Mehmet Şevket Eygi / 21.03.2009 / Milli Gazete
Birgün rahmetli üstad Necip Fazıl'la görüşüyorduk, yanımızda başka kimse yoktu. Heyecanlı ve duygulu idi, bana şöyle dedi:
"Şevket, benim Rabbımın huzuruna götürecek bir şeyim yok. Sadece şunu götüreceğim: Ya Rabbi!.. Senin ve Resulü'nün düşmanlarını sevmedim, onlara buğz ettim..." Bunları söylerken sesi titremiş, gözleri buğulanmıştı.
Müslümanın temel vazifelerinden biri de:
Allah için sevmek, Allah için düşmanlık etmektir. Buna eskiden "Hubbu fillah buğzu fillah" denirdi.
Allah'a iman eden, Allah'tan korkan, Allah'ı seven Müslüman, Peygamberi canından çok sever.
Ashab-ı kiramı sever.
Tâbiîn'i sever.
Evliyaullahı sever.
Eimme-i müctehidîni, fukahayı, ulemâyı sever.
Ehl-i Beyt efendilerimizi sever.
Ricalullahı sever.
Allah için canlarını vermiş gerçek şehidleri sever.
İhlaslı mücahidleri sever.
Zahidleri, muttekıleri, gerçek şeyhleri ve gerçek dervişleri sever.
Bütün iman kardeşlerini, imanları dolayısıyla sever. Onlarda sevilmeyecek taraflar ve sıfatlar varsa, sadece onları sevmez.
Müslüman kimleri sevmez?
Allah düşmanlarını sevmez.
Resulullah düşmanlarını sevmez.
Ümmet düşmanlarını sevmez.
Nifakları kendilerini küfre götüren münafıkları sevmez.
Fasık-ı mütecâhirleri sevmez.
Bid'atçileri, şayet bid'atleri kendilerini küfre götürüyorsa hiç sevmez.
Bid'atçi olmakla birlikte, mü'min kalanların bid'atlerini ve bid'atçiliğini sevmez.
Müslüman Nemrud'u, Fir'avun'u, Haman'ı sevmez.
Müslüman Çingiz'i, Hülâgû'yu sevmez.Müslüman Tağutları sevmez.
Müslüman deccalları ve kezzabları sevmez.
Müslüman din ile, iman ile, Kur'ân ile, Şeriat ile savaşan kâfirleri sevmez.
Müslüman Abdullah ibn Sebe'leri sevmez.
Müslüman, din kardeşlerini imanlarından dolayı ezen, süründüren, onlara işkence eden, onları öldüren azılı ve harbî kâfir ve zalimleri sevmez.
Müslüman haram yiyicileri, halkı aldatanları, emanetlere hıyanet edenleri, harbî İslâm düşmanlarıyla işbirliği yapanları sevmez, sevemez.
Evet, Müslüman Allah için sever, Allah için düşmanlık eder.