gibi sadece dağlardan değil, her yerden haberler almaktayız. Doğrusu aldığımız haberler bizim zafere olan inancımızı arttırmaktadır. Yapılan operasyonların Allah'ın izni ile bu sene tesirleri beklediğimizden çok fazla olmuştur. “Dağlarda çok az sayıda direnişçi kaldı. Onları da yok edeceğiz” yalanına kendileri de inanmayan işgalci Rusya ve işbirlikçisi Kadirov gerçekleri gizlemek istese de inşallah asla başaramayacaklar.

Direniş karşısında Kadirov ne yapıyor?

Bu sene içerisinde yapılan operasyonlar ile işgal güçlerinin tüm dayanağı olan işbirlikçi yönetime karşı büyük başarılar sağlandı. Korkuya kapılan Kadirov uzun bir süre kimse ile görüşemedi. Kendisini kale gibi sığınaklara hapsetti. Bugün dahi Kadirov bir yerden bir yere giderken 100'den fazla araçla hareket ediyor. Kendine adeta koruma ordusu kurdu. Bu korku içerisindeki Kadirov, bütün direnişçilerin bitirildiğini ilan ediyor. Sizce de bu büyük çelişki değil mi? Direnişçi yok diyeceksiniz ama koruma ordusu ile dolaşacaksınız…

“MÜCAHİDLERİN MORALLERİ ÇOK YÜKSEK”

Mücahidlerin moral durumları nasıl?

Kardeşlerimizin moral ve maneviyatları çok yüksek. Allah'ın zaferi bizlere vereceğine imanları tamdır. Bugün dağlarda baba oğul mücadele veren yiğitlerimiz var. Bugün babaları şehid olduğunda 6-7 yaşlarında olup da şu an 16-17 yaşlarında bu yolda ilerleyen gençlerimiz var. Tüm engellemelere baskı ve zulüm ve aldatmalara rağmen gençlerimizin ve halkımızın cihadımıza desteği büyüktür. Bizler güzel günlerin yakın olduğunu düşünüyoruz.

Siz cihad süresince neler yaptınız? Hangi cephelerde bulundunuz? Kimlerle beraberdiniz?
Allah'a ne kadar şükretsem azdır. Allah bana bu onurlu mücadelede yer almayı lütfetti. Ve yine şükürler olsun ki o güzel yiğit komutan ve liderlerle beraber olmayı nasip etti. Görevim gereği ben komutan ve liderlerimizin yanında yer aldım. Şehid komutanımız Dudayev ile kısmen de olsa beraber olabildim. Ama genelde Şamil Basayev, Komutan Hattab ve Aslan Mashadov ile defalarca buluşmamız ve görüşmelerimiz oldu.

“CİHADI KARALAMAK İÇİN VAHHABİ FİTNESİNİ ORTAYA ÇIKARDILAR”

Ömer Hattab'ın Vahhabi olduğunu söyleyerek mücahidleri bölmek istiyorlardı..

Evet, fakat Hattab, annesi Türk, babası Arap olan bir mücahiddi. Kendisi Hanbeli mezhebinden olmasına rağmen, bizim aramızda bir yanlış anlaşılma olmaması için Şafi mezhebine göre hareket ediyordu. Kadirov sülalesi böyle bir fitne çıkardılar.

Bugün dahi inanan insanlara, namaz kılan ve işgale karşı direnenlere; ‘Bunlar Vahhabiler' diyorlar. Çeçen halkı Müslümandır ve onları kandırmak için Vahhabilerin kendi kız kardeşleri ile birlikte olduklarını ve kıyamete yakın son savaşta Vahhabilerin arkasına saklandıkları taşların dahi onları haber vereceklerini söyleyerek iğrenç bir propaganda yaptılar.

Artık bu yalanlara kimse inanmıyor. Ama münafıklar bugün yine bütün imkanlarını kullanarak yalanlarını haykırıyorlar.

“ÖMER HATTAB ŞEHİD DÜŞTÜĞÜNDE BÜTÜN MÜCAHİDLER AĞLADI”

Ömer Hattab nasıl biriydi?

O bu toprakları çok sevmişti. Burada şehid olmayı çok istiyordu. Her operasyonuna oruçla katılıyor. “Şehid olursam Allah'ın huzuruna oruçlu ve kan kırmızısı ile çıkmayı istiyorum” diyordu. O şehid olduğunda, her acıya zorluğa karşı direnen, sabreden, ağlamayı bilmeyen bizleri ağlatmıştı.

Dünyanın birçok yerinde sürgünde yaşayan Çeçen var. Kadirov da bunları sürekli geri çağırıyor. Sizi çağırırsa gider misiniz?

Peygamber Efendimiz(sav) çok sevdiği Mekke'den müşriklerin baskıları sonrasında ayrılırken, “Doğrusu Mekke sana bir gün geri geleceğiz” diyordu. Bizler de gözü yaşlı olarak çıkarıldığımız vatanımıza bir gün geri döneceğiz. Ama bu asla Kadirov'un çağırması ile olmayacaktır. Bana söyler misiniz kim vatanını özlemez? Kim doğduğu, sevdiği uğruna kan ve gözyaşı döktüğü topraklardan uzak durmak ister? Bugün dünyanın her tarafında mülteci muamelesi görüyoruz. Sığınacağımız dost toprakların sayısı oldukça az.

Dönenlere ne oluyor?

“Evlerinize dönün. Size kimse bir şey yapmayacak” çağrısına uyan mülteci konumundaki bir aile, eve dönüşlerinden kısa bir süre sonra Kadirov'un haydutlarınca kadınlar ve kundaktaki bebekler dahil olmak üzere katledildiler. Ben güç yetirir ve tekrardan savaşacak sağlığa kavuşursam hemen Çeçenistan'a geri döneceğim ve mücahidlerin yanında yer alacağım. Asla Kadirov'un yanında olmam.

“ANADOLU HALKI KARDEŞLERİNİ ZALİMLERE TERK ETMESİN”

Son olarak Anadolu halkına neler söylemek istersiniz?

Bizler kardeşiz ve hep öyle kalacağız. Peygamber Efendimiz (sav) bir mümin kardeşini yardımsız bırakmaz. O'nu zalimin eline terk etmez. İşgalci Rusya ve onlardan daha aşağı olan satılmışların yanında yer almayın. Hiç olmazsa kalplerinizde onlara buğz edin ve dualarınızda müminlerin ve mücahidlerin yanında olun. Ve Kadirov'un oynadığı oyuna gelen Müslümanlar!.. Tövbe edin. Bir kez daha düşünün. Kimin yanındasınız? Allah'ın dinine ve Müslümanlara savaş açan, onlara hakaret eden bir ağızdan sizin lehinize çıkacak bir iltifattan yüce Allah'a sığının.

Taraf olun.Allah ve Resulü'nün yanında olanlardan taraf olun. İmam Mansur'un, Gazi Muhammed'in, İmam Şamil'in, Baysangur'un, Şuayp Molla'nın, Hacı Murat'ın, Abrek'in, Dudayev'in, Mashadov'un, Basayev'in, Zelimhan'ın, Abdulhalimin'in, Hatttab'ın, Hayrullah'ın… ve on binlerce şehidin, mücahidlerin ve Dokko Umarov'un yanında yer alın. Çar Deli Petro'nun, General Meymalov'un, Çar Aleksandır'ın, Stalin'in, Lenin'in, Korkunç İvan'ın, General Grekov'un, General prens Vorontsov'un, General Troşev'in, Yeltsin'in ve Putin'in yanında yer almayın. Battal Hüseyin'in, Ahmed Kadirov'un, Alhanov'un, Ramzan Kadirov'un, Yamadayev kardeşlerin, Muhammed Tagirov'un, Yunusbek Yevkurov'un ve Emredin Edilgiriev'in yolunda yandaş olmayın.
Çeçen mücahid, Çeçen cihadının efsanevi isimlerinden Şamil Basayev'i ise şöyle anlattı; “O, işgalcilerin kalplerine korku salmıştı fakat beraberindeki mücahidlere ve halkına karşı çok sevecen ve şakacı idi. Rusya onun için ordular yürütürken o dağlarda bazen tek başına kimseye haber etmeden bir bölgeden başka bölgeye mücahidleri ziyaret etmeye giderdi.”

vakitlogo1.jpg
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
23277.jpg

Çeçen Anne'ye Yabancılar Şubesinde Dayak!

28 Aralık 2009
4 çocuğu ile birlikte bu yılın başlarında Türkiyeye gelen Luiza Hanım 4 yavrusu ile birlikte tam bir aydır Kumkapı ;da Yabancılar Şubesinde gözaltında tutulmaktadır.


Baba L.A. Grozni’de İslam Üniversitesinde Öğretim görevlisi olarak çalışmış ancak baskıcı ve zorba uygulamalardan dolayı çeşitli ülkelerden geçerek emin bir liman gibi gördükleri Türkiye’ye sığınmışlardır.

Vizelerinin bitmesine yakın bir zaman kala ikamet izni için başvuru yapan aile 24 Kasım 2009 tarihinde İstanbul Çarşamba’da ki evlerine yapılan polis baskınında gözaltına alınmışlardır.

Polislerin evlerine baskın yaptıkları esnada evde çocuklarıyla yalnız bulunan Luiza Hanım “bir evrak imzalayacaksın ve serbest bırakılacaksınız” denilerek Kumkapı Yabancılar Şubesine götürülmüştür ve 4 çocuğu ile beraber demir parmaklıklar arkasına atılmıştır. Olay esnasında evde olmayan baba L.A.‘ya da “aileni serbest bırakmamız için imza atman gerek” denilerek çağrıda bulunulmuş ve Yabancılar Şubeye gittiğinde o da gözaltına alınmıştır.

İstanbul Eminönü İskelesi

Abdul (13), Sumaya (12), Sukhayla (11) ve Salah (10) adlarındaki dört çocuğuyla beraber aile bir aydır gözaltında tutulmaktadır. 13 yaşında ki Abdul babası ile birçoğu adi suçlara karışmış yabancıların bulunduğu erkekler koğuşunda, kızlar Sumaya, Sukhayla ve küçük erkek kardeşleri Salah anneleri ile birlikte yine uygunsuz kadınların da bulunduğu kadınlar koğuşunda tutulmaktadırlar.

İMKANDER’e müracaat eden Luiza Hanım’ın erkek kardeşi İ.U.’dan bilgi alan İMKANDER Başkanı Nuray Bezirgan bugün Kumkapı Yabancılar Şubesine giderek görevlilerden aile hakkında bilgi almaya çalıştı.

Bezirgan; sorunun Ankara’dan kaynaklandığını ve ailenin 3. bir ülkeye gönderilmesi konusunda aileye baskı yapıldığını, baba L.A.’dan da kendilerine yardım edilmesi ile alakalı bir mektup aldıklarını belirtti. Bezirgan aile fertlerinin hiçbir kanunsuzluğa bulaşmamış ve ikamet izni için başvurularını yaptıkları halde, polis ekiplerince evleri basılıp çoluk çocuk nezarethaneye götürülmelerinin ve bir aydır da başka bir ülkeye gitmeleri konusunda ısrar edilmesinin uluslar arası hukuka ve insan haklarına aykırı bir durum olduğunu belirtti.

Küçük kızlardan birinin astım ve kulak iltihabı yüzünden devam eden tedavisinin bir aydır sekteye uğradığını ve çocukların psikolojik travma geçirdiklerini aktaran Bezirgan, “buradan yetkililere sesleniyorum, kardeş toprağıdır denilerek kendisine sığınanlara karşı yürütülen bu olumsuz politikalar Çeçenleri ve bizleri derinden yaralamaktadır. Küçücük çocukların fiziksel ve manevi olarak uygun olmayan bir ortamda uzun süredir tutulmalarına derhal bir son verilmelidir.” dedi.

Bezirgan “Luiza Hanım’ın gözaltında tutulduğu süre zarfında kaldığı koğuşta başka bir yabancı kadın tarafından tartaklanarak dudağının yarıldığını ve çocukların bu olaydan çok etkilendiğini” sözlerine ekledi.

Daha önce de ikamet izni bittiği için bir Çeçen anne trafik kazası geçiren küçük oğlunu hastaneye götürmüş ve çocuğu sedyedeyken anne gözaltına alınmıştı. 4 gün bir tabure üzerinde adi suçlardan yakalanan kadınların bulunduğu bir hücrede bekletilmiş ve İmkander’in girişimleri sonucunda konunun kamuoyunda duyulmasıyla beraber Çeçen anne çocuklarına kavuşmuştu.


İMKANDER



14602.jpg















11627.jpg
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
12065.jpg


Nuray Bezirgan'a Polislerden İşkence

30 Aralık 2009
Nuray ve Ömer Bezirgan, Çeçen bir annenin gözaltına alınmasını medyaya duyurmaya çalıştıkları gerekçesiyle İstanbul Emniyeti Yabancılar Şubesi Misafirhanesinde emniyet güçleri tarafından darp edildi.
Şu anda Olay yerinde bulunan Genel Yayın Yönetmenimiz Selim AKDUMAN'ın bildirdiğine göre Nuray ve Ömer Bezirgan, Çeçen bir annenin gözaltına alınmasını medyaya duyurmaya çalıştıkları gerekçesiyle Kumkapı'da Yabancılar Şubesi Misafirhanesinde emniyet güçleri tarafından darp edildi.

Nuray Bezirgan'ın başörtüsünden tutulup sürüklendiği, Ömer Bezirgan'ınsa şiddete maruz kaldığı ve makinesinin kırıldığı gelen bilgiler arasında.

Nuray Bezirgan ve eşi Ömer Bezirgan hala göz altında bulunuyor. Sağlık durumlarının ciddi olduğu söyleniyor fakat bu konuda içeriden bilgi alınamıyor. Mazlum-der ve AGD avukatları yetkililerle görüşüyor.

Mazlum-der ve AGD'den onlarca kişi de Misafirhanenin önüne toplanmış durumda. İçeriden bilgi verilmiyor.

.......

Nuray ve Ömer Bezirgan sağlık raporu için Haseki'ye sevkedildi.

Çiftin avukatları olay yerine intikal etti fakat avukatlarda dahil hiç kimsenin olay mahalline girmesi veya herhangibir şekilde bilgi almasına izin verilmiyor.

Nuray ve Ömer Bezirgan halen hastane içerisindeler ve sağlık durumların ciddiyeti hakkında bilgi verilmiyor.
........
Nuray ve Ömer Bezirgan çiftine hastanede yapılan müdahalenin ardından çift polislerce hastaneden alınarak Kumkapı Polis Karakoluna götürülüyor. Nuray ve Ömer Bezirgan'ın sağlık durumları hakkında ise hem sağlık personelleri hem de polis memurları herhangibir bir bilgi vermekten kaçınıyor.

..............................................
Haseki hastanesine sevkedilen Nuray ve Ömer Bezirgan çiftinin sağlık raporu sonuçları açıklandı ve çiftin darp edilip şiddete maruz kaldıkları sağlık raporlarıyla da kesinleşti.

Çiftin halen Kumkapı Polis Karakolunda ifadeleri alınmaya devam ediliyor. Çifte uygulanan şiddet sonucu Ömer Bezirgan'ın kırılan kamerasına da polis el koymuş durumda.

Ayrıca olay yerinde bulunan bütün görgü tanıkları birer birer ifade veriyorlar.

Gözaltı olayı, Özgür-Der ve Mazlumder avukatları tarafından takip ediliyor. Gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz.

Kaynak : Ajans 5
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt