Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Anlamazsın... Elbette ki anlamaktan uzaksın Zan üzerine kurgularınla varsın Yaşadığını zanneden kaprisli zavallısın Söyleneni anlamaktan niçin bu kadar uzaksın Hala anlamamak için ısrarını sürdüren buhransın Aklın, irfanın önü açıkken sen hala sanal dünyasındasın
Evet, Belki zor geçer Zaman her acıyı nasıl siler Düşünmek, ibretine kanmak insana yeter Dertsiz, gamsız, kedersiz, arsız bir dünya kalbe beter Hiç bir afeti, tufanı anma, içinde var olana hiç yabancı kalma Her arzu ve istek neye bedel, gerekçesiz olan umutlar mizandan korkar Ey akıl ve irade naibi, duy hak ve hakikatin sesini, yoksa derin bir nedamet başlar
Heceler... Sabırla bekliyordu Kelime olmak için sabrediyordu Hangi meram için seferber olacak bilmiyordu Ruhun, kalbin, vicdanın, hissiyatın şuurun iştiyakını diliyordu Her kelime ve cümle haline gelmesine vesile olan tasavvur ümit ediyordu İnsan olan, kul olmak için hakkı arayan, hakikate gönül bağlayan için inşirahtı Her gül kokmaz, her diken batmaz, her insanla konuşulmaz, her fırsata sahip çıkılmaz
Bir... Garip akşamdayım Nereye baksam yabacıyım Hangi sırrım için bir gönül ararım Dost ve samimi insanlara yıllardır hasretim Yanan, dağlanan, sabırda kalan, insanlık için yaşayana ramım Derin bir hüzünle etrafıma sessizce bakarım, bir dost sesini duymayı umut ederim
Yar... Ne sevda dağları Ne de aklı karartan tutkuları Samimiyet ve sadakatten öte arzuları Kalbi lekeleyen, sineye nakşeden yaşanmışları Bir tarafa bırak, değişen ve kendini yenileyen şartlara yeniden bak Ne kadar karamsar olursak olalım bu nefsi bir tuzak, kalk artık derin uykudan kalk Göçüp giden, sabrıyla eriyen, bir ömrü hicran ve hüzne teslim eden kader değil, hakikate bak
Gel... Ne geceyi yak Ne de hırsın için ümitleri yak Kâinatın her yanında fışkırıyor hayat Ölen ölsün, ölümde dirilenlerindir umutlardadır şafak Kalk miskin korku ve avuntularından artık haydi silkin kalk Sana bahşedilen nimetlerini anlamak ve gereğini yapmak için dalgalanıyor bayrak
Yar... Suskun nazarlar var Her halinde mahzunluk açar Kim bilir ne kadar sabırla yol alan bahtiyar Yar, edep ve nezaket, hayâ ve iffet kalplerden uzaklaşıyor İman etmenin hükmü ve kıymeti, şuur ve ehliyeti niçin aranmıyor Anlamadan, tanımadan, sevmeden zan üzerine iman bizden ne umuyor Kan duruyor, göz seğiriyor, kulak çınlıyor, kalp tekliyor, kefen sessizce duruyor
Yeter ki... Sen üzülme Üzülmek için çaba sarf etme Alınganlık üzerine kişiliğine güvenme Ne kadar kızar ve darılırsan darıl haklılık bekleme Her insanın bir hayat hakkı var, huzur bekler, elbette dikkat ister Sen her bakımdan kendi ekseninde dönülmesini talep ediyor ve bekliyorsun, gücenme
Bir garip¦ Akşamdayım Gece başlamadan Bilinmeyen sancılardayım Her umudun arkasındayım, Artık heva, hevesi ne yapayım Alıp götüren zamana muhtacım, Aklım ve irademle mizandayım Her ne kadar itaat etse de nefsim, Ona ilahlık kapısını kapatmak zorundayım Vurulan umutlarımla, kanayan yaralarımla Dinmeyen acılarımda sabırda çare bulmaktayım
Kader... Ne muammalı bir keder Her ne yapsam düşüncesi alıp gider Zaman her lahzasında kalbime, irademe boyun eğer Akıl ve irfan yoksa yaşamak ne büyük bir imtihana bedel Ey hak, hesapsız akıl sahibi olmaktan, hatalı davranışlarımdan Aczi yet ve tembelliğimden, miskin ve sefil bir kişilik sergilediğimden Her suç ve kabahat yanlış tercihlerimdendir, kaderim ancak irademi nasıl kullanacağımla yazılan mizandır
Ayrılık... Her bakımdan Düşündüren bir kelime İçinde onlarca anlam var bilene Bilmeyen için edep, irfan, ilim, görgü neyine Yaşamak için yaşamak olursa beşer olan kimseye Hasretin, sevginin, özlemin hassasiyeti ehli gönül sahibine Asabiyet, nefret, hiddet, şiddet, zan ve önyargılar cehalet sahiplerine Aklı kararmış, kalbi katılaşmış, izanı daralmış bir insan, adam görünse bile Her şart ve cemiyette sıkıntıdır, dramdır, tedavisi hayli müşkül olan bir tercihtir
Dil harap… Umutlar suskun serap Daldığım hülyalardan çıkmak Ne mümkün heyhat, ruhum hicran vaktine türap Hissiz rıhtımlar, dinmiyor yaşlar, ağlar yıllardır nazarlar Hal perişan, daralıyor izan, takat kesiliyor anbean bir lahza olsun Düşündürmeyecek midir seni o firkate, sevdaya, aşka gönül verdiren vicdan
Gel… Sessizce Otur yanıma Endişeleri at, korkma Bir zavallı fani olduğumu unutma Yüreğine güven, şayet bu senden uzaksa Hiç gelme ve oturma yanıma, insan gitmeli hak yoluna Aşkın, sevdanın narını, içinden çıkamadığı hicranını anlatmaz yolcularına
Bilmem ki… Taş mıdır bağrın Hiçbir figanı işitmiyor Dünya ve içindekiler niye esir ediyor Akıl ve irfan seni niçin değil mi, öteleniyor Ruhun ne kadar alçaklarda sessizce bekliyor Basiretten, marifetten, hikmetten uzak kalbin medet diliyor Zavallı insanlar senin varlığın ve takiyen için gerçek yüzünü göremiyor
Selam olsun… Bizden önde gidenlere Varlığından geçerek aşk diyenlere Her muratta hak sevdasıyla umutlananlara Himmet ve hamiyetiyle mazluma sahip çıkanlara Hakkı hak bilerek haykırtan, nefsine itibar etmekten kaçınanlara Zalimin zulmüne karşı, kâfirin küfrüne karşı, fasıkın fıskına karşı olanlara
Bilinmez… Bilinmez be güzelim Kimin ne derdi, gamı var Her gönül kendi içinde iklimi saklar Hazan ibretin ve sabrın muştusunda ki nazar Orada sessiz ve sakin duran zemherimidir suskun mezar Kim edebi, irfanı, hayâyı, bilerek ve anlayarak yaşamayı sever yar O zaman niçin bu kadar önüne geçilmez kalabalıklar ruhsuz ve kalpsiz yaşar
Adam… Edebiyle İrfan ve basiretiyle Yürek ve civanmertliğiyle Özü, kelamında var olan kişiliğiyle Samimiyet, sadakat, himmet ve fedakârlık meziyetiyle Fakir ve fukaranın gönlünde, vicdanın lahzalara açık vaktinde Garibin, yetimin, kimsesin ümidinde, şer ve şedit olanların hedefindeki Bahtiyardır, yardır, yarandır, hak adına yaşayan sevdalıdır, aşkına meftun hicrandır
Her kim...
Mazlum ve mağdur
Etmek için hırs ve hıncına meylederse
En mütekamil biçimde yaratılan insana karşı
Pervasız ve hadsiz şekilde hak ve hukukuna tecavüz ederse
İnsanlık haysiyet ve onuruna karşı mesuliyet hissetmekten nasipsizse
Her gerçen gün milletin huzur ve güvenliğini tehdit ederek densizlik gösterirse
Vatan ve millet için canından geçen efradının hunharca şehit edildiğini görünce
Sabır ve metanet bazen kıfayet etmiyor, lanet ve beddua gönüllere serinlik vermiyor
Ve fakat hassaten birlik ve dirliğimize kast eden nifak adaklarına karşı kenetlenmek ve teenni göstermek durumundayız
Ümitler... Bizimle ömür tüketen güzelliklerdir Hiç yalnız bırakmayan mevsimler gibidir Her çehresinde sevinç ve hüzün sır vaktindedir Ukdeleşen hevesler, ah uzar ettiren kederler silinmeyenlerdir İnsan hissiyatıyla, zafiyetiyle ömür vakfeden yazılmaya amada hikayededir Her lahza sahnelenmiş değerdir, düşünen, ibret alan için ders çıkartılacak güzelliktedir
Sevdalar... Sınır tanımaz, şehre sığmaz Aşk, hiçbir zaman nefsi arzular için anlatılmaz Ruh aşk ve sevdaya bigane kalamaz, hissiyat tek başına yapamaz Sevginin menşei, kalbin sahibi, vaktin ve nasibin kudreti nasıl olur da hatırlanmaz Nefsin, hevesin, keyfiyetin, emelin ve dinmeyen taleplerin mizan farkı hiç akılda kalmaz