Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Müta Nikahı. (3 Kullanıcı)

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Elmeddin

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
22 Eyl 2009
Mesajlar
26
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
Allahcc razı olsun..Allahcc bütün ehli sünneti ehli bidattan muhafaza buyursun...ZİNAYI MUTA ADI ALTINDA MEŞRULAŞTIRAN SAPIK FIRKALARDIR..ALLAHCC BİZLERİ EHLİ SÜNNET VEL CEMAAT ÜZERE SABİT KILSIN..

Allah aşkına söyleyin bu taassup ve bağnazlığınız neden kaynaklanıyor? bakın sapık fırkalar diyorsunuz tamam diyelim ki, şiayı ibni Sebe (l) kurdu. şimdi size göre şianın tüm hadis ve tefsir kitapları uydurma ve yalandır peki bunada tamam. ama işin garip olan tarafı ne biliyormusunuz? mutaya ait olan sahih hadisler sizin sahih müslimde yer alıyor. şimdi söyleyin de bilelim sahihi müslimi de mi ibni Sebe (l) yazdı? eğer inanmıyorsanız buyrun kaynaklarla hadisler:

Bize Hasan El-Huîvâni rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Abdürrezzâk rivayet etti. (Dedi ki) : Bize İbni Cüreyc haber verdi. (Dedi ki) : Ata' şunu söyledi: Câbir b. Abdillah Umre yaparak geldi. Biz de evinde onun yanına vardık. Derken cemaat ona bazı şeyler sordular. Sonra mût'a'dan söz açtılar. Câbir : «Evet, Resûlüliah (s.a.a) ile Ebû Bekir ve Ömer zamanlarında biz mût'a yaptık.» dedi.

Bana Mulıammed b. Rafi' rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Abdürrezzâk rivayet etti. (Dedi ki) : Bize İbni Cüreyc haber verdi. (Dedi ki) : Bana Ebu'z-Zübeyr haber verdi. (Dedi ki) : Câbir b. Abdillâh'ı şunu söylerken işittim. Biz Resûlüllah (s.a.a) ile Ebû Bekir devirlerinde bir avuç kuru hurma ve un mukabilinde birkaç günlüğüne mût'a yapardık. Nihayet Amr b. Hureys hâdisesinde Ömer bundan nehyetti.

Bize Hâmid b. Ömer E!-Bekrâvî rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Abdülvâhid yâni İbni Ziyâd, Âsım'dan, o da Ebû Nadrâ'dan naklen rivayet eyledi. (Demiş ki) : Câbİr b. Abdillah'ın yanındaydım. Ona biri gelerek: îbni Abbâs ile İbni Zübeyr iki mût'a hakkında ihtilâf ettiîer, dedi. Bunun üzerine Câbir şunu söyledi : «Biz bunları Resulullah (s.a.a) zamanında yaptık. Sonra Ömer onlardan bizi nehyetti.

Bana Harmeletû'bnû Yahya rivayet etti. (Dedi ki) : Bize İbni Vehb haber verdi. (Dedi ki) : Bana Yûnus haber verdi, İbni Şihâb şöyle demiş : Bana Urvetü'bnü Zûbeyr haber verdi ki, Abdullah b. Zübeyr Mekke'de ayağa kalkmış ve ibni Abbasa ta'rizde bulunarak : «Şübhesiz ki, bazı insanların Allah gözlerini kör ettiği gibi, kalblerini de kör etmiş. Nikâhı mût'a'ya fetva veriyorlar.» demiş. Bunun üzerine ibni Abbas kendisine nida ederek: «Sen hakikaten kaba saba bir adamsın. Ömrüme yemin ederim ki, mût'a imâmül-müttekin zamanında yapılırdı.» demiş. Bununla Resûlüllahı (s.a.a) kasdetmiş. İbni Zübeyr ona şu mukabelede bulunmuş Öyle ise kendini bir dene. Vallahi sen bunu yaparsan seni taşlarınla recm ederim. (bkz: sahihi müslim, nikah kitabı, muta nigahı babı)


buna ait daha birçok haid var ancak bununla yetiniyorum. sanırıç her şey açıktır. kaldı ki, Hz. imam Alinin (a) dilinden uydurulmuş olan mutanın yasaklanması hadisine bu konuda aynı kitapta hadisler var ancak onların uydurma olduğu kendi metinlerinden hemen belli oluyor. şöyle ki, bazı hadislerde mutanın Hayber günü bazılarında Fetih günü, bazılarında veda haccında yasaklandığı bildirilir. tabii ki, bu çelişkiler hadislerin uydurma olup Ömer bin Hattabı kurtarmak için olduğuna delildir. Zaten Ömerin kendisi muta Resulullah devrinde vardı ben nehy ediyorum demiştir.

şimdi de gelelim sünni alimlerden mutayı helal bilenlere: Ebu Sevr der ki: Bu âyet-i kerime muhkemdir. Boşanan her kadın için mut'a vardır. ez-Zührî de böyle demiştir. ez-Zührî: Hatta kocası tarafından boşanan cariye için dahi bu bir haktır, der. Said b. Cübeyr de böyle demiştir: Boşanan her kadın için mut'a vardır. Bu, Şafiî'nin bu âyet-i kerime ile ilgili iki görüşünden birisidir. Malik der ki: Boşanmış her kadının -ister iki talâk ile ister bir talâk ile boşanmış olsun, ister onunla gerdeğe girilmiş olsun ister girilmemiş olsun, ister mehrini tayin etmiş olsun ister etmemiş olsun- mut'a hakkı vardır. Bundan tek istisna mehri tesbit edilmiş olup kendisiyle gerdeğe girmeden önce boşanan kadındır. Böylesine mehrin yarısı yeterlidir. Şayet bu kadın için me-hir de tesbit edilmemiş ise, o takdirde mehr-i misilden daha az veya daha çok olsun mut'a hakkı vardır. Bu mut'anın da bir sınırı yoktur. Malik'ten bu görüşü İbnu'l-Kasım nakletmiştir. (kaynak: Tefsiri Kurtubi, Bakara suresi 241-ci ayetin tefsiri)

sakın şaşırmayın evet muta kesinlikle Kuran ve sünnetde vardır ve sahih hadisleriniz ve alimleriniz bunu destekliyorlar. ha sevgili kardeşler unutmadan söyleyeyim lütfen doğruları yazdığım için beni forumdan atmayın. :a16:
 

_YUSUF_

Yönetici
Katılım
26 Haz 2008
Mesajlar
4,070
Tepki puanı
1,043
Puanları
113
Yaş
43
Elmeddin
''ha sevgili kardeşler unutmadan söyleyeyim lütfen doğruları yazdığım için beni forumdan atmayın''

Neden böyle bir cümle kurdunuz.Dediklerinizin yanlış olduğunu demekki sizde biiyorsunuz.Ama atılmamanız için size bir önerim var.

(bkz: sahihi müslim, nikah kitabı, muta nigahı babı)

Eğer söylediklerinizin doğru olduğunu iddaa ediyorsanız bahsettiğiniz bölümün devamındaki hadisleride yayınlarmısınız.
 

EHL-İ BEYT

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Mar 2009
Mesajlar
731
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
46
Allah aşkına söyleyin bu taassup ve bağnazlığınız neden kaynaklanıyor? bakın sapık fırkalar diyorsunuz tamam diyelim ki, şiayı ibni Sebe (l) kurdu. şimdi size göre şianın tüm hadis ve tefsir kitapları uydurma ve yalandır peki bunada tamam. ama işin garip olan tarafı ne biliyormusunuz? mutaya ait olan sahih hadisler sizin sahih müslimde yer alıyor. şimdi söyleyin de bilelim sahihi müslimi de mi ibni Sebe (l) yazdı? eğer inanmıyorsanız buyrun kaynaklarla hadisler:

....

ha sevgili kardeşler unutmadan söyleyeyim lütfen doğruları yazdığım için beni forumdan atmayın. :a16:


Selamün aleyküm kardeşim;
Öncelikle üyeliğiniz hayırlı olsun diyorum;

Sizden daha eski üye olduğum için birkaç konuyu sizinle paylaşmak istiyorum.

Birincisi iletişim kurmaya çalıştığınız üye, birkaç defa siteden atıldığı halde değişik isimlerle (osmangazi, kimkimdir, hüzünledoluyum, mürmüdük) tekrar tekrar üye olan
ve hayatınızda görüp görebileceğiniz en bağnaz ve taassup sahibi bir şahıstır.

ezbelerdiği bir kaç tane kadar slogan sözü vardır. Aynı şeyleri yazıp durur.

Hayatında doğru düzgün Şia kaynaklı Şiiliği anlatan bir kitap okumamıştır..
.. ama Şia'yı ve bütün Şiileri, yeryüzündeki bütün Müslüman Şii ülkeleri sapıklıkla nitelendirip fetva verme yetkisi görebiliyor engin bilgisiyle (!).
Ve hatta Şiileri Müslüman olan kabul etmez, Selam alıp-vermez kendi aklınca bu bilge Müslüman kardeşim (!)

Siz Sahih-i Müslüm'den Sahih-i Buhari'den ve diğer Sünni kaynakardan örneklerde verseniz kesinlikle hiçbirşey anlatamazsınız kendisine..

Onun için kendisiyle herhangi bir şekilde diyaloğa girmenizi tavsiye etmem.

Zaten sizin mesajınıza cevap yazınca ne demek istediğimi anlayacaksınız.

Ve bir de ne yazık ki site içerisinde bir ayırımcılık söz konusu.
Siz saygı sınırları içerisinde olsanız da,
(sadece Ehl-i Sünnet kaynaklarından örneklerle açıklama yapsanız da)
karşınızdaki üye saygısızca davranıp tartışmaya girişirse
sadece sizi siteden uzaklaştırırlar.. Karşıdaki kişinin yaptığı seviyesiziliğine rağmen üyeliği devam eder..
Bunun örneklerini çok defa gördüm ne yazık ki..

Tabiki Site içierisinde herkes böyle değil. Sayıca azdır, ancak düşününce sinekte küçük ama mide bulandırıyorum.
Site içinde taassuptan kurtulmuş, en azından objektif düşünebilen, kardeşlikten; vahdetten yana olan çok değerli kardeşlerim de var..
Hapsinden Allah razı olsun diyorum,

Allah'a emanet olun.
Selamların en güzeli üzerinize olsun.
 

_YUSUF_

Yönetici
Katılım
26 Haz 2008
Mesajlar
4,070
Tepki puanı
1,043
Puanları
113
Yaş
43
İlk okulda bize hikaye kitapları(!) okutulurdu.
Okurduk, okurduk ama boşuna okumuşuz okuduğumuz bize bir fayda sağlamadı, sadece hayal gücümüzü artırırdı.Ve bu hayallerin peşinde sürüklendik yıllarca.Sonra büyüdükki eyvahhh oda ne hertaraf ne olduğu belirsiz hikaye kitapları ile dolu ve her gün yeni yeni hikaye kitapları çıkıyor piyasya ve insanlar bunların peşinde koşuyorlar.
Mevlama şükürler olsun okuduğumuz bu kitaplardaki boş hayellerin, doğru olmadığını, olamayacağını anladık ve bunların peşinde koşmaktan kurtardı bizi Yüce Mevlam.Elhamdülillah
Ama kurtulamayan milyonlarca insan yaşıyor memleketimizde malesef,
Hala ellerinde ne olduğu belirsiz hikaye kitapları yol bulmanın derdindeler.Tabi bilmiyorlar boş hayallerin peşinde koştuklarını,
Hepsi için Yüce Mevlaya dua ediyorum.İnşaAllah doğru yolu görürler okudukları ne olduğu belirsiz hikaye kitaplarındaki hayallerin gerçek olmadığını, olamayacağını anlarlar, anlarlar İnşaAllah
 

EHL-İ BEYT

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Mar 2009
Mesajlar
731
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
46
Elmeddin
''ha sevgili kardeşler unutmadan söyleyeyim lütfen doğruları yazdığım için beni forumdan atmayın''

Neden böyle bir cümle kurdunuz.Dediklerinizin yanlış olduğunu demekki sizde biiyorsunuz.Ama atılmamanız için size bir önerim var.

....


Selamün aleyküm kardeşim,

Sizin böyle bir mesaj yazmanıza gerçekten şaşırdım.

"Elmeddin" kardeşimin Neden böyle bir cümle kurduğunu sizin daha iyi bilmeniz gerekmez mi?

Daha önce "hak-ul-beyan" isimli üyeyle yapmış olduğunuz karşılıklı seviyesizce konuşmalardan sonra neden sadece "hak-ul-beyan" isimli üye siteden uzaklaştırıldı söyler misiniz?

eğer adalet denen birşey varsa sizinde atılmanız gerekmez miydi?

eğer ki "moderatör" olmanız nedeniyle bu kişiyi siz attıysanız "moderatör" yetkinizi kötüye kullanmış olmadınız mı?






...Ama atılmamanız için size bir önerim var.

(bkz: sahihi müslim, nikah kitabı, muta nikahı babı)

Eğer söylediklerinizin doğru olduğunu iddaa ediyorsanız bahsettiğiniz bölümün devamındaki hadisleride yayınlarmısınız.


Zaten size kaynak verilmiş; Sahih-i Müslim kitabını açacaksanız "muta nikahı babı" (bölümü)nü açıp okuyacaksınız kardeşim...


Ben yine de size Prof.Dr. Muhammed Ticani'nin "Doğrularla Birlikte" adlı kitabında yeralan "Muta Nikahı" bölümünü aktarıyorum.

Orada Sahih-i Muslim, Sahih-i Buhari ve "Müsned-i Ahmed ibn-i Hanbel," gibi kaynaklardan örneklerle gerekli açıklamalar mevcut. İsterseniz başka kaynaklardan da açıklamalara yayınlayabilirim.

Allah'a emanet olun.
Hayırlı geceler diliyorum.
 

EHL-İ BEYT

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Mar 2009
Mesajlar
731
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
46
MUT'A VEYA GEÇİCİ EVLİLİK


Mut'a veya geçici evlilik belli bir süreye kadar yapılan evliliğe denir. Bu tür evlenmede de aynen daimi evlilikte olduğu gibi icab ve kabulden oluşan belli bir akdi okumak gereklidir. Örneğin kadının erkeğe belli bir mehriye karşılığında kendisini belli bir süre için tezvic ettiği anlamını veren aşağıdaki akdi okuduktan sonra erkeğin onu kabul ettiği manasını veren kabul akdini okuması gerekir.

Bu tür akdin sıhhatinde gerekli olan mehriye, sürenin belli olması, kadının evli olmaması iddet süresini bitirmesi vb. şartlar Şia'mn fıkıh kitaplarında da yazılmıştır. isteyenler mezkur kitaplara baş vurabilirler.

Mut'a olan kadının süresi bittikten sonra iki hayız görme müddetince ve eğer kocası ölürse dört ay on gün boyunca beklemesi gerekir. Mut'a akdinden sonra kadınla erkek arasında miras nafaka vb. haklar sözkonusu değildir. Ama geçici evlenmeden meydana gelen bir çocuk, miras ve nafaka hakkı dahil olmak üzere, maddi ve manevi bütün haklarda da daimi evlenmeden olan bir çocuk gibidir, o da babasına tabidir. Mut'a denilen geçici evlilik genel şan ve çerçevesiyle işte bundan ibarettir. Görüldüğü üzere, bazılarının iddia ettiğinin aksine, mut'ayla gayr-i meşru ilişki kurmanın hiç bir ilişkisi yoktur.

Şia kardeşleri gibi, Ehl-i Sünnet de mezkur evliliğin aslının Nis'a suresinin 24. ayetiyle teşri olduğunda ittifak etmektedirler. Allah-u Teala bu ayette şöyle buyuruyor.

"Kadınlardan biriyle evlenerek faydalandığımz takdirde mehirlerini kararlaştırıldığı miktarda verin. Miktarını tayin ettikten sonra gönül hoşluğuyla herhangi bir hususta uyuşursanız suç yok size. Şüphe yok ki Allah her şeyi bilir, hüküm ve hikmet sahibidir"

Yine Şia ve Ehl-i Sünnet Hz. Resuluılah (s.a.a)ın kendisinin bu tür evlenmeğe izin verdiğini de ve o Hazret'in zamanında geçici süreyle evlenme yaptıklarında da ittifak içerisindeler.

Şia'yla Ehl-i sünnet'in ihtilaf ettikleri husus bu hükmün nashedilip edilmediğidir. Ehl-i Sünnet'e göre bu küküm halkmış ve geçici evlenme haram kılınmıştır. Bunu nasheden ise Sünnet-i Nebeviyye'dir, Kur'an değil. Ama Şia'ya göre, mezkur hüküm nashedilmemiş ve kıyamete kadar da helaldır. O halde ihtilaf mezkur ayetin nashedilip edilmediği hususundadır. Öyleyse gerçeğin ortaya çıkması için herhangi bir duygusalhk ve taassube kapılmadan her iki grubun da sözlerini gözden geçirmek gerekiyor.

Mezkur ayetin neshedilmeyip kıyamete kadar mut'anın helal olduğunu.söyleyen Şia'nın delili şundan ibarettir.

"Hz. Resulullah(s.a.a)ın mut'ayı yasakladığı bize ulaşmamıştır. Ehl-i Beyt imamları ise Resulullah (s.a.a)'ın getirdiği bu hükmün baki kaldığını buyurmuşlardır. Eğer Hz. Resuluılah (s.a.a) Allah'ın kitabında geçen bu hükmü nashetseydi, bunu herkesten daha önce başlarında İmam Ali olmak üzere Ehl-i Beyt imamlarının açıklaması gerekirdi. Zira onlar Peygamber (s.a.a)'in bıraktığı iki emanetten biridir. Meselenin gerçeği şundan ibarettir.
Ehl-i Sünnet'in kendi alimlerinin de şehadette bulunduğu gibi Allah'ın kitabında sabit olan mut'a hükmünün yasaklayan ikinci halife Ömer'dir. O kendi içtihadına dayanarak bunu yasaklamıştır. Oysa biz Ömer'in şahsi içtihadından dolayı bir ilahi hükmü terkedemeyiz. Şia'nın mut'anın helal olduğu konusundaki sözlerinin özeti bundan ibarettir."

Bu söz ispat edildiği takdirde çok sağlam ve hak bir sözdür. Çünkü her müslümandan istenilen, Allah'ın ve Resul'ünün hükümlerine tabi olmaktır ve diğerlerini makamları ne derece yüce olursa olsun Kur'an ve Sünnet'ten öne geçirmemektir.

Ama Ehl-i Sünnet'e gelince, onlar mut'anın helal kılınıp helallığının da Kur'an-ı Kerim'de açıklandığı, Resuluılah (s.a.a)ın da buna müsade ettiğini ve sahabenin de bunu yaptıkları hususunda ittifak etmelerine rağmen, onun daha sonra nashedildiğini ileri sürmüşler ve nashedinin kim olduğunda ihtilaf etmişlerdir. Bazıları Hz. Resuluılah (s.a.a)'ın ölümünden önce onu yasakladığIni söylerken, bazısı ise Ömer ibn-i Hattab'ın onu yasakladığını söylüyor ve Ömer'in sözünün de hüccet olduğunu iddia ediyorlar. Çünkü Hz. Resuluılah (s.a.a)'dan naklettikleri bir hadiste şöyle denilmiştir.

"Benim ve benden sonra Hulefa-i Raşidin'in sünnetine sarıim ve onu dişlerinizle sımsıkı tutun."

Ömer'in sözlerinin de uygulanması gereken bir sünnet olduğunu iddia ederek Ömer'in yasağına dayanıp mut'ayı haram kabul eden Ehl-i Sünnet'in görüşüne bir sözümüz yoktur. Çünkü bu yalnızca bir taassup ve zorluktan gayri bir şey değildir. Yoksa nasıl müslüman bir kimse bazen hata edip, bazen isabet eden bir muçtehidin sözüne dayanarak Allah'ın ve Resurünün sözünü bir kenara bırakabilir?! Bu tutum, Kur'an ve sünneten açık bir nassın bulunmadığı bir konuda tutarsız olduğu gibi açık bir nassın bulunduğu bir husus olursa, o zaman da Ahzap suresinin 36. ayetindeki hükme dahil olur.


"Allah ve Resum, bir işe hükmetti mi erkek olsun, kadın olsun, hiçbir inananın, o işi istediği gibi yapmakta muhayyer olmasma imkan yoktur ve kim, Allah'a ve Peygamberine isyan ederse gerçekten de apaçık bir sapıklığa düşmüş, sapıp gitmiştir."

Bu hususta benimle aynı görüşü paylaşmayan kimse İslam şeriatı hakkında bildiği kavramlar ile Kur'an-ı Kerim ve Sünnet-i Nebeviyye'ye müracaat etsin. Mezkur ayette, Kur'an-ı Kerim konuyu en iyi şekilde açıklamıştır. Kur'an-ı Kerim'de, Kur'an'a ve Sünnet-i Nebeviyye'ye sarılmayan kimselerin dalalete düştüğünü belirten birçok ayetler vardır.

Sünnet-i Nebeviyye'den olan deliilere gelince, bunlar da çoktur. Fakat Hz. Resuluılah (s.a.a)ın şu sözü ile iktifa ediyoruz.

"Muhammed'in helah kıyamete kadar helaldır, haramı da kıyamete kadar haramdır."

Buna göre hiç kimsenin Allah veya Resulü tarafından açık bir nassın olduğu herhangi bir şeyi helal veya haram etmek hakkı yoktur.

Bütün bu delillerden sonra diğer müçtehitlerin davranış, haraket ve içtihatlarının da Kur'an ve Sünnet'te yer alan bir hükmü neshedebileceğini söyleyen ve bu hususta bizleri ikna etmeğe çalışan kimselere Bakara süresinin 139. ayetini cevap olarak söylemekten başka bir çaremiz yoktur.



"De ki: Allah hakkında bizimle mücadeleye mi girişiyorsunuz? O, bizim de rabbimizdir, sizin de rabbiniz. Bizim yaptıklarımız bize sizin yaptıklarınız size ve biz bütün kalbimizle Allaha bağlıyız.

Ayrıca bu delili getirenler gerçekte Kur'an-ı Kerim ve Sünnet'le mut'anın sabit olduğuna dair Şia'nın görüşünü te'yit etmekte ve Ehl-i Sünnet kardeşleri için bir hüccet sayılmaktadırlar. O halde bahsimiz sadece Hz. Resuluılah (s.a.a)'ın hadisleriyle Kur'an-ı Kerim'deki mut'a hükmünü iddia edenler ile ilgilidir. Her ne kadar Müslim Sahih'inde Hz. Resulullah'ın mut'ayı nashettiğini nakletmiş ise de, bu grubun sözleri çelişkilidir ve sağlam bir delile de dayanmamaktadır. Çünkü eğer Hz. Resulullah'tan bu konuda herhangi bir nehiy gelmiş olsaydı Müslim'in Sahih'inde naklettiği üzere Ebubekir'in zamanıyla Ömer'in hilafet zamanının bir kısmına kadar müslümanlar arasında muta ile amel edilmezdi. Başka bir tabirle, eğer Resuluılah (s.a.a) mut'ayı haram kılmış olsaydı. Peygamber (s.a.a)den sonra mut'aya amel eden sahabelerin de bu nehyi bilmeleri gerekirdi.

Eta diyor ki, "Cabir ibn-i Abdullah dönmüştü, ziyaretine gittik. Bir takım Umre amelinden şeyleri sorduktan sonra mut'a konusundan söz açıldı Cabir dedi ki: "Evet, biz hem Hz. Resulullah'ın ve hem de Ebubekir'in ve hem de Ömer'in zamanında mut'a yaptık."
( Sahih-i Muslim. c.4. s.158.)

O halde eğer Resuluılah (s.a.a) mut'ayı nahyetmiş olsaydı sahabenin Ebubekir ve Ömer'in dönemlerinde mut'a yapmaları doğru olmazdı. Demek gerçek şudur ki, Hz. Resuluılah (s.a.a) onu nehyetmemiş ve onu haram etmemiştir. Sahih-i Buhari'de de olduğu gibi nehiy Ömer ibn-i Hattab'ın tarafından gerçekleşmiştir.

Musedded'in Yahya'dan, o da Imran Ebubekir'den, o da Ebu Reca'dan o da İmran ibn-i Husayin'den naklettikleri bir hadiste şöyle denilmiştir.

"Mut'a ayet i Allah'ın kitabında inmiştir. Biz de Resulullah'la birlikte ona amel ettik. Kur'an-ı Kerim'de onu haram kılacak bir ayet inmedi. Hz. Resuluılah da vefat edineeye onu nahyetmedi. Sonra birisi (çıkıp) bu hususta kendi görüşüne göre istediğini söyledi. "Muhammed bu adamın "Ömer olduğu söylenmiştir" demiştir.
Aziz okur, gördüğün üzere sahabeninde sarih bir şekilde beyan ettiği gibi Hz. Resuluılah (s.a.a) mut'ayı nehyetmeden vefat etmiştir. Bu sahabi, hararnı Ömer'e isnad edip onun isteği üzere hükmettiğini söylemekten çekinmiyor. Yine Cabir ibn-i Abdullah el Ensari şöyle diyor. "Ömer'in Amr ibn-i Hureys olayında mut'ayı nehyedinceye kadar Hz. Resuluılah (s.a.a)'m ve Ebubekir'in döneminde bir avuç hurma ve un karşılığında mut'a yapıyorduk."
( Sahih-i Buhari, c.5 s.158)


Şimdi o sahabelerden birisini dinleyetim ki şöyle diyor.

"Ben Cabir ibn-i Abdullah'ın yanında idim, birisi gelip ona İbn-i Abbas ve İbn-i Zubeyr'in iki mut'a (Hacc mut'ası ve kadınların mut'ası) konusunda ihtilafa düştüklerini söyledi. Cabir, "Biz onları Resulullah'la birlikte uyguladık; fakat Ömer onları yasakladı, biz de artık tekrarlamadık" dedi.
(Sahih-i Mislim, c.4, s.131)

… Hz. Resulullah'm Kur'an'ın helal kıldığı bir şeyi haram kılması düşünülemez. Çünkü biz İslam hükümleri içerisinde Allah'ın helal kılıp, Resulullah'm tahrim ettiği hiç bir hükme rastlamıyoruz. Hatta Hz. Resulullah'm bunu nehyettiğini bile farzetsek o zaman Hz. Resulullah'a en yakın kimse olup herkesten daha çok dini hükümleri bilen Hz. Ali bunun aksini söylemezdi. Hz. Ali (a.s) şöyle buyuruyor.



"Mut'a Allah'ın kollarına verdiği bir rahmetiir. Eğer Ömer onu yasaklamasaydı şaki (sapık) kimseden gayrisi zina yapmazdı"

(Sa'lebi'nin yazdığı "El Kebir" tefsiri ile Taberani'nin yazdığı "El Kebir' adlı tefsiri, muı'a ayetinin tefsirinde.)

Ayrıca Ömer'in kendisi de nehyi Hz, Resulunah'a isnad etmemiş ve aksine şu meşhur sözünde açıkça:



"İki mut'a Resulullah'm döneminde helal idi, ben bu iki mut'ayı nehyediyorum ve onları yapanları cezalandıracağım. Bu iki mut'a, hacc mut'asıyla, kadınlann mut'asıdır."


(Fahr-i Razi'nin yazdığı "El Kebir' tefsiri, "Onlardan (kadınlardan) mut'a yaptığınız...." ayetin tefsirinde.)

Ahmed ibn-i Hanbel'in Müsned'i de bu konuda Ehl-i Sünnet'in büyük bir çelişki içerisinde bulunduğunun bazılarının Hz. Resulullah'ın buyruğu na uyarak onu helal kabul ettiğinin ve bazısının da Ömer ibn-i Hattab'a uyarak onu haram kıldığının en büyük delilidir. Ahmed ibn-i Hanbel'in tahriç ettiği bir hadiste de şöyle yer almıştır.

"İbn-i Abbas, "Hz. Resulullah mut'a' yaptı" dediğinde Urve ibn-i Zübeyr "Ebubekir ve Ömer mut'ayı nehyetmişlerdir" dedi. O zaman İbn-i Abbas "Şu Urve ne söylüyor?' dedi. Birisi "Ebubekir ve Ömer'in mut'ayı nehyettiğini söylüyor" dedi. O zaman İbn-i Abbas dedi ki: Yakında bu kavmin helak olacağına inanıyorum. Ben "Resulullah dedi" söylüyorum, o "Ebubekir ve Ömer nehyetmiştir" diyor."
(Müsned-i Ahmed ibn-i Hanbel, c.1, s.337,)

Ehl-i Sünnet, kadınların mut'ası konusunda Ömer'e itaat ederken, Hacc mut'ası (Hacc-ı Temettu) konusunda onun nehyine muhalefet etmişlerdir. Oysa daha önce naklettiğimiz üzere Ömer her iki mut'ayı da aynı şekilde nehyetmiştir. Burada muhim olan nokta Ehl-i Beyt imamlarının muhalefet edip Ömer'in haraketini inkar ederek her iki mut'aOln da kıyamete kadar helal olduğunu belirtmeleridir. Bununla birlikte Ehl-i Sünnet alimlerinden bazıları mut'anın helal oluşu konusunda Ehl-i Beyt'e uyarak, onun helal olduğuna inanmıştır. Onlardan birisi "Ez Zeytuni" üniversitesinin rektörlüğünü yapan Tunus'lu alim Şeyh Tahir ibn-i Aşur (r.a)'dır ki, ünlü tefsirinde "Onlardan istimta yaptığımz (kadınların) tayin edilen mehriyesini onlara verin" ayetini tefsir ederken mut'anın helal olduğuna inanmıştır.
(Tahir ibn-i Aşur'un yazdığı "Et Tahrir-u ve'l Tenvir" adlı tefsir, c.3, s.5.)


… Bu kısa bahsimizden de anlaşıldığı üzere Ehl-i Sünnet'in muta'nın helal kılınması konusunda Şia'ya itiraz edip kınamasında hiçbir bir delili olmadığı gibi aksine kesin delil ve hüccetler de Şia'nın görüşünü desteklemektedir. Bu konuda her müslümanın Hz. İmam Ali'nin şu sözünü hatırlaması gerekir. "Mut'a Allah'ın kullarına verdiği bir rahmettir." Gerçekten de hangi rahmet bundan daha önemli olabilir? oysa ki tuğyan ettiğinde, ister erkek olsun, ister kadın, insanı bir hayvan haline getiren azgın şehvetin ateşi bu hükmün tatbiki sayesinde sondürülebilir.

Bilahere, özellikle gençler olmak üzere bütün müslümanlar bilmelidir ki, Allah-u Teala, ister kadın ister erkek bir insanın zinaya düşmesinin cezasını bazı durumlarda kırbaçlanmak ve bazı durumlarda da taşlanarak öldürülmek şeklinde tayin etmiştir. Oysa insanları ve nefsi isteklerini yaratan ve onları islah edecek şeyleri de bilen sadece O'dur. O halde rahmet yolunu açmadan onlara ağır cezaları tayin etmez. Bu yüzden Rahman ve Rahim olan Allah, kullarına rahmederek mut'ayı helal kılmıştır ki, tamamen şaki olan kimseden gayrisi zinaya düşmesin. Nitekim hırsızlık yapan kimsenin de elinin kesilmesini emretmiştir. Fakat diğer yandan Beyt'ul Mal'dan fakir ve muhtaç olanların ihtiyaçlarının giderilmesini emretmiştir ki şaki alanlardan gayrisi hırsızlık yapmasın.


***
alıntıdır.
***
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
ELMEDDİN ŞİİSİNDEN ALINTI...
buna ait daha birçok haid var ancak bununla yetiniyorum. sanırıç her şey açıktır. kaldı ki, Hz. imam Alinin (a) dilinden uydurulmuş olan mutanın yasaklanması hadisine bu konuda aynı kitapta hadisler var ancak onların uydurma olduğu kendi metinlerinden hemen belli oluyor. şöyle ki, bazı hadislerde mutanın Hayber günü bazılarında Fetih günü, bazılarında veda haccında yasaklandığı bildirilir. tabii ki, bu çelişkiler hadislerin uydurma olup Ömer bin Hattabı kurtarmak için olduğuna delildir. Zaten Ömerin kendisi muta Resulullah devrinde vardı ben nehy ediyorum demiştir.
..................................................................

SOYUNUZA BEREKET Şİİ KUZULARI..
EHLİ SÜNNET DÜŞMANLARI..
BİZİM İTİKADIMIZDAN BİR ŞÜPHEMİZ YOK..
1400 YILLIK DOSDOĞRU İSLAM EHLİ SÜNNET ALİMLERİ VE DALALET SAPIK FIRKALAR ARASINDA HALLEDİLMİŞ BİR KOUNDUR BU..
EHLİ SÜNNET VEL CEMAAT DOSDOĞRU YOL..DİĞERLERİ DALALET YOLU..
ÇIKIP HANGİ MESELEYİ HALADECEĞİNİZİ ZANNEDERSİNİZ..
KENDİNİ ALLAMEİ CİHAN ZANNEDEN SAFOŞLAR....
EHLİ SÜNNET VEL CEMAATİN 4 HAK MEZHEBİNDE MUTA NİKAHI ZİNA OLARAK GÖRÜLMÜŞTÜR..
BİZ HADİSLERDEN HÜKÜM ÇIKARMA EHLİYETİNE SAHİP İÇTİHAD EHLİ DEĞİLİZ..
HERHALDE SİZDE DEĞİLSİNİZ..
ÖYLEYSENİZ SÖYLEYİN DE BİLELİM...
KAFANA GÖRE HADİSLERİ SIRALAYIP İŞKEMBEDEN ZİNANIZA YOL BULMAK EDEPSİZLİKTİR...
BU İŞ İÇTİHAD İŞİDİR..
ONU DA YAPAN YAPMIŞTIR..
Vesselam..
BİRDE BÖYLE HZ ÖMER RA EFENDİMİZE ÇATMA CÜRETÜNİ NERDEN ALIYORSUN...
HZ ÖMER RA CENNETLE MÜJDELENENLERDEN...
SEN KENDİNİ KURTAR..
ZİNAYI SAVUNARAK VE HZ ÖMER RA EFENDİMİZE İFTİRA ATARAK ANCAK CEHENNEME YOL ALIRSIN..
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
Selamünaleyküm sitedeki kardeşlerim...
Sitemize dadanmış bu EHLİ BEYT NİKLİ EHLİ BEYTE KURBAN OLASICA İLE ELMEDDİN NİKLİ YENİ TÜREME MUTAYI SAVUNUYORLAR..
KENDİLERİ 5. MEZHEPTENDİR..
MUTANIN NE OLDUĞU KISACA ŞU..ÜÇ GÜNLÜĞÜNE VEYA BEŞ GÜNLÜĞÜNE BİR KADINLA PARA KARŞILIĞI BİRLEŞMEK..
GÜNÜ BİTİNCE DE AYRILMAK..
BU BEŞİNCİ MEZHEP MÜNTESİPLERİ BUNU DİNDE VAR GÖSTERİYORLAR...
ŞİANIN İTİKADINI YANİ..
GÜNÜMÜZ MODERN ZİNA ŞEKLİNİ..
Vesselam...
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
EHLİ BEYT NİKLİ EHLİ DALALETTEN ALINTI...
Selamün aleyküm kardeşim,

Sizin böyle bir mesaj yazmanıza gerçekten şaşırdım.

"Elmeddin" kardeşimin Neden böyle bir cümle kurduğunu sizin daha iyi bilmeniz gerekmez mi?

Daha önce "hak-ul-beyan" isimli üyeyle yapmış olduğunuz karşılıklı seviyesizce konuşmalardan sonra neden sadece "hak-ul-beyan" isimli üye siteden uzaklaştırıldı söyler misiniz?

eğer adalet denen birşey varsa sizinde atılmanız gerekmez miydi?

eğer ki "moderatör" olmanız nedeniyle bu kişiyi siz attıysanız "moderatör" yetkinizi kötüye kullanmış olmadınız mı?

....................................................
HZ ÖMER RA EFENDİMİZE KÜFREDECEKSİNİZ..
BANLANINCA DA NİYE ADALETSİZLİK OLDU DİYECEKSİNİZ...
EY SAPIK...BURASI EHLİ SÜNNET MÜSLÜMANLARININ SİTESİ...
HZ ÖMER RA VE HZ EBUBEKR RA EFENDİLERİMİZE KÜFREDEN KAFİRDİR...
VE BU KÜFRETMENİN CEZASI VAHİMDİR..
HEM BU DÜNYADA HEM AHİRETTE...
Vesselam..
 

selimoglu

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
1 Ara 2006
Mesajlar
504
Tepki puanı
0
Puanları
0
Selamünaleyküm sitedeki kardeşlerim...
Sitemize dadanmış bu EHLİ BEYT NİKLİ EHLİ BEYTE KURBAN OLASICA İLE ELMEDDİN NİKLİ YENİ TÜREME MUTAYI SAVUNUYORLAR..
KENDİLERİ 5. MEZHEPTENDİR..
MUTANIN NE OLDUĞU KISACA ŞU..ÜÇ GÜNLÜĞÜNE VEYA BEŞ GÜNLÜĞÜNE BİR KADINLA PARA KARŞILIĞI BİRLEŞMEK..
GÜNÜ BİTİNCE DE AYRILMAK..
BU BEŞİNCİ MEZHEP MÜNTESİPLERİ BUNU DİNDE VAR GÖSTERİYORLAR...
ŞİANIN İTİKADINI YANİ..
GÜNÜMÜZ MODERN ZİNA ŞEKLİNİ..
Vesselam...



Kardeşim, bu insanlar ! fitne ile beslenen astisosyal tipler..

Kalabalık insan grupları arasına dalar, bu tür sapkın çıkışlarla kendilerine

muhatap ararlar.

En güzeli hiç cevap vermemek...Hani deriz ya, '' Bazen susmak en güzel cevaptır '' diye..
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
Allah aşkına söyleyin bu taassup ve bağnazlığınız neden kaynaklanıyor? bakın sapık fırkalar diyorsunuz tamam diyelim ki, şiayı ibni Sebe (l) kurdu. şimdi size göre şianın tüm hadis ve tefsir kitapları uydurma ve yalandır peki bunada tamam. ama işin garip olan tarafı ne biliyormusunuz? mutaya ait olan sahih hadisler sizin sahih müslimde yer alıyor. şimdi söyleyin de bilelim sahihi müslimi de mi ibni Sebe (l) yazdı? eğer inanmıyorsanız buyrun kaynaklarla hadisler:

Bize Hasan El-Huîvâni rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Abdürrezzâk rivayet etti. (Dedi ki) : Bize İbni Cüreyc haber verdi. (Dedi ki) : Ata' şunu söyledi: Câbir b. Abdillah Umre yaparak geldi. Biz de evinde onun yanına vardık. Derken cemaat ona bazı şeyler sordular. Sonra mût'a'dan söz açtılar. Câbir : «Evet, Resûlüliah (s.a.a) ile Ebû Bekir ve Ömer zamanlarında biz mût'a yaptık.» dedi.

Bana Mulıammed b. Rafi' rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Abdürrezzâk rivayet etti. (Dedi ki) : Bize İbni Cüreyc haber verdi. (Dedi ki) : Bana Ebu'z-Zübeyr haber verdi. (Dedi ki) : Câbir b. Abdillâh'ı şunu söylerken işittim. Biz Resûlüllah (s.a.a) ile Ebû Bekir devirlerinde bir avuç kuru hurma ve un mukabilinde birkaç günlüğüne mût'a yapardık. Nihayet Amr b. Hureys hâdisesinde Ömer bundan nehyetti.

Bize Hâmid b. Ömer E!-Bekrâvî rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Abdülvâhid yâni İbni Ziyâd, Âsım'dan, o da Ebû Nadrâ'dan naklen rivayet eyledi. (Demiş ki) : Câbİr b. Abdillah'ın yanındaydım. Ona biri gelerek: îbni Abbâs ile İbni Zübeyr iki mût'a hakkında ihtilâf ettiîer, dedi. Bunun üzerine Câbir şunu söyledi : «Biz bunları Resulullah (s.a.a) zamanında yaptık. Sonra Ömer onlardan bizi nehyetti.

Bana Harmeletû'bnû Yahya rivayet etti. (Dedi ki) : Bize İbni Vehb haber verdi. (Dedi ki) : Bana Yûnus haber verdi, İbni Şihâb şöyle demiş : Bana Urvetü'bnü Zûbeyr haber verdi ki, Abdullah b. Zübeyr Mekke'de ayağa kalkmış ve ibni Abbasa ta'rizde bulunarak : «Şübhesiz ki, bazı insanların Allah gözlerini kör ettiği gibi, kalblerini de kör etmiş. Nikâhı mût'a'ya fetva veriyorlar.» demiş. Bunun üzerine ibni Abbas kendisine nida ederek: «Sen hakikaten kaba saba bir adamsın. Ömrüme yemin ederim ki, mût'a imâmül-müttekin zamanında yapılırdı.» demiş. Bununla Resûlüllahı (s.a.a) kasdetmiş. İbni Zübeyr ona şu mukabelede bulunmuş Öyle ise kendini bir dene. Vallahi sen bunu yaparsan seni taşlarınla recm ederim. (bkz: sahihi müslim, nikah kitabı, muta nigahı babı)

buna ait daha birçok haid var ancak bununla yetiniyorum. sanırıç her şey açıktır. kaldı ki, Hz. imam Alinin (a) dilinden uydurulmuş olan mutanın yasaklanması hadisine bu konuda aynı kitapta hadisler var ancak onların uydurma olduğu kendi metinlerinden hemen belli oluyor. şöyle ki, bazı hadislerde mutanın Hayber günü bazılarında Fetih günü, bazılarında veda haccında yasaklandığı bildirilir. tabii ki, bu çelişkiler hadislerin uydurma olup Ömer bin Hattabı kurtarmak için olduğuna delildir. Zaten Ömerin kendisi muta Resulullah devrinde vardı ben nehy ediyorum demiştir.

şimdi de gelelim sünni alimlerden mutayı helal bilenlere: Ebu Sevr der ki: Bu âyet-i kerime muhkemdir. Boşanan her kadın için mut'a vardır. ez-Zührî de böyle demiştir. ez-Zührî: Hatta kocası tarafından boşanan cariye için dahi bu bir haktır, der. Said b. Cübeyr de böyle demiştir: Boşanan her kadın için mut'a vardır. Bu, Şafiî'nin bu âyet-i kerime ile ilgili iki görüşünden birisidir. Malik der ki: Boşanmış her kadının -ister iki talâk ile ister bir talâk ile boşanmış olsun, ister onunla gerdeğe girilmiş olsun ister girilmemiş olsun, ister mehrini tayin etmiş olsun ister etmemiş olsun- mut'a hakkı vardır. Bundan tek istisna mehri tesbit edilmiş olup kendisiyle gerdeğe girmeden önce boşanan kadındır. Böylesine mehrin yarısı yeterlidir. Şayet bu kadın için me-hir de tesbit edilmemiş ise, o takdirde mehr-i misilden daha az veya daha çok olsun mut'a hakkı vardır. Bu mut'anın da bir sınırı yoktur. Malik'ten bu görüşü İbnu'l-Kasım nakletmiştir. (kaynak: Tefsiri Kurtubi, Bakara suresi 241-ci ayetin tefsiri)

sakın şaşırmayın evet muta kesinlikle Kuran ve sünnetde vardır ve sahih hadisleriniz ve alimleriniz bunu destekliyorlar. ha sevgili kardeşler unutmadan söyleyeyim lütfen doğruları yazdığım için beni forumdan atmayın. :a16:

Selamün aleyküm kardeşim;
Öncelikle üyeliğiniz hayırlı olsun diyorum;

Sizden daha eski üye olduğum için birkaç konuyu sizinle paylaşmak istiyorum.

Birincisi iletişim kurmaya çalıştığınız üye, birkaç defa siteden atıldığı halde değişik isimlerle (osmangazi, kimkimdir, hüzünledoluyum, mürmüdük) tekrar tekrar üye olan
ve hayatınızda görüp görebileceğiniz en bağnaz ve taassup sahibi bir şahıstır.
EVET DOĞRU....SONUNA KADAR TAASUPLUYUM...KİM SAHABELERİMİZE ÇATARSA KARŞISINDA BENİ BULUR...
ezbelerdiği bir kaç tane kadar slogan sözü vardır. Aynı şeyleri yazıp durur.
BU YANLIŞ EZBERDEN YAZMAM...İNANDIĞIMI YAZARIM...
ÇOOK FARKLI ŞEYLER DE YAZARIM..
NİKLERİMİ VERMİŞ,AÇARSIN OKURSUN ,...
Hayatında doğru düzgün Şia kaynaklı Şiiliği anlatan bir kitap okumamıştır..
.. ama Şia'yı ve bütün Şiileri, yeryüzündeki bütün Müslüman Şii ülkeleri sapıklıkla nitelendirip fetva verme yetkisi görebiliyor engin bilgisiyle (!).
Ve hatta Şiileri Müslüman olan kabul etmez, Selam alıp-vermez kendi aklınca bu bilge Müslüman kardeşim (!)
SENDEN DAHA ÇOK KONUYA VAKIFIM DİYEBİLİRİM...
MUTAHARRİNİN KADIN KİTABINI VE ALİ ŞERİATİNİN BİRKAÇ KİTABINI-ŞU AN HEMEN AKLIMA GELEN-OKUDUM..YANİ YİNE ATIYOR BU EHLİ DALALET..
KÜFRÜ AÇIK OLMADIKÇA HİÇ BİR FIRKAYI KAFİRLİKLE SUÇLAMAM..EHLİ KIBLE TEKFİR EDİLEMEZ ÖLÇÜSÜNE İTİKADIM TAMDIR..
İFTİRACI EHLİ DALALET YALAN SÖYLÜYORSUN YİNE..SENİN GİBİ SAHABE DÜŞMANLARINA VE ZİNA SAVUNUCULARINA İTKADIMIZIN DEDİĞİNİ DERİM..
Siz Sahih-i Müslüm'den Sahih-i Buhari'den ve diğer Sünni kaynakardan örneklerde verseniz kesinlikle hiçbirşey anlatamazsınız kendisine..
O KAYNAKLAR EHLİ SÜNNET BÜYÜKLERİNCE İTİKADIMZDIR..SAPIK SAPIK YAZIYORSUN..
SADECE SENİN GİBİ CAHİLLERİN HÜKÜM ÇIKARAMAYACAĞINI BİLİRİM...
Onun için kendisiyle herhangi bir şekilde diyaloğa girmenizi tavsiye etmem.
İYİ EDER..
Zaten sizin mesajınıza cevap yazınca ne demek istediğimi anlayacaksınız.
ANLAMIŞTIR ŞİMDİ..
Ve bir de ne yazık ki site içerisinde bir ayırımcılık söz konusu.
YA BIRAKIN SİTE DEKİ GÖREVLİ KARDEŞLERİM..BU İTKAT BOZUKLARI SAHABELERİMİZİ İYİCENE BİR KÜFRETSİNLER YA..BUNUMU İSTERSİN.ÇOOK BEKLERSİN..
Siz saygı sınırları içerisinde olsanız da,
(sadece Ehl-i Sünnet kaynaklarından örneklerle açıklama yapsanız da)
karşınızdaki üye saygısızca davranıp tartışmaya girişirse
sadece sizi siteden uzaklaştırırlar.. Karşıdaki kişinin yaptığı seviyesiziliğine rağmen üyeliği devam eder..
Bunun örneklerini çok defa gördüm ne yazık ki..
ULAN BU YAZIYI YAZAN SENSİN..TERBİYESİZ DİYEN,BAĞNAZ DİYEN SENSİN..BENİM AĞZIM ARMUTMU TOPLAYACAK..
Tabiki Site içierisinde herkes böyle değil. Sayıca azdır, ancak düşününce sinekte küçük ama mide bulandırıyorum.
YALAKALIK YAPMA..TAKİYYE YAPMA..SİTEDEKİ BÜTÜN KARDEŞLERİM SENİN ZİNANA KARŞI..SAHABA DÜŞMANLIĞI YAPMANA KARŞI..
Site içinde taassuptan kurtulmuş, en azından objektif düşünebilen, kardeşlikten; vahdetten yana olan çok değerli kardeşlerim de var..
Hapsinden Allah razı olsun diyorum,
NE ZANNETTİN..HERKESİ KENDİNİZ GİBİ SAPIKMI ZANNETTİN..BURADA EHLİ SÜNNET MÜSLÜMANLARI VAR..HEPSİ AHLAKLIDIR VE ALLAHCC VE RESULULLAHIN EMRETTİĞİ NİKAHIN ÇOCUKLARIDIR...

Allah'a emanet olun.
Selamların en güzeli üzerinize olsun.
Vesselam..
ALLAHCC hidayete Tabi kullardan eylesin..
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
İlk okulda bize hikaye kitapları(!) okutulurdu.
Okurduk, okurduk ama boşuna okumuşuz okuduğumuz bize bir fayda sağlamadı, sadece hayal gücümüzü artırırdı.Ve bu hayallerin peşinde sürüklendik yıllarca.Sonra büyüdükki eyvahhh oda ne hertaraf ne olduğu belirsiz hikaye kitapları ile dolu ve her gün yeni yeni hikaye kitapları çıkıyor piyasya ve insanlar bunların peşinde koşuyorlar.
Mevlama şükürler olsun okuduğumuz bu kitaplardaki boş hayellerin, doğru olmadığını, olamayacağını anladık ve bunların peşinde koşmaktan kurtardı bizi Yüce Mevlam.Elhamdülillah
Ama kurtulamayan milyonlarca insan yaşıyor memleketimizde malesef,
Hala ellerinde ne olduğu belirsiz hikaye kitapları yol bulmanın derdindeler.Tabi bilmiyorlar boş hayallerin peşinde koştuklarını,
Hepsi için Yüce Mevlaya dua ediyorum.İnşaAllah doğru yolu görürler okudukları ne olduğu belirsiz hikaye kitaplarındaki hayallerin gerçek olmadığını, olamayacağını anlarlar, anlarlar İnşaAllah
Allahcc razı olsun gönüldaş...
Allahcc yar ve yardımcın olsun inşaALLAH...
BESMELE...SELAM...DUA..
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
Kardeşim, bu insanlar ! fitne ile beslenen astisosyal tipler..

Kalabalık insan grupları arasına dalar, bu tür sapkın çıkışlarla kendilerine

muhatap ararlar.

En güzeli hiç cevap vermemek...Hani deriz ya, '' Bazen susmak en güzel cevaptır '' diye..
Gönlünüze bereket kardeşimiz...
Allahcc yar ve yardımcınız olsun inşaALLAH...
BESMELE...SELAM...DUA...
 

Elmeddin

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
22 Eyl 2009
Mesajlar
26
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
tüm sünni kardeşlere bir soru: "siz Kuran ve Hadisi kabul ediyormusunuz?" evet derseniz derim ki: "gelin sadece Kuran, Kutubi sitte ve Fahri razi tefsirini kaynak olarak kullanıp (dikkat edin sadece sünni alimlerden söz ediyorum) küçük bir munazara yapalım." eğer kabul eden varsa başlayalım
 

Elmeddin

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
22 Eyl 2009
Mesajlar
26
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
Elmeddin
''ha sevgili kardeşler unutmadan söyleyeyim lütfen doğruları yazdığım için beni forumdan atmayın''

Neden böyle bir cümle kurdunuz.Dediklerinizin yanlış olduğunu demekki sizde biiyorsunuz.Ama atılmamanız için size bir önerim var.

(bkz: sahihi müslim, nikah kitabı, muta nigahı babı)

Eğer söylediklerinizin doğru olduğunu iddaa ediyorsanız bahsettiğiniz bölümün devamındaki hadisleride yayınlarmısınız.

sevgili kardeşim benim dediklerim doğrudur sadece bu güne kadar kaç sünni forumda oldum ve hakikatleri yazdımsa hemen atıldım. ondan bu sözleri yazdım. kaldı ki, o bölümdeki kalan hadislere bunlar hakkında yazdım. mutanın yasaklanmasına ilişkin hadisler uydurmadır. bunu hadislerin birbiriyle çelişmesi ve Ömerin muta Rasulullahın devrinde vardı ben nehy ediyorum demesi doğruluyor. mutanın yasaklanmasına ilişkin hadisler uyduruk olduğu için çelişki içindedir bazıları mutanın fetih günü, bazıları Veda haccında ve bazılar hayber günü neshedildiğini söylüyor. bunlarsa haislerin uydurma olduğuna delildir. ayrıca yukarıda sünni alimlerden fetvalar sundum neden onlara bakmıyorsun? hidayete tabii olana selam olsun.
 

Elmeddin

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
22 Eyl 2009
Mesajlar
26
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
çok teşekkür ederim kardeşim Allah razı olsun
 

Elmeddin

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
22 Eyl 2009
Mesajlar
26
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
ELMEDDİN ŞİİSİNDEN ALINTI...
buna ait daha birçok haid var ancak bununla yetiniyorum. sanırıç her şey açıktır. kaldı ki, Hz. imam Alinin (a) dilinden uydurulmuş olan mutanın yasaklanması hadisine bu konuda aynı kitapta hadisler var ancak onların uydurma olduğu kendi metinlerinden hemen belli oluyor. şöyle ki, bazı hadislerde mutanın Hayber günü bazılarında Fetih günü, bazılarında veda haccında yasaklandığı bildirilir. tabii ki, bu çelişkiler hadislerin uydurma olup Ömer bin Hattabı kurtarmak için olduğuna delildir. Zaten Ömerin kendisi muta Resulullah devrinde vardı ben nehy ediyorum demiştir.
..................................................................

SOYUNUZA BEREKET Şİİ KUZULARI..
EHLİ SÜNNET DÜŞMANLARI..
BİZİM İTİKADIMIZDAN BİR ŞÜPHEMİZ YOK..
1400 YILLIK DOSDOĞRU İSLAM EHLİ SÜNNET ALİMLERİ VE DALALET SAPIK FIRKALAR ARASINDA HALLEDİLMİŞ BİR KOUNDUR BU..
EHLİ SÜNNET VEL CEMAAT DOSDOĞRU YOL..DİĞERLERİ DALALET YOLU..
ÇIKIP HANGİ MESELEYİ HALADECEĞİNİZİ ZANNEDERSİNİZ..
KENDİNİ ALLAMEİ CİHAN ZANNEDEN SAFOŞLAR....
EHLİ SÜNNET VEL CEMAATİN 4 HAK MEZHEBİNDE MUTA NİKAHI ZİNA OLARAK GÖRÜLMÜŞTÜR..
BİZ HADİSLERDEN HÜKÜM ÇIKARMA EHLİYETİNE SAHİP İÇTİHAD EHLİ DEĞİLİZ..
HERHALDE SİZDE DEĞİLSİNİZ..
ÖYLEYSENİZ SÖYLEYİN DE BİLELİM...
KAFANA GÖRE HADİSLERİ SIRALAYIP İŞKEMBEDEN ZİNANIZA YOL BULMAK EDEPSİZLİKTİR...
BU İŞ İÇTİHAD İŞİDİR..
ONU DA YAPAN YAPMIŞTIR..
Vesselam..
BİRDE BÖYLE HZ ÖMER RA EFENDİMİZE ÇATMA CÜRETÜNİ NERDEN ALIYORSUN...
HZ ÖMER RA CENNETLE MÜJDELENENLERDEN...
SEN KENDİNİ KURTAR..
ZİNAYI SAVUNARAK VE HZ ÖMER RA EFENDİMİZE İFTİRA ATARAK ANCAK CEHENNEME YOL ALIRSIN..

bak sevgili kardeşim ben sana sahihi müslimden hadisler sundum. istersen kabul et istersen etme, alimlerinden fetva sundum istersen kabul et, istersen inkar et. hidayete tabii olana selam olsun
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
bak sevgili kardeşim ben sana sahihi müslimden hadisler sundum. istersen kabul et istersen etme, alimlerinden fetva sundum istersen kabul et, istersen inkar et. hidayete tabii olana selam olsun
HADİS-İ ŞERİFLERE CANIMIZ KURBAN..
ONLARI KENDİ SAPIKLIKLARINA ALET EDENLERİN CANI CEHENNEME...
BİZ EHLİ SÜNNETİZ,SİZ ŞİASINIZ...
BİZİM İTİKADIMIZDAN ŞÜPHEMİZ YOK,GALİBA SENİN DE YOK..
BEN HAK BİLDİĞİMİ BİLDİRDİM...
Sen yoluna,ben yoluma...
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt