Şuara suresi ayet 91
Cehennem de azgınlar için açılıp aşikâre kılınmıştır.
(Cehennemde azgınlar için) Hak yoldan çıkmış îmandan mahrum kalmış kimselere karşı (açılıp aşikâre kılınmıştır) onun şiddetli ateşleri daha ortaya gitmeden karşılarında görünmeğe başlamış, o cehennemin müthiş felâketleri gözleri önünde meydana gelip kalplerini pek ızdıraplı bir hale getirmiş olacaktır.
Şuara suresi ayet 92
Ve onlara denildi ki ibadet ettiğiniz şeyler nerede?.
(Ve onlara) o cehenneme sevkedilecek kâfirlere (denildi ki) yani: O kıyamet günü onları azarlamak için, küçümsemek ve kınamak için muhakkak denilecektir ki, dünyada iken kendilerine (ibadet ettiğiniz şeyler) o putlar, o size ahirette şefaat edeceklerini umduğunuz bâtıl mabutlar, (nerede) onlar ne oldular?. Hani imdadınıza koşmuyorlar?.
Şuara suresi ayet 93
Allah'tan gayrı, -onlar- size yardım ediyorlar mı?. Veya kendilerine mi yardıma çalışıyorlar?.
Evet.. (Allah'tan gayrı) olan, öyle tanrılık mertebesine asla sahip bulunmayan o âciz, fani şeyler ne oldu? Siz onlardan menfaat bekliyordunuz, şimdi onlar (size yardım ediyorlar mı?.) sizden azabı bertaraf edebilecekler mi?, (veya) hut onlar (kendilerine yardıma çalışıyorlar mı?.) kendilerine, gelecek olan bir azabı kendilerinden defe kadir olabilecekler mi?. Ne mümkün!. Bu! o müşrikler için bir azarlama ve kınama sualidir.
Şuara suresi ayet 94
Artık onlar -putlar- ve o azgınlar orada -ateşlere-fırlatılmışlardır.
Evet.. (Artık) şüphe yok ki (onlar) o putlar, o kendilerinden faide umulan şeytanlar, iblis tabiatlı kimseler (ve o azgınlar) o putlara tapmak şaşkınlığında bulunmuş olan müşrikler (orada) o cehennemmlerde ateşlere (fırlatılmışlardır) cehennemde defalarca yüzleri üzerine bırakılmışlardır. Evet.. Onlar öyle korkunç bir azaba maruz kalacaklardır. İstikbale ait olan bu gibi hadiseler, mutlaka gerçekleşeceğinden dolayı derhâl vâki olmuş gibi bildirilmektedir.
Şuara suresi ayet 95
Ve şeytanın bütün orduları da -o ateşe atılmışlardır-.
(Ve şeytanın bütün orduları) İblise tâbi olan, onun gibi insanları dinden, ahlâki faziletten mahrum bırakmaya çalışan ve insan ve cin topluluğunda bulunanlar da o cehennem ateşine atılmış bulunacaklardır.
Şuara suresi ayet 96
Ve onlar orada birbirleriyle düşmanlıkta bulunarak- demiş olacaklardır ki:
(Ve onlar) 0 bâtıl mabutlara tapanlar (orada) cehennemde (birbirleriyle düşmanlıkta bulunarak) kendilerinin cehenneme atılmalarına sebep olan bâtıl mabutlar ile, şeytanlar ile çekişerek (demiş olacaklardır ki) Eyvah biz ne kadar aldanmışız!.
Şuara suresi ayet 97
Allah'a and olsun ki, biz apaçık bir sapıklık içinde imişiz.
(Allah'a kasem olsun ki,) biz dünyada iken ey putlar, ey şeytanlar sizlere tapınmak suretiyle (apaçık bir sapıklık içinde imişiz) bu şimdi mükemmel anlaşıldı. Biz sapıklık içinde yaşamış olduğumuzu şimdi itirafa mecburuz.
Şuara suresi ayet 98
Çünkü biz sizi -ey putlar- âlemlerin Rabbine eşit tutuyorduk.
(Çünkü) biz büyük bir cehalet içinde bulunmuşuz, ey Putlar!. Bâtıl mabutlar!, (biz) dünyada iken (sizi âlemlerin Rabbine eşit tutuyorduk) siz Allah'ın en aşağı birer mahlûku olduğunuz halde sizi ibadete lâyık görme hususunda âlemlerin Rabbine eşit sanmış idik, artık şüphe yok ki pek fahiş bir sapıklık içinde bulunup durmuştuk. Ne elem verici bir itiraf!
Şuara suresi ayet 99
Ve bizi ancak o günahkarlar sapıtmış oldular.
Bu mübarek, âyetler de ahirette dinsizlerin kendi sapıklıklarını itiraf ile buna kimlerin sebebiyet verdiğini ve dosttan, şefaatçiden mahrum bulunduklarını söyleyerek dünyaya dönecek olsalar da îmana kavuşsalar temennisinde bulunacakların bildiriyor. Ve Hz. İbrahim'e ait kıssanın muazzam bir öğüt teşkil ettiğini ve yüce Allah'ın kudret ve yardımını beyan buyurmaktadır. Şöyle ki: Müşrikler, kıyamet gününde kendi sapıklıklarını anlamış, pişmanlık göstermeye başlamış olacaklardır (ve) sapıklıklarına sebep olanları anlamış olarak diyeceklerdir ki: (bizi ancak o günahkârlar) o kendilerine tâbi olduğumuz reislerimiz büyüklerimiz (sapıtmış oldular) onların sözlerine baktık, izlerine düştük, o yüzden sapıklık içinde yaşamış olduk.
Şuara suresi ayet 100
Artık bize ne şefaat edicilerden var.
(Artık) O sebepledir ki, bugün (bize ne efaat edicilerden var) dir ki, bize şefaatleriyle bu felâketten kurtarabilsinler.
Cehennem de azgınlar için açılıp aşikâre kılınmıştır.
(Cehennemde azgınlar için) Hak yoldan çıkmış îmandan mahrum kalmış kimselere karşı (açılıp aşikâre kılınmıştır) onun şiddetli ateşleri daha ortaya gitmeden karşılarında görünmeğe başlamış, o cehennemin müthiş felâketleri gözleri önünde meydana gelip kalplerini pek ızdıraplı bir hale getirmiş olacaktır.
Şuara suresi ayet 92
Ve onlara denildi ki ibadet ettiğiniz şeyler nerede?.
(Ve onlara) o cehenneme sevkedilecek kâfirlere (denildi ki) yani: O kıyamet günü onları azarlamak için, küçümsemek ve kınamak için muhakkak denilecektir ki, dünyada iken kendilerine (ibadet ettiğiniz şeyler) o putlar, o size ahirette şefaat edeceklerini umduğunuz bâtıl mabutlar, (nerede) onlar ne oldular?. Hani imdadınıza koşmuyorlar?.
Şuara suresi ayet 93
Allah'tan gayrı, -onlar- size yardım ediyorlar mı?. Veya kendilerine mi yardıma çalışıyorlar?.
Evet.. (Allah'tan gayrı) olan, öyle tanrılık mertebesine asla sahip bulunmayan o âciz, fani şeyler ne oldu? Siz onlardan menfaat bekliyordunuz, şimdi onlar (size yardım ediyorlar mı?.) sizden azabı bertaraf edebilecekler mi?, (veya) hut onlar (kendilerine yardıma çalışıyorlar mı?.) kendilerine, gelecek olan bir azabı kendilerinden defe kadir olabilecekler mi?. Ne mümkün!. Bu! o müşrikler için bir azarlama ve kınama sualidir.
Şuara suresi ayet 94
Artık onlar -putlar- ve o azgınlar orada -ateşlere-fırlatılmışlardır.
Evet.. (Artık) şüphe yok ki (onlar) o putlar, o kendilerinden faide umulan şeytanlar, iblis tabiatlı kimseler (ve o azgınlar) o putlara tapmak şaşkınlığında bulunmuş olan müşrikler (orada) o cehennemmlerde ateşlere (fırlatılmışlardır) cehennemde defalarca yüzleri üzerine bırakılmışlardır. Evet.. Onlar öyle korkunç bir azaba maruz kalacaklardır. İstikbale ait olan bu gibi hadiseler, mutlaka gerçekleşeceğinden dolayı derhâl vâki olmuş gibi bildirilmektedir.
Şuara suresi ayet 95
Ve şeytanın bütün orduları da -o ateşe atılmışlardır-.
(Ve şeytanın bütün orduları) İblise tâbi olan, onun gibi insanları dinden, ahlâki faziletten mahrum bırakmaya çalışan ve insan ve cin topluluğunda bulunanlar da o cehennem ateşine atılmış bulunacaklardır.
Şuara suresi ayet 96
Ve onlar orada birbirleriyle düşmanlıkta bulunarak- demiş olacaklardır ki:
(Ve onlar) 0 bâtıl mabutlara tapanlar (orada) cehennemde (birbirleriyle düşmanlıkta bulunarak) kendilerinin cehenneme atılmalarına sebep olan bâtıl mabutlar ile, şeytanlar ile çekişerek (demiş olacaklardır ki) Eyvah biz ne kadar aldanmışız!.
Şuara suresi ayet 97
Allah'a and olsun ki, biz apaçık bir sapıklık içinde imişiz.
(Allah'a kasem olsun ki,) biz dünyada iken ey putlar, ey şeytanlar sizlere tapınmak suretiyle (apaçık bir sapıklık içinde imişiz) bu şimdi mükemmel anlaşıldı. Biz sapıklık içinde yaşamış olduğumuzu şimdi itirafa mecburuz.
Şuara suresi ayet 98
Çünkü biz sizi -ey putlar- âlemlerin Rabbine eşit tutuyorduk.
(Çünkü) biz büyük bir cehalet içinde bulunmuşuz, ey Putlar!. Bâtıl mabutlar!, (biz) dünyada iken (sizi âlemlerin Rabbine eşit tutuyorduk) siz Allah'ın en aşağı birer mahlûku olduğunuz halde sizi ibadete lâyık görme hususunda âlemlerin Rabbine eşit sanmış idik, artık şüphe yok ki pek fahiş bir sapıklık içinde bulunup durmuştuk. Ne elem verici bir itiraf!
Şuara suresi ayet 99
Ve bizi ancak o günahkarlar sapıtmış oldular.
Bu mübarek, âyetler de ahirette dinsizlerin kendi sapıklıklarını itiraf ile buna kimlerin sebebiyet verdiğini ve dosttan, şefaatçiden mahrum bulunduklarını söyleyerek dünyaya dönecek olsalar da îmana kavuşsalar temennisinde bulunacakların bildiriyor. Ve Hz. İbrahim'e ait kıssanın muazzam bir öğüt teşkil ettiğini ve yüce Allah'ın kudret ve yardımını beyan buyurmaktadır. Şöyle ki: Müşrikler, kıyamet gününde kendi sapıklıklarını anlamış, pişmanlık göstermeye başlamış olacaklardır (ve) sapıklıklarına sebep olanları anlamış olarak diyeceklerdir ki: (bizi ancak o günahkârlar) o kendilerine tâbi olduğumuz reislerimiz büyüklerimiz (sapıtmış oldular) onların sözlerine baktık, izlerine düştük, o yüzden sapıklık içinde yaşamış olduk.
Şuara suresi ayet 100
Artık bize ne şefaat edicilerden var.
(Artık) O sebepledir ki, bugün (bize ne efaat edicilerden var) dir ki, bize şefaatleriyle bu felâketten kurtarabilsinler.