Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

ŞİİR ODASI (1 Kullanıcı)

eminkms

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Haz 2007
Mesajlar
1,299
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
59
Konum
BURSA
2005987777699752316_rs.jpg

A.E.O.B)B)B)
 

gonulturker

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Haz 2007
Mesajlar
459
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
HZ.MUHAMMED (SAV)



H ak senin yolundur, senin yolun,

Z alimler elbet farkına varacak bunun,

M uhammedim’in yoludur benim yolum,

U ğrunda feda olur canım, Muhammedim,

H aksızlık ve zulüm senin düşmanın,

A llah yoludur senin yolun, Muhammedim,

M ücevherimdir en büyük Kur’ân-ı Kerim,

M ekke’dir İslâm’ın kalbi, senin şehrin,

E ller uzanır, kalpler açılır

D ertlerin dermanı, ümmetin efendisi Muhammed’im....
 

haticeislam

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Ara 2006
Mesajlar
407
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
52
SonYaprak


Sana göre ben bana göre sendin

Her şeyi buna yorumladım

Şimşeklerin çakması da buna dahil

Sevgilinle sarmaş dolaş oluşunda

Garip garip heykeller sanki bunun için

Sana göre ben bana göre sendin



Sana göre ben bana göre sendin

Ben böyle istedim belki de

Nehirlerden şelalelere kadar sendin

Tüm insanlar adedince yine sendin

Beni sevmesen de biliyorum sevgilimdin



Sana göre ben bana göre sendin

Ufuklarda yakalandığım isli bir şey

Seçemediğim ama bırakıp gidemediğim

Nisan akşamlarında sızan haberler

Sabah kahvaltısında bir parça ekmeğimdin



Sana göre ben bana göre sendin

Soyup hayatı utandırmak istediğimdin

Kırıp gül dallarını adına kokladığımdın

Yalnız sahillere vuran dalgalar gibi

Sana göre ben bana göre sendin



Seyir halinde ki bir bulutun son yaprağı

Ellerine düşüyor belki bu son bahardır diye....


Sana göre ben bana göre sendin

Her şeyi buna yorumladım

Şimşeklerin çakması da buna dahil

Sevgilinle sarmaş dolaş oluşunda

Garip garip heykeller sanki bunun için

Sana göre ben bana göre sendin



Sana göre ben bana göre sendin

Ben böyle istedim belki de

Nehirlerden şelalelere kadar sendin

Tüm insanlar adedince yine sendin

Beni sevmesen de biliyorum sevgilimdin



Sana göre ben bana göre sendin

Ufuklarda yakalandığım isli bir şey

Seçemediğim ama bırakıp gidemediğim

Nisan akşamlarında sızan haberler

Sabah kahvaltısında bir parça ekmeğimdin



Sana göre ben bana göre sendin

Soyup hayatı utandırmak istediğimdin

Kırıp gül dallarını adına kokladığımdın

Yalnız sahillere vuran dalgalar gibi

Sana göre ben bana göre sendin



Seyir halinde ki bir bulutun son yaprağı

Ellerine düşüyor belki bu son bahardır diye....


Sana göre ben bana göre sendin

Her şeyi buna yorumladım

Şimşeklerin çakması da buna dahil

Sevgilinle sarmaş dolaş oluşunda

Garip garip heykeller sanki bunun için

Sana göre ben bana göre sendin



Sana göre ben bana göre sendin

Ben böyle istedim belki de

Nehirlerden şelalelere kadar sendin

Tüm insanlar adedince yine sendin

Beni sevmesen de biliyorum sevgilimdin



Sana göre ben bana göre sendin

Ufuklarda yakalandığım isli bir şey

Seçemediğim ama bırakıp gidemediğim

Nisan akşamlarında sızan haberler

Sabah kahvaltısında bir parça ekmeğimdin



Sana göre ben bana göre sendin

Soyup hayatı utandırmak istediğimdin

Kırıp gül dallarını adına kokladığımdın

Yalnız sahillere vuran dalgalar gibi

Sana göre ben bana göre sendin



Seyir halinde ki bir bulutun son yaprağı

Ellerine düşüyor belki bu son bahardır diye....
 

<DAMLA>

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Eki 2007
Mesajlar
6,461
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Sultanım
Sensizliğin özlemiyle yanan ümmetinden
Acı bir haykırıştır bu
Yokluğunun çaresizliğinin doruğa ulaştığı bu zamandan
Ahir zaman dan bir sesleniş, bir feryattır
Gidişinle ardında bıraktığın nemli gözlerin
Artık durmak bilmediği bir zamandan.
Senden sonra Sultanım
Ne gök aynı mavi, ne denizler
Ne bulutlar bembeyaz
Ne de gözyaşlarının ıslattığı yüzler
Ne kalpler tertemiz artık
Ne de semaya kalkan eller
Senden sonra Sultanım

Hep azaldı azaldı
Dua eden diller azaldı
Kıyamlar, sonra secdeler azaldı
Cihada koşan adımlar azaldı
Merhametle veren eller azaldı
Alan ellerde ar azaldı
Felaha çağıran camilerimizdeki sesler azaldı
Sonra bu çağrıya koşanlar azaldı
Sonra yürüyenler
Beklide sultanım
Bu çağrıya gönülden giden adımlar azaldı
Namazı Miraç bilenler
Gözünün nuru sayanlar
Secdeye değen alınlar
Semaya kalkan eller azaldı
Annenin evladına şefkati
Eşin eşine sadakati azaldı
Neler azalmadı ki
ALLAH diyen diller
Kardeşlerim diyen dudaklar azaldı
Komşusunun hakkını gözetenler de azaldı
Canlarla satın alınan mümin canlar da azaldı
Her şey azaldı azar azar
Beklide artık elimizde azalacak bir şeyimizde kalmadı
<<<<B)B)B)>>>>
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
Sultanım

Sensizliğin özlemiyle yanan ümmetinden
Acı bir haykırıştır bu
Yokluğunun çaresizliğinin doruğa ulaştığı bu zamandan
Ahir zaman dan bir sesleniş, bir feryattır
Gidişinle ardında bıraktığın nemli gözlerin
Artık durmak bilmediği bir zamandan.
Senden sonra Sultanım
Ne gök aynı mavi, ne denizler
Ne bulutlar bembeyaz
Ne de gözyaşlarının ıslattığı yüzler
Ne kalpler tertemiz artık
Ne de semaya kalkan eller
Senden sonra Sultanım

Hep azaldı azaldı
Dua eden diller azaldı
Kıyamlar, sonra secdeler azaldı
Cihada koşan adımlar azaldı
Merhametle veren eller azaldı
Alan ellerde ar azaldı
Felaha çağıran camilerimizdeki sesler azaldı
Sonra bu çağrıya koşanlar azaldı
Sonra yürüyenler
Beklide sultanım
Bu çağrıya gönülden giden adımlar azaldı
Namazı Miraç bilenler
Gözünün nuru sayanlar
Secdeye değen alınlar
Semaya kalkan eller azaldı
Annenin evladına şefkati
Eşin eşine sadakati azaldı
Neler azalmadı ki
ALLAH diyen diller
Kardeşlerim diyen dudaklar azaldı
Komşusunun hakkını gözetenler de azaldı
Canlarla satın alınan mümin canlar da azaldı
Her şey azaldı azar azar
Beklide artık elimizde azalacak bir şeyimizde kalmadı

<<<<B)B)B)>>>>



siir10gs5.jpg
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
  • Ben Böyle Olmamalıydım

    Ben, böyle olmamalıydım
    İsmini duyunca, boynum düşmeliydi omzuma.
    İçime bir ateş düşmeliydi
    Ayaklarımın feri kesilmeliydi.
    Kendimden geçmeliydim sonra...
    Adını sayıklamalıydım, adımı unuttuğumda
    Ama bunu kimse duymamalıydı,
    Seni, mahşere kadar saklamalıydım.
    Ben böyle olmamalıydım
    Nisan akşamlarını ıslatırken yağmur
    Bahar, şarkılarını söylerken karanlığa
    Çalan her kapıya `sensin` diye koşmalıydım.
    Ayak sesleri gelmeliydi uzaktan
    Ben hep sana yormalıydım.
    Gece yıldızlarını serpince göre
    Seni görmek için uyumalıydım.
    Şarkılar kime söylenirse söylensin
    Sana diye dinlemeliydim.
    Türküler dolmalıydı odama,
    Ben bir selvi boylu yârdan ayrıldım deyince bir ses
    Selvi boylu yâr sen olmalıydın
    Kömür gözlüm ateşine düşeli
    Senin için söylenmiş söz olmalıydı.
    Bir mey yokluğuna ağlamalıydı delice
    Bir keman, incecik çığlık olmalıydı
    Ama bunu kimse bilmemeliydi,
    Seni mahşere kadar saklamalıydım.
    Böyle olmamalıydım,
    Kelimeler Taif'i taşıyınca kulaklarıma
    Daha yüzüme çarpmadan Taif rüzgarı,
    Taşların izi çıkmalıydı yüzümde.
    Uhud anılırken, dişlerine sızı düşmeliydi.
    Haremde bir ikindi vakti
    Kem gözler çevrilince sana
    Ve vefasız eller uzanınca yakana
    İçim daralmalı, nefesim kesilmeliydi.
    Sen ötelere hazırlanırken,
    Öteler senin için süslenirken,
    Son kez baktığın pencerede hayal edip seni,
    Perdenin son kez kapanması gibi,
    Kapanmalıydı gözlerim.
    Sonra içime doğru gerilip,
    Seni bize lutfedenin ismini haykırıp,
    'Allah(C.C.) ' deyip,
    Düşmeliydim yere.
    Ama bunu kimse bilmemeliydi.
    Seni mahşere kadar saklamıydım.
    Ve mahşer günü...
    Uzaktan seni seyretsem.
    Sana yakın olmak için can atsam.
    Beni engelleseler,
    'Sen kim yakınlık kim? ' deseler.
    Ben ağlamaktan konuşamasam.
    Gözlerini çevirsen bana.
    'Benim cennetim bana bakan gözlerindir.'
    Ve tebessüm etsen.
    Ama bunu kimse görmese,
    Seni ebede kadar saklasam.


    Dursun Ali Erzincanlı
 

haticeislam

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Ara 2006
Mesajlar
407
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
52
Cennet Kokulu Annem...

Cennet Kokulu Annem...

Düşlerimin merkezine, saltanat kurmuş kadın,
İşaret parmağımla, buğulu camlarda adın.

Uzaklarda olmanın, yakın ayrılık dokusu,
Tarhana çorbasının, burnumda taze kokusu.

Durup durup özlediğim; ama gizli gizli,
Gözlerimin güldüğündeki tebessüm hali.

İçimde gizlediğim, canından kanından,
Dünyaya, dokuz ay gibi kısa bir andan,

İlk ayrılık telaşıyla, hediye eden rahminden,
Bir an bile tereddüt etmeden veren, servetinden.

Bir parçamı bile vermeyen, kırmızı halılar serseler de,
Gözünü kırpmadan canını tüketen, çarmağa gerseler de.

İnişli çıkışlı hayatımda, harcadığım terler senin,
Toz duman dünya haritasındaki, yemyeşil yerler senin.

Sen hazinem, sen tarihimin en asil kadını,
Melekler kıskansın seni, vicdanlı kanadını.

Hiçbir merhamet yoktur ki, senden başka hiçbir canlıda,
Üst üste dünyalar kenar olur, yürüdüğü halıda.

Cennete rızan olmasa nasıl giderim, gidemem,
Ver ayaklarını öpeyim, cennet kokulu annem.
 

<DAMLA>

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Eki 2007
Mesajlar
6,461
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Ve ince bir nimettir! Ve dahi hikmetle anlaşılmaya, şefkatle sevilmeye lâyıktır.
İbrahimî “Lâ uhibbu’l-âfilîn” feryadının üç harf ve altı noktaya dökülmüş halidir aşk.
Güzelliğe iştiyaktır ve hakikî güzeli gösteren bir pusuladır.
Batıp yitenin sevgili olamayacağını haykıran bir dellâldır.
Kalbimin ebedî aşk için yaratıldığını ve sadece ama
sadece Ona ayna kılınan o kalbe, kaybolup giden zeval
mahkûmlarının giremeyeceğini anlatan bir işarettir.
Aşk ile ebede yönelirim ve aşk gözyaşlarıyla Ebedî Sevgili’yi ararım.
Mecazî sevmelerin ve sevgililerin elemini aşk ile hissederim;
onları hakikî sevmeye ve Sevgiliye aşk ile köprü eylerim.
Ve o zaman, işte o zaman Mevlâna Cami gibi aşk ile yüzümü
çokluktan birliğe çeviririm.
Sadece biri ister, biri çağırır, biri talep eder, biri görür, sadece
biri bilir ve biri söylerim. Başkalarının istemeye, çağırmaya, görmeye ve
bilmeye lâyık olmadığını bilirim.
Ki, aklım yorulsa da, bakmayı ihmal etse de vicdanım Onu unutamaz.
Ben vicdanımı inkâr etsem de, vicdanım Onu görür, Onu düşünür, Ona yönelir.
Hads denilen yıldırım gibi intikal [geçiş, ulaşma] melekem hep vicdanımı tahrik eder.
Hadsin şiddetli hali olan ilham, vicdanımı nurlandırır.
Meyilin şiddetlisi olan arzu ve arzunun şiddetlisi iştiyak ve onun
şiddetlisi ilâhî aşk, vicdanımı hep Onun marifetine sevkeder.
Fıtratımdaki bu incizab (çekilme) ve cezbe, cazibedar bir hakikatın
cezbiyle olabilir ancak.
Ve vicdanım bu cezbesi ile tanır ALLAH’ı.
O cemal Sahibi tecelli ettiğinde, perdesiz şâşaayla daim tecelli
ettiğinde cezbeye düşer vicdanım.
Vicdanımın bu cezbesi ve incizabı hem Onun Vacibü’l-Vücud
oluşuna, hem de Celâl ve Cemal Sahibi oluşuna kesin bir delil olur.
Sadece benim değil, bütün varoluşun kalbindedir aşk ve yok
olmayan bir Mâşuk’u gösterir.
Ben ki insanım, varoluş ağacının meyvesiyim. Nasıl ki ağaçta
olmayan meyvede görünmez; o halde, benim sinemdeki ilâhî aşk gibi,
kâinatın sinesindeki hakikî aşk da Ezelî bir Sevgiliyi gösterir.
Zira, kâinattaki bütün çekimler, çekilmeler, çekiciliklerin cazibedar bir
hakikatın çekimiyle olduğunu gösterir aşk uyanık kalbime.
Yeryüzü meczub bir mevlevi gibi o aşkla döner güneşin etrafında.
Elektronlar aynı Sevgilinin cezbesiyle döner çekirdeğin etrafında.
Oksijen ve hidrojen o aşk ile birleşirler ve su gibi rahmetin cisimleşmiş
halini meyve verirler.
Bülbül aşkın cezbesiyle güle nağmeler dile getirir.
Varlıkların bütün dönüşleri, bütün hareketleri, bütün çekim kanunları
aşktandır.
Bütün kâinatın mayası aşktır.
İlâhî aşkın şarabıyla zerrelerden yıldızlara kadar herşey istidadına göre
kendinden geçmiştir.
Aşkın ateşiyledir ki, Ezelî Güneş’e doğrudan aynalık yapan,
Ona her hal ve şartta yönelebilen “reşha”nın içindeki katılıklar yanar, ziya ile nura döner.

Aşığım ben; varlığa… hayata… bekaya… kemale… cemale… aşığım.


Benliğimden soyunduğumda, imanın şuurunu giyindiğimde anlarım ki,
aşkım aslında Onun isimlerinedir, Onadır.
Onun bekasına, Onun kemaline ve cemalinedir.
Zira hakikî beka Onundur; eksiksiz kemal Onundur ve kusursuz ebedî
cemal Onundur.
Aşkım Onun cemaline, kemaline bir delildir.
Aşkım ve muhabbetim marifetimdir, kulluğumdur…
 

<DAMLA>

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Eki 2007
Mesajlar
6,461
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
GÜ-lÜ Muhammedİ

--------------------------------------------------------------------------------

Hiç bir an unutmadım seniben ey Sevgili
Sönmez içimdetutuşturduğun iman ateşi
Hep canlıydı gönlümdeki o hidayet ümidi
Kalbimde solmayacak o GÜLÜ Muhammedi

Seni tanıdığım günden beri senindir kalbim
Huzur ile mutluluğa doygundur bu kalbim
Karanlıktan nurunla aydınlandı bu kalbim
Sen güneşsin seninle aydınlandı bu kalbim

Yaratılıp tüm alemlere sen rahmet kılındın
Bütün kullara yol gösteren rehber kılındın
O son PEYGAMBER Hatem-Ül ENBİYA kılındın
Kurtuluş yollarına senmihmandar kılındın

Ardından gelen kullara tüm yollar asan olur
Senin gittiğin yoldaki tüm tuzaklar bozulur
Burada sana uyan kul cennete komşun olur
Hem dünyada hem ahirette kurtulmuş olur

Seni anan bir gönülde ne acı ne tasa olur
O kokunu duyan insanın içi gül gülistan olur
O gül yüzün kalbimizde açar goncagül olur
Sen kalplerimize girince cennet bahçesi olur
 

<DAMLA>

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Eki 2007
Mesajlar
6,461
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
hatuo8.jpg

Ya Rab! Aşkın Olayım!

Bu sabah ellerimi göğe kaldırırken

gözlerimi yere ağdırdım…

O lahzadaki ishâbimi nasıl söyleyecektim ki?

Iyâzen billah neler söyledim bilemiyorum…

Hârut sahibi degilim ki Bâbil’deki kuyuda kıyametimi bekleyeyim…

Feresim, sidrem ferec bahşeder mi ?

Harab dergâhım miraca erer mi ki ?

Sözlerimde bedâhet olmasa bile senin gönlünde

keramet olsun…

Ateşgâhımdaki sükûtu geçer mi ki ?

Gönlümdeki rezalet olsa da senin gözlerinde beşaret olsun… Olsun ki bana da rahmet olsun…

Himmet olsun…

O tenhâ gecelerde, tenden uzak yerlerde…

Bir ağıt sızımlatılıyordu bilmecelerde..

Kaleme kafla…

Aleme eleminden elifle gelen bir ağıt ki

Nemrut bile ağlardı derdinden…

Neden ben?

Neden ben aglamayayım ki?

Ben de ağladım…

O gelen acıya zerrelerim dayanamadı…

Hücrelerim lerzeye gelirlerken ben nasıl

ağlamayacaktım ki?

Acının en acısı…

Ama… Hani… Ama ne tatlı bir acı…

Ne kurtulabildim ne de doğrusu kurtulmak istedim…

Zîra beni yaşatan acılarım olacak…

Ve öldürecek olan neşelerim olacak..

O hâlde yaşamak istiyorsam neden neşelerime

tenezzül edeyim ki?

Ben ölmek istemiyorsam neden

acılarımdan uzak kalayım ki?

Yaşamak-ölmek…

Bizim elimizde değil…

Ancak kainatın memesinden sızım sızım

damlayan şu umman umman acıları

hissedemeyceksek yazıklar olsun bize!

O îlâhi acıyla gönüllerde ilelebet

kalamayacaksak yazıklar olsun bize!

Bir fâtihâ dahi avlayamayacaksak yazıklar

olsun bize! Bir mescit açamayacaksak…

bir rahle kuramayacaksak…

Bir hutbe okuyamaycaksak yazıklar olsun bize!

Olmak ve oldurmak(Fiil-meful) ALLAH ’in elinde…

Ama O hâli yakalamayı dahi isteyemeyeceksek

yazıklar olsun bize!…

………………

İlelebet Hay olan ALLAH ’tır!(CC)


Fenâfillah kalplerde bekâyeti yaşatan ALLAH ’tır…

Araya benden önce konuşmaya dalmışın sözlerinden sonra derim ki…

Keşke ben de gönüllerde olsaydım…

Kalsaydım…

Ve ALLAH ’a (CC) kavuşsaydım…

Ey gözü aklının zârına takılmış yolcum..

Sıyır at o perdeyi! Kamerin, şemsin sahibi ALLAH ’tır…(CC)

Akıl denenin aldatmacaları yok mu sandın?

Gönül denenin yanılmacaları yok mu sandın ?

Hakikat de ALLAH ’tan.(CC) Küfür de ALLAH ’tan…


Ama ikisinin arasında medd-i cezir cılğınlığım uzaktan kulaklarına ilişirse…

Kapı arala ve gönlünde dağla…

Orada ağla ki senin gözyaşların,

merhametin benim küfrüme galebe gelsin…

Ben de o anda senin duanla mîraç cılğınlığı yaşayayım..

Rahman ve Rahim ALLAH tır…(CC)

Vefâ da O’na olsun…

Rızâ da O’na olsun…

Derdimize deva olan Sen…

İlâhî! Derdim nefsimden…

Merhamet senden! Beni rahmetinde Râhim eyle…

Hâlim eyle… Alim eyle…

Ne perîşan yamaçlar gördüm Ya Rab…

Diyarıma Şah istedim! Seni istedim…

Ağlamalarıma, çağlamalarıma sen şahitsin Ya rab!

Birazcık deva verseydin ne olurdu Ya Rab?!

Aşkınla meşk olayım da vazgeçmeyeyim Senden….

Sen benim Aşkım…

Sen benim meşkim ol Ya Rabbi
 

_Resul_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Ocak 2007
Mesajlar
8,169
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
Bak da ibret al

Zâhidâ! Aç gözün, sahraya bak da, ibret al!
Şu direksiz kubbe-i semâya bak da, ibret al!

Görmek istersen, Cenâb-ı kibriyanın kudretin,
her sabah, seher vakti, dünyaya bak da ibret al!

Padişah olsan da, derler “Er kişi niyetine”,
var, musallada yatan mevtâya bak da, ibret al!

Bir kefendir âkıbet, sermâye-i beğ ve fakir,
varlığa mağrur olan, mecnun değil de, yâ nedir?
 

_Resul_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Ocak 2007
Mesajlar
8,169
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
Hak Yol İslam Yazacağız

Hak yol islam yazacağız
Kör dünyanın göbeğine
Hak yol islam yazacağız.
Kuşların göz bebeğine
Hak yol islam yazacağız.

Yola, ağaca, pınara
Esen yele, yağan kara
Yağmur yüklü bulutlara
Hak yol islam yazacağız.

Koç burcuna, yay burcuna
Bebeklerin avucuna
Minarelerin ucuna
Hak yol islam yazacağız.

Bucak bucak, köşe köşe
Kara taşa, kor ateşe
Yıldıza, aya, güneşe
Hak yol islam yazacağız.

Askerlerin miğferine
Kağnıların tekerine
Budanın tunç heykeline
Hak yol islam yazacağız.

Her kapının eşiğine
Her sofranın kaşığına
Balaların beşiğine
Hak yol islam yazacağız.

Herkes duyacak, bilecek
Saklanmaz gayrı bu gerçek
Yaprak yaprak, çiçek çiçek
Hak yol islam yazacağız
 

_Resul_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Ocak 2007
Mesajlar
8,169
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
ABDULKADİR GEYLANİ

Muhammed neslinden, Şah-ı Veliden,
Gonca HÜseyin’den, gÜl Fadime’den,
Zarif ve inceden, nurdan bir beden,
Sultanlar sultanı pir Abdulkadir.
Abidler içinde bir Abdulkadir.

Hasan-el Basri’nin irfan yolundan,
Bağdatlı CÜneyd’in aşkın kolundan,
İrem bağlarının eşsiz balından,
Sultanlar sultanı pir Abdulkadir.
Aşıklar içinde şir Abdulkadir.

Kırklar, Yedilerin sultanı sensin,
Gavslar meclisinin imamı sensin,
İlim deryasının ummânı sensin,
Sultanlar sultanı pir Abdulkadir.
Arifler içinde mir Abdulkadir.

Erenler bezminde dergah kurulur,
TÜm veliler divanında bulunur,
Hama erlerinden yolun sorulur,
Sultanlar sultanı pir Abdulkadir.
LÜtfunla rÜyama gir Abdulkadir.

Halit özdÜzen
 

_Resul_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Ocak 2007
Mesajlar
8,169
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
Muhammed'dir Canlar Canı
Muhammed'dir canlar canı
İki cihanın sultanı
Hem aşıkların lokmanı
Benim arzum Muhammed'dir
Benim arzum can Ahmed'dir.

Muhammed'dir özüm sözüm
Kan ağlıyor iki gözüm
Görse cemalini gözüm
Benim arzum Muhammed'dir
Benim arzum can Ahmed'tir.

Yücedir kadrin yüce
Kur'an'ın tefsiri ince
Manasını verir hoca
Benim arzum Muhammed'dir
Benim arzum can Ahmed'tir.

Mekke dağların aştım
Sandımki Cennete düştüm
Rabbimle tenha buluştum
Benim arzum Muhammed'dir
Benim arzum can Ahmed'tir.
 

_Resul_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Ocak 2007
Mesajlar
8,169
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
Efendim, Sen yücelerin yücesisin
Rabbimin gönderdiği örnek rehbersin

Kaldırdın ortadan, kasvetli bulutları.
Nurunla aydınlattın, karanlık ufukları

Bir güneş gibi doğdun üzerimize,
Aydınlığından faydalanmak düşer bize

Etrafını sarmış, çepe çevre yıldızlar.
Yıldızlarından huzme huzme ışık var.

Gül kokuyor senin bütün mevsimlerin
Kuşların sesinde yankılanır billur sesin.

Rüzgar bile getirir bize senin haberini.
Ey gönüllerimizin sultanı, şanlı fatihi.

Bütün alemler, senin nuruna muhtaç,
Sensin bizim başımıza nurdan taç.

Nasıl anlatayım, kelimerler yetmez seni
Kalemim aciz kalır, durdurur beni

Şefaat et bize ey sevgili kutlu nebi.
Ancak senin şefaatin kurtarır bizi.

Sen resülallah, resül-ü kibriyasın.
Sen Hazreti Muhammet Mustafa (s.a.v) sın
 

_Resul_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Ocak 2007
Mesajlar
8,169
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
YA RASÜLALLAH DERDİMİ DİNLERMİSİN?


Ya Rasülallah! Bugün seninle dertleşmek istiyorum, şu aciz ümmetini, şu
günahkâr ümmetini dinlermisin? Bugün sana gözyaşlarıyla derdimi, içimi
dökmek istiyorum. Kırık dökük de olsa, eksik ve yanlış da olsa, şu günahkâr
ümmetinin yüreğinden gelen sözleri dinlermisin?

Sen ki, şehidlerin sultanı, amcan Hz. Hamza'yı şehid eden vahşiyi bile
dinledin ve O insan bir vahşi iken seninle dertleştikten sonra, kalbinde
güller açarak bir yiğit, bir yıldız ve bir cennet varisi oldu. Hz. Vahşi
oldu, senin ümmetin oldu ya Rasülallah

İşte bende, şu vahşileşen insanların arasından bir an sıyrılarak, Hz vahşi
gibi, Hz. Enes Bin malik gibi, Hz. Mus'ab Bin Ümeyr gibi ve Hz. Ebu Hureyre
gibi dertleşmek istiyorum sevgili efendim. Ama O'nlar gibi olmamanın ve
olamamanın ezikliğini hissederek yine de sana seslenmek ve seninle
dertleşmek istiyorum, çağlar ötesi bir zamandan efendim;

Ey gül yüzünde gülücükler eksik olmayan sevgili efendim! Sana ilk önce şu
itirafımı yapmak istiyorum. Aklıma geldikçe yüreğimi ezen, beni gözyaşlarına
boğan, şu itirafımı yapmak istiyorum;

Ya Rasülallah, hani ümmetine seslenirken üzerine çıkıp mübarek ağzından
inciler döktüğün hurma kütüğü vardı ya, hani ümmetine yine bir gün
seslendiğinde bu hurma kütüğünün üstüne çıkmayıp Ashabı'nın yaptığı minberin
üstüne çıkınca, etrafa hıçkıra hıçkıra bir ağlama sesi yayılmıştı ya,
ağlamanın hiçbir insandan gelmediği anlaşılınca hurma kütüğünün yanına gidip
onun ağladığını, senden ayrı kalınca hıçkırıklara boğulduğunu görünce onu
mübarek ellerinle teselli etmiştin ya hani efendim.
İşte ben, işte ben senden ayrı kaldığım o kadar zamana rağmen bir hurma
kütüğü kadar ağlamıyorum, ağlayamıyorum gözümün nuru, gönlümün sultanı
efendim.

Şu ümmetin bir kütük kadar olamıyor ve ayrılığına yanıp kavrulmuyor
sultanım. Ne olur, ne olur efendim gel beni de teselli et, bir hurma kütüğü
gibi ağlamasam da, bir mağaranın önünde bekleyen KITMİR gibi sadık olamasam
da ve senden ayrılacağını anlayan bir deve kadar içim yanmıyorsa da, ne olur
Ya Rasülallah ben seni görmeden sevdim, çağlar ötesi zamandan "KARDEŞLERİM"
hitabına "buyur canımın canı, buyur anamı-babamı ve her şeyimi yoluna feda
ettiğim canım efendim" diyerek sana iman ettim gönlümün sultanı.

Sana layık ümmet olmasam da, sana KITMİR gibi sadık kalmasam da, sana bir
örümcek kadar hasretinle yanmasam da ve seni gördüğünde heyecandan ufacık
kalbi yerinden çıkacakmış gibi atan bir güvercinin yüreği kadar yüreğim
tertemiz olmasa da, gel ne olur, rüya da olsa bile gel, gel de şu günah
çukuruna batmış ümmetini teselli et...
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt