Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Tağut Nedir (1 Kullanıcı)

_SeNaToR_

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
25 Ağu 2008
Mesajlar
1,220
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Mevdudi,abduh,reşid rızanın yaptıkları İmam İbn Teymiye(r.h)'yi bağlamaz...Nasıl kendini ehli sünnete nispet edenlerin yaptıkları bidatler işledikleri şirkleri efendimizin sünnete nispet ettik gibi..
Hiçbir ehli sünnet alimi ibn teymiye'ye ehli sünnet dememiştir diyerek ona büyük bir suç isnad ediyorsun ölmeden önce tevbe etmen gerekir bu iftirandan dolayı..Kaldıki onun eseri ve talebelerinin eserlerinden sizin şeyhleriniz bile yararlanıyor..

KARŞI ÇIKTIĞINIZ SOFİLER İMAM-I RABBANİ,ABDÜLKADİR GEYLANİ,ABDÜLHAKİM ARVASİ,HZ MEVLANA,YUNUS EMRE,SÜLEYMAN HİLMİ TUNAHAN,AKŞEMSEDDİN,ESAD ERBİLİ,İSKİLİPLİ ATIF,ŞEYH SAİD,ŞEYH ESAD EFENDİ...ALLAHCC DOSTLARINI KARŞINA ALMIŞSIN,ÇARPILIRSIN....

Bunlardan hepsine karşı çıkmıyoruz bunlar sizin kuruntularınızdır...Kaldı ki imam rabbani gibi selef alimi bizim başvurduğumuz kaynaklardan sadece birisidir.
İskilipli atıf hoca,şeyh said hoca senin tağutların gibi önceki tağutlara baş kaldırdığı için şehid edildiler...Senin şeyhin ise o tağutlara bırak baş kaldırmayı onları övüyor onların desteklenmesini söylüyor..Tvlere çıkıp utanmadan elmalı hamdi yazıra meal yazdırdı diye islam hizmeti olmuştur diyor...Zaten bunları demese villalarda oturup mersedeslerle gezemedi..Şuan çoğu tevhid ehli alim gibi zindanlarda olurdu..



He şöyle de Allah'ın kafirlerin eliyle islama hizmet ettirir..Yani bir kafir filistine kendi çıkarları için destek vermişse neden onu müslüman yapalım ki demi..Huga chaves kafiri tcnin kafirinden daha çok destek veriyor islama onuda mı müslüman yapalım yani )))

Tevhidi öğrenme çabasında olunuz inşallah...Rabbimiz ancak Müslümanlara olarak ölün buyuruyor...Demokrasi küfrünü aracı kılarak İslama izzet kazandıracağını sanan diyalogçulardan bir farkları yok tağutların..
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
Mevdudi,abduh,reşid rızanın yaptıkları İmam İbn Teymiye(r.h)'yi bağlamaz...BAĞLAR DİYEN OLMADIKİ,SADECE O ŞAHISLAR HAKKINDA MALUMAT SAHİBİ OLUP OLMADIĞIMI SORDUN BEN DE SÖYLEDİM...Nasıl kendini ehli sünnete nispet edenlerin yaptıkları bidatler işledikleri şirkleri efendimizin sünnete nispet ettik gibi..TAKİYYECİ MEZHEPSİZ GÜRÜHTAN BAŞKA EHLİ SÜNNETİM DİYEN BİDAT VE ŞİRKLERDEN BERİDİRLER VE SENİN İFTİRANI İŞLEMEDİLER,İŞLEMEZLER...
Hiçbir ehli sünnet alimi ibn teymiye'ye ehli sünnet dememiştir diyerek ona büyük bir suç isnad ediyorsun ölmeden önce tevbe etmen gerekir bu iftirandan dolayı..ALLAHCC KORUSUN İFTİRADAN...HİÇBİR EHLİ SÜNNET ALİMİ İBNİ TEYMİYEYİ EHLİ SÜNNET GÖSTERMEZ,BİRAZCIK ARAŞTIR İSTERSEN...Kaldıki onun eseri ve talebelerinin eserlerinden sizin şeyhleriniz bile yararlanıyor..HİÇBİR ŞEYHİMİZ ONUN ESERLERİNDEN FAYDALANMAZ,FAYDALANANLAR İKİ ARADA BİR DEREDE OLAN İTİKAT BOZGUNCULARIDIR...

KARŞI ÇIKTIĞINIZ SOFİLER İMAM-I RABBANİ,ABDÜLKADİR GEYLANİ,ABDÜLHAKİM ARVASİ,HZ MEVLANA,YUNUS EMRE,SÜLEYMAN HİLMİ TUNAHAN,AKŞEMSEDDİN,ESAD ERBİLİ,İSKİLİPLİ ATIF,ŞEYH SAİD,ŞEYH ESAD EFENDİ...ALLAHCC DOSTLARINI KARŞINA ALMIŞSIN,ÇARPILIRSIN....

Bunlardan hepsine karşı çıkmıyoruz bunlar sizin kuruntularınızdır...Kaldı ki imam rabbani gibi selef alimi bizim başvurduğumuz kaynaklardan sadece birisidir.
HANGİSİNE KARŞI ÇIKIYORSUN,VEYA HANGİSİNE KARŞI ÇIKABİLİRSİNKİ ALLAHCC DOSTLARININ,DEDİĞİM GİBİ ÇARPILIRSIN...İMAM-I RABBANİYİ KAYNAK KABUL EDERİZ DİYORSUN,DAHA NE,NİYE SOFİ DÜŞMANLIĞINA SOYUNUYORSUN O ZAMAN..O BİR ŞEYHTİ,TARİKAT BÜYÜĞÜYDÜ......


He şöyle de Allah'ın kafirlerin eliyle islama hizmet ettirir..Yani bir kafir filistine kendi çıkarları için NE BİLİYORSUN,KALBİNİ YARIP BAKTINMIKİ... destek vermişse neden onu müslüman yapalım ki demi KAFİRMİ İLAN EDELİM O ZAMAN..FİLİSTİNİ DESDEKLEDİĞİ İÇİN KAFİR..NE SAKAT MANTIK BU ÖYLE.....Huga chaves kafiri tcnin kafirinden daha çok destek veriyor islama onuda mı müslüman yapalım yani )))
HUGA CHAVEZ O NOKTADA DEĞİL AMA DÜŞMANLARIMIZA KARŞI ALDIĞI TAVIRDAN DOLAYI TAKDİRE ŞAYAN BİRİSİ...MÜSLÜMAN YAPMAKLA NE ALAKASI VAR..EBU TALİB PEYGAMBERİMİZİN DESDEKÇİSİYDİ,AMA MÜSLÜMAN OLARAK ÖLMEDİ,NİCE KORKAK MÜSLÜMANLARDA VARDIR Kİ,KORKAKTIRLAR AMA MÜSLÜMANDIRLAR...BAŞBAKANI DA BÖYLE KAFİRLİKLE İTHAM ETMEK BÜYÜK CÜRET...KARDEŞİM,YANLIŞ GÖRDÜKLERİNİ ELEŞTİR,MÜSLÜMANIM DİYENE KAFİR DEME...

Tevhidi öğrenme çabasında olunuz inşallah...İNŞAALLAH HEP BERABER Rabbimiz ancak Müslümanlara olarak ölün buyuruyor...İNŞAALLAH MÜSLÜMAN OLARAK CAN VERİRİZ...Demokrasi küfrünü aracı kılarak İslama izzet kazandıracağını sanan diyalogçulardan bir farkları yok tağutların..
DEMOKRASİ KÜFRÜ YIKILACAK İNŞAALLAH...
İSLAMA İZZET KAZANDIRMAK TA KİMSENİN HADDİ DEĞİLDİR..İSLAM İNSANLARA İZZET KAZANDIRIR...
DİYALOGÇULARIN DA,KÜFRÜNDE ALLAHCC TEZ ZAMANDA HESABINI GÖRECEK İNŞAALLAH...
Vesselam...
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
Hayırlı geceler Senatör kardeş..
Sitede ikimiz kaldık bu saatte...
İSLAMIN-ŞERİATIN HAKİM OLDUĞU KUTLU ZAMANDA VE BELDEDE BULUŞURUZ İNŞAALLAH...
BESLELE...SELAM..DUA..
 

_SeNaToR_

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
25 Ağu 2008
Mesajlar
1,220
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Ben sana karşılık vermekten sen bana karşılık vemekten usanmayacağız anlaşılan. Lakin hakkı savunmak için cedelleşmeye cevaz var.Ben mevdudiden abduhtan hiç bahsetmedim İbn teymiye(r.h) için demiştim.Hala hiçbir ehlisünnet alimi ibn teymiye'yi ehlisünnet göstemez diye iftiranıza devam ediyonuz...Yada sizin tanıdığınız 4-6 kişiden başka ehlisünnet yok sanırım.Lakin sizinkilerin ehlisünnet mi olduğu ayrı bir araştırma konusu..
İmam rabbiye bugünkü sapık ehli insanlar bazı sözleri ona nisped ediyorlar..Zikir konusuna girmeyelim hiç, Raks edercesine çalgı türkü ile zikir(!)'i İmam rabbani yapardı veya savunurdu dersen orda dur derim.

O Kafir haiti depremi için filistine insanlık için yardım ediyoruz demiş ve islam için yardım ediyoruz dememiş, bilakisMüslüman olduklarından dolayı yardım ediyor diyenlere karşı çıkmıştır...

Ben sana soruyorum sen onun kalbini yardın mı ki onun şeriatçı olduğun hükmettin ve şeriatı getirmek için parti kurdu diyorsun..Delilini getirirmisin.Doğru siz kalp okuyuculardansınız inşallah maşallah diyen herkesin şeriatçı olduğuna hükmedersiniz )))

KAFİRMİ İLAN EDELİM O ZAMAN..FİLİSTİNİ DESDEKLEDİĞİ İÇİN KAFİR.

Böyle Filistini desteklediği için kafir oldu demiyorum iyi oku.Filistini desteklediği (oda insanlık namına) için Kafiri müslüman mı yapalım dedim...Yani o kafir zaten Filistini desteklemesi onu müslüman yapmaz hugo chaves'i ve ingiliz parlamenter ve o konvoya katılan diğer kafirleri müslüman yapmadığı gibi...

Şunu unutmaki bir insan müslümanım diye bilir lakin kendisinden bir Küfür fiili ve sözü izhar olursa onun müslümanlığı düşer bu açıktır....
Yani neden bunu anlamak istemiyorsunuz ki...

Diyalogçu kafir diyor ya diyalog sayesinde müslümanlara islama izzet kazandıralım müslümanlara gelebilecek zararları azaltalım..Particilerde,Partileri sayesinde islama izzet kazandırmak onu hakim kılmak müslümanlara gelecek zararları aza indirmek adına Allah'ın hüküm koyma sıfatını vekalet yolu ile beşere,partilere kurumlara vs vererek Allah'a ortak konuşuyorlar...
Sen bana şunu açıkarmısın Egemenlik kimindir...
Allah'ın mı yoksa Kayıtsız şartsız milletin mi ?

Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir diyenin durumu nedir ?
 

_SeNaToR_

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
25 Ağu 2008
Mesajlar
1,220
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Hayırlı geceler Senatör kardeş..
Sitede ikimiz kaldık bu saatte...
İSLAMIN-ŞERİATIN HAKİM OLDUĞU KUTLU ZAMANDA VE BELDEDE BULUŞURUZ İNŞAALLAH...
BESLELE...SELAM..DUA..

Sizde biliyonuz ki Öncekilerin başına gelenler bizimde başımıza gelmeden cenneti gireceğimizi sanmayalım...Onlar canlardan mallardan ürünlerden verdiler...Biz ise oturduğumuz yerden islamı hakim kılacağımızı sanıyoruz...Biz kimi kandırıyoruz...

Bir davayı ayakta tutmak için onun yolunda birşeyler vermek gerek..İslam davasını ayakta tutmak onu yüceltmek içinde Şehit vermek gerek...
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
Sizde biliyonuz ki Öncekilerin başına gelenler bizimde başımıza gelmeden cenneti gireceğimizi sanmayalım...Onlar canlardan mallardan ürünlerden verdiler...Biz ise oturduğumuz yerden islamı hakim kılacağımızı sanıyoruz...Biz kimi kandırıyoruz...

Bir davayı ayakta tutmak için onun yolunda birşeyler vermek gerek..İslam davasını ayakta tutmak onu yüceltmek içinde Şehit vermek gerek...
AMENNA ve SADDAKNA...
VESSELAM VEDDUA...
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
Hala hiçbir ehlisünnet alimi ibn teymiye'yi ehlisünnet göstemez diye iftiranıza devam ediyonuz...Yada sizin tanıdığınız 4-6 kişiden başka ehlisünnet yok sanırım.Lakin sizinkilerin ehlisünnet mi olduğu ayrı bir araştırma konusu..
---------------------------------------------------------------------
BÜTÜN GERÇEK EHLİ SÜNNET ALİMLERİ İBNİ TEYMİYEYİ REDDEDER...
Hindistan'ın büyük alimlerinden allâme Muhammed Abdurrahman Silhetî, 1882 senesinde basılan kitabında şöyle diyor:

İbni Teymiyye, Vehhabîlerin büyüğü ve öncüsüdür. O şeyh-ül-islam değil, bid'at ve âsâm, yani sapıklık ve günahlar şeyhidir, önderidir. Vehhabîlerin bozuk itikadlarından ilk konuşan odur. Ve aslında, bu bozuk, sapık fırkayı ortaya çıkaran odur. Zamanından Sultan ikinci Mahmud Han zamanına kadar, zikri ve akideleri gizli kaldı. Sultan ikinci Mahmud Han zamanında, Yemen tarafından [Necd'den] Muhammed bin Abdülvehhab isminde biri zuhur etti. İbni Teymiyye'nin ölümü ile yok olan, üzeri örtülen ve İslam memleketlerinde eli kolu bağlı olan bozuk itikadları körükleyip ortaya çıkardı. Yeni bir din yolu tuttu. Ehl-i sünnet vel-Cema'at mezhebine uymayan bir bid'at kampı teşkil etti. (Seyf'ül Ebrar, s.26)

Hindistanlı Ehl-i sünnet alimlerinden Mevlana Muhammed Fadlurresul 1849 senesinde telif ettiği eserinde şöyle diyor:

Biliniz ki bu İbni Teymiyye bed mezheb [yolu kötü], nefsine mağlup, Ehl-i sünnetten hariç bir kimsedir. Allahü teala için cihet [yön] söylenir dedi. İmam-ı Sübkî ona reddiye yazdı. Tabakat-ı Sübkî'de bunlar anlatılmaktadır. Sonradan çıkan bu fırkanın [Vehhabilerin] onunla çok uygunlukları ve ilgileri vardır. (Tashih'ül Mesail, s.44)

İbni Teymiyye'nin Mü'min suresinin 36-37. ayetlerinde geçen Fir'avn'a ait bir sözü delil olarak öne sürerek Allahü teâlâ için cihet isnad ettiği anlaşılıyor: (Fir'avn, Ey Haman, bana yüksek bir kule yap; belki göklerin yollarına erişirim de Musa’nın Tanrısı’nı görürüm! Doğrusu ben onu, yalancı sanıyorum, dedi. Böylece Fir'avn’a, yaptığı kötü iş süslü gösterildi ve yoldan saptırıldı. Fir'avn’un tuzağı tamamen boşa çıktı.) [Mümin 36/37]

İbni Teymiyye'nin çağdaşı olan Ahmed b. Yahya el-Küllabî diyor ki:

"Keşke bilseydim, İbni Teymiyye Fir'avn'un bu sözünden Allahü teâlânın göklerin ve Arşın üzerinde olduğunu nasıl anlamıştır? Fir'avn (Musa'nın Allah'ı göklerdedir) dememiştir. Haydi Fir'avn'un dediğinden böyle anlaşıldığını farzedelim. Peki İbni Teymiyye, nasıl Fir'avn'un zannıyla istidlal eder? ...Demek ki İbni Teymiyye'nin, bu ayetten anladığı mana ve Allah'a cihet olduğuna dair itimad eylediği delil, Fir'avn'un görüşüne göredir. Akidesinde itimad ettiği delil Fir'avn'un zannettiği şey olup o Fir'avn inancının kurucusudur." (Bera’atü’l-Eş’ariyyin min Akaidi’l-Muhâlifin, s.120-121.)

Büyük alim Yusuf-i Nebhanî diyor ki:

"Fir'avniye ismine hak kazanan, Allah'a cisim nisbet etmekte, benzetme yapmakda ve yön isnad etmekte Fir'avn'a muvafık kanaate sahip bulunan Haşviye taifesidir. Yoksa, noksan sıfatlardan münezzeh bulunan Allahü teâlâyı bu gibi şeylerin tamamından tenzih eden Ehl-i sünnet vel-cemaat topluluğu değildir." (Şevahidü'l-Hakk, s.223)

Kâdızade Ahmed Efendi, İmam-ı Birgivî’nin kitabının şerhinde şöyle diyor:

“[Allahü teâlâ] Gökte ve yerde değildir, mekândan münezzehdir. ..Mekân ve zaman O’nun şanına muhaldir. ..Sağda, solda, önde, arkada, üstte ve altta değildir....Allahü teâlâ cisim ve cismanî olmakdan münezzehdir. Bir tarafda [cihette] olmaktan da münezzehdir. ..İbni Teymiyye ve yolundakiler, Allahü teâlâ üst taraftadır dediler.” (Birgivî Vasiyetnamesi Şerhi, s.24).

Hâfız İbni Hacer-i Mekkî (Heytemî) diyor ki:

"İbn Teymiyye'nin, "Allah'ın cismi ve ciheti [yönü] ve intikal etmesi [yer değiştirmesi] var olup, boyutu Arş'ın boyutu kadardır, ondan ne daha az, ne de ondan daha büyüktür" demesinden, onun çirkin sözünün açıkca küfür olan bu yalanından Allahü teâlâ uzaktır. Allah onu ve kendisine tabi olanları utandırıp onun itikadında olan zümrenin topunu dağıtıversin." (Fetâvel-hadîsiyye)

Hâfız İbni Hacer el-Askalânî, Ed-duraru’l-kâmine isimli kitabında, İbni Teymiyye'nin sahabenin büyükleriyle ilgili sözleri hakkında alimlerden bazı nakiller yapmaktadır:

“İbni Teymiyye Ömer ibnu’l-Hattab’a üç talak meselesinde ve Hazret-i Ali'ye de on yedi meselede Kur'anın nassına muhalefet etti diye isnadda bulunmuştur. Hazret-i Ebu Bekir ne dediğini bilen yaşlı birisi olarak müslümanlığı kabul etti, ama Hazret-i Ali çocukken İslamiyeti kabul edip bir kavle göre çocuğun İslamiyeti sahih değildir, demesi ve yine Hazret-i Ali hakkında, kendisi Ebu Cehil'in kızını istemiş ve ölünceye kadar onu severek unutmamıştır, demesi üzerine alimler ona münafıklığı isnad etmişlerdir. İbni Teymiyye Hazret-i Osman hakkında (Osman malı severdi) demiş ve (Peygamberden -aleyhisselam- istigasede bulunmazdı) dediği için ona zındıklık isnad etmişlerdir.” (Bera’atü’l-Eş’ariyyin min Akaidi’l-Muhâlifin, s.410.)

İbn Hacer el-Askalânî (v. 852/1448) İbn Teymiyye’nin, İmâmiyye Şîası’nın otoritelerinden olan İbnü’l-Mutahher el-Hıllî’nin (v. 726/1325) Minhâcü’l-kerâme fî ma’rifeti’l-imâme (Tebriz 1286, Tahran 1298, Kahire 1962) adlı eserine reddiye olarak yazdığı Minhâcü’s-sünne en-nebeviyye fî nakzı kelâmi’ş-şîa ve’l-kaderiyye isimli kitabı üzerine yaptığı değerlendirmede diyor ki:

Telif esnasında kaynağını hatırlayamadığı bazı makbül/sahih hadisleri veya senedi zayıf da olsa bazı mevcut/sabit rivâyetleri mevzu olduğu gerekçesiyle reddetmiştir. İbn Teymiyye, İbnü’l-Mutahher el-Hıllî’nin kullandığı hadislerin büyük bir kısmı mevzu ve çok zayıf olmakla birlikte, onun sözünü çürüteyim (tevhîn) derken bazan Hz. Ali’yi küçük düşürmüş, ifrat ve teşeddüde düşmüştür. (İbn Hacer, Lisân, VI, 319-320; a.mlf., Dürer, I, 71; Leknevî, Ecvibe, s. 174-176.)

Leknevî diyor ki:

İbn Teymiyye, İbnü’l-Cevzî (v. 597/1200) gibi hasen hadisleri mekzûb, birçok zayıf haberi de mevzû kılmış, hatta zayıf veya mevzû oluşu ihtilaf konusu olan birçok haberin, mevzû olmasında ittifak olduğunu iddia etmiştir. (Leknevî, Ecvibe, s. 174)

Ehl-i sünnet alimlerinden Yusuf Nebhanî, Şevahidü'l-Hakk'da diyor ki:

"İbni Teymiyye, dalgaları kıyıyı döven gürültülü bir deniz gibidir. Bazen sahile inci ve mercan bırakır; bazı zamanlarda da taşları ve midye kabuklarını attığı, pislikleri ve hayvan leşlerini bıraktığı olur." (s.46)

İbni Teymiyye'nin yaptığı naklin sahih olmadığını İbni Hacer-i Heytemi, ona karşı yazdığı reddiyelerinde dile getirmiştir. Bu, alimde bulunabilecek ayıpların en kuvvetlisidir. Güveni zayıflatan ve itibarı düşüren huyların en şenii, başkalarından sahih olmayan nakil yapmaktır. İsterse en kuvvetli hadis hafızlarından ve en ileri alimlerden olsun. Hafız Iraki el-Kebir'in onun hakkında söylediği "İbni Teymiyye'nin yaptığı nakillerin bir kısmına itibar olunmaz" sözüne kuvvet kazandırmaktadır. (s. 191)

"Aliyy'ül-kaari Şifa şerhinde diyor ki: Hanbelîlerden İbni Teymiyye, ifrata kaçmış bulunmaktadır. Zira Resulullah aleyhisselam efendimizi ziyaret için yolculuk yapmayı haram saymıştır. Halbuki ziyaretin yakınlık sebebi olduğu bilinmektedir. Onu inkara kalkan üzerine küfür ile hükmolunmuştur. Zira müstehab olduğunda ulemanın icmaı bulunan bir şeyi haram kılmak küfür olur. Bu, mübah olduğunda icma bulunan bir şeyi haram kılmanın da ötesinde bulunmaktadır." (s.188) (*)

"İbni Teymiyye'nin bozucu aklı ile muhalefette bulunduğu her şey, kendi uydurmasıdır. Kendi fasid inanışına göre, def edecek boş bir şüphe bulamadığı zaman "O yalandır" diye başka bir davaya geçer. Onun hakkında "İlmi aklından büyüktür" diyen, insaflı davranmıştır." (s.189)

"Ben, İbni Teymiyye'nin Minhacü's-sünnet kitabında Allahü tealaya cihet [yön] isnadını tafsilatı ile görmüş bulunuyorum... Selef-i salihinden böyle bir söz varid olmamıştır...Bilakis [İbni Teymiyye] onu kendi nefsinden çıkarıp ortaya atmış ve birçok yerde tekrarlayıp durmuştur." (s.203)

"İbni Teymiyye'nin kitapları basılmış bulunduğundan ve onların içinde Ehl-i sünnet inançlarına aykırı meseleler mevcut olduğundan dolayı, alimlere bu meseleleri açıklamaya yönelmek ve bu hususta halkı uyarmak lazımdır" (s.203)

"İbni Teymiyye'nin kelamındaki çekişme ve çelişmeye delalet eden şeylerden birisi de, kitaplarından bir kısmında söylediğinin, diğer eserlerinde ifade ettiğini nakzeder mahıyette olmasıdır. Bu, ya inançlarında hata edip dönüş yapmasından veya ilminin geniş ve eserlerinin çok olup fetvalarını ve ibarelerini yayıp dağıtması sebebiyle, daha evvelki kitaplarında yazdığını unutmasından meydana gelmektedir." (s.222)

(*) Not: İmam-ı Kastalânî, Mevâhib kitabında, "Rasulullahın Kabri Şerifini Ziyaret" kısmında diyor ki: "Kainatın efendisi Muhammed aleyhisselamın mübarek mezarını ziyaret etmek en yüce taat ve en şerefli ibadetlerdendir. Bunun aksine inanan kimse, Hak teala hazretlerine ve Rasulune ve müslüman ümmetine aykırı davranmış ve bu yüzden İslamiyet bağından kopmuş olur. Allah'a sığınırız." (Mevâhibü Ledünniye, c.2, s. 473)

İmam-ı Ebül-Hasen Sübkî buyuruyor ki:

"Resûlullah ile tevessül etmek, yani istigase etmek, ondan şefaat istemekdir. Bu ise güzel bir şeydir. Önceki ve sonraki İslam alimlerinden hiçbiri buna karşı birşey dememişdir. Yalnız İbni Teymiyye bunu inkar etdi. Böylece doğru yoldan ayrıldı. Kendinden önce gelen alimlerden hiçbirinin söylemediği bir bid’at çıkardı. Bu bid’ati ile müslümanların diline düştü."

Büyük âlim İbni Hacer-i Mekkî Fetâvel-hadîsiyye kitabında diyor ki:

"Allahü teâlâ, İbni Teymiyyeyi dalâlete, felakete düşürdü. Gözlerini kör, kulaklarını sağır etdi. Birçok alim, bunun işlerinin bozuk, sözlerinin yalan olduğunu bildirmişler ve vesikalarla ispat etmişlerdir. Büyük İslam alimi Ebül Hasen-il-Sübkinin ve oğlu Tacüddin-i Sübkinin ve İmam-ül’iz bin-cema’anın kitaplarını okuyanlar ve onun zamanında bulunan Şafi’î, Malikî ve Hanefî alimlerinin, kendisine karşı sözlerini ve yazılarını inceliyenler, sözümüzün doğruluğunu iyi anlar."

Mehazlar:

1. Muhammed Abdurrahman Silhetî, Seyf'ül Ebrar, Berekat Yay., İst. 1978.
2. Mevlana Muhammed Fadlurresul, Tashih'ül Mesail, Berekat Yay., İst 1976.
3. Ebu Hamid bin Merzuk, Bera’atü’l-Eş’ariyyin min Akaidi’l-Muhâlifin, Bedir Yay., İst 1994.
4. Yusuf-i Nebhanî, Şevahidü'l-Hakk, Fazilet Neşr., İst.
5. Kâdızade Ahmed Efendi, Birgivî Vasiyetnamesi Şerhi, Bedir Yay., İst.
6. İmam-ı Kastalânî, Mevâhibü Ledünniye, Hisar Yay., İst.
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
BÜTÜN GERÇEK EHLİ SÜNNET ALİMLERİ İBNİ TEYMİYEYİ REDDEDER...
GÜNÜMÜZ KAYNAKLARINDAN İKTİBASLAR

Molla Sadreddin Yüksel diyor ki:

Türkiye'de bilhassa İstanbul'da kupkuru, tam manasıyla cahil yeni bir gurup türemiştir. Bu gurup kendine selefi ismini vererek, Allahü tealaya -haşa- cisim ve mekan isnad edecek kadar ileriye giden İbni Teymiyye ve haleflerini örnek aldığını iftiharla söylemektedir. Mezhepleri ve müctehidleri reddediyorlar. (Makaleler, Madve Yayınları: 11, Ekim 1985; s.7)

Ubeydullah Küçük diyor ki:

Şeytani ihtilaf yangınını İslam dünyasında ilk çıkartan hain, yahudi dönmesi İbn Sebe'dir. Farmason ve anarşist Afgani, onun çömezi mason Abduh, onun tilmizi İngiliz maşası Reşid Rıza ve günümüzdeki takipçileri de yakıcı ve yıkıcı ihtilaflar çıkartmışlardır. Haşa, "Allah semadadır" diyen İbn Teymiyye, Müslümanları müşrik ilan eden M. bin Abdülvehhab da bu uğursuz kafiledendir. Her müslüman rahmani çeşitlilik ile şeytani ihtilaflar arasındaki farkı bilmelidir....İbni Teymiyye birçok noktalarda aşırı gitmiş, "gulüvv"a sapmış, İslam'ı daraltmış, tecsim (antropomorfizm) girdabına batmış, ezici çoğunluk tarafından reddedilmiş, şaibeli bir kimsedir, kılavuz olamaz. (Bedir Yayınevi'nin Kitabül-Kebair kitabına yapılan 8. Ek, s.287-288)

İhsan Şenocak şu bilgileri veriyor:

İslam düşünce tarihinde hakkında en çok söz söylenen isimlerden birisi olan Harranlı İbn Teymiyye, Eşariler başta olmak üzere Ehl-i Sünnet hassasiyetine sahip kelamcılara sert eleştirelerde bulunmuş, ulemanın hazır bulunduğu muhakemelerde sorgulanıp teşbih akidesinden ve icmaya aykırı fetvalarından dolayı defaatle cezalandırılmıştır. Müteşabihatı tefsir ederken ayetlere zahiri anlamlarını veren, semada yerleşme, bir yere oturma, hareket etme gibi insanlara ait fiilleri Allah Teala’ya isnat eden İbn Teymiyye, Sünnet ve Cemaat Akidesini benimseyen alimler tarafından tenkit edilmiş, görüşleri hakkında çok sayıda reddiye kaleme alınmıştır. (İnkişaf Dergisi, No:7)

Ebubekir Sifil şu bilgileri veriyor:

Selefî ekol, Allahü Teâlâ'nın (Arş, sema vb.) belli bir mekânda ve dolayısıyla (uluvv/yükseklik, yukarıdalık gibi) belli bir "yönde" bulunduğunu söyler. Bu bağlamda genel muhtevalı eserler yanında İbn Teymiyye'nin "Kitâbu'l-Arş"ı, İbn Kudâme'nin "İsbâtu Sıfeti'l-Uluvv"u ve ez-Zehebî'nin "el-Uluvv li'l-Aliyyi'l-Azîm"i gibi monografiler de mevcuttur. Allahü Teâlâ'ya mekân izafesi, tabiatı gereği müstakil bir mesele olmayıp, beraberinde başka problemleri de getiren son derece temel bir tartışmadır. Arş'ı da, semayı da, diğer mekânları da yaratan Allahü Teâlâ olduğuna ve O'nun istivasının "mekân tutmak" anlamına geldiği iddia edildiğine göre, İmam Ebû Hanîfe'nin de dile getirdiği "Allahü Teâlâ bu mekânları yaratmadan önce neredeydi?" sorusuna İbn Teymiyye'nin bulduğu cevap, "Arş'ın nev'î kıdemi"dir. Bu, şu demektir: Allahü Teâlâ ezelden beri üzerine istiva ettiği Arşlar yaratmaktadır. Yenisini yarattığında bir öncekini yok etmektedir ve bu, ezelden beri böyle devam edegelmektedir. Bu izah tarzının ne kadar problemli olduğu ise açıktır. Zira Allahü Teâlâ dışında varlığı ezelî olan bir başka varlık tasavvur edildiğinde, zorunlu olarak o varlığın mevcudiyetinin bir yaratıcının varlığına mütevakkıf bulunmadığını, varlığının zorunlu ("vâcibu'l-vücud") olduğunu söylemiş olursunuz. Bunun ne anlama geldiği ise açıktır... (Milli Gazete, 7 Ağustos 2004)

"Muhammed Abduh da bu ifade üzerine yazdığı ta'likte şunları söyler: (Bunun sebebi İbni Teymiyye'nin, ayet ve hadislerin zahiri ifadelerini esas alan ve Allahü Teâlânın Arş'a oturmak suretiyle istiva ettiğini söyleyen Hanbelilerden olmasıdır. Kendisine, Allahü Teâlâ ezeli olduğu için O'nun mekanının da ezeli olması gerektiği için bu görüşün Arş'ın ezeli olmasını icabettirdiği, Arş'ın ezeli olmasının ise onun görüşüne aykırı olduğu söylenerek itiraz edilince, "Arş nev' olarak kadimdir" demiştir. Bu şu demektir: Allahü Teâlâ, ezelden ebede kadar bir Arş'ı yok ederken diğerini yaratır ki, Allahü Teâlânın istivası ezeli ve ebedi olsun....)" (İslam ve Modern Çağ, Kayıhan Yayınları, c.1, s. 76.)

Recep Yıldız'ın değerlendirmesi şöyle:

Benimsediği usul ve hadiselere yaklaşım tarzı itibariyle bakıldığında İbn Teymiyye’nin seleficiliği ile ulemanın usul ve üslubu arasında tevhit kabul etmez farklar vardır. Bu durumda Onun için insanlara doğru bilgiyi aktaran bir bilgi kaynağı, sapmalarına mani olan bir yol gösterici gibi anlamlara gelen alim ünvanını kullanmak güç bir hal almaktadır. Zira O doğrudan ziyade yanlış bilgiye kaynaklık yapmaktadır. İbn Teymiyye ile başlayan anlayışın müntesipleri, geçtiğimiz yüzyılda “hareket” çapında temsil imkanına ulaşmış, günümüzde ise Sünnet ve Cemaat akidesine sahip alimleri şirk ve küfürle itham eder bir işleve kavuşmuşlardır. Yeni selefiler olarak adlandırılabilecek bu grup İbn Teymiyye gibi tahkik edilmeyen bilgilerle kendileri dışındaki her alimi bidat, şirk ve küfürle itham etmektedir. “Ehl-i Sünnet” akidesine sahip alimleri “ehl-i zeyğ” olarak tanıtan grup, insanların doğru bilginin kaynağına ulaşmalarına engel olmaktadır. Günümüz akademisyenlerinin zihinlerinde oluşan istifhamların önemli bir bölümü söz konusu grubun bilgi tahrifatı ile yakından ilişkilidir. (İnkişaf Dergisi, Sayı:7, Ekim-Aralık 2006)

Aynı dergide, Halit İstanbullu şu bilgileri veriyor:

Hicri sekizinci asırda yaşayan İbn Teymiyye’nin (v. 728/1328) “ehl-i sünnet kelamına” karşı yönelttiği eleştirileri ve “selef akidesi” başlığı altında “Haşviyye” ile örtüşen görüşleri eski ihtilafların tekrar canlanmasına yol açtığı gibi, günümüzde “selefîyye” olarak isimlendiren ve söz konusu yaklaşımın müdafaasını yapan bir hareketin doğmasına da yol açmıştır. Düşünce ve meyilleri ile “cemaat-ı kübra”dan ayrılan, hatta mizaç ve ahlaki kriterleri itibariyle de farklılık gösteren bu yeni oluşumun selef-i salihinin devamı olduğunu söylemek ilmi verilerle çelişmektedir. Zira varlığını, bid'at olarak nitelediği söz ve fiilleri yok etmek üzerine bina eden bu yeni mezhebin bizzat kendisi bid'attır. Selefilerin mezhepleri devre dışı bırakarak selefe ulaşma gayretleri ise hem sahih senet sistemine engel teşkil etmekte, hem de onların oluşmasını gerekli kılan unsurlara karşı Müslümanları savunmasız bir konuma getirmektedir. Selefiler kendileri gibi düşünmeyen Müslümanları; “Cebrail risaleti Ali’den kaydırıp Muhammed’e verdi” diyen ve bu yüzden “Cebrail’e söven” “Gulat-ı şia” ile eşdeğer görmekte ve onların adı olan “ehl-i zeyğ” kelimesini Maturidi ve Eşariler için de kullanmaktadır. Tanımlanan anlamda selefiyye’nin kurucusu İbn Teymiyye’dir. Yaşadığı dönemde büyük bir şöhrete kavuşan İbn Teymiyye, Takiyyuddin es-Sübki, İbn Cehbel gibi alimlerin görüşlerini tenkit etmeleri üzerine itibar kaybına uğramış, İbn Kayyım el-Cevziyye (v. 751/1350), İbnu’l-Vezir (v. 840/1436) ve Şevkani’nin (1250/1834) gayretleriyle ancak unutulmaktan kurtulabilmiştir. (İnkişaf Dergisi, No:7)

Hüseyin Avni Kansızoğlu diyor ki:

Mîzâc ve ahlâkı çerçevesinde doğan ve gelişen üslûbuyla, olması îcâb eden veya olabilecekten daha fazla bir cesâret, hiç olmaması lâzım gelen tepeden bakma, boyundan büyük olan nice büyüklere karşı, akıl almaz bir saldırganlık, acelecilik, muğalata ve benzeri sebeblerden doğan bıktırıcı tekrarlar, çekilmez tenâkuzlar sergilemiştir. Tenâkuz ve tekrarları çizildiği takdirde yazdıklarının neredeyse dörtte biri bile kalmayacaktır. Kitablarını aklı havada bir kara sevdalı edasıyla değil de, bir ilim adamı ciddiyeti ile okuyacak olan herkes bu hakikati görebilecektir. “İktizâ”sı, “Kâidetün Celîle”si, “Furkan”ı, “Ubûdiyye”si, Akîdeye dâir kitabları, Fetâvâ’sının akîdeyle alakalı kısımları, birindeki cümleleri diğerinde biraz değiştirilen, zaman zaman da hiç değiştirilmeden aynen tekrarlanan sözlerden meydana gelen cinsindendir. (İnkişaf Dergisi, No: 7)

Ebubekir Sifil diyor ki:

Net olarak anlaşılmaktadır ki İbn Teymiyye, kâfir ve müşrikler için Cehennem azabının sonsuz olmayacağı, azapta çok uzun zaman kalsalar da oradan çıkacakları bir günün mutlaka geleceği görüşünü benimsemiş ve hiçbir yoruma mahal bırakmayacak tarzda savunmuştur. (İnkişaf Dergisi, No:7)

Cennet ve cehennem hayatının ebediliği, Kur'an, Sünnet ve İcma ile sabit zarurat-ı diniyyedendir. Konuyla ilgili ayet ve hadisler burada zikredilemeyecek kadar fazladır. Ümmet seleften halefe bu itikat üzere icma edegelmiştir. İbn Hazm, "Merâtibu'l-İcma"da cennet ve cehennemin ebedî olduğu konusunda icma edildiğini ve bu icmaa muhalefet edenlerin küfründe icma bulunduğunu söyler. (Milli Gazete, 24 Temmuz 2004)

"Ebediyet" kelimesi etrafındaki tartışma İbn Teymiyye ve talebesi İbnu'l-Kayyım ile başlamıştır. Evveliyatında Cehm b. Safvan'ın hem cennetin hem de cehennemin son bulacağı görüşü dışında bu kelimeyi cehennemin sonluluğu anlamında tartışan olmamıştır. Cehennemin ebedi olmadığını söylemenin küfür olduğunu ben söylemiyorum. Ehl-i Sünnet alimlerinin eserlerinde bu mesele hakkında oldukça açık beyan ve hükümler var. Hadi'l-Ervah ve içindeki deliller okunmuş ve gerekli şekilde cevaplandırılmıştır. Hatta bu, daha İbnu'l-Kayyım hayattayken yapılmıştır. Pek çok alim tarafından "müçtehid" olduğu söylenen Takiyyüddin es-Sübkî, el-İ'tibâr bi Bekâi'l-Cenneti ve'n-Nâr" adlı eserinde Hadi'l-Ervâh'taki hatalı yaklaşımı açık biçimde gözler önüne sermiştir. Ondan yüzyıllar sonra Muhammed b. İsmail el-Emîr, "Ref’ul-Estâr" adlı reddiye ile meselenin üstüne bir kere daha gitmiştir. Bu ikinci eser, sıkı bir Selefî ve İbn Teymiyye takipçisi olan el-Albânî tarafından tahkik ve neşredilmiştir. el-Albânî de orada İbn Teymiyye ve öğrencisinin hatalı olduğunu açık bir şekilde itiraf etmektedir. (Milli Gazete, 30 Aralık 2007)

Muhammed Yusuf Benurî, m. 1963'de Pakistan'da neşrettiği Me’ârif-üs-sünen kitabının (bu kitap Sünen-i Tirmizî'nin bir şerhidir) 6. cildinin 149. sayfasında şöyle diyor:

"İbni Teymiyye, birçok üsûl ve fürû’ meselesinde Ehl-i sünnet alimlerinden ayrılmış, asrının alimleri ve sonra gelenler, onu red etmişlerdir."
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
BÜTÜN GERÇEK EHLİ SÜNNET ALİMLERİ İBNİ TEYMİYEYİ REDDEDER...
İbni Teymiyye'yi övenler birkaç kısımdır. Birkaç tanesini şöyle yazabiliriz:

1. İbni Teymiyye önceleri Ehl-i sünnet idi. Hanbeli mezhebine göre fetva verirdi. Onun bazı kıymetli eserleri de mevcuttur. Sadece bu halini bilen veya sadece faydalı eserlerine muttali olan bazı muteber alimler kendisini övmüştür. Bu da gayet normaldir.

2. İmam-ı Sübki gibi bazı büyük alimler İbni Teymiyye'yi çok övmüşlerdir. İmam-ı Sübki, İbni Teymiyye'nin çağdaşıdır. Onun bahis konusu övgüleri bugün bile bazı sitelerde yayınlanıyor. Ancak, İbni Teymiyye Ehl-i sünnetten ayrılınca, İmam-ı Sübki kendisine kuvvetli reddiyeler yazmıştır.

3. Talebeleri İbni Kayyım, Zehebi vs. çok övüyorlar. Ancak, Zehebi bile İbni Teymiyye'nin aşırılıklarına dayanamamış, kendisine bir nasihat yazmıştır:

İmam-ı Zehebi'nin İbni Teymiyye'ye NasihatıTIKLA

4. Takipçileri, yani Teymiyyeciler, Vehhabiler övüyorlar. Bunların bir kıymeti yoktur.
 

Abdullah Cafer

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2010
Mesajlar
41
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Allah hakkı için söyle; sen İmam Askalani'nin bir kitabını bile okudun mu? Bunlar üç-beş şarlatanın uydurduğu cümlelerden başka bir şey değildir. Bu yazılanların hiç bir aslı yoktur. İmam Askalani İbn Teymiyye hakkında ne demiş öğrenmek isteyen İmamın "Ed-Durerul Kamin" isimli kitabına baksın. Veya İmamın diğer kitaplarını okusun. Fethul Bari'yi okusun mesela. Ve görsün İmam Askalani İbn Teymiyye'ye ne derece kıymet veriyor. Bu kimselerse tüm bunları tam tersine çevirmiş ve büyük bir şarlatanlık örneği göstermişlerdir.
 

Abdullah Cafer

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2010
Mesajlar
41
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Yazı sana ait değil ama içine yorum katarak ''Şunuda şurada eklemem gerekli '' diyorsun,sonuçta kendi yorumun yazı ile faklı durumları anlatıyor

SuphanAllah !

Okuman mı yok? Yazılar bana ait değildir!!! Hiç birisi benim yazım değil!! Tek harfi bile. Yazı bitince kaynağını vereceğim dedim ama çorba ettiniz.

hiçbir islami tarih kitabında ibn teymiyye döneminde o ülkede islam yaşanmıyordu yazmaz,bu da konu ile alakalı değildir B

Ben bunun aksini mi söyledim ? Onun yaşadığı ülkede İslam vardı.

Eğer İbn Teymiyyeye göre kendi içtihadını başkasının beğenmemesi tağutluk ise kendisi hata etmiş,savaşmakla yanlış yapmıştır,çünkü tartıştığı yada savunmasını yaptığı konular kelam ilmi ile alakalı olup,ne rejim,nede ülke yönetimi ile alakalı değildir,bu konuda buraya yazılarak asıl konumuza tağutu inkar etti diye bir açıklama getiremez

Kelamcıları da nerden çıkardın? Okuman mı yok tağut diyorum?

Ama daha demin diyordun bu alimler tağutla savaşmıştır diye hani İbn Teymiyye savaşmıştı,şimdi diyorsun ki sen haklısın savaşmamıştır,burada bir tezadlık var ama aldırma ben artık aldırmıyorum çünkü bunaldın sen ne yazdığını bilmiyorsun artık

Gerçekten dürüstçe cevap ver; okuman mı yok??? Ben tağutların hükmü altında yaşamamıştır dedim. İbn Teymiyye Müslümanlık iddiasnda bulunan tağutlarla savaşmıştır. Tatarlar İslam ülkelerine yaptıkları saldırılar sonucunda İslam'ı beğenmiş ve Müslüman olduklarını ilan etmiştir. Ama halka İslam şeriatıyla değil cengiz hanın yazdığı yesak la hükmetmişlerdir. İbn Teymiyye'de onların Müslüman değil kafir olduklarını halka duyurmuş ve kendisi bizzat mücahid olarak tatarlara karşı savaşmıştır. Dikkat edin bu kimseler Müslüman olduk dediler ama şimdikiler gibi halkı İslam şeriatıyla yönetmediler, zekat ve namaz konusunda insanları muhayyer bıraktılar.

Şehid olmuş sevabına ermiş sonra ne olmuş o şehid olunca laik düzen gitmişmi ? giden kendi kellesi olmuş ,iki seçim hakkı varmış 1-Ses yükselt şehit ol 2- Şimdilik sesini kes,nasıl bu halkı teşkilatlandırdılarda bu ülkeyi bu hale getirdilerse,sende alim adamsın sende onlar gibi gerisin geri düzelt-- sonra ne oldu ? şehid olan sevabı ile kaldı,bu ülkenin insanı bir aliminden yoksun dinsiz kaldı.

SuphanAllah !

Neredeyse diyeceksin ki bu yaptığıyla hata etmiş. Senin gibi tağutlara akidevî konularda taviz vereceklerine o kimseler vücudların param parça edilmesine razıydılar.

Ama ayıp oluyor sen hala aynı kafada gidiyorsun biz sana bu konuyu çok kere tekrar ettik,evet ALLAH RASULUNE s.a.v darul nedve başkanlığı teklif edildi,ama bunun bir karşılığı vardı ''Getirdiğin dini bırak,atalarının dinine tabi ol '' dendi,şimdi nasıl bir peygambere böyle bir iş yüklemek gibi bir hakaret yaparsın,yani sana göre,teklif edilen başkanlığı almadı,kolay yolu bıraktı savaşarak almayı tercih etti,çok gülünç

Şimdikiler İslam'ı arkalarına atmıyorlar mı?? Yemin etmeden millet vekili olabiliyorlar mı? Bu dini bırakmak değil midir? Şimdi millet vekili olanlara gelin dini burayı kullanarak hakim kılın mı deniyor? Yemini neden koydular laf olsun diye mi? Sen bu ne kadar vahim bir durum kavrayamıyorsun!

Biz bir ayrım yapmıyoruz,ama seninde gözün birşey görmüyor,bu ülkede herşey bir anda olmaz,hizmet ediyormuş gibi görünmek gerek,eğer ki meclisden birisi kalksa deseki bu ülkede şeriat istiyoruz,şeyh said gibi asıldıkları ile kalırlar,ondan sonra ne olacak sende bayram edersin artık,tağutun gerçek hizmetkarları başa geçince

Bunu neye dayanarak yapıyorsun? Rasulullah yapmış mı? Yapması için bir emir gönderilmiş mi? Neye dayanarak buna caiz diyorsun be adam? Bir tane ayet yaz. Bir tane hadis yaz. Şeytanın sana vahyettiklerini değil!!! Allah'ın bir tek vahyini şu yaptığına delil göster..

Söylediklerine bir delil getirmeyeceksen boşa yazma! Bir de diyorsun ki "aksini ispat eden olursa hemen görüşümden dönerim." Biz sana ne diyelim ki sen görüşünden dönesin? Rasulullah (s.a.s)'e muhalefet ediyorsun. Ne Kur'an'dan ne hadisten söz ediyorsun. Her şeye aklını kullanarak cevap veriyorsun. Bir tek ayet veya hadisle söylediklerini delillendirdiğini görmüşlüğümüz yoktur.
 

Erzurumli

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Ağu 2007
Mesajlar
1,455
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yahu işin gücün savsata savsata konuşmak şeytan sana vahyediyor,biz bu ülkede olan bitene bakıyoruz,sen diyorsun yemin ediyorlar ,ALLAH TEALA diyor benim adımla yemin edin başka yeminlerin benim nazarımda değeri yoktur,TBMM de ALLAH adına yemin yapılmıyor,ikincisi bu ülkenin durumuna delil gösterilecek ne bir ayet ne bir hadis nede bir islam ülkesinde yaşanmış vaka vardır,bizim ülkemiz şeriattan-küfre düşmüş bir ülkedir,bu ülkeyi kurtarmak ise küfür sisteminine tabi olup birilerini oy ile seçmek gerekse bu yapılır,başa geçen insanların kendi yasalarını uygulayana kadar TAKİYE yapmalarında nasıl bir kusur arıyorsun.
Daha iyi bildiğin bir fikir varsa söyle bu ülke kurtulsun,yoksa bu ülkeyi terk et,yoksa senin kafanla bu ülke islama milim ilerlemez,çünkü gözün görmüyor olan biteni,kulağın duymuyor hükümet için dinsizlerin söylediklerini,sizlerde ayet ve hadislerle doğruyu anlatıp,bu ülke dinsizlerin elinde bırakalım öyle kalsın aman sakın birileri gelip kurtarmak istesede sistem tağut sakın oy vermeyin diyerek,millete oy veren kafir olur yapıştırması yapın durun...
Bu ülke düzenini beğenmeyen bu ülke değişsin diye her türlü yolu arayan bir kardeşine bile tağutcu yakıştırması yapıyorsun,başka zaman olsa savaşta herşey mübah diye nara atarsınız,buda bir savaş,laikcilerin sokağa çıkıp marşlar söylediği kadar,şeriatcılarda sokağa çıksa kuran okusa bu ülkede hiç kimseye gerek kalmaz,ama azınlık bir kesimden bir kardeşin böyle bir savaşı tarihte hiç olmadığı bir şekilde yapılmasında reva gördü diye,sen bizi şeytandan vahiy alıyoruz diye itham ediyorsun,sen inat ettiğin konuda artık nefsine tabisin,konuşma batıyorsun.
 

Abdullah Cafer

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2010
Mesajlar
41
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
SuphanAllah !!!

Yine tek bir ayet ya da hadisle görüşünü delillendirmiş değilsin. İslam alimlerinin hepsi küfür sözü şaka niyetiyle dahi söylense kişi kafir olur demiştir. Sen küfür söz söyleyenlere TAKİYYE yapıyor diyorsun. Buna Takiyye diyorsan sen VAllahi takiyye nedir bilmiyorsun!

"Şayet onlara sorarsan: "Muhakkak ki biz eğlenip, oynuyorduk" derler. De ki: "Allah’la, ayetleriyle ve rasulüyle mi alay ediyorsunuz? Özür beyan etmeyin. siz imanınızdan sonra küfre girdiniz." (Tevbe:65-66)

Bu ayeti delil getirip bütün İslam alimleri küfür söz şaka niyetiyle bile olsa söylense kişi kafir olur demiştir. Bu konuda hiç bir ihtilaf yoktur. Bu konuda sana 4 mezhebten ve diğer alimlerden yazılar getireyim istersen.

Hiçbir zorlamaya maruz kalmaksızın küfür sözü söyleyen kimse kafir olur!

İbni Abbas (r.a) şöyle dedi:

"Takiyye ancak dil ile olur. Kim haram veya küfür bir söz söylemeye zorlanırsa, kalbi imanla dolu olmak şartıyla dili ile söylesin. Bu ona zarar vermez. Takiyye ancak dilledir." (İbni Cerir, İbni Ebi Hatim)

Hiç bir zorlama yokken küfür sözü söylemek takiyye değildir. Yukarıda alıntı yaptığım ayet bu konuya delildir. Alimlerin bu konuya dair görüşleri açın okuyun.

Tek bir ayet zikrettiğini görmüşlüğümüz yokken bana nefsine tabi oluyorsun demen gerçekten çok gülünçtür. Sadece konuşuyorsun. Bir tek ayetle veya hadisle görüşünü delillendirdiğini göremedik. Benim ise ayet veya hadis olarak delilim var. Alimlerin bu konulara dair yaptıkları açıklamalar var. Sen de hiç bir şey yok! Acaba nefsine tabi olan ben miyim yoksa sen misin?
 

Abdullah Cafer

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2010
Mesajlar
41
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
İbn-i Ömer radiyallahu anh, Muhammed b. Ka'b, Zeyd b. Eslem, Katade (Allah hepsinden razı olsun) şöyle naklediyorlar:

"Tebük seferi esnasında bir adam, Rasulullah ve Kur'an okuyabilen sahabeleri kastederek şöyle dedi:

"Şu bizim kurramızdan (okuyucularımızdan) daha obur, daha yalancı ve düşman karşısında daha korkak kimse görmedik."


Avf b. Malik radiyallahu anh ona:

"Yalan söylüyorsun! Sen ancak bir münafıksın. Bunu Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'e haber vereceğim" dedi.

Ve Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'in huzuruna giderek ona durumu anlatmak istedi. Fakat vahyin kendisinden önce nazil olup durumu Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'e bidirdiğini gördü.

Adam da özür dilemek için Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'e geldi. O esnada Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem devesine binmiş gitmek üzereydi. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'e:

"Ey Allah'ın rasulü! Biz sadece yol yorgunluğunu gidermek için lafa dalmış şakalaşıyorduk" dedi.



İbn-i Ömer radiyallahu anh diyor ki:

"Gözümün önünden gitmiyor. Adam, Rasulullah'ın bindiği devenin üzengilerini tutmuş, ayakları taşlara çarpa çarpa habire:

"Biz sadece lafa dalmış şakalaşıyorduk" diyordu.

Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem de:


"Allah'la, ayetleriyle ve Rasulüyle mi alay ediyorsunuz? Özür beyan etmeyin, inandıktan sonra küfre girdiniz..." cevabını tekrar ediyor ve bir tek kelime ilave etmeyerek onun yüzüne bile bakmadan gidiyordu." (Buhari)

Hanefi mezhebi alimleri

Ebu Bekir el-Cessas ise şöyle der:

İkrah hali olmaksızın küfür lafzını şaka ya da ciddi olarak ikrar eden bir kimse kâfir olur.”( Cessas Ahkamu-l Kur’an, 4/348.)

Bir kimse bir başka kimseye Kelimei küfrü söylesin diye telkin etse; o telkin eden kimse kâfir olur. (Muhit,Feteva-Yı Sugara)

Molla Ali el-Kari Şöyle der:

“Bil ki kişi, ikrah altında olmadan manasını bilerek bir küfür sözü söylerse, söylediğine inanmasa dahi kâfir olur” der. (Fıkhı Ekber Şerhi)

İbn-i Abidin Şöyle diyor:

“Kim ki küfür kelimesini ister şakayla, ister oyun olsun diye telaffuz ederse tüm ilim adamlarımıza göre kâfir olur. Neye inandığına bakılmaz” demektedir.(Haşiyetu Reddul Muhtar 4/408; Bahru-r Raik Şerhu Kenzud Dekaik 13/488.)

Şafi Alimleri

İmam Şafi şöyle demiştir:

"Allah'ın ayetlerinden biri ile alay eden kimse kâfir olur. Allah ve rasulüne söverek alay eden kimse ise hayli hayli kâfir olur." (Ahkamur-ridde)

İmam Nevevi şöyle diyor:

“Kim ki darul Harpte esir olmadığı halde küfür kelimesini telaffuz ederse, onun mürtetliğine hükmedilir. Zira kişinin darul harpte yaşaması ikrah altında olmasına delalet etmez.” Şerhu-l Mühezzeb lin-Nevevi; 19/221 Muhyiddin Nevevi)

Allame Keşmirî şöyle der:

“Sonuç olarak kim ciddi ya da şaka olarak küfür kelimesini söylerse kâfir olur. O kişinin inancına bakılmaz.”( İkrafu-l Mulhidin, 59.)

Maliki Alimleri

Kurtubi, Tevbe 64-66 ayetinin tefsirinde Maliki alimlerinden Kadı Ebu Bekr b. el-Arabi’den şöyle nakletmektedir:

“Kadı Ebu Bekir İbnu-l Arabi der ki: Kim küfür sözlerini ister şaka ile ister ciddi bir şekilde söylerse kafir olduğu hususunda ümmet içinde ihtilaf yoktur.” (el-Camiu Li ahkam, 8/191 İmam Kurtubi)

Es Sanani şöyle demiştir:

“Kim ki kendi iradesiyle küfür sözü söylerse söylediklerine inanmasa dahi kafir olur.”

(Bahru-z Zehhar, 16/232 Ahmed bin Kasım es-Sanani)

İmam İshak b. Râheveyh radiyallahu anh'in Allah'a ve resulüne sövenin, Allah'ın indirdiği bütün şeyleri kabul etse bile kâfir olduğu hususundaki naklettiği icması dikkatle düşünüldüğünde, dili ile Allah'a yada resulüne sövme lafzını kullananın Allah'tan gelen bütün her şeyi kabul etse bile İslâm'dan irtidat edip kâfir olduğu hükmü açıkça anlaşılır. Kalbinde olan mananın bu lafzı kastetmediğini, bunun şaka olduğunu söylese bile yine de kâfirdir.

Alimlerimiz derler ki:

"Kim kâfirlerin giysisini giyerse, bununla kâfir olur. Kim küfür olan bir kelimeyi söylerse, kâfir olur."

Sözü ve ameliyle bu dereceye girenlerin durumu nicedir? (Tathiru-l- İtikat)

Hanefi alimleri, ikrahın miktarını şu iki kısma ayırmıştır:

1 - İkrahi Mülci (Tam İkrah): Öldürme tehdidi, el kesme tehdidi veya uzvu sakat bırakmasından veya ölüme sebeb vermesinden korkulan işkence...

2 - Gayri Mülci (Eksik İkrah): Hapis, bağlama, basit dövme gibi.. Yani nefsin zarar görmeyeceği, ölüm tehlikesi olmayan, sakat bırakmayacak olan dayak. (Bedaiussenai-Kasani c: 9 s: 4479)

Ayet ve ayetin nuzül sebebi, alimlerin ayet hakkındaki açıklamarı ve son olarakta ikrahın miktarı.. Şimdi bana söyler misiniz; alimler sadece "İkrahi Mülci" halindeyken küfür sözü söyleyen kimse kafir olmaz demişken "Gayri Mülci" bile olmayan (ki "Gayri Mülci" de küfür sözü söyleyen kafir olur) bir halde küfür söyleyen nasıl kafir olmuyor? İşte ayet ve nuzül sebebi ve işte alimlerin açıklamaları. Yetmezse daha getirebilirim alimlerin sözlerini...
 

Azerbaycan_li

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Ocak 2010
Mesajlar
1,201
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
takiyye konusunda Alaaddin palevinin muhim soruların cevabı ve şeyh maqdisinin 30 risalesine bakıla bilir...buraya uzun uzun alıntı yapmayı doğru bulmuyorum...çünki erzurmlu 30 mesaj yazmışsa bu konuda 30 da aynıdır...onu 31 ci mesaj yazmaktan ve yorulmaktan alı koymak için yapıştırmiyorum buraya...
 

Abdullah Cafer

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2010
Mesajlar
41
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Küfre rıza küfürdür yazısında "benim görüşüm budur. Kim aksini ispatlarsa görüşümden hemen dönerim" diye yazdığı için bu kadar çaba sarfediyorum. İnşaAllah görüşünden döner. Daha ne yazayım bilmiyorum ki?!
 

Erzurumli

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Ağu 2007
Mesajlar
1,455
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yok zati artık bir mesaj yazmak istemiyorum,bu mesajım size değildir(Oy kullanmak küfürdür diyenlere),eğer ki bu konuyu takip eden kardeşlerim varsa,hem benim hakkımda hemde içinde bulundukları durum hakkında son söyleyeceklerimi söyleyip,bundan sonra kararlarını kendi dini ve vicdani hallerine bırakıyorum...

Şahsım için,bu konunun da açılma sebebi olan,içinde bulunduğumuz sistem bu istemi destekleyenlerin ayeti kerim ve hadisi şeriflerde ki durumları hakkındaki ALLAH VE RASULUNUN buyurdukları her söze iman ettim,haşa inkar etmek küfürdür.Konuları açan arkadaşların söyledikleri gibi ayetlerin ihtivasındaki ''Küfre rıza küfürdür...'' bahsine de aynen olduğu gibi iman ettim,ALLAH TEALA nın indirdiği ile hükmetmeyenler de kafirlerdir bunada iman ettim ve asla itiraz etmedim buraya kadar anlaşılmayan birşey olduğunu sanmıyorum...

Buradan ötesi ise,yazdığım bütün mesajlarda olduğu gibi bu ülke yüz yıla yakın bir zamandır şeriat olan yönetimi yıkılmış ve yerine şeriata zıt bir yönetim gelmiştir,yani artık ALLAH TEALA nın indirdiği ile hükmedilmeyen bir yer olmuştur,hep söylediğim gibi kardeşlerim,bu yüz yıl öncesinde bu ülkeye bu yönetim geldiğinde bu yönetimi getirenler ve bunları destekleyenler asıl küfre rıza gösteren kişiler olarak zaten ALLAH TEALA indinde kayıt altına geçmiştirler,ancak malumunuz bu geçen yüz yılda ülkede küfür kol gezmiş,hatta en ücra köşelere kadar girmiştir,devlettin bütün organlarını elinde tutan bir yönetim,'' Ben bu işe isyan ediyorum '' diyen herkesi asmış,kesmiş sonunda insanları kendi sistemleri içinde hapis etmişlerdir,bu kardeşiniz de aynı sizin gibi bu küfür sistemi içinde doğdu,zamanla büyüdük aklı selim olunca baktıkki Kur'anı kerimde buyrulduğu gibi bir yönetim içinde değil ülkemiz,ne yapabiliriz diyerek kendimizce dini ilimler öğrenip,öğretenlerden olmak istedik,aynı geçmişten günümüze süregelen bazı cemaatlerin yaptığı gibi,bu yapılanların meyve vermeye başladığınıda fark ettik,bunun bize göre işaretleride,eskiye nazaran bu ülkeyi sistemlerine göre yöneten partilerin günümüze geldikçe sol (dini sevmeyen) kesimden sağ (dini seven ) kesime doğru akışı olmuştur,bugün itibari ile bakıyorum ki hükümet ve çalışmaları her ne kadar tasvip etmediğimiz bir çatı altında ve yasalar içinde olsalarda,onlara muhalefet olanların söylemleri ile yukarıda dini seven tabir ettiğimiz statü içindeler,siyasetin günümüzde dünyayı yöneten yegane silahsız savaş aracı olduğunu düşündüğümüz bir durumda bu ülkeninde değişmesine sebep olacak tek silahsız savaş aracıdır,derdim hükümeti asla övmek değildir,ama taşlanan hükümet ağacından düşen meyvalara baktığımızda bir çok sivil-askeri veya devlet kurumlarının ağacı taşlayıcı olduklarınıda görüyorum,peki bu kurumların derdi ne LAİKLİK GİTMESİN...

Burdan öteye diyecek birşeyim yok,ister inandığınıza oy atın,ister bana birşey bulaşır diye oy atmayın,ben oy atıyorum çünkü ALLAH'ın indirdiği ile hükmedilsin diye bir türkiye istiyorum,bunu yapacağına inandığım kişileri bu inanç isteğiyle seçiyorum,asla ve asla sistem böyle yürüsün diye değil,seçimsiz hiç kimseyi bu ülkede başa getiremeyeceğime görede oy kullanmaya mecburum...
 

_SeNaToR_

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
25 Ağu 2008
Mesajlar
1,220
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Mürmüdük bu alıntı yaptığın yazıyı kim yazmışsa İftiralarla Dolu...İmam Hacer, ve İmam Subki onları dememiştir..Diğerleri zaten Sofi tayfası olduğu için yazdıklarına bakmaya bile gerek yok malum.
Sonraki alıntında ise bugünkü tağutçuların görüşlerini getirmişsin..
Ebubekir Sifil öncelikle Erbakan Tağutunu red etsin bir iman etsin önce kendi akidesini düzeltsin.Bu Sofiyi kim oluyorda İmam İbn Teymiye'ye reddiye yazacak.İmam İbn Teymiye böyle sapık sofilere savaş açtığı için bunların garezi var..
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
Mürmüdük bu alıntı yaptığın yazıyı kim yazmışsa İftiralarla Dolu...İmam Hacer, ve İmam Subki onları dememiştir..Diğerleri zaten Sofi tayfası olduğu için yazdıklarına bakmaya bile gerek yok malum.
Sonraki alıntında ise bugünkü tağutçuların görüşlerini getirmişsin..
Ebubekir Sifil öncelikle Erbakan Tağutunu red etsin bir iman etsin önce kendi akidesini düzeltsin.Bu Sofiyi kim oluyorda İmam İbn Teymiye'ye reddiye yazacak.İmam İbn Teymiye böyle sapık sofilere savaş açtığı için bunların garezi var..
İftira deyip sıyrılamazsın..
Kimin,nerde söylediği bildirilmiş...
Bırak bu çocukça itirazları,delilin varsa konuş...
Dememiştir,demiştir,bune ya,böyle fikir ileri sürülmez...
Birde İmam-ı Rabbani hazretlerini selef alim biliriz diyorsun,sofilere-ALLAHCC DOSTLARINA ÇATIYORSUN,ÇARPILMIŞSIN...
Önüne gelene kafir,belam,tağut damgasını vuruyorsun,KARŞINDAKİNDE O VASIF YOKSA SANA DÖNER,UNUTMA...
Erbakana tağut diyorsun,sol partileri onlardan evla görüyorsun,bu vebal yeter de artar sana...
EBUBEKİR SİFİL EHLİ SÜNNETİN MÜDAFİİ OLDUĞU İÇİN DÜŞMANLIK YAPIYORSUN,SONRA ÇIKIP SÜNNİYİM DİYORSUN,KİMİ KANDIRIYORSUN...
MERTÇE SÖYLEYİN,BİZ VEHABİYİZ DEYİN,DEĞİLSENİZ TEZAT TEZAT SAVUNMA VE SALDIRI YAPMAYIN...
NOKTA...
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt