Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Muaviye Kimdir? (3 Kullanıcı)

  • Konuyu başlatan kerrar11
  • Başlangıç tarihi
K

kerrar11

Bu zamana kadar suanda bu sitedeki yazilmis olan bu konu basligi altindaki yazilari okumadim yazilar uzun tutugu icin bu bir gerek duymadim benim acimdan bir zaman israfi olurdu.Uzun bir yaziyi tek kitabta okumaktayim onda okumak baska yerde okumaktan iyi oluyor.Daha cok kere uzun olan bir yazi zaman ve insanida yorar bunun yaninda insanin moralinide bozar insani halsiz eder ne olursa olsun bir insani bir sey sIkiyorsa bu gibi seylerde insanoglu bir rahatsiz eder.


yazdığım başlık altındaki metinleri okumadım diyorsunuz. Ozaman neye göre yorum yapıyorsunuz anlamış değilim sizi.

Yazdığım metinleri okumadığını söyleyen birinin eleştirisine nasıl cevap vermemei bekliyorsunuz. Asıl bu vakit kaybıdır.Okuyun gelin sizinle dertleşiriz tabiki
 

ALI72

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 Nis 2012
Mesajlar
219
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
51
Sende var ya beni illa bir tartismaya mi sokacaksin Kerrar.Suanda ben de sana ne desem senin bu yazdigin konu hangi bakipdan bir ele alsam nerden baslasam konu olarak konu degil baslik herne kadar öyle isede.Sen bana sunu de onu ne kadar taniyorsun onun hakkinda yazi yazamayip onu elestiremezken buna bir cesaret edemiyorsun ama diger tarafindan bazi kitablar onunla ilgli bir seyler bulmussun nahos olarak gözükenlerden.Sonra sende onun bir aleyhinde olan insansin simdi senin yazdiklarini bastan sona kadar okumadigim icin beni mi sucluyorsun sonra sana yazi yazmamimi istersin.Sana sunu kesin olarak diyeyim bu konuda onunla ilgili kim ne derse bazi kac tane kitab söyle diyor bu konuda böyle der bunlar ne derse desinler o senin agzina aldigin bu insani gözden düsüremezler direk ve acik bir elestirilecek bir kisi degildir.Senin yazdiklarin hakkinda suanda bir degerlendirmeye yapabilirim onun aleyhide yazilmistir.Isteseydim senin yazdiklarini daha önceden okurdum ona dair bir yazida yazardim sadece su aklimdan ve mantigimla bir yetinirdim bu konuda.
 
K

kerrar11

insanın, doğum tarihi falanmı önemli yoksa yaptıklarımı önemli.

muaviyenin neler yaptığını anlatıyorum. böylelikle kim ve ne olduğu ortaya çıkıyor zaten. anlatmayada devam ediyorum. dikkat et hepsi kaynaklı.

Muaviyenin hastalığı artınca kızı başını alıpğ göğsüne koydu ve saçlarını okşayıp kaşımaya başladı.Bu sıraa kızına şunları söyledi:"Sen evirip çevirip saçlarıma bakıyorsun,fakat bu başın sahibi helal haram demeden mal toplayıp durdu.Keşke ateşe girmeyecek olsa!"

(İbnül Esir- El Kamil Tarihi CİLT,4 SYF,13)
 
K

kerrar11

Muaviyenin karısının biri hırıstiyandı.Dostları ve danışmanları arasında çok sayıda hırıstiyan vardı.
Kaynak ; İslam medeniyetleri tarihi corci zeydan c.1 s.83
 
K

kerrar11

Hz.Ali defalarca muaviyeyi lanetlemiştir.

Kaynak ; Taberi tarihi 1.bas. c.11 s.357
 
K

kerrar11

Peygambere efendimiz muaviyeyi defalarca lanetledi.

Kaynak ; El muhtasar Fi ahbar c.1 s.184
 
K

kerrar11

İbn-i hacer’in yazdığı Tathir’ul-Cinan kitabından şöyle nakledilir;

“amr ve mugiyre bir gün minbere çıkıp, Hz. Ali (a.s) hakkında yakışıksız sözler sarf edip küfür ettiler. Bazıları İmam Hasan (a.s)’a ; Sende çıkıp onların cevabını ver, dediler. İmam Hasan (a.s) ; Minbere çıkarım ama şu ikisinin,doğru söylersem tasdik etme,yalan söylersem yalanlama taahhüdünde bulunması şartıyla. İkisinin söz vermesinden sonra,İmam Hasan (a.s) minbere çıkıp ALLAH’a hamd-ü senadan sonra şöyle dedi;
ALLAH aşkına ey amr ve ey muğiyre ! ALLAH Resulü’nün, öndekine (bineği çekene) ve biniciye lanet ettiği ve onlardan birinin muaviye olduğunu biliyor musunuz? (Şu olaya işaret ediliyor. Bir gün ebu sufyan binek üstünde,oğlu muaviye önde diğer oğlu utbe’de arkada, yoldan geçiyorlardı. O sırada ALLAH Resulü’nün gözü onlara ilişince; ALLAH’ım çekene de,sürene de,binene de, lanet et buyurdu. Evet biliyoruz dediler.
Sonra şöyle dedi: Ey muaviye ve ey mugiyre! Resulullah’ın (s.a.a) amr’a söylediği her kafiye karşısında lanet ettiğini duymadınız mı ? Evet duyduk dediler. Daha sonra Ey amr ve muaviye ! peygamberin,şu adamın (mugiyre) kavmine ve yakınlarına lanet ettiğine şahit olmadınız mı? Dedi. Evet şahit olduk dediler. Bunun üzerine İmam Hasan (a.s) şöyle dedi:
Öyleyse ALLAH’a bu nimetinden dolayı şükrediyorum ki ,sizleri Ali’den uzaklaşan ve nefret eden kimseler kıldı.

Kaynak ; İbn-i Hacer’in Tathir’ul-Cinan
 

El-Endulusi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Nis 2012
Mesajlar
376
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
13
Dedidim ya , muaviye mezarından çıkıp gelse ben cehennemliğim dese çoğunluğunuz inanmaz.
Suç sizlerde değil tabi sizin önünüzü kapatanlarda.

Sana bu yuzden dedim Akaid oku diye. Akaid din degil ilimdir. Senin bu sozlerin kisiyi kafirlige goturur. Hic kimse hesap gununden once ben cennetligim ben cehennemligim diyemez. Bunu diyen varsa o kisi Allah c.c. inanmiyordur. [/QUOTE]

şu söze bakın ''ashabın ihtilafında rahmet vardır'' aklı, vicdanı,mantığı olan hangi müslüman buna inanır.ihtilafta nasıl rahmet olur. Allah ın c.c . dini bir değilmi? eğer ashabın hepsi hak ise kuranı kerimde geçen munafık, fasık kelimeleri kimin için di acaba?

Ihilafla nasil rahmet olur oyle mi kardes. Bir ilim bildigini saniyorsun ama bu lafi soyluyorsun. Safiye gore bir mesele Hanifiye gore farkli olabilir (Amelde diyorum) bu bir ihtiilaftir fakat dogru olan taraf 2 alir yanilan taraf ise 1. Ayni Cemel Vakasi gibi. Ehli SUnnet Ulemasi o davada Hz.Ali r.a. hakli gormustur. Bu demek degil ki diger taraf hatalidir (yani nefsani bir davranis sebebiyle. Umarim ilmin oldugu icin anliyorsundur bunlari simdi yanliis yonlere cekipde bana tek tek butun kelimelerin aciklamasini yaptirma zamanim yok) . Bir karar verilmistir isabet eden 2 alir diger taraf yanilir 1 alir. Bu itilafitr ve rahmettir.

Sizler cahiliye dönemindeki müşrikler gibi atalarınızın dini üzeresiniz. Asıl olan dinin araştırılarak ve gerçekten inanarak yaşanmasıdır.

Simdi gelelim bu lafina. Simdi sen muslumanin diyorsun, dedim ya Akaid ilminden bir habersin. Burda 2 buyuk hata yaptin. 1-Ehli Sunnet olan milyonlarca muslumana kafir dedin. Kiblesi Kabe Rabbi Allah c.c. Peygamberi Hz.Muhammed s.a.v Kitabi Kuran diyen bir muslumana kafir diyenin kendi kafir olur. Bu sozler cok tehlikelidir. Sozlerine dikkat et, 2-Dinin arastirilmasi meselesine gelirsek, Zaten arastirildigi icin bu sonuca varilmistir. Sahabelerin hepsi Rahmettir biz bunu boyle biliriz.

Simdi Kuranda gecen Munafik fasik kelimeleri kimin icin gunumuzu gorup yasayipda bu lafimi soyluyorsun. gercek sahabe arasinda Munafik yoktu. Ozellikle Medinede olan Munafiklari da Hz.Peygamber s.a.v haber vermistir. Simdi eger sen Hz.Muaviye r.a. munafik diyorsan hz.Peygambere s.a.v yalanci ve iftira atiyorsun demektir ki buda senin buyuk hatalarindan sadece biridir.

Bu arada Hz.Ebubekir r.a. Hz.Omer r.a. Hz.Osman r.a. Hz.Ayse r.a. hakkindaki gorusleriniz nelerdir. Sen onlari dokul bakalim..
 

ALI72

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 Nis 2012
Mesajlar
219
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
51
Muaviye,Ebu Süfyan'ın oğludur.Ebu Süfyan,Hz. Resulullah'ın (s.a.a) azılı düşmanlarından olup küfür ordularının reisiydi.Mekke fethi sırasında,tepesinde kılıcı gördüğü ve canını kurtarmak için başka çare kalmadığı için kelime-i şehadet getirmiş olduğu halde kimi safdiller onu Müslüman bilmektedir halâ.Ebu Süfyan İslam'a ve Hz.Resulullah'a (s.a.a) olan nefret ve düşmanlığını mezara kadar sürdürmüş,oğlu Muaviye'yle onun oğlu Yezid'e de bu nefret ve kini aktarmıştır.Bir gün Hz. Resulullah (s.a.a) bir grup ashabıyla giderken uzaktan Ebu Süfyan'ın bir binek üzerinde geldiğini gördü,Muaviye hayvanın yularını tutmuştu,Yezid de arkadan hayvanı dehlemedeydi. Allah'ın Resulü (s.a.a) elini göğe kaldırıp "Ya Rabbi!" buyurdu,"Her üçünü de rahmetinden uzak tut!"İslam tarihinde hiçbir Müslümanın unutamayacağı en çirkin isim ve en iğrenç karakterlerden biri olan Hind,Muaviye'nin anasıdır.Evet, Muaviye'nin babası Ebu Süfyan, anası Hind'dir!.Hind, Hz. Resulullah'ın (s.a.a) pek sevdiği amcası Hz.Hamza'yı (r.a) şehid etmek için bir terörist kiralamış ve bu kiralık katilin eliyle o yüce insanı şehid ettikten sonra mübarek na'şının yanına gelip ciğerlerini sökmüş ve bizzat katilin şaşkın bakışları arasında hayvanca bir hırsla şehidin ciğerlerini defalarca ısırmış,parçalamıştı!.Buna rağmen cesedi bırakmamış, parmaklarını kesip gerdanlık yaparak boynuna asmıştır.Hind'in ölünceye kadar bir hazine gibi koruduğu - ve İslam'ı kabul etmiş gibi göründükten sonra gizlice saklamaya devam ettiği- ve her fırsatta oğullarıyla torunlarına gösterip onlara kin ve nefret aşıladığı "parmak kemikler gerdanığı" budur.Bir gün Muaviye'ye "Seni Hz. Resulullah (s.a.a) çağırıyor" dediler.Onu çağıran adam bir süre sonra yanlız dönerek Hz. Resulullah'a (s.a.a) "Yemek yediğimi ve gelemeyeceğimi söyleyin" dediğini aktardı.Hazret, peşine adam gönderip tekrar çağırttı.Muaviye bu kez de aynı cevabı gönderdi ve Hz. Resulullah'la (s.a.a) görüşmektense yemek yemeyi tercih etti.Üçüncü kez çağrıldığında da aynı mesajı gönderince Hz. Resulullah (s.a.a) pek rahatsız oldu,elini semaya kaldırıp "İnşaallah hiç doymaz." buyurdu.Tarih kaynaklarında Muaviye'nin çok fazla yemek yediği ve "yedikçe acıkıyorum", dediği ve bir türlü doymak bilmediği kayıtlıdır.Muaviye'nin sofradan çekildiğinde genellikle şu cümleyi söylediği meşhurdur: "Yemek yemekten yoruldum, ama doymadım!".Muaviye, Allah Resulü'nün (s.a.a) bedduasını alan sayılı insanlardan biridir.Muaviye,birçok "ilk" e de imza atan bir isimdir.İktidara geçtiğinde ve hilafet adına saltanat kurup tahta oturduğunda ilk işi İslam hükümlerini ayaklar altına alıp "geçmiş atalarının örf ve geleneklerine göre" davranmak oldu! Şarap içti.İpek elbise giydi.Altın ve gümüş yemek servisleri kullandı.Gınâ -haram çalgıları içeren müzik- meclisleri tertipletti,bu meclislere katıldı.İslam fıkhına aykırı, yargılamada bulundu; şeriate aykırı hükümler verdi.Hırsızı cezalandırmadı.İslam tarihinde "Müslüman" adıyla yağma ve çapulculuğu başlatan ilk isim oldu.Siyasi çıkarlar elde etmek için komplolar kurdu.Osman'ın faziletleri ve Hz. Ali'nin (a.s) kınanacak vasıfları olduğuna dair hadisler uydurttu ve bunun için yüklüce paralar harcadı!Sahabeye sebbettirmek (küfrettirme) bid'atini ilk başlatan da yine o oldu.Hükmü altındaki camilerin imam ve vaizlerine ferman gönderip minberde Hz.Ali'ye (a.s) lanet okutturdu ve nice Müslüman'ın yıllarca bu lanete "amin" diye bağırmasına ve Ali düşmanlığının yayılmasına neden oldu*Çarşamba günü, Cuma namazı kıldırdı.İslam düşmanlığı doruğa ulaştı.İslam halifesine karşı tuğyan etti.Hz.Ali şiasını bulduğu yerde öldürttü.Şia olan aşiret ve kabileleri çocukları ve kadınlarıyla birlikte topluca katliam ettirdi.Baskı,zulüm, işkence,şantaj,sabotaj,terör,yıldırma,dehşet,hakların çiğnenmesi.vb.uygulamalar Muaviye saltanatının en belirgin özelliklerindendi.Kimsenin Muaviye'yi eleştirmeye veya ona itirazda bulunmaya cür'eti yoktu.Muaciye'yi eleştirmeye veya onun icraatlarına itiraz etmeye kalkışanlar ya acımasızca terör ediliyor, ya da tutuklanarak işkence altında öldürülüyordu.Hocr'le adamlarına Muaviye'nin neler yaptığını yazmak bile zordur.Muaviye hepsini hepsini öldürttü.Amr bin Hımak'ın boynunu vurdurdu.Şam,o günlerde bir ülkeydi.Şam fetholunduğunda oraya önce Ebu Ubeyde vali olarak gönderilmiş, ama çok geçmeden bu vali vebaya yakalanarak ölmüş ve 2. halife Ömer; Muaviye'nin kardeşi olan Yezid bin Ebu Süfyan'ı Şam valiliğine atamıştı Emeviler ve Ebusüfyanoğullarının İslam tarihinde resmen devlet görevine getirilmesi bu tarihe rastlar.Emevilere iktidar kapısı 2.halife döneminde açılmıştır.Yezid öldüğünde her ne hikmetse halife Şam valiliğini tekrar Emevilere bıraktı ve ölen Yezid'in yerine kardeşi Muaviye atandı!Böylece Şam'ın yönetimi bir hanedana bırakılmış oluyordu!.Burada,birilerinin diyet borcunun ödenmekte olduğunu sezmek hiç de zor değildir.İkinci halife, neden Yezid bin Ebu Süfyan'ı Şam valiliğine atamıştı sahi?Ondan sonra Muaviye'yi ataması neyle açıklanabilir?Dahası.İkinci halifenin,kendisinden sonra ancak Osman'ın halife olarak belirlenebileceğinin apaçık belli olduğu "özel olarak terkibi tertiplenmiş bir şûrâyla" Osman'ın halifeliğini garantilemiş olması neyle açıklanabilir sahi?O merhaleye kadar Haşimoğullarından olan hiçkimseye,hatta bir tek Haşimiye bile önemli makamlardan hiçbirinin verilmemesi ve Hâşîmîlerin iktidardan önemle de uzak tutulması da "basit bir tesadüf" müdür gerçekten?"Ve.Sorulmaması ötedenberi âdet haline getirilmiş, ve cevabı hep ört-bas edilmeye çalışılmış daha nice sorular.Yaradan'ın biricik sevgilisi Habib-i Hûdâ Hz. Resul-ü Ekrem'in (s.a.a) sünnet ve emirlerinin bunca çiğnenip onun soyuna onca kinle davranıldığını ve Allah'ın peygamberinin sarih emirlerine rağmen,tam tersi cihette şahsi görüş ve politikaların yürürlüğe konulup dayatılmış olduğunu görüp de "neden?" diye sormamak mümkün müdür sahi?Bir gün Muaviye minberde hutbe okurken bir Müslüman kılıcını çekip tekbir getirerek minbere doğru atıldı.Muaviye'nin özel koruma muhafızları vardı; bu Müslümanı hemen yakalayıp sorguladılar: - Bu eyleme neden giriştin? Kimin emriyle yaptın bunu?! - Peygamberin emriyle! O büyük peygamberin "Muaviye'nin emîr olduğunu görürseniz kalçasını kılıçla parçalayın!" buyurduğuna bizzat şahid oldum ben! - Onu emirliğe kimin atadığını biliyor musun? - Hayır. - Halife Ömer atadı onu! - Öyleyse Ömer haklıdır,duydum ve itaat ettim! İslam kaynaklarında buörnekler pek çoktur.Şam emirliği,Muaviye için halifeliğe tırmanmaya yetecek kadar güçlü bir merdivendi.Muaviye'nin Şam emiri olmasına yardım edildi.Ve böylece Hz. Peygamber-i Ekren'in (s.a.a) minberine kadar tırmanması sağlandı.Hz. Resulullah'ın (s.a.a) minberinde hutbe okumakla meşgul olduğu bir gündü.Abdullah bin Mesud cemaatin arasında ayağa kalkıp "Hz. Resulullah (s.a.a)" dedi, "muaviye'yi benim minberimde görürseniz hemen öldürün!".İktidar,Muaviye'nin biricik aşkıydı,onun için devlet vesile değil,bizzat gayeydi!.Kufe şehrini ele geçirdiği gün minbere çıkıp Kufe halkına hitaben şöyle diyordu: "Yemin ederim ki ben namaz için savaşmadım sizinle; oruç, zekat veya hacc ibadeti rahatça uygulansın diye de savaşmadım!.Siz bütün bu ibadetleri yerine getiriyordunuz zaten.Ben,sadece sizin başınıza geçebilmek için savaştım sizinle!"Minberlerde,vaaz ve hutbelerde Hz.Ali'ye (a.s) lanet ve bedduada bulunulması bid'atini koyan kimse de Muaviye oldu.Hz.Ali'ye (a.s) sebbettirirken,aslında kimi sebbediyor,kime karşı nefretini kusuyordu Muaviye?O tarihten itibaren sahabeye sebbetmek Müslümanlar arasında gayet normal karşılanır olmuştur.Bu iğrenç bid'atin de temelini atma şerefi (!) yine Muaviye'ye aittir!Bir gün Muğiyre bin Şu'be Muaviye'ye "Yeter artık!"dedi, "Resulullah'ın soyu olan Haşimoğullarına yaptıkların yeter!Artık onlar,kendilerinden korkmana neden olacak kadar güç ve nüfuz sahibi değil ki!"Muaviye nefret dolu bakışlarını uzaklara dikerek "Neler söylüyorsun sen?!" diye çıkıştı Muğiyre'ye "Haşimoğullarından olan o adam (Hz. Resulullah (s.a.a) için Muaviye'nin kullandığı tabir daha ağır, ancak bu kadarını yazabiliyorum ben -Mütercim) öyle bir şey yapmış ki hergün beş kez onun adı Allah'ın adıyla birlikte bütün Müslümanlarca anılmada!. Muğıyre!Bu ismi mezara gömmekten başka çare yok, anlıyor musun?!"Olanca zekâ, kin ve nefretine rağmen Muaviye o yüce ismi mezara gömemedi; bilakis, Hz. Resulullah (s.a.a) ve onun ailesine beslediği o kinle birlikte kendisi gömüldü mezara.O Hazret'in ismi ise her geçen gün daha bir parlayarak güneş misali insanlık ufuklarını aydınlatıyor halâ."Allah,nurunu tamamlayacaktır; kafirler istemese de."Muaviye,İslam devleti adına küfürle uzlaşan bir küfür devletine * resmen eğilerek ona haraç veren ilk Müslüman yöneticidir.Bu korkunç zillet ve bu büyük bid'atin ise bir tek nedeni vardı: İslamla savaşabilmek!.Ali'yle (a.s) savaşırken,Romalıların kendisine saldıramayacağından emin olmak!.Muaviye,Yezid'i kendi veliahdi olarak ilan etmek istiyor,ama İmam Hasan (a.s) hayatta olduğu sürece Müslüman halkın önemli bir çoğunluğunun böyle bir zilleti kabule yanaşmayacağını biliyordu.İmam'ın eşi Cude binti Eş'as'a yüz bin dinar göndererek "İmam Hasan'ı zehirleyebilirse,onu oğlu Yezid'e nikahlayacağını ve Yezid'den doğacak çocuğunu tahta oturtacağı"nı vaadetti.Eş'as'ın kızı,Muaviye'nin gönderdiği özel hazırlanmış zehiri İmam Hasan'ın (a.s) su içtiği testiye dökerek Peygamber çiçeğini şehid etti.Yezid'in veliahdlığı ancak Hz.İmam Hasan'ın (a.s) şehadetiyle; tahta oturup dilediğince hüküm sürmesi de ancak Hz.İmam Hüseyin'in (a.s) şehadetiyle mümkün olmuştur.Tarihte,Yezid'in iktidarından daha siyah ve aşağılık bir iktidar görülmemiştir.Muaviye iyice hastalanmış, öleceğini anladığı günlerden birinde şu şiiri söylemişti:"İktidarı ele geçirmeseydim keşke Keşke zevkle tepinmeseydim keyif otlaklarında.Keşke mezara giderken insanların saygı gösterdiği Bir hırka bir hurma'lık bir derviş gibi olsaydım ben de!"Evet,ölüm meleği göğsüne konduğunda "keşke şöyle yapsaydım, keşke şöyle yapmasaydım" diyen pek çok insan vardır.Ölüm anında mutluluk duyan insanlarsa pek azdır.Muaviye o "pek çok"lardan,Hz. Ali (a.s) ise "pek az"larındandır tarihin.Muaviye'nin hastalığı giderek ağırlaşıyor,ölüme adım adım yürüdüğünü görüyordu artık.Son günlerinde Muaviye'nin şuurunu yitirdiği kayıtlıdır.Aklını yitirdiğine delalet eden saçma sorular sormaya,anlamsız şeyle söylemeye başlamıştı.Onun bu hali kızını pek üzüyordu,ağlamakta,figanlar etmekteydi.Muaviye öldüğünde Yezid Şam'da değildi.Muaviye'nin ölüm haberini Zehhak bin Kays duyuracak ve onun cenaze namazını da yine zehhak kıldıracaktı!
Mekke fethedildiği sırada Muaviye Yemen'deydi.Babası Ebu Süfyan'ın korkudan Müslüman olduğunu duyunca Yemen'den yazdığı bir mektupta şiir ve nesir diliyle onu kınıyor ve Müslüman olduğu için babasını alaya alıyordu. Kendisi o lahzaya kadar müşrik ve kafir olarak kalmıştı.Muaviye Mekke'ye döndüğünde Mekke Müslümanların elindeydi artık! Müşrik olan Muaviye,sığınacak kimse bulamayınca Medine'ye gidip Hz. Peygamber'in (s.a.a) amcası Abbas'ın ayaklarına kapandı ve sözle İslam'ı kabul ettiğini söyledi.Abbas,onun için Hz. Peygamber'e (s.a.a) aracılıkta bulunup şefaatini istedi,bu istek kabul edildi ve Muaviye öldürülmekten kurtulmuş oldu.Muaviye'nin ne zaman, hangi şartlarda ve nasıl Müslüman olduğu başlıbaşına ilginç ve ibret verici bir tarih kesitidir.Muaviye beklemiş ve Hz. Resulullah'ın (s.a.a) hastalanması ve vefat edeceğinin tahmin edilmesi üzerine Müslüman olduğunu ilan etmiştir.Yani Hz. Resulullah'ın (s.a.a) rıhletinden birkaç ay önce Müslüman olmuştur Muaviye! Bu nedenle de o Hazret'in yanında bulunmamıştır pek.Kimilerinin zannettiği gibi Muaviye senelerce Hz. Resulullah'ın (s.a.a) hizmetinde bulunmuş değildir asla!Bu doğrultuda uydurulan hadislerin çoğu da,bizzat Muaviye'nin saltanatı zamanında ve onun altın keseleri sayesinde uydurulmuş olup Muaviye tarafından tezgahlanan propagandaların bir parçasıdır sadece.Bir Alman bilim adamının Şeyh Muhammed Abduh'a "Muaviye,İslam'a fûtuhat kapılarını kapadı" dediği bilinmektedir.Bu yerinde, ama başka nedenlere dayalı bir tespittir aslında.Muaviye, İslam tarihinde dâhili savaşları başlatan ve bu çirkin bida'ti koyan insandır.Muaviye,kafirlere karşı çekilen kılıcı Müslümanlara karşı kullandırtmasaydı, dahili savaşlar değil, fütuhat sürecekti elbette!Bunun yegane sebebi ise Muaviye'nin Müslümanlara "emir" olması bedbahtlığıdır!İslam peygamberinin (s.a.a) hak vasisi de onunla uğraşmak zorunda kalmaz, iktidarının bütün zaman ve imkanlarını Muaviye'nin oyunlarını bozup onun saldırgan ordularının tecavüzlerine karşı koymaya harcamak mecburiyetinde olmazdı.Dost görünümlü düşmanla savaşmak düşman görünümlü düşmanla savaşmaktan elbette ki daha zordur.Evet,İslam ve insanlık tarihinin en yalın hakikatlerinden biridir bu:Şam valisi Muaviye olmasaydı.Daha yerinde bir deyişle Muaviye Şam valisi olmasaydı Müslümanlar yıllarca dahili savaşlara girip birbirini kırmakla meşgul olmayacak, bunun yerine İslamı bütün dünyaya yayacaklardı.O günlerde zaten hızla ilerleyip yayılmakta olan İslam bütün insanlığı kurtaracak,küfrün bedbahtlığına gömülen bir tek insan kalmayacaktı bugün Zulüm ve haksızlığın kökü kazınmış, adalet güneşi bütün insanlığın iliklerini ısıtmış olacaktı bugün.Şam valisi olmasa,müminlerin emiri Hz.Ali (a.s) şehid edilmeyecekti.Şam valisi olmasa Hz. Hasan (a.s) şehid düşmeyecekti.Şam valisi olmasa Hz.Hüseyin (a.s) şehid olmayacaktı.Hatta hiçbir mazlum,bir zalim tarafından öldürülemeyecekti artık.Çünkü adalet egemen olduğu bir dünyada zalimin zulmedecek gücü kalır mı?Mahrumiyet ve yoksulluk ortadan kalkar,yoksul kimse bulunmazdı o zaman.Yeşil saraylarda yutulan ve sahabe olarak geçinenlerin -öldükleri zaman- zulalarından çıkarılan ve ancak baltayla kırılıp parçalanabilen külçe altınlar,İslam ümmetinin yoksullarına harcansa ve o muazzam servetler Ali'nin (a.s) adaletiyle kullanılmış olsaydı Müslümanlar içinde bir tek fakir insan kalır mıydı sahi?Parası olmadığı için evlenemeyen genç kalır mıydı?Muaviye Şam valisi olmasa kimsenin burnu dahi kanamaz,Yezid halife olmaz,İbni Ziyad,Şimr,Sa'doğlu Ömer.vb'leri olmaz bu kaatiller ve hainler bunca katliam ve cinayet işleyemezdi.Muaviye'nin İslama soktuğu bid'atlerden biri de cebriye ve kadercilik ekolünü Müslümanlar arasında yaymasıdır.İşlediği zulümleri "kader" telakki ettirebilmek ve Müslümanları her vak'a karşısında salt teslimiyete yöneltmek için yapmıştı bunu. Böylece kimse onun icraatlarına karşı çıkmayacak ve iktidarı güvencede olacaktı!Muaviye'nin üç günlük iktidar için İslama soktuğu bu bid'at, İslam ümmetine çok pahalıya mal olmuş, bugün bile çoğu Müslümanlar bu belaya müptelâ olmaktan kurtulamamıştır!Yezid'in Kufe valisi İbni Ziyad'la Hz.İmam Hüseyin'in (a.s) biricik yâdigarı İmam Seccad Zeyn'ul Âbidin hazretleri (a.s) arasında geçen konuşma ve bu konuşma sırasında İbni Ziyad'ın söyledikleri,söz konusu bid'at konusunda yeterince bilgi vermektedir zaten.
Muaviye kimdir Sayfa 1.Bu uzun bir sayfa yazi bu konuda yaziya bakilip tek tek islenip ortaya meseleler koyulacak olsa bir risale yazi cikar yazilabilinir Allahu alem.
 
K

kerrar11

Sana bu yuzden dedim Akaid oku diye. Akaid din degil ilimdir. Senin bu sozlerin kisiyi kafirlige goturur. Hic kimse hesap gununden once ben cennetligim ben cehennemligim diyemez. Bunu diyen varsa o kisi Allah c.c. inanmiyordur.



Ihilafla nasil rahmet olur oyle mi kardes. Bir ilim bildigini saniyorsun ama bu lafi soyluyorsun. Safiye gore bir mesele Hanifiye gore farkli olabilir (Amelde diyorum) bu bir ihtiilaftir fakat dogru olan taraf 2 alir yanilan taraf ise 1. Ayni Cemel Vakasi gibi. Ehli SUnnet Ulemasi o davada Hz.Ali r.a. hakli gormustur. Bu demek degil ki diger taraf hatalidir (yani nefsani bir davranis sebebiyle. Umarim ilmin oldugu icin anliyorsundur bunlari simdi yanliis yonlere cekipde bana tek tek butun kelimelerin aciklamasini yaptirma zamanim yok) . Bir karar verilmistir isabet eden 2 alir diger taraf yanilir 1 alir. Bu itilafitr ve rahmettir.



Simdi gelelim bu lafina. Simdi sen muslumanin diyorsun, dedim ya Akaid ilminden bir habersin. Burda 2 buyuk hata yaptin. 1-Ehli Sunnet olan milyonlarca muslumana kafir dedin. Kiblesi Kabe Rabbi Allah c.c. Peygamberi Hz.Muhammed s.a.v Kitabi Kuran diyen bir muslumana kafir diyenin kendi kafir olur. Bu sozler cok tehlikelidir. Sozlerine dikkat et, 2-Dinin arastirilmasi meselesine gelirsek, Zaten arastirildigi icin bu sonuca varilmistir. Sahabelerin hepsi Rahmettir biz bunu boyle biliriz.

Simdi Kuranda gecen Munafik fasik kelimeleri kimin icin gunumuzu gorup yasayipda bu lafimi soyluyorsun. gercek sahabe arasinda Munafik yoktu. Ozellikle Medinede olan Munafiklari da Hz.Peygamber s.a.v haber vermistir. Simdi eger sen Hz.Muaviye r.a. munafik diyorsan hz.Peygambere s.a.v yalanci ve iftira atiyorsun demektir ki buda senin buyuk hatalarindan sadece biridir.

Bu arada Hz.Ebubekir r.a. Hz.Omer r.a. Hz.Osman r.a. Hz.Ayse r.a. hakkindaki gorusleriniz nelerdir. Sen onlari dokul bakalim..[/QUOT

Bakın ben söylediklerimin hepsini delilli ve kaynaklı söylüyorum muaviyeyle ilgili söylenenlerin hepsi kaynaklıdır, delilidir.

Asıl acaba sizin ilim uslünden haberiniz varmı? hangi söylediğiniz delilli ve kaynaklı söylermisiniz bana.

iki sevap bir sevap olayı hangi ayette yazıyor, söylermisiniz . veya hangi sahih hadiste yazıyor. bazı cümleler ezberletilmiş sizlere ve onları
tekrarlayıp duruyosunuz. Bul afım sadec sizin için değil , genellemedir.

BUNLARIN HEPSİ EMEVİ UYDURMASIDIR.
 
K

kerrar11

Bakın ben söylediklerimin hepsini delilli ve kaynaklı söylüyorum muaviyeyle ilgili söylenenlerin hepsi kaynaklıdır, delilidir.

Asıl acaba sizin ilim uslünden haberiniz varmı? hangi söylediğiniz delilli ve kaynaklı söylermisiniz bana.

iki sevap bir sevap olayı hangi ayette yazıyor, söylermisiniz . veya hangi sahih hadiste yazıyor. bazı cümleler ezberletilmiş sizlere ve onları
tekrarlayıp duruyosunuz. Bul afım sadec sizin için değil , genellemedir.

BUNLARIN HEPSİ EMEVİ UYDURMASIDIR.
 

ALI72

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 Nis 2012
Mesajlar
219
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
51
Acaba bu ilk sayfadaki yaziyi bir sorulu sekilde mi ele alinip bir islense yoksa normal yazi sekilde mi kalsa böyle yazildigi gibi islensemi soru seklinde olursa uzun olur yazi seklinde kalirsa bundan az kisa olabilir bir mümkündür buda o konuda yazacak kisiye baglidir isterse uzatir isterse meseleyi kisa keser.
 

ALI72

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 Nis 2012
Mesajlar
219
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
51
Suanda uykusuz ve bir yorgunum bakalim kismet olursa o konuda ilk sayfa ile ilgili olarak sonra birseyler yazmak isterim insallah yüce rabbim nasib ederse.
 

El-Endulusi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Nis 2012
Mesajlar
376
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
13
Ben simdi sana Mektubatdan ve sair kitaplardan aktarirdim ama simdi yanimda degiller yurt disinda yasiyorum butun kitaplarim Turkiyede.Ama sanirim sadece su cumle yeter senin icin. Imam Nevevi ye bir itirazin yoktur sanirim. Bu arada ben hanefiyim imam Nevevi Safiydi. Goruyorsun degil mi rahmeti?

Alimlerden Hattabi de şöyle der: “Ahkamla (amelle) ilgili çeşitli manalara gelebilen esasa dair olmayan konularda ihtilaftır ki, Allah bu ihtilafı alimler için bir rahmet ve ikram kılmıştır. “Ümmetimin ihtilafı rahmettir” hadisle kastedilen de budur.” (İmam Nevevi, Şerhi Müslim, c, 11, s, 92, İhyaut Turasil Arabi, 1392)
 

El-Endulusi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Nis 2012
Mesajlar
376
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
13
Bu arada simdi sana gelelim. Verdigin kaynaklar hep sii destekli. Ibni Hacerden kaynak gostermissin. Bu Ibni Hacer sanirim Ibn-i Haceri Mekki degilmi? Ben kisa bir arastirma yaptim simdi bak bir eserinde soyle soyleniyor

Es-Savâik-ül-Muhrika adındaki kitabı, iki kısımdır Birinci kısmında; dört halîfenin hilâfetlerinin hak üzere olduğu, bu büyüklerin ve Eshâb-ı kirâmın üstünlüklerini, onları sevmemiz lâzım geldiğini, âyet-i kerîme ve hadîs-i şerîflerle isbât etmektedir Şiîlerin, bid’at sâhibi olduklarını, sapık ve yanlış yolda bulunduklarını, İslâmiyete çok zarar verdiklerini yazmaktadır İkinci bölümünde Tathîr-ül-Cenân ismi ile meşhur olup, hazret-i Muâviye’nin ve Amr ibni Âs hazretlerinin Eshâbın büyüklerinden oldukları, İslâmiyete yaptıkları hizmetleri ve Eshâb-ı kirâmın üstünlüğü hakkında çok faydalı ve lüzumlu açıklama yapmaktadır..

Oyle kaynak gosteriyorum demekle olmuyor. Bize sii kaynaklarini karsimiza eser diye cikarma. Ehli Sunnet alimlerinden varsa yaz buraya. Bizde arastirip bakalim yoksa vaktimizi bosa harcama. Yoksa bizde seninkilere sii uydurmasi diyip gecicez. Dedigim gibi yukarida sayidigim Sahabeler hakkinda ne diyorsun sen.
 

ALI72

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 Nis 2012
Mesajlar
219
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
51
Ilkönce sunu bir diyeyim konu basligi bir hatalidir aslinda böyle olmamasi gerekir hz diye önce bir eklem yapilir sonra isim gelirdi.

Oysa ki buna bir gerek duymamis cünkü onu öyle görmedigi icin suanki Kerar nikli kisi tarafindan.
Böyle kiymetli büyük insanlar icin öyle bir isim eklemsiz kollanilmaz bu hos bir sey degildir.

Sanki her hangi siradan bir kisi varmis baska ifadeylen insandan söz edermis gibi yazmis bu ise öyle bir sahsiyet degil büyük bir insandir bunun yaninda kendisi bir kiymetlidir.

Bizler kim olursa olsun bir büyügümüzü bilip sayip bir saygili olmamiz ve ona vermemiz gereken kiymeti vermek uygun düser suanda ele alinan insan ise hz.muaviye´dir.

Bir kisi düsman ise yada kafir ise bu insan bu halde iken nasil bir müslüman olabilir bunun yaninda bu insan ashabi kiramdan bu halde olup kalsaydi olabilirmiydi böyle bir sey mümkün degildir.

Sonra bir kisi düsünün vahiy kitablari o kadar az iken adeta sayilacak kadar iken hz.muaviye gibi biriside buna dahil olmus bu durumda onun nasil bir kiymetli insan oldugunu bizlere bir gösterir.

Hz.muaviye ayni zamanda resulullah s.a.v´in kayincosudur burda bakilip bu bir esas alirsak resulullah s.a.v bir akraba olmus oldu buda ona bir yakinliktir.

O hic bir zaman bir kafir ordusunun basinda olmadi zaten onun gibi bir sahsiyetin böyle bir seyin basinda bulunmasi bir imkansizdir o bir mu´min idi bir mu´min ise kafirlere yardim etmez hele onlarin basinda bir reis asla olmaz hatta olmakta istemez.

Her ne kadar daha sonra gec bir ashabi kirama dahil olsada hicretten sonra gibi mekke fethinde bir müslüman olsada o güne bir ashabi kiramin büyüklerinden birisi olup ve onlarin arasinada bir katilabilmistir.

Bu zaman kadar tarihten bugünümüze kadar bazi zatlar hakkinda cok seyler yazilip söylenip bir dile getirilmistir bunlardan biriside hz.muaviye´dir.

Simdi bir misal vereyim konunun anlasilmasi acisindan bizler hz.ömerin de cahiliyye devrindeki halini sevmeyiz ve uygunda bulmayip bir redd ederiz bizim icin ne zaman bir müslüman oldu o zamandan itibaren bir kiymetli ve büyük insan olmustur.

Kim olursa olsun islamdan önce ne yapmis ne demis bir yana bizi ilgilendirmez o gibi bir seye bakmayiz cünkü onlar bakilip bir esas alinacak olan seylerden degildir.Islamdan önceki hali müslüman olduktan sonra islam olmak daha önceki isledigini ve söyledi veya düsüngünü ve inandigini seyler silip atar onu bir temizler.

Aklima gelmisken resulullah s.a.v zamaninda yezid var olup hayatta mi idi oysa ki onun hicretten cok sonra yasadigini bilmekteyimdir.

Resulullah s.a.v gibi bir insan niye onlara bir beddua gibi bir söz zikir etsin ki (Her ücünüde rahmetimden uzak tut) ilkönce böyle bir söz o büyük insan olan resulullah s.a.v yakismaz sonra bizim peygamber icin birde su söylenir rahmet peygamberi diye peki bu böyle ise bir rahmet peygamberi büyük insan ashabindan olan insanlar icin bu sözü bir telafuz etmesi mümkün müdür mümkün degildir.

O bildigimiz ve inandigimiz ve sahid oldugumuz kadariyla hic bir sahabesini elestirip bir asagilamamistir onlara birgün olsun bir kere hareket etmemistir peygamber s.a.v hepsini sevmis hepsine bir kiymet vermis onlari birbirinden ayirmadan.

Suanda resulullah s.a.v hz.muaviye yemek yerken cagirmis bir adam gönderek o ise yemekte oldugu icin gelemiyecegini demis bu konuyu daha önce okumustum simdi burda bir dua mi var peygamber s.a.v tarafindan yoksa bedda mi var (Insallah hic doymaz) burda resulullah s.a.v kizmis ve böyle bir söz söylemis bu sözüde alip bir yere cekip kötü görüp kabul etmek bir yanlis olur kim bana diyebilir ki bu söz ayni birisine su sözüyleyenle ayni mi Allah senin belani versin gibi demek oldugunu demin ki peygamber s.a.v´in sözü normal bu söz ise bir beddua´dir.

Sarap icmek ipek elbise giymek altin ve gümüs yemek servisleri kollandi.
Haram caglilari iceren müzik meclisleri tertipletti,bu meslislere katildi.Bu suanda okuduklarim mi okuyunca sok olup hayretler icinde kaldim sanki hz.muaviye degilde oglu yezid den bahis edermis gibi olup anladim aklima o geldi birden hani degilse yezid bunlari yapti o böyle bir zevki sefa sahibi bir insandi bu gibi seyler onun hakkinda kitablarda okuyup bilib bir sahid oldugumuz seylerdendir.Hz.muaviye hakkinda bu gibi adi seyler o bir vasiflanamaz resulullah s.a.v in bir sahabesi bu gibi seylerden uzaktir ona bu gibi seyleri bir yakistiramayiz.

Sonra gelilim hz.muaviye degilde bir baska sahabede olsa bunlari yada biri yapip isleyecek olsa o zaman ki insanlar sahabe´den kim olsa bakipta susmak görüpte bir sey demeden gecmez sahabe böyle bir seyi görmese duymasi ona kafi onu harekete gecirir oda ona bir sözünü tavrini ortaya koymadan esirgemez cünkü onlar alinmasi gereken ve yapilmasi gereken seyleri resulullah s.a.v den görüp ve duyup ögrenmislerdir.

Onlar resulullah s.a.v gibi yasamak onun gibi bir hayat sürmeyi sadece ondan duyup ve gördükleriylen bir yetinmek istemislerdi.Hic bir sahabe kötü bir sey karsisinda susupta bir durmaz ister duydugu isterse gördügü yada bir bildigi meselede kendine yakisani ve söyleyipte yapmasi gereken bir seyde olsa onu söylemek ve yapmaktan kimseden korkmazlardi onlar eger öyle olsaydilar resulullah s.a.v in bir sözü üzerine kendileride bir söz söyleyebilirmiydiler bildikleri bir meselede onlarda bunu karsilarindaki resulullah s.a.v de olsa cekinmeden onada bu konuda fikirlerini bir demislerdir.
 

ALI72

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 Nis 2012
Mesajlar
219
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
51
Yaziyi suanda kisa kestim umarim birseyler vermek isteyip verebilmisimdir insallah.Sonra yazidiklarimin arasini acmak ve okurken anlasilmasi icin ve birde sizi yormamak icin yukaridan asagi yazi ayirdim acik görünüp okusun diye.
 
K

kerrar11

Bu arada simdi sana gelelim. Verdigin kaynaklar hep sii destekli. Ibni Hacerden kaynak gostermissin. Bu Ibni Hacer sanirim Ibn-i Haceri Mekki degilmi? Ben kisa bir arastirma yaptim simdi bak bir eserinde soyle soyleniyor

Es-Savâik-ül-Muhrika adındaki kitabı, iki kısımdır Birinci kısmında; dört halîfenin hilâfetlerinin hak üzere olduğu, bu büyüklerin ve Eshâb-ı kirâmın üstünlüklerini, onları sevmemiz lâzım geldiğini, âyet-i kerîme ve hadîs-i şerîflerle isbât etmektedir Şiîlerin, bid’at sâhibi olduklarını, sapık ve yanlış yolda bulunduklarını, İslâmiyete çok zarar verdiklerini yazmaktadır İkinci bölümünde Tathîr-ül-Cenân ismi ile meşhur olup, hazret-i Muâviye’nin ve Amr ibni Âs hazretlerinin Eshâbın büyüklerinden oldukları, İslâmiyete yaptıkları hizmetleri ve Eshâb-ı kirâmın üstünlüğü hakkında çok faydalı ve lüzumlu açıklama yapmaktadır..

Oyle kaynak gosteriyorum demekle olmuyor. Bize sii kaynaklarini karsimiza eser diye cikarma. Ehli Sunnet alimlerinden varsa yaz buraya. Bizde arastirip bakalim yoksa vaktimizi bosa harcama. Yoksa bizde seninkilere sii uydurmasi diyip gecicez. Dedigim gibi yukarida sayidigim Sahabeler hakkinda ne diyorsun sen.

bak size ehli sünnetin kaynaklarından delil vermeye devam ediyorum.


- "Kıyamet günü ashabımın önde gelenlerinden bazısını getirip amel defteri siyah olanlarla birlikte haşr edecekler. Ben "ALLAH'ım! Onlar benim Ashâbım!" dediğimde, şu cevabı duyacağım: "Senden sonra bu Ashâbının neler yaptıklarını bilmiyorsun!" O zaman ben de o salih kulun sözlerini (Mâide, 117'de Hz. İsa'nın (s.a) sözü kastediliyor) tekrarlayacak "..Ve ben aralarında bulunduğum sürece amellerine şahittim onların, beni aralarından aldıktan sonra de kendin şahid oldun" diyeceğim. Bunun üzerine bana şöyle denilecek: "Sen aralarından ayrılır ayrılmaz bunlar mürted olup dinden çıktılar ve eski hallerine döndüler"

Sahihi Buhâri, Maide Suresi tefsirinde "... ve konto eleyhim şehiydâ..." babında ve Kitab'ul Enbiya "... ve ittehazALLAHi..." babında ve Sahihi Tirmizi "Saffet-ul Kıyame" ve "...Macâe fî şa'nul Heşr..." babları ve Tâhâ Suresi tefsiri kısmında
 
K

kerrar11

Yaziyi suanda kisa kestim umarim birseyler vermek isteyip verebilmisimdir insallah.Sonra yazidiklarimin arasini acmak ve okurken anlasilmasi icin ve birde sizi yormamak icin yukaridan asagi yazi ayirdim acik görünüp okusun diye.

sizde aşağıda veceğim ehli sünnet kaynaklarını iyi okuyun. Basiret sahipleri her zaman ibret alır.
 
K

kerrar11

Ilkönce sunu bir diyeyim konu basligi bir hatalidir aslinda böyle olmamasi gerekir hz diye önce bir eklem yapilir sonra isim gelirdi.

Oysa ki buna bir gerek duymamis cünkü onu öyle görmedigi icin suanki Kerar nikli kisi tarafindan.
Böyle kiymetli büyük insanlar icin öyle bir isim eklemsiz kollanilmaz bu hos bir sey degildir.

Sanki her hangi siradan bir kisi varmis baska ifadeylen insandan söz edermis gibi yazmis bu ise öyle bir sahsiyet degil büyük bir insandir bunun yaninda kendisi bir kiymetlidir.

Bizler kim olursa olsun bir büyügümüzü bilip sayip bir saygili olmamiz ve ona vermemiz gereken kiymeti vermek uygun düser suanda ele alinan insan ise hz.muaviye´dir.

Bir kisi düsman ise yada kafir ise bu insan bu halde iken nasil bir müslüman olabilir bunun yaninda bu insan ashabi kiramdan bu halde olup kalsaydi olabilirmiydi böyle bir sey mümkün degildir.

Sonra bir kisi düsünün vahiy kitablari o kadar az iken adeta sayilacak kadar iken hz.muaviye gibi biriside buna dahil olmus bu durumda onun nasil bir kiymetli insan oldugunu bizlere bir gösterir.

Hz.muaviye ayni zamanda resulullah s.a.v´in kayincosudur burda bakilip bu bir esas alirsak resulullah s.a.v bir akraba olmus oldu buda ona bir yakinliktir.

O hic bir zaman bir kafir ordusunun basinda olmadi zaten onun gibi bir sahsiyetin böyle bir seyin basinda bulunmasi bir imkansizdir o bir mu´min idi bir mu´min ise kafirlere yardim etmez hele onlarin basinda bir reis asla olmaz hatta olmakta istemez.

Her ne kadar daha sonra gec bir ashabi kirama dahil olsada hicretten sonra gibi mekke fethinde bir müslüman olsada o güne bir ashabi kiramin büyüklerinden birisi olup ve onlarin arasinada bir katilabilmistir.

Bu zaman kadar tarihten bugünümüze kadar bazi zatlar hakkinda cok seyler yazilip söylenip bir dile getirilmistir bunlardan biriside hz.muaviye´dir.

Simdi bir misal vereyim konunun anlasilmasi acisindan bizler hz.ömerin de cahiliyye devrindeki halini sevmeyiz ve uygunda bulmayip bir redd ederiz bizim icin ne zaman bir müslüman oldu o zamandan itibaren bir kiymetli ve büyük insan olmustur.

Kim olursa olsun islamdan önce ne yapmis ne demis bir yana bizi ilgilendirmez o gibi bir seye bakmayiz cünkü onlar bakilip bir esas alinacak olan seylerden degildir.Islamdan önceki hali müslüman olduktan sonra islam olmak daha önceki isledigini ve söyledi veya düsüngünü ve inandigini seyler silip atar onu bir temizler.

Aklima gelmisken resulullah s.a.v zamaninda yezid var olup hayatta mi idi oysa ki onun hicretten cok sonra yasadigini bilmekteyimdir.

Resulullah s.a.v gibi bir insan niye onlara bir beddua gibi bir söz zikir etsin ki (Her ücünüde rahmetimden uzak tut) ilkönce böyle bir söz o büyük insan olan resulullah s.a.v yakismaz sonra bizim peygamber icin birde su söylenir rahmet peygamberi diye peki bu böyle ise bir rahmet peygamberi büyük insan ashabindan olan insanlar icin bu sözü bir telafuz etmesi mümkün müdür mümkün degildir.

O bildigimiz ve inandigimiz ve sahid oldugumuz kadariyla hic bir sahabesini elestirip bir asagilamamistir onlara birgün olsun bir kere hareket etmemistir peygamber s.a.v hepsini sevmis hepsine bir kiymet vermis onlari birbirinden ayirmadan.

Suanda resulullah s.a.v hz.muaviye yemek yerken cagirmis bir adam gönderek o ise yemekte oldugu icin gelemiyecegini demis bu konuyu daha önce okumustum simdi burda bir dua mi var peygamber s.a.v tarafindan yoksa bedda mi var (Insallah hic doymaz) burda resulullah s.a.v kizmis ve böyle bir söz söylemis bu sözüde alip bir yere cekip kötü görüp kabul etmek bir yanlis olur kim bana diyebilir ki bu söz ayni birisine su sözüyleyenle ayni mi Allah senin belani versin gibi demek oldugunu demin ki peygamber s.a.v´in sözü normal bu söz ise bir beddua´dir.

Sarap icmek ipek elbise giymek altin ve gümüs yemek servisleri kollandi.
Haram caglilari iceren müzik meclisleri tertipletti,bu meslislere katildi.Bu suanda okuduklarim mi okuyunca sok olup hayretler icinde kaldim sanki hz.muaviye degilde oglu yezid den bahis edermis gibi olup anladim aklima o geldi birden hani degilse yezid bunlari yapti o böyle bir zevki sefa sahibi bir insandi bu gibi seyler onun hakkinda kitablarda okuyup bilib bir sahid oldugumuz seylerdendir.Hz.muaviye hakkinda bu gibi adi seyler o bir vasiflanamaz resulullah s.a.v in bir sahabesi bu gibi seylerden uzaktir ona bu gibi seyleri bir yakistiramayiz.

Sonra gelilim hz.muaviye degilde bir baska sahabede olsa bunlari yada biri yapip isleyecek olsa o zaman ki insanlar sahabe´den kim olsa bakipta susmak görüpte bir sey demeden gecmez sahabe böyle bir seyi görmese duymasi ona kafi onu harekete gecirir oda ona bir sözünü tavrini ortaya koymadan esirgemez cünkü onlar alinmasi gereken ve yapilmasi gereken seyleri resulullah s.a.v den görüp ve duyup ögrenmislerdir.

Onlar resulullah s.a.v gibi yasamak onun gibi bir hayat sürmeyi sadece ondan duyup ve gördükleriylen bir yetinmek istemislerdi.Hic bir sahabe kötü bir sey karsisinda susupta bir durmaz ister duydugu isterse gördügü yada bir bildigi meselede kendine yakisani ve söyleyipte yapmasi gereken bir seyde olsa onu söylemek ve yapmaktan kimseden korkmazlardi onlar eger öyle olsaydilar resulullah s.a.v in bir sözü üzerine kendileride bir söz söyleyebilirmiydiler bildikleri bir meselede onlarda bunu karsilarindaki resulullah s.a.v de olsa cekinmeden onada bu konuda fikirlerini bir demislerdir.

"Kevser havuzu kenarında Ashâbımdan bazılarını bana getirirler. Ben onları tanıyınca -kim olduklarını onaylayınca- onları benden ayırıp götürürler. O zaman ben "Ya Rabbim! Ashâbım dı onlar..." dediğimde "Senden sonra onların neler ettiğini bilmiyorsun..." denilir bana"

Sahihi Buhari, Kitab'ul Rıkâk, Fi'l Howz bâbı C.4, S.95 ve kitab'ul Fiten "macâe fi kavlillah-i Teala" babı ve Sünen-i İbni Mâce, kitab-ı Menâsık, "hutbe't-i yevminnehar" babı 5830. hadis ve: Müsned-i Ahmed, C.1, S.453 ve C.3, S.28 ve C.5, S.48.


dikkat ederseniz buharideki bu sözler ashabın bazısıyla ilgilidir. DİKKAT EDİNİZ LÜTFEN BUNLAR ASHAPTANDI DİYOR
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt