Başörtüsü takmayın be kardeşim(!)
Kulağınıza hoş gelmedi sanırım.
Sinir katsayınız ve öfkeniz şaha kalktı zannımca.
Ama önce bir sakin olun, derince bir ‘La havle’ çekin. Lanetleyin kovulmuş iblisi!
‘Başörtüsü’ ve ‘örtünmenin’ ne kadar hassas değerler olduğunu çok iyi biliyorum.
Ve karşı değilim zaten.
Bilakis 28 Şubat dönemini ben de yaşadım.
Tam on iki yaşındaydım.
Demokrasinin ayaklar altına alındığı, dini müesseselerin ardı ardına kapandığı ve en önemlisi de başörtüsü yasağının hortladığı dönemde ‘başörtüye uzanan eller kırılsın!’ dediğim için polisimizden ‘cop’ yemiştim.
Hem de okkalısından!
Düşündükçe acısını hissediyorum.
Ama olsun.
Beddua bile etmiyorum.
Ne yapsın mübarek? Çocuklarına ekmek götürmek için mecburdu coplamaya.
Zalim ise zalimliğini yapıyordu.
Üniversite’ye başı kapalı diye alınmayanlar, disipline sevk edilenler, fişlenenler…
Oğlunun yemin törenini izlemek için kışlaya gelen yetmiş yaşındaki başı kapalı teyzeyi oturduğu yerden kapı dışarı edenler…
Örtünenlere bu ülkede yaşama hakkı yok, Arabistan’a gitsin! diyenler…
Nelerde neler.
Bütün bunları yaşadık.
Halbuki başörtüsü Allah’ın emri…
Nasıl ki namaz kılmak, oruç tutmak farz kılınmışsa, kadınların da başını kapaması farzdır.
Farzı-ı ayndır.
Hatta şöyle diyor alemlerin Rabbi:
“Mü'min kadınlara da söyle: Gözlerini (harama çevirmekten) kaçındırsınlar ve ırzlarını korusunlar; süslerini açığa vurmasınlar, ancak kendiliğinden görüneni hariç. Başörtülerini, yakalarının üstünü (kapatacak şekilde) koysunlar.”
Ayet, gayet açık ve net…
Cumhuriyet tarihinden beri başörtü meselesi hep gündemde…
Namaza, oruca müdahale edemiyoruz, bari başörtüsünü kaldıralım dediler.
Nitekim muvaffak da oldular.
Son dönemlerde ise, demokratikleşme adına olumlu şeyler oluyor, başörtüsü meselesi de kısmi de olsa serbestliği artıyor. Bayan kardeşlerimiz Üniversite’lere rahat girebiliyor.
Lakin benim dert edindiğim de şudur ki: Madem bir bahar havası geldi, o kadar haksız uygulamalar geride kalıp derin bir nefes alındı, acaba buna mukabil bayan kardeşlerimiz aslına uygun başörtülerini takıyorlar mı?
Evet, takıyorlar.
Ancak örtünmekte önemli olan sadece başını kapamak değil, vücut hatlarını belli etmeyecek ve başkalarının dikkatini çekmeyecek şekilde giyinmektir.
Çok üzülerek söylüyorum ki bayanlar buna dikkat etmiyorlar ve ehl-i dünyanın tuzağına düşüp, moda rüzgarlarına kapılıyorlar.
Buna bağlı olarak da yaşam tarzlarında da eksen kayması yaşanıyor.
Son zamanlarda anlamlı bir cümle çıktı.
“Başörtüsü tarz değil, farzdır” diye, kim demişse doğru demiş.
Çünkü başını kapayan bayanlar erkek gibi olamaz, Müslüman olmak için erkeğin bir şiarı yok, sakal bırakmak sadece Müslümanlığın şiarı olsaydı, Charles Darwin’in cami hocası olması gerekirdi.
Ancak kadın başörtüsü takarsa Müslümanlığını ilan etmiş olur. Allah’ın farzını yerine getirmiş ve o, Müslüman olmanın sorumluluğunu yüklenmiştir. Ona göre de davranmak zorundadır.
Bu hususta zerre miskal taviz vermeyen insanlarımız da var. Örtünmeyi sadece başı kapamak olarak görmeyip, takva ve sebatta kemale ermişler.
Onları tenzih ediyorum.
Ama örtünmeyi manasından uzaklaştıranları da şiddetle kınıyorum.
28 Şubat döneminde yediğim “copun” acısını hala hissediyorsam, kınamaya devam edeceğim.
Ve şöyle diyorum:
Ey başını örten Müslüman kardeşim!
Göze batan, dikkat çekici renkli elbiseler giyip, ehl-i dünyanın havasına kapılacaksan,
İnce ve dar elbiseler giyip, örtünmenin manasından uzaklaşacaksan,
Süslü eşyalarını şıngırdatarak, topuklu ayakkabılar giyip, tak tuk sesleri çıkararak herkesin dikkatini üzerine toplayacaksan,
Başkalarının hissedeceği kadar koku süreceksen,
Yüzünü aşırı boya ile boyayacaksan,
Yarım çıplak bacaklı ve kısa kollu giyineceksen,
Ammenin önünde, erkeklerle laubali şekilde haya etmeden rahatça davranacaksan,
Aranızda evlilik akdi olmayan erkeklerle rahatça kol kola gezeceksen,
Başörtüsü takmayın be kardeşim!
Ta ki, kimse demesin başörtülülerin yaşam tarzına bakın, bir de başörtüsü savunuculuğu yapıyorlar.
Biz de “okkalı cop” yediğimizde oh be! İyi ki yemişim, iyi ki “başörtüye uzanan eller kırılsın” demişim, değmiş diyelim.
Ömer Çelebi
Mühendis-Yazar
@omrcelebi
Kulağınıza hoş gelmedi sanırım.
Sinir katsayınız ve öfkeniz şaha kalktı zannımca.
Ama önce bir sakin olun, derince bir ‘La havle’ çekin. Lanetleyin kovulmuş iblisi!
‘Başörtüsü’ ve ‘örtünmenin’ ne kadar hassas değerler olduğunu çok iyi biliyorum.
Ve karşı değilim zaten.
Bilakis 28 Şubat dönemini ben de yaşadım.
Tam on iki yaşındaydım.
Demokrasinin ayaklar altına alındığı, dini müesseselerin ardı ardına kapandığı ve en önemlisi de başörtüsü yasağının hortladığı dönemde ‘başörtüye uzanan eller kırılsın!’ dediğim için polisimizden ‘cop’ yemiştim.
Hem de okkalısından!
Düşündükçe acısını hissediyorum.
Ama olsun.
Beddua bile etmiyorum.
Ne yapsın mübarek? Çocuklarına ekmek götürmek için mecburdu coplamaya.
Zalim ise zalimliğini yapıyordu.
Üniversite’ye başı kapalı diye alınmayanlar, disipline sevk edilenler, fişlenenler…
Oğlunun yemin törenini izlemek için kışlaya gelen yetmiş yaşındaki başı kapalı teyzeyi oturduğu yerden kapı dışarı edenler…
Örtünenlere bu ülkede yaşama hakkı yok, Arabistan’a gitsin! diyenler…
Nelerde neler.
Bütün bunları yaşadık.
Halbuki başörtüsü Allah’ın emri…
Nasıl ki namaz kılmak, oruç tutmak farz kılınmışsa, kadınların da başını kapaması farzdır.
Farzı-ı ayndır.
Hatta şöyle diyor alemlerin Rabbi:
“Mü'min kadınlara da söyle: Gözlerini (harama çevirmekten) kaçındırsınlar ve ırzlarını korusunlar; süslerini açığa vurmasınlar, ancak kendiliğinden görüneni hariç. Başörtülerini, yakalarının üstünü (kapatacak şekilde) koysunlar.”
Ayet, gayet açık ve net…
Cumhuriyet tarihinden beri başörtü meselesi hep gündemde…
Namaza, oruca müdahale edemiyoruz, bari başörtüsünü kaldıralım dediler.
Nitekim muvaffak da oldular.
Son dönemlerde ise, demokratikleşme adına olumlu şeyler oluyor, başörtüsü meselesi de kısmi de olsa serbestliği artıyor. Bayan kardeşlerimiz Üniversite’lere rahat girebiliyor.
Lakin benim dert edindiğim de şudur ki: Madem bir bahar havası geldi, o kadar haksız uygulamalar geride kalıp derin bir nefes alındı, acaba buna mukabil bayan kardeşlerimiz aslına uygun başörtülerini takıyorlar mı?
Evet, takıyorlar.
Ancak örtünmekte önemli olan sadece başını kapamak değil, vücut hatlarını belli etmeyecek ve başkalarının dikkatini çekmeyecek şekilde giyinmektir.
Çok üzülerek söylüyorum ki bayanlar buna dikkat etmiyorlar ve ehl-i dünyanın tuzağına düşüp, moda rüzgarlarına kapılıyorlar.
Buna bağlı olarak da yaşam tarzlarında da eksen kayması yaşanıyor.
Son zamanlarda anlamlı bir cümle çıktı.
“Başörtüsü tarz değil, farzdır” diye, kim demişse doğru demiş.
Çünkü başını kapayan bayanlar erkek gibi olamaz, Müslüman olmak için erkeğin bir şiarı yok, sakal bırakmak sadece Müslümanlığın şiarı olsaydı, Charles Darwin’in cami hocası olması gerekirdi.
Ancak kadın başörtüsü takarsa Müslümanlığını ilan etmiş olur. Allah’ın farzını yerine getirmiş ve o, Müslüman olmanın sorumluluğunu yüklenmiştir. Ona göre de davranmak zorundadır.
Bu hususta zerre miskal taviz vermeyen insanlarımız da var. Örtünmeyi sadece başı kapamak olarak görmeyip, takva ve sebatta kemale ermişler.
Onları tenzih ediyorum.
Ama örtünmeyi manasından uzaklaştıranları da şiddetle kınıyorum.
28 Şubat döneminde yediğim “copun” acısını hala hissediyorsam, kınamaya devam edeceğim.
Ve şöyle diyorum:
Ey başını örten Müslüman kardeşim!
Göze batan, dikkat çekici renkli elbiseler giyip, ehl-i dünyanın havasına kapılacaksan,
İnce ve dar elbiseler giyip, örtünmenin manasından uzaklaşacaksan,
Süslü eşyalarını şıngırdatarak, topuklu ayakkabılar giyip, tak tuk sesleri çıkararak herkesin dikkatini üzerine toplayacaksan,
Başkalarının hissedeceği kadar koku süreceksen,
Yüzünü aşırı boya ile boyayacaksan,
Yarım çıplak bacaklı ve kısa kollu giyineceksen,
Ammenin önünde, erkeklerle laubali şekilde haya etmeden rahatça davranacaksan,
Aranızda evlilik akdi olmayan erkeklerle rahatça kol kola gezeceksen,
Başörtüsü takmayın be kardeşim!
Ta ki, kimse demesin başörtülülerin yaşam tarzına bakın, bir de başörtüsü savunuculuğu yapıyorlar.
Biz de “okkalı cop” yediğimizde oh be! İyi ki yemişim, iyi ki “başörtüye uzanan eller kırılsın” demişim, değmiş diyelim.
Ömer Çelebi
Mühendis-Yazar
@omrcelebi