Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

"KUR'AN-I KERİM'İ NE KADAR TANIYORUZ. (9 Kullanıcı)

sevvalmina

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Eyl 2006
Mesajlar
1,747
Tepki puanı
1
Puanları
0
RE: "KUR'AN-I KERİM'İ NE KADAR TANIYORUZ.

nuresma kardeşimizin sorusunu cevaplayalım olurmu.
 

nuresma

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Eki 2006
Mesajlar
2,975
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
Konum
ankara
RE: "KUR'AN-I KERİM'İ NE KADAR TANIYORUZ.

sevval mina kardeşim ben cevaplayım da artık başka soruya cevap hakkı doğar:)
isra suresi 88-93. ayetler:
88 - Ey Muhammed! De ki: "Yemin olsun, eğer insanlar ve cinler bu Kur'ân'ın benzerini getirmek üzere toplansalar ve birbirlerine yardımcı olsalar bile, yine onun bir benzerini meydana getiremeyeceklerdir."

89 - Yemin olsun ki biz bu Kur'ân'da insanlar için çeşitli misaller vermişizdir. Yine de insanların çoğu inkârlarında ısrar ederler.

90 - Kâfirler şöyle dediler: "Sen, bizim için yerden suyu kesilmeyen bir kaynak fışkırtmadıkça sana asla inanmayacağız."

91 - "Veyahut hurmalıklardan ve üzümlüklerden senin bir bahçen olsun da ortasından şarıl şarıl ırmaklar akıtmalısın."

92 - "Yahut söyleyip zannettiğin gibi, göğü başımıza parça parça düşüresin veya Allah'ı ve melekleri söylediğine şahit getiresin. "

93 - "Yahut altından bir evin olsun, ya da göğe çıkmalısın. Ona çıktığına da asla inanmayız. Ta ki bize, okuyacağımız bir kitap indiresin." De ki: "Rabbimi tenzih ederim. Nihayet ben de, peygamber olan bir insandan başka bir şey değilim."
cumanız mübarek olsun kardeşlerimm
 

sevvalmina

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Eyl 2006
Mesajlar
1,747
Tepki puanı
1
Puanları
0
RE: "KUR'AN-I KERİM'İ NE KADAR TANIYORUZ.

SORUNU KENDİN CEVAPLADIN TEKRAR SORU HAKKI DOĞDU :)
 

nuresma

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Eki 2006
Mesajlar
2,975
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
Konum
ankara
RE: "KUR'AN-I KERİM'İ NE KADAR TANIYORUZ.

sevvalmina yazdı:
SORUNU KENDİN CEVAPLADIN TEKRAR SORU HAKKI DOĞDU :)
tamam canım buyrun ozaman: istiva nedir, Kuranı Kerimde nerelerde geçer?
 

mtekik

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Ağu 2006
Mesajlar
2,702
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
54
Web Sitesi
islamiportal.net
RE: "KUR'AN-I KERİM'İ NE KADAR TANIYORUZ.

nuresma yazdı:
sevvalmina yazdı:
SORUNU KENDİN CEVAPLADIN TEKRAR SORU HAKKI DOĞDU :)
tamam canım buyrun ozaman: istiva nedir, Kuranı Kerimde nerelerde geçer?

istiva lügatte: İstikrar etmek, karar kılmak, kararını bulmak ulüvv-i isti'lâ; yükselmek, yüksek olmak, üstün olmak müsâvî veya mümâsil veya denk olmak; dosdoğru varmak, veya kastetmek, istilâ etmek manalarına gelir

(O, gökleri ve yeri altı günde yaratan, sonra da Arş’a istiva edendir.) [Hadid 4]
Sizin için yerde olanların tümünü yaratan O'dur. Sonra göğe yönelip (istiva edip) de onları yedi gök olarak düzenleyen O'dur. Ve O, herşeyi bilendir. (2/29)

Gerçekten sizin Rabbiniz, altı günde gökleri ve yeri yaratan, sonra arşa istiva eden Allah'tır. Gündüzü, durmaksızın kendisini kovalayan geceyle örten, güneşe, aya ve yıldızlara kendi buyruğuyla baş eğdirendir. Haberiniz olsun, yaratmak da, emir de (yalnızca) O'nundur. Alemlerin Rabbi olan Allah ne yücedir. (7/54)

Şüphesiz sizin Rabbiniz, altı günde gökleri ve yeri yaratan, sonra arşa istiva eden, işleri evirip-çeviren Allah'tır. Onun izni olmadıktan sonra, hiç kimse şefaatçi olamaz. İşte Rabbiniz olan Allah budur, öyleyse O'na kulluk edin. Yine de öğüt alıp düşünmeyecek misiniz? (10/3)

Allah O'dur ki, gökleri dayanak olmaksızın yükseltti; onları görmektesiniz. Sonra arşa istiva etti ve güneş ile aya boyun eğdirdi, her biri adı konulmuş bir süreye kadar akıp gitmektedirler. Her işi evirip düzenler, ayetleri birer birer açıklar. Umulur ki, Rabbinize kavuşacağınıza kesin bilgiyle inanırsınız. (13/2)

Rahman (olan Allah) arşa istiva etmiştir. (20/5)

O, gökleri ve yeri ve ikisinin arasındakileri altı günde yaratan ve sonra arşa istiva edendir. Rahman (olan Allah)dır. Bunu (bundan) haberi olana sor. (25/59)

Allah; gökleri, yeri ve ikisi arasında olanları altı günde yarattı, sonra arşa istiva etti. Sizin O'nun dışında bir yardımcınız ve şefaatçiniz yoktur. Yine de öğüt alıp-düşünmeyecek misiniz? (32/4)

Gökleri ve yeri altı günde yaratan, sonra arşa istiva eden O'dur. Yere gireni, ondan çıkanı, gökten ineni ve ona çıkanı bilir. Her nerede iseniz, O sizinle beraberdir, Allah, yaptıklarınızı görendir. (57/4)
 

sevvalmina

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Eyl 2006
Mesajlar
1,747
Tepki puanı
1
Puanları
0
RE: "KUR'AN-I KERİM'İ NE KADAR TANIYORUZ.

abi allah razı olsun cevaplamışsın.
 

mtekik

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Ağu 2006
Mesajlar
2,702
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
54
Web Sitesi
islamiportal.net
RE: "KUR'AN-I KERİM'İ NE KADAR TANIYORUZ.

S.A.
O HALDE SORUMU SORUYORUM,

"SEMUD KAVMİ HAKKINDA BİLGİ VERİRMİSİNİZ"

K.S.A.O.
 

sevvalmina

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Eyl 2006
Mesajlar
1,747
Tepki puanı
1
Puanları
0
RE: "KUR'AN-I KERİM'İ NE KADAR TANIYORUZ.

semuh kavmi ad kavminin torunları olarak biliniyolar ve o kadar güçlü bi kavimmişki dağları taşları oyup evler yaparlarmış allaha(cc) iman etmeyen kavimlerdendirler allah(cc) onlara peygamber olarak hz salihi gönderir hz salih kavmi içinde sevilen ve saygı duyulan bi insandır kavmini uyarmış onlardan allaha iman etmelerini istemiştir ve bunu üzerine tepki görmüştür:
Semud (halkına da) kardeşleri Salih'i (gönderdik). Dedi ki: "Ey kavmim, Allah'a ibadet edin, sizin O'ndan başka ilahınız yoktur. O sizi yerden (topraktan) yarattı ve onda ömür geçirenler kıldı. Öyleyse O'ndan bağışlanma dileyin, sonra O'na tevbe edin. Şüphesiz benim Rabbim, yakın olandır, (duaları) kabul edendir." Dediler ki: "Ey Salih, bundan önce sen içimizde kendisinden (iyilikler ve yararlılıklar) umulan biriydin. Atalarımızın taptığı şeylere tapmaktan sen bizi engelleyecek misin? Doğrusu biz, senin bizi davet ettiğin şeyden kuşku verici bir tereddüt içindeyiz." (Hud Suresi, 61-62)

hz salihe bir kısım insan inanmıştır bunlar dışındakilerde allah(cc) inkar edip hz salihe inanmamışlardı:Dediler ki: "Senin ve seninle birlikte olanlar yüzünden uğursuzluğa uğradık." (Salih) Dedi ki: "Sizin uğursuzluğunuz (başınıza gelenler) Allah katında (yazılı)dır. Hayır, siz denenmekte olan bir kavimsiniz." Şehirde dokuzlu bir çete vardı, yeryüzünde bozgun çıkarıyorlar ve dirlik-düzenlik bırakmıyorlardı. Kendi aralarında Allah adına and içerek, dediler ki: "Gece mutlaka ona ve ailesine bir baskın düzenleyelim, sonra velisine: Ailesinin yokoluşuna biz şahid olmadık ve gerçekten bizler doğruyu söyleyenleriz, diyelim." Onlar hileli bir düzen kurdu. Biz de (onların hilesine karşı) onların farkında olmadığı bir düzen kurduk. (Neml Suresi, 47-50)


hz salihten bi mucize istediler oda mucizeyi gösterdi kocaman bi kayadn dişi bi deve oldu hz kavmine bu deve allah(cc) devesi ona zarar vermeyin ve suyunuz paylaşın dedi deve öyle büyük bi deveymişki bi günlük sütüyle bütün kavme yetebiliyomuş ama çok büyük olduğundan dolayı şikayetler başlamış hayvanlarının deve yüzünden hastalandıklarını söylemeye başlıyolar ve öldürmaya kara veriyolar bu olay kuran-i kerimde söyşe belirtiliyo:Semud (kavmi) de, gönderilen (elçi)leri yalanladı.
Hani onlara kardeşleri Salih: "Sakınmaz mısınız? demişti. "Gerçek şu ki, ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim. Artık Allah'tan korkup-sakının ve bana itaat edin. Buna karşılık ben sizden bir ücret istemiyorum; Siz burada güvenlik içinde mi bırakılacaksınız? Bahçelerin, pınarların içinde, ekinler ve yumuşak tomurcuklu gözalıcı hurmalıklar arasında? Dağlardan ustalıkla zevkli evler yontuyorsunuz. Artık Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Ve ölçüsüzce davrananların emrine itaat etmeyin. Ki onlar, yeryüzünde bozgunculuk çıkarıyor ve dirlik-düzenlik kurmuyorlar (ıslah etmiyorlar)." Dediler ki: "Sen ancak büyülenmişlerdensin. Sen yalnızca bizim benzerimiz olan bir beşerden başkası değilsin; eğer doğru sözlü isen, bu durumda bir ayet (mucize) getir-görelim." Dedi ki: "İşte, bu bir dişi devedir; su içme hakkı (bir gün) onun, belli bir günün su içme hakkı da sizindir. Ona bir kötülükle dokunmayın, sonra büyük bir günün azabı sizi yakalar." Sonunda onu (yine de) kestiler, ancak pişman oldular. (Şuara Suresi, 141-157)

deveyi öldürdükleri sırada deve 3 kere bağırmıştır ve bunun üzerine hz salih :...(Salih) Dedi ki: 'Yurdunuzda üç gün daha yararlanın. Bu, yalanlanmayacak bir vaattir'." (Hud Suresi, 65) ve üç gün sonra kavmi 3 büyük sesle yok oluyo:O zulmedenleri dayanılmaz bir ses sarıverdi de kendi yurtlarında dizüstü çökmüş olarak sabahladılar. Sanki orada hiç refah içinde yaşamamışlar gibi. Haberiniz olsun; Semud (halkı) gerçekten Rablerine (karşı) inkâr etmişlerdi. Haberiniz olsun; Semud (halkına Allah'ın rahmetinden) uzaklık (verildi.) (Hud Suresi, 67-68)


abi bildiklerimi yazdım eksiklerimi tamamlayın
 

mtekik

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Ağu 2006
Mesajlar
2,702
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
54
Web Sitesi
islamiportal.net
RE: "KUR'AN-I KERİM'İ NE KADAR TANIYORUZ.

sevvalmina yazdı:
semuh kavmi ad kavminin torunları olarak biliniyolar ve o kadar güçlü bi kavimmişki dağları taşları oyup evler yaparlarmış allaha(cc) iman etmeyen kavimlerdendirler allah(cc) onlara peygamber olarak hz salihi gönderir hz salih kavmi içinde sevilen ve saygı duyulan bi insandır kavmini uyarmış onlardan allaha iman etmelerini istemiştir ve bunu üzerine tepki görmüştür:
Semud (halkına da) kardeşleri Salih'i (gönderdik). Dedi ki: "Ey kavmim, Allah'a ibadet edin, sizin O'ndan başka ilahınız yoktur. O sizi yerden (topraktan) yarattı ve onda ömür geçirenler kıldı. Öyleyse O'ndan bağışlanma dileyin, sonra O'na tevbe edin. Şüphesiz benim Rabbim, yakın olandır, (duaları) kabul edendir." Dediler ki: "Ey Salih, bundan önce sen içimizde kendisinden (iyilikler ve yararlılıklar) umulan biriydin. Atalarımızın taptığı şeylere tapmaktan sen bizi engelleyecek misin? Doğrusu biz, senin bizi davet ettiğin şeyden kuşku verici bir tereddüt içindeyiz." (Hud Suresi, 61-62)

hz salihe bir kısım insan inanmıştır bunlar dışındakilerde allah(cc) inkar edip hz salihe inanmamışlardı:Dediler ki: "Senin ve seninle birlikte olanlar yüzünden uğursuzluğa uğradık." (Salih) Dedi ki: "Sizin uğursuzluğunuz (başınıza gelenler) Allah katında (yazılı)dır. Hayır, siz denenmekte olan bir kavimsiniz." Şehirde dokuzlu bir çete vardı, yeryüzünde bozgun çıkarıyorlar ve dirlik-düzenlik bırakmıyorlardı. Kendi aralarında Allah adına and içerek, dediler ki: "Gece mutlaka ona ve ailesine bir baskın düzenleyelim, sonra velisine: Ailesinin yokoluşuna biz şahid olmadık ve gerçekten bizler doğruyu söyleyenleriz, diyelim." Onlar hileli bir düzen kurdu. Biz de (onların hilesine karşı) onların farkında olmadığı bir düzen kurduk. (Neml Suresi, 47-50)


hz salihten bi mucize istediler oda mucizeyi gösterdi kocaman bi kayadn dişi bi deve oldu hz kavmine bu deve allah(cc) devesi ona zarar vermeyin ve suyunuz paylaşın dedi deve öyle büyük bi deveymişki bi günlük sütüyle bütün kavme yetebiliyomuş ama çok büyük olduğundan dolayı şikayetler başlamış hayvanlarının deve yüzünden hastalandıklarını söylemeye başlıyolar ve öldürmaya kara veriyolar bu olay kuran-i kerimde söyşe belirtiliyo:Semud (kavmi) de, gönderilen (elçi)leri yalanladı.
Hani onlara kardeşleri Salih: "Sakınmaz mısınız? demişti. "Gerçek şu ki, ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim. Artık Allah'tan korkup-sakının ve bana itaat edin. Buna karşılık ben sizden bir ücret istemiyorum; Siz burada güvenlik içinde mi bırakılacaksınız? Bahçelerin, pınarların içinde, ekinler ve yumuşak tomurcuklu gözalıcı hurmalıklar arasında? Dağlardan ustalıkla zevkli evler yontuyorsunuz. Artık Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Ve ölçüsüzce davrananların emrine itaat etmeyin. Ki onlar, yeryüzünde bozgunculuk çıkarıyor ve dirlik-düzenlik kurmuyorlar (ıslah etmiyorlar)." Dediler ki: "Sen ancak büyülenmişlerdensin. Sen yalnızca bizim benzerimiz olan bir beşerden başkası değilsin; eğer doğru sözlü isen, bu durumda bir ayet (mucize) getir-görelim." Dedi ki: "İşte, bu bir dişi devedir; su içme hakkı (bir gün) onun, belli bir günün su içme hakkı da sizindir. Ona bir kötülükle dokunmayın, sonra büyük bir günün azabı sizi yakalar." Sonunda onu (yine de) kestiler, ancak pişman oldular. (Şuara Suresi, 141-157)

deveyi öldürdükleri sırada deve 3 kere bağırmıştır ve bunun üzerine hz salih :...(Salih) Dedi ki: 'Yurdunuzda üç gün daha yararlanın. Bu, yalanlanmayacak bir vaattir'." (Hud Suresi, 65) ve üç gün sonra kavmi 3 büyük sesle yok oluyo:O zulmedenleri dayanılmaz bir ses sarıverdi de kendi yurtlarında dizüstü çökmüş olarak sabahladılar. Sanki orada hiç refah içinde yaşamamışlar gibi. Haberiniz olsun; Semud (halkı) gerçekten Rablerine (karşı) inkâr etmişlerdi. Haberiniz olsun; Semud (halkına Allah'ın rahmetinden) uzaklık (verildi.) (Hud Suresi, 67-68)


abi bildiklerimi yazdım eksiklerimi tamamlayın

ABLAM ELİNE SAĞLIK GÜZEL OLMUŞ

ŞİMDİ SORUMUZU ALALIM,
 

sevvalmina

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Eyl 2006
Mesajlar
1,747
Tepki puanı
1
Puanları
0
RE: "KUR'AN-I KERİM'İ NE KADAR TANIYORUZ.

hz eyyüb(as) sabır örneği diye gösterilir ve allahım nşallah bize onun sabırını nasip eder hz eyyüb kuran-ı kerimde 4 surede geçmektedir bu sureleri geçtiği ayeti kerimeleri ve sureler hakkında bilgi biraz uzun olcak ama kolay gelsin:)
 

kabe_yolcusu

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Eki 2006
Mesajlar
41
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: "KUR'AN-I KERİM'İ NE KADAR TANIYORUZ.

004. Sure - NISA Suresi....:HICRETTEN SONRA MEDINE'DE NÂZIL OLMUSTUR, 176 (YÜZYETMISALTI) ÂYETTIR. "NISÂ" KADINLAR DEMEKTIR. BU SÛREDE DAHA ÇOK KADINDAN, CEMIYET IÇINDE KADINLARIN HUKUKÎ VE IÇTIMAÎ YER VE DEGERLERINDEN BAHSEDILDIGI IÇIN ADINA "NISÂ" DENMISTIR.

163. BIZ NUH'A VE ONDAN SONRAKI PEYGAMBERLERE VAHYETTIGIMIZ GIBI SANA DA VAHYETTIK. VE (NITEKIM) IBRAHIM'E, ISMAIL'E, ISHAK'A, YAKUB'A, ESBÂTA (TORUNLARA), ISA'YA, EYYÛB'E, YUNUS'A, HARUN'A VE SÜLEYMAN'A VAHYETTIK. DAVUD'A DA ZEBÛR'U VERDIK.


006. Sure - ENAM Suresi....:EN'ÂM SÛRESI, 165 (YÜZALTMISBES) ÂYETTIR. 91, 92, 93 VE 151, 152, 153. ÂYETLER MEDINE'DE, DIGERLERI MEKKE'DE INMISTIR. SÛRENIN BAZI ÂYETLERINDE ARAPLARIN, KURBAN EDILEN HAYVANLARLA ILGILI BIRTAKIM GELENEKLERI KINANDIGI IÇIN SÛREYE EN'ÂM SÛRESI DENMISTIR. EN'ÂM; KOYUN, KEÇI, DEVE, SIGIR VE MANDA CINSLERINI BIR ARADA IFADE EDEN BIR KELIMEDIR.

84. BIZ O'NA ISHAK VE (ISHAK'IN OGLU) YAKUB'U DA ARMAGAN ETTIK; HEPSINI DE DOGRU YOLA ILETTIK. DAHA ÖNCE DE NUH'U VE O'NUN SOYUNDAN DAVUD'U, SÜLEYMAN'I, EYYUB'U, YUSUF'U, MUSA'YI VE HARUN'U DOGRU YOLA ILETMISTIK; BIZ IYI DAVRANANLARI ISTE BÖYLE MÜKÂFATLANDIRIRIZ. ü


038. Sure - SAD Suresi....:KAMER SÛRESINDEN SONRA MEKKE'DE INMISTIR 88 (SEKSENSEKIZ) ÂYETTIR. ISMINI BIRINCI ÂYETTE YER ALAN SÂD HARFINDEN ALIR.

41. (RESÛLÜM!) KULUMUZ EYYUB'U DA AN. O, RABBINE: DOGRUSU SEYTAN BANA BIR YORGUNLUK VE EZIYET VERDI, DIYE SESLENMISTI.

021. Sure - ENBIYA Suresi....:ENBIYÂ SÛRESI, 112 (YÜZONIKI) ÂYETTIR VE MEKKE'DE NÂZIL OLMUSTUR. BASKA KONULAR YANINDA BILHASSA BAZI PEYGAMBERLER VE ONLARIN KAVIMLERIYLE OLAN MÜNASEBETLERINDEN BAHSETTIGI IÇIN ENBIYÂ (PEYGAMBERLER) SÛRESI ADINI ALMISTIR.

83. EYYUB'U DA (AN). HANI RABBINE: "BASIMA BU DERT GELDI. SEN, MERHAMETLILERIN EN MERHAMETLISISIN" DIYE NIYAZ ETMISTI.

bu sürelerde geçmiştir doğrumudur.
 

mtekik

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Ağu 2006
Mesajlar
2,702
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
54
Web Sitesi
islamiportal.net
RE: "KUR'AN-I KERİM'İ NE KADAR TANIYORUZ.

Hz. Ibrahim soyundan gelen bir peygamber.

Eyyûb (a.s.)'dan Kur'an'da dört yerde bahsedilir ve sabir örnegi olarak takdim edilir (en-Nisâ, 4/163; el-En'âm, 6/84; el-Enbiyâ, 21/83; Sâd, 38/41). Bu ayetleri kabe_yolcusu kardeşim yazmış ben meallerini vermeyeceğim.

Tevrat'ta da "Eyûb" adiyla müstakil bir kitap, Hz. Eyyûb'un kissasina tahsis edilmistir.

Islâm kaynaklarina göre Havrân bölgesinde yasayan ve çok zengin olup, sayisiz mali-mülkü, birçok oglu kizi bulunan Eyyûb (a.s.), kendi toplumuna peygamber olarak gönderilmistir. Sabah-aksam ümmeti ve Allah'a ibâdetle mesgul olan Hz. Eyyûb, Rabbinin bir imtihânina mârûz kalmis, bütün servetini, çocuklarini kaybettigi gibi seytanin kendisine musallat olmasi neticesinde kalbi ve dili hâriç bütün vücudunda çibanlar çikmis, iltihapli yaralar açilmis, yaralarina kurtlar dolmus ve vücudu bozulup kokmaya baslamisti. Bu durumda kocasina hizmete sebât eden esi "Rahmet" hariç hiç kimse onun yanina yanasmadigindan cemiyetten çekilmek mecburiyetinde kalmis, fakat hiçbir zaman sabrini ve Cenâb-i Hakk'a bagliligini kaybetmemistir. Farkli rivâyetlere göre 3, 7, 13 veya 18 sene gibi epey uzun süren bu sikintili dönemden sonra sabriyla imtihâni kazanan Eyyûb (a.s.) Cenâb-i Hakk'in lütfu ve emriyle ayagini yere vurmus, fiskiran su kaynagindan yikanip içerek eski sihhati ve güzelligine kavusmustur. Ayrica kendisine yeniden birçok servet ve çocuk da ihsân edilmistir.

Genellikle kabul edildigine göre bu imtihana ugradigi sirada yetmis yasinda olan Hz. Eyyûb, sifâ bulduktan sonra yirmi yil daha yasamis, diger bazi rivâyetlere göre ise hastaligindan önceki kadar daha ömür sürmüstür. Kendisinden sonra Bisr adindaki bir oglu, kavmine peygamberlik yapmistir

bizim istediğimiz ayetlerdi, onuda kabe yolcusu kardeşimiz doğru cevaplamış. Dolayısıyla soru hakkıda kendilerinin.
 

kabe_yolcusu

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Eki 2006
Mesajlar
41
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: "KUR'AN-I KERİM'İ NE KADAR TANIYORUZ.

EY IMAN EDENLER! EGER BIR FÂSIK SIZE BIR HABER GETIRIRSE ONUN DOGRULUGUNU ARASTIRIN. YOKSA BILMEDEN BIR TOPLULUGA KÖTÜLÜK EDERSINIZ DE SONRA YAPTIGINIZA PISMAN OLURSUNUZ.

hangi ayet ve sürede bilgi verirmisiniz ...

gerçi mtetik abi sen daha kapsamlı verdin ama hakını helal et...
 

mtekik

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Ağu 2006
Mesajlar
2,702
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
54
Web Sitesi
islamiportal.net
RE: "KUR'AN-I KERİM'İ NE KADAR TANIYORUZ.

s.a. kardeşim. bizden taraf hakkımız helal olsun, sizde helal edin lütfen.
sorunuzun cevabı ise
HUCURAT SURESİ 6. AYET BU AYETLE İLGİLİ FİZİLAL-İL KURAN DA GEÇEN TEFSİRİNİDE SİZE AKTARIYORUM.

"Ey inananlar! Size fasık (yoldan çıkmış) bir adam bir haber getirirse onun doğruluğunu araştırın. Yoksa bilmeyerek bir topluluğa karşı kötülük edersiniz de sonra yaptığınıza pişman olursunuz."

Yüce Allah burada emrini fasıkın. getireceği haberin araştırılmasına özel kılıyor. Çünkü onun getirdiği haberin yalan olması muhtemeldir. Sonra, islam toplumunda o toplumu oluşturan kişilerin arasında birbirlerine iletmiş oldukları her haber konusunda bir şüphe yayılmaması gerekmektedir. Yoksa müslümanlar arası bilgi akımı felç olmaya yüz tutar. İnanmış bir toplumda asıl olan, fertlerinin güvenilir ve birbirlerine iletmiş oldukları haberlerin inanılır ve kabul edilir olmasıdır. Oysa fasık, getirmiş olduğu haberin doğruluğu ortaya çıkana kadar şüphe altındadır. Ve bu prensip ile toplumun durumu düzgün hale gelir, kendisine ulaşan haberi alıp reddetmekle orta yolu bulur toplum. İslam toplumu bir fasıkın getirdiği habere dayanarak, hemen acele ile o haberin gereğini yapmaya kalkışmaz. Çünkü bilmeden ve acele ile o topluma zarar verebilir. Sonra da yüce Allah'ı gazaplandıran bir hareketten ve acele ile Hak ve Adaletten uzaklaşmasından dolayı pişmanlık doğar.

Tefsir bilginlerinin çoğuna göre bu ayet, Ebu Muyat'ın oğlu Ukbe oğlu Velid hakkında inmiştir. Resulullah onu Mustalık oğullarının zekatını toplamak için göndermişti. İbni Kesir der ki: Mücahit ve Katade derler ki: Resulallah Ukbe oğlu Velid'i, Mustalık oğullarına zekatlarını toplamak üzere gönderdi. Onlar Velid'i zekatları ile birlikte karşıladılar. Fakat Hz. Velid geri döndü ve: "Ya Resulallah Mustalık oğulları, seninle savaşmak üzere toplanmışlar" dedi. (Katade'nin rivayetinde ayrıca onların islamdan döndükleri de vardır.) Bunun üzene Resulullah Hz. Halid b. Velid'i onlara gönderdi. Ve kendisine durumu inceleyip acele etmemesini emretti. Hz. Halid yola çıkar, geceleyin oraya varır ve gözcülerini gönderir. Gözcüler geri dönünce Hz. Halid'e, Mustalık oğullarının islama bağlı olduklarını onların ezanlarını ve namazlarını duyduklarını haber verirler. Sabah olunca Hz. Halid kendisi bizzat Mustalık oğullarına gider. Ve orada hoşuna giden şeyler görür. Hz. Halid Resulullah'a döner ve haberi ona iletir. Bunun üzerine yüce Allah bu ayeti indirir. Katade der ki: Resulullah der ki: "Tedbirli davranmak Allah'tan, acele ise şeytandandır." İbni Kesir'in tefsirinde yer alan ifade budur. Seleften bir çokları, İbni Ebi Leyla, Roman oğlu Yezid, Dahhak Hibban oğlu Mukatil başta olmak üzere daha birçoklarına göre, bu ayet Ukbe oğlu, Velid hakkında inmiştir. Doğrusunu Allah bilir. (İbni Kesir'in tefsirindeki ifadesi burada son buluyor).

Bu ayetin anlamı geneldir. Ayet fasık olan birinin getirdiği haber karşısında, o haberi süzgeçten geçirmeyi ve tedbirli davranmayı içermektedir. Görevlerini tam olarak yapan doğruların getirdikleri haber ise hemen alınır. Çünkü müslüman toplumda asıl olan bu prensiptir Ve fasıkın getirdiği haber bunun istisnasıdır. Görevlerini tam yapan doğru kimselerin haberini almak ise, tedbirli davranmak prensibinin bir parçasıdır. Çünkü doğru kişi haber kaynaklarından birisidir. Bütün kaynaklardan ve bütün haberlerden şüphe etmek ise mü'min toplum arasında uyulması şart kılınan güven prensibine aykırıdır. Hayatın akışına ve toplum içinde düzenin sağlamasına engeldir. Halbuki islam, hayatı doğal akışı içinde gitmesi için serbest bırakmış ve baştan koymuş olduğu garantileri ve tedbirleri hayatı engellemek için değil aksine korumak için getirmiştir. Bu, haber kaynakları üstüne bir genelleme ve istisna örneğidir.

Öyle görülüyor ki, Ukbe oğlu Velid'in getirdiği ilk haberden dolayı birtakım müslümanlarda bir fevrilik belirmiş ve hemen Resulullah'a çabucak onları cezalandırmasını tavsiye etmişlerdir. Bunun sebebi, bu zümrenin Allah'ın dinine düşkünlükleri ve zekatın verilmemesinden dolayı duydukları kızgınlık idi. Bu ayeti izleyen ayet, onlara muazzam gerçeği ve aralarında yaşayan büyük nimeti hatırlatmaktadır. Ki onun değerini anlasınlar ve onun varlığına karşı sürekli uyanık bulunsunlar...

k.s.e.o.
 

kabe_yolcusu

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Eki 2006
Mesajlar
41
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: "KUR'AN-I KERİM'İ NE KADAR TANIYORUZ.

mtekik yazdı:
s.a. kardeşim. bizden taraf hakkımız helal olsun, sizde helal edin lütfen.
sorunuzun cevabı ise
HUCURAT SURESİ 6. AYET BU AYETLE İLGİLİ FİZİLAL-İL KURAN DA GEÇEN TEFSİRİNİDE SİZE AKTARIYORUM.

"Ey inananlar! Size fasık (yoldan çıkmış) bir adam bir haber getirirse onun doğruluğunu araştırın. Yoksa bilmeyerek bir topluluğa karşı kötülük edersiniz de sonra yaptığınıza pişman olursunuz."

Yüce Allah burada emrini fasıkın. getireceği haberin araştırılmasına özel kılıyor. Çünkü onun getirdiği haberin yalan olması muhtemeldir. Sonra, islam toplumunda o toplumu oluşturan kişilerin arasında birbirlerine iletmiş oldukları her haber konusunda bir şüphe yayılmaması gerekmektedir. Yoksa müslümanlar arası bilgi akımı felç olmaya yüz tutar. İnanmış bir toplumda asıl olan, fertlerinin güvenilir ve birbirlerine iletmiş oldukları haberlerin inanılır ve kabul edilir olmasıdır. Oysa fasık, getirmiş olduğu haberin doğruluğu ortaya çıkana kadar şüphe altındadır. Ve bu prensip ile toplumun durumu düzgün hale gelir, kendisine ulaşan haberi alıp reddetmekle orta yolu bulur toplum. İslam toplumu bir fasıkın getirdiği habere dayanarak, hemen acele ile o haberin gereğini yapmaya kalkışmaz. Çünkü bilmeden ve acele ile o topluma zarar verebilir. Sonra da yüce Allah'ı gazaplandıran bir hareketten ve acele ile Hak ve Adaletten uzaklaşmasından dolayı pişmanlık doğar.

Tefsir bilginlerinin çoğuna göre bu ayet, Ebu Muyat'ın oğlu Ukbe oğlu Velid hakkında inmiştir. Resulullah onu Mustalık oğullarının zekatını toplamak için göndermişti. İbni Kesir der ki: Mücahit ve Katade derler ki: Resulallah Ukbe oğlu Velid'i, Mustalık oğullarına zekatlarını toplamak üzere gönderdi. Onlar Velid'i zekatları ile birlikte karşıladılar. Fakat Hz. Velid geri döndü ve: "Ya Resulallah Mustalık oğulları, seninle savaşmak üzere toplanmışlar" dedi. (Katade'nin rivayetinde ayrıca onların islamdan döndükleri de vardır.) Bunun üzene Resulullah Hz. Halid b. Velid'i onlara gönderdi. Ve kendisine durumu inceleyip acele etmemesini emretti. Hz. Halid yola çıkar, geceleyin oraya varır ve gözcülerini gönderir. Gözcüler geri dönünce Hz. Halid'e, Mustalık oğullarının islama bağlı olduklarını onların ezanlarını ve namazlarını duyduklarını haber verirler. Sabah olunca Hz. Halid kendisi bizzat Mustalık oğullarına gider. Ve orada hoşuna giden şeyler görür. Hz. Halid Resulullah'a döner ve haberi ona iletir. Bunun üzerine yüce Allah bu ayeti indirir. Katade der ki: Resulullah der ki: "Tedbirli davranmak Allah'tan, acele ise şeytandandır." İbni Kesir'in tefsirinde yer alan ifade budur. Seleften bir çokları, İbni Ebi Leyla, Roman oğlu Yezid, Dahhak Hibban oğlu Mukatil başta olmak üzere daha birçoklarına göre, bu ayet Ukbe oğlu, Velid hakkında inmiştir. Doğrusunu Allah bilir. (İbni Kesir'in tefsirindeki ifadesi burada son buluyor).

Bu ayetin anlamı geneldir. Ayet fasık olan birinin getirdiği haber karşısında, o haberi süzgeçten geçirmeyi ve tedbirli davranmayı içermektedir. Görevlerini tam olarak yapan doğruların getirdikleri haber ise hemen alınır. Çünkü müslüman toplumda asıl olan bu prensiptir Ve fasıkın getirdiği haber bunun istisnasıdır. Görevlerini tam yapan doğru kimselerin haberini almak ise, tedbirli davranmak prensibinin bir parçasıdır. Çünkü doğru kişi haber kaynaklarından birisidir. Bütün kaynaklardan ve bütün haberlerden şüphe etmek ise mü'min toplum arasında uyulması şart kılınan güven prensibine aykırıdır. Hayatın akışına ve toplum içinde düzenin sağlamasına engeldir. Halbuki islam, hayatı doğal akışı içinde gitmesi için serbest bırakmış ve baştan koymuş olduğu garantileri ve tedbirleri hayatı engellemek için değil aksine korumak için getirmiştir. Bu, haber kaynakları üstüne bir genelleme ve istisna örneğidir.

Öyle görülüyor ki, Ukbe oğlu Velid'in getirdiği ilk haberden dolayı birtakım müslümanlarda bir fevrilik belirmiş ve hemen Resulullah'a çabucak onları cezalandırmasını tavsiye etmişlerdir. Bunun sebebi, bu zümrenin Allah'ın dinine düşkünlükleri ve zekatın verilmemesinden dolayı duydukları kızgınlık idi. Bu ayeti izleyen ayet, onlara muazzam gerçeği ve aralarında yaşayan büyük nimeti hatırlatmaktadır. Ki onun değerini anlasınlar ve onun varlığına karşı sürekli uyanık bulunsunlar...

k.s.e.o.

tabiki helal olsun abii.

Burdan kendimize ders çıkarmalıyız ben burdan kulaktan dolma sözleri araştırmadan bu doğrudur diyip başkasına yada kendimizi inandırmayalım.
 

eniscack

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
19 Kas 2006
Mesajlar
4
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: sana katılıyorum

RE: sana katılıyorum

merhaba sana katılıyorum çok güzel şeyler yazmışsın insan düşününce neyse seninle konuşmak isterim
 

nuresma

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Eki 2006
Mesajlar
2,975
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
Konum
ankara
RE: "KUR'AN-I KERİM'İ NE KADAR TANIYORUZ.

S.A. ABİ SIRA SENDE SANIRIM AMA KAÇ DEFADIR SORU BULAMADIĞIM İÇİN BEN SORUYORUM İZNİNLE HAKKINI HELAL ETB)
FAKİR BİR MÜSLÜMAN OLAN HABBAB R.A 'IN MÜŞRİKLŞERİN İLERİ GELENLERİNDEN BİRİ OLAN AS B. VAİL'DE ALACAĞI VARDI. HABBAB ALACAĞINI İSTEDİĞİNDE AS ONA ŞÖYLE DEDİ: MUHAMMED'İ İNKAR ETMEDİKÇE BORCUMU VERMEYECEĞİM. HABBAB: ALLAH'A YEMİN EDERİM Kİ, BEN PEYGAMBERİMİ HEM HAYATIM VE ÖLÜMÜM SÜRESİNCE, HEM YENİDEN DİRİLDİĞİM ZAMAN ASLA İNKAR ETMEYECEĞİM DEYİNCE AS ŞÖYLE DEMİŞTİ: ÖYLE İSE DİRİLDİĞN ZAMAN BANA GELİRSİN, O ZAMAN MALIM VE ÇOCUĞUM OLACAĞINA GÖRE SANA OLAN BORCUMU ÖDERİM. BU OLAY ÜZERİNE HANGİ AYETLER İNMİŞTİR???
 

sevvalmina

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Eyl 2006
Mesajlar
1,747
Tepki puanı
1
Puanları
0
RE: "KUR'AN-I KERİM'İ NE KADAR TANIYORUZ.

s.a hayırlı günler ya hafta sonu giremedim sorum cevaplanmış üstüne sorular bile sorulmuş allah razı olsun hakkınızı helal edin.
 

mtekik

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Ağu 2006
Mesajlar
2,702
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
54
Web Sitesi
islamiportal.net
RE: "KUR'AN-I KERİM'İ NE KADAR TANIYORUZ.

nuresma yazdı:
S.A. ABİ SIRA SENDE SANIRIM AMA KAÇ DEFADIR SORU BULAMADIĞIM İÇİN BEN SORUYORUM İZNİNLE HAKKINI HELAL ETB)
FAKİR BİR MÜSLÜMAN OLAN HABBAB R.A 'IN MÜŞRİKLŞERİN İLERİ GELENLERİNDEN BİRİ OLAN AS B. VAİL'DE ALACAĞI VARDI. HABBAB ALACAĞINI İSTEDİĞİNDE AS ONA ŞÖYLE DEDİ: MUHAMMED'İ İNKAR ETMEDİKÇE BORCUMU VERMEYECEĞİM. HABBAB: ALLAH'A YEMİN EDERİM Kİ, BEN PEYGAMBERİMİ HEM HAYATIM VE ÖLÜMÜM SÜRESİNCE, HEM YENİDEN DİRİLDİĞİM ZAMAN ASLA İNKAR ETMEYECEĞİM DEYİNCE AS ŞÖYLE DEMİŞTİ: ÖYLE İSE DİRİLDİĞN ZAMAN BANA GELİRSİN, O ZAMAN MALIM VE ÇOCUĞUM OLACAĞINA GÖRE SANA OLAN BORCUMU ÖDERİM. BU OLAY ÜZERİNE HANGİ AYETLER İNMİŞTİR???

S.A. SORUNUZUN CEVABINI KİMSE VERMEDİĞİNE GÖRE "EVDE KALMIŞ KIZIN VEBALİ AMCAOĞLUNA" MİSALİ FORUMU AÇAN BEN CEVAP VERMEK DURUMUNDAYIM.

CEVABIMIZ MERYEM SURESİ 77-80 AYETLER
77.Şu ayetlerimizi inkâr eden ve: "Bana elbette mal ve çocuklar verilecek" diyeni gördün mü?
78.Gaybden haberdar mı oldu yoksa Rahman'ın katından bir ahid mi aldı?
79.Asla! Biz onun dediğini yazacak ve onun için azabı uzattıkça uzatacağız.
80.Söylediklerine biz varis oluruz ve o bize tek başına gelir

K.S.E.O.
 

sevvalmina

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Eyl 2006
Mesajlar
1,747
Tepki puanı
1
Puanları
0
RE: "KUR'AN-I KERİM'İ NE KADAR TANIYORUZ.

abi sorunuz gelmedi.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt