Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

NİÇİN NAMAZ KILARIZ? (1 Kullanıcı)

sevgi_ile

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Mar 2009
Mesajlar
86
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Allah her ikinizden de razı olsun. Zorda olsa vaktinde kılmaya devam edeceğim. Dünya işleri bazen böyle elimizi kolumuzu bağlıyo ama Rabbim benimle buna eminim. Allah yar ve yardımcınız Hızır a.s. yoldaşınız olsun.
 

Aşk-ı Hicab

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Şub 2009
Mesajlar
12,148
Tepki puanı
25
Puanları
38
Yaş
40
Allah her ikinizden de razı olsun. Zorda olsa vaktinde kılmaya devam edeceğim. Dünya işleri bazen böyle elimizi kolumuzu bağlıyo ama Rabbim benimle buna eminim. Allah yar ve yardımcınız Hızır a.s. yoldaşınız olsun.

Aminn kardeşimm..
Allah yar ve yardımcınız olsun..
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
Selamün Aleyküm..
Emeğinize sağlık.. Bu istifadeli paylaşım için Rabbimiz c.c razı olsun..
Rabbimizin, kullarına bir nur, bir hediye olarak sunduğu ve kendisine hasbihal-niyaz vasıtası kıldığı bu ibadeti huşu ile ifa etmek ve Rabbimizin fazl-ı keremine mazhar olmak duası ile.. Selam ve Dua ile.
 

nakşibendi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Mar 2006
Mesajlar
1,946
Tepki puanı
0
Puanları
0
Huşû Duyanların Namazları ile İlgili Hikâyeler

Huşû Duyanların Namazları ile İlgili Hikâyeler

Korkunun, imanın semeresi ve Allah'ın celâlinden hâsıl olan yakînin neticesi olduğunu bilmek gerekir. Kime iman ile yakîn ihsân edilmişse, o gerek namazda, gerekse de namazın dışında daima; hatta tek başına hicran zâviyesinde ve def-i hacet için tuvalette iken dahi korkar.

Çünkü Allah'ın kuluna daima muttali olduğunu bilmek, O'nun celâlini anlamak ve kendi nefsinin kusurlarını idrâk etmek korkuyu gerektirmektedir. İşte bütün bu bilgilerden korku doğar. Bu bilgiler, sadece namaza mahsus değildir. Bu sırra binaen rivayet edildiğine göre selef-i sâlihînden bir zat Allah'tan utanıp korktuğu için kırk sene başını kaldırıp göklere bakmamıştır.

Rebî b. Hayseme başını ziyadesiyle önüne eğdiği ve gözlerini kapattığı için, bazı kimseler onun kör olduğunu zannederlerdi. Rebî yirmi yıl boyunca İbn Mes'ud'un evine gidip gelmiştir. İbn Mes'ud'un cariyesi, Rebî'yi gördüğü zaman efendisine koşar ve 'Kör dostun geldi' derdi. İbn Mes'ud da câriyesinin bu sözüne gülerdi. Cariye kapıyı çalan Rebî'yi daima başı eğik ve gözü kapalı olarak görürdü. İbn Mes'ud, Rebî'ye her baktığında 'Ey Rasûlüm! İtaatkâr ve mütevazi olanları cennetle müjdele!' (Hac/34) ayetini okuyarak 'Allah'a "yemin ederim ki eğer Allah Rasûlü seni görseydi, sevinirdi' derdi. Başka bir rivayette 'Seni severdi', diğer bir rivayette 'Gülerdi' şeklinde gelmiştir.

Rebî, birgün İbn Mes'ud'la birlikte demirciler çarşısından geçiyordu, Demirci körüklerinin üfürdüğü, kıvılcımlar saçan ateşi görünce içten gelen bir nâra atarak düşüp bayıldı. İbn Mes'ud (r.a) namaz zamanına kadar onun başucunda oturdu. Fakat Rebî bir türlü ayılmadı. İbn Mes'ud daha sonra onu sırtlayarak evine götürdü, fakat o ertesi gün aynı saata kadar ayılmadı ve bu arada beş vakit namazı da kaçırdı. Onun başı ucunda oturan İbn Mes'ud (r.a) 'Allah'a yemin ederim ki işte korku diye buna denir' buyurmuştur.

Rebî şöyle demiştir: 'Hangi namaza durmuşsam, mutlaka kendi diyeceklerimi ve bana denilecek olanları düşünmüş ve bu sahada tefekküre dalmışımdır'.

Bu tür kimselerden biri de Amr b. Abdullah'tır.98 Bu zat namaza durduğu zaman, kızı arasıra def çalar; kadınlar da ev dahilinde istedikleri gibi, yüksek sesle konuşurlardı. Fakat o bunları ne duyar ve ne de konuştuklarını anlardı. Günün birinde kendisine 'Namaz dahilinde nefsin sana birşey söylüyor mu?' diye soruldu. 'Evet; bana, Allah'ın huzurunda bulunduğumu ve yarın iki evden (cennet ve cehennemden) birine gideceğimi söylüyor' cevabını verdi.

Yine birgün kendisine şöyle sorulmuştu: 'Bizim namaz içinde hissettiğimiz dünya hadiselerini duyuyor musunuz?' Buna şöyle cevap verdi: 'Bedenime mızrakların saplanması, bana sizin namaz içinde hissettiğiniz dünya hâdiselerini duymaktan daha sevimli gelir'.

Amr hazretleri şöyle der: 'Eğer Allah ile kul arasındaki perde gözlerimin önünden kalksaydı, yakînimden zerre kadar artma olmayacaktı'.

Müslim b. Yesar da bu kimselerdendi. Basra câmiînde namaz kılarken, câmi duvarının yıkılmasından haberi olmadığını daha önce söylemiştik.

Böyle kimselerden birinde, önlenmesi ancak hastalığa yakalanan parçanın kesilmesiyle mümkün olabilecek bir hastalık belirdi. Ancak o sözkonusu parçanın kesilmesine razı olmadı. Kendisini tanıyanlardan biri tedbir olarak şöyle dedi: 'Namaza durduğu zaman başına gelenlerden haberi olmaz. Bu nedenle, onu namazda iken ameliyat edin'. Bunun üzerine, kesilmesi gereken beden parçası kendisi namazda iken yerinden alındı ve böylece tedâvisi yapıldı.

Seleften biri şöyle demiştir: 'Namaz, âhiret hâdiselerindendir. Bu bakımdan namaza girdiğin zaman, dünyadan çıkmış olursun'.

Seleften birine 'Namazda iken, dünya hâdiselerinden birşey düşünür müsün?' diye sorulduğunda şöyle cevap: vermiştir: 'Ne namazda, ne de dışında böyle birşey düşünmem'.

Yine bir zâta 'Namazda birşey hatırlar mısın?' diye sorulduğunda, 'Bence namazdan daha sevimli birşey yoktur ki onu hatırlayayım' buyurmuştur.

Ebu Derdâ (r.a) şöyle buyurur: Kılmaya başlamadan önce her türlü ihtiyacını görüp, namaza sade bir kalple başlamayı başarmak, kişinin fakih olmasına delâlet eder'.
Seleften bazıları, vesvese korkusundan, namazlarını acele kılarlardı.

Rivayet ediliyor ki, Ammar b. Yâsir (r.a) bir keresinde namazını acele olarak kıldı. Orada bulunanlardan biri 'Ey Ebu Yekzan! Namazını çok acele kılmadın mı?' diye sordu. O da cevaben şöyle buyurdu: 'Namazın hududlarından herhangi birine riayet etmediğimi ve herhangi bir unsurunu eksik yaptığımı gördün mü?'. Adam görmediğini söyleyince de şöyle dedi: 'Şeytanın unutkanlığını acele olarak geçeyim diye namazı bu şekilde kıldım'.

Çünkü Hz. Peygamber şöyle buyurmuştu:
Kul, namaz kılar; fakat kendisi için, bu namazın yarısı, üçte biri, dörtte biri, beşte biri, altıda biri ve hatta onda birisi dahi yazılmaz.

Ammar b. Yâsir sözlerine şöyle devam etti: "Kişi namazından neyi, ne kadarını anlarsa, kendisi için o kadarı yazılır, buyurulmuştur".

Ashabdan Hz. Talha, Hz. Zübeyr ve bir grup, namazlarını herkesten daha acele ve hafif olarak edâ ederlerdi. Böylece şeytanın vesvesesinden bir an evvel kurtulmayı temin ettiklerini söylerlerdi.

Hz. Ömer birgün minberde şöyle buyurmuştur: 'Kişi, sakalı İslâmiyet'te bembeyaz kesildiği halde, Allah Teâlâ için kâmil ve tam bir namaz kılmamış olabilir'. Sahabîlerden biri 'Bu nasıl olur?' diye sorunca da şöyle buyurmuştur: 'Bununla namazda gereken huşû, tevâzu ve Allah Teâlâ'nın huzuruna yönelmeyi tamamlamadığını söylemek istiyorum'.

Ebu Âliye'ye" 'Onlar ki, namazlarından gafildirler' (Mâûn/5) ayetinin kimin hakkında nâzil olduğu sorulunca, 'Namazında kaç rek'at kıldığını bilmeyen kimseler hakkında nâzil olmuştur' cevabını vermiştir.

Hasan Basrî (r.a) bu ayetin, namaz vaktini unutmak suretiyle, vakitten çıkaran kimse hakkında nâzil olduğunu söylemiştir.
Seleften biri şöyle demiştir: 'Bu ayet-i celîle, namazını vaktinde kıldığı zaman sevinmeyen, vaktinde kılmadığı zaman da üzülmeyen; ta'cilinde hayır görmediği gibi, tehirinde de günâh telâkki etmeyen kimse hakkında nâzil olmuştur'.

Bilmelisin ki, kişinin kıldığı namazın bir kısmı aleyhinde ve bir kısmı da lehinde yazılmaktadır. Nitekim hadîsler de bu keyfiyete delâlet etmektedirler; her ne kadar fakihler 'Bir namaz ya doğru olur veya olmaz; bir kısmı doğru, bir kısmı da eğri olmak suretiyle parçalanmayı kabul etmez' deseler de... Fakat fakihlerin de biraz önce söylediğimiz gibi hükmü doğrudur. (Çünkü zâhire göre verilen bir hükümdür). Birçok hadîs, bizim söylediğimiz bu mânâya da delâlet etmektedir.'Farzların eksikliği nâfilelerle giderilir'100 diye bir hadîs-i şerif vârid olmuştur.

Bir hadîs-i şerifte Hz. İsâ Allah Teâlâ'dan farz ibadetlerle kulum azabımdan kurtuldu. Nâfile ibadetlerle de kulum bana yaklaştı' sözlerini naklettiği haber verilmektedir.
Hz. Peygamber de Allah Teâlâ'nın 'Kulum, benim azabımdan, ancak kendisine farz kıldığım ibâdetleri edâ etmek suretiyle kurtulur'101 buyurduğunu nakleder.

Hz. Peygamber, bir namazda okuduğu sûrenin bir ayetini atlar. Namazı bitirdikten sonra arkasındaki cemaata: 'Ben ne okudum?' diye sorar Cemaat susar... Bunun üzerine aynı suali Übey b. Ka'b'a sorar. Übey 'Filân sureyi okuyup, falân ayetini terkettin. Bu ayetin neshedilip edilmediğini bilmiyoruz' deyince Hz. Peygamber 'Sen bu işin ehlisin ey Übey?' buyurduktan sonra diğerlerine dönerek şöyle der: "Namaza gelip de saflarını tamamlayarak duran ve peygamberleri aralarında bulunan sizlere ne oluyor ki, Allah'ın Kitabı'ndaki size hangi sûrenin okunduğunu bilmiyorsunuz? İyi bilin ki, İsrâiloğulları da sizin yaptığınız gibi yapmıştı. Allah Teâlâ peygamberlerine 'Kavmine söyle! Bedenleriyle huzuruma geliyor ve dillerini bana veriyorlar; fakat kalpleriyle benden uzaklaşıyorlar. Yaptıklarının bâtıl olduğunu bilsinler, diye vahyetmiştir".102

Bu hadîs-i şerîf. Fâtiha'dan sonra imamın okuduğu zammı sûrenin dinlenip anlaşılmasının, cemaat için bu zammı sûrenin bedeli olduğuna delâlet eder.

Seleften biri şöyle der: Kişi kendisini Allah'a yaklaştırdığı inancıyla secdeye varır. Oysa secdede yaptığı günâhlar, bulunduğu şehrin sâkinlerine taksim edilmiş olsaydı hepsi helâk olurdu'. Bu sözü dinleyenlerden biri 'Bu iş nasıl oluyor?' diye sorunca, o zât şöyle karşılığını verir:
Kendisi Allah huzurunda secdeye varmaktadır. Kalbi ise, nefsin hevasına kulak veriyor ve kendisini kaplamış olan bâtılı görüyor'.

İşte namazlarında huşû duyanların özellikleri bunlardır!
Bu anlattıklarımız, daha önce vermiş olduğumuz hükümlerle birleştikleri zaman, namazda huşû ve kalp huzurunun esas olduğu açıkça ortaya çıkmaktadır. Yine gafletle kılınan namazın mücerred hareketlerinin âhirette pek az fayda verici olduğu da sarahaten anlaşılmaktadır. En doğrusunu Allah bilir. Allah'tan bizi muvaffak kılmasını niyaz ederiz!

98) Zübeyr b. Avvam'ın torunu vc Abdullah b. Zübeyr'in oğludur.
99) Adı Refi b. Mehram'dır. Riyâhî kabilesine mensup olup Basralıdır.
Resûlullah'ın vefatından iki sene sonra müslüman olmuş ve H. 90 senesinde vefat etmiştir.
100) Sünen shipleri ve Hâkim, (Ebu Hüreyre'den); Hâkim senedinin sahih olduğunu söylemiştir.
101) İmam Irâkî, böyle bir hadîse rastlamadığını kaydeder. Ebu Tâlib el Mekkî ise Kut'ul-Kulûb adlı eserinde bu hadîsi değişik bir ibare ile rivayet etmektedir.
102) Muhammed b. Nasr, Kitab 'us-Salât, (mürsel olarak); Deylemî, (Übey b. Ka'b'dan); Nesâî, (Abdurrahman b. Ebzî'deıı sahih olarak)

Esselâmü aleyküm ve rahmetullàhi ve berekâtühû!​
 

serap8191

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
14 Kas 2008
Mesajlar
6,183
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
43
Konum
ankara
emeğine sağlık kardeşim.RABBİM inşallah bizide huşu içinde namaz kılanlardan eylesin.ALLAHA emanet olun.
 

s.s.s

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Şub 2008
Mesajlar
2,871
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
47
emeğine sağlık nakşibendi kardeşimiz,
ALLAH razı olsn.
 

acmiyy

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Eki 2007
Mesajlar
121
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
31
emeginize saglik bizlerede nasip olur insallah selam ve dua ile....
 

Kaan Erdem

Yönetici
Katılım
9 Ara 2006
Mesajlar
11,197
Tepki puanı
230
Puanları
63
ALLAH celle celaluh razı olsun sayın abimiz,şuurlu ve hakkını veren kullardan olmak dua'sı ve ümidi ile,selametle kalınız.....
 

mektubat

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eki 2006
Mesajlar
2,308
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Konum
İstanbul
Web Sitesi
www.caglarnetwork.com
Ammar b. Yâsir sözlerine şöyle devam etti: "Kişi namazından neyi, ne kadarını anlarsa, kendisi için o kadarı yazılır, buyurulmuştur".

Geri gelip kıymetli paylaşımlarınızı görmeye tekrardan çok sevindik değerli kardeşim.Allahü teala razı olsun.Çok kıymetli paylaşım olmuş.Yukarıdaki hususu her zaman gözümüzün önüne getirerek kılmak nasib olur mu bilinmez ama bu yolda çalışmak lazım.Ne gafletle namazlar kılınıyor.Allahü teala bizi afv etsin.Son nefeste imanla şehiden ölmemizi nasib eylesin.Ahir zaman fitnelerinden muhafaza eylesin.Müslümanları kafirlerin,masonların,mürtedlerin,facirlerin,fasıkların,münafıkların şerlerinden muhafaza eyleyip, yaptıkları oyunlara kendilerini düşürsün İnşallahü teala.Selametle kalın..
Farisi beyt tercemesi;
İnsana sadakat yakışır görse de ikrah
Doğruların yardımcısıdır Hazreti Allah(Celle Celaluh)
 

berat05

Yönetici
Katılım
26 Eki 2007
Mesajlar
7,764
Tepki puanı
1,036
Puanları
163
Yaş
49
Konum
Gönlün olduğu yerde
vealeykümselam ve rahmetullahi ve berekatuhu

vealeykümselam ve rahmetullahi ve berekatuhu

Çok önemli bir konu Namaz...Dinin direği Namaz

Allah c.c. Namazlarımızı doğru huşu içinde kılanlardan eylesin inşallah


Rabbim c.c. razı olsun emeklerinize..

selamün aleyküm ve rahmetullahi ve berekatuhu
 

yarensin

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Eyl 2008
Mesajlar
978
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
43
"Kişi namazından neyi, ne kadarını anlarsa, kendisi için o kadarı yazılır, buyurulmuştur".

MEVLA NAMZDA ONUN KARŞISINDA OLDUĞUMUZ ŞUURUNU BİZE NASİP ETSİN...
ALLAH RAZI OLSUN EMEĞİNE SAĞLIK...
 

berat05

Yönetici
Katılım
26 Eki 2007
Mesajlar
7,764
Tepki puanı
1,036
Puanları
163
Yaş
49
Konum
Gönlün olduğu yerde
essalamün aleyküm verahmetullahi ve berakatuhu

essalamün aleyküm verahmetullahi ve berakatuhu

HEM KONUNUZ GÜNCELLESSİN dedim hem de siz çok uzun zamandır görünmüyorsunuz inşallah iyisinizdir değerli kardeşim


Allah'a c.c emanet olunuz
 

nakşibendi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Mar 2006
Mesajlar
1,946
Tepki puanı
0
Puanları
0
"Kişi namazından neyi, ne kadarını anlarsa, kendisi için o kadarı yazılır, buyurulmuştur".

MEVLA NAMZDA ONUN KARŞISINDA OLDUĞUMUZ ŞUURUNU BİZE NASİP ETSİN...
ALLAH RAZI OLSUN EMEĞİNE SAĞLIK...

Çok önemli bir konu Namaz...Dinin direği Namaz

Allah c.c. Namazlarımızı doğru huşu içinde kılanlardan eylesin inşallah


Rabbim c.c. razı olsun emeklerinize..

selamün aleyküm ve rahmetullahi ve berekatuhu
Ammar b. Yâsir sözlerine şöyle devam etti: "Kişi namazından neyi, ne kadarını anlarsa, kendisi için o kadarı yazılır, buyurulmuştur".

Geri gelip kıymetli paylaşımlarınızı görmeye tekrardan çok sevindik değerli kardeşim.Allahü teala razı olsun.Çok kıymetli paylaşım olmuş.Yukarıdaki hususu her zaman gözümüzün önüne getirerek kılmak nasib olur mu bilinmez ama bu yolda çalışmak lazım.....


ALLAH celle celaluh razı olsun sayın abimiz,şuurlu ve hakkını veren kullardan olmak dua'sı ve ümidi ile,selametle kalınız.....

emeginize saglik bizlerede nasip olur insallah selam ve dua ile....

emeğine sağlık nakşibendi kardeşimiz,
ALLAH razı olsn.

emeğine sağlık kardeşim.RABBİM inşallah bizide huşu içinde namaz kılanlardan eylesin.ALLAHA emanet olun.

Hamd, rahmet kapısını ardına kadar açmak, kendisiyle kulları arasında gerilen perdeleri kaldırmak suretiyle diğer sultanlardan ayrılan; ister tenhalarda, ister kalabalık yerlerde, hangi hallerde olursa olsun, namazlarla münacaat ruhsatını kullarına bahşeden Allah'a mahsustur! O Allah ki yalnızca münacaat ruhsatını vermekle yetinmeyerek aynı zamanda onlara teşvik ve tergible de lütufta bulunmuştur. O pâdişahlar pâdişahının dışındaki zayıf krallar ancak kendilerine rüşvet verildiği ve hediyeler geldiği takdirde ziyaretçilerle başbaşa kalmak müsamahasını gösterirler. O'nun şânı ne büyüktür; saltanatı ne kuvvetlidir! O'nun lütfu tastamamdır ve ihsanı umumî ve kapsayıcıdır. O'nun rahmeti; seçilmiş peygamberi ve velisi Muhammed'e ve hidayetin anahtarları ve zulmetin çıraları olan âline ve ashabına olsun! Ey rabbimiz! Kulun ve peygamberin Hz. Muhammed'i, onun âlini ve ashabını her çeşit eksiklikten koru!

Bu girişten sonra deriz ki; namaz dinin direği; yakînin ipidir. İbadetlerin başı ve tâatların en âlâsıdır.

Peygamber'imiz (S.A.S) buyuruyor ki:

"Hiç bir kula kildigi iki rek'at namaz için verilen izinden daha degerli bir bagis verilmis degildir."

"Bunlardan sonra gelenler şöyle yalvarırlar: Ey Rabbimiz, bizi ve bizden önce iman etmiş olan kardeşlerimizi bağışla..." (Haşr: 59/10)

"Hem kendi kusurlarından ve hem de mü'min erkek ve kadınların kusur ve günahlarından dolayı bağışlanma dile." (Muhammed: 47/19)

Allah, İbrahim (a.s.)'dan bahsederek şöyle dediğini bize duyurur: “Hesabın görüleceği gün beni, anamı, babamı ve bütün mü'minleri bağışla.” (İbrahim: 14/41)

1497. Ebü’d–Derdâ radıyallahu anh Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken dinlediğini söylemiştir:

“Bir müslüman, yanında bulunmayan bir din kardeşi için dua ederse, mutlaka melek ona, aynı şeyler sana da verilsin, diye dua eder.”

Allah, hepimizin muîni olsun! .Selam Olsun Tüm Dostlara....


Esselâmü aleyküm ve rahmetullàhi ve berekâtühû!..

 

mervenur1

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Haz 2008
Mesajlar
2,302
Tepki puanı
4
Puanları
0
Yaş
35
Namazdaki hareketlerimizin manası

Namazdaki hareketlerimizin manası

Kil_beni_ey_namaz.gif

Namazdaki Hareketlerimizin Manası!


1961'lerde evrimciliğin iyice alevlendirildiği günlerdeydi.
Rahmetli Hacı Nazif Çelebi Süleymaniye camiinde bir öğle namazı kıldırmış,
turistler de etrafını alarak imam kıyafeti içinde iken kendisine suallar
sormuşlardı.
Bunlar itirazcı suallerdi. Kimi, insanın maymundan geldiğini iddia etmek
istiyor; kimi de, "seyrettiğimiz namazınızda niçin ayakta duruyor,eğiliyor,
başınızı yere koyuyorsunuz. Bunun ne manası var? Bizim gibi sandalyeye oturun,
papazın duasını dinleyin yeter", diyordu.
Rahmetli Hacı Nazif'in bunlara verdiği cevaplar muhtesemdi.
Ruhunu şad etmek niyetiyle size de arz edeyim
Evrimci turiste dönerek konuşan Çelebi, şöyle dedi:
- Biz namazımızda önce ayakta, sonra rükûda, sonra da secdede oluyoruz.
Bunun bir hikmet ve manası şudur.
Ayakta iken ilk insan ilk babamız Âdem'in (elif)ini yazarız. Bunun için (elif)
harfi gibi dimdik, upuzun dururuz.
Sonra rukûa eğiliriz. Bununla da Âdem'in (dal)ını yazmış oluruz.
Geriye(mim) kalır. Onu da yere başımızı koyar, (mim) gibi olur, öyle yazarız.
Böylece her namazda babamız, Âdem'in adını yazar, maymundan geldiğimizi iddia
edenleri fiilen reddetmiş oluruz.
Bunun için maymunculuk iddiası bizde tutunamaz.
İkincisine gelince:
Namazımıza ilk başladığımızda ayakta iken Rabbimizin üzerimizde tecelli eden
sayısız nimetlerini düşünür, sonra bu nimetleri verenin huzurunda minnet ve
şükranla eğiliriz. Ancak bu eğilmeyi de kafi bulmayız, sonra kalkıp başımızı
yere koyar, başımızla da minnetimizi dile getirmiş oluruz.
Başımızı şunun için yere koyarız. Baş bedenin tümünü de idare eden en yüce
varlığımız, en kıymetli organımızdır.
Bununla demiş oluruz ki:
- Ey Rabbimiz, varlığımızın en kıymetli kısmı başımızdır. İşte huzurunda
başımızı dahi yerlere sürüyor, sana olan minnet ve şükrümüzü en kıymetli
varlığımızı yerlere koymakla ifade ediyoruz. Şayet başımızdan daha kıymetli bir
organımız olsaydı onu da huzurunda iftiharla yerlere serer, minnet ve şükrümüzü
onunla da ifade etmek isterdik.
Bu açıklamalardan sonra rehber turistin cevabı şöyle oldu:
- Tamam tamam. Biraz daha anlatırsan grubumuza burada namaz kıldıracaksın.
Bu sırada turistin biri Çelebi'ye yaklaşıp sordu:
- Bundan sonraki namazınız saat kaçta olacak? Anlattığınız manada bir
namazı ben de aranıza karışıp kılmak istiyorum. Bana çok uygun geldi bu anlayış
içinde ayakta durmak, eğilmek, başı yerlere koyup Yaradan'a minnettarlığını
ifade etmek. Bence de ibadet budur.
0910_islam.jpg

 

yarensin

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Eyl 2008
Mesajlar
978
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
43
Çok kıymetli bilgileri aktarmışsınız okuduk bilgilendik ALLAH RAZI OLSUN...Tabi ibadetlerimizde yaptıklarımızın anlamını bilerek ibadet edince,niçin eğilip kalktığımızı bilince ibadetlerimiz anlam buluyor....emeğine sağlık...
 

Nazar57

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
14 Ağu 2008
Mesajlar
1,308
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
Çok güzel bir cevap vermiş Rahmetli Hacı nazif..
Allah ondan da yazıyı bizle paylaşan arkadaşımızdan da razı olsun inşallah.
 

gülsengül

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Eyl 2008
Mesajlar
5,816
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
selamünaleyküm güzel kardeşim

Allah razı olsun çok güzel bilgilerdi emeğine sağlık...
Namaz dinin direği ,müminin miracıdır....
Rabbim namazı dosdoğru kılanlardan eylesin bizleri inşaallah...

selam ve dua ile ....

 

mervenur1

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Haz 2008
Mesajlar
2,302
Tepki puanı
4
Puanları
0
Yaş
35
Çok kıymetli bilgileri aktarmışsınız okuduk bilgilendik ALLAH RAZI OLSUN...Tabi ibadetlerimizde yaptıklarımızın anlamını bilerek ibadet edince,niçin eğilip kalktığımızı bilince ibadetlerimiz anlam buluyor....emeğine sağlık...
Allah cümlemizden razı olsun.sizlere birşeyler sunabilmişsem ne mutlu bana selametle kalın
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt