Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Tağut Nedir (2 Kullanıcı)

Abdullah Cafer

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2010
Mesajlar
41
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
"Tagut" kelimesi Kur’an-ı kerimde sekiz yerde, sekiz defa zikredilmiştir. Bunlar:

"Bakara: 256, Bakara: 257, Nisa: 51, Nisa: 60, Nisa; 76, Maide: 60, Nahl: 36, Zümer: 17" ayetleridir.

"Tagut" kelimesi; taga, yetgı, tugyan, yetgu tugyanenden türemiştir. Haddini aşmış, yükselmiş, küfürde ileri gitmiş, isyanda haddini aşmış manalarına gelir. Bu özelliklere sahip olan herkes tagut olarak isimlendirilir.

"Tagal mau ve’l bahr"; su ve deniz yükseldi denildiğinde, denizin dalgaları yükseldi manasına gelir.

Haddini aşan her şeye tagut denir.

"Tagut" kelimesi, hem tekil ve çoğul hem de dişi ve erkek için kullanılır.

Fa’lut kalıbında yani; "tagyut" şeklindedir. Fakat (ye) harfi (gayn) harfinden önce gelmiş ve fethalı (üstünlü) okunmuştur. Ondan önceki harf de fethalı (üstünlü) olduğu için bu (ye) harfi (elif) harfine çevrilmiş ve "tagut" kelimesi oluşmuştur.

Tagutun çoğulu; "tavagit" dir. Hadiste şöyle geçer:

"Babalarınız ve tagutlar (tavagi - tavagit) adına yemin etmeyin!"

Hadisteki "tavagi" kelimesi, "tagiyenin" çoğuludur. Bunlar ise müşriklerin ibadet ettikleri putlar ve başkalarına verdikleri isimlerdir. Devs tagiyesi, Hesam tagiyesi denildiğinde Devs ve Hesam kabilelerinin taptığı putlar kastedilirdi.

"Tavagi"; küfürde haddini aşan manasına da gelir. Bu durumda, Devs ve Hesam’ın büyükleri ve ileri gelenlerine itaat kastedilir. (Lisanul Arap c: 15 s: 7)


Ebu İshak şöyle dedi:

"Allah-u Teâlâ'dan başka ibadet edilen her şey cibt ve taguttur... Allah-u Teâlâ bu konuyla ilgili olarak şöyle buyuruyor:

"Onlar, taguta ve cibte inanıyorlar." (Nisa: 51)

Ezheri şöyle dedi:

"Ayetteki cibt ve tagut Hayy b. Ahtab ve Ka’b b. Eşref’tir.... Bu mana tagutun lügat manasına zıt değildir. Çünkü o ikisinin emrine tabi olduklarında Allah-u Teâlâ'dan başka o ikisine itaat etmiş olmaktadırlar."

Şu’bi, Ata ve Mücahid şöyle dediler:

"Cibt; sihirdir. Tagut ise; şeytan, kahin ve dalalette baş olan herkestir."

El Ahfeş:

"Taguta kulluk etmekten kaçınarak..." (Zümer: 17) ayeti hakkında şöyle dedi:

"Tagut putlardan olabildiği gibi cin ve insanlardan da olabilir." ( Bu açıklamaların hepsi Lisan’ul Arap’ta geçmektedir.)

Vahidi şöyle dedi:

"Bütün arapça dil alimleri tagutu, "Allah-u Teâlâ'dan başka ibadet edilen herşey" olarak tarif etmişlerdir."

Nevevi şöyle dedi:

"Leys, Ebu Ubeyde ve El Kesai "tagut" hakkında şöyle dediler:

"Tagut; Allah-u Teâlâ'dan başka ibadet edilen her şeydir." (Şerh Sahihi Müslim c: 3 s: 18)

Cevheri şöyle dedi:

"Tagut, şeytan ve dalalette baş olan herkestir."

 

Abdullah Cafer

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2010
Mesajlar
41
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Selefi Salihinin Tagutun Tarifi Hakkındaki Sözleri


1 - Şeytan



Ömer b. Hattab radiyallahu anh ve Abdullah b. Abbas radiyallahu anh, Buhari’de geçen bir hadiste;

"Kim tagutu inkar edip Allah’a iman ederse kopmak bilmeyen sağlam bir kulpa tutunmuş olur. Allah işitendir, bilendir." (Bakara: 256) ayetini tefsir ederken tagutun; şeytan olduğunu söylemişlerdir.

İbni Kesir, Ömer b. Hattab radiyallahu anh ve İbni Abbas radiyallahu anh’ın tagut hakkındaki görüşlerini naklettikten sonra şöyle dedi:

"Bu görüş çok kuvvetli bir görüştür. Çünkü cahiliye ehlinin üzerinde bulundukları durumu çok güzel açıklıyor. Onlar putlara ibadet ederler (ibadet tagutu), o putlara muhakeme olurlar (teşri ve hüküm tagutu) ve o putlardan yardım isterlerdi (velayet tagutu). (Parantezin içindeki lafızlar yazarın açıklamalarıdır.)

Mücahid, tagut hakkında şöyle dedi:

"Tagut; kendisine muhakeme oldukları ve emirlerine itaat ettikleri insan görünümündeki şeytandır." (İbni Kesir Tefsiri)

2 - Allah-u Teâlâ'dan Başka İbadet Edilen Her Şey

Bu görüş; İmam Malik ve Arapça dil alimlerinin çoğunun görüşüdür.

3 - Kahinler

Bu görüş; Abdullah b. Ömer radiyallahu anh ve Cabir b. Abdullah radiyallahu anh’ın görüşüdür.

İbni Cüreyc, tagut hakkında şöyle dedi:

"Tagut, kahinlerdir. Şeytanlar, o kahinlere inerek ne söyleyeceklerini kalplerine ve dillerine fısıldar."

İbni Cüreyc, şöyle dedi:

"Ebu Zübeyr, bana Cabir b. Abdullah radiyallahu anh’tan şöyle haber verdi:

"Cabir radiyallahu anh’e, müşriklerin muhakeme oldukları tagutlar hakkında soruldu. Cabir radiyallahu anh şöyle dedi:

"Onların, biri Cüheyne kabilesinde, biri de Eslem kabilesinde olmak üzere muhakeme oldukları birer tagutları vardı. Bunlar; şeytanların kendilerine öğrettiği kahinlerdi."

4 - Sihirbaz

Bu görüş; Ebu Aliye ve Said b. Cübeyr radiyallahu anh’in görüşüdür

5 - Putlar

Bu görüş; İkrime, Dahhak ve Suddi’nin görüşüdür.

6 - Putların Kahinleri -Tercümanları-

Abdullah b. Abbas radiyallahu anh şöyle dedi:

"Cibt, putlardır. Tagut ise; putlara bakan kahinlerdir. Onlar, insanları saptırmak için putlar adına yalan söylerler."

7 - Yahudi Alimleri


Bazı selef alimleri tagutu; yahudilerin anlaşmazlık esnasında kendilerine muhakeme oldukları yahudi alimleri olarak isimlendirmişlerdir. İşte bu kimseler, insanlara hükmederken Allah-u Teâlâ'nın indirdiği dışındaki şeylerle hükmederlerdi.

İbni Abbas radiyallahu anh şöyle dedi:

"Tagut; yahudilerden bir adamdır ve ismi Ka’b b. Eşref’tir. Yahudiler aralarında ihtilaf ettikleri konularda Allah-u Teâlâ ve rasulünün hükmüne muhakemeye çağrılınca:

"Biz sizi, Ka’b b. Eşref’e muhakeme olmaya çağırırız" derlerdi. İşte:

"...Reddetmeleri emrolunmuşken taguta muhakeme olmak isterler" (Nisa: 60) ayeti bunun üzerine inmiştir.

Bu görüş; Dahhak, Mücahid ve Rebi b. Enes’in görüşüdür. (Bu görüşlerin hepsi Suyuti-Ed Durerul Mensur, Taberi, Kurtubi ve İbni Kesir Tefsirlerinde geçmektedir.)

 

Abdullah Cafer

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2010
Mesajlar
41
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Tagutun en kapsamlı ve geniş manası;

Sahabe ve tabiinin çoğunluğuna göre; tagut şeytandır.

Malik b. Enes ve arapça dil alimlerine göre; tagut, Allah-u Teâlâ'dan başka ibadet edilen her şeydir.

Bu iki tarif en kapsamlı tariflerdir. Diğer tarifler ise bu iki tarifin dallarıdır. Tagutla ilgili olarak yapılan bu iki kapsamlı tarif, aslında bir tek asla dayanmaktadır. Fakat bu aslın hem zahiri görünüşü hem de gerçeği vardır.

Bu sebeble bu aslın zahirine göre tagutu tarif eden alimler tagutu; "Allah-u Teâlâ'dan başka ibadet edilen her şey" olarak açıklamışlardır.

Tagutun gerçeğine göre tagutu tarif eden alimler ise; tagutu; "şeytan" olarak açıklamışlardır. Zira insanı Allah-u Teâlâ'dan başkasına ibadete ve küfrün her çeşidine çağıran şeytandır.

Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:

"Görmedin mi? Biz gerçekten şeytanları, kafirlerin üzerine gönderdik, onları tahrik edip kışkırtıyorlar." (Meryem: 83)

Bu sebeble küfre giren ve Allah-u Teâlâ'dan başkasına ibadet eden herkes, bu amelleri şeytanın süslemesiyle yapmıştır. Ayrıca zahiren Allah-u Teâlâ'dan başkasına ibadet eden herkes, aslında şeytana ibadet etmiştir.

Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:

"Ey Adem oğlu! Şeytana tapmayın... diye size bildirmedim mi?" (Yasin: 60)

Allah-u Teâlâ İbrahim aleyhisselam’ın babasına söylediği söz hakkında şöyle haber veriyor:

"Ey babacığım! Şeytana tapma...." (Meryem: 33)

İbrahim aleyhisselam’ın babası aslında şeytana değil putlara tapıyordu.

Allah-u Teâlâ bu konuda şöyle haber veriyor:

"İbrahim babası Azer’e dedi ki: "Putları mı ilahlar edindin?" (En’am: 74)

İbrahim aleyhisselam’in babası Azer, putlara tapmasına rağmen İbrahim aleyhisselam babasına: "Ey baba! Şeytana tapma" demiştir. Çünkü şeytan en büyük taguttur. Bu sebeble puta, taşa, ağaca veya insana tapan kimse, aslında şeytana tapmış sayılır.

Buna göre her kim Allah-u Teâlâ'nın hükümleri dışında başka bir kanun veya anayasayı kabul eder veya Allah-u Teâlâ'nın hükümleriyle hükmetmeyen bir hakime muhakeme olursa, işte o kimse aslında şeytanın hükümlerini kabul etmiş ve şeytana muhakeme olmuştur. Taguta muhakemenin manası işte budur!

Her kim bir kavim, bir ırk veya demokrasi benzeri İslam dışı herhangi bir sistem için çarpışırsa aslında o kimse şeytan için çarpışmıştır. Ayetlerde geçen "tagut için çarpışanlar" sözünün manası işte budur.

Tagutun gerçeği şeytandır. Bu sebeble Tagutun gerçeğine göre tagutu tarif eden selefi salih alimleri tagutu "şeytan" olarak açıklamışlardır. Zahire bakan selefi salih alimleri ise tagutu Allah-u Teâlâ'dan başka ibadet edilen her şey olarak tarif etmişlerdir.

Selefi salih alimleri ayetlerde geçen tagut kelimesine, ayetlerin nüzul sebebine veya siyakına bakarak; kahin, putlar, putların kahinleri, tercümanları, sihirbaz veya yahudi alimleri gibi manalar vermişlerdir.

 

Abdullah Cafer

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2010
Mesajlar
41
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Alimlerin Tagut Hakkındaki Sözleri


İbni Cerir Taberi şöyle dedi:

"Bana göre taguta verilecek en doğru mana; Allah-u Teâlâ'ya karşı haddini aşan ve Allah-u Teâlâ'dan başka kendisine zorla veya gönüllü itaat edip bağlanılarak ibadet edilendir. Kendisine ibadet edilen bu varlık bir insan olabileceği gibi şeytan, put veya herhangi bir şey de olabilir." (Taberi Tefsiri)


İmam Kurtubi şöyle dedi:

"Tagut; kahin, şeytan ve sapıklıkta öncü olan kimselerdir." (Kurtubi Tefsiri c: 3 s: 282)

Kurtubi bir başka yerde şöyle dedi:

"Tagutu reddedin", demek; "şeytan, kahin, put ve bunlar gibi Allah-u Teâlâ'dan başka ibadet edilen ve sapıklığa çağıran her şeyi terkedin" demektir." (Kurtubi tefsiri c: 9 s: 10)


İbni Teymiye şöyle dedi:

"Tagut Fa’lut kalıbında olup tugyandan türemiştir. Tugyan ise haddi aşmaktır. Bu ise zulüm ve haksızlıktır. Allah-u Teâlâ'dan başka kendisine ibadet edilen kişi, eğer buna razıysa tagut olmuştur.

(Tagutun tarifiyle ilgili burada sınır konulmasının sebebi Allah-u Teâlâ'dan başka kendilerine ibadet edilen nebi ve salih kişileri istisna etmek içindir. Zira onlar, hiç bir şekilde kendilerine ibadet edilmesine razı değildirler. Bu sebeble onlar tagut olarak isimlendirilmezler. Fakat bu kimselere ibadet eden kimseler reddedilir ve tekfir edilirler.)

Bu sebeble Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem, putları tagutlar olarak isimlendirmiştir. Sahih bir hadiste Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle dedi:

"Tagutlara ibadet edenler (ahiret gününde) tagutların peşine düşerler."

- Allah-u Teâlâ'ya isyan konusunda,

- Hidayet ve hak dinin dışında,

- Kitab ve sünnete muhalif olarak; kendisine itaat edilip, bağlanılan her yol taguttur.

Bu sebeble Allah-u Teâlâ'nın kitabı dışında hüküm veren ve kendisine muhakeme olunan kişiye tagut ismi verilmiştir. Firavun’a da işte bu sebeble tagut denilmiştir."
(Fetvalar c: 28 s: 200)


İbni Kayyım şöyle dedi:

"Tagut; kendisine ibadet edilme, bağlanılma ve itaat edilme konusunda haddini aşan kul demektir.

İnsanların tagutu; Allah-u Teâlâ ve rasulünün kanunlarıyla hükmetmeyen, Allah-u Teâlâ'dan başka kendisine muhakeme olunan, ibadet edilen ve Allah-u Teâlâ'nın emrine dayanmaksızın ve Allah-u Teâlâ'ya itaat etmeksizin zatı için tabi olunanlardır. İşte alemlerin tagutu bunlardır.

Bunları düşünür ve insanların durumuna bakarsan, insanların çoğunun Allah-u Teâlâ'ya değil, tagutlara ibadet ettiğini, Allah-u Teâlâ ve rasulünün hükümlerine değil tagutların hükümlerine muhakeme olduğunu, Allah-u Teâlâ ve rasulüne değil, taguta itaat edip tabi olduklarını görürsün."
(A’lamu’l Muvakkiin c: 1 s: 50)


Burada şunu ifade etmeden geçmeyeceğim:

İbni Kayyım’ın, zamanındaki yani 700 sene önceki insanların çoğu hakkındaki görüşü böyleyse, bizim zamanımızın insanlarını görseydi acaba onlar hakkındaki görüşü nasıl olurdu?


İmam Şankıtiy şöyle dedi:

"Özet olarak; Allah-u Teâlâ'dan başka ibadet edilen her şey taguttur ve bu konuda en büyük payı şeytan alır. Allah-u Teâlâ'nın şu ayette buyurduğu gibi:

"Ey Adem oğlu! Ben size, şeytana ibadet etmeyin diye bildirmedim mi?" (Yasin: 60) (Edva’ul Beyan c:1 s: 228)


İmam Abdurrahman el Batin şöyle dedi:

"Tagut; Allah-u Teâlâ'dan başka ibadet edilenlerin, sapıklıkta öncü olanların, batıla çağıran ve onu iyi gösterenlerin hepsidir.

Allah-u Teâlâ ve rasulüne zıd olan hükümlerle insanlar arasında hüküm verenler, kahin ve sihirbazlar, sapık ve yalan hikayeler uydurarak insanları mezarlara ibadet etmeye çağıran mezar bekçileri, hizmetçileri ve koruyucuları aynı şekilde birer taguttur.

Bu tagutların aslı ve en büyüğü ise şeytandır. Şeytan en büyük taguttur. Allah-u Teâlâ daha iyi bilir." (Ed-Durerus Seniye c: 2 s: 103)


Şeyh Muhammed Hamid el Fıkhi şöyle dedi:

"Selef alimlerinin tagut hakkındaki sözlerinden şu anlaşılır:

Tagut; Allah-u Teâlâ'ya ibadet etmeyi, dinde ihlaslı olmayı, Allah-u Teâlâ ve rasulüne itaat etmeyi engelleyerek başka yönlere sevk edendir. Bu, cin ve insanlardan şeytanlar olabileceği gibi, ağaç, taş ve başka şeyler de olabilir.

İslam şeriatine muhalif kanunlarla hükmetmek, insanın kan, mal ve ırzları konusunda hüküm vermek için konulan bütün kanunlar, Allah-u Teâlâ'nın şeriati olan hadleri kaldıran, faizin, zinanın ve içkinin haramlığını iptal eden bütün beşeri kanunlar tagut kavramına girerler. Zaten böyle kanunların her biri başlı başına birer taguttur.

Aynı şekilde yazan kişinin niyeti ne olursa olsun, ister bilerek yazsın isterse bilmeden yazsın, haktan ve Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’İn getirdiği şeriatten yüz çevirmek için yazılan her kitap da birer taguttur." (Fethül Mecid kitabında dipnot s: 282, Dar’el Kutubil İlmiyye)


Süleyman b. Sehman tagut hakkında şöyle dedi:

"Tagut;

- hüküm tagutu,

- ibadet tagutu ve

- itaat ve tabi olma tagutu
olmak üzere üç türlüdür.." (Ed-Durerus Seniye c: 8 s: 272 mürtedin hükmü bölümü)

(Süleyman b. Mısli b. Sehman b. Hamdan b. Malik b. Amir El Hat’ami: Hat’am kabilesindendir. Essekka köyünde doğmuştur. Sekka Ebhe’ye bağlı bir köydür. Suudi Arabistan’ın güneyinde bulunan Asir vilayetine bağlıdır. Hicri 1266 yılında doğdu. Meşhur olan hocaları; Abdurrahman b. Hasen, Abdullatif b. Abdurrahman, Hamed b. Atik, Abdullah b. Abdullatif. Hicri 1331’de kör oldu ve 1349’da vefat etti.)



Yazılanların özeti olarak şöyle diyorum:

"Tagut; ibadetle ilgili en basit meselelerde bile olsa, Allah-u Teâlâ dışında rızası sebebiyle kendisine ibadet edilendir.

Sevgi, dostluk, düşmanlık, itaat, bağlanma, muhakeme olma, dua, korku, adak, namaz ve uluhiyyetle alakalı herhangi bir konuda kendisine ibadet edilen Allah-u Teâlâ dışındaki her varlık taguttur.

Allah-u Teâlâ'nın şeriatine muhalif olan bütün kanun ve şeriatlerin her biri birer taguttur.

Küfür, fesat ve sapıklıkta öncü olan herkes birer taguttur."

 

Erzurumli

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Ağu 2007
Mesajlar
1,455
Tepki puanı
1
Puanları
0
Abdullah Cafer ,canını yediğim,gözünü sevdiğim,gardeşcağızım şu iki satırı rica edem senden 10-15 kere oku gerçi ben en az bir bu kadar yazdım ama sen hala yazdığın bu güzel yazının ve alimlerin yazılarının dibine ''Şunu şurada ifade etmekten geçemeyeceğim '' gibi kafana göre tabirler yaparak alimleri bile yanlış yorumluyorsun,böyle yaptıkça sizler bu din ve bu ülkedeki uyuyan müslümanlar zerre kadar ilerlemez...

Bak yazıyorum iyi oku;
Yukarıda alıntılar yazdığın alimlerin hepsi ne ve nasıl söylemiş ve ne ve nasıl tabir etmişseler tağut odur,hepsine katılıyorum,ancak bu alim zatların hepsi bulundukları zaman itibari ile dünyanın herhangi bir yerinde bir şeriat ülkesinde yaşamıştırlar,onlar bu ülke ve bu düzenin baskısını görmediler bilmediler,onların şeriat yani ALLAH TEALA kanunlarının olduğu bir ülkede yaşamaları ile bizim küfür ile yönetlilen bir ülkede yaşamamız arasında dağlar kadar bir fark var...
Ancak bizler eğerki onların yazdıkları gibi ülkemizde olan tağutlara karşı mücadele vermiyor isek ve bu tağutları küfürlerinden dolayı destekliyor isek işte o zaman bizlerde kafirlerden olurduk,her bilinçli müslümanın bir cihadı vardır,bu ülkede ise bilinçsiz milyonlarca müslüman var,herkes kendi görevini üstlendiği gibi,siyaset denen kitleleri yöneten bir sistem de insanlar üzerinde tesirlidir,bu ülkeye istenilen islami yönetimin getirilmesinin en güzel yanı ise siyasi bir partiyi başa getirmektir,buda seçimle olur,eğer bir ülkenin ordu,yargı,eğitim vs. gibi kurumları (TAĞUT) olmuşsa ve onun düzeni ile işliyorsalar,bunu değiştirmek için ya onlarla silahlı ve eşit güçte savaşacaksın,ya onları bilinç ile eğiteceksin,yada yerlerine yenilerini getireceksin...
Acaba seçme,seçilme,okuma,okutma,anayasa yapma,anayasaya uyma,diyerek ne kadar yol alacaksın,nasıl bir ülke kurtarma programı sunacaksın...
Güzel kardeşim bunda anlaşılmayacak ne var bilmiyorum,çok da sade yazıyorum,özellikle hükümet konusunda yazdıklarım herşeyi açıkca anlatıyor...
Hükümetin genel faaliyetleri islami dir,hatta bu husus hakkında neye el atsalar,yargı tarafından '' Bu parti irticai...'' diyerek kapatılma davaları açıldı,sonra ordu daki bazı unsurlar ki (Genel kurmay bu kişileri savunur oldu ) adları bir düzineye ulaşan darbe planları ile '' Bu hükümet ülkeye şeriat getirecek...'' diyerek hükümeti yıkmaya çalıştılar,üniversite rektörleri baş örtüsü mevzularında '' Bu ülke laiktir laik kalacak '' diye diye sol görüşteki halkı sokaklara dökerek ,Onuncu yıl marşları söylettiler,sonra solcu-sağcı bazı partiler hükümetin üzerine eskiden beri süre gelen özellikle baş örtüsü mevzusunda baskılar yaptılar hatta ilginçtir,bir zamanlar sol bir partide millet vekili olan Yaşar Nuri Öztürkün istifa sebebinde şöyle der ; '' Gece meclis çalışmasında hükümet mensubu bir millet vekili uykusu gelmiş de esnemiş bu arada da elini ağzına götürürken birşeyler mırıldanmış,bunu duyan sol partili arkadaşım bana dönüp diyor ki, ''Bakın bakın gördünüzmü ALLAH dedi!!! '' yahu bundan doğal ne var tabiki ALLAH diyecek...'' diyor ve partiden istifa ediyor...
Bütün bunlara bir bakın kardeşim,ülkedeki en azılı dinsizler bile,hükümetin bir islam adına bir çabası olduğunu görüyor da,sizler niye görmüyorsunuz,düzene uyarak,ancak düzen değişir,bugün rahatlıkla islam dini hakkında konuşabiliyoruz,eğer sol parti olsa idi hükümette 20 yıla kalmaz,müslümanlık bu ülkeden uçup gider,eğer cihad etmeye gücün yetmiyorsa onlar gibi savaş,senin derdin ne ki,mahiyetini bilmediğin konular hakkında yorumlar yapıyorsun...
Bir düşünün,sonra yine nasıl biliyorsanız öyle yapın...
 

Abdullah Cafer

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2010
Mesajlar
41
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Bu yazılar bana ait değildir ki. Yazı bitince kaynağını da vereceğim elbet. Böyle gereksiz bir çıkış yapmanın sebebi nedir? Bu saydığım bütün alimlerin döneminde tağutlar vardı. Yalnız, İslam tarihi boyunca iki kez tağutlar Müslümanlık iddiasında bulundu. Birisi İbn Teymiyye ve öğrencileri olan İbn Kayyım, İbn Kesir, İmam Zehebi vs. döneminde. Birisi de Mustafa Sabri, Seyyid Kutub gibi alimlerin olduğu dönemde.

İbn Teymiyye'nin olduğu dönem de İbn Teymiyye tağutları tekfir ettiği gibi bizzat onlarla savaşmıştır da. Dediğin gibi bu kimseler tağutların hükmü altında yaşamamıştır ama daha gçtiğimiz yüzyılda Mustafa Sabri(bir süre) ve Seyyid Kutub(1923 ten 1966 ya kadar) tağutların hükmü altında yaşamışlardır. Mustafa Sabri ve Seyyid Kutub ta bu tağutları tekfir etmiştir. Seyyid Kutub bir tağut tarafından idam edilmek suretiyle şehid edilmiştir. Şeyh Said yine aynı şekilde laiklik küfrünü görmüş sisteme karşı kıyam etmiş ve ne yazık ki başarısız olmuş ve o da bir tağut tarafından idam edilmek suretiyle şehid edilmiştir.

Sana Darun Nedve yi kaç defa söyleyelim bilmiyorum ki? Siyaset yüzlerce yıldır var ve Rasulullah (s.a.s) zamanında da vardı. Ne kendisi ne de bir sahabe siyaset ile İslam'ı getirmeyi akıllarından bile geçirmediler. Ki Rasulullah (s.a.s)'e bizzat Darun Nedve de başkanlık teklif edildi. Sen hâlâ İslam en iyi siyasetle gelir diyorsun. İnsanlar önce insanlara kul edilip sonra Allah'a kul edilmez!!! Neden anlamak istemiyorsun?

Darul İslam'da küfür olan bir şey darul harpte küfür değil midir? Bunun ayrımını yapan kim? Hangi ayet veya hadis bu söylediğine delildir? Tağuta muhakeme olmak, şirk meclislerinde çalışmak (velev ki amaç İslam'ı getirmek olsun), bu şirk meclislerini desteklemek darul harpte de küfürdür Darul İslam'da da. Bunun ayrımını neye göre yapıyorsun. Bana şirk meclisi olan darun nedve de görev yapan bir tane sahabe ismi söyle. Tağuta muhakeme olan bir tane Müslüman ismi söyle. Onca eziyet ve hakarete rağmen tağutlardan, tağutların şirk kanunlarından, mahkemelerinden, meclislerinden medet uman, bunu aklına getiren bir tane Müslüman ismi söyle. Mekke döneminde, yani İslam devletinin olmadığı dönemde.. O zaman da İslam yoktu. Hatta durum şimdikinden daha kötüydü! Senin akıl ettiğini onlar akıl edemedi mi? Sen caiz diyorsun onlar niye yapmadı? Eziyet grmeye, hakaretet işitmeye veya öldürülmeye çok mu meraklıydılar? Sen nefsinin tehlikeye geleceğinden endişe ediyorsun da bunları yapıyorsun! Onların nefisleri tehlikede olduğu halde hiçbirini yapmadı! Sen başına gelmemiş bir tehlikeden endişe edip yapıyorsun bunları. Onlar her an tehlikedelerdi.

Küfür her yerde, her ortamda, her zamanda küfürdür. Bunun ayrımını yapan kim? Sen bunu bana açıklamak zorundasın. Delilini yazmak zorundasın!!!!!
 

_SeNaToR_

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
25 Ağu 2008
Mesajlar
1,220
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Erzurumli tağutları izhar ettiğimiz için sen neden onları temize çıkarmak için canla başla uğraşıyon hiç bir delil getirmeden aklın ilen kendince Kuran ve sünnete dayanan delilleri çürütmeye çalışıyon senin yaptığına ne denir.Sen kendi tağutunu destekle savun bizi ilgilendirmez kendinden sorumlusun lakin bizimde görevimiz tağutların küfrünü izhar etmek,arada senin tağutunada laf gidiyor malum onun için hırçınlaşman doğal.
 

Erzurumli

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Ağu 2007
Mesajlar
1,455
Tepki puanı
1
Puanları
0
Erzurumli tağutları izhar ettiğimiz için sen neden onları temize çıkarmak için canla başla uğraşıyon hiç bir delil getirmeden aklın ilen kendince Kuran ve sünnete dayanan delilleri çürütmeye çalışıyon senin yaptığına ne denir.Sen kendi tağutunu destekle savun bizi ilgilendirmez kendinden sorumlusun lakin bizimde görevimiz tağutların küfrünü izhar etmek,arada senin tağutunada laf gidiyor malum onun için hırçınlaşman doğal.


Yapma canım kardeşim bunu bana yapma,yazıklar olsun ki bir ton yazı yazdım,hala aynı tas aynı hamam,yav acık okuyun yazdıklarımı,ne tağutu,ne düzenini nede onları savunanları asla savunmam,benim tağutum olmadığı gibi,bunu dediğin için senin şerrinden ALLAH TEALA ya sığınırım,aç gözünü diyorum çıkar artık AT GÖZLÜKLERİNİ GÖZÜNDEN senin gözlerin böyle görmüyor,bak bu ülkede birşey yapmaya çalışan birileri var,seçimle buraya geldiler,onları seçenlerin kimisi ekonomik rahatlık sebebi ile,kimisi daha güzel bir hayat yaşamak sevdası ile,kimisi ise benim gibi belki islami hayat daha fazla duyulur,daha fazla sevilir,bugün bunlar olmazsa yarın başkaları tarafından bu ülkeye şeriat gelir sevdası ile oy verdim dedim,üstelik seçilen hükümet zaten bu ülkeyi küfür içinde buldu sonradan kendi türetmedi,birşeyler yapmaya çalıştıklarında bütün düşmanları bile ''Bunlar ülkeye şeriat getirecek '' dediler,ama senin gibi gözü görmez,kulağı duymazlar bile bu lafları duyamadılar,islam ülkesi bir sahip çıkılmazsa bir günde küfür ülkesi olur,ama küfür ülkesinin islam nurunu bulması uzun zamanlar alır,velevki bahsini ettiğimiz yer bin beşyüz sene evvelin arap yarımadasında ki yüzbin kişilik bir yer değil,içinde seksen milyonu barındıran bir ülke,burada bazı kurallar var,ben şeriat istiyorum diye sokağa çıkmayan millet birilerinin onlara bu sevdayı aşılamasınımı bekliyor...
bırakın o zaman aşılayacak varsa aşılasınlar...

Bu laflardan sonra sanada tek satır yazmayacağım,sen üzerinde gezmeye ve ibadet etmeye layık bir türkiye yi bu kafayla zor bulursun...
 

_SeNaToR_

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
25 Ağu 2008
Mesajlar
1,220
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Yapma canım kardeşim bunu bana yapma,yazıklar olsun ki bir ton yazı yazdım,hala aynı tas aynı hamam,yav acık okuyun yazdıklarımı,ne tağutu,ne düzenini nede onları savunanları asla savunmam,benim tağutum olmadığı gibi,bunu dediğin için senin şerrinden ALLAH TEALA ya sığınırım,aç gözünü diyorum çıkar artık AT GÖZLÜKLERİNİ GÖZÜNDEN senin gözlerin böyle görmüyor,bak bu ülkede birşey yapmaya çalışan birileri var,seçimle buraya geldiler,onları seçenlerin kimisi ekonomik rahatlık sebebi ile,kimisi daha güzel bir hayat yaşamak sevdası ile,kimisi ise benim gibi belki islami hayat daha fazla duyulur,daha fazla sevilir,bugün bunlar olmazsa yarın başkaları tarafından bu ülkeye şeriat gelir sevdası ile oy verdim dedim,üstelik seçilen hükümet zaten bu ülkeyi küfür içinde buldu sonradan kendi türetmedi,birşeyler yapmaya çalıştıklarında bütün düşmanları bile ''Bunlar ülkeye şeriat getirecek '' dediler,ama senin gibi gözü görmez,kulağı duymazlar bile bu lafları duyamadılar,islam ülkesi bir sahip çıkılmazsa bir günde küfür ülkesi olur,ama küfür ülkesinin islam nurunu bulması uzun zamanlar alır,velevki bahsini ettiğimiz yer bin beşyüz sene evvelin arap yarımadasında ki yüzbin kişilik bir yer değil,içinde seksen milyonu barındıran bir ülke,burada bazı kurallar var,ben şeriat istiyorum diye sokağa çıkmayan millet birilerinin onlara bu sevdayı aşılamasınımı bekliyor...
bırakın o zaman aşılayacak varsa aşılasınlar...

Bu laflardan sonra sanada tek satır yazmayacağım,sen üzerinde gezmeye ve ibadet etmeye layık bir türkiye yi bu kafayla zor bulursun...

Oy atmak nedir desteklemek değilmidir..Sen neden oy atıyorsun al aşağı etmek için mi yoksa o tağutunu desteklemek için mi....
Hem oy atıyorum diyorsun hem desteklemiyorum diyorsun.Kendi sözlerinle çelişiyorsın.

Senin düşüncen güzel.Şeriat gelmesini istiyorum diyorsun...Lakin niyet ettiğin şey meşru olsa bile, meşru niyet küfür şirki mübah kılmaz bunu anlamak istemiyorsun.Hala demokrasi küfründen medet umup bu küfür sayesinde bu küfre girerek şeriatın gelmesini umuyorsun...
Oy verdiğin kişi, grup kurum vs ne olursa olsun yaptığı şey azgınlık olduğu için o desteklediğin tuğyan olduğu için sanada bu desteğinden ötürü bir pay düşüyor.
 

Erzurumli

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Ağu 2007
Mesajlar
1,455
Tepki puanı
1
Puanları
0
Bu yazılar bana ait değildir ki. Yazı bitince kaynağını da vereceğim elbet. Yazı sana ait değil ama içine yorum katarak ''Şunuda şurada eklemem gerekli '' diyorsun,sonuçta kendi yorumun yazı ile faklı durumları anlatıyor Böyle gereksiz bir çıkış yapmanın sebebi nedir? Bu saydığım bütün alimlerin döneminde tağutlar vardı. Ama çoğunun ülkesi şeriatla yönetiliyordu,herkes ALLAH TEALA nın emir ve yasaklarına riayet ediyordu,bu ülke ile hiçbir bağlantısı yok bu mevzunun Yalnız, İslam tarihi boyunca iki kez tağutlar Müslümanlık iddiasında bulundu. Birisi İbn Teymiyye ve öğrencileri olan İbn Kayyım, İbn Kesir, İmam Zehebi vs. döneminde.Bunların döneminde de şeriatla yönetim vardı,anlaşamamazlık konuları yaptıkları içtihatlarda ve ALLAH TEALA nın zatına ait konuların yanlış veya doğru olduğunun yorumlanmasında idi,hiçbir islami tarih kitabında ibn teymiyye döneminde o ülkede islam yaşanmıyordu yazmaz,bu da konu ile alakalı değildir Birisi de Mustafa Sabri, Seyyid Kutub gibi alimlerin olduğu dönemde.

İbn Teymiyye'nin olduğu dönem de İbn Teymiyye tağutları tekfir ettiği gibi bizzat onlarla savaşmıştır da. Eğer İbn Teymiyyeye göre kendi içtihadını başkasının beğenmemesi tağutluk ise kendisi hata etmiş,savaşmakla yanlış yapmıştır,çünkü tartıştığı yada savunmasını yaptığı konular kelam ilmi ile alakalı olup,ne rejim,nede ülke yönetimi ile alakalı değildir,bu konuda buraya yazılarak asıl konumuza tağutu inkar etti diye bir açıklama getiremez Dediğin gibi bu kimseler tağutların hükmü altında yaşamamıştır Ama daha demin diyordun bu alimler tağutla savaşmıştır diye hani İbn Teymiyye savaşmıştı,şimdi diyorsun ki sen haklısın savaşmamıştır,burada bir tezadlık var ama aldırma ben artık aldırmıyorum çünkü bunaldın sen ne yazdığını bilmiyorsun artık ama daha gçtiğimiz yüzyılda Mustafa Sabri (bir süre) ve Seyyid Kutub(1923 ten 1966 ya kadar) tağutların hükmü altında yaşamışlardır. Mustafa Sabri ve Seyyid Kutub ta bu tağutları tekfir etmiştir. Seyyid Kutub bir tağut tarafından idam edilmek suretiyle şehid edilmiştir. Şeyh Said yine aynı şekilde laiklik küfrünü görmüş sisteme karşı kıyam etmiş ve ne yazık ki başarısız olmuş ve o da bir tağut tarafından idam edilmek suretiyle şehid edilmiştir.Şehid olmuş sevabına ermiş sonra ne olmuş o şehid olunca laik düzen gitmişmi ? giden kendi kellesi olmuş ,iki seçim hakkı varmış 1-Ses yükselt şehit ol 2- Şimdilik sesini kes,nasıl bu halkı teşkilatlandırdılarda bu ülkeyi bu hale getirdilerse,sende alim adamsın sende onlar gibi gerisin geri düzelt-- sonra ne oldu ? şehid olan sevabı ile kaldı,bu ülkenin insanı bir aliminden yoksun dinsiz kaldı.

Sana Darun Nedve yi kaç defa söyleyelim bilmiyorum ki? Siyaset yüzlerce yıldır var ve Rasulullah (s.a.s) zamanında da vardı. Ne kendisi ne de bir sahabe siyaset ile İslam'ı getirmeyi akıllarından bile geçirmediler. Ki Rasulullah (s.a.s)'e bizzat Darun Nedve de başkanlık teklif edildi. Ama ayıp oluyor sen hala aynı kafada gidiyorsun biz sana bu konuyu çok kere tekrar ettik,evet ALLAH RASULUNE s.a.v darul nedve başkanlığı teklif edildi,ama bunun bir karşılığı vardı ''Getirdiğin dini bırak,atalarının dinine tabi ol '' dendi,şimdi nasıl bir peygambere böyle bir iş yüklemek gibi bir hakaret yaparsın,yani sana göre,teklif edilen başkanlığı almadı,kolay yolu bıraktı savaşarak almayı tercih etti,çok gülünç Sen hâlâ İslam en iyi siyasetle gelir diyorsun. İnsanlar önce insanlara kul edilip sonra Allah'a kul edilmez!!! Neden anlamak istemiyorsun? Canım kardeşim,unutmaki diyorum ülkeler içinde ve dışında günümüz cihadı yani savaşı siyasettir,dünyanın bir ucunda bile bir ülkede taşkınlık olur,senin gücün yetiyorsa ''Sessiz olun '' dersin,siyasi baskına boyun eğip susarlar,ama senin aklın kalmış uzun zaman evvelinde diyorsun ki her konuşana savaş açarım sustururum,buda gülünç,

Darul İslam'da küfür olan bir şey darul harpte küfür değil midir? Bunun ayrımını yapan kim? Hiçbir farkı yoktur,bizde bir ayrım yapmıyoruz Hangi ayet veya hadis bu söylediğine delildir? Tağuta muhakeme olmak, şirk meclislerinde çalışmak (velev ki amaç İslam'ı getirmek olsun), bu şirk meclislerini desteklemek darul harpte de küfürdür Darul İslam'da da. Bunun ayrımını neye göre yapıyorsun.Biz bir ayrım yapmıyoruz,ama seninde gözün birşey görmüyor,bu ülkede herşey bir anda olmaz,hizmet ediyormuş gibi görünmek gerek,eğer ki meclisden birisi kalksa deseki bu ülkede şeriat istiyoruz,şeyh said gibi asıldıkları ile kalırlar,ondan sonra ne olacak sende bayram edersin artık,tağutun gerçek hizmetkarları başa geçince Bana şirk meclisi olan darun nedve de görev yapan bir tane sahabe ismi söyle.Kardeşim senin hala aklın kalmış burada,sen söyle bakayım ankarada tbmm de koltuğun yoksa nasıl yöneteceksin bu ülkeyi,hadi seni bu ülkeye başkan hatta halife seçelim,ne yapacaksın, Tağuta muhakeme olan bir tane Müslüman ismi söyle. Onca eziyet ve hakarete rağmen tağutlardan, tağutların şirk kanunlarından, mahkemelerinden, meclislerinden medet uman, bunu aklına getiren bir tane Müslüman ismi söyle. Mekke döneminde, yani İslam devletinin olmadığı dönemde.. O zaman da İslam yoktu. Hatta durum şimdikinden daha kötüydü! Senin akıl ettiğini onlar akıl edemedi mi? Sen caiz diyorsun onlar niye yapmadı? Eziyet grmeye, hakaretet işitmeye veya öldürülmeye çok mu meraklıydılar? Sen nefsinin tehlikeye geleceğinden endişe ediyorsun da bunları yapıyorsun! Onların nefisleri tehlikede olduğu halde hiçbirini yapmadı! Sen başına gelmemiş bir tehlikeden endişe edip yapıyorsun bunları. Onlar her an tehlikedelerdi. Yahu bu nasıl bir savunmadır böyle,Hz.Peygamber ve bir avuç sahabi hazretleri ALLAH TEALA tarafından görevli olarak bir dininin yayılması görevini üstlenmişlerdi,onlarda daha fazla dayanamayınca medineye hicret ettiler,sonuçta güçlerini toplayan kadar medinede bir kaç yıl kalmak zorunda kaldılar,bu ülke ise zaten müslüman ve bizim olan bir ülke,bizimde derdimiz sistemin zorlukları,değişsin istiyoruz,ama hicret edecek güçlenecek yerimiz yada başka bir ülke yok,bu ülke bizim gerekirse birşeyler yapabilecek birilerine destek olacağız,ama şahsıma benim derdim sadece islami düzen istiyorum,nefsimin rahata ereceği bir yer değil...

Küfür her yerde, her ortamda, her zamanda küfürdür. Bunun ayrımını yapan kim? Sen bunu bana açıklamak zorundasın. Delilini yazmak zorundasın!!!!! Bana görede küfür-küfürdür,ama senin bu ülkedeye islamın gelmesi için hangi içine küfür bulaşmamış sistemi kullanmak istediğini hiç bilmiyoruz,SAHİ VARMI ÖYLE BİR SİSTEM,ha var tamam şimdi bildim,KLAVYE KAHRAMANLIĞI,BOL KESEDEN ATARIM,AÇARIM SİYER KİTABINI İŞİME GELENİ YAZARIM,HADİ SENDE ŞEYH SAİD GİBİ YAP DEYİNCE,KAÇACAK DELİK ARARIM,SİZİN BU ÜLKEDE YATACAK YERİNİZ YOK,İSLAM BU DEĞİL!!![/
 

_SeNaToR_

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
25 Ağu 2008
Mesajlar
1,220
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Efendimiz(s.a.v) döneminde Ona Bu davayı bırakması halinde darulnedve başkanlığı teklif edilmiş.Şimdikilere İse bugünkü darulnedveye girmeleri için Bizim şirk anayasamızı kabul et bunlara uyacağına dair yemin et denilmektedir...Erzurumli diyorsun ki bu kafirler şeriat gelmesin diye o kadar uğraşıyor didişiyorda sana göre müslüman- ki bize göre tağut- birisinin meclise girmesi için neden bu kadar rahatlar ve hiç kaygı duymuyorlar...
Ben bi cevap vereyim istersen..
Çünkü o şirk meclisine girerken daha başta bu küfür kanunlarına uyacağına dair yemin ediyor.. O küfür kanunlarından biraz bir sapma gösterirse milletvekilliğini kaybedeceğini biliyor...Lakin senin oyunla desteklediğin tağutlarında o anayasaya, olmayan şerefleri namusları üzerine yemin etmişler...Sen hala bunların şeriat getireceğini umuyorsun.. hiç bir delil getirme sadece aklın ile düşüncen son 50 yıldır bu şeriatçı partiler bir türlü şeriatı getirememiş üstelik, bu dönemli müslümanlar rezil olmuş,tesettür yasaklanmış,mücahidler tutuklanmış şeriatçıyım diyen 36 yıl hapis cezası almakla tehtid edilmiştir...Yani gibi akıl ile düşünürsek o zaman solcuların iktidar olması daha iyi çünkü solcular zamanında müslümanlar daha rahat yaşıyorlardı....

Kabul et artık senin sağcı tağutun solcu tağutlardan daha bi islam düşmanı çıktı ))
 

Erzurumli

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Ağu 2007
Mesajlar
1,455
Tepki puanı
1
Puanları
0
Efendimiz(s.a.v) döneminde Ona Bu davayı bırakması halinde darulnedve başkanlığı teklif edilmiş.Şimdikilere İse bugünkü darulnedveye girmeleri için Bizim şirk anayasamızı kabul et bunlara uyacağına dair yemin et denilmektedir...Erzurumli diyorsun ki bu kafirler şeriat gelmesin diye o kadar uğraşıyor didişiyorda sana göre müslüman- ki bize göre tağut- birisinin meclise girmesi için neden bu kadar rahatlar ve hiç kaygı duymuyorlar... Evet bunlar şeriat gelmesin diye uğraşıyorlar,hatta kendi meclislerinde bile yanlız başına oturmak bu ülkeyide kendileri yönetmek istiyorlar,ama hükümeti seçen bu halktır,düzeni kuranlar değil,eğer bu hükümet islam adına zerre kadar iş yapıyorsalar nasıl oluyorda hem kafir düzeninde tağut hizmetcisi olup hemde islami düzen istiyorlar,daha bu ülkede yaşayan kaç çeşit insan olduğunu kimin şeriat isteyip kimin istemediğini bile bilmiyorsun,bu ülke birşekilde yönetilecek,şimdiki yönetenlerde tağut düzeni ile yönetecek ama milletin iradesi hayata geçince herşey değişir,ama artık anlatamıyorum,demekki yeterince belağatım kuvvetli değil,yada ne diyem sizmi anlamıyorsunuz,yahu hiçmi bakmıyorsunuz ülkeye bu ülkede oy kullanma oranı % 96 civarında bunların içinde bunca din ile uğraşan alim adam var,nasıl olur bir oy attı diye bunca insanın dini çabaları heba olur,nasıl olurda kafir olurlar,evet burada bir yanlış düzen var ama bu düzene uymak bu düzeni kaldırmak için gereklidir,yazmaya artık gücüm yetmiyor dilerdim ki bir sohbet mekanında herkes yüz yüze konuşalım,böyle artık kafam kaldırmıyor,artık yazmayacağım burada kesiyorum kusuruma bakma,başka konularda önemli gördüğüm mevzular olursa birkaç satır fikrimi yazarım,hastalığım hala geçmedi,çok özür dilerim...
Ben bi cevap vereyim istersen..
Çünkü o şirk meclisine girerken daha başta bu küfür kanunlarına uyacağına dair yemin ediyor.. O küfür kanunlarından biraz bir sapma gösterirse milletvekilliğini kaybedeceğini biliyor...Lakin senin oyunla desteklediğin tağutlarında o anayasaya, olmayan şerefleri namusları üzerine yemin etmişler...Sen hala bunların şeriat getireceğini umuyorsun.. hiç bir delil getirme sadece aklın ile düşüncen son 50 yıldır bu şeriatçı partiler bir türlü şeriatı getirememiş üstelik, bu dönemli müslümanlar rezil olmuş,tesettür yasaklanmış,mücahidler tutuklanmış şeriatçıyım diyen 36 yıl hapis cezası almakla tehtid edilmiştir...Yani gibi akıl ile düşünürsek o zaman solcuların iktidar olması daha iyi çünkü solcular zamanında müslümanlar daha rahat yaşıyorlardı....

Kabul et artık senin sağcı tağutun solcu tağutlardan daha bi islam düşmanı çıktı ))
 

Azerbaycan_li

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Ocak 2010
Mesajlar
1,201
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
Ahi hala bir şeyler izah etmege çalışıyorsun...niyyetin guzel ama adam yaızlarında bu kadar yazmış bak bakalım bir tane ayet hadis var mı? ancak aklını kullanıyor...bole tagutu meşru göstermek, savunmak adına aklını kullanacagına hakkı araştırmak için kullansa düzelir..ve her yazısında kumseme var neymiş alimmişiz...senin gibi alimdense ve ya ilm talabesindense benim gibi cahil iyidir...

subhanallah kafire bile bugz edemiyorsunuz, müsluman diyorsunuz ya...Allah dan korkun ne cevap vericeksiniz...
 

Erzurumli

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Ağu 2007
Mesajlar
1,455
Tepki puanı
1
Puanları
0
Efendimiz(s.a.v) döneminde Ona Bu davayı bırakması halinde darulnedve başkanlığı teklif edilmiş.Şimdikilere İse bugünkü darulnedveye girmeleri için Bizim şirk anayasamızı kabul et bunlara uyacağına dair yemin et denilmektedir...Erzurumli diyorsun ki bu kafirler şeriat gelmesin diye o kadar uğraşıyor didişiyorda sana göre müslüman- ki bize göre tağut- birisinin meclise girmesi için neden bu kadar rahatlar ve hiç kaygı duymuyorlar... Evet bunlar şeriat gelmesin diye uğraşıyorlar,hatta kendi meclislerinde bile yanlız başına oturmak bu ülkeyide kendileri yönetmek istiyorlar,ama hükümeti seçen bu halktır,düzeni kuranlar değil,eğer bu hükümet islam adına zerre kadar iş yapıyorsalar nasıl oluyorda hem kafir düzeninde tağut hizmetcisi olup hemde islami düzen istiyorlar,daha bu ülkede yaşayan kaç çeşit insan olduğunu kimin şeriat isteyip kimin istemediğini bile bilmiyorsun,bu ülke birşekilde yönetilecek,şimdiki yönetenlerde tağut düzeni ile yönetecek ama milletin iradesi hayata geçince herşey değişir,ama artık anlatamıyorum,demekki yeterince belağatım kuvvetli değil,yada ne diyem sizmi anlamıyorsunuz,yahu hiçmi bakmıyorsunuz ülkeye bu ülkede oy kullanma oranı % 96 civarında bunların içinde bunca din ile uğraşan alim adam var,nasıl olur bir oy attı diye bunca insanın dini çabaları heba olur,nasıl olurda kafir olurlar,evet burada bir yanlış düzen var ama bu düzene uymak bu düzeni kaldırmak için gereklidir,yazmaya artık gücüm yetmiyor dilerdim ki bir sohbet mekanında herkes yüz yüze konuşalım,böyle artık kafam kaldırmıyor,artık yazmayacağım burada kesiyorum kusuruma bakma,başka konularda önemli gördüğüm mevzular olursa birkaç satır fikrimi yazarım,hastalığım hala geçmedi,çok özür dilerim...
Ben bi cevap vereyim istersen..
Çünkü o şirk meclisine girerken daha başta bu küfür kanunlarına uyacağına dair yemin ediyor.. O küfür kanunlarından biraz bir sapma gösterirse milletvekilliğini kaybedeceğini biliyor...Lakin senin oyunla desteklediğin tağutlarında o anayasaya, olmayan şerefleri namusları üzerine yemin etmişler...Sen hala bunların şeriat getireceğini umuyorsun.. hiç bir delil getirme sadece aklın ile düşüncen son 50 yıldır bu şeriatçı partiler bir türlü şeriatı getirememiş üstelik, bu dönemli müslümanlar rezil olmuş,tesettür yasaklanmış,mücahidler tutuklanmış şeriatçıyım diyen 36 yıl hapis cezası almakla tehtid edilmiştir...Yani gibi akıl ile düşünürsek o zaman solcuların iktidar olması daha iyi çünkü solcular zamanında müslümanlar daha rahat yaşıyorlardı....Son olarak şunuda yazayım artık yeter,çünkü bu yaptığın büyük bir iftira,belki yaşımız genç hatırlamayız ama babam anlatır ismet inönü zamanında dedm köy imamı minarede ezan okuyor arapça köyün yolunda jandarmayı görünce takılıp kalıyor çünkü arapça tek kelime etmek yasak,ne diyeceğini bile unutuyor,aşağıdan jandarma onbaşısı bağırıyor,'' Bidiğin gibi oku hocam ben yozgatlı seyyid onbaşı '' dedm derin bir oh çekiyor da devam ediyor ezana Eşhedü enne muhammeden rasulullaaaaaaaahhh,sıkıysa böyle okuda git kim vurduya...Yine dedem anlatır O dönemleri,erzuruma hayvan satmaya gittim işimi bitirince dedim bir cami bulamda vakit namazımı camide kılam,hangi camiye gitti isem içi harabe ,viran,askeri malzeme koymuşlar,kapıları hep kitli,şehrin en meşhur camisi olan LALA PAŞA ya girdim heryer saman yerlerde at pislikleri zor bela temiz bir yer buldumda tek başıma namaz kıldım,cemaat nerde...
Bu anlattıklarıma rağmen sol partiyi övmen,tarihini bilmeden konuşman ne kadar vahim bir durum,demekki senin derdin din yada islam değil senin derdin sadece bu hükümet...


Kabul et artık senin sağcı tağutun solcu tağutlardan daha bi islam düşmanı çıktı ))
 

Erzurumli

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Ağu 2007
Mesajlar
1,455
Tepki puanı
1
Puanları
0
Ahi hala bir şeyler izah etmege çalışıyorsun...niyyetin guzel ama adam yaızlarında bu kadar yazmış bak bakalım bir tane ayet hadis var mı? ancak aklını kullanıyor...bole tagutu meşru göstermek, savunmak adına aklını kullanacagına hakkı araştırmak için kullansa düzelir..ve her yazısında kumseme var neymiş alimmişiz...senin gibi alimdense ve ya ilm talabesindense benim gibi cahil iyidir...Zati senin gibi cahiller zararı veriyor bu islama,gidin ilim tahsil edin,daha sonra islamı savunun,4 yılda din alimi olunmuyor,bu zaman sanada banada çok az gelir...

subhanallah kafire bile bugz edemiyorsunuz, müsluman diyorsunuz ya...Allah dan korkun ne cevap vericeksiniz...Müslümana sizin gibi kafir demediğimiz için ALLAH TEALA ya sonsuz hamdler olsun,yoksa kafire buğzumuz ilelebet vardır

Kardeşim dünya tarihinde böyle bir durum hiç olmadı,hele hele peygamber efendimiz tarihinde asla olmadı,burası eskiden müslüman ve şeriatın hüküm sürdüğü bir ülke idi,daha sonra bu ülke bu hale geldi,Kur'anı kerimin bir kısmı eski kavimleri,bir kısmı şeri hükümleri,büyük bir kısmıda peygamber efendimiz s.a.v zamanında olan olaylara istinaden indi,içinde böyle bir durumu anlatan ne bir ayet var,nede ALLAH RASULU s.a.v in hayatından bir örnek var,size nasıl bir kaynak sunayım,derdim elbette iyi niyetimden,benim derdim oy kullandığım için bir müslüman kardeşim tarafından küfüre hizmet ile suçlanmış olmamdan,ama derdimi defalarca izah ettim,ALLAH TEALA biliyor beni,ben küfre rıza göstermiyorum,küfrün değişmesi için içlerinde umut vari olduğum bir partiye oy attığımı söylüyorum,bu ülkeyi değiştirmek için çaba gösteriyormular ? bana göre evet ,nereden biliyorum,düşmanlarının haklarında söylediklerine,peki ne diyorlar ? '' BU HÜKÜMET BU ÜLKEYE ŞERİAT GETİRMEK İSTİYOR '' o zaman bu adamlar doğru yoldalar,ama bir müddet küfür sistemi içinde bulunmak,küfre ömür boyu rıza göstermek midir ? Eğer yanlış yolda olsa idiler,bütün bu söylemler neden yapılıyor,niye devletin bütün organları bunlara düşman devlet tağut değilmi ?
Peki ya sizler delil getirdiğiniz ayet ve hadisleri bu ülkenin bu durumuna ve benim halime benim kendimi savunmama açıklık getirdiği konusunda hatalı iseniz,sizin durumunuz acaba ilmen mi yoksa kafanıza göre mi dir ?
Sana da artık yazmaya gücüm yetmiyor,senlede yazışamıyorum,malum yaşlandık...
 

_SeNaToR_

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
25 Ağu 2008
Mesajlar
1,220
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Ülkede oy kullanma oranı dediğin gibi %96 değildir..Bırak genel seçimleri yani muhtar seçmek için halktan kaç kişi sandığa gitmiş iyi araştır...
2009 seçimlerinde sonuç:
Toplam seçmen: 42.628.359
Kullanılan oy:35.983.801
Yani sandığa gitmeyenlerin sayısı:6.644558 kişi..Yaklaşım 7 milyon insan...
Elhamdulillah.
Bu arada çoğunluk birşeyi yapıyorsa o yapılan iş doğruşmuş gibi göstermeniz Kurana tamemen zıttır..
Kaldı ki Kuranın ifadeleri bilirsiniz....
Onların çoğu iman etmezler,Onların çoğu Allah'a şirk koşmadan iman etmezler,Onların çoğu şükretmezler...Dahada yazabiliriz...

Bu konuda yaklaşımda bulunurken lütfen şu aklınızı kullanmayız..Nice insanlar hep şu akıllarını kullandıkları için helak oldular...Müşrikler bile ne diyor..Biz bu putlara bizi Allah'a yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz..Onunda amacı Allah'a yaklaşmak dinden uzaklaşmak değildi....

Savunduğunuz şeyi delillere dayandırsanız keşke ama malesef hiç bir deliliniz yok hemn akıl yürütme...
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
Senatör,Azerbeycanli ve Abdullah Cafer nikli arkadaşlar...
Siz Ehli Sünnettenmisiniz,öyleyseniz aramızdaki sorun ne...
Eğer Ehli Sünnet Vel Cemaat itikadındanız diyorsanız-ki öyle de diyorsunuz Ehli Sünnet Vel Cemaat alimlerinden nakil yapınız...İbn-i Teymiye ve takipçileri Ehli Sünnet değildir,bütün alimlerimiz bu konuda hemfikir..
Burda da anlaştıysak GAYE İSLAMIN HAKİM KILINMASI İSE İSLAMA GÖRE MEŞRU HER METOD DENENEBİLİR,BEN CİHAD VE İNKILAP YOLUNDA FAALİYETTE BULUNARAK BU GAYEMİN GERÇEKLEŞMESİ İÇİN BELLİ PARTİLERİ YOLUMA HİZMET ETTİRMEYE ÇALIŞABİLİRİM..
Allahcc kafir eliyle bile dinimize hizmet ettirebilir..
Ayet ve hadis eklenmemesinden şikayetçisinizya,ayet ve hadisleri arka arkaya sıralayarak,olur olmaz yerlerde kullanmakta büyük veballi bir iştir...
vESSELAM...
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
Senatör,Azerbeycanli ve Abdullah Cafer nikli arkadaşlar...
Siz Ehli Sünnettenmisiniz,öyleyseniz aramızdaki sorun ne...
Eğer Ehli Sünnet Vel Cemaat itikadındanız diyorsanız-ki öyle de diyorsunuz Ehli Sünnet Vel Cemaat alimlerinden nakil yapınız...İbn-i Teymiye ve takipçileri Ehli Sünnet değildir,bütün alimlerimiz bu konuda hemfikir..
Burda da anlaştıysak GAYE İSLAMIN HAKİM KILINMASI İSE İSLAMA GÖRE MEŞRU HER METOD DENENEBİLİR,BEN CİHAD VE İNKILAP YOLUNDA FAALİYETTE BULUNARAK BU GAYEMİN GERÇEKLEŞMESİ İÇİN BELLİ PARTİLERİ YOLUMA HİZMET ETTİRMEYE ÇALIŞABİLİRİM..
Allahcc kafir eliyle bile dinimize hizmet ettirebilir..
Ayet ve hadis eklenmemesinden şikayetçisinizya,ayet ve hadisleri arka arkaya sıralayarak,olur olmaz yerlerde kullanmakta büyük veballi bir iştir...
vESSELAM...
Çağa göre tefsir olmaz
Sual: (Kur’anı her çağda, o asrın teknolojisinin, ilminin ışığında yeniden tefsir etmek ve Allah’ın muradını açıklamak gerekir) diyerek Kur’an-ı kerimi asra uydurmaya çalışanlar var. Bu uygun mudur?
CEVAP
Tefsir, moda kitabı değildir. Her çağa, her asra göre değişik tefsir olmaz. Dinimiz eksik mi ki tamamlanacaktır? Yoksa fazlalık mı var ki çıkarılacak? Dinde eksiklik ve fazlalık olmadığı için değişik, yeni bir tefsire ihtiyaç olmaz. Çünkü dine yeni bir şey eklemek bid’at olur. Dinimizin emirlerini değiştirmek kadar büyük sapıklık olur mu? Her çağa, her asra göre değişik tefsir yazmak demek, dini her asırda, bozmak demektir.

Kur’an-ı kerimin manasını Muhammed aleyhisselam anlamış ve hadis-i şerifleri ile bildirmiştir. Doğru tefsir kitabı Onun hadis-i şerifleridir. Tefsir âlimleri, tefsirlerini Peygamber efendimizden ve Eshab-ı kiramdan naklederek meydana getirdiler. Bunların tefsirleri asra uygundur. Kur’an-ı kerimin emirleri, her asırdaki insan için aynıdır. Önceki asırlar için başka, sonraki asırlar için başka manası yoktur.

Tehlikeli kimseler
Peygamber efendimizden gelen bilgileri, aynen nakleden İslam âlimlerinden farklı bildirmek, dini bozmak demektir. Kur’an-ı kerimi en iyi bilen Peygamber efendimizdir. Onun açıklamaları bellidir. Bundan daha başka şekilde açıklamak, dini değiştirmek olur, reform olur. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Ümmetime en çok tehlikeli olacak kimse, Kur’an-ı kerimi yersiz tevil edendir.) [Taberani]

Her asırda, her insana gereken iman ve ibadet aynıdır. Asra göre iman esasları ve ibadet şekli değiştirilemez. Bundan yarım asır önce, bazı profesörlerce namaz kılma şeklinin değiştirilmesi düşünülmüş, camilere “Asra göre modern ibadet aletleri”konulması teklif edilmişti. Asra göre, çağa göre tefsir yazanların böyle bir düşünceleri yoksa, İslam âlimlerinin bildirdiklerinde değişiklik yapmadan aynı şeyi naklediyorlarsa, o zaman “Asra göre tefsir”demenin manası yoktur. Eğer değişiklik varsa, zaten muteber değildir.

Asrımızdaki insana göre kitap yazılacaksa, İslam âlimlerinin kitapları aynen alınır, günümüzde kullanılan kelimelerle, buluşlarla açıklanabilir. Mesela; müşrikler Peygamber efendimize, (Mescid-i Aksanın kaç kapısı, kaç penceresi vardı?) gibi sualler sormuşlardı. Fakat Resulullah efendimiz Miraca giderken etrafına bakmadığı için bunları görmemişti. Cebrail aleyhisselam Mescid-i Aksayı gözünün önüne getirince bakıp sorduklarına cevap verdi. Bu hadise anlatılırken, (Televizyonda görür gibi görmüştü) denebilir. Bu şekildeki bir açıklamaya da Asrın Tefsiri veya Çağdaş Tefsir denmez.

İlmin ve Fennin Işığında Tefsir
diyenler de vardır. İlim ve fen, dinden ayrı mıdır da ilmin ışığı deniyor? Ecnebiler, din ile ilmi ayrı zannettikleri için böyle yazıyorlar. Ecnebiyi taklit eden reformcular da aynı şeyi söylüyorlar.

Dini değiştirmek
Mecelle’nin Dürer-ül-hükkam şerhinde (Zamanın değişmesi ile, örf ve âdete dayanan hükümler değişebilir. Nassa dayanan hükümler zamanla değişmez) deniyor.

İmam-ı Rabbani
hazretleri de buyuruyor ki:
Bazıları, yapacakları değişikliklerle, dini düzelteceklerini, olgunlaştıracaklarını zannediyorlar. Ortaya bid’atler çıkarıyorlar. Bid’atlerin zulmetleri ile sünnetin nurunu örtmeye çalışıyorlar. Bunlar, dinin noksanlıklarını tamamladıklarını iddia ediyorlar. Bilmiyorlar ki din noksan değildir. Kâmildir. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Bugün sizin için dininizi ikmal eyledim. Üzerinize olan nimetimi tamamladım ve size din olarak İslamiyet’i vermekle razı oldum.) [Maide 3]

Dini noksan sanıp, tamamlamaya [asra göre, çağdaş tefsir yazmaya] çalışmak bu âyet-i kerimeye inanmamak olur. (1/260)

Allahü teâlâ ve Onun Resulü Muhammed aleyhisselam, kıyamete kadar hayat şekillerinde ve fen vasıtalarında yapılacak değişikliklerin, yeniliklerin hepsine şamil olan hükümleri bildirdiler. Müctehidler de bunların hepsini açıkladılar. Sonra gelen müceddid âlimler, bu hükümlerin yeni olaylara nasıl tatbik edileceklerini, tefsir ve fıkıh kitaplarında bildirdiler.

Tefsir akla değil, nakle dayanır
Sual:
Kur’an-ı kerimin manasını Muhammed aleyhisselamdan başkası anlayamaz mı?
CEVAP
Kur’an-ı kerimin manasını tam olarak yalnız Muhammed aleyhisselam anlamıştır. Ondan başka hiç kimse tam anlayamaz. Eshab-ı kiram, ana dili olarak Arabi bildikleri, edib ve beliğ oldukları halde, bazı âyetleri anlayamaz, Peygamber efendimize sorarlardı. Resulullahın Kur’an-ı kerimin tefsirini Eshabına bildirdiğini imam-ı Süyuti haber vermektedir. (Hadika)

Tefsir, akılla yapılmaz. Eshab-ı kiramın bildirdiğinden başka türlü söyleyenler, dalalete, hatta küfre düşer. Tefsir nakle dayanır.

Muhammed Masum-i Faruki hazretleri buyuruyor ki:
Kemalatın, üstünlüklerin ve olgunlukların her çeşidi nübüvvet kaynağından ve ışığından alınmıştır. Fakat herkes bu kaynaktan istidadı kadar ve kabiliyeti nispetinde istifade eder.

Resulullah, Hak âşıklarının istidatlarına uygun olarak, onların ruhlarına manevi sırlar bildirir, feyz ve marifetleri ulaştırır ve yansıtırdı. Hadis-i şerifte, (İnsanlarla akıllarının seviyesine göre konuşunuz) buyuruldu.

Bir gün Peygamber efendimiz, Hazret-i Ebu Bekir’e derin, ince marifetleri, onun seviyesine göre anlatıyordu. Yanlarına Hazret-i Ömer gelince, konuşma üslubunu onun da anlayacağı şekilde değiştirdi. Yanlarına Hazret-i Osman gelince, yine konuşma üslubunu değiştirdi. Oraya Hazret-i Ali de gelince konuşmasını, hepsinin anlayacağı şekilde değiştirdi. Peygamber efendimizin her defasında konuşma üslubunu değiştirmesi, oraya gelen zatların yaratılış ve istidatlarının farklı oluşlarından meydana gelmiştir. (1/59)

Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

(Biz Peygamberler, herkese, seviyesine göre muamele yapmak ve anlayabileceği şekilde hitap etmekle emrolunduk.) [İ. Gazali]

(Aklın almayacağı şeyi söylemek, fitne olur.)
[İbni Asakir]

Hazret-i Ali, göğsünü işaret edip, (Burada istediğiniz kadar bilgi vardır. Ancak bunu taşıyabilecek birisi olsa, hepsini ona anlatırım) buyurdu. Adamın biri bir âlime ince bir mesele sordu. Âlim cevap vermeyince, o kimse dedi ki:
— Sen, (İlmini gizleyene Allahü teâlâ ateşten gem vurur) hadis-i şerifini bilmiyor musun?
— Eğer anlattıklarımı anlayabilecek bir kimse sorar da söylemezsem, o zaman bana gem vurulur. Kur’an-ı kerimde, (Sefihlere, akılsızlara malınızı vermeyin) buyuruluyor. Mal verilmezse, ilim hiç verilmez. Hadis-i şerifte buyurulduğu gibi fitneye sebep olur. (İhya)

Nakli esas almayan tefsirler

Sual: Günümüzde, yerli veya yabancıların, nakli esas almayan, şahsi görüşle yazdıkları tefsirler vardır. Bunları okumakta mahzur var mıdır? Hatasız Kur’an tercümesi var mı?
CEVAP
İslam âlimlerinin büyüklerinden ibni Hacer-i Mekki hazretleri bir fetvasında buyuruyor ki:
İslam âlimlerinin tefsirlerinden almayıp da, kendi anladığını ve kendi görüşlerini tefsir olarak yazan ehliyetsiz kimselerin tefsirlerini milletin önüne sürenlere mahkemeler mani olmalıdır! Böyle nakli esas almayan tefsirler bâtıldır, bozuktur. Bu tefsirleri milletin önüne süren din adamları sapıktır. Başkalarını da doğru yoldan saptırmaya çalışmaktadır. (Fetava-yı hadisiyye)

Tefsir, akla değil, nakle dayanır. İslam âlimlerinin, Peygamber efendimizden ve Eshab-ı kiramdan alarak yaptıkları tefsirlere aykırı tefsir yazan, küfre düşer.

Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Kur’an-ı kerimi kendi görüşüne göre tefsir eden kâfir olur.) [Mek.Rabbani 234]

Bir kimse, kendi görüşüne göre Kur’an-ı kerime mana verse, verdiği mana doğru olsa da, meşru yoldan çıkarmadığı için, hata etmiş olur. Verdiği mana yanlış ise kâfir olur. (Berika)

Mezhepsizler, bu inceliği anlayamadıkları için, (Herkes Kur’an okumalı, dinini bundan kendi anlamalı, mezhep kitaplarını okumamalı) diyerek, Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarının okunmasını yasak ediyorlar.
Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Kur’an-ı kerimi, kendi görüşü ile açıklayan, doğru olsa dahi, mutlaka hata etmiştir.) [Nesai]

Her tefsiri herkes anlayamaz. Kur’an-ı kerimi tercüme etmenin imkânsız olduğu yukarıda bildirildi. Ancak tefsiri yapılabilir. Tefsir yapmak da büyük iştir. Bir hadis-i şerifte, (Kur’an-ı kerimi kendi görüşüne göre tefsir eden kâfir olur) buyuruldu. O halde tefsir denilen her kitaba güvenmemelidir!
Kur’an-ı kerim ilmi, içinde şaşılacak, akıllara durgunluk verecek, sayısız acayip hâller bulunan engin bir denizdir. Ondaki her ilmi öğrenmek, sırrına erişmek imkânsızdır. (Mevduat-ül-ulum)

Kur’an-ı kerimin hakiki tefsirini yapan, doğru manasını veren, ancak Muhammed aleyhisselamdır, Onun hadis-i şerifleridir. Bu hadis-i şerifleri de, ancak Eshab-ı kiram ve müctehid imamlar anlayabilmiş, müslümanlar da bu âlimlerin anladıklarına uymuştur. Şu halde, Kur’andan ve hadisten ve bunların tercümelerinden din öğrenmek mümkün olmaz. Her müslüman, dinini, Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarından hazırlanan ilmihâllerden öğrenmelidir.

Bâtıniliğe sapmamalı
Sual: Âyetleri ve hadisleri kendi görüşüne göre yorumlamak, mesela Kur’an-ı kerimde bildirilen dabbetülarz denilen hayvan, aids hastalığıdır demek caiz midir? Güneş batıdan doğacak demek, Avrupa müslüman olacak demektir demek caiz midir?
CEVAP
Hadis-i şerifte, (Kur’anı kendi görüşüne göre açıklayan kâfir olur) buyuruluyor. Hadis-i şerifleri de kendi görüşüne göre açıklamak sapıklıktır. Hâşâ Peygamber efendimiz bilmece gibi hadis-i şerif mi söylüyor. Her dilde deyimler vardır. Bunlar kelimelerin ifade ettiği anlam değil, cümlenin ifade ettiği anlam esas alınır. Bunu caiz olmayan tevil ve yorumla karıştırmamalıdır.

Mesela kaş yapayım derken göz çıkarmak deyimin de ne kaş ne de göz ile ilgisi vardır. Bir iş yapılırken daha büyük zarara uğramak kastediliyor.

Mesela Kur’an-ı kerimde (Sen ölülere işittiremezsin) buyuruluyor. Buradan ölüler işitmez anlamı çıkarılmaz. (Sen ölüye işittiremezsin!) mealindeki âyet-i kerimede, diri olup, gözü kulağı ve beyni olan kâfirler ölülere benzetilmiştir. Yani (Ölü kalbleri [kâfirleri] imana kavuşturamazsın!) demektir. Nitekim, Bekara suresinin (Kâfir, sağır, dilsiz ve kördür, anlamazlar) mealindeki 171. âyet-i kerimesi de böyledir. Yani (Kulakları var, hakkı işitmezler, gözleri var, hakikati görmezler) demektir. Yoksa kâfirler, bedenen de sağır, dilsiz ve kör demek değildir. (Beydavi ve diğerleri)

(Ölülere işittiremezsin, ancak âyetlerimize iman edenlere işittirebilirsin.)
[Rum 52,53]

Fatır suresinin (Diri ile ölü [Mümin ile kâfir] bir olmaz. Allah dilediğine işittirir. Sen kabirdekilere [inatçı kâfirlere] işittiremezsin [imana kavuşturamazsın] mealindeki 22.âyet-i kerimesinde de, kâfirler, ölülere benzetilmiştir. (Beydavi)

Neml suresinde (Sen ölülere işittiremezsin) buyurulduktan sonra, (Sen ancak âyetlerimize iman edeceklere işittirebilirsin) mealindeki 80 ve 81. âyet-i kerimelerinde de, kâfirlerin işitmeyeceği, yani hakkı kabul etmeyeceği, ancak iman edeceklerin işitecekleri açıkça bildirilmektedir.

Milel-nihâl kitabında diyor ki:
(Şiiler yirmi fırkadır. Onsekizinci fırkası, İsmaili fırkasıdır. Bu fırkaya, Bâtıniyye de denir. Bunlar, Kur'an-ı kerimin zahiri, yani anlaşılan manası olduğu gibi, bâtıni, yani gizli, iç manası da vardır. Bâtıni manası lazımdır, zahiri manası lazım değildir diyorlar. Bu ise küfürdür.)

Müslümanlar bâtıniliğe sapmamalıdır. İslam âlimleri âyetlere ne anlam vermişse, onu bildirmeli, kendiliğinden bir şey ilave etmemelidir.

Dabbetülarz denilen hayvan, aids hastalığı değildir. Veya bir sapığın dediği, falan ingiliz, yani insan değildir. Dabbetülarz hayvandır. Özellikleri ve yapacakları da bildirilmiştir. Güneş batıdan doğacak demek, Avrupa müslüman olacak demek değildir. Dünya kendi yörüngesinden çıkacak başka yörüngeye girecek, şimdikine göre ters dönecek, yani güneş batıdan doğacaktır. O zaman tevbe kapıları da kapanmış olacaktır.
 

_SeNaToR_

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
25 Ağu 2008
Mesajlar
1,220
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Senatör,Azerbeycanli ve Abdullah Cafer nikli arkadaşlar...
Siz Ehli Sünnettenmisiniz,öyleyseniz aramızdaki sorun ne...
Eğer Ehli Sünnet Vel Cemaat itikadındanız diyorsanız-ki öyle de diyorsunuz Ehli Sünnet Vel Cemaat alimlerinden nakil yapınız...İbn-i Teymiye ve takipçileri Ehli Sünnet değildir,bütün alimlerimiz bu konuda hemfikir..
Burda da anlaştıysak GAYE İSLAMIN HAKİM KILINMASI İSE İSLAMA GÖRE MEŞRU HER METOD DENENEBİLİR,BEN CİHAD VE İNKILAP YOLUNDA FAALİYETTE BULUNARAK BU GAYEMİN GERÇEKLEŞMESİ İÇİN BELLİ PARTİLERİ YOLUMA HİZMET ETTİRMEYE ÇALIŞABİLİRİM..
Allahcc kafir eliyle bile dinimize hizmet ettirebilir..
Ayet ve hadis eklenmemesinden şikayetçisinizya,ayet ve hadisleri arka arkaya sıralayarak,olur olmaz yerlerde kullanmakta büyük veballi bir iştir...
vESSELAM...

İbn teymiye(R.H) Ehli sünnettir..Lakin onun bir tane kitabını okusaydınız anlardınız...Lakin Kabirden medet umanlara ve rafizilere reddiye yazdığı onların küfürlerini izhar ettiği için rafizi ve kabirlerden medet uman kabirperestler çok içerlemiş olacak ki ona saldırıyor...Biz taasubçu değiliz İbn teymiye(r.h) Ehli sünnet alimlerinden sadece birisidir..Denizde bir damla...sadece onun sözlerini alıp diğer alimleri bırakmayız.Sofiler gibi bir şeyhe taasupla bağlanım onun sözlerini dinde hüccettir anlayışını gütmeyiz.

Sizinde dediğiniz gibi gaye islamı hakim kılmaksa islama göre meşru olan her metod denenir lakin meşru olmayan yollara, gayemiz niyetimiz ne kadar güzel olursa olsun bu yollara başvurulmaz...

Hala partilerden demokrasiden medet ummaktasınız lakin bugün meşru olmadığı dile getirdik.Velev ki sizin aklınıza uyalım bu yolu deneyim ki son 50 senedir bu yolu deneyenlerin hali ortada...Kaldı ki siz bir kuruntu yapıyorsunuz ve diyorsunuz ki bizim tağutlarımız şeriatçıdır ve şeriatı getirecek..Biz de diyoruz ki hayır sizin tağutlarınız şeriatçı değil bilakis solculardan daha demokratik, daha atatürkçü daha cumhuriyetçidirler...Bunun örnekleri ve delilleri tağutlarınızın sözlerinden anlaşılıyor..Daha bir tağutunuz 2 gün önce siyaset meydanında çıkıp dediki: Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. '' bu sadece söyledikleri Yüzlerce küfürden birisidir...
Hala bu tağutlarınızı şeriatçı gibi göstermek onlardan ve onların başvurduğu şirk yolundan medet ummak kişiyi islamdan çıkarmasına yeter.
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
İbn teymiye(R.H) Ehli sünnettir..HANGİ EHLİ SÜNNET ALİMİ DEMİŞ,MEZHEPSİZ VE EHLİ SÜNNET DÜŞMANLARINDAN BAŞKA HİÇBİR EHLİ SÜNNET ALİMİ İBNİ TEYMİYEYE EHLİ SÜNNET DEMEMİŞTİR,SENİN DEMENLE DE OLMAZ MAALESEF...Lakin onun bir tane kitabını okusaydınız anlardınız...ONUN VE TAKİPÇİLERİ MEVDUDİ,ABDUH,REŞİT RIZA HAKKINDA GÜVENİLİR KAYNAKLARDAN EPEY OKUDUM...Lakin Kabirden medet umanlara KABİRDEN MEDET UMULMAZ,ALLAHCC DOSTLARINDAN, ALLAHCCÜN İZNİYLE ve rafizilere reddiye yazdığı onların küfürlerini izhar ettiği için rafizi ve kabirlerden medet uman kabirperestler çok içerlemiş olacak ki ona saldırıyor...Biz taasubçu değiliz İbn teymiye(r.h) Ehli sünnet alimlerinden sadece birisidir..Denizde bir damla...sadece onun sözlerini alıp diğer alimleri bırakmayız.Sofiler gibi bir şeyhe taasupla bağlanım onun sözlerini dinde hüccettir anlayışını gütmeyiz.
KARŞI ÇIKTIĞINIZ SOFİLER İMAM-I RABBANİ,ABDÜLKADİR GEYLANİ,ABDÜLHAKİM ARVASİ,HZ MEVLANA,YUNUS EMRE,SÜLEYMAN HİLMİ TUNAHAN,AKŞEMSEDDİN,ESAD ERBİLİ,İSKİLİPLİ ATIF,ŞEYH SAİD,ŞEYH ESAD EFENDİ...ALLAHCC DOSTLARINI KARŞINA ALMIŞSIN,ÇARPILIRSIN....
Sizinde dediğiniz gibi gaye islamı hakim kılmaksa islama göre meşru olan her metod denenir lakin meşru olmayan yollara, gayemiz niyetimiz ne kadar güzel olursa olsun bu yollara başvurulmaz...MEŞRU YOL DEMİŞİM,SEN HALA İTİRAZLARDASIN..

Hala partilerden demokrasiden medet ummaktasınız lakin bugün meşru olmadığı dile getirdik. PARTİLERDEN MEDET UMMADIM,SADECE ALLAHCCDEN YARDIMDİLERİZ...Velev ki sizin aklınıza uyalım bu yolu deneyim ki son 50 senedir bu yolu deneyenlerin hali ortada...Kaldı ki siz bir kuruntu yapıyorsunuz ve diyorsunuz ki bizim tağutlarımız şeriatçıdır ve şeriatı getirecek..Biz de diyoruz ki hayır sizin tağutlarınız şeriatçı değil bilakis solculardan daha demokratik, daha atatürkçü daha cumhuriyetçidirler...KÖTÜDEN ÖRNEK OLMAZ,BİRİLERİNİ İSLAMA KUL,KÖLE OLARAK HER NOKTADA GÖRMENİN NERESİ YANLIŞ OLABİLİR...ALLAHCC VE RESULÜ BUYURUYORKİ,KAFİRİ BİLE İSLAMA HİZMET ETTİRİRİM...Bunun örnekleri ve delilleri tağutlarınızın sözlerinden anlaşılıyor..Daha bir tağutunuz 2 gün önce siyaset meydanında çıkıp dediki: Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. '' bu sadece söyledikleri Yüzlerce küfürden birisidir...
Hala bu tağutlarınızı şeriatçı gibi göstermek onlardan ve onların başvurduğu şirk yolundan medet ummak kişiyi islamdan çıkarmasına yeter.
BEN PARTİCİ FALAN DEĞİLİM,İSLAMA HİZMET EDERLERSE SAVUNURUM,İSLAMA DÜŞMANLIK EDERLERSE DÜŞMAN KESİLİRİM..İFTİRA MÜSLÜMANA HİÇ YAKIŞMAZ...KAFİRİN İSLAMA HİZMET ETTİRİLDİĞİ YERLER VARDIR,MÜNAFIĞIN ŞERRİNDEN KAÇIKAN YERLER VARDIR,FEDAİLİK NOKTASINDA YAPILAN GÜZEL İŞLER VARDIR..KİMSENİN KALBİNİ YARIP BAKICI DEĞİLİZKİ..
BAŞBAKAN FİLİSTİNE ARKA ÇIKTI,DESDEKLEDİK...
İNCİRLİĞİ DECCAL ORDUSUNA KULLANDIRDI,KARŞI ÇIKTIK...
ALLAHCC VE RESUL YOLUNDA İNKILAPÇI MÜSLÜMANLARA VE DİNİ MÜBİNİ İSLAMA HİZMET EDERSE KENDİSİ KAZANIR...
YOK İLLA HÜKÜMETÇİLİK OYNAYACAĞIM DİYE UMUTLARI SÖMÜRÜRSE KAYBEDER...
Vesselam...
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt