Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

NİÇİN NAMAZ KILARIZ? (3 Kullanıcı)

Aşk-ı Hicab

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Şub 2009
Mesajlar
12,148
Tepki puanı
25
Puanları
38
Yaş
40
Selamun aleyküm kardeşim.
Allah razı olsun çok güzell, içten ve derin..
Senai Demirci üslubu anlatımı güzel insan..
 

daüssıla

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
13 Mar 2009
Mesajlar
55
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Emeğinize sağlık, fotoğraflarda ayrıca çok etkili.. Sağolun..
 

oksiyus

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Şub 2008
Mesajlar
94
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
30
Namaz Nasıl kıldırılır?

Namaz Nasıl kıldırılır?

Selamun Aleykum Abilerim ablalarım ben Aileme Farz Namazlarını Kıldırmak İStiyorum Ama nasıl kıldırılır ve Nasıl Niyet Edilir Bilmiyorum Öğretmenizi İsteyecektim.Şimdiden Allah Razı Olsun.
 

Gülüşü Yaralı

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Şub 2008
Mesajlar
5,741
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
39
Konum
ha bura :)
Web Sitesi
www.facebook.com
Neden Namaz Kılıyoruz?

Neden Namaz Kılıyoruz?


Neden Namaz Kılıyoruz?



"Namaz bize ne kazandırır mı?" diyorsunuz.
Her şeyden önce ALLAH'a kul olmayı kazandırır. ALLAH'ın davetine icabet etmeyi, O'nun huzurunda bulunmayı, ALLAH tarafından kabul edilmeyi; ALLAH ile beraber olmanın zevkini, hazzını, lezzetini ve keyfini kazandırır.

Çünkü namazın verdiği zevk hiçbir şeyde yoktur. Dünya açısından baktığımızda hiçbir zevk namazın zevki kadar sürekli ve kalıcı olamaz.

Şiddetli bir açlık sonrası yediğiniz bir yemek, kavrulur derecede bir susuzluk sonrası içtiğiniz buz gibi bir su; daha başka nimetler, ev, araba, eş, evlat, mal, mülk, makam, mevki, rütbe ve daha niceleri, namaza sahip olmanın zevkini verebilir mi?

Çünkü bunların hepsi geçici, bitici, sonlu ve fani...
Namazın bunlarla kıyas edilmesi mümkün değil. Bu nimetlerin hiçbiri namazın yanından bile geçemez.

Namaz farklı bir lezzet, farklı bir tat, farklı bir nimet ve nimetler üstü bir nimet. Namazın ilk nimeti "namaz ihtiyacını duymak, namaz açlığını hissetmek"tir.

İkincisi, namazı beklemek, saatler öncesi hasretini çekmek, namazı özlemek, bir aşk derecesinde sevmek, sevdalısı olmak, hem de kara sevdalısı. Namazsız bir hayatı düşünememek, hatta "namazsız nasıl yaşanır"ı anlamamak...

***
Namaz öyle bir duruş ki, O'nun huzurundasınız, O sizi görüyor, O sizinle ilgileniyor, O size değer veriyor, O sizi kul olarak kabul ediyor, O sizi seviyor, sevdiriyor, sevindiriyor, sevimli kılıyor ve siz de bu sevinci bütün duygularınızla yaşıyorsunuz.

O size olan sevgisini, verdiği nimetlerle anlatıyor, sizden karşılık bekliyor. Siz de O'nun sevdirmesine karşılık ibadetinizle, namazınızla, secdenizle, kulluğunuzla kendinizi O'na sevdiriyorsunuz. Böylece ALLAH katında sevimli ve sevgili bir kul oluyorsunuz.

Bütün dünya, yeryüzündeki bütün insanlar sizi sevse fakat ALLAH sevmese, bu sevginin bir değeri, bir anlamı, bir geçerliliği olur mu?

***
Düşünebiliyor musunuz?
Taş olabilirdiniz, olmadınız, bir bakır madeni olmadınız, bir bitki, bir odun parçası, bir karınca, bir böcek, daha büyüğü bir fil de olabilirdiniz. Hiçbiri değilsiniz. Bir de "Ne olmak isterdiniz?" diye sorulmamış, böyle bir tercihle karşı karşıya kalmamışsınız.
Yıllar sonra insan olduğumuzu fark ettik, bebeklik ve çocukluk dönemlerini geçtikten sonra...

Sadece insan olma nimetine karşı günlerce, yıllarca alnımızı secdeden kaldırmasak az bile gelir.

***
Namazı anladık, namazın huzurunu, bereketini tattık, namazlaştık. Asıl kazanç gelecekte...

Yarın kabirde ışık ve arkadaş, Büyük Mahkeme'de elimizde kurtuluş senedi/beratı, Sırat köprüsünde bir Cennet burağı/bineği, Cennetin kapısına taşıyan bir vasıta olan namazın az mı kazancı/kârı var?
Ama bu bir nasip meselesi, nasiple birlikte bir istek ve bir kabul.
Ebedi huzur, ebedi saadet ve ebedi nimetler namazın yanında yer alıyor.
Günde bir saatlik bir mesai insanı ALLAH'a taşımıyorsa, yaşamanın sonu ne ola ki...


Mehmed Paksu
 

mir_erhan

Moderator
Katılım
13 Ara 2008
Mesajlar
6,148
Tepki puanı
502
Puanları
83
Yaş
44
Namaz öyle bir duruş ki, O'nun huzurundasınız, O sizi görüyor, O sizinle ilgileniyor, O size değer veriyor, O sizi kul olarak kabul ediyor, O sizi seviyor, sevdiriyor, sevindiriyor, sevimli kılıyor ve siz de bu sevinci bütün duygularınızla yaşıyorsunuz.

-- Bir de sabırla, namazla yardım isteyin. Şüphesiz bu, (Allah'a) saygılı olanlardan başkasına ağır gelir..(bakara 45)

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Ebû Hüreyre'ye buyurdu ki: "Ey Eba Hüreyre, ehline namazı emret. Şüphesiz Allah (c.c.) beklemediğin bir cihetten sana rızık gönderir. "Bunun delili şu ayet-i kerimedir: "Ey Resulüm, ehline ve ümmetine namazı emret. Kendin de ona sebat ile devam eyle. Biz senden rızık istemiyoruz. Seni biz rızıklandırırız. Güzel akıbet takva sahiplerinindir." (Sure-i Taha, 132) Ata el-Horasani der ki: yeryüzünün her hangi bir bölgesinde Allah'a secde eden hiçbir kul yoktur ki; kıyamet gününde, o yer , ona şehadet etmesin ve öldüğü gün ağlamasın.


paylaşımın için Allah razı olsun.. bende biraz katkıda bulunayım dedim..
selam ve dua ile
 

Meryem'ce

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
14 Mar 2009
Mesajlar
107
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
Web Sitesi
www.nebigenclik.com
Bütün dünya, yeryüzündeki bütün insanlar sizi sevse fakat ALLAH sevmese, bu sevginin bir değeri, bir anlamı, bir geçerliliği olur mu?

BENİ YERYÜZÜNDE BU DÜNYA DA KİMSELER SEVMESİN ALLAHIMDAN BAŞKAA...ALLAH SEVGİSİ BAMBAŞKA YÜREKLERİMİZDE RABBİM BİZLERİ sevdiği kullarından eylesin ..
 

Gülüşü Yaralı

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Şub 2008
Mesajlar
5,741
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
39
Konum
ha bura :)
Web Sitesi
www.facebook.com
Namaz öyle bir duruş ki, O'nun huzurundasınız, O sizi görüyor, O sizinle ilgileniyor, O size değer veriyor, O sizi kul olarak kabul ediyor, O sizi seviyor, sevdiriyor, sevindiriyor, sevimli kılıyor ve siz de bu sevinci bütün duygularınızla yaşıyorsunuz.

-- Bir de sabırla, namazla yardım isteyin. Şüphesiz bu, (Allah'a) saygılı olanlardan başkasına ağır gelir..(bakara 45)

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Ebû Hüreyre'ye buyurdu ki: "Ey Eba Hüreyre, ehline namazı emret. Şüphesiz Allah (c.c.) beklemediğin bir cihetten sana rızık gönderir. "Bunun delili şu ayet-i kerimedir: "Ey Resulüm, ehline ve ümmetine namazı emret. Kendin de ona sebat ile devam eyle. Biz senden rızık istemiyoruz. Seni biz rızıklandırırız. Güzel akıbet takva sahiplerinindir." (Sure-i Taha, 132) Ata el-Horasani der ki: yeryüzünün her hangi bir bölgesinde Allah'a secde eden hiçbir kul yoktur ki; kıyamet gününde, o yer , ona şehadet etmesin ve öldüğü gün ağlamasın.


paylaşımın için Allah razı olsun.. bende biraz katkıda bulunayım dedim..
selam ve dua ile

Allah razı olsun kardeşim B)

Bütün dünya, yeryüzündeki bütün insanlar sizi sevse fakat ALLAH sevmese, bu sevginin bir değeri, bir anlamı, bir geçerliliği olur mu?

BENİ YERYÜZÜNDE BU DÜNYA DA KİMSELER SEVMESİN ALLAHIMDAN BAŞKAA...ALLAH SEVGİSİ BAMBAŞKA YÜREKLERİMİZDE RABBİM BİZLERİ sevdiği kullarından eylesin ..

amin kardeşim B)
 

ahde

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Mar 2009
Mesajlar
590
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
43




Nere'de olursam olayım o, beni mubarek kıldı.
Yaşadığım sürece bana namazı ve zekatı emretti.


(Sure-i meryem, Ayet 31)
 

Luvi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Ocak 2009
Mesajlar
1,209
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
İnsan en çok andığına her zaman benliğinde daha çok yer verir. O yüzden namazda günde 5 vakit, 40 defa Yüce ALLAH cc'nu anmamız için bir nimet bence. Paylaşım için de teşekkürler kardeşim.

Selam ve dua ile...
 

~Leyfunnur~

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
17 Ara 2008
Mesajlar
1,059
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
37
Cenab-ı Hak şöyle buyurur:

“…Namazı kıl. Şüphesiz namaz hayâsızlıktan ve kötülükten alıkor. Allah’ı anmak elbette en büyük ibadettir. Allah yaptıklarınızı bilir.” (Ankebut Suresi, 45)
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
Selamün Aleyküm güzel kardeşim.
Emeğinize, yüreğinize sağlık.. Çok güzel bilgilerdi, Rabbimiz c.c müstefidlerden eylesin inşallah.. Mevlana Hazretlerinin bu güzel sözü, namazda iken namazda nasıl olunması gerekiyorsa o şekilde olmak gerektiğini, erbabı olduğu tasavvuf diliyle öyle güzel dile getirmiş ki.. Bu nüktedeki sırra erişebilmek için gerekli şartların neler olduğunu bilmeyi ve bunu namazlarımıza aksettirmeyi Rabbimiz c.c nasip eylesin.. Muhabbet dolu bir kalp, tefekkür dolu bir zihin, manasına vakıf olunarak, kalben hissedilerek okunan sureler; bu amacın en güzel şekilde yerine getirilebilmesini sağlayan mühim ilkeler..
Rabbimiz c.c huşu ile dergahına varanlardan eylesin.. Güzel kardeşim, galerideki yorumunuz için teşekkür ederim:). Rabbimiz c.c razı olsun inşallah..
En Güzel'e emanetsiniz siz de Elif kardeşim..
Selam ve Dua ile kalın..
 

T.Nur

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Tem 2007
Mesajlar
939
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
selamun alaeyküm güzel kardeşim cok güzel bir paylaşım rabbim huzur ve huşu içinde namaz kılmamızı hep nasip etsin
 

saban01

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Mar 2009
Mesajlar
2
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
46
Namaza nasıl başladım

Namaza nasıl başladım

Namaza nasıl başladım !!! Bizim kavmimizde 12 veya 15 yaşına gelince çocuğa bir amca seçilir, yaklaşık 1, 2 ay amcanın yanında kalır; bu dini kimseye anlatmayacaksın diye yemin ettirilir. Bana da ettirildi daha sonra (20 - 30) sayfalık İslam dininden uzak yazılar ezberlettirilir, bunları her gün veya mevlit yapıldığında okutulur. Okuduklarımın içerisinde Hz. Ömer’e, Hz. Ebubekir’e ve Hz Osman’a lanet de ediliyor çocuk aklı işte bende hayatta ismini hayatını bilmediğim insanlara lanet ettim ama bu dini Allaha şükür hiçbir zaman benimsememiştim, gün geldi çattı evlendim abim eskiden beri Hz. Kuran la ilgilenirdi banada Kuran almasını söyledim çünkü şuna inanıyordum ki bir evde Kuran olursa o evde huzurda berekette olur okumaya başladım. Okudukça “secde ve rükü” ayetlerine gelince işte dedim namaz bu olmalı tereddütsüz eski cahiliye devrinde kalan dinimi terk ettim. ALLAH’ın insanlara farz kıldığı kendisinin Cebrail (a.s) vasıtasıyla peygamber efendimiz Hz. Muhammed (S.A.V) inen kurandaki dini namazı araştırmaya koyuldum. Abime sordum zaten oda eskiden Hz. Kuranda anlatılan namazı kılıyordu: ama şeytanın vesveslerinden dolayı gevşeklik gösteriyordu, vakit kaybetmeden diyanetten namaz hocası kitabı aldım; önce duaları ezberledim, sonra Allah’ın izni ile sabah namazına kalktım. Sonra öğle, ikindi ve akşamı kazaya bıraktım çünkü; işyeri pek müsait değildi. Akşam eve geldim eşime anlattım ben yatsı kılacağım dedim yatsıyı kıldım fakat 3 rekat vitir namazını bilmiyordum daha sonra kazaya bıraktığım ögle, ikindinin ve akşamın sünnetlerini ve farzlarını kıldım kendi kendime ne kadar uzunmuş dedim meğerse kazaların sadece farzı kılınıyormuş diyanetten aldığım kitapta namazı bile bile kazaya bırakmak çok büyük günah oldugunu okudum böyle şeymi olur dedim vaktim yoksa ne yapayım dedim sinirlendim ama şimdi anladım ki vakit her zaman var ama ben erteliyormuşum. Bu arada hergün sabah Kuran okumaya devem ediyordum. Yoksa, "Onu (Kur'an'ı) kendisi uydurdu" mu diyorlar? De ki: Eğer doğru iseniz Allah'tan başka çağırabildiklerinizi (yardıma) çağırın da siz de onun gibi uydurulmuş on sûre getirin.HUD 13, bu tür sürelere geldiğimde acaba bu bir insan sözümü diye şeytan vesvese veriyordu. Aslında imtihan başlamıştı hadi bu Kuran uydurmazsa diyordum çünkü 7 yaşından beri o kadar bilimsel kitap okudumki hepside Charles Darwin taraftarı kitaplardı her şey tesadüfmü diyordum bizim portakal bahçemiz var bir gün ağabeylerim ben işçiler portakal topluyorduk o zaman elime bir portakal geçti baktım üzerinde Arapça yazılar var küçük boyutta değil büyük harflerle Arapça “”ALLAH”” yazıyordu heyecanlandım Allah Allah dedim kendi kendime düşündüm ki burada bu kadar insan portakal topluyor ama bunu görmek bana nasip oldu ağabeylerime babama gösterdim işyerime getirdim müşterilerime gösterdim sonra sevdiğim bir abi vardı ona verdim kendisinde kaldı halen saklıyormuş. sonra elime ayaklarıma bakıyorum pencereden dışarıya ağaçlara bakıyorum her şey okadar dengeliki tesadüf olması imkansız desemde bu durum 3.4 ay devam etti ALLAH’a şükürler olsun ki bana hidayet verdi bu imtihanı kazandım. Cuma namazının farz olduğunu bilmiyordum Kuranda okumuştum ama anlamamıştım,sevdiğim bi müşterim vardı oda beş vakit namaz kılıyordu bana cumaya niye gitmiyorsun dedi ben zamanım yok dedim sen niyet et vaktin olur dedi {aslında vaktim var ama işyerimin çevresinde oturan müşterilerim var aralarında ateist olan aşırı sagcı solcu olanlar vardı onlar görürde budamı camiye gidiyor demesinler diye gitmiyordum} buda ayrı bir vesves bizim burada bir dayı var ona söyledim ben cumaya gitmek istiyorum diye, allahım hayatımda gördügüm en güzel ortam hele farz kılarken herkesin bir anda başını secdeye koyması gerçekten çok güzel bir duygu,şimdi her Cuma işim yoksa gidiyorum.bu arada hadiste okumaya başladım,sadece sabah ve yatsı namazlarını saatinde kılabiliyordum digerlerini kazaya bırakıyordum.taki Hadis No : 2347
Ravi: Ebu’l-Melih
{Biz bulutlu bir günde Büreyde (ra) ile bir gazvede beraberdik. Dedi ki: “İkindi namazını erken kılın, zira Resulullah (sav): “Kim ikindi namazını terkederse ameli boşa gider” buyurdu.} bunu okuduktan sonra içimi korku sardı yani şimdi dedim amelim boşamı gidecek,dayıyla cumaya giderken bu hadisten bahsettim ikindi ve öglen namazını evinde kılabilirmiyim dedim. ALLAH razı olsun hemen kabul etti, zaten tek yaşıyordu , şimdi bir tek akşam namazı kazaya kalıyordu çünkü dayı evinde olmuyordu.çok sevdigim bir müşterim vardı uzun zamandır tanıyordum bir insan anca bu kadar güleryüzlü olur en kötü gününde bile yüzü hep güleçti kısacası çok hayat dolu bir insandı,beyninde ur çıkmıştı amaliyat oldu başarısız geç ti ama gülümsemesinden hayatından hiç vazgeçmedi sonra uzun zaman görüşemedik yaklaşık 8.9 ay kadar gelmedi birgün geldiki bir daha amaliyat olmuş oda başarısız geçmişti kanser tedavisi gördügü için kilo almış ve artık yüzü hiç gülmüyordu ben çok etkilendim arkadaşımın bu hali bende şöyle bir düşünce oluşturdu dedim ki varsa yoksa namaz neydi ne hale geldi yarın ne olacağımız belli değil beni bir tek namazım kurtarır, o günün akşamı hemen abdest aldım camiye gittim kim görürse görsün umurumda degil ALLAH görüyor ya bana yeter dedim inşallah kabul ederse bu arada eşime sende namaz kıl yarın öldükten sonra kabirde bize ilk namaz sorulacak dedim ilk önce tepki verdi sen ALLAH ile benim arama girme dedi bir şey söylemedim sadece dua ettim çünkü dinde zorlama yoktur birkaç ay sonra geldi namaz kılmaya başlamak istedigini söyledi ALLAHA hamd olsunki dualarımı kabul etti şimdi beş vakit namazında. .bir gün ortağım Nihat hatipoglu bahsetti izliyormusun dedi çok iyi bir hoca izle dedi umursamadım sonra birgün deng geldi biraz izledim baktım Hz. Ömer, Hz.Ebubekir den bahsediyor şu bizim kavmimiz ve insanlar bunların yüzünden bölünmüş dedim bana peygamberimiz Hz. Muhammed (S.A.V) zamanı lazım ondan sonrası beni ilgilendirmez diye düşündüm kanalı değiştirdim, okumayı çok sevdigim için Hz. Ömer, Hz.Ebubekir hayatlarını okudum Allah onlardan razı olsun rabbim öyle güzel insanlar yaratmış ki özellikle Hz.Ebubekir hayatını okuduktan ve Nihat hocadan dinledikten sonra zekat miktarımı artırdım ve hayata bakış açımımı artık bu dünyaya göre degil ahrete göre yaşamaya başladım anladımki ALLAHın insanlara gönderdigi en güzel örnek önce hz peygamber sonra diger 4 halife.okumaya İslam dinini Nihat hocadan dinlemeye devam ediyordum, Hz. Peygamberimiz tehecüdü hiç kaçırmıyormuş bunu dinledikten sonra tehecüd kılmaya başladım,internetten Nihat hocanın konuşmalarını indirmeye devam ediyordum bir konuşmasında şöyle diyordu namaz Arapçadır kuranda Arapçadır kuranı Arapça ögrenin ALLAHA dua ettim şimdi bir arkadaşım ögretiyor yarı yarıya ögrendim inşallah zamanla hepsini ögrenecegim,şimdi kızkardeşimde namaz kılıyor oda sabaha karşı rüyasında yaşlı bir nine görüyor ve kendisine kızım kalk namz kıl diyor kalkmak istiyor ama kalkamıyor bir daha söylüyor hadi kızım namaza kalkmıyormusun,kardeşim bu rüyadan çok etkilendi sonra bana anlattı bende bir müşterime anlattım fazla uzun sürmez dedi kardeşin ALLAHIN izniyle namaza başliyacak dedi, öylede oldu bir hafta geçmeden abi ben namaza başlamak istediğini söyledi zaten daha önceden kendisine ibadet rehberi ve kuran almıştım.bana şöyle söyledi abi seni gördüm ya namaz kılarken ondan etkilendim,hayır dedim benim bununla hiçbir alakam yok hidayeti veren ALLAH senin kalbindeki temizligi görünce sana namazı nasip etti ben olmasaydım sen yine namaza başlardın dedim,
Şu bizim kavmizi ülkemizde yaşayan çogu insan bilmez bazı insanlar bilir, ALLAH onlarada hidayet nasip etsin inşallah gün gelecek nasip te edecek çünkü ne olursa olsun ALLAH C.C kendi nurunu tamamlayacaktır .

Yazıma son verirken Cenab-ı Allahtan dileğim dalalet ve sapık yolda olan tüm insanlara hidayet yolunu açmasıdır. Hz. Allah bizleri Hz. Kuranın yolundan ve Hz. Muhammed (S.A.V) efendimizin sünnetinden ayırmasın. Kıyamet günü o’nun sancağı altında bizleri toplasın. Amin.
 

sevgi_ile

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Mar 2009
Mesajlar
86
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Namaz hakkında

Namaz hakkında

Arkadaşlar ben 15-20 gündür Allah kabul ederse namaza başladım. Yalnız ben çalışan bir bayanım ve işyerimde namaz kılmam sorun olabileceği gibi çok rahat bir şekilde de abdest alamıyorum. Hatta kalorifer dairesinde namaz kılıyorum. Benim sizlere sormak istediğim ve açıklayıcı bilgiler almak istediğim konu ise. zor durumda olan bir insan namazını sürekli kaza ederse sevabı ve günahı ne olur. Yani ben öğlen ve ikindi namazlarını sürekli olarak kazaya bırakırsam namazım ne derece kabul olur.Yardımlarınızı bekliyorum. Allah yar ve yardımcınız Hızır a.s.yoldaşınız olsun.
 

Aşk-ı Hicab

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Şub 2009
Mesajlar
12,148
Tepki puanı
25
Puanları
38
Yaş
40
Selamun aleyküm kardeşim. Allah kabul ve daim etsin namazlarınızı öncelikle.

Namazı kazaya bırakmak caiz değildir. Bu bakımdan sadece farzını dahi olsa kılıp namazı kazaya bırakmamanız gerekir. Eğer kılma imkanınız yoksa yetkili birisinden izin alıp vaktinde kılmanız gerekir. Şayet kazaya kalmışsa bunun günah olduğunu bilmeli ve namazın kazasını kılıp ayrıca tevbe istiğfar edilmelidir ve bir daha kazaya bırakmamaya dikkat edilmelidir.
Farz namazların kendi vakitleri içinde kılınması farzdır. Özürsüz olarak bir namazın vaktini geçirmek büyük günahlardan sayılmıştır.
Hz. Peygamber'e hangi amelin daha faziletli olduğu sorulunca; "ilk vaktinde kılınan namazdır" cevabını vermiştir.

Allah yar ve yardımcınız olsun kardeşim..
 

Luvi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Ocak 2009
Mesajlar
1,209
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
Rahman ve Rahiym olan ALLAH'ın adıyla,
Farz veya vacip olan bir namaz, cem ederek kılma imkanı da yoksa, ancak şu özürlerle kazaya bırakılabilir:
Savaşta, düşman karşısında oturarak ve kıbleden başka tarafa dönerek bile namaz kılamazsa, seferde; sel, yırtıcı hayvan, eşkıya, anarşist gibi bir tehlike varsa, namazı oturarak veya hayvan üzerinde ima ile de kılmak mümkün değilse, annenin veya çocuğunun telef olacağı zaman ebenin ve acil ameliyatlarda doktorun müdahalesi esnasında kazaya bırakmak ve uyku, unutmak gibi bir özürle namazı fevt etmek [kaçırmak] günah olmaz. (Dürr-ül Muhtar)

Böyle bir özür olmadan namazı kazaya bırakmak haramdır, büyük günahtır.
Bütün fıkıh kitaplarında, faite, yani kaçırılmış namaz deniyor. Çünkü, bir müslüman namazlarını terk etmez. Ancak yukarıda bildirilen bir özür ile kaçırabilir. Bu bakımdan kaçırılan namaz sayısı az olur. Bugün terkedilmiş namaz sayısı çoktur. Bir özür ile kaçırılmış namaz ile özürsüz, kasten terk edilmiş namazın hükmü aynı değildir. Namazları, yukarıda bildirilen bir özürle fevt ederek kazaya bırakmak günah olmadığı için, bunların kazalarını, sünnetleri ve diğer nafileleri kılacak kadar geciktirmek de günah olmaz. Uyumak, unutmak gibi bir özürle kılınamayan yani fevt edilen [kaçırılan] namazların hükmü şöyledir:
Fevt olan namazları kaza etmek, nafile kılmaktan iyi ise de, beş vakit namazın sünnetlerini ve hadis-i şerifte övülen Duha, Tesbih, Tehıyyat-ül-mescid gibi belli namazları kılmak böyle değildir. Vaktin sünnetleri ile bu nafileleri kılmak kaza kılmaktan evladır. (Redd-ül Muhtar, Halebi, Hindiyye)

Terk edilmiş namazın hükmü ise şöyledir:
Büyük âlim İbni Nüceym'e soruldu ki, kaza namazı olan kimse, sünnetleri kılarken kazaya niyet ederek kılsa, sünnetleri terk etmiş olur mu?
Cevabında, (Sünnetleri terk etmiş olmaz. Çünkü sünnetleri kılmaktan maksat, o vakit içinde farzdan başka bir namaz daha kılmaktır. Kaza kılmakla, sünnet de yerine getirilmiş olur.) [Nevâdir-i fıkhiyye fi mezheb-il-eimmet-il Hanefiyye s.36]

Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(En üstün cihad, farzları edadır.) [Taberani]

(Kaza namazı olanın, kıldığı nafile namaz kabul olmaz.) [Dürret-ül-fâhire]

(Herkes nafile ile meşgul iken sen farzları tamamla!) [Miftâh-ün-necât]

(Hak teâlâ, farz ibadetle bana yaklaşıldığı gibi, hiçbir şeyle yaklaşılamaz buyurdu.) [Buhari]

(Farz namaz borcu olanın nafile kılması, doğurmak üzere olan hamileye benzer. Doğumu yaklaşmışken, çocuğu düşürür. Artık bu kadına, hamile de, ana da denmez. Bu kimse de, farz namazlarını ödemedikçe, Allahü teâlâ, nafile namazlarını kabul etmez.) [Fütuh-ul-gayb m.48]

Hanefi mezhebi âlimlerinden Abdülhak-ı Dehlevi, (Bu hadis, farz borcu olanların, sünnetlerinin de kabul olmayacağını göstermektedir) buyuruyor.

Abdülkadir-i Geylani hazretleri buyuruyor ki:
(Farz borcu varken sünnet ile meşgul olmak ahmaklıktır. Çünkü sünnetleri kabul olmaz. Kaza borcu olanın sünnet kılması, alacaklıya, borçlunun hediye götürmesine benzer ki, elbette kabul olmaz. Mümin, bir tüccara benzer, farzlar sermayesi, nafileler ise kazancıdır. Sermaye kurtarılmadan kâr olmaz.) [Fütuh-ul-gayb m. 48]

Hamza Efendi hazretlerinin Bey ve Şir'a risalesinin şerhinde, (Yolculuğa çıkmadan önce iki rekat namaz kılmalıdır! Kazaya kalmış namazı varsa bir, iki veya üç vakit namazını kaza etmelidir! Çünkü kaza borcu var iken, nafile kılmak ahmaklıktır) buyuruluyor. (s.6)

İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
(Farzın yanında nafilelerin hiç kıymeti yoktur. Sünnetlerin farzlar yanındaki kıymeti de, deniz yanında bir damla su gibi bile değildir.) [m.29, 260]

Dört mezhebin fıkıh bilgilerini iyi bilen Seyyid Abdülhakim Arvasi hazretleri buyuruyor ki:
(Yıllarca kaza borcu olan, sünnetleri kılarken, kaza namazına niyet ederek kılmalıdır. Böyle niyet ederek kılmak, dört mezhepte de lazımdır.)

Allahü teâlâ, (Bana farzla yaklaşılır), Resulü de (Kaza borcu olanın nafilesi kabul olmaz) buyururken, âlimler de, (Kazası olanın, sünnet ve nafile kılması ahmaklıktır), (Sünnetler farzın yanında denizde damla değildir) derken, bir özürle kaçırılan namazla kasten kılınmayan namazı aynı zanneden cahiller, Allahü teâlânın emri olan farzı bıraktırıp, Duha, Tehıyyat-ül-mescid, Tesbih, Teheccüd namazı gibi nafileleri kıldırmaya çalışıyorlar. Bir kimse, ömründe bu nafileleri hiç kılmasa, ahirette ceza verilmez. Fakat bir farzı terk etmenin cezası çok büyüktür.

Düşman karşısında, bir farz namazı kılmak mümkün iken, terk etmek, yedi yüz büyük günaha bedeldir. (Câmi-ül-fetâva)

Bu fetva da gösteriyor ki: Nafilelerle milleti meşgul edip farzları tehir ettirenler veya farzları kıldırmayanlar büyük vebal altındadır.

Selam ve dua ile...
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt