Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

ŞİİR ODASI (1 Kullanıcı)

_Resul_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Ocak 2007
Mesajlar
8,169
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
RE: ŞİİR ODASI

Edepli çocuk



Ahlakı güzeldi edebi çoktu,
Onun gibi iyi öğrencim yoktu.

Mümkün değil onun hâlini beyan,
Mest olurdu hemen sözünü duyan.

Bulunmazdı belki onun misâli,
Hem hürmetli hem de hâyâ timsâli.

Her ne kadar küçük olsa da yaşı,
Haktan korkar, akıtırdı göz yaşı.

Kim olmaz ki temiz ruhuna meftun,
Gören melek derdi, olurdu mecnun.

Sevilmez mi onun gibi bir civan,
Tanıyan verirdi yollarına can.

Hayran kaldım çocuğun her hâline,
Aşık oldum onun bu kemâline.

Bakışı manâlı, yüzü nurluydu,
Boynunda Mushafı nur üzre nurdu.

Okula vaktinde gelip giderdi,
Bu âşıktan ilim tahsil ederdi.

Garip hâli vardı dikkati çeken,
Dersini okuyup giderdi hemen.

Diğerleri gibi dersten kaçmazdı,
Sırrı neyse hiç kimseye açmazdı.

Şaşılacak kadar zekası çoktu,
Sanki bilmediği hiçbir şey yoktu.

Kalbi; ilim, irfan ile dolmuştu,
Daha küçük yaşta hafız olmuştu.

Her işinde Kur'an ahlakı vardı,
Dinimizin her emrine uyardı.

 

_Resul_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Ocak 2007
Mesajlar
8,169
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
RE: ŞİİR ODASI

İlm-i Ledünni




Bu edepli çocuk, Kur'an okurdu,
Tilaveti kalbimizi yakardı.

Hem öyle bir okuyuşu var idi,
Belki tefsirini hep anlar idi.

Yaklaşıp yanına imandan sordum,
Verdiği cevaba çok hayran oldum.

Okuduğum kitap elbet pek çoktu,
Ama bu bilgi hiç birinde yoktu.

O sözler ezberden söylenemezdi,
Hem ezberlemeye ömür yetmezdi.

Bu çocuk yaşta bu ilmin kaynağı,
Ne ola diyerek aklımı sardı.

Bunlar ledün ilmi olsa gerektir,
Hak dilediğine elbette verir.

Bir kula tecelli eylese Hudâ,
Onda bir çok kemâl olurdu peydâ.

Habibin nurundan ederse ihsan,
Hemen hikmet söyler böyle bir insan.

Hikmet; fen, ahlak ve edep demektir,
Özetle faydalı olan her şeydir.

Temiz kalbler ona hemen bağlanır,
Resulün feyzini hep ondan alır.

Feyz, kalbe marifet, nur gelmesidir,
Mârifet de, kalb ve ruh bilgisidir.

Bir kalbde bulunsa, edeple iman,
Böyle kalbe dolar sevgi o zaman.

Bu aşkın aslı Allah sevgisidir,
Feyiz ancak bu aşk yolundan gelir.

Feyizli kalb, anlaşılır sözünden,
Bunu âşık belli eder gözünden.

Çocuk da maşuk olur bu nur ile,
Resulü sevmeyi var kıyas eyle.

Sakın çocuk feyiz alır mı deme,
Almıştı Celâleddin-i Rumi de.

Henüz beş yaşında iken Mevlana,
Verilmişti ilm-i ledünni ona.

Bunun misalleri elbet pek çoktur,
Hak teâlâ için hiç zorluk yoktur.

Kimileri zahmet çeker yıllarca,
Kimi de hizmetle olur bir anda.

Bu sevgi mecâzi aşka benzemez,
Masivaya bağlı kalblere gelmez.

İlâhi bu aşktan nasip et bize,
Dostların aşkını ver kalbimize.

 

_Resul_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Ocak 2007
Mesajlar
8,169
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
RE: ŞİİR ODASI

Mürşid-i kâmil



Soruşturdum, anladım en sonunda,
Bu çocuk bir zât görmüş yolunda.

Elini öpmüş bunun tam bir edeple,
Feyze kavuşmuş bu kadar hürmetle.

O zat, merhametle çocuğa bakar,
Başını okşayıp kalbini yakar.

Resulün kalbinden akıp gelen nur,
Bu küçük çocuğa vâsıl olmuştur.

Bu hâller bağladı ona kalbimi,
Özledim hemen o gün sohbetini.

Yıllarca bu nuru arıyordum ben,
Çocuklarda olmaz sanıyordum ben.

İhlasıma karşı verildi ihsan,
Karşıma çıkardı Rabbim bir sübyân.
 

_Resul_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Ocak 2007
Mesajlar
8,169
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
RE: ŞİİR ODASI

Aşk nedir



Bana hücum etti aşkın askeri,
Sarıp kalb kalemi, içten fethetti.

Aşkın bayrağını diktiler sura,
Kendimi kaybettim, bakma kusura!

Aşk yolu açıldı gam diyârına,
Maşuka kavuşmak kaldı yarına.

Ne bilsin, deryayı aşka dalmayan,
Aşk denen sultana köle olmayan.

Bunu bilmez aşk şerbeti içmeyen,
Onun çetin yollarından geçmeyen.

Aşkla yaralanan, hep ağlar, gülmez,
Başına gelmeyen, aşk nedir bilmez.

İlâhi lütuftur bu aşkın nârı,
Resulün kalbidir aşkın pınarı.

Aşk, âb-ı hayatla dolu deryadır,
Resulün kalbi de ona membadır.

Aşka düşen artık kolay ayılmaz,
Bu yoldan geçmeyen insan sayılmaz.

Anlar mı hiç aşk acısı tatmayan,
Masivâyı kalbden söküp atmayan.

Acep duymadın mı şunları ey cân?
Niçin oldu Veysel Karani çoban?

Kays, niçin Leylâ’ya meftun olmuştu?
Aklını kaybedip mecnun olmuştu?

Niçin gönül verdi, Ferhat, Şirin’e?
Atıp külüngünü kıydı serine?

Niçin ahu figân eder bülbüller?
Tomurcuk açmayıp, nazlanır güller?

Pervane, ışığa niçin can atar?
Niçin gece kandil, durmadan yanar?

Niçin Züleyha o hâllere düştü?
Kadınlar kınayıp ona gülmüştü?

İnkâr etmez bilir, bu hâli zahit,
Onun bu aşkına Kur’andır şahit.
 

_Resul_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Ocak 2007
Mesajlar
8,169
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
RE: ŞİİR ODASI

Hakiki aşk



Talebem beş yüzden ziyade idi,
Kız ve erkek ilim tahsil ederdi.

Bu edepli çocuk gibi görmedim,
Ömrümde kimseye gönül vermedim.

Bana hiç böyle hâl olmamış idi,
Sevgi gönlüme yol bulmamış idi.

Yıllar geçti geldim bunca yaşıma,
Gelmemişti böyle bir iş başıma.

Kardeşim su-i zan etme bu hâle,
Yanlış anlayıp da girme vebâle.

Eğer sen su-i zan edersen bana,
Bil ki helâl etmem hakkımı sana.

Misaller versem de canla cananla,
Kelimeye bakma, maksadı anla!

Her kimde var ise aşk-ı hakikat,
Ona lazım iffet ile sadâkat.

Göstermeli böyle sevgiye vefa,
Gözü gibi onu iyi koruya!

Öyle korumalı ki, imanı gibi,
Öyle sevmeli ki öz canı gibi.

Aşkın yalnız adı kalmış lisanda,
Bulunmaz âşık-ı sadık cihanda.

Haktan başkasını sevmek günahtır,
Sevilmeye layık yalnız Allah’tır.
 

_Resul_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Ocak 2007
Mesajlar
8,169
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
RE: ŞİİR ODASI

Fenâ-Fillâh




Öğle oldu, güneş erdi zevâle,
Ne kadar sevindim, bilsen bu hâle.

Çünkü onun geliş vakti olmuştu,
Ayrılıktan gözüm yaşla dolmuştu.

Oturdu yerine gelip civanım,
Arttı heyecanım çıkacak canım.

Gönül yerindeyse, niçin yerine?
Yerine düşmeyen gönül yerine!

Gönlümün tahtında şâhtı o server,
Esrarlı kitabı okurdu ezber.

Sarhoş gibi olup çekmiştim bir âh!
Âhımdan haberdar oldu küçük şâh.

Gizlice eyledim, arz-ı muhabbet,
Etmişti benimle bir süre sohbet.

Onun da yüreği sevinçle doldu,
Öğrenciydi şimdi öğretmen oldu.

Nasıl büyüledi gönül evimi?
Başka bir âlemde buldum kendimi.

Sanki kalbime hançer sapladı,
Acısı her yeri birden kapladı.

Ne tuhaf hâl imiş aşkın hâleti,
Sözle anlatılmaz hiç keyfiyeti.

Ne anlar bu aşkı tatmayan kimse,
Aşk, ancak bilinir verdiği zevkle.

Anladım şimdi neymiş fenâ-fillâh
Mürşide ne yetki vermiştir Allah.

Bu nura bir çocuk bile kavuşur,
Ona hürmet, vusûle sebep olur.
 

_Resul_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Ocak 2007
Mesajlar
8,169
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
RE: ŞİİR ODASI

Çocuğun hastalığı




Bir gün herkes geldi, o yoktu fakat,
Kalmadı o anda bende hiç takat.

Ve hemen yüreğim geldi ağzıma,
Aniden yıkıldı, dünya başıma.

Dermanım kesildi, gözüm karardı,
Fenalık geçirdim, benzim sarardı.

Güç bela ayrıldım, durduğum yerden,
Endişelenmiştim, kötü haberden.

Öyle ki vaziyet iyi değildi,
Düşünceden başım öne eğildi.

Koştum çocukların yanına hemen,
Dedim, hani nerde benim nur tanem?

Söylediğimi işitmediniz mi?
Evlerine kadar gitmediniz mi?

Şaşırdım, merak içinde kaldım ben,
O güneşim, ayım gelmedi neden?

Neye uğradı ki ciğer pâresi,
Yardıma koşardım varsa çâresi.

Çocuklar dedi: (Gittik hanesine,
Vaziyetini sorduk annesine.

Dedi: Bu gece kuzum hasta oldu,
Ateşten gül benzi sararıp soldu.

O nazik cismini bir sıtma tuttu,
Derse çalışmayı bile unuttu.

Hep baygın yatıyor, ateşi çoktur,
Konuşmaya bile takati yoktur.

Gözlerini açıp bir laf edemez,
Yavrum bu durumda derse gidemez.

Bunları duyunca koşup geldik biz,
Yapmaya hazırız, ne söylerseniz.)

Duyunca çekildim ben bir kenara,
Gözlerimin yaşı, döndü pınara.

Birden düştüm yere, gözüm karardı,
Vücudum titredi, yüzüm sarardı.

Kurudu kalmadı, cismimde kanım,
Nasıl kurumasın, hastaymış canım.

Dayanamadım, ben de hastalandım,
Yemedim, içmedim, tutuşup yandım.

Kederlendim, kendi kendimi yedim,
Hâlimi görene hastayım dedim.

Yiyip, için siz, her zaman olun şâd!
Kalmadı ağzımda benim hiç bir tad.

Hoş değilse bir kişinin mizacı,
Ona şeker bile gelir çok acı.

Sıkıntım çoğaldı, dert küpü oldum,
Kedere boğuldum, elemle doldum.

İçimde sakladım, her ne dedimse,
Vâkıf olamadı hâlime kimse.

Duyurmadım hiç kimseye bunu ben,
Fakat ne zahmetler çekti can ve ten.

Aşığa cihanda gülmek yoğ imiş,
Aşığa dünyada ölmek yeğ imiş.

Aşığın işleri hiç gelmez başa,
Vursa da başını hep taştan taşa.
 

_Resul_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Ocak 2007
Mesajlar
8,169
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
RE: ŞİİR ODASI

Talebem iyileşti



Haber aldım, Muhammed iyileşmiş,
Yine okuluna gelmek istemiş.

Sağlık haberine pek çok sevindim,
Yarın sabah gelsin okula dedim.

Zayıflığını düşünmeyip gelsin,
Ders yapmasa da gezip eğlensin.

O gece gözüme uyku girmedi,
Gönül cefa çekti, sefa sürmedi.

Garip gönül uyumadan bekledi,
Talebem ve mürşidim Muhammed’i.

Sabah olsa acep çıkıp gelir mi?
Kölesini gamdan azat eder mi?

Görür müyüm o nur hazinesini?
İşitir miyim yine güzel sesini?

Şu kara bahtım gider hep tersine,
Korkarım beni mahzun bırakır yine.

Kem talihim gözlerimi yaş eder,
Denizi kurutur, yazı kış eder.

Yarın neler olur, kimse bilemez,
Bir aksilik çıkar belki gelemez.

Hak takdir etmişse, engel olunmaz,
Ne yapsan, ne etsen çare bulunmaz.

Duâ ediyorum kavuşmak için,
Yarın sabah vakti buluşmak için.

Yalvardım sabaha kadar Allah’a,
Muhammed’e kavuştursun bir daha.

Hiç ümit kesmedim Cenab-ı Haktan,
İsteyene verir, yaratır yoktan.

Sabah oldu güneş doğdu zemine,
Muhammed oturdu gelip yerine.

Kavuştum mürşidim Muhammed’ime,
Şükürler eyledim yüce Rabbime.
 

_Resul_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Ocak 2007
Mesajlar
8,169
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
RE: ŞİİR ODASI

Bir teveccüh



Dedim: “Muhammed’e ey mâh-ı enver,
Sözün, paslı kalbi eder münevver.

Ledün ilmini senden öğreneyim,
Sohbet nimetiyle şerefleneyim.”

“Evet” dedi, maksadıma kavuştum,
O nurla, tenha bir yerde buluştum,

Bakışını bir ok gibi sapladı,
Yüreğimi Allah aşkı kapladı.

Teveccüh eyledi âciz âşıka,
Zincirle bağladı beni mâşuka.

Bir ânda fakire ne sırlar açtı,
Kalbinin nurunu üstüme saçtı.

Aniden bayılıp yere düşmüşüm,
Nurun tesiriyle sanki ölmüşüm.

Merhamet edip beni uyandırdı,
Elimden tutup ayağa kaldırdı.

Hemen ruhum çekti sorguya beni,
Öğrenmek istedi olup biteni.

Dedi: “Mahlukla senin işin nedir?
Muhammed’le alış verişin nedir?

Niçin nur cemâle bakardın söyle?
Niçin hep yalvarıp yakardın öyle?

Bu gördüğün hayâl midir, düş müdür?
Nefsin, ölmeden önce ölmüş müdür?”

Dedim: “Ne hâl ben de bilemiyorum,
Ağlıyorum, ama gülemiyorum.

Dedi: “Âşık mı oldun bir mahluka?”
Dedim: “Âşık olmak lazım Hâlık’a?

Dedi: “Bırakamaz mısın bu işi?
Pek hoş görmüyorum ben bu gidişi.”

Dedim: “Mümkün değil bunu bırakmak,
Çünkü bunu verdi o cenâb-ı Hak,”

Dedi: “Açıklarım bunu cihana”
Dedim: “Sen de taş basarsın bağrına.”

Dedi: “Ben de bu hâle hiç sabredemem,”
Dedim: “Ben de başka yere gidemem.”
 

_Resul_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Ocak 2007
Mesajlar
8,169
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
RE: ŞİİR ODASI

Yüz sürdüm ayağına



Hep can-ı gönülden feryat ederken,
Cananım duymuş ki, geldi aniden.

Dedim: “Ey mahrem-i esrar-ı ezel.
Bu rezilin âhı değildir gazel!

Hâlimi bilmez gibi görünürsün,
Kalbimi görür de hep örtünürsün.

Üzülmem hiç, hep dökülse de kanım,
Fedâ olsun Allah için bu canım.”

Hak nasip etse de murada ersem,
Kapanıp ayağa yüzümü sürsem,

Allah bilir, yoktu muradım başka,
Hiçbir şey benzemez hakiki aşka.

Bu köleye acır diye bakardım,
Varıp, diz çöktüm, yalvarıp yakardım.

Titriyordum, sıtma tutmuş gibiydim,
Sustum hep, dilimi yutmuş gibiydim.

Hâlimi görünce mahbub-u Hudâ,
Kalbini çevirdi fakirden yana.

Dedim ki: “Anlarsın benim hâlimden,
Kurtar beni elden, tutup elimden.

Acırsın elbet bu fakir zaife,
Dedi: Sözün değil asla latife.

Ayağına aşkla yapıştım hemen,
Yüzümü, gözümü sürdüm aniden.

Gülümseyip uzaklaştı yanımdan,
Gönlü kırık bakakaldım ardından.
 

_Resul_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Ocak 2007
Mesajlar
8,169
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
RE: ŞİİR ODASI

***ALLAH DİYE***

Semaya açılmış eller
Dilenir bütün istekler
Kabul olur tüm dilekler
Allah diye Allah diye

Hak yolunda gidenler kullar
Hak aşkını bilen onlar
Gece gündüz yalvarırlar
Allah diye Allah diye

Nice engeller aşılır
Hak dostuna bağlanılır
Kalpte zikir başlatılır
Allah diye Allah diye

Allah diye Allah diye
Yanar kullar Allah diye
Hamd ederek şükrederek
Yaşar kullar Allah diye​
 

_Resul_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Ocak 2007
Mesajlar
8,169
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
RE: ŞİİR ODASI

***CAN RASÜLÜM***

Sen Rasüller Rasülüsün
Hiç solmayan tek gülsün
Bu kainatın özüsün
Canlar canı can rasülüm

Sen hakkın elçisisin
Vazgeçilmez sevgilisin
Tüm gönüllere sahipsin
Canlar canı can rasülüm

Tüm nebiler serverisin
Ahmet Mahmut Muhammed'sin
Sen hak ile sevgilisin
Canlar canı can rasülüm

 

_Resul_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Ocak 2007
Mesajlar
8,169
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
RE: ŞİİR ODASI


***EMANETİN AL***

Bu özlemle yaşanılmaz
Yaşlı gözlerim kurumaz
Buna Fazla Dayanılmaz
Emanetin al Allah'ım

Ahirette göreceğim
O zaman hep güleceğim
Yalan dünyayı neyleyim
Emanetin al Allah'ım

Ölümden hiç korkmuyorum
Kulluğumu yapıyorum
Rasulü çok seviyorum
Emanetin al Allah'ım

O gün bayramım olacak
Aşık maşuğu bulacak
Hiç ayrılık olmayacak
Emanetin al Allah'ım

Hatalıysam af dilerim
Vuslat gününü beklerim
Buraları hiç sevmedim
Emanetin al Allah'ım

 

_Resul_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Ocak 2007
Mesajlar
8,169
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
RE: ŞİİR ODASI


***EMİR SULTAN***

Resullahın torunusun
Osmanlının onurusun
Bursanın göz nurusun

Emir sultan Emir sultan
Emir sultan Seyyid sultan

Yıldırımın damadısın
Kerametler sultanısın
Dertlilerin devasısın

Emir sultan Emir sultan
Emir sultan Seyyid sultan

Markadına nurlar yağar
Sevenlerin dolup taşar
Cezbeliler sana koşar

Emir sultan Emir sultan
Emir sultan Seyyid sultan

Garip Hasan'ın ceddisin
Himmet etmeyi seversin
Eşi bulunmaz mürşidsin

Emir sultan Emir sultan
Emir sultan Seyyid sultan



 

_Resul_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Ocak 2007
Mesajlar
8,169
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
RE: ŞİİR ODASI


***GÜL SULTANIM***

Sana gelen mahrum olmaz
Fani dünyaya aldanmaz
Günahlardan nasip almaz
Gül sultanım Abdulbaki

Sofilerin seydasısın
Bu gönlümün baş tacısın
Kalbim aşkın ile yansın
Gül sultanım Abdulbaki

Menzile ilk geldiğimde
Seni orda gördüğümde
O nazarın bir hediye
Gül sultanım Abdulbaki

Çağır menzile geleyim
O nur yüzünü göreyim
Hasretimi gidereyim
Gül sultanım Abdulbaki




 

_Resul_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Ocak 2007
Mesajlar
8,169
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
RE: ŞİİR ODASI


***HATME***

Hatmeye gider sofiler
Hatme yapar can sofiler
sadat-ı kiram orda bekler
Hatme yapalım sofiler

Rasulallah ordan gitmez
Bizi nurdan mahrum etmez
Dünyaya hiç meyil etmez
Hatme yapar can sofiler

Abdulbaki mürşidimiz
Bitmeyen himmetimiz
Onun için yanarız biz
Hatme yapalım sofiler

Hatmeye giren mest olur
Günahları af olur
Kalbi nurlarla dolur
Hatme yapalım sofiler.


 

_Resul_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Ocak 2007
Mesajlar
8,169
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
RE: ŞİİR ODASI


***KABEM***

Hasretin yakar yüreğimi
Aşkın sarmış bedenimi
Avutamam ben kendimi
Çağır gelelim Kabem

Yer yüzünün arşısın
Mü'minlerin baş tacısın
Hasta kalpler ilacısın
Çağır gelelim Kabem

Sana varan mest olur
Hasta kalpler şifa bulur
Geri dönmek zor olur
Çağır gelelim Kabem


 

_Resul_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Ocak 2007
Mesajlar
8,169
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
RE: ŞİİR ODASI


***ALLAH DİYE***

Semaya açılmış eller
Dilenir bütün istekler
Kabul olur tüm dilekler
Allah diye Allah diye

Hak yolunda gidenler kullar
Hak aşkını bilen onlar
Gece gündüz yalvarırlar
Allah diye Allah diye

Nice engeller aşılır
Hak dostuna bağlanılır
Kalpte zikir başlatılır
Allah diye Allah diye

Allah diye Allah diye
Yanar kullar Allah diye
Hamd ederek şükrederek
Yaşar kullar Allah diye

 

_Resul_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Ocak 2007
Mesajlar
8,169
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
RE: ŞİİR ODASI


muhanmedin aşkına

Medinenin yollarına gül sürdüm dağlarına
Muhammedin aşkına
Yaralıyım ben yaralı
Gözlerim yaşlı
Yaşlarım derya olmuş muhammed aşkına
Yaralıyım ben yaralı
Öğretemedim sevdayı ben tek oğluma
Muhammed aşkına Allah aşkına
Yaralıyım ben yaralı
Gönülden bağlanmış hak yoluna divane olana
Ne mutludur onlara
Yaralıyım ben yaralı
SEVDALIYIM MUHAMMED AŞKINA


 

_Resul_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Ocak 2007
Mesajlar
8,169
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
RE: ŞİİR ODASI


kandil

kuranı kerim ellerimizde
allaha dua ederiz
niyetlerimiz gönlümüzde
dileklerimizi dileriz
içimizden geldiğince
lailahe illallah deriz

korkma hiçbir zaman gerçeklerden
allah korur bizi
niyet önemlidir allah katında
dilek önemli değildir
ihmal etme hiç ibadetini
liman kadar büyük olur
kerametin anlamı nedir
bul bakalım ne olur



 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt