Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Mutlaka bir guruba girmek zorundamıyız ? (3 Kullanıcı)

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
Sahte Sofiler


*
Bunlar da kaba softanın güya dini hikmetler ve zevkler planında karşıt kutbu.

* Kaba softanın derin dini hükümlere kayıtsız kalışı nasıl bugün milletin başına inatçı ve küstah küfür neslini
sardıysa geçmişte de aynı sığ tutum sahte ve yalancı sofilerin türemesine yol açtı.

*Şerefli Ordunun en şerefli vaktinde onun manevi dayanağı olan Bektaşilik, zamanla öyle bozuldu ki; nükteli, telkin altına alıcı, muvazaacı ve mutlak kıymetlere gizliden gizliye beslediği müthiş suikast zekasıyla hiç bir küfür müessesesinin sebep olamayacaı bozgunları verdirdi.

*
Sahte ve yalancı sofi giyindiği Melemilik ve Vahdeti Vucutçuluk hırkasıyla günahları meşrulaştırır, üstelik kutsar ve insan nefsaniyetini tanrılık davasına kadar bulaştırır ve böylece her dişi güya zarif bir nükte belirten testeresiyle cemiyetin nizam unsurlarını parça parça eder.

* Tüm etki marifetleri güya renkli ve sanatlıı ruh haletleri olan bu yalancıların bir başka kısmının da bir başka zehirli tesiri oldu: Pis, hasta, dünyayla alakasız, sorumsuz, iradesiz-tedbirsiz, dilenci sıfatlarıyla bezeli bir derviş portresi...

İşte Batı'daki ve yalnızca ondan beslenen müstağriplerdeki sakat Doğu intibaı işte bu sahtekarların eseridir.

* Ham softa kutsal hükümleri ön cepheden tahrip ederken yalancı sofi onu arkadan vurandır.

* Dördüncü Hüküm: İslam Inkılabı sahte ve yalancı sofilerle olmaz !
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
Derin ve Gerçek Müslüman

* İslam İnkılabını fikir planında yalnızca derin ve gerçek müslüman temsil edebilir. Peki gerçek ve derin müslüman demek ne demektir ? Gerçek ve derin müslüman kimdir ?

*GErçek ve derin müslüman şahsında barındırdığı üç cephe ile malumdur: Mukaddes ölçüler, ona perçinli olarak tasavvuf ve ikisine birden bağlı olarak ama bu iki cephenin hikmetini kavramak için var olan şahsi ruh ve akıl.

* Gerçek ve derin müslüman bütün cemiyet ve hakikat ölçülerinin anası olan şeriat ve kainatın topyekün hesabını veren yegane hikmet olan tasavvuf arasındaki ruh ve sır ilişkisini şahsi ruh ve aklıyla kurarak mayonezdeki üç ahenk unsuru gibi kıvam tutturacaktır.

* Şeriat ve tasavvuf kanatlarıyla göklere erdirilmiş olan ruh ve akıl eşya ve hadiseler planına baştan ayağa hakim olacak, yapılacak ve yapılmayacak her şeyi tespit edecek, bütün istikametleri keşfedecek ve işaretleyecek şahsi planda huzur ve mutluluğa cemiyet planında ise nizam, adelet ve ümrana ulaşacaktır.

Gerçek ve derin müslüman böylece yaradılış gayesine erişendir...
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
Gerçek ve Derin Mü'minde Akıl

* Derin ve gerçek mümin, aklı aklın en ileri safhasıyla ele alır. Hakiki akıl mutlaktan hiç bir şey
anlayamayacağını anlayan akıldır. Daire başladığı noktada biter ve bittiği noktada başlar.

* Derin ve gerçek mümin aklı sahibine teslim ettikten sonra onun tarafından geriye bağışlananı akıl diye kabul eder ve ötesini istemenin akılsızlık olduğunu bilir.
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
En büyük idrak, idraksizliğini idrak etmektir.

* Miraç gecesi aklı simgeleyen melek sidretül münteheda bir adım daha atarsam yanar kül olurum ihtarıyla durdu bir adım daha ileri gitmedi.

Derin mümin aklı mutlak yardımcı olarak görmez, onu sidretül müntehadan sonrasına zorlamaz.

* Daire bittiği noktada başlar; hürriyeti hakka esaret bilen akıl kutsal hükümleri yegane mizan sayar ve bu mutlak mizanı ayrıca mizan çekmeye kalkışmaz ve böylece yaradılış hikmetiyle çelişme akılsızlığından arınır kendi faaliyet sahasında selamet içersinde çalışırak, akl-ı selime erer.

* Derin ve gerçek müminde akıl şudur: Tarifsiz, hudutsuz bir ruh feyziyle imana gelen ve bütünüyle teslim olan adama, bu teslimiyetten sonra iade ettikleri gerçek kafa ve büyük akıl.

*
Akıl hakkındaki en güzel hüküm: Bu iş ne akılla olur ne akılsız. AKıl kendisi olmadığı vakit hiç bir şey yapılamayan kendisini her şey zannettiği vakit ise hemen sıfıra inen ve ebedi felakete götüren şeydir. Bu iş akılsız olmaz; ki anlayamadığını anlamak da akıl işi...

* Aklın bu acziyetini nihayet Batı felsefesi de 20. asırda Bergson'u yetiştirerek tespit etti, İslamiyetin asırlar önce getirdiği hakikate sendeleye sendeleye henüz varabildi.
'Aklı mat ettin ama usulun yine aklidir.' eleştirilerine, 'Demek ki aklın nihai hamlesi kendi hiçliğini kavramakmış.' diyordu Bergson; Hz. Ebubekirden şu kadar yüzyıl sonra...
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
Hülasa ve Netice ;

* Herşeyden evvel ve sadece hakikat mizanının İslamiyet olduğuna iman...

* Modern dünyanın bulanıklaştırdığı İslamiyet filizinin cehverini parlatma bahsinde, o cehveri arındırmaya çalışmak bir yana dışarıdan başka bulanık unsurlar katma peşindeki reformacı, ilk batıl güdümdür.
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
Nefret !

* İkinci batıl güdüm nefsani tefsicinin yoludur. Heva ve hevesi doğrultusunda yorumlanmaya çalışılan ilahi müesseseler ve felaket giden yol...

Nefret !

* Bu bahiste üçüncü olarak işaret edilen manaya bakmadan körü körüne satıha bağlı kalan kışırcı şeriatçiler gelir. Dışatki hükümlerin iç çilesini çekmedileri için tüm sırları ve incelikleri zayi edenler.

Nefret !

* Dördüncü olarak sahte ve yalancı sofi. Güya batıni derinlik iddiasıyla dini emirlerin tamamlığını bozanlar...

Büsbütün Nefret !

* Beşinci batıl güdüm, ham ve kaba softanın yolu. İkinci güruhu tersinden, üçüncüleri yüzünden bünyesinde barındırarak ilahi feyz ve rahmete set çekenlerin yolu.

Daima Nefret !

* İslamiyeti feyzlendirme bahsinde biricik hak yolu, şeriatı bilip anladıktan sonra tek noktasını feda etmeyen ve tasavvufu onun iç esrarı bilip ona bağlı olarak kemallendiren derin ve gerçek müslümanın hem zahirde hem batındaki dosdoğru istikametidir.

Kurtuluşa erenler işte bu istikamette yürüyenlerdir.
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
Netice

* Çağımızda Büyük Doğu ideolocya ve davasına karşıt tez ve hareketler ilahi cilveyle kendiliğinden yere kapanıp iflas etmiştir.

*Türk milleti 20. asırda derin bir inkısar ve ıstırapla yaşamış ve ona dayatılan hayat tarzının döküntülüğü zaman geçtikçe iyice su yüzüne çıkmıştır.

*Artık devrimler, verimler, anılar, kanılar, töreler, süreler, ulusal egemenlikler, toplumsal güvenlikler, özgür ülkeler, uygar ilkeler, Batıya bel bağlamalar, Batıdan kurtuluş sağlamalar... ve aynı ağızdan daha onlarca klişe artık bütünüyle cansızdır.

*Artık her şeyle herşeyin arası açık, her varlık kıymetini kaybetmiş, her doğru eğrilip bükülmüş, karşıt tezler kendiliğinden çökmüş ve hiç bir kurtuluş vaad edemez hale gelmişken vazifemiz meydan yerinde görünmek ve davayı abideleştirmektir.
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
Usul

* Mevcut manzara mutlaka bir inkılaba ihtiyaç olduğunu ihtar ederken bu durum karşısında var olma cehdini kaybetmemiş bir millete düşen ihtilal-inkılap tabirini hak edecek bir büyük doğruluş, davranış, bir büyük şahlanıştır.

Fakat sadece ruhlarda bir ihtilal...

* Bu ihtilal-inkılabın aletleri söz ve kalem, planı göz ve kulak yollarından kafataslarına girmek ve beyin zarları altına zerketmek, şartı kanun hakkıyla en sıcak zeveban ve en ileri heyecan noktasına ulaştırmaktır.

* Bu ihtilal-inkılabın kadrosu mukaddesatçı ve milliyetçi gençlik, dayanak sınıfı da şehadet getiren herkes...

* Bu ihtilal-inkılabın mekanı bütün büyük şehir ve kasabalarıyla Türkiye, zamanı da şimdidir.

* Mukaddesatçı ve milliyetçi gençlik ve şehadet getiren herkes ! Karşıt tezler cephesinin kendiliğinden yıkılıp döküldüğü şu gün senin belirme gününden başka bir gün değildir.Fikir meydanı ve atalarının ruhu seni çağırıyor. Elinde kanun bayrağı, ruh kalesini fethet !
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
Esas

* Cihan İmparatorluğumuzun dayandığı temellerin sistemli bir şekilde nasıl yıpratıldığını fakettiğimiz anda davanın esasını yakalamış olacağız.
Ana şahsiyet ve asliyet kutbumuza en doğru anlayışla sarılmak ve buna uygun olarak bir fikir aksiyonuna yol açmak... İşte davanın esası...

* Tek kelime: [Su katılmamış ve suyu çekilmemiş tam hakikatıyla] İSLAM !

* Bu davanın esası olan ideale ihtiyacın, acil kan bekleyen bir hastanın ihtiyacından daha büyük olduğunu ancak inanmamaya inanmışlar görmezden gelebilir.
İhtiyaç duyulan kan ise iple boğularak, kangren olmaya terkedilmiş bir uzuvda; fakat akış yolunu bulabilse tükenmek bilmez bir hayat kaynağı mahiyetinde.

* Bu ideal İslam, esas üstü esas da onun gerçek anlamı !

* İsa peygamber eliyle felçlinin ayağa kalkıp, körün ışığa kavuşması gibi yalnızca maddede ve nazariyede pazarlıklı bir istiklal karşılığında manada uğradığımız inkısara son verme ve Batı üstünlüğü ukdesi ve ona ait ne varsa içimizden söküp çıkarma davası ve esası...

* Dışımızdaki sömürgecilerin ve onların içimizdeki taklitçi ajanlarının tabip kisvesiyle kanımıza zerkettikleri Batılılaşma ve Batılı anlamda medeniyet zehrini kanımızdan atma; bununla beraber nereden gelirse gelsin her türlü çile ve tecrübeyi bu sefer millet çapında bir şahsi ruh ve akıl süzgecinden geçirdikten sonra benimseme davası ve esası...

* Bu davanın ve onun esasının bilincinde olan bir nesil yetiştiğinde güneşin doğuşunu bekleme vakti gelmiştir.
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
Hedef

* Fikirde ana hedefimiz bütün meydan yerini tutmuş, hepsi aynı kaynaktan besleme ve aynı tornadan çıkma, tanzimat, meşrutiyet, cumhuriyet devirleri boyunca başkalaşımını tamamlamış bir suni ilkah mahsulu, ulvi oluş gayesi gütmez, eser çilesi çekmez, aşksız ve madde üstü iştiyaksız yalnız zehirlemeye memur bir haşere tip:

Devrimbaz !

* O devrimbaz ki manevi Batı sömürgeciliğinin iç ajanı ve Türk ruh kökünün DDT ile kurutucusu...

* O kendini kurtarıcı diye takdim ederken aslında arka mevzilerden mahut sınıfın iaşe ve cephane ikmalini yerine getirmekte ve ellerinde kukla olmaktadır.
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
Vasıta

* Beklediğimiz inkılabın dış vasıtalarına el atmanın birinci şartı:

Yılgınlık, düşüklük, küçüklük ukdesi, nefs güvensizliği, mızmızlık, hareketsizlik, dünya ve eşyaya karşı ilgisizlik ve bilgisizlik gibi menfi kutupları mahkum edip; nar-ı beyza halinde bir vecd ve aşk mizacı, sultani bir nizam ve displin zevki, sırasında baldan tatlı ve sırasında zakkumdan acı bir seciye, sabrından zerre kaptırmaz bir sebat bünyesi, şecaat, fedakarlık, atılganlık, derinlik, gerçeklik, kainatın her noktasının kıtmet hükmüne sahip olma şiarı, hayatı kuşatıcı, renklendirici, süsleyici bir estetik-güzellik sanatı bunun yanında dağları, taşları devirip sürükleyici ve gaye noktasına sürücü bir diyalektik mahareti, retorik ve taktik sahibi olma gibi vasıfları da baş tacı etmek.

* Dış vasıtaların başında bütün şubeleriyle güzel sanatlar, yayın yolları, telkin kürsüleri, kültür teşekküleri ve İslam sermayesine yön ve hareket verici mihraklar.

* İşte bu dış vasıtaları iç kuvvetlerle harekete geçirip, herşeyi ruh ve fikir planını köpürtmekten ibaret bıraktıktan sonra artık neticeyi gözlemekten başka bir iş kalmaz.


--------------------
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
...İşte çekildi isyan bayrağı! "Gemileri yakmışız, isteyerek, mümkünü yok dönüşümüzün, çizgimize gelen gelsin!" Köy köy, dağ dağ ve şehir şehir yankı gelir bu kutsal çağrıya!...
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
SON VE TEK KIVILCIM !


Şu bu kemmiyet böbürlenmelerine paydos! Aslına bakarsanız, arsadaki odun yığınının gizli bir köşesinde tek bir kıvılcım noktasıyız biz! Odunların üstüne, yıllar ve asırlardır, yağmadık yağmur, düşmedik kar kalmadı. Onları küf basmış, pas yutmuş, rutubet bürümüş; üstelik Garp dünyasının bütün kanalizasyonları bu odunların üzerine akmıştır.

· İşte, arsadaki böyle bir odun yığının gizli bir köşesinde tek bir kıvılcım noktasıyız biz! Kim bilir hangi muazzez velînin mangalından sıçradık, hangi mübarek müminin fenerinden damladık, hangi muhterem mustaribin sigarasından düştük de; bu, süngerlerden daha ıslak ve çöp tenekelerinden daha kirli odun yığınının bir köşesinde karargâh kurduk.

· Bu odun yığını, uzaklarda, çok uzaklarda, ormanı temsil eden ve hergün bir ağacı daha köklerinden koparılıp mahut arsadaki yığına atılan münezzeh Türk milletinin içinde menhus bir zümredir; ve işte biz, böyle bir odun yığınının gizli bir noktasında tek bir kıvılcım noktasıyız!

· Dâva, bu odun yığınını, büyük ve ebedî oluş hummasiyle çatır çatır yakmak, onun alevleriyle güneşi soldurmak; ve üzerinde, kir, pas, küf, rutûbet, ne varsa, hepsini birden buhara çevirmek…

· Ateş, her pisliği yiyen, süpüren, götüren, yok eden ateş, mânevî ateş; sana âşığız!

· Doğru ama, bu odun yığını öyle bir kütle ki, üzerine, Şarkın ve Garbın bütün petrol kuyuları dökülse yine alev alacağa benzemiyor! Onu ıslatmak, onu küfletmek, onu pisletmek, onu rutûbet süngeri haline getirmek için, bazı sihirbazlar, babadan oğula menfi bir tarikat edebiyle el ele verip tam bir asır çalıştılar! Biz ki onun gizli bir köşesinde tek ve son kıvılcım noktasıyız, onu nasıl yakar, tutuşturur, alevlerle sarabiliriz?

· Biz, işte, Allahın böyle bir harikaya memur ettiği, pis sularda boğulmuş kimbilir hangi yanık bağrın sönmiyen ve istikbale sıçrıyan son zerresiyiz! Fırtınalar içinden geçtik, kasırgalı denizler üzerinden aştık, lâğım akıntılarını bir saman çöpüne sarılıp geçtik, yine sönmedik, yine bugünlere vardık; ve şimdi mahut odun yığınının gizli bir köşesinde pırıldamaktayız!

· Allahını ve Allahının Sevgilisini seven bu son tek kıvılcım noktasının üzerine titresin, onu Nuh’un gemisindeki son insanın son menî nutfesi gibi muhafaza etsin, onu gayet büyük bir ihtiyat ve itina ile üflesin, genişletsin; ve Allahtan lûtfedeceği mucizeyi beklesin!

· Bekleyiniz! N. F. K
 

tevfik

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Ağu 2006
Mesajlar
27
Tepki puanı
0
Puanları
0
S.A size yunus emre hazretlerinin bir beyitini aktarmak isterim
hacılar hocalar bir araya geldiler
kitapları üst üste koydular
sen bu ilmi kimden aldın dediler
bir kamil mürşide varmazsan olmaz

sevgili kardeşim tarikata girib,girmemek gerektirdiğini araştırmak istiyorsan sizi şu kitabları önerir
müzekkin nufus-bedir yayınevi olmasını tercih edin çünkü bazı yayınevleri bilgileri eksik vermiş
miftaul-kulub
sıdkı naci erenin-özün özü kitabı
S.A.A.E.O
 

*talebe-

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
17 Ocak 2009
Mesajlar
27
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
Allah yolun yolcusu olarak imanını kuvvetlendirmek ve devrin ahlaksızlıklarıyla baş edebilmek için hak olan yollardan birisine intisab etmeniz bu yolculuğunuzun kolay ve hızlı geçmesine vesile olacaktır.
Ben size şu yola giriniz diyemem lakin girdiğiniz hangi yol olursa olsun İslam'a uygun olmayan bir vaka husule gelirse biliniz ki yanlış yoldasınız;fikir ayrılıklarını kastetmiyorum.

Allah yar ve yardımcımız olsun...

Allah' a emanet olun.
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
hakikati söyleyene bakarak öğrenme...HAKİKATİ ÖĞREN ...SÖYLEYENİ ÖĞRENİRSİN....HZ ALİ RA.................SARRAFLARIN MİHENK TAŞI NEYSE BİZİM MİHENGİMİZ DE KURAN-SÜNNET-İCMA-KIYAS.............PİANGODAN BİLET ALIR GİBİ DEĞİL...DUYARAK..DÜŞÜNEREK...YAŞAYARAK..HIFSEDEREK....CESARETLE...FERASETLE..AŞKLA...VECDLE..SAMİMİYETLE..VEFAYLA.....İLİMLE....TÖVBEYLE...AMELLE...CEFAYLA....ÇİLEYLE....BESMELE...SELAM...DUA...
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
NE ARADIĞINI BİLMEYEN..BULDUĞUNUN DA NE OLDUĞUNU BİLEMEZ...ARANAN İSLAM..BULMAKTA ONUN İÇİN.....Yolumuzu kim en güzel aydınlatıyorsa-en cesurumuzsa..en samimimizse..en vefakarımızsa...en cefakarımızsa..en bilgilimizse..en ilmiyle amil olanımızsa...
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
Bu dava etrafında saflarını halkalayabilmen için mutlaka iki müessire ihtiyaç var:

RUH VE ONUN EMRİNDE KOL!.. DÜĞÜM BURDA!..


Her oluşa hakim kanun olarak belirtebiliriz ki, suyun oksijen ve hidrojeni gibi, fikir ve hareket cevherlerinin birleştiği yerde gökler bir anda suyla dolar ve yeryüzü feyzle taşar.

Allah Resűlünün kötülüklere karşı mücadelede kademe kademe aletlerini işaret buyurdukları emri hatırlayınız... Birinci derecede el; yani fiil... İkinci derecede dil; yani ihtar... Üçüncü derecede kalb; yani nefsini muhafaza... En aşağı derece de üçüncü derecede gömülüp orada mahfuz kalmak...

İyiyi yapmak ve getirmek, kötüye mani olmak ve defetmek mükellefiyeti, bu iki müessiri teşkilâtlandırmak zaruretini izaha yeter!
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
Tarihin çöküntü sahifelerinde kendisine misâl aramanın değil, tarihe destanlık çapta yeni bir felâket örneği vermenin mevzuu şartlar içinde, takip edeceğin strateji şudur:

Davayı, estetik, diyalektik, ideolojik ve politik sahalarda beslemek ve ocaklaştırmak... Meydana gelemeyişlerin sırrını kendi "antitez"inde göstermek ve ortada ne kadar zaaf varsa davan lehinde semerelendirmek... Asla küçük ve bücür oluşlara ve erişlere yanaşmamak, sahte tesellilere miskinliğe kapılmamak... "Hepçilik"ten vazgeçmemek ve zerrece taviz vermemek... Strateji ve taktik dilinden anlamak ve taviz vermemeyi öküzlük etme sanmamak... Millet tarlasını, ünüformalı ve ünüformasız genç fidanlar ve yeni ekinler halinde donatmak... Yepyeni bir diyalektikle muazzam bir kültür ve telkin savaşına girişmek, gerektiği yerde gerekeni yapmak, sır dolu bir strateji yolundan istikbalini hazırlamak..
 

aşık74

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
17 Kas 2008
Mesajlar
57
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
50
S.A size yunus emre hazretlerinin bir beyitini aktarmak isterim
hacılar hocalar bir araya geldiler
kitapları üst üste koydular
sen bu ilmi kimden aldın dediler
bir kamil mürşide varmazsan olmaz

sevgili kardeşim tarikata girib,girmemek gerektirdiğini araştırmak istiyorsan sizi şu kitabları önerir
müzekkin nufus-bedir yayınevi olmasını tercih edin çünkü bazı yayınevleri bilgileri eksik vermiş
miftaul-kulub
sıdkı naci erenin-özün özü kitabı
S.A.A.E.O


S.aleyküm...

Sıdkı naci eren dediğiniz kişi sanırım uşşaki tariatı şeyhi olan kişi.
Ve bu kişi balıkesirde,ve bende balıkesirliyim :D
Ben naci amcayı sabah namazlarımda zağnos paşa camii'ne gittiğimde görüyorum hep :)
Hatta sohbetlerine katılma imkanımda olur sanırım,perşembe akşamları yapıyorlar diye duymuşdum.
İnşaallah bizzat yakinen naci amca dan yararlanabilirim.
svg...
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt