Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Hep... Bekleyen bendim Bir türlü firkati çözemedim Yıllardır umut besledim, sabrı seçtim Yüreğimi dağlayan hasretin hicranıyla eridim Bir zaman sonra sükût ettim, dalan gözlerimi çevirdim Çok uzaklardan gelen tren sesiyle bir kez daha ümitlendim Lakin susmak ve sabırla sadık kalmakmış gerçeğim, çaresizdim Her lahzada anlatmak istedim, bekledim, ümitlendim şimdi kimsesizim
Beni... Sana bağlayan Bir ömür hasretinle dağlayan Firkat olup, yüreğimi her lahzada ağlatan Şevke, neşeye, sürura kapıları kapatıp acıyla baktıran Samimiyet ve sadakate her bakımdan mecbur bıraktıran Bir sevda, bir mavera, bir umut, bir çile, bir cefa, bir sabır muştusudur
Yar... Niyet kalbin şuuru Her amelin hüküm sonucudur Ne kadar hak ve hakikat üzerine inşa eder Aklını bilgi, hikmet ve marifetle mücehhez kılarak Ruhun ve nefsin, aklın aidiyet öğretilerini dikkate alarak İnsan ve yaratana hakkıyla kul olmak istidadını şiar edinerek yaşamalısın Her zafiyet ömürlük değildir, azim ve iradeyle terbiye edilebilecek karakterdedir Yeter ki mesuliyetin, idrak ve irfanın farkında lığına erişerek bahşedilen ömrü nakış nakış dokuyalım
Bana... Sessizce seslen Ruhum, kalbim hissetsin Aklım ve vicdanım yabancılık çekmesin Bir iklimin suhuleti gibi sineme nakış nakış işlesin İdrakim bahtiyarlık hissetsin, izanım endişeye girmesin Ezelden ebede kadar samimiyet ve sadakate leke sürülmesin İnsan olan, Rabbine kul olmak için yarışan zümrelerin ihlâsı cezp etsin Ne kadar yabaniliğim varsa, o an irkilmenin ve bilinç tazelemenin vecdini bana öğretsin
Hangi... Meclise gitsem Sohbet erbabını dinlesem Anlatılan her hikâyeye itibar etsem İnananlar adına garip bir hüzün duyuyorum Hiç itiraz etmiyor ve nezaketle onlara refakat ediyorum Hoca denen zat nefes almakta zorlanıyor, biraz çok yemişim diyor Yanındakiler gülüyor şifalar olsun diyerek ikramların arkasını getiriyor Hoca yine bir hikâyeyle geceyi kendine göre feyizlendiriyor, sonra zikrettiriyor Yerel, genel, ümmet,vahdet, şuur, akait konularına hiç temas etmeden sohbet bitiyor En çok zikrettiği bağlı olduğu şeyhin hususiyetleri, dilinden düşürmediği kerametleri, yine sualler beni bekliyor
Seni... Her dinlediğimde Derin bir hicran hissediyorum İçine düşmüş olduğun mazi gölünden Ne kadar uğraşsam da bir türlü çıkartamıyorum Yıpranmış hissiyatın,vurgun yemiş yanınla etkileniyorum Garip bir hüzün sağanağının altında seni dinledikçe duygularım kabarıyor İçimin titremesi başlıyor, gözlerim sessizce bırakırken, sende sessizce eşlik ediyorsun
Yar... Elbette garibin Yetimin ve mahzunun Yanında olacağız, dertlerine koşacağız Her şartta onları unutmamak için azimle yılmayacağız Onları kendimizden bilerek asla dışlamadan umutlarına kavuşturacağız Ve fakat insanların iyi niyet ve samimiyetlerini suizan edenlere karşı sessiz kalmayacağız Önümüze çıkana, kapımızı çalana, yalan, yanlış işlere dalarak kandırmak isteyenlere karşı tavrımızı ortaya koyacağız
Duysun... Kimler duyarsa duysun Yapılan her neyse itiraf edilsin Simsiyah geceler gün gibi aydınlansın Saklı ve gizli hevesler, düşler ve düşünceler ayıklansın Samimiyet ve sadakatine sahip çıkanlar, sevdalarına adanmışlar Karşılık beklemeksizin varlığını ortaya koyan, tek korkusu hak olan âşıklardan
Ey... Şehirde ki Yüksek tepelerden Sabır ve vakarla bakan Her haline sessizce şahitlik yapan Senden çok ayrı bir âlemdezikrine kanan Her vesilede seni ve umutlarını yaşatmak için Var gücüyle müddetine adanan dağların figanını duy Nice göçenlerden haber verir sana, ibreti bir bir sunar tahayyülüne Kaybolduğun, yaşadığını sandığın girdaptan biraz olsun çık ta kurtul
Her Kim ve hangi Devlet olursa olsun Her vatandaşın Ve azınlığın Hamisi olmalıdır Irk üstünlüğü Ve çoğulculuk adına Hırsa kapılmamalıdır Her insanın Yazılmayı bekleyen Bir romanı vardır, Günbegün yakındır İnsanlıktan nasibini Almayan millet Ve devletler nice Zulümler yapmaktadır Zülüm kimi Ve neyi temsil eder, Hak ve hakikat Kimlerden adalet Ve insanca Davranış bekler Kin ve hamasetüzerine, Zan ve önyargılar Bütünüyle yetiştirilen Nesiller nefret Ve şiddet kusan Terörist olurlar Hiçbir yasa ve Sınır tanımazlar, Şımartıldıkça tatmin olma Hastalıkları başlar, Akıl ve vicdan kan kusar, Hak adına ne zaman İnsanlık ayağa kalkar
Ne büyük... Acılar var yeryüzünde Hep insan kaynaklı on binlerce Yazılan kitaplar yetmez oldu hikâye etmeye Gönül, vicdan dinlemez oldu akıl durdu, vahşet her an vardı İnsanlık nereye doğru gidiyor, devletler birbirini bölmek için gün sayıyor Hükmeden, iktidar olan, korku ve şiddetle ruhları köleleştiren iblisler musallat oluyor
İnsan... Öncelikle kendini tartmalı Yaşına tekâmül eden ilimlerle donanmalı Hal dilinden ve hayatın kendisinden anlamalı Şayet gerekirse ozamandan sonra aşk ve sevdayı anlamalı Anlamadan, tanımadan, sevmeden, aklı ötelemeden zanla yakınlaşmamalı İnsan neden bahsettiğini ifade etmekten dahi acizse bedeline hazır olmadığı bilinmeli Aşk ve sevda hevesin, arzunun, hesapsız heyecanın zehabına kapılarak, gönül lekelenmemeli
Bir... Sözüm olmalı Yaşamak adına avunmamalı Gafletin her türlüsünden kaçınmalı Bilincin, şuurun farkıyla umut var olmalı Nedensiz korku ve vehimleri elbette ki bırakmalı Yanlış eğitim ve hatalı davranışlar hemen izleri silinmeli Ömürlük bir vaka olarak insan ve cemiyetin arasında garipleşmemeli Bilinmeyenlerden arınarak bilinenler safında yer almaya azami gayret gösterilmeli Yoksa her bela ve musibeti, haksızlığı ve adaleti, insani ilişkileri anlamaktan çekiniriz
Neyzen... Sakin bir şekilde Etrafına baktı vesonra Dalgın dalgın gözlerime bakarak Bir şeyler anlattı veya anlamamı diledi Ben sükût edince ve hadi deyince neyi eline aldı Bir kitaba, bir ayete, bir figana bakar gibi öylece kaldı Kim bilir ne kadar suskundu, yıllara sâri acısını unutmuştu Ruhunda hissettiği, kalbinde beslediği, sinesinde gizlediği umutları vardı Aşk ve sevdanın, hasret ve firkatin sabrıyla yanan yüreğinden besteler üfledi
Batarken güneş... Ümitlerim boyun büker Gecenin mateminde hüzne bürünür Fecrin muştusuyla yeniden şevkle dirilir Her lahzadan, akan zamandan, vakitsiz beladan etkilenir Yeniden büyük bir ihtişamla sinemde açması sevince koyar An ömürden alıp götürürken, zaman içinde yaşatırken, akıl nerededir Yaratan tarafından bahşedilen her nimetin kadri bilmem ki ne vakit idrak edilecektir
Ne hazindir ki... Kimi insanların zanları Önyargı içinde davranmaları Her bakımdan anlaşılmaz bir dünya olmaları Tutucu, bağnazlık ve hıncın erbabı bulunmaları Tahammülü çok zorluyor ve içinden çıkılmaz bir hal alıyor Nezaketli davranmak ve susmak bile kar etmediğinden can sıkılıyor Doğru ve hataları ayırt etmek, hak üzerine karar kılarak yaşamak varken, cahil davranıyor
Kim bilir… Belki de kahrında haklısın Evet, riyakârdır benim kalbim Öyle riyakâr ki hak ve hakikat yerine Edep ve ihlâs hassasiyetine kayıtsız kaldığından
Saf… Ve bir o kadarda Masum oluşumdan, inanışımdan Anlatılan ve abartılan sanat programlarından Hiç itibar etmediğim, kanmak istemediğim anlardan
Ben… Senin ekseninde dönemem Her takdir hakkını kayıtsız onaylayamam Anlaşılmaz olan yanların için suallerden arınamam Garip ve anlaşılmazlık üzerine İnancı asla sarsamam
Gördüm ki… Meziyet ve karakter olarak Çok farklısın, alışagelmişin dışındasın Sempatik yanların, edalı tavırların dikkate muciptir Fakat bu akıl, mantık, görgü ve edepten geçmek değildir
Bizim… Kırılma noktamız Çok farklıydı, emel ve hırsın ortadaydı Akaidi ve felsefi görüş açılarımız çok farklıydı Bir ortak dostumuzun vesilesiyle o akşam tanışmış olduk
Duygu… Ve düşünce beraberliğimiz Bir ebru sanatçısı arkadaşımızın daveti Ve atölyesine götürerek eserlerinin yanı sıra Klasik gitar çalmasıyla kahvelerimizi yudumlamıştık
Biz… Her zaman size güvendik Ve misafirimiz olarak muhterem bildik Fakat siz bize güvenmemişsiniz, bizzat itiraf ettiniz Ve siz güvenemediğiniz bir insana ahretliğim ol dediniz Bu sizce makul bir davranış mı, yoksa hissiyata kapılmak mı? Neyse, nasıl yargılarsan yargıla, ben hala sözlerimin arkasındayım unutma
Artık... Sevgi ve muhabbetin Vasfını kaybetti,vefa eksildi Garip bir pişkinlik ve aldırmazlık başını alıp gitti Ne kadar varlığın varsa, takiye sınırsızsa iltifat nüksetti Kıymet, İnsana, edebe, irfana, hikmet ve marifete değil sıfatlara geçti Hak ve adaletten uzak olan her düzen tebaasını seküler ve pagan haline getirdi Aşkın ve hakikatinin, sevdanın ve fedakârlığın manasına meftun olmadan heveslendirdi
Artık... Bilmem ki ne söylesem Katleden zalime beddualar etsem Katledilen insanlarımıza nasıl imdat eylesem Çin vahşetini gözler önüne sererken insanlığın sessizliğini anlayabilsem Yıllara sâri zülümgören, sabır ve metanetle direnen, Müslümanlara umut besleyen Uygur Türklerinin çaresizliği karşısında Dünyaya seslensem, Medeniyet ve insan hakları adınanutuk atanları kime şikâyet etsem