Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Sine-i sürurumdan kopan yapraklar... (3 Kullanıcı)

Mustafa Cilasun

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Haz 2007
Mesajlar
4,488
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
67
Konum
Kayseri
Web Sitesi
www.facebook.com
Sen… Yine sen!

Sen… Yine sen!

Sen
Güzelliğin hazzıyla
Yüreğinin, sesine yolcusun

Sen
Bir goncasın
Arsın, haslığın bir baharsın

Sen
Sinenin yârisin
Yaransın, gönüllerin cilasısın

Sen
Berraksın aksın
Safsın, ön yargısız bakansın

Şevk
Katan bahtsın
Katlayansın ahengin farkısın

Dilenen
Bir karsın
Hazansın, hasreti tadan nazsın

Bir
Hamt sabrısın
Sazendesin, gönül güftendesin

Bazen
Sessiz süzensin
Seçensin, hengâmeyi bilensin

Çok
Güzel bir nefessin
Süzülensin, mana yükleyensin

Varlığı
Darlığı, dirliği
Birliğin mübelliğini bilensin

Sen
Sitemsin
Gönül’ü bilensin, ona girensin

Bir
Sanatsın
Hilkatinin aslındasın, vakıfsın

En yüce
Olan şerefsin
Mahlûkatın baş tacı, efendisin

Erensin
İdrak içinde
Nihayetini, melalini seçensin

Sen
Hürriyetsin
Nefsi tanır, mahkûmu olmazsın

Bir
Onursun
Zilletin mekânından korunursun

Evet
Uykususun
Teheccüt’e vakıfsın, kapanırsın

Sen
Bereketsin
İsrafı, müsrifi, kanaati seçensin

Sen
Bir kulsun
Ahengin vurgunusun, onu arasın

Sen
Gönüllerin
Sultanısın, şahısın, padişahısın…
 

Mustafa Cilasun

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Haz 2007
Mesajlar
4,488
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
67
Konum
Kayseri
Web Sitesi
www.facebook.com
Neyleyim ki!

Neyleyim ki!

Şu hislerimle
Sarmaş dolaş olan dikenler
Gönlüm de var olan mekânı bilendir

Biliyorum ki
Feryatlar bir nafile
Figanlar sessizliğe çekendir

Hissedince
Derinliğimi silkeleyen
Tercih edilen türlü biganelerdir

Kimseye
Kızmayın ve sakın
Çok görmeyin işte biçareyim

Şimdi
Çulsuzum ve gamsız
Sırnaşığımla bedbin bir arsızım

Varlığımda
Ar’ı çoktan unuttum
Tükenince cihan da çok yalnızım

Kendi
Kalbine bir çareyi
Bulamayan bahtsız hesapsızım

Artık
Unuttum sevmeyi
Yozluğumla ben gamı neyleyim

Siz
Durmayın sevin
Sevinin, yalnız onun kadri bilin

Sakın
Can’ı canan’ı vicdanı
Kendi nefsinize amade etmeyin

Muhakkak
Onun kıymeti bilin
Saygıyı hak edin sevin ve sevilin

Ben
Diken’e de razıyım
Vermeyin güller içinden bir gül’ü

Şimdi
Ruhum perişan
Bu halimle anlayamam bülbülü

Sevgi adına
Ne revanı, canı, gülü
Ve hatta bülbül, sümbül güzelliğini

Ruhuma
Mana katan o yâr
Bir kul olduğunu bilmesi ne yücedir

Nazar
Ettiğim keyfim,
Enaniyetim, eğildiğim şu nefsim

Benim
Cazibe merkezim
şekliyet her zaman önceliğim

İnsanı,
İnsan yapan kanaati
Erdemi bilmesi ancak idrak iledir

Emanetteki
Can da, canan da
Ve hatta kız da tükenmeyen naz da

Her şey
Mana ile değerlidir
O vakit ne bulunmaz bir hazinedir

Lakin
O gönül aç ise
Hazine ne yapsın elbette yetersizdir
 

Mustafa Cilasun

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Haz 2007
Mesajlar
4,488
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
67
Konum
Kayseri
Web Sitesi
www.facebook.com
Geceler bir hınç içindeler!

Geceler bir hınç içindeler!

Çaresiz
Birazdan yine akşam olacak
Yalnızlık bir aç kurdun misali
O hıncıyla üstüme çullanacak

Ben
Çilemi çaresizce nefeslenirken
Yine kıvranarak seni anacağım
Senin sevda izlerine sığınacağım

Kör
Ve sağırlaşan geceler eşiğinde
Bir tutsağın ruh haliyle ve sana
Mahkûm olarak ta yaşayacağım

Özlemin
Devşirecek melalimi titretecek
Tenim soğuyup sensiz ağlayacak
Dudaklarımdan dökülen şarkının

Nağmeleri
Sensizliğin hicranında aşkının
Ritmini sunacak bir kez daha
Ağlayacağım sensizliğin acısıyla

Gözyaşlarımın
Islaklığında yüreğim burkulurken
Yine seni anarak halime soracağım
Ne istiyorsun, nereye gidiyorsun la

Sen
Bir paye vermeyi çok görsen de
O beyanımı hikâye zannetsen de
Ben kanacağım uyuyup kalacağım

Ve artık sen
Kendi aşkını yaşa dilediğin sürece
Sevdalarına gömün vakti keyfince
Sen hiç aldırma el âlemin melaline
 

Mustafa Cilasun

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Haz 2007
Mesajlar
4,488
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
67
Konum
Kayseri
Web Sitesi
www.facebook.com
Yorgunum!

Yorgunum!

Ses etmeyin ne olur yorgunum!
Heyecanım bitap, yürekten solgunum!
Ses etmem, söz etmem, gölge dahi etmem!
Çatmayın bana, takatsiz, bir yolcuyum…

Kimseye, hiçbir şeye, dahi gölgeye!
Bilinmeyenleri güfteleyen geceye!
Sessizliğimde anlam bulan, heceye!
Siz aldırmayın, hiçliğimdeki mezeye!

Mekân aramam, mey bulamam!
Sinende ki aşkı, kimseye soramam!
Aşk mı, sevdamı, meczuplaşamam!
Kalbim mi, beni sürükleyen anlamam!

Divana durdum, orda kayboldum!
Densizliğimi görünce kahroldum!
Bildiğim, enaniyetimle kavruldum!
Haşyet bile kesmedi, mahvoldum!

Yürek hayvanda da var, kan pompalar!
Kalp öylemi! Sadece yaratanı arar!
Kâinatın sahibi ancak orda yer alır!
Vakıf olmayan, hazzı, aşkı karıştırır!

Ne olur seslenmeyin, bir ahenk arıyorum!
Arzı mekânda bulunca, kayboluyorum!
Bedenim manasız, ahvalim hesapsız!
Bu hayata, manasız bakmak bile, anlamsız!

Anlamadan, bir hayatı yaşadım!
Oysaki zevk aldın, anladığımı sandım!
Meşkten habersiz, yaşanan bir zevk!
Betbah ve bühtanlığı yaşamaktır!

Olacak ve olmuşlarda, mana bulmayanlar!
Kuvvetin, gerçek sahibini bilmeyenler!
Rahmetin, membaını kestiremeyenler!
Mey içse, âşık olsa, kendini avutsa, ne yazar!
 

Mustafa Cilasun

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Haz 2007
Mesajlar
4,488
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
67
Konum
Kayseri
Web Sitesi
www.facebook.com
Seni beklemek!

Seni beklemek!

Yine
Gelmedin, gelemedin
Ne kadar bekleyeceğimin
Korkusuyla baş başa kalmayı yaşatıyorsun bana

Kaç kez
Deneyerek bir çığlığın
Hicranını her yanımı kuşattığın da
Kaldırımlar yalnızlığın şarkısıyla avunuyordu

Benimle
Alay edercesine
Bir acımanın nedametini yaşatarak
Umudun sabır içinde abitleştiğini haykırıyordu

Oysa
Toprakta tıpkı
Benim ile hasreti yaşıyordu
Ne kadar hoş kokuyordu seni bana hatırlatıyordu

Ne onun
Susuzluğunda Ne de benim
Umudum azaldığında İzlerinin tortusuyla
Oyalanıyorum seni bulmanın umunu yaşayarak

Yağmur damlası
Tenime bir bir nüfus ettikçe
Sensizliğin acısını toprağa akıtıyorum
Yalnızlığımı ona sunuyorum öylece bakınıp kalıyorum

Bazen içimde
Dalgalanıp figan neden hiddeti
Hıçkırıklar refakatinde çektiğim hasreti
Kime anlatacağımı bilemediğimi bir kez de sen söyle


Bir kahır ile yaşadığım
Metanetin çaresizliği çare olarak sunan
Sevda mertliğinde katiyetle dengi bulunmayan
Bir aşkın enginliğinde kal sen serinliğin güzelliğinde
 

Mustafa Cilasun

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Haz 2007
Mesajlar
4,488
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
67
Konum
Kayseri
Web Sitesi
www.facebook.com
Unutulmayan izlerin!

Unutulmayan izlerin!

Bazen içim elvermiyor
Hasretin çektirdiği sancıları
Sıktığım avuçlarımda dağladığım ahı
Sabahlara dek zikrettiğim sevdanı

Sana kavuşmanın
Ummanda yelken açmak olduğunu
İliklerime kadar hissederek
Tükenen umutları yeniden derleyerek

Varlığımın sevdasıyla
İnsanlığımın var olan kalıntısıyla
Yağmurun okşayan damlasıyla seni anarak
Her gün zindan karanlığında günümü sayıyorum

Biliyorum ki senin
İhsan dirliğinde bulunan hislerin
İç sızısı yalvarışlarımın izlerinde soluyorsun
Varlığının hakikatine sabrı tercih ederek gizleniyorsun

Bir gel sözünle
Derlediğim güftelerin hüznüyle
Sazının aksettireceği hicranın güzelliğinde
Tenin olmasa bile hayalinle gönlümde süzülüşünle

Hayatın letafetini
Mevsimler eşliğinde baharın hazanını
Dallarını terk eden yaprakların ahu figanını
Toprağın hasret çektiği nöbeti müddet olan canımı

Seni bir kez görmeden
Sesinin sadeliğinde inleyerek gitmeden
Hiç görmediğim o resimlerini yalnızlığında çizerken
Sazların perdelerinden mücerret bir şekilde izleri lütfedilen

Semanın kuşattığı anlamda
Mekânların ancak aşkla değer bulduğu manada
Kulluğumun acziyle soluduğum şu dünyanın nasibi bahtında
Yavaş yavaş giderken geldiğim ötelerin gizlenen asudeliğinde

Ruhumu tutsak bıraktığın
Gönlümü zindanlar içine gark ederek
Hislerimi, düşüncelerimi, hayalimi karatıyorsun
Seni sana ait olan kalbinin sahibine çaresiz havale ediyorum
 

Mustafa Cilasun

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Haz 2007
Mesajlar
4,488
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
67
Konum
Kayseri
Web Sitesi
www.facebook.com
Siz mefkurenizle dinlerken!

Siz mefkurenizle dinlerken!

Sizin
İçtenliğiniz ve zarafetiniz
Satırlarınızda sunduğunuz naifliğiniz

Şimdilerde
Kuraklığı yaşadığım gönlüme
Serabı değil, suyu o an gösterdiniz

Bilirsiniz
Halinde terennüm edenler
Tahayyül ikliminde çok yeşerirler

Her zaman
Tahkik, idrak ve tefekkür
Onların asla vazgeçilmesi olurlar

Artık
Bu hissiyat müdavimleri
Yaşadıkları arzı mekânlarda

Nedense
Beklendiği gibi anlaşılmazlar
Maksuda giderken, onu beklemek

Hazla
Zül celale kavuşma aşkı
Ahenk denkliğinde var olan meşki

Canda
Meczubun, metfunun farkı
İtminanımızla anlam bulacaklardır

Bizim
Ameller ve ibadetlerimiz
Bizlere asla cenneti getirmezler

Özlenen
Cennet, haniflerin değil
Mukallitlerin bir beklentisidir

O
Cemale muttali bulunmak
İçsellikte maksuda koşmaktır

Sizinle
Hislerimin hazzını yaşıyorum
Mana derinliğiyle tanış oluyorum

Sizinle
Bu manada hem hal olmak
Bilinmezler mefkûresiyle buluşmaktır

Bilinmeyen
Cana bu denli derunilik verirse
Biçare kimliğimizin hali bilmem ne olur

Hissederek
Cenabı Hakka, kul, köle olmak
İddiamız aşikâr bir şekilde bulunurken

Şimdi
Benliğimizin tercihlerinde boğulmak
Avuntularımızın sınırsız hadsizliğidir

Bakın
Hazan mevsiminde, kuşlar ve yapraklar
Kendi ahvalinde sukut ile garipliği yaşarlar

Sarkan
Ağacın dalları, yalnızlığı ve terkedilmişliği
Terennüm etmek zorunda vaktiyle bırakılırlar

Toprağı aralayan
Kök, verilen göreve öğle bağlıdır ki
Sadakatin derinliğini bizler gözlemleriz

Uçan
Kuşların, yaprağın, barınmalarına rağmen
Kendini terk etmek zorunda kaldıklarını bilirler

Nedense
Biçare kimliğimle size içimi açmak cesaretini
Kendimde buldum, beni dinlediğiniz için minnettarım.
 

Mustafa Cilasun

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Haz 2007
Mesajlar
4,488
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
67
Konum
Kayseri
Web Sitesi
www.facebook.com
Şimdi sensiz nefessiz!

Şimdi sensiz nefessiz!

Birden
Dalmıştım yine
Düşlerimin ürpertileri arasına

Baktım ki
Sen geliyorsun
Uzaklardan martıların uğultusuyla

Enfes
Karanfil deryasından
Şaşırtan umman sahnesinden

Geliyordun
Silinmeyen izlerinden
Şevkle işlediğin nakışların hecesinden

Yine
Mağrur halinle
Süzülürken sen hayâ perden

Alımlı
Bir şekilde salınıyordu
Yanaklarında kızaran narın pervasıyla

Senden
Düşen her damla
Yaşı göz pınarların çaresiz salıyordu

İnandığın
Rahmetin, mağfiretin
Ve edebi halin nüksettiği eşliğinde

Şimdi
Senin gelmen demek
Yüreğinde hissettiğin sızının

Bir
Çağlayan iştiyakıyla
Haz ile galeyana gelmesiydi

Sakin
Sokak aralarından
Gecenin esrarlı karanlığından

Halinde
Acının hissedilmesi,
İniltinin biran kesilmemesiydi

Sana
Hiç dayanamazdım
Benim kendi halimeydi kahrım

Şimdi
Tüm sitemlerim
Hadsiz ve acımasız hezeyanlarım

Var olan
Sefilliğimde ki
Acizliğimin en aşikâr ayak izleriydi

Sen
Gelemezdin şu an
Nefesim bitse dünyayı terk etsem de

Bari
Hiç değilse bir gün sen
Hatırlayacak mısın benim divaneliğimi

Hasretinle
Sensizliğin viranesinde
Halimde zuhur eden garip sefilliğimi

İşte
Ruhsuz bir bedeni
Senin özleminle günlerce gezdirdiğimi

Ve sen
Düşlerimde dahi
Ezginliğimi bir hasat gibi biçiyordun sanki
 

Mustafa Cilasun

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Haz 2007
Mesajlar
4,488
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
67
Konum
Kayseri
Web Sitesi
www.facebook.com
Sen bir ses verme!

Sen bir ses verme!

Yüreğimde
Dinmeyen hasrettim
Evet, en çok ihtiyaç duyduğum
Bu uğurda, onu aramaktan kaybolduğum

Çaresizliğimde
Yıldızlarla konuştuğum
Melalimi geceye hep anlattığım
Bir sevdam vardı, uzaklarda umutlandığım

Berraktı
Nazlanmayı sevmeyen
Nasibi idrak eden bir erendi
Himmet için dirliğini feda eden bir zahitti

Bir ihsan ile
Rızayıbariyi çok iyi bilen
İtminanlığında vebalden çekinendi
Kendi adına çileyi seçen en naif bir kişilikti

Gördüğüm
Bu durum karşısında
Çaresiz kalıyor, bahtıma sesleniyor
Ve hiç bir haklı gerekçeyi pek bulamıyordum

Sadece
Yalnızca seviyorum
Demekle sanki oyalanıyordum
Kendi halime acıyordum hazanı yaşıyordum

Kan ağlıyordum
Ne söyleye bilirdim ki ona
Sevgi onun tüm varlığını kuşatmayınca
Her bir tarafını iyice sarmayınca, anmayınca

Kendi
Vicdanının sesiyle
Kalıp halinde biraz olsun yorulunca
Sessizliğin en nedametli esrarında kalacaktır

Belki
O zaman yüreğinde
Başlayacak bir heyecanla salınacak
Benim sevgime bir kapı aralanacak karşılık bulacak

Saadet
O vakit bir anlam bulacak
Gönüllerde ne kalmışsa paylaşıma açılacak
Sevginin harmanı yaşanacak, hasatın bereketi anlaşılacak
 

Mustafa Cilasun

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Haz 2007
Mesajlar
4,488
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
67
Konum
Kayseri
Web Sitesi
www.facebook.com
Bir günün izlerinde!

Bir günün izlerinde!

Artık yapraklar
Sararmaya yüz tutmuştu
Dalların şevki kırılmış, mülayimliğin
Kesitleri görülmeye aşikâr olarak başlamıştı

Ağaçlar esintinin
Hışmında çaresiz kalıyor
Aşiyanlar ise pek çok sahipsiz görünüyorlardı
Kuşlar sessizliğe bürünmüş garip bir şekilde bakıyorlardı

Âlem manzarasının
Karelerindeki resmedilen bu hallerin
Ağacın gölgesi bile bir hüznün nağmesiyle sarsılıyordu
Bir nedametin izleri, bariz bir şekilde anlam adına tezekkür vardı

Artık zahirdeki iksir
Yavaşça ve nezaketle çekilse de
Batın yönünde akımı mütemadiyen sürüyordu
Geldiği yöne doğru, kader cilvesindeki esrar sahnesi istikametine

Toprak onun haznesiydi
Bir tuvalin derinliğinde ki resmiydi
Vazgeçilmez hazzıydı, en güzel aşkıydı, bulunmaz sevdasıydı
Bu yol sayesinde hilkatin fanisiydi, bir gün zail olacağını bilen dervişti

Varislerinin banisi olmak adına
Bir himmetti. Rahmet adına elçi, vefa adına temsilciydi
Emanetin ne olduğunu idrak eden sezgiydi, nihayet konusunda
Metanet adına bir neferdi, ilmi hakikat sahnelenirken her şeyi kuşatırdı

Mahlûkat ancak bu kadar
Duyarlı olan yaratılmışlardı, insan,
En güzel biçimde tanzim edilmiş sanat adamıydı
Payelerin erbabı, cihanın efendisi, hakikatin en nadide temsilcisiydi

Yalnız iman için hedeflenen
Yegâne nesillerdi, inkârı reddedenlerdi
Hak adına kenetlenen, evrensel mesajla ibret için sergilenen
Peygamberleri hiçleyerek, iblisin yolunu seçen sefiller sıralanmıştı

Aşk adına teni seçenler,
Sevda adına gönül dinlemeyen her kimseler
Hayat memat ilişkisinde denkliği bulamayan onca canlar
Ne derler kaygısını üzerinden bir türlü atamayan sefih hezeyanlar

Nimetin kadrini bilmeden
Hoyratça ahenk bozukluğuna boğulan canlar
Ağacın, dalın yaprağın, canın hengâmesinde anlamsızlıkta kalanlar
Geldik ki gideceğiz derken hazırlık aşamasında mağfireti anlamayanlar

Bir nefes kadar yakınken,
Her gün ölürken, hastalıkta şifa ararken
Musalla taşına bakarken, bir faniyi omuzlarken,
Ecdadı anarken neler, enler, benler, şekliyeti önceleyen heceler

Yalnız geldik, gelmek için
Biz vesilelerden geçtik, ama bizler niye geldik
Aslanın pençesinden korkarken, timsah dişlerinden kaçarken
Bir kuşu avuçlarken, yaprağı koparırken, çocuğu kucaklayıp öperken

Uykuya dalarken, rüyalar görürken,
Hülyalarda gezerken kimlerdik, bazen şefkatken,
Bazen hiddetken, bazen dilberken, bazen ihsanken, her gün
Bir canı gömerken, en yakınlarımızı çaresizce toprağa gönderirken

Aşk adına ısrar ederken
Manayı öncelemeden, teni güncelleştirmek
Hırs uğruna meşkten feragat etmek, neyi terk etmek demek
Edebi silmek, hayâyı ötelemek, adabı bilmemek, manayı öncelememek

Her geçen bir zamanda
Tefekkür hazzını yaşamadan güne başlamak
Ölmeden ölmek bunu idrak etmek, aşkla serinliğe ermek

Cemalin hakikatinde nefeslenmek,
Sevda meşkiyle nihayetinde ölümsüzleşmek
Mahşerin katresinde akıbetimizi terennüm ederek hemen yüzleşmek
 

Mustafa Cilasun

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Haz 2007
Mesajlar
4,488
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
67
Konum
Kayseri
Web Sitesi
www.facebook.com
Bitecek anın eşiğinde nefeslenirken!

Bitecek anın eşiğinde nefeslenirken!

Bir dokunulmazlık zırhı ki sormayın
Zerrenin zarar vermesi düşünülmez
Mermiler işlemez tanklarda ezemez
Yağmurlar üşütmez seller götürmez

Hastalıklar Hak için ziyaret edemez
Esen yel incitmez yar hüzün vermez
Aşk kendinden geçirmez ram etmez
Melallerde kilitlenmez şuur bozulmaz

Kefenler biçilir bedenler gömülürken
Kabirler bir dem ile akıbette solurken
Hücrelerde kendilerini itlaf ederlerken
Toprak asliyeti öncelerken mağrurken

Zaman çarkından geçen âlem nefesle
Merak enginliğinde ki yaşadığı haşyeti
Tükenen nefesleri bıraktığı emanetleri
Hürriyeti irade içinde yaptığı tercihleri

Dirilmek için terki cihan arzında ölüm
Kuşatırken tenin her zerresinde ki hal
Umursanmayan vicdanı hakikat ruhun
Evlada edecekken o zamanın elindesin

Sen yaratılırken zamanın evvelinde ki
Ahdinin soylu bir muhayyilesiyle ruhun
Gönderilirken dünyaya ananın kucağına
Akidenin emanet öğretisiyle gitmeliydin
 

Mustafa Cilasun

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Haz 2007
Mesajlar
4,488
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
67
Konum
Kayseri
Web Sitesi
www.facebook.com
Artık dinsin!

Artık dinsin!

Gitsin
Nereye kadar giderse
Sevsin artık kimi diliyorsa

Versin
Aşkını feda edecekse
Ölsün, bir an bu acı bitecekse

Kalsın
Sevdaya hasretim hep
Bitmesin kalbimde tek neşet

Unutsun
Bir gülmeyi ebedi
Sevmekse sebep ne denir elbet

Kime
Gidersen git, beni unut
Sensiz kalmadı artık halimde umut

Kaldım
Sokaklarda sen sorut
Sensiz geceler benim için bir konut
 

Mustafa Cilasun

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Haz 2007
Mesajlar
4,488
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
67
Konum
Kayseri
Web Sitesi
www.facebook.com
Sevginin silinmezleri!

Sevginin silinmezleri!

Sevilenin uyurken,
Sevenin onu düşünmesi
Kendini hasretmesi yüreğini o vakit açabilmesi

Ve ne kadar
Deruni bir aşkla sevdiğini
Ancak gözleri yumuluyken haykırma gereğini duyuyor

O zaman
Melalinde, kendini buluyor
Meramını rahatça dilediği gibi beyan ediyor

O kadar ki
O an muamma ve haşyet
Aynı zaman diliminde hissiyatta yaşanıyor

Titreyen
Bir sesin, nefesin serencamı
Şarkıda aranan denkliğin var olacak ahvali

Mahın
Dilenen yardıma çağrılması
Vakfiyenin hissiyatını berrakça itiraf ediyor

Hissedilince
Çocukluğun her katresinin
Dönüşü olmaması için verilen tüm uğraşların

Kendini
Ve kişiliğini buluyor sevdiğiyle
Gül, tohum ve toprak, hatırlanmak istenen renk

Açıkça
Söylenmek istenen meram
Muazzam bir sevginin izlerine şahit oluyoruz ki

Ancak
Uyurken tutulabilen bir el
Ve avuçların gözyaşlarıyla serbestçe ıslanması

Kopacak
Kaybolacak sanılan kaygısını
Sevilenin uyanıkken hasret kalınan sevgisini

Sakince
Kendi uyurken elde edilen
Bir değer olarak karşımıza düşününce çıkıyor

Her şeyin
Nihayeti bilindiğinden
Eşyalar ve en sadık hayaller sokağında sürüklenirken

Var olan
Bedenin nedametini
İstasyonun boşluğunda acımasızca sorguluyor

Öyle
Bir bağlılık ki bu tahayyülün
İnce ayrıntıların da çok açıkça ölümü yaşıyorsunuz

O zaman
Rayları bu anlamda anıyoruz
Dilin bir tercümanı olduğu yürekte kalanlar

Şimdi
Güfte olarak karşımıza çıkıyor
Bu bağlamda, doğuyor, büyüyor, ölüyor ve öpülüyor
 

Mustafa Cilasun

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Haz 2007
Mesajlar
4,488
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
67
Konum
Kayseri
Web Sitesi
www.facebook.com
Ne diyebilirim sana!

Ne diyebilirim sana!

Ne kadar kızsan
Yokluğumda bir kahırla ansan
Ve hatta ismimi unutacak olsan sen haklısın

Akıttığın gözyaşların
Sine-i sürurunda ki ahu figanın
Çaresizliğin sukutuyla melalinle silinmezler kazdığın

Her baharın hazandı
Seherin izleri senin için ne zordu
Duymak istediğin bir haber adına zorunlu yutkunduğun

Sen gecelerde demlediğin
Çileyi amansız bir sabır ile yudumluyorken
Ben kaygıların kuşatıcılığında nafakam için senden uzaktım

Sana yalnızlı nasıl anlatırdım
Yüreğimde açan ilkbaharların solgunluğunda
Kurşuni sokakların nefes aldırmayan acımasızlığında sabrederken

Gençliğimiz yok oldu gitti
Bir takat mi kaldı heveslerimizde
Ümitsiz sabahladığımız gecelerin sende bıraktığı izlerle

Ben sana çok açım
Sensizliğin isyanında ağaran saçım
Yollarında hasretini çektiğim gözlerim artık fersiz kaldı

Senin bir gülüşüne
Ellerin ellerimde bir kelam edişine
O kadar hasretim ki zindanlar yüreğimde haneler edindi

Gecelerimde her gölge
Bir gardiyanın ayak izleriydi sanki
Serbestîye tin bu kadar yat artık dercesine verdiği komut gibi

Başımı koymak istemediğim
Senin düşlerinle terden sırılsıklam olan
Duyduğum özlem yeniden içimde acılara gark edecek diye

Sen bana hasret ben sana
Şimdi ben ne diyeyim yüce yaratana
Ermedik bir türlü saadetin sinelerde yaşattığı ilkbaharlara

Hep bir umutla karanlığın
Halimizi yoksul bırakan solumalarıyla
Ömrümüz renksiz, hislerimiz şevksiz geçiyor gelecek adına

Neyleyim ben sensiz varlığı
Neyleyim aşı, çorbayı, tarhanayı kaşığı
Senin sevgin, senin aşkın, senin varlığın yeterdi çoktan bana
 

fatmana

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
14 Tem 2007
Mesajlar
1,902
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
SELAMÜN ALEYKÜM Bİ KAÇTANESİNİ OKUDUM...ÇOK GÜZELDİ DİĞERLERİNİDE EN KISA ZAMANDA OKUYACAĞIM İNŞALLAH..EMEĞİNİZE SAĞLIK....HAYIRLI GÜNLER..ALLAH(C.C) A EMANET OLUN..HAYIRLI GÜNLER..
 

Mustafa Cilasun

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Haz 2007
Mesajlar
4,488
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
67
Konum
Kayseri
Web Sitesi
www.facebook.com
Baharlar seninle anlamlı!

Baharlar seninle anlamlı!

İlkbahar tüm cazibesiyle
Kuşatmaya azmetmişti solgun yürekleri
Neler anlatmıyor, hangi sayfaları açtırmıyordu ki

Hissediliyor ötelerin şevki
Sinelerde mahfuz tutulan bir hasret ki
Bu nasıl ihata eden yüceleşen bir mefkûre özlemi

Her şeyi onunla sevmek
Onun dirliğiyle nefeslenerek meşk etmek
Ahirin özlemiyle bugünü ahenkleştirerek aşkla yürümek

Ey gönlümün sevdiği
Hevesleriyle halimi seyrettirdiğim revan
Seni, dirliğini, varlığın için serdettiğim her şeyi rızayı bari içindir

Sana olan bu tutkum
Edebinin bendinde melalimi soluttuğun
Sabrın keyfiliğinde çileyi bir duvar misali benliğimde örmüştün

Sen varlığını vakfetmiştin
Benim için en vazgeçilmez bir hazineydin
Bitmeyen bir şevk, dinmeyen bir muhabbet iksirinin eşiğiydin

Baharlar seninle anlamlı
Yaprakların gizemleri seninle daha manalı
Yağmurlar o kadar manalı ki tefekkür ikliminin sunduğu arz ile

Düşüncelerim cem oluyor
Seninle bir bereketin hikmetini hissediyor
Görüyor baktıklarının derinliğinde husule gelen inhisarı

O vakit sorguluyor
Senin halinde var olan ihsanı ve ihlâsı
Bir gıptayı nazar ile kıskanmıyor değil inkişaf eylediğin hadisatı

Sanki ötelerin izleriyle
Halinde husule getirdiği enginliğiyle
Diyorsun ki sen her şey çok yakındır sabrın güzelliğinde

Yeter ki halis bir niyetle niyaz eyle
Enaniyetine asla yenilme, ne derlerse yi dert etme
Kalbinin sesini dinle, sahibini zikreyle, beyanını ikrar eyle

Efendiler efendisi ne söyler
Sana seni anlatır, ruhun nizamını hatırlatır
Akiden ile sevmeyi, hoş görüyle nazar etmeyi asırlar önce söyle

Tanı artık sen senden olanı
Sana kimliği ve kişiliği kazandıran varlığı
Ölüm içinde gizlenen dirliği, aşk içinde meşk edilen mefkureyi
 

Mustafa Cilasun

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Haz 2007
Mesajlar
4,488
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
67
Konum
Kayseri
Web Sitesi
www.facebook.com
SELAMÜN ALEYKÜM Bİ KAÇTANESİNİ OKUDUM...ÇOK GÜZELDİ DİĞERLERİNİDE EN KISA ZAMANDA OKUYACAĞIM İNŞALLAH..EMEĞİNİZE SAĞLIK....HAYIRLI GÜNLER..ALLAH(C.C) A EMANET OLUN..HAYIRLI GÜNLER..

Ve aleyküm selam kardeşim... Çok teşekkürler ediyorum, bu vesileyle sağlık ve afiyetler diliyorum, çalışmalarım hakındaki kanaatlerinizi beklyeceğim...
 

Mustafa Cilasun

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Haz 2007
Mesajlar
4,488
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
67
Konum
Kayseri
Web Sitesi
www.facebook.com
Bakışların neler anlatıyor!

Bakışların neler anlatıyor!

Biliyorum ki artık
Sana yüzüm yok bir çift söz söylemeye
Yüzüm kalmadı sabrınla yüreğimi delen nazarlarınla

Sen neler anlatmıyorsun ki
Geleceğin bir tokat misali yüzüme çarpmasıyla
Senin yüreğinde küllediğin umutların sonbahar yapraklarıyla

O öpülesi ellerinin yumruklarıyla
Tek çenem kırılsa, gözlerim çıksa, yüreğim yanmasa
Hüzün içinde akıttığın yaşların kahrıyla ötelerde hesaplaşmasa

Canım, insanım, bir kanım
Bir ceht içince salınır biliyorsun delikanlı çağım
Şimdilerde idrak ediyorum bir ahmağım zevklerimle anlaşmalıyım

O kadar soluk bakıyorsun ki
Kahrının selinde, sinenin düğümlerini açıyorsun
Hiç acımıyorsun, şefkati, himmeti unutuyor benim gibi oluyorsun

Oysaki sen çok farklıydın
Rahmette müdrik, muhabbetle dirliği bulandın
Fakirliği erdem bilen, çileyi verilmiş gören, nasibi mutlak bekleyendin

Bizzat sen söylemez miydin
Hareket ve kuvvetin yegâne sahibi zatızülcelaldir
O ne dilerse, hükmün muvacehesince bir hikmete müteallik olusun

Hayrın nerede seni bulacağını
Tercihlerinde bir mihengin bulunmasını sen söylerdin
Ne oldu şimdi, niçin bu denli karardı senin yüreğin bir kelam etsene

Nereye kadar sürecek suskunluğun
Gecem, gündüzüm oldun seninle doluyor bu yüreğim
O güzelliğini hangi zaman çaldı, o pak yüreğini hangi hadiseler azap kıldı

Yaşayan bir mevta misali
Sapsarı benizli, silinmiş sinende şefkatin izleri
Şimdi ne demeli, kime ne söylemeli, nutkun durmuş sabretmeli

Geldim sineyi güzelliğin için
Nazarınla bir hançer misali deldiğin yüreğim
Çaresiz, şakın, bizar, intizar etse ne çıkar sebebi hikmeti bilinmedikte
 

Mustafa Cilasun

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Haz 2007
Mesajlar
4,488
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
67
Konum
Kayseri
Web Sitesi
www.facebook.com
Seninle ilkler!

Seninle ilkler!

İlk kez
Elerimden tutmuştun
Yüreğim uçmak için kanat çırpıyordu

İlk aldığım pusula
Senin melalinin nakışlarıydı
Yüreğin bir pınar misali akıyordu öylece

Seçtiğin kelimeler
Kurduğun cümleler içimi açıyordu
Yıllarca biriktirdiğim sayfaları aralıyordu

Beklenirken
Buna rağmen sesiz, izin bir başkaydı
Uykular tutmaz, yorgunluk bilmez sabahlardık öylece

Çözemediğim
Bir gizemin vardı cazibelerinde
Hissedince, içim kabarır, yüreğim yerinde duramazdı

Doyasıya
Bir tanışmamız olmadığı halde
Neyin nesiydi bu öyleyse inanıyorum dirliğin birliğine

Sevmek
Başka nasıl olur dense bile
Ben seni çok seviyorum sinemin el verdiği güzelliğinle

Takılmadım
Ne kaşa ve nede güzelliğe
Umut eyledim yazgımın muvacehesince nasibi tercihimle

Dilemişimdir
Bir nisanın edebi en önemli rengi
Desenler içindeki heveslerini azimetle bir nizam etmeli

Adamın onursuzu
Delikanlının hiç haz etmediği korkusu
Hanımefendinin ar içinde gizlediği en önemli hazinesi edebidir

Edepsiz bir kadın
Hiddet, şiddet yanlısı korkak adam
Ruhu zedeleyen, hissiyatı öldüren virüslerden hiç farksızdırlar
 

Mustafa Cilasun

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Haz 2007
Mesajlar
4,488
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
67
Konum
Kayseri
Web Sitesi
www.facebook.com
Bilerek güçlenmek!

Bilerek güçlenmek!

Bir devlet
Milletin bekası için evet
Açziyetin izlerinde nefeslenmek nedamet

Varlığımız
Millet olarak tek sığınağımız
Semanın hürriyetinde dalgalanır bayrağımız

Milli birlik
Her şeyin üzerindedir dirlik
Hamaset içinde biz nasıl birliğimizden edildik

Vatan aşkı
Her şeyin üzerindedir manası
Hürriyetin mayası, ruhun ve vicdani düşüncenin beyanı

Akıl insan içindir
Onu kullanmasını bilmeyen cahildir
Bağnazlık ve yobazlık bilgisiz, izansız olan topluluklarındır

Akılın ve mantığın
Kabul etmediği manasız maslahatın
Kehanetler içindeki gizlenen nice enaniyet olan hezeyanlardır

Efrat saf
Dini müeyyide için çıkıyor fırsat
Her kez mübelliği kesiliyor, hukuku bilmeden hüküm veriyor

En çok ezilen
Asırlarca zulmet içinde sömürülen
Allahın rızası için kilitlenen, az çok tahkik etmeyen bireylerdir

Sen bilmeden
Can, mal, akıl, nesil, din emniyetini
Nasıl sağlayacaksın ve onu nasıl muhafaza edebileceksin

Bilmeden
Ne derlerse yakinen teslim olman
Senin kendi içinde olan açmazın ve ruhunun sesini anlamamandır

Kuran ve sünnet
Öncelikle aklı, istişareyi öncelerken
Sen aklını ve zekânı birilerine tevdi ederek mukallit oluyorsun

Kuran ve sünnet
Tahkik eden insan merkezlidir
Gümüz de ise insanların geneli bir şeyhin izlerinde gitmektedir

Tasavvuf bunun için midir
Nefsin delaletinden kurtulması için reçetemidir
Bilmeyen, aklını kullanmayan, zekâsını öteleyen nasıl hesap edecektir
Ruh insan için verilmiştir, ruhun sahibi mizana gidecektir, şefaat akleden içindir
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt