Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

KİM Şehid.... (3 Kullanıcı)

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
L_avatar_by_vashs_angel.gif
picc.gif
L_avatar_by_vashs_angel.gif
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
Düşman karşısında devamlı cepheyi beklemek lâzım

Daima uyanık olun. Mevla; kâfirlerin silahları, aletleri, güçleri çok diye Müslümanların kâfirlere teslim olmalarını mâzur (özür) kabul etmiyor. Kâfirlere boyun eğin demiyor. Zaten ölecek değil misiniz? Bu yolda ölseniz daha güzel değil mi? Bu ders âyeti çok büyük bir âyet. İnsan bir saniye boş dursa veya şeriatın gayrı ile meşgul olsa gitti gürültüye. Sadece kellesi kopmayacak, namusu da, memleketi de, çoluk çocuğu da, gidecek.


MAHMUD EFENDİ HAZRETLERİ...
--------------------

http://akademyakultur.blogspot.com
http://auakincilari.blogcu.com
http://fikirplatformu.bloggum.com
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
ESSELAM...

_Nasıl olsa öleceğiz , nasıl olsa vurulacağız birgün...vuruşanlar alnından , kavga kaçkınları sırtından...Allah ona ziyade rahmet eylesin ; Osman Yüksel Serdengeçti büyüğümüz , _bir can değil mi , ha urganda ha yorganda demiş ama , efendi hazretlerinin işaret buyurdukları istikamette urganda olsun..Allah ve Rasulü yolunda bifiil savaşırken , bir murabıt olarak davayı gözetlerken...Allah - Rasul - hakikat düşmanlarıyla boğusurken...
Bir sahabe var Abdullah ibn-i Cahş...dua eder uhud savaşında , şöyle der ;

"Allah'ım! beni güçlü kuvvetli iyi vuruşan biriyle karşılaştır. Senin yolunda onunla kıyasıya vuruşayım ve onu öldüreyim. Sonra birisi beni şehit etsin, burnumu kulağımı kessin. Kanlar içinde senin huzuruna varayım. Sana kavuştuğumda. Sen bana " Abdullah! burnunu, kulaklarını ne yaptın'' diye sorasın... Ben de ; Ya Rabbi ben onlarla çok kusur işledim. Senin huzuruna getirmeye utandım... Senin ve Peygamberinin yolunda onlar kesildi... Toza toprağa bulanarak huzuruna geldim, diyeyim", dedi.
O yiğitçe çarpışarak düşman safları arasına daldı... Şehidlik özlemiyle hamle üstüne hamle yaptı. ..O kadar kahramanca çarpıştı ki, bir ara kılıcı kırıldı... Sevgili Peygamberimiz onu gördü ve hemen bir hurma dalı uzattı... Böylece savaşa devam etmesini istedi. O yiğit kahramanın elinde bu dal bir kılıç oldu, onunla vuruştu... Fakat kendisi de sayısız oklara maruz kaldı ve şehadet şerbetini içti... Kafirler onun cesedine hücum etti. Burnunu ve kulağını kestiler... O , isteğine kavuşmuştu... Sevgili Peygamberimiz onu gözyaşları arasında "Şehidlerin efendisi" Hazreti Hamza (r a) ile birlikte aynı yere defnetti!

_Allah rasulunün sahabeleri işte..O'nlar öyleydi..şahadet aşkı onlarda herzaman ziyadeleşir ve onlar böyle yanıp tutuşurlar , hep sehadeti arzu ederlerdi..
_ Ey ölüm adın şahadet olsun..Ey asil kurtuluş , gel kurtar bizi , daha fazla uzamasın dünya sürgünümüz!



--------------------

ates7.gif
BU YÜREK VURULMAZ ZİNCİRE...BU YÜREK ÖLÜME HAZIR !
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
Cihad kahramanlar doğurur ve turnusol gibi korkakları ortaya çıkarır... Asilleri yüceltir ve hâinleri alçaltır... Münâfıkları açığa çıkarır ve Allah’ın samimi kullarını büyük ödül Cennet’le ödüllendirir...Peygamberimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem) buyurdu ki: ‘‘Ecelimizi bilemeyiz lâkin nasıl öleceğimizi seçebiliriz.’’
EY ÖLÜM ADIN ŞAHADET OLSUN
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
_Ya Rabbi Habib-i Edibi nin ümmetine sen merhamet et..yalnız senden yardım ve merhamet dileniyoruz..Ve bizi intikamına memur olma vasıflarına haiz eyle..Düşmanlarına karşı bizi tahkimeyle ve ehl-i cihadı zaferlere erdir..içinde bulunduğumuz şu acziyetten bizi kurtar , kalplerimizden vehn i sök al ve onu düşmanlarımızın kararmış kalplerine yerleştir..amin !
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
düşmanın üstüne gidemiyorsan eğer

eğer "yaradandan" çok korkuyorsan ondan

kölece de olsa yaşama tutkun

aşkınsa yaradana sevginden



ve fikir dediğin eğer

kaçanın can simidi

kuş tüyünden bir yataksa

öfkeden ıraksa

sığınaksa

ve inanç dediğin

yürüyeni durdurmaksa



sen! kötü kadından beter

git kuyruk salla düşmanına

yaran, zararsızlığını göster

ve seyret elde silah döğüşeni
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
Ya Rabbi Habib-i Edibi nin ümmetine sen merhamet et..yalnız senden yardım ve merhamet dileniyoruz..Ve bizi intikamına memur olma vasıflarına haiz eyle..Düşmanlarına karşı bizi tahkimeyle ve ehl-i cihadı zaferlere erdir..içinde bulunduğumuz şu acziyetten bizi kurtar , kalplerimizden vehn i sök al ve onu düşmanlarımızın kararmış kalplerine yerleştir..amin !
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
Quran_and_Kalma_justice_by_sultanmahmood.jpg




"Müşriklere karşı mallarınızla, canlarınızla we dillerinizle Cihâd ediniz.’’

(Ebû Dâwûd, Cihâd 18, Nesâî, Cihâd 2, 48)​

Bu Hadîs-i Şerîf, Cihâdın ana esâslarıyla ilgili genel talimat niteliği taşımakdadır. "Dil ile Cihâd" demek, Mücâhidleri Cihâddan önce we Cihâd esnâsında düşmanla savaşa teşwîk edici, onların cesâret we şecaatlerini coşdurucu wasfda sözler söyleyip, şiir we maqâleler yazarak faâliyet göstermek, Cihâdın bir parçası sayılır. Kâfir we müşriklerin kınanması, tehdîd we kötü aqîbetlerinin ortaya konulması, sapıklık we batıl yolda olmalarının ortaya konulması we morallerinin bozulması da dil ile Cihâdın bir çeşididir. Cihâdın her çeşidinin toplumda canlı tutulması bir wazîfedir.
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
Şehadet Bir Çağrıdır Tüm Nesillere Ve Çağlara Selâm Olsun Allah Yolunda Savaşanlara! (*)

Cihad KOLGEZEN


Tarihte bu hafta şehid olan 3 kahramanımız var…

baran111.png

Cahid Ayaz!


5004.jpg


Metin Yüksel!


3533.jpg


Malcolm X!


Ve, şehid olmasa da hayatı hep şehadeti aramakla geçmiş bir kahraman daha, Kafkas Kartalı Şeyh Şamil…

Bu kahramanlardan hangi birini nasıl anlatalım ki?

27 Şubat 1995’de şehid olan Cahid Ayaz! İslâm düşmanlığı yapan ADD Ankara şubesine Fedâ Eylemi gerçekleştirirken şehid oldu. Cahid Ayaz, İbda’nın “Kendinden Zuhur” diyalektiğine harika bir misâl…

Neredeyse kimsenin bilmediği, tanımadığı bir kahraman…

Şehadeti ile tanınıyor ve biliniyor, bir daha akıllardan silinmemecesine!

Sonra, Metin Yüksel!

Cahid Ayaz yaşarken ne kadar namsız ve nişansız yaşadıysa, Metin Yüksel bir o kadar ters, olabildiğince nam ve ün sahibi olmuştu kısacık hayatında.

O, Fatih Akıncılarından…

O, Fatih’ten başlayarak, isminin her gittiği yerde düşmanlarını ti tir titren…

Son devir İslâm âlimlerinden merhum Molla Sadreddin’in oğlu…

Metin Yüksel, Akıncı yapılanması içerisinde dergimiz Yayın Kurulu’ndan Kâzım Albayrak’a (Kızıl Rudi) bağlı faaliyet gösterirken, şahsında “Akıncı” kavramını sembolleştiren yiğitlerden, remz şahsiyetlerden biri oluyor ve 23 Şubat 1979’da, Fatih Camiî’nin avlusunda, İstanbul’u fetheden ceddimiz Fatih Sultan Mehmed Hân’ın huzurunda, İstanbul’u kuyrukçulara yâr etmemek istemeyişine karşı ondan kurtulmak isteyen kuyrukçular tarafından şehid ediliyor.

İstanbul’a gider, Fatih Camiî’ni de ziyaret ederseniz eğer, Fatih Sultan’a fatiha okuduktan sonra, avluda kırmızı ile işaretlenmiş bir yer bulursunuz. Bulamazsanız oradaki görevlilere, Metin Yüksel’in şehid düştüğü yeri sorun, onlar size o kırmızı boyalı yeri göstereceklerdir. Bir fatiha da şehidimize gönderin. Şefaatlerini isteyin. Dualarınıza bizi de katmayı unutmayın inşallah!

Ve Mâlik El Şahbaz, namı diğer Malcolm X!

Emperyalizmin kalbinde, emperyalizme meydan okuyan yiğit!

Hayatının ilk devreleri, Amerika’nın zenciler için seçtiği, lâyık gördüğü hayata uygun geçerken, bu hayatın tabiî neticesi olarak düştüğü cezaevinde İslâm’la tanışan ve çıktıktan sonra Amerika Müslümanlarını örgütlemeye başlayan kahraman.

İlk zamanlarda bu örgütleme kendilerine öğretilen manipüle edilmiş İslâm sebebiyle bir tepki almazken, Hacca gidip İslâm’ın hakikatini öğrendikten sonra döndüğü ülkesinde eski hâline 180 derece zıt bir mücadele içine girince bu defa fincancı katırlarının ürktüğünü ve kendisine cephe aldıklarını görüyoruz. Bu süreç neticesinde, aldığı tehditleri hiçe sayarak, konferans vermek üzere çıktığı kürsüde 21 Şubat 1965’de üzerine açılan ateş neticesi şehid oluyor. “Gerçek şehid!”

Kafkas Kartalı Şeyh Şamil!

Mevlâna Hâlid’in müridi ve halifesi, Mevlân Hâlid’in emperyalizme karşı tornadan geçirdiği yüzlerce, binlerce silâhtan bir silâh Şeyh Şamil!

O, şehid olma nasibine eremese de verdiği mücadele ile hâlâ Allah için, vatan için, din için, imân için, namus için, şeref için, bağımsızlık ve hürriyet için savaş verenlere ilham olmaya, yol göstermeye, ders vermeye devam ediyor.

Koca Moskof’a kafa tutan, bir avuç yiğidiyle beraber Rus Ayısı’nı yıllar boyu kudurtan, Kafkasların Moskof Ayısı için huzurlu bir in olmasının mümkün olmadığı fikrini nesillerin ruhuna kazıyan kahraman.

Savaşını son âna kadar devam ettirdiyse de çok az kalan askerleri ve çoluk-çocuk, kadın-kız ihtiyarlardan oluşan etrafındakilerle beraber bir dağ başında kuşatılıp o hâlde de uzun müddet direndikten sonra teslim olmak zorunda kaldı. Buna rağmen yanındaki bir kısım yiğitleri teslim olmayı reddederek kuşatmayı yarıp kurtuldular ve bağımsızlık savaşını devam ettirdiler.

Dünyanın kaydettiği gelmiş geçmiş en büyük gerilla liderlerinden biri olan Şeyh Şamil geriye kalan çoluk- çocuk, kadın, ihtiyarla birlikte teslim olduktan sonra hayatının son günlerini geçirmek üzere gittiği Medine’de, 4 Şubat 1871 günü şeriatı yoluna savaştığı Allah Resûlü’nün mübarek beldesinde son nefesini verdi. Cennet-i Bâkî’ye defnedildi…

Yüce Rabbim onların ruhaniyetini üzerimizden eksik etmesin ve onları bize yardımcı eylesin! İnşallah şefaatlerine nail oluruz. O şehidlerin hürmetine, yüce Allah’tan bizlere şehadet şuuru nasip etmesini, Muntakîm ismine iltica ederek bizleri intikamına memur etmesini ve şehadeti nasip kılmasını istiyoruz.

(*) Şehid Metin Yüksel

BARAN Dergisi Sayı: 111
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
Bir sahabe var Abdullah ibn-i Cahş...dua eder uhud savaşında , şöyle der ;

"Allah'ım! beni güçlü kuvvetli iyi vuruşan biriyle karşılaştır. Senin yolunda onunla kıyasıya vuruşayım ve onu öldüreyim. Sonra birisi beni şehit etsin, burnumu kulağımı kessin. Kanlar içinde senin huzuruna varayım. Sana kavuştuğumda. Sen bana " Abdullah! burnunu, kulaklarını ne yaptın'' diye sorasın... Ben de ; Ya Rabbi ben onlarla çok kusur işledim. Senin huzuruna getirmeye utandım... Senin ve Peygamberinin yolunda onlar kesildi... Toza toprağa bulanarak huzuruna geldim, diyeyim", dedi.
O yiğitçe çarpışarak düşman safları arasına daldı... Şehidlik özlemiyle hamle üstüne hamle yaptı. ..O kadar kahramanca çarpıştı ki, bir ara kılıcı kırıldı... Sevgili Peygamberimiz onu gördü ve hemen bir hurma dalı uzattı... Böylece savaşa devam etmesini istedi. O yiğit kahramanın elinde bu dal bir kılıç oldu, onunla vuruştu... Fakat kendisi de sayısız oklara maruz kaldı ve şehadet şerbetini içti... Kafirler onun cesedine hücum etti. Burnunu ve kulağını kestiler... O , isteğine kavuşmuştu... Sevgili Peygamberimiz onu gözyaşları arasında "Şehidlerin efendisi" Hazreti Hamza (r a) ile birlikte aynı yere defnetti!

_Allah rasulunün sahabeleri işte..O'nlar öyleydi..şahadet aşkı onlarda herzaman ziyadeleşir ve onlar böyle yanıp tutuşurlar , hep sehadeti arzu ederlerdi..
_ Ey ölüm adın şahadet olsun..Ey asil kurtuluş , gel kurtar bizi , daha fazla uzamasın dünya sürgünümüz!
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
Emperyalist İşgal 6. yılında

Yaşasın Anadolu kurtuluş savaşı...
Yaşasın Irak kurtuluş savaşı...
Selâm olsun Irak'ın yiğit fedailerine...
Selâm olsun Afganistan'ın yiğit fedailerine...
Selâm olsun Kafkasya'nın yiğit fedailerine...
Selâm olsun "kan pahası can pahası dönmem diyenlere..."


“sen oradan kıracaksın zinciri
ben buradan

bir gün mutlaka kavuşacak
ellerimiz”


"ölüm bir kez
doğmak hergün
doğan
aydınlığında
dünyanın
kurtulmuş canlarla...

bu yürek vurulmaz zincire

bu yürek ölüme hazır
biliriz
zafer mutlak inananın

yani savaşanın
yani sırtüstü yatanın değil
yani inanmayanın.

bu destan
suların akışı gibi
küfrün surlarına tırmanışın
ve ilklerden başka örnek tanımaksızın
savaşanların

sen! anadolunun sahibi
sen! beklenen
sen! kurtulacak
ve kurtaracak olan

duy milyonlarca hasretin sesini
sen eryürek nasipli
beklenen sensin
özlenen sensin
gözlenen sen..."
(Aydınlık Savaşçıları-Salih MİRZABEYOĞLU)

[/CENTER]


[FONT=comic sans ms,sans-serif]
rsp.jpg
[/FONT]
[/COLOR][/SIZE][/FONT]

[/CENTER]
 

<DAMLA>

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Eki 2007
Mesajlar
6,461
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
Ey Şehadet Gel De Bana...


Ey şehadet
Sensizlikten kan damlar oldu gözlerimden
Ne olur sanki salsalar beni dağlara
Ne olur bende kan kustursam şu küffara
Naralarla versem ortalığı velveleye
ALLAHUEKBER nidalarıyla çoşsam bir bedir misali...

Ey şehadet
Çok özledi seni yaralı gönlüm
Halid bin velid misali susadım sana
Artık kalmadı bende Nuhun sabrı
Geylaninin aşkına ulaşır oldu gönlüm senle
Seni bekleyen dudaklarım her an seni heceler de
Sen yine gelmezsin , bir bomba olup patlamazsın şü yüreğimde...

Ey şehadet
Sana susamış gönüller var burada
Seni isteyen nice can hazır bekler oldu sırada
Hepsi git desen gidecek kadar cesur
Hepsi öl desen ölecek kadar yiğit aslında
Ama sen hala gel demedin
Hala çağırmadın bizi o sonsuzluga düçar nidanla
Bi seslensen bize maveradan
Bi gel desen koşacak sana milyonlarca yürek el ele
Ah şehadet gel desen keşke bana

Ey Şehadet Gel De Bana...




Ey Şehadet Gel De Bana...


emeğinize saglık degerli abimiz
rabbimize emanetsiniz inşallah
selam ve dua ile
<<B)>>
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
Emperyalist İşgal 6. yılında

Irak 6 yıldır başta Amerika ve İngiltere olmak üzere siyonist Haçlı terör örgütlerince İşgal altında tutulmaktadır.Bu açıdan Yedi düvele karşı destansı bir şekilde İstiklal savaşı veren Iraklı vatansever direnişçileri saygı ile selamlıyoruz.
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
Emperyalist İşgal 6. yılında Irak 6 yıldır başta Amerika ve İngiltere olmak üzere siyonist Haçlı terör örgütlerince İşgal altında tutulmaktadır.Bu açıdan Yedi düvele karşı destansı bir şekilde İstiklal savaşı veren Iraklı vatansever direnişçileri saygı ile selamlıyoruz
iraki_unutma.jpg

19/03/2009
1691.jpg
Irak İşgali, 20 Mart 2003 tarihinde ABD ve müttefikleri İngiltere, İtalya, Polonya, Avustralya'nın desteğiyle Irak işgal edilmiş.Ve bu savaşta 1 milyondan fazla Müslüman Irak vatandaşı katledilerek tarihe emperyalist Haçlı devletlerinin en büyük Katliamı olarak geçmiştir.
Irak İşgalinden günümüze uzayan süreçte gelişen hadiseleride göz önünde bulundurularak diyebiliriz ki Irak ABD İMPARATORLUĞU için bir nevi geri çekilme sürecinin de başlangıcı olmuş ve insiyatif artık tamamı ile Müslümanların eline geçmiştir.Irak ile birlikte Müslüman Dünyası insiyatifi eline almış ABD başta olmak üzere bütün işgalci sürülerine karşı topyekün karşı koyan konumuna geçmiştir.Velhasıl Irak'ı işgal eden ABD ve ortakları şu anda ekonomik kriz batağında ve çöküş ile karşıkarşıyadırlar.Bu açıdan da Irak bir dönüm noktasıdır.
Amerikan İmparatorluğunun Bush'tan sonra yerine geçen lideri Obama ile değişim yaşadığı ve Müslüman Dünyası için'de kurtuluş olarak sunulduğuna şahit oluyoruz.Irakta ki katliamlar unutturulmaya,ve dünyada ki Amerika imajı değiştirilmeye çalışılmaktadır.Kesinlikle ABD değişmemiştir işgal ve katliamları ile yeni bir döneme girilmiş olup özellikle IRAK VE KATLEDİLEN MİLYONLARCA İNSANI UNUTMAMANIZ gerektiğini ikaz ediyoruz.​
Irak'ı unutma ve unutturma !
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
İşgalin 6, Yılında İHH Irak Raporu ‘Ahlaksız işgal'in 6. yılında emperyalist Amerika'yı lanetle anıyoruz 20 Mart 2003 tarihinde başlayan savaşta yüz binlerce Iraklı şehit düşerken, Irak'ın tüm zenginlik kaynakları ABD ve işbirlikçileri tarafından yağmalandı
20/03/2009
1700.jpg
İHH Ortadoğu Özel Temsilcisi Ahmet Emin Dağ'ın hazırladığı “Irak Raporu”, vahşi işgali tüm çıplaklığı ile gözler önüne seriyor.

Her ay ortalama 4 bin insanın çatışmalarda hayatını kaybettiği Irak'ta, Batılı araştırma ve (Lancet Dergisi gibi) uzmanlık kuruluşlarının ailelerle görüşerek yaptığı hesaplamaya göre 650.000 civarında sivil öldürüldü.

IRAK'TA DOKTOR KALMADI
Irak'ta işgal öncesi kayıtlı yaklaşık 34 bin doktor bulunmaktaydı. 2003'teki işgalden beri şiddet olayları sebebiyle 20 bini aşkın doktor ülkeyi terk etti. Aynı sürede yaklaşık 2 bin doktor da öldürüldü.

EĞİTİMİ BİTİRDİLER
Okul çağındaki her 5 çocuktan sadece 1'i okula gidebiliyor. 800 bin çocuk okulunu terk etmek zorunda kaldı. Önceki yıllarda okuma yazma oranının % 80'lere kadar çıktığı ülkede, okur-yazarlık oranı 15 yılda % 60'a gerilemiş durumda.

Komşu ve kardeş ülke Irak'ın, Amerikan işgaline uğramasının 6. yılını lanetle anıyoruz. 20 Mart 2003 tarihinde başlayan savaşta yüz binlerce Iraklı şehit düşerken, Irak'ın tüm zenginlik kaynakları yağmalandı. İHH Ortadoğu Özel Temsilcisi Ahmet Emin Dağ'ın hazırladığı “Irak Raporu”, vahşi işgali tüm çıplaklığı ile gözler önüne seriyor. Dağ'ın; UNDP, 2002 Arab Humanitarion Development Report; WHO, World Health Statistics 2008; UNESCO, Situation Analysis of Education in Iraq; WFP, 2004 Baseline Food Security Analysis in Iraq ile Irak Kalkınma ve Planlama Bakanlığı tarafından hazırlanan Ulusal Kalkınma Stratejisi raporlarında verilen bilgilere dayandırdığı çalışması, İHH'nın bölgedeki tespitleri ile birleştirilerek yeniden yayınlandı. İşte tüm detayları ile vahşi Irak Raporu:

IRAK'TA TAM BİR KATLİAM YAŞANDI
20 Mart 2003 tarihinde başlayan Irak işgali ile birlikte Saddam Hüseyin dönemindeki tüm yapı iptal edilirken, Amerikalıların denetiminde “Geçici Koalisyon Yönetimi” kuruldu. İşgalin ilk haftalarındaki görüntü “kontrol” yerine tam bir kargaşa idi. Tüm ordu ve polis teşkilatı lağvedildiğinden toplumsal kaosu kontrol edecek mekanizma kalmamış, her türlü öldürme, adam kaçırma, yağma, hırsızlık ve suistimal için zemin oluşmuştu. Baasçı yönetimi ve yöneticileri tasfiye adına biraz da göz yumulan bu yıkım, kendisinden sonraki tüm algı ve pozisyonları etkiledi.

IRAK'I BİRBİRİNE DÜŞÜRDÜLER
2007 yılı ile birlikte kendi bölgelerinde güvenliği sağlamak üzere ABD'nin Sünni aşiretlere silahlanma izni yeni bir denge durumu ortaya çıkardı. “Uyanış Hareketleri” (Hareketü's-Sahve) adıyla bilinen grupların silahlı milis sayısı 200 bine yaklaşırken, devlet içinde bağımsız bir orduya dönüşmeleri Amerika'nın tetiklediği Şii-Sünni ilişkileri yönünden farklı bir tehlikenin de oluşmasına neden oldu.

Maliki hükümetinin, çoğunluğu Şii gruplardan oluşan Irak güvenlik güçlerine alternatif olarak güçlenen bu grupları Irak güvenlik güçlerine eklemleme çabaları çok da etkili olamadı. Halen ulusalcılardan selefi gruplara, laik Baasçılardan İslamcı gruplara kadar 60'tan fazla silahlı gücün Amerikan işgal güçlerine ama çoğunlukla birbirlerine karşı savaştığı Irak'ta hedefin “karşı tarafın sivilleri” olması, Irak'taki sosyal yıkımı beslemektedir.

EKONOMİSİ ÇÖKTÜ
Bundan 20 yıl öncesinde Irak ekonomisi 27 Arap ülkesi arasında Suudi Arabistan'dan sonra en büyük ikinci ekonomi idi. 1980 yılından bu yana devam eden savaşlar sebebiyle, petrolden elde edilen zenginlik savaş giderlerini karşılamak üzere seferber edilirken, ambargoların halk üzerindeki olumsuz etkilerini hafifletmek gibi çok yönlü harcamalar sebebiyle altyapı yatırım ve hizmetleri hep ertelendi. Bugün Irak ekonomisi “geçici bir çöküşün” içinde bulunmaktadır. Çöküşü “geçici” kılan ise, ekonominin temel motoru olan petrolün potansiyel bir zenginlik olarak korunuyor olması ve iyi yönetilmesi halinde Irak'taki olumsuz insani durumu 10 yıl gibi bir sürede düzeltebilecek imkanı barındırmasıdır. 1990'lı yılların başında Kuveyt'in işgali ardından uygulanan uluslararası ambargo sebebiyle, ekonomik dengelerle birlikte halkın yaşam standardı da negatif seyir izledi. Milli gelirinden daha yüksek dış borca sahip Irak (120 milyar dolar), yüksek işsizlik (%65), yüksek enflasyon (%35-50), ambargolar sebebiyle eskimiş altyapısı (%80) ile ekonomik göstergelerde İslam dünyasının en kötüsü durumunda. Irak'ın 27 milyonluk nüfusunun 16 milyonu çalışma yaşındaki iş gücünden oluşuyor ve bunların yarısından fazlası işsiz durumda.

ALTYAPISINI BİTİRDİLER
Irak'ta bulunan yaklaşık 5 milyon hane içinde 3,5 milyonu (15 milyon insan) elektrik alamamaktadır. En iyi durumdaki başkent Bağdat'ta günde en fazla 7 saat elektrik verilmektedir. Irak'ta mevcut kapasite ile 8000 MW elektrik ihtiyacının sadece yarısı karşılanabiliyor. İhtiyacın karşılanması için en az 12 milyar dolarlık yatırım gerekiyor. Elektrik olmadığı için pompa istasyonları gerekli kapasite ile çalışmadığından, nüfusun yüzde 90'ı temiz suya ulaşamıyor. Ülke çapında bulunan 177 kanalizasyon ve arıtma tesisinden sadece 34 tanesi çalışabilecek durumda. Buralarda çalışacak işçi bulmak da çok zor. Zira 2005 yılından bu yana öldürülen 500 belediye işçisinin büyük bölümünü arıtma tesislerindeki savunmasız işçiler oluşturmaktaydı.

EĞİTİMİ BİTİRDİLER
Okul çağındaki her 5 çocuktan sadece 1'i okula gidebiliyor. Ülkede işgal sonrası yaşanan şiddet sebebiyle ve özellikle mezhebi güdülerle gerçekleştirilen saldıralar ardından 800 bin çocuk okulunu terk etmek zorunda kaldı. Önceki yıllarda okuma yazma oranının % 80'lere kadar çıktığı ülkede okur-yazarlık oranı 15 yılda % 60'a gerilemiş durumda. Bu oran kadınlarda % 47 düzeyinde. 1980'li yıllarda Ortadoğu'da en iyi eğitim veren ülke durumundaki Irak, bugün tüm bölgenin en geri kalmış ülkesi halinde. Yetişkinlerin yüzde 22'si hiç okula gitmezken, ilkokula yazılma oranı, bir üst seviyede, örneğin liseye, kayıtlarda yarı yarıya azalmakta, üniversiteye girişlerde ise olması gerekenden onda bir daha düşmektedir. Eğitimciler yönünden de Irak en tehlikeli bölgelerin başında gelmektedir. İşgalin başından beri 500'ü aşkın eğitimci ve bilim adamı suikastla hayatını kaybederken, önemli bir bölümü de ülke dışına kaçmak zorunda kalmıştır.

DÜNYA YETİMLERİNİN 5'TE BİRİ IRAKTA
İşgalin başladığı 2003 yılından bu yana her gün ortalama 400 çocuk yetim durumuna düşerken, ortalama 80 kadın da dul kaldı. Halen ülkede 5 milyonu aşkın yetim çocuk ve 1 milyonun üzerinde dul bulunuyor. Dul kalanların tamamı eşi öldürüldüğünden bu duruma düşmüş değil. Boşanmalar sebebiyle dul kalanların sayısı da azımsanmayacak boyutlarda. Irak toplumunda savaş öncesi fazla yaygın olmayan boşanmalar yüzde 200 oranında artmış durumda. Buna karşın yeni evlilikler de yüzde 50 oranında azaldığından, Irak toplumu, savaş sonrası sendromuna, yani kadın sayısı ile erkek sayısı arasındaki dengenin kadınlar aleyhine bozulması sürecine girmek üzeredir. Irak, 195 ülke arasında yapılan sıralamada çocuk ölümlerinde en fazla ölümlerin olduğu ilk 27 ülke arasında bulunmaktadır. Dul ve yetim sayısının bu denli yüksek seviyede olması, Irak toplum yapısının önümüzdeki yıllarını etkileyeceğinden, acilen gerekli önlemlerin alınması gerekmektedir. Öte yandan; işgal ve çatışmalardan 20 bin doktor ülkeyi terk etmek zorunda kaldı.

HER AY ORTALAMA 4 BİN KİŞİ ÖLÜYOR
Her ay ortalama 4 bin insanın şiddet sebebiyle hayatını kaybettiği Irak'ta sivil ölüm sayısı hakkında değişik rakamlar söylense bile, herkesin üzerinde birleştiği nokta, mağdur sayısının her geçen gün katlanarak artmasıdır. Irak'ta işgalin başladığı 2003 Mart ayından bu yana hayatını kaybedenlerin sayısı hakkında üç farklı kaynağın rakamları karşılaştırmalı olarak ele alındığında durum ne kadar çelişik görünürse görünsün, ölen siviller her birinde onbinlerle ifade ediliyor ve sivil mağduriyetin artan boyutları konusundaki gerçek değişmiyor. Buna göre savaşın başladığı 2003 yılı Mart ayından beri ölen Iraklı sivillerin sayısı 95.000'i buldu. Irak Sağlık Bakanlığı ise 5 yılda ölen sivillerin sayısını 155.000 olarak belirlemiş. Batılı araştırma ve (Lancet Dergisi gibi) uzmanlık kuruluşlarının ailelerle görüşerek yaptığı hesaplama 650.000 sivilin öldüğünü ortaya koyuyor.

 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
Mehmet Şevket Eygi / 21.03.2009 / Milli Gazete
Birgün rahmetli üstad Necip Fazıl'la görüşüyorduk, yanımızda başka kimse yoktu. Heyecanlı ve duygulu idi, bana şöyle dedi:

"Şevket, benim Rabbımın huzuruna götürecek bir şeyim yok. Sadece şunu götüreceğim: Ya Rabbi!.. Senin ve Resulü'nün düşmanlarını sevmedim, onlara buğz ettim..." Bunları söylerken sesi titremiş, gözleri buğulanmıştı.

Müslümanın temel vazifelerinden biri de:

Allah için sevmek, Allah için düşmanlık etmektir. Buna eskiden "Hubbu fillah buğzu fillah" denirdi.

Allah'a iman eden, Allah'tan korkan, Allah'ı seven Müslüman, Peygamberi canından çok sever.

Ashab-ı kiramı sever.

Tâbiîn'i sever.

Evliyaullahı sever.

Eimme-i müctehidîni, fukahayı, ulemâyı sever.

Ehl-i Beyt efendilerimizi sever.

Ricalullahı sever.

Allah için canlarını vermiş gerçek şehidleri sever.

İhlaslı mücahidleri sever.

Zahidleri, muttekıleri, gerçek şeyhleri ve gerçek dervişleri sever.

Bütün iman kardeşlerini, imanları dolayısıyla sever. Onlarda sevilmeyecek taraflar ve sıfatlar varsa, sadece onları sevmez.

Müslüman kimleri sevmez?

Allah düşmanlarını sevmez.

Resulullah düşmanlarını sevmez.

Ümmet düşmanlarını sevmez.

Nifakları kendilerini küfre götüren münafıkları sevmez.

Fasık-ı mütecâhirleri sevmez.

Bid'atçileri, şayet bid'atleri kendilerini küfre götürüyorsa hiç sevmez.

Bid'atçi olmakla birlikte, mü'min kalanların bid'atlerini ve bid'atçiliğini sevmez.

Müslüman Nemrud'u, Fir'avun'u, Haman'ı sevmez.

Müslüman Çingiz'i, Hülâgû'yu sevmez.Müslüman Tağutları sevmez.

Müslüman deccalları ve kezzabları sevmez.

Müslüman din ile, iman ile, Kur'ân ile, Şeriat ile savaşan kâfirleri sevmez.

Müslüman Abdullah ibn Sebe'leri sevmez.

Müslüman, din kardeşlerini imanlarından dolayı ezen, süründüren, onlara işkence eden, onları öldüren azılı ve harbî kâfir ve zalimleri sevmez.

Müslüman haram yiyicileri, halkı aldatanları, emanetlere hıyanet edenleri, harbî İslâm düşmanlarıyla işbirliği yapanları sevmez, sevemez.

Evet, Müslüman Allah için sever, Allah için düşmanlık eder.
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
_esselam..._

Üstada rahmet...Allah mekanını cennet etsin...o hakiki manada bir aksiyon mücadele adamı..o bir devre mührünü vurmuş bir direnişçi..o yıllar Necip Fazıllı yıllar olarak anılır tarihimizde..adeta tek başına bir ordu gibi yapmış mücadelesini ..eğilmeden - bükülmeden - deimen dik durarak..Allah ve Rasul düşmanlarına-egemenlere hep tepeden bakarak..Allah layık-ı veçhile ona evlat eylesin bizleri ve dahi mücadelenin hakkını veren ve Üstadından devraldığı emanete halel getirmeyen ve Anadolu kıtası büyüklüğündeki dava taşını yerine koymak ulvi misyonunu yine layık-ı veçhile idrakle bu uğurda can pahası-kan pahası hep ileri ileri atılanlardan eylesin..inş..amin!



--------------------
ates7.gif
BU YÜREK VURULMAZ ZİNCİRE...BU YÜREK ÖLÜME HAZIR !

 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt