GEVHER
Yönetici
- Katılım
- 9 Eyl 2008
- Mesajlar
- 3,971
- Tepki puanı
- 2,515
- Puanları
- 163
22. Din Elden Gidince
Daha önce yazmış mıydım, hatırlamıyorum.
Yirmi küsur yaşlarında bir vatandaş iş bulmak için köyden İstanbul'a gelmiş. İş bulamamış.
Bekâr arkadaşlarıyla birlikte kalıyor. Elde yok avuçta yok. Köydeki yaşlı annesi, karısı, çocuğu para bekliyor. Bizimki şaşırmış vaziyette.
Ne yapmış biliyor musunuz? Tam bir milyar liralık bir cep telefonu almış. Tabiî ki, borçla, taksitle. Peki nasıl ve nereden ödeyecek bu parayı? Bilmiyor ama almış işte.
Bir arkadaşı ona "Benim canım kardeşim, şu anda senin halin çok kötü. Burada işsizsin, köydeki evde anan, karın, çocuğun ağlayarak para bekliyor. Sen kalktın pahalı ve lüks bir cep telefonu aldın. Nasıl ödeyeceksin bunun borcunu?.."
Arkadaşına ne cevap vermiş biliyor musunuz? Gözlerindeki çakmak çakmak kin, öfke, hınç kıvılcımları olduğu halde:
- Yahu ben insan değil miyim?.. demiş.
Ben onun samimî arkadaşı olsaydım "Elbette insan değilsin!" derdim.
Bu akılsız, vicdansız, dengesiz vatantaşta fazla kabahat yoktur.Suçun büyüğü onu bu hale getiren uğursuz zihniyettedir.
Bu ülkede bin seneden beri, insanların ihtiraslarını, aşırılıklarını, olumsuz taraflarını frenleyen güç İslâm dini ve ahlakı idi.
Yakın tarihimizde dinî inançları, dinî ahlakı, dinî yaşayış tarzını yıktılar. Yerlerine bir şey koyamadılar.
Toplumu, milleti sekülerleştirmek istediler.
Bir ölçüde sekülerleştik ama sonunda ne olduk... Şu manzaraya bakınız:
- Suçlar artmış. Mahkemeler suç davalarına bakmaktan başlarını kaşıyamıyor. Polis suçlarla ve suçlularla baş edemiyor.
- Ülkemiz genel bir kokuşma ile kirlenmiş vaziyette. Dünyanın en temiz ülkesi Finlandiya, biz listenin sonlarında yer alıyoruz. Kirlendik, hem de çok kirlendik.
- Türkiye'deki 78 etnik grubu bir arada tutan çimento İslâm idi. Bu bağı koparttık, toplum hercümerc oldu. "Kürtler aslında Türkmüş de, kışın karlar üzerinde yürürken kırt kırt diye sesler çıkartıyorlarmış. Bu yüzden onlara kürt denmiş..." Kimse bu dolmaları yutmadı. Ne oldu? Kürtçülük hareketi çıktı.
- Dinin baskısı ve rehberliği zayıflayınca iktisat, ticaret, iş hayatı ne oldu?Vahşileşti, çılgınlaştı.
Adam bono imzalıyor, zamanı gelince ödemiyor. Çek veriyor, karşılıksız çıkıyor. Yalan, dolan, hile, hud'a, fitne fesat, dolandırıcılık aldı yürüdü.
Herif lokantanın vitrinine "Nefis döner bulunur" diye yazmış. Girip bir porsiyon döner yiyorsunuz ki, nefis değil, berbat. En kalitesiz kıymadan yapmış, eti andıran soya unu katmış.
Ticaretine yalan karıştırdığı, nefis olmadığı halde nefis dediği için kazancı haram oluyor ama onun haram maram bildiği yok. Para hırsıyla kudurmuş, gözleri dönmüş vaziyette.
- Zeytinler simsiyah ve kaliteli görünsün diye kimyevî boyalarla boyuyorlarmış. Bunlarda sağlık için çok zararlı zehirler varmış.
Umurunda mı? Çünkü dinsizleşmiş, sekülerleşmiştir.
- Bozukluk, kokuşma o raddelere vardı ki, bir kısım sözde dindarlar da çok bozuldu. İslâmcı kesimde yenmeyen halt kalmadı.
İhalelere fesat karıştırmak, işlerden komisyon almak, vakıf mallarına saldırmak, emanetlere hıyanet etmek, saçı bitmedik yetimlerin hakkını yemek. Yüz milyonlarca, milyarlarca dolarlık haram, kirli, kara servetler edinmek.
Neymiş efendim, "Bozuk düzenlerde bozuk işler yapılırmış...
" Be mel'un! Sen sakın bu fetvayı Azazil'den (Şeytan'dan) almış olmayasın.
- Toplumda nezaket, kibarlık, büyüklere hürmet, küçüklere şefkat kalmadı.
Büyük şehirlerde kapkaççılık aldı yürüdü. Bir türlü önüne yüzde yüz geçilemiyor. Bu kapkaççılık işini sadece onbeş onaltı yaşındaki serseri çocuklar yapmıyor. Arkalarında bir mafya var, onları destekleyen ve kollayanlar var.
Kimler bunlar, kimler bunlar?
- Bina ve zina başını aldı gidiyor. Nesep güvenliği büyük ölçüde sarsıldı.
- Rüşvet gırtlağa kadar.
- Genel bir mafyalaşma karşısındayız.
- Komşuluk hukukunun pabucu dama atıldı. Alt katta komşusu ölüyor, üsttekinin haberi yok.
- Din ahlakı gidince para en büyük değer oldu, put oldu, sapıkların ve azgınların tanrısı oldu.
- Din kanaati, tevâzuu, zühdü emr ediyordu. Dinin baskısı ve yönlendirmesi zayıflayınca lüks, aşırı tüketim, gösteriş, azgınlık, israf topluma hâkim oldu.
Bazıları şöyle diyebilir? Müslümanların da bir kısmının bozulduğunu sen kendin yazıyorsun. O halde din, kötülüklere engel olmuyormuş.
Hayır efendim hayır!... O bozulanlar iyi, vasıflı, örnek, gerçek Müslümanlar değildir. Bozuklar sahte İslâmcılardır, münafıklardır, Müslüman müsveddeleridir.
Müslümanın elbette hatâsı olabilir, Müslüman günah işleyebilir ama bir Müslüman asla saçı bitmedik yetimin hakkını yemez.
Bir Müslüman asla devletin ve belediyelerin bütçelerini hortumlamaz. Bir Müslüman geçim sıkıntısından kıvranır ama asla rüşvet almaz.
Resulullah efendimize sormuşlar: "Müslüman zina eder mi?" sesini çıkartmamış.
Yine sormuşlar, "Müslüman yalan söyler mi?" , ''Asla!.." cevabını vermiş.
Dinimiz "Nifak küfürden daha kötüdür" buyuruyor.
Küfür bellidir. Nifak gizlidir.
Bir kısım nifaklar imansızlıktan ileri gelmektedir. Evet toplum içinde din ticareti, mukaddesat bezirgânlığı yaparak para kazanmak, servet sahibi olmak, ün, alkış, riyaset, makam, mevki devşirmek, nüfuz ve prestij sahibi olmak isteyen iğrenç ve pislik münafıklar vardır.
Bunların dini imanı paradır, nefistir, menfaattir. Bunlar her türlü günahı, isyanı, tuğyanı işliyorlar.
Bunlar ne Kur'ân hükümlerini, ne Peygamber sünnetini dinliyorlar.
Bunların yaptıkları şeriata da, tarikata da taban tabana zıttır. Bunlar Nemrud ve Firavun gibi yaşıyorlar, davranıyorlar. Bunlar Müslüman değildir, bunlar İslâm'ı temsil edemezler. Bu pisliklere, bu gürûh-i lâ yüflihûna bakıp da hiç kimse İslâm'a ve hakikî Müslümanlara taş ve çamur atamaz.
Hakikî Müslüman yalan söylemez...
Emanete hıyanet etmez...
Söz verip de sözünden dönmez...
Haram yemez...
Rüşvet almaz...
Devletin ve belediyelerin bütçelerini hortumlamaz...
İhalelere fesat karıştırmaz...
Saçı bitmedik yetimlerin hakkına el uzatmaz...
Vakıf mallarına ve gayr-i menkullerine göz dikmez...
Hakikî bir Müslüman, menfaat kopartmak için yaltaklık, yalakalık, köpeklik, dalkavukluk yapmaz.
Yamukluk yapan İslâmcılar Müslüman değildir, ne İslâm'ı ne de Ümmet'i temsil ederler.
Onlar aç ve alçak köpeklerdir. Evet köpeğin bile yükseği, asili vardır. Onlar yüksek köpek bile değildir.
İşte din gidince ülke ve toplum böyle olur... Müslümanlar örs çekiç arasında kalır. Bir yanda agresif, harbî, amansız kâfirler; öteki yanda İslâmcı kılığına bürünmüş münafıklar ve şeytanlar.
Bina çökerse hepimiz enkazın altında kalacağız. Cümbür cemaat...
Sen, keyfince yaşayan, bana ne diyen, zevk u sefa içinde piknik yapan umursamaz Müslüman, evet sen de...
( Mehmet Şevket Eygi - Milli Gazete )
Daha önce yazmış mıydım, hatırlamıyorum.
Yirmi küsur yaşlarında bir vatandaş iş bulmak için köyden İstanbul'a gelmiş. İş bulamamış.
Bekâr arkadaşlarıyla birlikte kalıyor. Elde yok avuçta yok. Köydeki yaşlı annesi, karısı, çocuğu para bekliyor. Bizimki şaşırmış vaziyette.
Ne yapmış biliyor musunuz? Tam bir milyar liralık bir cep telefonu almış. Tabiî ki, borçla, taksitle. Peki nasıl ve nereden ödeyecek bu parayı? Bilmiyor ama almış işte.
Bir arkadaşı ona "Benim canım kardeşim, şu anda senin halin çok kötü. Burada işsizsin, köydeki evde anan, karın, çocuğun ağlayarak para bekliyor. Sen kalktın pahalı ve lüks bir cep telefonu aldın. Nasıl ödeyeceksin bunun borcunu?.."
Arkadaşına ne cevap vermiş biliyor musunuz? Gözlerindeki çakmak çakmak kin, öfke, hınç kıvılcımları olduğu halde:
- Yahu ben insan değil miyim?.. demiş.
Ben onun samimî arkadaşı olsaydım "Elbette insan değilsin!" derdim.
Bu akılsız, vicdansız, dengesiz vatantaşta fazla kabahat yoktur.Suçun büyüğü onu bu hale getiren uğursuz zihniyettedir.
Bu ülkede bin seneden beri, insanların ihtiraslarını, aşırılıklarını, olumsuz taraflarını frenleyen güç İslâm dini ve ahlakı idi.
Yakın tarihimizde dinî inançları, dinî ahlakı, dinî yaşayış tarzını yıktılar. Yerlerine bir şey koyamadılar.
Toplumu, milleti sekülerleştirmek istediler.
Bir ölçüde sekülerleştik ama sonunda ne olduk... Şu manzaraya bakınız:
- Suçlar artmış. Mahkemeler suç davalarına bakmaktan başlarını kaşıyamıyor. Polis suçlarla ve suçlularla baş edemiyor.
- Ülkemiz genel bir kokuşma ile kirlenmiş vaziyette. Dünyanın en temiz ülkesi Finlandiya, biz listenin sonlarında yer alıyoruz. Kirlendik, hem de çok kirlendik.
- Türkiye'deki 78 etnik grubu bir arada tutan çimento İslâm idi. Bu bağı koparttık, toplum hercümerc oldu. "Kürtler aslında Türkmüş de, kışın karlar üzerinde yürürken kırt kırt diye sesler çıkartıyorlarmış. Bu yüzden onlara kürt denmiş..." Kimse bu dolmaları yutmadı. Ne oldu? Kürtçülük hareketi çıktı.
- Dinin baskısı ve rehberliği zayıflayınca iktisat, ticaret, iş hayatı ne oldu?Vahşileşti, çılgınlaştı.
Adam bono imzalıyor, zamanı gelince ödemiyor. Çek veriyor, karşılıksız çıkıyor. Yalan, dolan, hile, hud'a, fitne fesat, dolandırıcılık aldı yürüdü.
Herif lokantanın vitrinine "Nefis döner bulunur" diye yazmış. Girip bir porsiyon döner yiyorsunuz ki, nefis değil, berbat. En kalitesiz kıymadan yapmış, eti andıran soya unu katmış.
Ticaretine yalan karıştırdığı, nefis olmadığı halde nefis dediği için kazancı haram oluyor ama onun haram maram bildiği yok. Para hırsıyla kudurmuş, gözleri dönmüş vaziyette.
- Zeytinler simsiyah ve kaliteli görünsün diye kimyevî boyalarla boyuyorlarmış. Bunlarda sağlık için çok zararlı zehirler varmış.
Umurunda mı? Çünkü dinsizleşmiş, sekülerleşmiştir.
- Bozukluk, kokuşma o raddelere vardı ki, bir kısım sözde dindarlar da çok bozuldu. İslâmcı kesimde yenmeyen halt kalmadı.
İhalelere fesat karıştırmak, işlerden komisyon almak, vakıf mallarına saldırmak, emanetlere hıyanet etmek, saçı bitmedik yetimlerin hakkını yemek. Yüz milyonlarca, milyarlarca dolarlık haram, kirli, kara servetler edinmek.
Neymiş efendim, "Bozuk düzenlerde bozuk işler yapılırmış...
" Be mel'un! Sen sakın bu fetvayı Azazil'den (Şeytan'dan) almış olmayasın.
- Toplumda nezaket, kibarlık, büyüklere hürmet, küçüklere şefkat kalmadı.
Büyük şehirlerde kapkaççılık aldı yürüdü. Bir türlü önüne yüzde yüz geçilemiyor. Bu kapkaççılık işini sadece onbeş onaltı yaşındaki serseri çocuklar yapmıyor. Arkalarında bir mafya var, onları destekleyen ve kollayanlar var.
Kimler bunlar, kimler bunlar?
- Bina ve zina başını aldı gidiyor. Nesep güvenliği büyük ölçüde sarsıldı.
- Rüşvet gırtlağa kadar.
- Genel bir mafyalaşma karşısındayız.
- Komşuluk hukukunun pabucu dama atıldı. Alt katta komşusu ölüyor, üsttekinin haberi yok.
- Din ahlakı gidince para en büyük değer oldu, put oldu, sapıkların ve azgınların tanrısı oldu.
- Din kanaati, tevâzuu, zühdü emr ediyordu. Dinin baskısı ve yönlendirmesi zayıflayınca lüks, aşırı tüketim, gösteriş, azgınlık, israf topluma hâkim oldu.
Bazıları şöyle diyebilir? Müslümanların da bir kısmının bozulduğunu sen kendin yazıyorsun. O halde din, kötülüklere engel olmuyormuş.
Hayır efendim hayır!... O bozulanlar iyi, vasıflı, örnek, gerçek Müslümanlar değildir. Bozuklar sahte İslâmcılardır, münafıklardır, Müslüman müsveddeleridir.
Müslümanın elbette hatâsı olabilir, Müslüman günah işleyebilir ama bir Müslüman asla saçı bitmedik yetimin hakkını yemez.
Bir Müslüman asla devletin ve belediyelerin bütçelerini hortumlamaz. Bir Müslüman geçim sıkıntısından kıvranır ama asla rüşvet almaz.
Resulullah efendimize sormuşlar: "Müslüman zina eder mi?" sesini çıkartmamış.
Yine sormuşlar, "Müslüman yalan söyler mi?" , ''Asla!.." cevabını vermiş.
Dinimiz "Nifak küfürden daha kötüdür" buyuruyor.
Küfür bellidir. Nifak gizlidir.
Bir kısım nifaklar imansızlıktan ileri gelmektedir. Evet toplum içinde din ticareti, mukaddesat bezirgânlığı yaparak para kazanmak, servet sahibi olmak, ün, alkış, riyaset, makam, mevki devşirmek, nüfuz ve prestij sahibi olmak isteyen iğrenç ve pislik münafıklar vardır.
Bunların dini imanı paradır, nefistir, menfaattir. Bunlar her türlü günahı, isyanı, tuğyanı işliyorlar.
Bunlar ne Kur'ân hükümlerini, ne Peygamber sünnetini dinliyorlar.
Bunların yaptıkları şeriata da, tarikata da taban tabana zıttır. Bunlar Nemrud ve Firavun gibi yaşıyorlar, davranıyorlar. Bunlar Müslüman değildir, bunlar İslâm'ı temsil edemezler. Bu pisliklere, bu gürûh-i lâ yüflihûna bakıp da hiç kimse İslâm'a ve hakikî Müslümanlara taş ve çamur atamaz.
Hakikî Müslüman yalan söylemez...
Emanete hıyanet etmez...
Söz verip de sözünden dönmez...
Haram yemez...
Rüşvet almaz...
Devletin ve belediyelerin bütçelerini hortumlamaz...
İhalelere fesat karıştırmaz...
Saçı bitmedik yetimlerin hakkına el uzatmaz...
Vakıf mallarına ve gayr-i menkullerine göz dikmez...
Hakikî bir Müslüman, menfaat kopartmak için yaltaklık, yalakalık, köpeklik, dalkavukluk yapmaz.
Yamukluk yapan İslâmcılar Müslüman değildir, ne İslâm'ı ne de Ümmet'i temsil ederler.
Onlar aç ve alçak köpeklerdir. Evet köpeğin bile yükseği, asili vardır. Onlar yüksek köpek bile değildir.
İşte din gidince ülke ve toplum böyle olur... Müslümanlar örs çekiç arasında kalır. Bir yanda agresif, harbî, amansız kâfirler; öteki yanda İslâmcı kılığına bürünmüş münafıklar ve şeytanlar.
Bina çökerse hepimiz enkazın altında kalacağız. Cümbür cemaat...
Sen, keyfince yaşayan, bana ne diyen, zevk u sefa içinde piknik yapan umursamaz Müslüman, evet sen de...
( Mehmet Şevket Eygi - Milli Gazete )