Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

SOKAKTAN MEKTUP VAR (2 Kullanıcı)

SOKAKTAN MEKTUP VAR

  • EVET OLABİLİR.

    Oylama: 0 0.0%
  • HAYIR OLAMAZ.

    Oylama: 0 0.0%
  • HİÇ Bİ FİKRİM YOK

    Oylama: 0 0.0%
  • ABD DEN HERŞEY BEKLENİR

    Oylama: 0 0.0%
  • HİÇ BİRİ

    Oylama: 0 0.0%

  • Kullanılan toplam oy
    0

ikraa

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
13 Şub 2007
Mesajlar
300
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
Adın ne güzel Rabbim!


İki hece, tek yürek atışı...

ELINIZE SAĞLİK EFENDIM...
HAY AKŞMLAR ..SELAMETLE...
 

nigdeli

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Şub 2007
Mesajlar
4,908
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
Adın ne güzel Rabbim!



İki hece, tek yürek atışı...

ELINIZE SAĞLİK EFENDIM...
HAY AKŞMLAR ..SELAMETLE...

Allah c.c. razı olsun kardeşim. sağolasınız..
Hayırlı akşamlar, hayırlı cumalar olsun. selametle..
 

mnihatmalkoc

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
25 Ocak 2008
Mesajlar
10
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
54
M.Nihat MALKOÇ'un Denemeleri

M.Nihat MALKOÇ'un Denemeleri

FİLİSTİNLİ YASER’İN GÖZYAŞLARI

M.NİHAT MALKOÇ

Sabahın ayazında üşüyor ellerim, buz kesmiş yırtık ayakkabılarımın deliklerinden fırlayan parmaklarım… Güneş bulutların arasından kısık aydınlığını gösterse de değmiyor zamana yenilen ve zamanla ezilen bedenime sıcaklığı… Güneş aydınlatamıyor biriken karanlıklarımı. Ben gözlerimi dünyaya açalı beri gönül heybemde karanlıklar biriktiriyorum. Bu benim tercihim olmasa da hayattan payıma düşen karanlıklardan gayrisi değil.

Herkes anne ve babasının gölgesinde saadet şarkıları söylerken, sımsıcak yuvalarında özgürlüğün doyumsuz lezzetini tadarken ben bir yetim, bir öksüz ve bir zavallı olarak bu kara kışın ortasında kaderime ağlıyorum. Âhlarım göklere yükseliyor. Göklerden yere kurşun gibi dökülüyor karlar... O kurşunlar altında buz kesiyor soluklarım. Ben kurşundan, bombadan başka bir şey görmedim bu kutsal ve kanlı topraklarda. Bu yüzdendir ki teşbihlerim kurşunlara endeksli… Zira göğümüzde kurşunlardan başka ne gördük ki!...

Haysiyet çoktandır uğramıyor bizi bu hayata mahkûm edenlerin mahallesine. Onlarla aramızda birkaç yüz metre mesafe olsa da onlar baharı, bizler ağır kışı yaşıyoruz gönül coğrafyamızda. Nedense bize zulmedenlerin çocuklarının canı yanmıyor. Onlar bizim âhlarımızı, ağlamaklarımızı ninni sayıp mışıl mışıl uyuyorlar kuştüyü yataklarında. Çocukların milliyeti olmaz. Onlar bizim kardeşlerimiz. Fakat onların ruhlarını da taş kesmek için gece gündüz çalışıyorlar. Onlar da yarın karşımıza bombalarla çıkacaklar. Bizse onlara sadece sapanlarla ebabil kuşlarının ağızlarında taşıdığı pişmiş taşlardan atabileceğiz.

Gül bahçeleri yanıyor bu topraklarda… Sığınaklarda geçiyor zamanlarımız. Karanlığın insafına sığınıyoruz gün ışığında. Işığımızı çaldı zamanın efendileri… Ellerimize geçirdikleri kelepçeleri şimdi de ruhlarımıza geçirmek istiyorlar. Mum ışığıyla karanlık geceleri aydınlatmaya çalışsak da zalimlerin sert rüzgârları mumlarımıza yanma fırsatı tanımıyor. Mumun kısık alevi ısıtmıyor buz kesen bedenimizi. Uzaktan gelen ışığın huzmeleri yetişmiyor gözbebeklerimize. Çekilin bulutlar, çekilin ki güneş bize de gülümsesin. Dünyayı parselleyen zalimler şimdi de güneşi parsellemenin savaşını veriyorlar. Fakat ne eylerse eylesinler içimize doğan, ruhlardaki karanlıkları boğan iman güneşini söndürmeye güçleri yetmeyecek. Canımızı alsalar da imanımızı alamayacaklar. Zira zafere adanmışlar yürek kalelerini muhkem tutuyorlar. Başımızda boza pişirseler de bu kale hiçbir zaman düşmeyecek.

Şimdi mumlar pervanenin rüyasını görüyorlar. Gerçek özgürlük için sözde esareti seçenler büyüdükçe büyüyor yürek semalarında. Yoksa esaret bizim alnımıza yazılmış bir yafta mıydı? Hissiyatım alev ateş yanıyor. Belleğim fetret devrini yaşıyor besbelli… Uyku girmiyor kan çanağı gözlerimize. Derman inmiyor şarapnellerle parçalanan dizlerimize.

Birileri moda gereği yarı çıplak yaşarken bizler yoksulluğun pençesinde bu hâl üzere yaşama mecburiyetinde kalıyoruz. Yarı giyinikler, soyunukların âhını ve günahını taşıyor omuzlarında. On yıllardır sabır memesinin acı sütüyle besleniyoruz. O kara sütü ak kaşıkla içsek de içimizdeki karanlıklar dağılmıyor. Seherler tebessüm etmiyor sabahlarımıza.

Siyonizm’in gölgesinde bile olsa onurla yaşamak içindir bu ölümler… Daha doğrusu ölümler kutlu diriliş için atılan mukaddes adımlardır bizim için… Bizlere hayat hakkı tanımayanlar gül bahçelerimize zakkumlar diktiler. Mermilerin merhametine mahkûmuz şimdi… Barutlar tomurcuklara açma fırsatı tanımıyor. Her gün kırılıyor dallarımız… Feryadımızın kurşundan ağırlığını taşıyamıyor gökler… Zulmün saltanatı mazlumların bedenlerini çiğneyerek yükseliyor. Artık taşıyamıyor bu cılız ayaklar sırtımıza yüklenen kurşundan ağır acıları… Kalleşlik boy veriyor haram topraklarda. Ağlamaktan kan çanağına dönen yaşlı gözlerimizi silecek bir merhametli el bekliyoruz. Anneler evlatlarına, evlatlar annelerine doyamadan kara toprağa giriyor. Acılar filizleniyor toprağın kara bağrında. Âh annemin sureti düşüyor her gece rüyalarıma… Babamla el ele dolaşıyorlar cennetin doyumsuz bahçelerinde. Özlüyorum özgürlüğü, kendim olmayı, kendim kalmayı özlüyorum…
 

ikraa

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
13 Şub 2007
Mesajlar
300
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
Siyonizm’in gölgesinde bile olsa onurla yaşamak içindir bu ölümler… Daha doğrusu ölümler kutlu diriliş için atılan mukaddes adımlardır bizim için… Bizlere hayat hakkı tanımayanlar gül bahçelerimize zakkumlar diktiler. Mermilerin merhametine mahkûmuz şimdi… Barutlar tomurcuklara açma fırsatı tanımıyor. Her gün kırılıyor dallarımız… Feryadımızın kurşundan ağırlığını taşıyamıyor gökler… Zulmün saltanatı mazlumların bedenlerini çiğneyerek yükseliyor. Artık taşıyamıyor bu cılız ayaklar sırtımıza yüklenen kurşundan ağır acıları… Kalleşlik boy veriyor haram topraklarda. Ağlamaktan kan çanağına dönen yaşlı gözlerimizi silecek bir merhametli el bekliyoruz. Anneler evlatlarına, evlatlar annelerine doyamadan kara toprağa giriyor. Acılar filizleniyor toprağın kara bağrında. Âh annemin sureti düşüyor her gece rüyalarıma… Babamla el ele dolaşıyorlar cennetin doyumsuz bahçelerinde. Özlüyorum özgürlüğü, kendim olmayı, kendim kalmayı özlüyorum…

YAŞAMAK BIR HAK'TIR..HAK İSE FİLİSTİNDE ÖKSÜZ BİR ÇOCUK..AMA BU DAVA HOR BU DAVA ÖKSÜZ...ALLAH YAR VE YARDMCIMIZ OLSUNN..ŞU AN DUADAN BAŞKA YAPABILECEGIM HİÇBİR ŞEY YOK..VE ÜZÜLMEKTEN BAŞAK....
 

gecekondu

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Eyl 2007
Mesajlar
1,726
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
37
Konum
Aşıklar Diyarı
selamun aleyküm Kardeşim Çok Güzel Paylaşımmm ( beni baya düşündürdü sözleri )

Allaha emanet ol Selam ve dua ile..
 

cennet_agaci

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
29 Kas 2006
Mesajlar
2,468
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
Konum
iStAnBuLL
şiirin devamı;

DAHA AZ SEVİYORUM SENİ
UNUTUR GİBİ SEVİYORUM
ARAMIZDAKİ UZAKLIĞIN KARANLIĞINDA
GECELERİ KISALIP GÜNDÜZLER UZUYOR ÖYLE OLUNCA
DAHA AZ SEVİYORUM SENİ
KENDİNİ İYİLEŞTİREN BİR YARA GİBİ
DAHA AZ
VE ZAMANLA
SEN GECEYİ TUTUYORSUN
BEN NÖBETİMİ
UZAK DAĞ KIŞLARINDA GÖRMÜYORUZ BİRBİRİMİZİ
USUL USUL SİS İNİYOR
KOPMUŞ YOLLARDA IŞIĞI HAFİF
UYKUSU AĞIR KOĞUŞLARDA ÜZERİNİ ÖRTÜYORUM SENİN
BİR ÇİĞ GİBİ BÜYÜYORSUN RÜYALARIMDA
YILDIZLARI DAHA BÜYÜKTÜR BAZI GECELERİN
NÖBET KADAR YANLIZKEN ÖĞRENECEKSİN BUNLARI
ARTIK DAHA AZ SEVİYORUM SENİ
UNUTUR GİBİ
ÖLÜR GİBİ DAHA AZ
YENİDEN ÖĞRETİYORUM KENDİME ONCA AŞKIN ÖĞRETMEDİĞİNİ
KOLAY DEĞİLDİ
YANLIZCA SEVGİLİMİ DEĞİL
HAYATIMI KAYBETTİM
KAÇ ACI BİRDEN İMTİHAN ETTİ BENİ
BİRTEK GECE VARDIR İNSANIN HAYATINDA
ÖMÜR BOYU SÜREN NÖBETİ
BUDA ÖYLEYDİ
İYİ OL
UZAK OL
MUTLU OL
AMA BİRDAHA GÖRME BENİ ! ! !
 

Hak-Er

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
19 Ocak 2008
Mesajlar
133
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
şiirin devamı;

DAHA AZ SEVİYORUM SENİ
UNUTUR GİBİ SEVİYORUM
ARAMIZDAKİ UZAKLIĞIN KARANLIĞINDA
GECELERİ KISALIP GÜNDÜZLER UZUYOR ÖYLE OLUNCA
DAHA AZ SEVİYORUM SENİ
KENDİNİ İYİLEŞTİREN BİR YARA GİBİ
DAHA AZ
VE ZAMANLA
SEN GECEYİ TUTUYORSUN
BEN NÖBETİMİ
UZAK DAĞ KIŞLARINDA GÖRMÜYORUZ BİRBİRİMİZİ
USUL USUL SİS İNİYOR
KOPMUŞ YOLLARDA IŞIĞI HAFİF
UYKUSU AĞIR KOĞUŞLARDA ÜZERİNİ ÖRTÜYORUM SENİN
BİR ÇİĞ GİBİ BÜYÜYORSUN RÜYALARIMDA
YILDIZLARI DAHA BÜYÜKTÜR BAZI GECELERİN
NÖBET KADAR YANLIZKEN ÖĞRENECEKSİN BUNLARI
ARTIK DAHA AZ SEVİYORUM SENİ
UNUTUR GİBİ
ÖLÜR GİBİ DAHA AZ
YENİDEN ÖĞRETİYORUM KENDİME ONCA AŞKIN ÖĞRETMEDİĞİNİ
KOLAY DEĞİLDİ
YANLIZCA SEVGİLİMİ DEĞİL
HAYATIMI KAYBETTİM
KAÇ ACI BİRDEN İMTİHAN ETTİ BENİ
BİRTEK GECE VARDIR İNSANIN HAYATINDA
ÖMÜR BOYU SÜREN NÖBETİ
BUDA ÖYLEYDİ
İYİ OL
UZAK OL
MUTLU OL
AMA BİRDAHA GÖRME BENİ ! ! !

:( ben unuttum artık gitti birdaha dönmemek üzere. bende bıraktım birdaha sevmemek üzere.
 

ikraa

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
13 Şub 2007
Mesajlar
300
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
allah yar ve yardımcı(m)ız olsun...
 

syk

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Mar 2007
Mesajlar
140
Tepki puanı
0
Puanları
0
Bizde Gençmiyiz?

Bizde Gençmiyiz?

BİZDE GENÇMİYİZ?


Yazımıza Hz. Ömer'den bir hatırayla girelim: Devlet reisi iken, her sabah "ÖLÜM VAR YA ÖMER" diye, seslenip ikaz eden ücretli bir memur tutuyor. Ancak bir gün âniden vazifesine son verilen bu memur sebebini sorduğu zaman: "Bu sabah aynaya baktığımda, saçımda sakalımda beyaz kılları gördüm. Onlar bu vazifeyi senden daha iyi yapıyorlar" cevabını alıyor.

Evet dostlar. Aynalar bizi bekliyor, bir görünelim ondan sonra karar verelim veya isterseniz bırakalım da onunla otuzbeş yaş şâiri konuşsun:

Benim mi Allah'ım bu çizgili yüz?
Ya gözler altında mor halkalar ?
Neden böyle düşman görünürsünüz,
Yıllar yılı dost bildiğim aynalar?"

"Dost acı söyler" sözünün hikmetini anlar gibi oluyoruz değil mi? Ne yapalım kabahat aynalarda değil ki... Onların bir şey ilâve ettikleri yok... Biz nasılsak sadece aynen aksettiriyorlar.

Hem dört mevsim bahar olmaz yâ... Herşey gibi, güzelliklerde solacak. Zira herşeyin bir sabahı, bir de akşamı var. Bursa'lı şâir Cenâni'nin söyleyişiyle: "Dehr içinde hangi gün gördük ki, akşam olmaya". Aslında akşamın olacağını, o kaçınılmaz saatin geleceğini hepimiz biliriz. Ama gene de gelip geçici şeylerle avunur ve kendimizi aldatıp, zihnimizi başka şeylerle meşgul etmeye çalışırız.

Biz durmadan değişen, ama etrafındaki şeylerin de durmadan değişmesinden yakınan insanlar olarak kendi bencilliğimiz içinde her şeyi unutuveriyoruz.

J.J. Rousseau'nun deyişiyle "Yeryüzünde herşey devamlı bir akış halindedir. Hiç bir şey kararlı ve kesin bir şekilde muhafaza edilemiyor ve dışımızdaki şeylere karşı duyduğumuz sevgiler de, ister istemez onlar gibi geçiyor, değişiyor."



Tiryakisi olduğu ve zararını bildiği halde elindeki sigarayı son dumanına kadar yudumlayan insan, hayrettir ki, aynı titizliği sayılı nefeslerden örülü gençliğine gösteremiyor. Herhalde gençliğimizi parayla satın almadığımız için kıymetini tam takdir edemiyoruz. Halbuki hayatta insanın başına bir defa gelen gençliğin sıhhat ve

boş vakit gibi ne büyük bir nimet olduğu, ancak elden gidince anlaşılıyor.

Öyleyse yolun neresinde olup olmadığımızı anlamak için, yazımızın başındaki "ŞİMDİ GENÇ MİYİZ?" sualine hemen cevap aramaya başlayabiliriz.

Asrın doktorunun günümüz gençliğinin hastalığına uzattığı reçetede: "Gençlik damarı akıldan ziyâde hissiyâtı dinler. His ve heves ise kördür. Âkıbeti görmez. Bir dirhem hazır lezzeti, ileride bir batman lezzete tercih eder" yazılıdır.

Bunu bilmezlikten gelmek, tedavi ve teşhiste mutlaka yanlışlıklara sebebiyet verecektir. Evet bu çağda, bu yaşta, uğruna "ebedilik" yeminleri edilmiş nice sevgiler ve sevgililer vardır ki, kısa bir müddet içinde arkasında bir ümit ışığı, hattâ titrek bir pırıltı bile bırakmadan sönüp tükenmiştir. "Hakikî zevk ve elemsiz lezzet, yalnız îmanda ve îman ile olabilir" sırrınca, gençliğini kıymetsiz şeylerin peşinde harcamayanlar, yapraklar gibi rüzgârlara oyuncak olmaktan kendini koruyanlar ve gençlikten ihtiyarlığa gün çalmış olan bahtiyârlar, Efendimizin (s.a.v) "Gençlerinizin en iyisi, temkinde ve sefahatlerden çekinmekte ihtiyarlara benzeyenlerinizdir." şeklindeki mübârek sözlerine mazhar olmuş demektirler.


Her şey gibi, gençlik sermayesi de, sarfedildiği yere göre kıymet kazanacaktır.

Çok kısa zaman misafirimiz olan gençlik nimetini iyi değerlendirebildiğimiz takdirde, onunla ilerde ebedî bir gençlik kazanabileceğimizi bütün ilâhi fermanlar ve peygamberler haber vermektedir.



DAHA NE DİYELİM DOSTLAR..



GENÇLİĞİNİ EĞLENMEKLE GEÇİREN İHTİYARLIĞINI AĞLAMAKLA GEÇİRİR
 

hayal_hayal

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
25 Ocak 2008
Mesajlar
24
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
Selamun Aleyküm
ALLAH razı olsun çok güzel bir konuya değinmişsiniz....
 

gecekondu

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Eyl 2007
Mesajlar
1,726
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
37
Konum
Aşıklar Diyarı
Kalp kırıldığında nasıl ses çıkarır?

Kalp kırıldığında nasıl ses çıkarır?

Kalp Kırıldığında Nasıl Bir Ses Çıkarır Sizce ?


güvercinin telaşlı kanat çırpışındaki ses
mi?

yoksa,
kelebeğin kanadındaki inadına sessiz bir çığlık gibi mi?

ya da, tuz-buz olan bir sırçanın
haykırışı gibi mi?

nasıl bir sestir ki,perişan eder bizi duyduğumuzda??

ne kalpler kırdık
bilmeden.. ya da bile bile......

ne setler koyduk aramıza bu kırılmış kalplerden de..

sonra aşmaya çabaladık durduk çok...

dokunmak istedik,ulaşamadık....

ulaşmak istedik,kendi ellerimizle kurduğumuz

setler engel oldu yine kendimize.....

oysa,
nasıl da kolaydı yıkıvermek han duvarlarını....

sıcacık bir gülümseme,

içten bir çift gözle birleştiğinde,eritmez mi en büyük buzulları???

esirgedik birbirimizden maliyeti sıfır olan
gülümsemelerimizi...

kolay geldi bencillik en dar anlarda..koyuvermek..koyup kaçıvermek....
kaçarken bakmamak ardımıza

ya da,
bakıp da görmemek...görmek istememek...

her ne varsa...

oysa,ne de kolaydı düşmanlığı yoketmek,
sıcacıık bir gülümsemeyle...olmaz dedik.

o bana düşman

denemedik bile hiç..korktuk belki de yanılacağımızdan..

oysa hayat ne de kısa..

düşünmek
için bile vakit yokken....
bile bile zehir ettik günlerimizi..
kavgalarla..
itişip kakışmakla harcadık
dünlerimizi...
ziyan ettik hem düne.. hem bugüne.. hem de yarınlarımıza..
sahi,kalp kırıldığında nasıl
bir ses çıkarır?
duydunuz mu hiç?
ben ne zaman dinlesem bir cam parçalanışı hissediyorum
peki ya siz?



Alıntı B)
 

gülnisa

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Ocak 2008
Mesajlar
11,851
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
50
s.a aleykum ellerınıze sağlık ....kalp kırıldığında oyle bır ses cıkarır kı cam parcaları bıle az gelır yüreğınız sızlar allah kalp kıranlardan korusun bızlerı amın dua ıle kalınız
 

ysmnkaos

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
13 Ağu 2007
Mesajlar
1,327
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
16
Konum
kaosşehristanbul
Selamün Aleyküm Kardeşim....

Kalp kırıkları..........
hayattaki mutsuzlukların kökeni, umutsuzlukların sebebidir...
ama farkedilebilirliği bile bazen muallaktadır...
kimi zaman zerrelere dahi ayrılsa sezdirmez..susar...
hatta iyileşsede,
izleri kalan kırıkların hatırası ile yaşar...
bazen feryad eder.......sadece Sessiz çiğliklar Misali...
teşekkürler
ALLAHA EMANET OLUNUZ
 

yasminq1

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Kas 2007
Mesajlar
149
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
56
Web Sitesi
www.teknikoto.forumup.com
Sessiz, derin bir sızı ve suskunluk!!! Ardından asla affedemiyeceğiniz bir kırgınlık!
Kalb o kadar hassas, o kadar sırça bir saraydır ki, kırılırsa tamiri olmayan. Hani derler ya; "Dil yarası en acı yaradır." Kimseyi kırmayalım, 3 günlük dünya, kırılmaya ve kırmaya asla değmez Hepimiz bir gün ölüp gideceğiz. Baki kalan bu dünyada hoş bir seda, yani geride hoş izlenimler, iyilikler hepsi bu...
Allaha emanet olun :H
 

DuaLar

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Ocak 2008
Mesajlar
1,107
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
44
ellerine
emegine
yüregine saglık arkadaşım güzel bir paylaşım olmuş
ALLAH Razı Olsun...
Kırma dostun kalbini,
Onaracak ustası yok.
Soldurma gönül çiçeğini,
Sulamaya ibrik yok.”
 

<DAMLA>

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Eki 2007
Mesajlar
6,461
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
selamun aleykum kardeşim ellerine yüreğine saglık rabbim razı olsun çok güzel bir paylaşımdı
rabbimize emanetsin inşallah
selam ve dua ile
<<B)>>
 

Mustafa Cilasun

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Haz 2007
Mesajlar
4,488
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
67
Konum
Kayseri
Web Sitesi
www.facebook.com
Sizi biran düşünürken!

Sizi biran düşünürken!

Öncelikle bir merhabayla başlıyorum satırlarımı yazmaya…

Çok nadiren denediğim bu tür çalışmalar, ancak zihnimi zorladığı vakitler bir iki kelam etmeyi, sizinle paylaşmayı, lüzum ettirdiğinden olsa gerekir.

Bilmenizi dilerim ki, her yazan gibi, şiir, deneme, hikâye çalışmalarını fırsat bulduğumuz sürece takip etmekteyiz.

Birçok arkadaşımız bu gayretin peşinde, yoğun bir çaba sarf etmekteler.

Bilseniz ne kadar memnun kalıyorum, bu uğurda gösterdikleri gayretten mütevellit.

Oysaki hayatın bu acımasız açmazlarında fedakârlık göstererek bizlerle duygularını paylaşıyorlar.

Sizde öylesiniz.
En azından öyle zannediyorum…

Fırsat buldukça okumaya gayret ettiğim birçok şiiriniz de vurgularınız çok dikkatimi çekmişti. Yazılarınız hakeza…

Sanki yılların tecrübesini gönül hücrenize hapsederek bugünleri beklemişiniz!

Bir bendin başında melalinizle baş başa, ağacın dalları arasın da, kuşların şakıyan nağmelerinde siz başka âlemleri yaşıyorsunuz.

Parmaklarınızın kavradığı bir çöp parçasıyla, toprak zeminin tuval zenginliğini kullanarak anladığınız…

Kavradığınız hayatın sayfalarında kalan izlerin güftesini yazarak resmediyorsunuz…

En bariz dikkatimi çeken yanınız manayı fevkalade öncelemeniz olmuştur.

Ufki yelpazeniz alışılmışın dışında ve farklı zenginlikte.
Kullandığınız temalar, son derece ilginç…

Gece gibi, kan yaşları gibi, yalnızlık gibi, okyanus ve balık gibi sıralayabiliriz. Bazen hesap sormanız dahi çok farklı…

Öyle ki bütün hesaplarınızı ukbanın derinliğinde bulunan mizan ölçeğine biriktiriyorsunuz.

Hayata bakışınız da sevgi üst perdeler de yalnız aşırı hüzün ışığı göstermiyor. Işıksız bir ortam, tefekkür için bir zenginliktir.

Ama gözler görmeli, bir heyecan olmalı, hayatı rahmetin enginliğinde yaşamalı.

İşte siz yazılarınız da hissiyatın her nüansını farklı bir şekilde tasarlıyorsunuz.

Bu durum elbette bir zenginliktir.
Bir seçiciliktir.

Fakat bir okuyucunuz olarak sürekli hüzün mısralarını okumam şahsen beni üzüyor.

Zannederim genç bir hanım arkadaşsınız.

İnancınızın kuvvetli olduğuna inanıyorum, satırlarınızdan bu hissi alıyorum.

O vakit bir geleceğin hesabıyla Hayatınızı tanzim ediyorsanız, bir kadere inanıyorsanız niye üzüntü o zaman.

Hani her cefa aşk içindi…
Hakkın Cemali içindi…

Efendimiz içindi…

Korkarım ki siz yıllarca bir oyun dahi oynamamışsınızdır.
İp atlamamışsınızdır, met değnek oynamamışsınızdır!

Öyle mi yoksa?

Bakın efendimiz neler yapmamış ki, muhabbet için, sevgi için değil mi?
Sizin yüreğiniz henüz çok taze, bakınız hayat sizlere neleri vaat ediyor.

Ama çok kaygılara kapılamadan, acabayı çok sık kullanamadan olmaz mı?
Sizin gibi yazan bir arkadaşla aynı sitede bulunmaktan keyif almaktayım.

Bu bakımdan mutluyum, gelecek adına umutluyum.

Sizi en kalbi duygularımla kutluyorum.
Başarılarınızın devamını diliyorum.
 

talipamca

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Eki 2007
Mesajlar
1,472
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
66
Teşekkür Ederim..

Teşekkür Ederim..

selamün aleyküm kardeşim...çokkk güzel gerçekten...anlayanabilene çokk şey veriyor..alah razı olsun.

VealeynaAleykümSelam Kardeşim ;
Amin..Sizden de inşaAllah..
Selam ve baki dua ile Allah(CC)'a emanet olunuz..
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt