Ayrıldıktan sonra kadın erkekten nafaka talebinde bulunamaz.
Bayan erkekle ilişkiye girmiş ise, nikah süresi bittiğinde iki hayız ve temizlik müddeti iddet beklemelidir. Hayız ve nifastan kesilmiş bir kadın ise kırkbeş (45) gün iddet bekler. Nikahlı iken erkeğin ölümü halinde ise, kadın dört ay on gün iddet bekler. Bu iddet süresi bitmeden başka bir kimse ile nikahlanan kadın zinâ etmiş olur.
Erkek mut’a yapacağı kadının iddetini vs. araştırmak zorundadeğildir. Ancak nikahtan önce bu durum ile ilgili olumsuz bilgiler edinmiş ise konuyu araştırması ve ona göre davranması daha uygun görülmüştür.
Mut’a nikahı sadece cinsel amaçla yapılan bir nikah değildir. Birbirleri ile dâimî eş olma niyetleri olan iki kişinin, harama düşmeden meşru sınırlar içerisinde konuşması, birbirlerini biraz olsun tanımaya çalışmaları, yan yana olmaları, vs. gibi amaçlarla da yapılabilir. Meselâ; insanlarımızın tanıma devresi gibi gördükleri nişanlılık dönemindeki yakınlığın dînin meşru sınırları içerisinde gerçekleşmesi gibi amaçlarla. Bu amaçlarla mut’a yapan kişiler antlaşmalarındaki şartlara mutlaka riâyet etmeli, haramlara vesîle olacak hal ve hareketlerden kaçınmalıdırlar. Çünkü Müslüman nikah ve antlaşma ile hem karşısındakine söz vermiş ve hem de Allâh’a söz vermiş olur.
Mut’a nikahı ile birbirlerini iyice tanıyan eşler dilerlerse nikahlarını dâimî nikaha çevirir, bir yastıkta mutlu bir ömür sürmenin hazzını tadarlar.
EHL-İ BEYT ( s.a.a.) NE BUYURMUŞ?
İmâm Cafer Sâdık (a.s) buyurdu; “Mut’a nikahı Kur’ân’da nâzil oldu ve onu Resûlullâh (a.s) sünnetle uyguladı-uygulattı.”[50]
Ebû Hanîfe (r.h); İmâm Cafer Sâdık’a (a.s), “Muta’dan sordu.” İmâm (a.s) dedi;“Hangi muta’yı soruyorsun?” Ebû Hanîfe dedi; “Ben Hac muta’sından sormuştum. Ancak, bana mut’a nikâhından da haber ver. O hak olan bir şey midir?” Hz. İmâm (a.s) buyurdular; “...onlarla mut’a yaptığınızda kararlaştırılan (farz olan) ücretlerini-mehirlerini kendilerine verin...” [Nisâ (4): 24] âyetini hiç okumadın mı?” Bunun üzerine, Ebû Hanîfe (r.a.); “Vallâhi ben bu âyeti sanki hiç okumamışım.” dedi.[51]
İmâm Cafer Sâdık (a.s) buyurdu;“Bir kadınla mut’a yapmak istediğinde şöyle diyerek anlaşırsın.” “Seni Allâh’ın Kitâbı ve Resûlün sünneti üzere, aramızda mîrâs hükümlerinin geçerli olmaması, şu kadar süreliğine, şu kadar mehir-ücret karşılığında ve süre bittiğinde iddetini beklemen şartlarıyla meşru bir nikah ile kendime zevce-eş edindim-ediniyorum.” (Bayan bu şartlarla nikahlanmayı kabul ettiği zaman nikah gerçekleşmiş olur.)[52]
İmâm Ali Rızâ (a.s) buyurdular; “Mut’a nikâhı; Mut’a ile ilgili hükümleri bilen kimselere helâl, konu ile ilgili gereken hükümleri bilmeyen kimselere ise harâmdır.” (Zîrâ, ilgili hükümleri bilmeyenler onu tatbîk edemezler ve dolayısıyla meşru olan bir nikâhı bile zinâya ve gayr-ı meşru ilişkiye döndürebilirler)[53]
Müslüman; İslâm’ı kendine değil, kendini İslâm’a uydurandır.
[42] Mut’a nikâhına değinmemizin amacı şia ve Sünnî bütün Müslümanları konu hakkında bilgi sâhibi kılmaktır. Aksi halde fitneciler Müslümanları bölmek için konu ile uzaktan yakından ilgisi olmayan yalanlar yayarak kardeşi kardeşe düşman kılmakta ve Müslümanları farklı görüşteki kardeşlerine karşı kışkırtmaktadırlar. Hükümlerin açıklanması ve bilinmesi onu mutlak sûrette uygulamayı gerektirmez. Çok özel, zamana ve şartlara bağlı hükümler konusunda müslümana düşen görev daha duyarlı davranmaktır.
[43] Sahîh-i Buhârî: c: 2 sh: 168, c: 6 sh: 33, Sahîh-i Müslim: c: 4 sh: 168, Sünen-i Nesâî: c: 5 sh: 155, Müsned-i Ahmed: c: 4 sh: 236, Sünen-i Beyhakî: c: 5 sh: 20, Tefsir-i Kurtubî, Tefsir-i ibn-i Kesir, Tefsîr-i Ebi Hayyan...vs.
[44] Musannefi Abdurrezzak: c:7 sh: 499, Fethul Bari: c: 9 sh: 49... vb.
[45] Tefsîr-i Taberî: c: 5 sh: 9, Musannef-i Abdurrezzak: c: 7 sh: 500, Tefsîr-i Râzî: c: 10 sh: 50, Dürrül Mensur: c: 2 sh: 140, Kenzul Ummâl: c: 8 sh: 204, Tefsîr-i Ebî Hayyan: c: 3 sh: 218, Furû-u Kâfî: c: 5 sh: 448, Tehzîb: c: 7 sh: 250, 270, İstibsâr: c: 3 sh: 141...vb.
[46] Sünen-i Beyhakî: c: 7 sh: 206, Müsned-i Ahmed: c: 1 sh: 52, Tefsîr-i Râzî: c: 10 sh: 50, Sahîh-i Müslim: had. no: 1357, Cessas: Ahkâmu’l Kur’ân: c: 1 sh: 342, 345, c: 2 sh: 152, Tefsîr-i Kurtubî: c: 2 sh: 370, Serahsi: El-Mebsut: c: 5 sh: 152, Kenzul Ummâl: c: 8 sh: 293 vs.
[47] Sahîh-i Müslim: c: 4 sh: 130, Sahîh-i Buhârî: c: 6 sh: 66, c: 7 sh: 5, Sünen-i Beyhakî: c: 7 sh: 200, Müsned-i Ahmed: c: 1 420, 432, Dürrül Mensur: c: 2 sh: 140, Tefsîr-i ibn-i Kesîr, Tefsîr-i Kurtubî, Ahkâmul Kur’ân...vb.
[48] Ehl-i Sünnet (Sünnî) kardeşlerimizden bazılarının iddialarına göre daha sonra gelen bir kaç âyet vardır ki onlar mut’a nikâhına izin veren âyetin hükmünü yürürlükten kaldırmıştır. Ancak şunu belirtelim ki bahsedilen âyetlerin hiç birisinin mut’a nikâhı ile uzaktan yakından bir ilgisi yoktur. İddia edilen bazı âyetler ise zaten mut’aya izin veren âyetten önce inmiştir ki mut’a âyetinin hükmünü kaldırması mantıken ve târihen de imkansızdır. Gerekli bilgiler için konunun sonunda verilecek olan kaynaklara baş vurulabilir.
[49] Ehl-i Beyt yoluna göre İslâm’da mut’a nikâhı ve konu ile ilgili geniş açıklamalar için bakınız: Abdulkâdir Çuhacıoğlu: Kur’ân ve Sünnet ışığında Mut’a nikâhı, Prof. Dr. Muhammed Ticani Semavi: Doğrularla birlikte: sh: 327-337, Kâşiful Gıta: Caferî mezhebi ve esasları: sh: 79-87, Seyyid Muhammed Fadlallâh: İslâmî açıdan kadın sorunu: 148-158, Murtazâ Mutahharî: Kadın: sh: 50-79, Allâme Tabatabaî: İslâm sosyolojisi: sh: 69,70, Kadri Çelik: Bir devrimin anatomisi: sh: 383-404, Mehdi Aksu: İslam’da evlilik ve cinsel sorunlar: sh: 293-307, Ehl-i Beyt mesajı dergisi: sayı: 4 sh: 129-149, Abdulbâki Gölpınarlı: Tarih boyunca İslâm mezhepleri ve Şîilik: 616-621, Cafer Sübhânî: El-İlâhiyât: c: 2 sh: 950-960, Tam Hüsniye: 151-159, Prof. 1400 (Nazmi Nizami Sakallıoğlu): Ehl-i Beyt davası: c: 2 sh: 435-438, Allâme Emînî: El-Ğadîr: c: 6, Seyyid Ali Mîlânî: Risâleler,...vs.
[50] Furû-u Kâfî: c: 5 sh: 449, Tehzîb: c: 7 sh: 251, İstibsâr: c: 3 sh: 142
[51] Furû-u Kâfî: c: 5 sh: 450
[52] Furû-u Kâfî: c: 5 sh: 455, 456, Tehzîb: c: 7 sh: 263, İstibsâr: c: 3 sh: 150, 151
[53] Men lâ yahduruhul fakîh: c: 3 sh: 292